Diyanet Frankfurt Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta katılımcılar, Orta Çağ’dan 1961 yılındaki işçi göçüne kadar olan döneme dair değerlendirmeler ışığında, Birinci Dünya Savaşı öncesi dönemdeki ikili ilişkilerin boyutlarını Dr. Latif Çelik’ten dinleme fırsatı buldular. Türklerin ve Almanların tarihin önemli bir döneminde birlikte yol yürümelerinin Anglo-Sakson dünyasında nasıl bir siyasi endişe yarattığına dikkat çeken Çelik, „Tarihin milletler mücadelesi olduğunu biliyoruz. Ancak son 150 yılda Türkiye ve Almanya’nın yan yana yürümeleri, Ortadoğu, Balkanlar ve Batı Avrupa’da nasıl sonuçlar doğurduğunu anlamak için bilgilerimizi sürekli güncellemeliyiz,“ diyerek, „Almanya son 2 asırdır Türklere özel bir önem vermiştir. Elbette bu birliktelik zaman zaman siyasette projeler üreterek çeşitli alanlarda iş birliklerine dönüşmüştür. İki milletin ortak hareket ettiği dönemlerde, buna muhalefet eden çevrelerin onyıllar boyunca hep aynı noktada durduklarını gözlemleyebiliyoruz.“ ifadeleriyle Almanya ve Türkiye’nin bölgesel konumlarının önemine vurgu yaptı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerine de değinen Dr. Latif Çelik, „Avrupa içeride sıkışıp politika üretemez hale geldikçe Türkiye’nin önemi artacaktır. Tarihin derinliklerinden bugüne iki milletin ilişkilerine baktığımızda bunu daha iyi anlayabiliyoruz. Avrupa’dan Türkiye’ye gelen birçok yenilik Almanya üzerinden gelmiştir. Vergi, eğitim, teknoloji başta olmak üzere birçok yasa, yönetmelik ve bürokratik düzenleme yeni Cumhuriyet döneminde Almanya’nın desteğiyle uygulanmıştır. Erken Cumhuriyet döneminde Atatürk, Junkers ve Lufthansa ile masaya oturarak Türkiye’nin ilk uçak sanayisinin temellerini Almanya ile birlikte atmıştır,“ diyerek ilgi çekici bilgiler verdi.
Dr. Latif Çelik, sözlerini Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden günümüze yansıyan Türk-Alman kültürel izlerini konu alan slayt gösterileri ile tamamladı.