Son yıllarda, Türkiye’nin Ortadoğu’daki rolü hem bölgesel hem de küresel düzeyde büyük değişimlere uğramıştır. Türkiye, coğrafi olarak Ortadoğu’nun kalbinde yer alması ve stratejik önemi nedeniyle, bölgedeki gelişmelerde önemli bir oyuncu olmayı sürdürmektedir. Ancak Türkiye’nin Ortadoğu politikasının temeli sadece geçmişteki ittifaklara değil, aynı zamanda küresel ve bölgesel güç dengelerindeki değişimlere de dayanmaktadır.
Bölgesel Güç Dengelerinin Değişimi
Ortadoğu, son yıllarda iç savaşlar, terörizm, etnik ve mezhepsel çatışmalar gibi ciddi sorunlarla sarsılmıştır. Bu kaotik ortamda Türkiye, hem kendi güvenliğini sağlamak hem de bölgesel istikrarı desteklemek amacıyla aktif bir dış politika izlemektedir. Suriye iç savaşı, Türkiye’nin Ortadoğu’daki rolünü en fazla şekillendiren faktörlerden biri olmuştur. Türkiye, Suriye’deki iç savaşa müdahil olarak sınır güvenliğini sağlamak ve bölgedeki radikal unsurların etkisini azaltmak için çeşitli askeri operasyonlar gerçekleştirmiştir. Aynı zamanda, mülteci akınının önlenmesi ve Suriyeli sivil halkın korunması amacıyla da önemli adımlar atmıştır.
İran ve Suudi Arabistan ile İlişkiler
Türkiye, Ortadoğu’nun büyük güçleri olan İran ve Suudi Arabistan ile hem rekabet hem de işbirliği içinde hareket etmektedir. İran, özellikle Şii ekseninde Türkiye’nin bölgedeki en güçlü rakiplerinden biridir. Türkiye ile İran’ın zaman zaman çıkarları örtüşse de, bölgesel hegemonya mücadelesinde farklı tutumlar sergiledikleri görülmektedir. Örneğin Suriye’deki gelişmeler, Türkiye ve İran’ı karşı karşıya getiren bir unsur olmuştur. Suudi Arabistan ile de ilişkiler karmaşık bir hal almıştır. Türkiye, Suudi Arabistan ile ekonomik ve stratejik işbirlikleri geliştirmeye çalışırken, 2018 yılında Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki konsolosluk binasında öldürülmesi gibi olaylar ilişkilerde gerilimlere yol açmıştır. Buna rağmen, Suudi Arabistan ve Türkiye enerji ve ticaret gibi alanlarda işbirliğini sürdürmektedir.