Her başlangıç bir vedayı, her veda yeni bir umudu içinde barındırır. İnsan, dünyaya gözlerini açarken anne rahmine veda eder, olgunlaşmak için çocukluğunu geride bırakır. Doğruya ulaşmak için yanlıştan, iyiye ulaşmak için kötüden, sevaba ulaşmak için günahtan vazgeçmek gerekir. Zira ayrılmadan kavuşamaz, kavuşmadan ayrılamayız. Recep ve Şaban aylarını geride bırakarak Ramazan’a kavuştuğumuz gibi, bayrama ulaşmak için Ramazan’a “elveda” demek zorundayız.
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş vesilesi olan Ramazan-ı Şerif’e veda ediyoruz. Ramazan bitti diye hüzün, bayrama ulaştık diye sevinç duyuyoruz. Şu üç günlük dünya hayatında bize cennetten üç günlük bir esinti hediye ettiği için Yüce Allah’a hamd ediyoruz, teşekkür ediyoruz.
Ramazan, unutulmaya yüz tutmuş değerlerimizi yeniden yeşerten, kalplerimizi tazeleyen bir bilinçlenme mevsimiydi. Ramazan bir mektepti, bir öğretmendi. Ramazan bize, kayıtsız şartsız Allah’a teslim olmanın, en temel insani ihtiyaçlarımıza dahi O’nun emriyle el uzatmamanın yüceliğini öğretti. Hırsın, kibrin, öfkenin prangalarından kurtulmayı, her türlü kötülükten, çirkinlikten ve yalandan uzak durmanın erdemini fısıldadı. Nefsimizi terbiye etmenin, benliğimizi kontrol altına almanın, malımızın bir kısmından feragat ederek cömertliğin hazzına ulaşmayı yaşattı. Ramazan bizlere veren el olmanın tarifsiz mutluluğunu, alan elin dualarıyla gönlümüzü zenginleştirmenin huzurunu yaşattı. Ramazan bize, bizi biz yapan kadim değerlerimizi, birlik ve beraberlik şuurumuzu, inananların tek vücut olma idrakini yeniden hatırlattı. Kur’an’ın kadrini kıymetini, Kur’an’lı bir gecenin Kur’an’sız bir ömürden daha hayırlı olduğunu öğretti. Gelişiyle rahmet oldu Ramazan. Bereket verdi bize, huzur yaşattı hanelerimize. Gönül dünyamıza iyi geldi, iyileştirdi bizi Ramazan. Takvamızı, takviyemizi artırdı Ramazan. veda ederken de avuçlarımıza bayramı hediye bıraktı Ramazan.
Gelin Ramazan’da öğrendiğimiz tüm bu kazanımları Ramazan’dan sonra rafa kaldırmayalım. Bayramın manevi atmosferini fırsat bilerek aramızdaki dargınlıklara son vermeye çalışalım. Yaşlılarımızı ziyaret ederek veya telefonla arayarak hayır dualarını alalım. Çocuklarımızın yüzlerini güldürerek bayramın neşesini onlara yaşatalım. Dünyanın dört bir yanında zulüm gören, açlık çeken, savaşların pençesinde inim inim inleyen mazlum kardeşlerimizi de asla unutmayalım. Onların acılarını yüreğimizde hissedelim, dualarımızla onlara destek olalım.
Yüce Rabbim rahmetini hak eden, mağfirete nail olup ebedi kurtuluşa eren ve ebedi bayram olan cenneti kazanan kullarının arasına bizleri de dahil eylesin.
Bu duygu, düşünce ve dualarla Almanya’da yaşayan kardeşlerimiz başta olmak üzere bütün Müslüman aleminin Mübarek Ramazan Bayramı’nı içtenlikle kutluyor; 30 Mart Pazar gününden itibaren üç gün süreyle idrak edeceğimiz Ramazan Bayramının hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Dr. Muharrem KUZEY
DİTİB Genel Başkanı
