Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

In seiner Sitzung vom 29. Juli 2022 hat der Aufsichtsrat der Flughafen Nürnberg GmbH die Verlängerung des Vertrages von Geschäftsführer Dr. Michael Hupe um weitere fünf Jahre bis Oktober 2028 beschlossen.

„Ich freue mich, dass Dr. Michael Hupe uns für weitere fünf Jahre an der Spitze des Airports Nürnberg erhalten bleibt. Gerade in den letzten beiden herausfordernden Pandemiejahren hat Dr. Hupe durch großes Engagement und unermüdlichen Einsatz überzeugt. Hierfür danke ich im Namen des Aufsichtsrats herzlich und wünsche ihm und dem ganzen Flughafen-Team viel Erfolg für die kommenden Jahre“, so Finanzminister und Aufsichtsratsvorsitzender Albert Füracker.

Mit der Fortführung der Zusammenarbeit würdigt der Aufsichtsrat die erfolgreiche Entwicklung des Flughafens vor der Pandemie, die dazu führte, dass fünf Jahre in Folge ein Gewinn ausgewiesen werden konnte, sowie die strategischen Weichenstellungen zur Wiederbelebung der Konnektivität der Region nach der Pandemie. Dr. Hupe bedankte sich für das in ihn gesetzte Vertrauen.

Der 1964 in Seattle/USA geborene Dr. Michael Hupe war nach seinem Studium zum Diplom-Wirtschaftsingenieur von 1990 bis 1995 als Wissenschaftlicher Mitarbeiter an der Technischen Hochschule Darmstadt tätig. Nach Abschluss seiner Promotion begann er 1995 seine berufliche Karriere bei der Kreditanstalt für Wiederaufbau. Im Mai 1998 wechselte Dr. Hupe zur Fraport AG in den Bereich Controlling, Rechnungswesen und Finanzierung und übernahm später den Posten des Leiters Konzernfinanzierung. Ab 2002 war er als alleinverantwortlicher Geschäftsführer der Flughafen Dresden GmbH tätig. Zum 1. November 2013 übernahm er die Geschäftsführung am Albrecht Dürer Airport Nürnberg.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından düzenlenen Türkiye Mezun Ödülleri programında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Yurt dışından gelerek Türkiye’deki üniversitelerden mezun olmak, yalnızca bir akademik kazanım ya da kariyer yolu değildir. Türkiye’de öğrenim görmek, kendinizi evinizde hissederek dünyaya açılabilmektir”
 

 

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde YTB tarafından düzenlenen  “Türkiye Mezunları Forumu” programı kapsamındaki Türkiye Mezun Ödülleri etkinliği İstanbul’da gerçekleştirildi. Programa Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, YTB Başkanı Abdullah Eren ve 60 ülkeden 200 mezun katıldı.

Programda mezunlara hitaben  “evinize hoş geldiniz” diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Türkiye’den geçen tüm mezunlarımız ve mevcut misafir öğrencilere Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın en kalbi selamlarını iletiyorum” dedi.


Türkiye’de öğrenim görmek, kendinizi evinizde hissederek dünyaya açılabilmektir

Yurt dışından gelen misafir öğrencileri ve akademisyenleri, Anadolu irfanı ile tanıştırdıklarını ve bütünleştirdiklerini dile getiren Oktay , “Yurtdışından gelerek Türkiye’deki üniversitelerden mezun olmak, yalnızca bir akademik kazanım ya da kariyer yolu değildir. Türkiye’de öğrenim görmek, kendinizi evinizde hissederek dünyaya açılabilmektir. Binlerce yıllık kültürlerin yoğrulduğu bu topraklardan eğitim vesilesiyle geçmek, Anadolu’nun bir parçası olmak, tarihe tanıklık etmektir” dedi.

Türkiye mezunlarının, diplomalarına yazamayacakları kadar çok kazanım ve hiçbir maddi değerle ölçülemeyecek gönül bağları ile ülkelerine döndüklerine dikkat çeken Oktay, “Türkiye’yi tanımak, kültürüne aşina olmak kadar buradan kendi köklerine ve ülkesine bakarak daha geniş bir medeniyet tasavvuruna kavuşmaktır” diye konuştu.

Dünyanın 184 ülkesinden 150 bini aşkın Türkiye Mezunu ile gerek dijital mecralar gerek mezun dernekleri eliyle iletişimi devam ettiren YTB’ye teşekkür eden Oktay, “Öğrenciliğiniz döneminde Türkiye’ye ilk ayak bastığınız andan itibaren yanınızda oldukları gibi işte mezuniyetinizden yıllar sonra da yanınızdalar, yanınızdayız. Türkçe gibi birleştirici bir gücümüz ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tüm gönül coğrafyamızı bağrına basan Türkiye’miz var. Yurt dışı ziyaretlerimde anadili gibi Türkçe konuşan Türkiye mezunları ile karşılaştığımda gurur duyuyorum” dedi.

 

Mezunlarımız Örnek İsimlerdir

Moğolistan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Tumurbaatar Ayursaıkhan, Kosova Bölgesel Kalkınma Bakanı Fikrim Damka ve Somali Milli Savunma Bakanı Abdulkadir Muhammed Nur gibi Türkiye Mezunları’nın Türkiye’nin göğsünü kabarttığını aktaran Oktay, program kapsamında ödül alan mezunların da örnek isimler olduğunu bildirdi.

 

İhracat ve Turizm Rakamlarımız Artmaya Devam Ediyor


Türkiye mezunlarının Türkiye’nin kalkınma yolculuğuna yakından tanık olduklarını anlatan Oktay “Ulaştırma ve altyapıdan enerjiye, sanayiden dijitalleşmeye, sağlıktan dış ticarete her alanda gözle görülür atılımlar gerçekleştirdik. Yerli ve yenilenebilir enerji kapasitemiz, sanayi üretimimiz, orman varlığımız, ihracat ve turizm rakamlarımız artmaya devam ediyor… Milli Uzay Programı’ından, Türkiye’nin Otomobili TOGG’a, KIZILELMA’dan Milli Muharip Uçak projesine yüksek teknolojili üretim kapasitemizi de artırıyoruz” diye konuştu.

Oktay, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve mezunların evi olan YTB’nin her zaman mezunların yanlarında olacağını söyledi.

 

Hiçbir Ülkeye Nasip Olmayacak Ölçüde İnsan Kaynağı Olacak


Türkiye’nin yurt dışında başka hiçbir ülkeye nasip olmayacak ölçüde ciddi bir insan kaynağına sahip olacağına dikkat çeken YTB Abdullah Eren, “Bu çalışmalar gönül birlikteliğini somut ve teknik işbirliğine çevirecek. ‘Türkiye Türkiye’den büyüktür, daha adil bir dünya mümkündür.’ sözüyle son 10 yıldır, başta soydaş ve akraba topluluklar coğrafyası olmak üzere, diğer coğrafyalarda da Türkiye’nin bu iddiasını gerçekleştirmek adına ciddi bir kitlenin olduğunu görüyoruz. 10 sene boyunca, bu forumları mutat düzenlersek ve mezun hareketliliğimizi devam ettirirsek eminim ki Türkiye’nin yurt dışında başka hiçbir ülkeye nasip olmayacak ölçüde ciddi bir insan kaynağı oluşmuş olacak” dedi.

Türkiye’nin yurt dışındaki gönüllü elçileri olan Türkiye mezunlarını iki gün boyunca Türkiye'de ağırladıklarını bildiren Eren, “Türkiye mezunları çalışması, Türkiye’de üniversite eğitimini almış, hayatının en güzel yıllarını Türkiye'de geçirmiş uluslararası öğrencilerimizin, ülkemizden mezun olduktan sonra ülkelerine döndükten itibaren Türkiye ile ilişkilerini muhafaza etmek üzere başlattığımız bir çalışmadır” dedi.

 

Türkiye’ye İlgi Gittikçe Artıyor


Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar da konuşmasında Türkiye’deki üniversitelere ilginin gittikçe artığının altını çizerek “Uluslararasılaşmanın ve öğrenci hareketliliğinin gittikçe arttığı bir dünyada üniversitelerimiz fevkalade ilgi görmekte ve uluslararası öğrenci sayılarımız gün geçtikçe artmaktadır. Bugün Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarımız dünyanın hemen her ülkesinden gençlerimiz için cazip bir tercih haline gelmektedir. Türkiye, 2000 yılında yaklaşık 18 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yaparken 2022 yılı itibarıyla 198 ülkeden 300 binden fazla uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapmanın haklı gururunu yaşıyor” dedi.

Türkiye mezunlarının daha nice başarılarına gelecek yıllarda da artarak şahitlik edeceklerine inandığını vurgulayarak, yükseköğretim sistemindeki bu büyümede katkısı olan tüm paydaşlara teşekkür etti.

 

Yüzlerce Öğrenci Yetiştirdik


Türkoloji alanında yaptığı çalışmalarda adeta markalaşan Kosova’dan Prof. Dr. Nimetullah Hafız Yaşam Boyu Onur Ödülüne layık görüldü. Tüm zorluklara rağmen yüzlerce öğrenci yetiştirdiğini anlata Hafız, “Yugoslavya’nın dağılma sürecinde ve öncesinde Kosova Türkü olarak yaşadığımız tüm zorluklara rağmen Türk kültürüne hizmet etmek adına bugüne kadar yüzlerce öğrenci yetiştirdik. Binlerce eser topladık. 6 uluslararası sempozyum, 3 Türk Kültür Semineri düzenledik. Ve Mart ayında 38. sayısına ulaşacak Balkan Türklük Bilgisi dergisini çıkardık” diye konuştu.

 


Ekonomi ve Girişimcilik Alanında ödülü Moğalistan’dan Darkhanbaatar Chimedtseren aldı.  Chimedtseren konuşmasında şunları kaydetti: “Üniversitedeyken Türk halkının kendine özgü kültür ve hayat tarzını anlayıp benimsedim. Bugün itibarıyla inşaat, madencilik, tarım ve eğitim alanlarında faaliyet gösteren 8 bine yakın çalışanı olan Moncom Şirketler Grubunu, Türkiye Mezunu arkadaşlarımla birlikte kurduk ve 12 seneyi geride bıraktık. Aynı zamanda arkadaşlarımla beraber Moğolistan Türkiye Mezunları Derneğini kurduk ve faaliyetlerine katkıda bulunuyoruz.”

 


Gazetecilik ve Medya Alanında ise Eran Haspi ödülünü aldı. “Türkiye denince benim aklıma minnettar olmaktan ve sevgiden başka bir şey gelmiyor” diyen Haspi, “Bugün Türkiye istikametinden döndürülemeyecek bir şekilde bir süper güç olma yolunda ilerliyor. Yolu Türkiye’yle kesişmiş herkes de canı gönülden bunu destekliyor; çünkü Türkiye sadece mazlumların sığınağı değil, Türkiye aynı zamanda “bu dünyada bir şeyleri değiştirebilir miyim?” diyenlerin de adresi” ifadelerini kullandı.

 

Türkiye’nin Bana, Burada Sayamayacağım Sayısız Katkısı Oldu


Kültür ve Sanat ödülünü ise Tayland’dan Dr. Wasamon Sanasen aldı.  Türkiye’nin kariyerine önemli katkılar sağladığını dile getiren Sanasen, “Türkiye’nin bana, burada sayamayacağım sayısız katkısı oldu. Bunu Türkiye’ye nasıl geri ödeyeceğimi bilmiyorum. Ancak Türkiye’den öğrendiklerimi Türkiye ve Tayland’da yapacağım çalışmalarda elimden gelen en iyi şekilde uygulayacağımın sözünü verebilirim. Şu an Türkiye’de yaşamadığım hâlde neredeyse her gün Türkiye’yi düşünüyorum. Türkiye hep kalbimde, hatıramda ve aklımda. Yani ben Türkiye’nin içindenim” dedi.

 

Akademik ve Bilimsel Çalışmalar alanında da İranlı Prof. Dr. Reza Farshbaf Pourabad ödülü layık görüldü. Pourabad konuşmasında “Türkiye Mezunları Forumu vesilesiyle yıllar önce mezun olup farklı tecrübeler edindikten sonra tekrar bir arada olduğumuz arkadaşlarımızı önemli hususlardan bahsederken burada dinlemek ve kıymetli görüşlerinden istifade etmek bizler için bir sevinç ve mutluluk kaynağıdır” dedi.
 
 
 

MOSKOVA (AA) - Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’da yaşananların artık hibrit savaşı değil, Batı’nın Rusya’ya karşı gerçek savaşı olduğunu söyledi.

 

Lavrov, Güney Afrikalı mevkidaşı Naledi Pandor ile Pretoria’da görüşmesinden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

ABD’nin Rusya ile işbirliği yapan diğer ülkeleri tehdit ettiğini dile getiren Lavrov, ABD ve aynı şekilde İngiltere’nin tehdit ve baskı yoluyla tüm kırmızı çizgileri ihlal ettiğini belirtti.

Lavrov, “Onlar 1000 yıllık büyük medeniyetleri temsil eden büyük devletleri tehdit ediyorlar ve bu halkların ulusal gururları olduğunu görmezden geliyorlar." diye konuştu.

 

Ukrayna’daki savaşta Rusya ile ilgili dilden kültüre kadar her şeyin yok edilmek istendiğini söyleyen Lavrov, "Ukrayna'da olup bitenlerden bahsettiğimizde, bunun artık hibrit savaşı değil, Batı'nın Rusya'ya karşı uzun süredir hazırladığı neredeyse gerçek bir savaş olduğunu konuşuyoruz.” ifadelerini kullandı.

 

Lavrov, barışı tesis etme sloganları ile seçilen Eski Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ile halihazırdaki Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in seçildikten hemen sonra “savaşın ve Rus düşmanlığının devlet başkanına dönüştüklerini” savundu.

 

- “Rus tahıl ve gübresine konulan engeller hala kalkmadı”

Birleşmiş Milletlerin (BM) çabalarının ABD’nin ve Avrupa Birliği’nin (AB) Rus tahıl ve gübre ihracatının önüne koyduğu engelleri kaldırmadığına dikkati çeken Lavrov, Rusya’nın fakir ülkelere verdiği Avrupa limanlarında bulunan gübrelerin de hala beklemede olduğunu vurguladı.

 

Bu kapsamda bugüne kadar 280 bin ton gübreden sadece 20 bin tonunun Hollanda’dan Malavi’ye gönderilebildiğini aktaran Lavrov, başta Letonya olmak üzere diğer bütün limanlarda yoksul ülkelere gönderilecek bu gübrelerle alakalı bir hareket olmadığını ifade etti.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: "Savaşın bu kritik anında Ukrayna’ya daha ağır ve daha gelişmiş sistemler sağlamamız ve bunu daha hızlı yapmamız lazım"
 

BERLİN (AA) - Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Leopard tanklarına sahip olan ülkelerin Ukrayna askerlerine eğitim vermeye başlayabileceklerini bildirdi.

 

Pistorius, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile Berlin'de yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

Görüşmede başta Ukrayna'nın desteklenmesi olmak üzere birçok konunun ele alındığını ifade eden Pistorius, kendileri için Ukrayna-Rusya savaşında NATO'nun savaşın bir tarafı olmaması ilkesinin geçerli olduğunu, aynı zamanda ittifakın birlikteliğinin de önem taşıdığını belirtti.

Pistorius, Almanya'nın Ukrayna'ya 2023 ilkbahar paketi ile aralarında Marder zırhlı muharebe araçları ve Patriot hava savunma sistemlerinin de bulunduğu yaklaşık 1,1 milyar avroluk destek sağlayacağını yineleyerek, böylelikle Almanya'nın Ukrayna'ya desteğin 3,3 milyar avronun üzerinde olduğunu kaydetti.

 

Almanya'nın Ukrayna'ya Leopard tanklarını sağlayıp sağlamayacağı konusunda yeni bir kararın bulunmadığını ancak kararın en kısa sürede verilmesini beklediğin bilgisini paylaşan Pistorius, Leopard tanklara sahip olan ülkelerin Ukrayna askerlerini bu tanklar üzerine eğitime başlayabilecekleri konusunda teşvik ettiklerini ifade etti.

"Bunun önünde durmayız." diyen Pistorius, Almanya'da Leopard tanklarına ilişkin tetkik yapma işleminin de sonuna geldiklerini dile getirdi.

 

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de Ukrayna’ya hızlı bir şekilde yeni silahların sağlanması çağrısında bulunarak, “Savaşın bu kritik anında Ukrayna’ya daha ağır ve daha gelişmiş sistemler sağlamamız ve bunu daha hızlı yapmamız lazım." dedi.

Stoltenberg, Ukrayna askerlerinin Rusları geri püskürtecek durumda olmaları gerektiğini ifade ederek "Sadece hayatta kalmak için değil, kazanmak, toprakları geri almak ve Avrupa'da egemen, bağımsız bir devlet olarak var olmak için." ifadesini kullandı.

 

Jens Stoltenberg, Ukrayna'ya ağır tankların sağlanması konusunda görüşmelerin devam ettiğini, bu konuda kısa sürede bir çözüm bulunabileceğine inandığını sözlerine ekledi.

ANKARA (AA) - Yeni bir araştırma, antidepresanların kişileri olumlu durumlara karşı daha "duyarsız" hale getirebilecek yan etkilerinin bulunduğunu ortaya koydu.

Irishexaminer'in haberine göre, araştırmayla, mutluluk hormonu olarak bilinen ve beyindeki sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan serotoninin daha fazla salgılanmasını sağlayan antidepresanların, insanların eylemlerinden ve çevrelerinden ders aldıkları "pekiştirmeli öğrenme" sürecini olumsuz etkilediği belirlendi.

66 kişinin gönüllü katıldığı çalışmada, 32 kişiye 21 gün boyunca antidepresan, geri kalanlara ise tıbbi işlevi olmayan "plasebo" haplar verilerek antidepresanların, "pekiştirmeli öğrenme" ve karar alma gibi çeşitli bilişsel özellikler üzerindeki etkisi incelendi.

Süreç sonrası, kendilerinden kişisel bildirim raporu doldurmaları istenen katılımcılarda, antidepresan kullananların diğerlerine kıyasla olumlu veya olumsuz tepkilerinin azaldığı gözlemlendi.

Araştırmanın başındaki Cambridge Üniversitesi Psikoloji Bölümünden Prof. Barbara Sahakian, "duygusal körelmenin" antidepresanların yaygın bir yan etkisi olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Sahakian, antidepresan kullanımına ilişkin, "Bir bakıma, bu onların çalışma şekli olabilir. Antidepresanlar, depresyon yaşayan insanların hissettikleri duygusal acının bir kısmını götürüyor ama ne yazık ki keyif alma duygusunun da bir kısmını götürüyor." ifadesini kullandı.

Buna karşılık, bazı uzmanlar, antidepresanların çalışmada işaret edilen olumsuz etkilerini kabul etmekle birlikte, bu ilaçların depresyonla mücadelede kullanılan "etkin tedavi yöntemlerinden biri" olduğunu belirtiyor.

Uzmanlar, antidepresan kullanımında potansiyel risk ve faydaların kişiden kişiye değişebileceğini ve ilaç kullanımının mutlaka doktor kontrolünde yapılması gerektiğini vurguluyor.

Çalışma, "Neuropsychopharmacology" dergisinde yayınlandı.

 
Böylesi bir melaneti işlemek için hassaten Türk Büyükelçilik binasının önünün seçilmesiyse Batı bilinçaltındaki "İslam=Türk" imajının dışavurumu değilmi.Türk demek Müslüman demektir !
Allah bu kutlu sancaktarlığı hakkıyla yerine getirmeyi bizlere nasip eylesin!
 
Kur’an’ı alıp Türkiye büyük elçiliğine geliyor. İran’ın, Suud’un büyük elçiliğine gitmiyor. Biliyor ki Kur’an’ın koruyucusu Türklerdir. Biliyor ki İslam’ın ön kalesi Türkiye’dir. Biliyor ki Avrupa için korkulan Türk’tür. Biliyor ki Türkiye olmadan bir İslam dünyası yoktur.
 
İsveç devletinin Stolchom şehrinde Kuranı Kerimin yakılması nedeniyle  Avrupa da yaşayan müslüman kuruluşlardan ve  Birliklerden  tepkiler gelmeye devam ediyor. Almanyanın en büyük sivil kitle catı kuruluşu DİTİB'de yayınladığı bildiriyle bu çirkin olayı kınadı.
 
 
DİTİB İsveç'te Kur’an-ı Kerim'e saygısızlığı lanetleyerek kınadı
 
Almanya’nın Köln şehrinde genel merkezi bulunan kısa adı DİTİB olan Diyanet işleri Türk İslam Birliği basın bildirisi yayınlayarak,”İsveç’te Kur’an-ı Kerim'e karşı yapılan saygısızlığı lanetleyerek kınıyoruz”diyerek lanetlediler.
Yayınlanan basın bildirisinde,
İsveç’te kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan hadsizliği en güçlü şekilde lanetliyoruz. 
 
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yakmayı hedefleyen insanlık dışı eyleme İsveç makamlarınca izin verilmesini şiddetle kınıyoruz.
 
İfade özgürlüğü adı altında kutsal değerlerimize hakaret eden, Müslümanları hedef gösteren bu eylem, İslam düşmanlığının, ırkçılığın ve ötekine karşı tahammülsüzlüğün Avrupa’da kaygı verici boyutlara ulaştığının açık bir göstergesidir. 
 
 
Bizler nasılki bütün inançlara saygı gösteriyorsak, aynı saygının da gösterilmesini bekliyoruz. İsveç makamlarını, toplumsal barışı zedeleyen bu nefret suçunun failleri hakkında gerekli işlemleri yapmaya davet ediyoruz.”
BERLİN (AA) - Almanya'da Berlin-Brandenburg Havalimanı (BER) ile toplu sözleşme görüşmelerinin üçüncü turunda anlaşamayan yer hizmetleri personeli ve güvenlik görevlileri, ücret artışı talebiyle 25 Ocak Çarşamba günü "uyarı grevi" yapacak.
 

Birleşmiş Hizmet Sektörü Sendikası'ndan (Ver.di) yapılan açıklamada, BER işletmecisi çalışanların dahil olacağı uyarı grevinin, 25 Ocak'ta ilk vardiyada başlayacağı ve geç saatlerde sona ereceği bildirildi.

Açıklamada, toplu pazarlık görüşmelerinin bugüne kadar başarısızlıkla sonuçlandığı belirtilerek, yolculardan Berlin-Brandenburg Havalimanı'nda ciddi gecikmelere ve uçuş iptallerine hazır olmaları istendi.

 

BER işletmecisi tarafından yapılan açıklamada da grevin havalimanındaki uçuş operasyonları üzerinde büyük etkileri olmasının beklendiği kaydedildi.

Açıklamada, grev nedeniyle 25 Ocak'ta BER'de yapılması planlanan 300 kalkış ve inişin yapılamayacağı bildirildi.

Ver.di, maaşlara 500 avro daha fazla ücret talep ediyor.

 

Grevden 35 bin yolcunun etkilenmesi bekleniyor.

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Polonya'nın Ukrayna'ya Alman menşeli Leopard tankı sevk etmek istemesi halinde buna karşı çıkmayacaklarını belirtti.
 

Dışişleri Bakanı Baerbock Fransız LCI televizyonu muhabirinin, Polonya'nın Ukrayna'ya Leopard tankları teslim etmesi halinde ne olacağını sorması üzerine, "Şu anda bu soru sorulmadı ancak sorulsaydı buna engel olmazdık." dedi.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki de Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Ukrayna'daki duruma seyirci kalmayacağız. Leopardlar konusunda Almanya ile anlaşma sağlayamazsak, modern tanklarının bir kısmını savaşan Ukrayna'ya bağışlamaya hazır ülkelerden oluşan daha küçük bir koalisyon kuracağız." ifadesini kullandı.

 

Dışişleri Bakanı Baerbock'un bu açıklaması Alman basını tarafından "Leopard tanklarının Ukrayna'ya verilmesine yeşil ışık yaktı" şeklinde yorumlandı.

Litvanya, Letonya ve Estonya'nın dışişleri bakanları da Ukrayna'ya Leopard tanklarının gönderilmesi için Almanya'ya çağrıda bulunmuştu.

Üç ülkenin bakanları, Twitter hesaplarından, "Almanya'yı Ukrayna'ya Leopard tankları sağlamaya çağırıyoruz. Bu, Rus saldırganlığını durdurmak, Ukrayna'ya yardım etmek ve Avrupa'da barışı hızla yeniden sağlamak için gereklidir. Avrupa'nın önde gelen gücü olarak Almanya'nın bu konuda özel sorumluluğu vardır." paylaşımında bulunmuştu.

 

- Leopard tankları

Almanya'nın ürettiği Leopard tankları, Danimarka, Finlandiya, Yunanistan, Hollanda, Norveç, Polonya, Portekiz, İsveç, İspanya, Çekya, Türkiye ve Macaristan gibi AB ve NATO ülkelerinde bulunuyor.

 

Dünya çapında çeşitli ordularda hizmet veren yaklaşık 2 bin 670 Leopard 2 tankı mevcut. Yaklaşık 64 ton ağırlığındaki Leopard tankları, saatte 70 kilometre hıza ulaşabiliyor ve 120 milimetrelik yivsiz top namlusuyla 5 bin metreye kadar hedefleri vurabiliyor.

 

Polonya ve Finlandiya gibi Avrupalı müttefikler, Ukrayna'ya bu tankları göndermeye hazır olduklarını ve Berlin'in onayını beklediklerini ifade etmişti. Ancak Leopard tankları Almanya'da üretildiği için Ukrayna gibi başka ülkelerde kullanılması için Almanya'nın onayının alınması gerekiyor.

Wer gemeinschaftliches Lesen und Erleben von Literatur mag, ist hier genau richtig! Dabei ist die vorherige Lektüre der Bücher nicht zwingend notwendig.
 
Die Referentinnen des Literaturcafés - Eva Büttner-Egetemeyer und Isabel Fraas – präsentieren ausgewählte Romane, Erzählungen oder Kurzgeschichten und lesen daraus vor. Bei jeder Veranstaltung wird ein Buch vorgestellt. Dies können Neuerscheinungen aus der aktuellen Bücher-Saison, aber auch ältere oder unbekannte Titel sein. Die Referentinnen geben darüber hinaus einen kurzen Einblick in die Biografie und das literarische Wirken der Autor:innen.
 
Das erste Literaturcafé der Saison 2023 startet am Samstag, den 11.02.2023 um 16 Uhr im Lesecafé der Stadtbücherei. Isabel Fraas liest aus „Eine Liebe, in Gedanken“ von Kristine Bilkau.
Das Team der Stadtbücherei freut sich, seinen Gästen den literarischen Treffpunkt wieder anbieten zu können und sie bei einer Tasse Kaffee oder Tee für die Lektüre zu begeistern!
 
Die Teilnahme ist für alle Veranstaltungen kostenfrei. Um Anmeldung wird gebeten unter Tel.: 0931 – 37 24 44 oder Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!. Der Einlass ist ab 15.30 Uhr möglich. Die Veranstaltungen dauern jeweils von 16.00 – 17.30 Uhr.
 
Alle Informationen finden sich auf der Homepage unter www.stadtbuecherei-wuerzburg.de
 
 

 

İsveç’te kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan hadsizliği en güçlü şekilde lanetliyoruz.

 

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yakmayı hedefleyen insanlık dışı eyleme İsveç makamlarınca izin verilmesini şiddetle kınıyoruz.

 

İfade özgürlüğü adı altında kutsal değerlerimize hakaret eden, Müslümanları hedef gösteren bu eylem, İslam düşmanlığının, ırkçılığın ve ötekine karşı tahammülsüzlüğün Avrupa’da kaygı verici boyutlara ulaştığının açık bir göstergesidir.

 

Bizler nasılki bütün inançlara saygı gösteriyorsak, aynı saygının da gösterilmesini bekliyoruz. İsveç makamlarını, toplumsal barışı zedeleyen bu nefret suçunun failleri hakkında gerekli işlemleri yapmaya davet ediyoruz.

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB)