İşverenler kahvaltıda buluştu

Foto: Saban Demir Foto: Saban Demir

Rhein-Neckar Türk İşverenler Derneği (TİD) tarafından organize edilen ve alanında uzman konuşmacıların sunum yaptığı kahvaltı programına Karlsruhe Eğitim Ataşesi Dr. Uğur Acar, Karlsruhe Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi Vekili Sosyal Hizmetler Uzmanı Osman Kaya, SUNTAT Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Baklan ve TİD üyeleriyle Mannheim ve çevresinden iş insanları katıldı.

 

 

Rhein-Neckar Türk İşverenler Derneği (TİD) tarafından organize edilen kahvaltı programı Mannheim Armoni Event’te gerçekleşti. Alanında uzman konuşmacıların sunum yaptığı kahvaltı programı üyeler tarafından ilgiyle izlendi.

 

Kahvaltıya Karlsruhe Eğitim Ataşesi Dr. Uğur Acar, Karlsruhe Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi Vekili Sosyal Hizmetler Uzmanı Osman Kaya, SUNTAT Yönetim Kurulu Başkan  Yardımcısı Kadir Baklan, UTG RLP / BW e.V. Başkanı Ercan Özcan, TİD Yönetim Kurulu  ve TİD üyeleri katıldı.

 

Armoni Restaurant’ta gerçekleştirilen TİD  kahvaltı programına, Eğitim Ataşesi Dr. Acar, Psikolojik Danışman Aynur Kılınçsoy ve Dr. Arslan İpek’in yanı sıra son günlerde yaşanan gıda kriziyle ilgili olarak SUNTAT Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Baklan konuşmacı olarak katıldı.

 

Kahvaltı programında kısa bir açılış konuşması yapan Rhein-Neckar Türk İşverenler Derneği (TİD) Başkanı Taner Güzel, Pandemi yasaklarının kalkmasıyla beraber, uzun zamandır bir araya gelemediği üyelerle bir araya gelme olanağı bulduğu için memnun olduğunu söyleyerek, katılımcılara teşekkür etti.

 

 

 

YENİ YIL RESEPSİYONU 15 MAYIS’TA

 

  Derneğe son zamanlarda katılmış olan yeni üyeleri bir araya getirmek en öncelikli hedefleri olduğunu söyleyen Taner Güzel, “Bir sonraki büyük etkinliğimiz, pandemi vesilesiyle ertelemiş olduğumuz yeni yıl resepsiyonu olacak. 15 Mayıs 2022 Pazar günü gerçekleştireceğimiz resepsiyonun davetiyelerini önümüzdeki günlerde yollamış olacağız.

 

Çok renkli bir program içeriği hazırladığımız resepsiyonumuzda Mannheim Büyükşehir belediyesi yetkilileri, Karlsruhe Başkonsolosumuz sayın Banu Terzioğlu Hanımefendi, İHK Rhein Neckar Ödenwald yetkilileri ve daha birçok kurum ve kuruluştan önemli isimler de aramızda olacaklarını şimdiden bildirdiler,” dedi.

  Öte yandan yakın bir zamanda gündemi sarsan gıda kriziyle ilgili olarak konuşan SUNTAT Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Baklan 2022 yılının zor geçeceğini söyleyerek, asıl kıtlığın kapıda olduğunu söyledi.

 

 

  SUNTAT Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Baklan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Son zamanlarda baş gösteren gıda krizinde özellikle medyaya büyük iş düşüyor. Bence paniğe gerek yok. Ne kadar sakin ve sağduyulu olursak o kadar başarılı oluruz. Bazen panik anında toplumların davranışlarını anlamak zor oluyor. Mesela Corona’da marketlere hücum başladığında anlaşılmaz bir şekilde tuvalet kağıdına saldırılmış ve tuvalet kâğıdı rafları boşalmıştı.

 

 

 

2021 YILI 2022’NİN FRAGMANIYDI

 

Görünürde kesinlikle gıdada bir sıkıntı yok. Dünyadaki gelişmeleri takip edenler çok iyi bilir ki geçen sene yeterli yağış olmadığı için mahsul sıkıntısı baş göstermişti. Yani dünya çapında baş gösteren kuraklık etkisini göstermeye başladı. Bence 2021yılı 2022’nin fragmanıydı. Bu seneyi atlatanlara ödül verilmeli. Çünkü 2022 en zor senemiz olacak. Kıtlığın asıl etkisini bizler onuncu aydan sonra göreceğiz. Asıl zorluk yani kıtlık kapıda bekliyor.

 

ÜRÜNLERİMİZİ FAHİŞ FİYATA SATANLARI BİZE BİLDİRİN

 

  Ayçiçek yağ konusunda ise şunu söyleyebilirim. Maalesef Avrupa’nın ayçiçek ihtiyacını Ukrayna ve Rusya karşılıyor. Krizin asıl çıkış noktası bu ama ayçiçek yağı meselesinde de fırsatçılar kol geziyor.  Daha önce 0,90 Cent’e aldıkları yağı şu anda yok satıyorlar. Ben daha önce bu krizi tahmin ederek kendi dükkanlarım için birkaç palet ayırmıştım. Müşterimize yağı normal fiyattan satarak fırsatçılık yapanlara meydan vermek istemedik. Müşterilerimizden ricam şudur: Eğer bizim ürünlerimizi fahiş fiyatlardan satan birileri varsa lütfen bize bildirsin.

 

 

FIRSATÇILARA İZİN VERMEYİN

 

Şimdi de tıpkı Corona’daki gibi birtakım fırsatçılar meydana çıkarak ortalığı karıştırıyor. Biz SUNTAT olarak böyle fırsatçılara imkân vermeyeceğiz. Tedbirlerimizi önceden aldık. Şirket olarak Almanya’daki müşterilerimize iki yıl yetecek kadar ürünlerimiz mevcut. Yalnız krizi fırsat bilip ürünlerimizi tüketiciye fahiş fiyatla satanlara mal vermiyoruz. Çünkü perakendeciler müşteriye yüksek zamlı malları verip bunun nedeni olarak üretici firmaları gösteriyor. Bu ticaret etiğine yakışmaz.

  Tekrar ediyorum, korkulacak bir şey yok. Hiçbir sıkıntı sonsuz değildir. Geçici bir durum yaşıyoruz. Eğer sağlıklı bir alt yapınız varsa, krizler sadece sizi sallar, yıkamaz. Ve bu krizlerden bir Anka kuşu gibi kendi küllerinizden yeniden doğarsınız.”

 

Dr. Arslan İpek ise yaptığı konuşmada günümüzdeki tıpta yapılan tedavi yönteminin yüzde doksanı semptomatik tedavi olduğunu, hastanın şikayetine göre tedavi yapıldığını söyleyerek. “Ağrınız varsa ağrı kesici veririz. Ağrı kesici yan etki yapar, o zaman yan etki için başka bir ilaç daha veririz. Bu sefer iki ilaç aldığınız için daha fazla yani etki yapar. Derken üçüncü ilacı vermemiz gerekir. On-onbeş sene sonra avuç avuç ilaç almaya başlarsınız. Peki o zaman neden hastalanırız? Hastalıklar hangi zemin üzerinde gelişir? Mesela bir kişi kansere yakalandığı zaman onunla beraber yaşayan, aynı ortamı ve gıdayı tüketen kişi neden hastalığa yakalanmaz? İşte burada bizim içimizdeki tamir mekanizması devreye girer,” dedi.

 

HASTA OLMAK İÇİN ON-ONBEŞ SENE CABA SARF ETMEMİZ GEREKİR

 

  Göz doktoru göze bakar ama göz yalnız çalı-şan bir organ değildir. Bir sistemle beraber çalışır. Sizin gözünüzdeki bir rahatsızlık kaynağı çok başka bir yerde gelebilir. Mesela kronik bir rahatsızlığın oluşabilmesi için, ortalama onbeş senelik bir süreye ihtiyaç vardır. Yani siz bugünden yarına kronik bir hasta olamayız. Görüldüğü gibi hasta olmak o kadar kolay değil. Bunun için baya bir caba sarf etmemiz gerekiyor. Mesela sağlıksız beslenip, paket paket sigara içerek spor yapmadığımız zaman

vücudumuz onbeş sene direniyor ve en sonda teslim bayrağını çekiyor. Ve diyor ki, alsana şeker, alsana tansiyon, kalp…”

 

  Benim tahminlerime göre pandemi devam edecek. Ya mevcut virüsle ya da başka bir virüsle devam edecek. Zaten bunun müjdesini Bill Gates verdi. Birkaç yıl sonra çok daha ölümcül ve daha hızla yayılan bir virüsün yolda olduğunu söyledi. Bunun müjdesini Bill Gates’ten aldık. Bence şimdiden hazırlık yapmamız gerekiyor. Bir doktor olarak tedbirlerin gevşetilmesi yerine kişisel tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Ya da doğal seleksiyonun geçerli olsun yani güçlü olan ayakta kalsın.

 

BİLL GATES BİZLERE YENİ VİRÜSLARIN MÜJDESİNİ VERDİ

 

  Öncelikle şunu düşünmemiz gerekiyor bu Pandemi tedbirleri ne getirdi? Artısı eksisi neydi? Sağlık açısından tamam ama iş dünyasına pandemiden çok ciddi bir zarar veridi. Ben sağlıkta çok sıkı önlemlerin taraftarı değilim. Kişinin kendisini korumasını öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir başka gerçekte aşıların korumaktan uzak olduğudur. Üç aşısını yaptığı halde Corona’ya yakalanan ve çok zor atlatanlar oldu. Aşı olan da, olmayan da Corona olduğuna göre bir faydası olmadığını düşünebiliriz.

  Ama bana sorarsanız maske, hijyen ve mesafenin çok daha önemli olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bir insan vücudu ortalama 100 milyar hücreden oluşur. Bizim hücre sayımızdan on kat daha fazla bakteri virüs, mantar ve parazit bizimle beraber yaşıyoruz. Bu demektir ki, bu virüsler, mantarlar ve parazitler bağışıklık sistemimiz yavaşlayıp zayıfladığında ortaya çıkıyor.

  Armoni Event’te gerçekleştirilen TİD kahvaltı programında daha sonra söz alan Psikolojik Danışman Aynur Kılınçsoy başarısızlığında bir başarısızlık olduğunu söyleyerek katılımcılara içlerindeki çocukla yüzleşmelerini istedi. Psikolojik Danışman Aynur Kılınçsoy, “Korku ve endişelerimizle de yüzleşmemiz gereken anlar vardır. Bir gün gelir işlerimiz ters gider ve zarar görebiliriz. Başarısızlık bir enerji tıkanmışlığıdır. Başarısızlık karşısında bizim çevreleyen yakın çevremize ne diyeceğimiz korkusu sarar bizi. Kaderimizde ne varsa biz onu yaşarız.

 

 

 

BAŞARISIZLIĞI DA BİR BAŞARI OLARAK GÖRECEĞİZ

 

  Halbuki insan kendisiyle dövüştükten ve yüzleştikten sonra kendisiyle sevişir. İnsan kaybeder ve derki, ‘Kabul ediyorum kaybettim, başarısız oldum. Ben bir dahaki işimde bu hataları yapmayacağımı,’ der. Başarısızlık insanın genetiğinde ve kaderinde olduğu için bunu bir hayatın parçası olarak görmeli. Psikolojik olarak her şeyi kaldırmak zorunda değiliz. Diyelim ki eğer uyandığınızda canınız bir şey yapmak istemiyorsa onu akışa bırakıp hiçbir şey yapmamak lazım Negatifliği olduğu gibi kabul edeceğiz. Başarısızlığı da bir başarı olarak görüp kabulleneceğiz.” dedi.

  Karlsruhe Eğitim Ataşesi Dr. Uğur Acar ise herşeyin başının eğitim olduğunu söyleyerek, eğitim ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmesinin gerekliliğinin altını çizerek, “Almanya’daki nüfusumuzun 3 milyonun üzerinde olarak düşündüğümüzde işverenlerin sayısının 149 bin olması hiç küçümsenecek bir rakam değil. Ayrıca bunu ciro olarak da düşündüğümüzde 18.6 milyar rakamla tekabül ediyor. Dolayısıyla toplumumuzun Almanya’daki konumunu da düşündüğümüz zaman önemli işlere imza attığı görülüyor.

 

 

 

BİRLİKTE OLMAKTAN GURUR DUYUYORUZ

 

  Büyük ya da küçük tüm işletmelerde hizmet veren vatandaşlarımız da gurur duyuyoruz. Onlarla birlikte olmaktan da mutluluk duyuyoruz. Eğitim Ateşesi olduğum için ticari sayılar bizim alanımız da değil diyemeyiz çünkü eğitimin ilgili olmadığı bir alan yok. Her şeyin başı eğitimdir çünkü. Görev yaptığım bölge çevresinde 7 bine yakın Türk kökenli öğrenciye Türkçe ve kültürünü öğretmeye dersini veriyoruz. Bizim iki kat çalışmamız gerekiyor bizim çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Çocuklarımızın eğitimine çok daha fazla önem vermeliyiz.

 

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

https://www.latifcelik.de