Hamburg Eyalet Parlamentosu’nun 19 Ocak 2022 tarihinde yapılan oturumunda Sosyal Demokrat Parti (SPD) Milletvekili Barış Öneş, “Mehr Bildungsgerechtigkeit durch Informationen über Bildungsfinanzierungen wie Stipendien und BAföG gewährleisten (Drucksache 22/6877) - Burslar ve BAföG gibi eğitim fonlarıyla ilgili bilgilerle eğitimde daha fazla adalet sağlanması” başlıklı bir önerge sundu. Soru önergesiyle ilgili mecliste bir konuşma yapan Öneş şunları söyledi:
“Seçim dönemindeki çalışmalarımda ve broşürlerimde özellikle eğitimde eşit fırsat ve imkanlar için mücadele edeceğimin sözünü vermiştim. Bu önergemle bu sözümü yerine getirmek istedim. Amacım, tüm gençlerin bu imkân ve fırsatlardan yararlanabilmelerine olanak sağlamak.
Eğitim; fırsatların, sosyal güvence ve iyi bir iş bulabilmenin anahtarıdır. Eğitimden ve eğitim fırsatlarından bahsederken sadece sayılardan bahsediliyor. Ben Almanya’da nelerin mümkün olabileceği konusunda iki örnek sunmak istiyorum. Birinci örneğim, misafir işçi çocuğu olarak Almanya’ya gelip 70’li yıllarda burada Abitur yapan bir tanıdığımın hikayesi. Eşitliğin çok da ileri seviyede olmadığı o dönemlerde özellikle kadınlar, birçok engel ve zorlukları da aşmak zorundaydı. Bu tanıdığım kişi hukuk okudu ve bugün bir eyalet yüksek mahkemesinde hâkim olarak görev yapıyor. Bu örnek, istenilirse dağların bile aşılabileceğini gösteriyor.
İkinci örneğim ise 90’lı yıllarda mülteci olarak buraya gelen bir arkadaşım. Kendisi burada teşvik okullarında ve insanlardan destek alarak eğitimini ilerletti ve hukuk okudu. Bugün büyük bir hukuk bürosunda çalışıyor. Tüm bu örnekler, ülkemizde nelerin mümkün olduğunu ve insanların içlerindeki gizli potansiyellerini ortaya koyuyor.
Maalesef her çocuk hayata eşit fırsat ve imkanlarla başlayamıyor. Biliyoruz ki Almanya’da eğitimde başarı, ağırlıkla sosyal kökene bağlı. Ama işçi aileden gelen, lise tavsiyesi almayan, ailesinden ders yardımı alamayan, hatta ailesinin mektuplarını resmi dairelerdeki konuşmaları tercüme eden, üniversite eğitimiyle ilgili bilgi desteği alabileceği akademisyen tanıdığı bile olmadığı halde eğitimde başarıyı yakalayan gençlerimiz var. Bu da bizi motive ediyor, cesaretlendiriyor. İnsanların çalışarak ve hedefler koyarak neler başarabileceğini gösteriyor.
Herkes etnik ve sosyal kökenine, cinsiyetine bakılmaksızın eğitimde eşit fırsat ve hakka sahip olmalıdır. Bu illa herkesin üniversite okuması gerektiği için değil, ne yapmak istediklerine kendileri karar verebilmeleri açısından önemli. Almanya imkanlar ülkesi. Her kim sıkı çalışıp emek harcarsa yükselme fırsatı da olabilmeli.
Biraz önce bahsettiğim iki kişi de şu an SPD üyesi ve partiden aktifler. Zira SPD 150 yıldır özgürlük ve adaletten yana çalışıyor. Eğitimle yükselme sözü, kuruluşumuzdan bu yana merkezi talebimizdir. Willy Brandt, 1971 yılında BAföG’ü hayata geçiren kişidir. BAföG ile farklı katmanlardan insanların üniversite okuması mümkün oldu ve Brandt bununla toplum adaletini sağladı.
SPD, son seçim propagandalarında BAföG’de iyileştirilmeler yapılacağına dair söz vermişti ve bu konu, koalisyon sözleşmemizde de yer aldı. BAföG aileden bağımsız olmalı. Hamburg eğitim ve eğitim fırsatları konusunda oldukça iyi bir politika yürütüyor. Çok değerli Prof. Dr. Aladin El-Mafaalani gibi önde gelen eğitim bilimcileri, Hamburg’un realitesi haline gelmiş tam gün okul, okul yapısı gibi önemli konuları destekliyor. Hamburg’da eğitimde tüm yollar açık. Gençler semt okullarında da Gymnasiumda da Abitur yapabiliyorlar. Ama tüm bunlar yeterli değil tabii ki. Amacımız eğitim fırsatlarının ve politikalarının daha iyi olması. Bugünkü soru önergemiz de bununla bağlantılı.
Göçmen kökenli çocukların sadece yüzde 27’si üniversiteyi başarabiliyor. Finansal konular genellikle gençlerin üniversite eğitiminden çekinmelerine yol açıyor. Öğrencilerle konuştuğunuzda birçoğu bursun ne olduğunu bile bilmiyor. Hatta bazıları bunun yurtdışında okumakla alakalı olduğunu zannediyor. Bazıları BAföG ne olduğunu bilmiyor. Biz öğrencilerle konuşarak onları bilgilendirmek istiyoruz. Burs imkanlarını, ne gibi şartları olduğunu öğretmek istiyoruz ki gelecekte daha iyi okul performansları olsun. O zaman hem toplumda daha aktif olurlar hem de dersleri daha iyi olur. Adil bir eğitim politikasının sadece birkaç öğrenciyi değil, tüm toplumu ilgilendiren bir konu olduğunu da hatırlatmak istiyorum.”