Dînî literatürümüzde “Üç Aylar” diye bilinen çok feyizli ve bereketli bir maneviyat mevsimine bir kez daha girmiş bulunuyoruz. 02 Şubat Çarşamba günü Recep ayının ilk gününü idrak ettik. Nasip olursa önümüzdeki Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece de Regâib Kandili’ni hep birlikte idrak edeceğiz. Bizleri bu günlere eriştiren Rabbimize sonsuz hamd ü senâlar olsun.
Bu aylar, imandan gelen bir heyecanla ibadet hayatımızı daha canlı tutmaya çalıştığımız feyizli, bereketli zamanlardır. Üç Aylar; Regâib. Mi’râc, Berat kandilleri ile Kadir Gecesi gibi dört ayrı mübarek geceyi içerisinde barındırır. Bu geceler, üç ayların manevî atmosferinin bereketli ve hikmetli yıldızları gibidir. Bu aylar, yapılan dilek ve temennilerin Allah’a ulaştığı, tövbelerin kabul edildiği, günahsız bir şekilde Ramazan ayına kavuşma umudumuzu kuşandığımız aylarıdır. Nitekim Üç Aylar’ın hayır ve bereketini Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle açıklıyor: “Beş gece vardır ki, o gecelerde yapılan dualar geri çevrilmez. (Bu geceler şunlardır): Cuma geceleri, Kurban ve Ramazan bayramları gecesi, Recep ayının ilk Cuma gecesi (Regâib Kandili), Şaban ayının on beşinci gecesi (Berat Kandili).” Ayrıca Peygamberimiz (s.a.s) Recep ayına ulaşınca şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur.”
Üç Aylar’ın ilk cuma gecesi, yani önümüzdeki Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece Regâib Kandili’dir. Bu gece, insanların Yüce Allah’tan af ve mağfiret istediği, umut, huzur ve ilahî müjdelerle dolu, duaların kabul edildiği gecelerden biridir.
Ömür sermayemiz her geçen gün azalıyor. Yaşadığımız şu fâni dünya hayatında Allah’ın rızasını kazanmalı, böyle mübarek gecelerde özümüze dönmeli, hatalarımıza dur demeli, tövbe ve istiğfar etmeliyiz.
Böyle mübarek gecelerde nefis muhasebesi yapmalı, ana sermayemiz olan ömrümüzü nerede tükettiğimizi gözden geçirmeli, amel defterimize neler yazdırdığımızı, mahşer günü kurulacak Büyük Mahkeme’nin tek hâkimi Yüce Allah’ın hakkımızda nasıl bir hüküm vereceğini düşünmeliyiz.
İdrak edeceğimiz üç aylar ve mübarek geceler, öncelikle Rabbimize, ailemize, komşularımıza, akrabalarımıza ve çevremize karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hatalarımızdan ve günahlarımızdan tövbe etmemize vesile olmalıdır.
Öyleyse Üç Aylar’ı ve mübarek geceleri fırsat bilip Cenab-ı Allah’a koşalım. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in izinden ayrılmayalım. Kandil gecelerinde tövbe istiğfar edelim, nefis muhasebesi yapalım, kaza ve nafile namazı kılalım. Kur’an-ı Kerîm okuyalım. Peygamber (s.a.s)’e salât ve selâm getirelim. Akrabalarımızı ziyaret edelim. Kimsesizlerin, yoksulların gönüllerini hoş edelim. Çocuklarımıza bu mübarek gün ve gecelerin faziletini öğretelim.
Yapacağımız duaların kabul edilmesini, Regaip Kandili ve Üç Ay’ların âlem-i İslâm için hayırlara vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ederim.
Kazım TÜRKMEN
DİTİB Genel Başkanı