Print this page

Kayseri'den Mannheim'a mektup var

Foto: Dogan Tufan Foto: Dogan Tufan
Almanya’nın Badenwürtemberg  eyaletine  bağlı Mannheim şehrinden Kayseriye kesin dönüş yapan Ayşegül K. yaşadıklarını mektup yazarak dünya üzerinde yaşayan vatandaşlarımızın duygularına tercüman oldu.
 
Anavatanımız baba ocağına izine gelen gurbetteki vatandaşlarımız yaşadıklarını içlerine atarak tekrar ekmeğini kazandıkları ülkelere  dönenleri  bizzat dinledim, hatta izinleri bitmediği halde erken dönenlere de şahit oldum. Ana ocağından, baba bucağından gurbete gelip uzun yıllar kalanlar, döndüklerinde yıllar önce geldikleri muhabbeti ısıcak ortamı aramaktalar. İşde Mannheim'den Kayseriye  temelli dönüş yapan Ayşegül edindiği intibağları, uğradığı haksızlığa, akrabasında bulamadığı sıcak ortamı,yazdığı mektubunda gurbetçilerin hislerine tercüman oldu. Bu yazımda Ayşegül'ün mektubunu okuyacaksınız.
 
 
Mannheim dan Kayseri’ye dönen Ayşegülün mektupu
 
Babam 1970 yılında Almanya'nın Mannheim sehrine gelmiş ben1980'de Mannheimda doğmuşşum, babamın bir tek kızıyım ve 2 ağabeyim var. Mannheim'da mesleki eğitimimi tamamladım ve mesleğim üzere çalışmaya başladım.
 
Her yıl Babam arabanın bagajını tıka basa doldurur bizi Kayseri'ye izine götürürdü. Benim Türkiyedeki hayat çok hoşuma giderdi ve yıl 2019'a karar aldım temelli Kayseri'ye dönmeye.
 
 
Kesin Dönüş Kararı
 
Almanyadaki arkadaşlarım çok merak ettiler, nasıl bu adımı atmaya cesaret ettiğime ben ise temelli dönen Annem ve Babama yakın olmak için ve Türkiye sevdalısı olduğumdan bu adımı attığımı belirttim. Annemle Babam Kayseriye 50 km uzaklıktaki köyümüzde ikamet ederler ben ise köy hayhayatını değil Kayseri'de kalmayı tercih ettim, kendime 3 odalı daire kiraladım.Şehir Merkezine çok yakın.
 
Şimdi aradan hemen hemen 2,5 sene geçti ve halen Kayseride ikamet ediyorum.  Kendi çapımda Tercüme işleriyle ilgileniyorum.
 
 
Şu 2,5 sene içinde Memleketde neler gördüm, neler yaşadım. Bir bilseniz, Almanya'da yaşadığım 39 yıl'da görmediğim şeyleri gördüm ben bu memlekette. 
 
Benim için anormal ama Türkiyedeki insanımız için gayet normal olan şeyler.
 
 
İnsanımız sanki tüm hayat sorunlarını hükümet yaratıyormuş gibi herşeyi devletden bekliyor.
 
Türkiyemizin sorunu hükümet değil, Türkiyenin sorunu sadece kendi çıkarının derdinde olan insanımız.
 
Amcaoğluma ev tutmaya yardımcı ol dedim sonra ögrendimki akrabalık için değil komisyon için bana yardımcı olmuş.
 
 
Teyze kizıma Perdeci bul bana dedim daireme perde diktirmek için baktımki oda benim için değilde komisyon için yapmış.
 
Tercüme ettiğim şirketler hepsi biride değil hepsi Dinciside, Dinsizide, Sağcısıda, Solcusuda .. AKP liside CHP, İYİ PARTİ ve diğer siyasiler. Hepside işçisini Asgari ücretle haftanın 6 gününü 10'ar 12'şer saat çalıştırıyor, mesayilerini ödemiyor.
 
Kul hakkı kalmamiş bu memlekette. Herkes herkesin sırtından en kolay şekilde çıkar elde etme derdinde.
 
Akrabalıklar, Kardeşlikler, Arkadaşlıklar dahi çıkar için kurulu. 
 
İnsanımız ticaretde yalan söylemeyi delikanlılık zannediyor. Yalanların üstünü örtbas ediyorlar
 
Zengin olan zenginliğine doymuyor, fakir ise kendi başarısızlığını hükümete yüklüyor! 
 
Kişilere göre muamele, kişilere göre Fiyat uygulanıyor.
 
 
Insanımız evini tertemiz tutar ama sadece evin içi, evin dışarısı pislik, eline gecen herseyi yola atar hele şu çit,çit çekirdek çitleyenler.
 
Eğer bir Mevkiye gelebilmişsen adamsın. Ya değilse seni kimse adamdan saymıyor.
 
Hele hele en tiksindiğim "Ben Üniversiteliyim" "Ben Mühendisim" diye insanımızın kendilerini başkalarından üstün görmeleri ve kendi insanımızdan onları cidden kendilerinden daha üstün görmeleri çok iğrenç bir durum.
 
Uzaya da çıksak ama insanımız insan olmadıktan sonra bu memleket hiçbir yere varamaz. 
 
 
Avrupanın bircok ülkesinde olmayan hastahaneler yapılmış, ya doktor artistlik peşinde yada odasında olmaz, emniyetci görev başında değil sigara içmede olur,  Hastahanelerimizde hemşireler hastayla değil tiktok videyolarıyla meşgul, hastalar desen ya doktora bağırıp çağırır yada başkasının sırasını kapma derdinde. Trafikte desen yaya geçidini takan yok, arabanı devletin yoluna park edersin dükkan sahipleriyle kavga edersin onların dükkan önü olduğu için sahip çıkar polisimizde seyreder. Koca Kayseri'de Trafik Polisi yok diyebilecek kadar Trafik Polisi var, Kimsenin kurallara uyduğu yok. Cezalar caydırıcı değil diye hükümete suçu bulurlar, suçluyada ceza verildiğinde buseferde suçlu gördükleri hükümete söverler. 
 
 
İnsanımızın zihniyeti değişmedikçe kim gelirse gelsin bu Memleketin başına iki yakanız bir araya gelmez.
 
Ben yinede Almanyaya geri dönme düşüncesinde değilim kendimce doğruları yaşıyorum yanlışlardan uzak duruyorum.
Saygilar ve sevgiler Kayseriden.
Aysegül K.
 
 
 
 
Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

https://www.latifcelik.de