Gördüğümüz, göremediğimiz, bildiğimiz, bilemediğimiz tüm varlıkları yaratan, yaşatan ve yöneten Yüce Allah, bundan tam 1415 yıl önce, yine böyle bir Ramazan gecesi kullarına olan şefkat ve merhametini bir kez daha gösterdi. Yüce Allah yarattığı insanı muhatap aldı, onunla iletişime geçti, ona yol gösterdi. Kulları arasından son Peygamber olarak kulu Muhammed’i seçti. “Oku!” dedi O’na, “Oku! Yaratan Rabbinin adına…[1]
“Oku!” demek; düşün, tefekkür et, bilgi edin, ibret al demekti. Yaratılanla yaratan arasındaki o bağı keşfet demekti. Bu emir, “Ne okursan oku, Rabbini hissederek oku!” emriydi. Hakikat arayışı için çıktığı Hira’dan gerçeğin bilgisine ulaşarak indi Hz. Muhammed. O gerçek Kur’an’dı. Kur’an, hayatın bizzat içinde nazil olmuş bir hayat kitabıydı. Kur’an ile değişti insanlar, Kur’an ile gelişti, güzelleşti toplumlar. Bir kadir gecesinde “oku!” emriyle inmeye başlayan Kur’an, “…bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmiyet’i seçtim…”[2] ayetiyle sona erdi. Peygamberimiz yadigâr olarak Kur’an-ı Kerim’i bıraktı. Sımsıkı sarılırsanız yolunuzu şaşırmazsınız dedi. Kur’an’a tutunun, sarılın; parçalanmayın, dağılmayın dedi.
Kur’an’a karşı ilgi ve merakımızın canlı olması için “Kadir Gecesini, Ramazan’ın son on gününde arayın” dedi. Sahabeden gelen bazı rivayetlerde kadir gecesi hakkında 27. gecenin ön plana çıkması, medeniyetimizde bu geceye daha özel bir anlam yüklememize sebebiyet vermiştir.
Bu vesileyle 26 Mart Çarşamba akşamı, Kadir Gecesini idrak edeceğimiz bir gece olarak değerlendirmeye çalışacağız. Kadın erkek, yaşlı genç, çoluk çocuk Rabbimize el açıp dualar edeceğiz hep birlikte. İçerisinde Kur’an’ın olduğu birkaç dakikanın Kur’an’sız geçen bin aydan hayırlı, bir ömre bedel olduğunun şuuruna ereceğiz yeniden. Kur’an’lı bir Müslüman olmak için Yüce Rabbimize yeniden söz vereceğiz. Peygamberimizin “Kim inanarak ve sevabını Yüce Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya ederse onun geçmiş günahları bağışlanır.”[3] hadisindeki bağışlanmaya mazhar olmak için gayret göstereceğiz. Bu gece; “Allah’ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet”[4] duasıyla yakaracağız Rabbimize. Dualar edeceğiz ümmet-i Muhammed’e. Dualar edeceğiz barışa susamış coğrafyalara. Dualar edeceğiz huzur gelsin diye bütün dünyaya.
Bu duygu, düşünce ve temennilerle başta Almanya’daki millet varlığımız olmak üzere ülkemizin, milletimizin, gönül coğrafyamızın ve tüm İslâm âleminin mübarek Kadir gecelerini can-ı gönülden tebrik ediyor, sağlık sıhhat ve afiyet içerisinde bayrama ulaşabilmeyi Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Dr. Muharrem KUZEY
DİTİB Genel Başkanı
[1] (Alak, 96/1)
[2] (Maide, 5/3)
[3] Buhârî, Savm, 6.
[4] Tirmizî, Deavât, 84.
