18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümü Türkiye'nin dört bir yerinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109’nci yıl dönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale’yi geçilmez kılan tüm şehitlerimizi, kahramanlarımızı minnetle saygıyla anıyorum. Ruhları şad mekanları cennet olsun inşallah
Çanakkale İçinde
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim vay
Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra söğütler
Oturmuş binbaşı asker öğütler
Of gençliğim vay
Çanakkale içinde aynalı pazar
İngiliz'inen Fransız arayı bozar
Of gençliğim vay
Çanakkale üstünü duman bürüdü
On üçüncü fırka harbe yürüdü
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde toplar kuruldu
Vay bizim uşaklar orda vuruldu
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde kasap olur mu
Vurulan şehitler hesap olur mu
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir dolu testi
Analar babalar umudu kesti
Of gençliğim eyvah
Evet dostlar, Çanakkale Savaşı, milletimizin 109 yıl önce bir BEKA sorunuydu, Var olma savaşıydı. Çanakkale savaşı, Anadolu kadınının kendi çocuklarını kendi elleriyle kınalayıp namus diyarına, Şehitler DİYARI olan Çanakkale’ye gönderdiği savaşın adıdır.
Yüreklerimizde sıcaklığını hâlâ hissettiğimiz Çanakkale Savaşı, kan deryasında milletimizin yeniden diriliş destanıdır. Eğitimci Mustafa Malkoç hocamızın yazdığı “Çanakkale gecilmez” konulu makalesinde;
“Çanakkale Savaşı” devleri devirerek devleşen kınalı koç yiğitlerin harman oluşudur. Çanakkale Savaşı, toprağın yanışı, zamanın bitişidir.
Çanakkale Savaşı, bu toprağın bedelinin körpecik bedenlerin kanlarıyla ödenerek VATAN haline getirilişidir.
Çanakkale Savaşı bu asil milletin, millet olma vasfını tarihe altın harflerle yazdırışıdır. Çanakkale Savaşı, benliğinden ve kimliğinden koparılmaya, başkalaştırılmaya çalışılan ve bu yolla özgürlüğüne vurulmak istenen esaret zincirlerine karşı Anadolu'nun millî direncinin şahlanışıdır. Der ve şöyle devam eder.
“Çanakkale Harbi ders çıkarma ve ibret alma savaşıdır. Bu nedenle, Çanakkale ruhunun gelecek nesillere aktarılması kutsal bir mirastır. Çanakkale ruhu bu millete her zaman lazım olacak manevi bir güç maddi bir kuvvet kaynağıdır. Çanakkale savaşının temellerine indiğimizi düşünürsek batılıların tarihin babası dedikleri İngiliz tarihçi Arnold Toynbee' nin şu sözleri Çanakkale Savaşı'nin temelini oluşturmaktadır. "Şayet tarih sahnesinden, Osmanlı'yı çekip alırsanız geriye ne kalır? Osmanlı olmasaydı bugün Kuzey Afrika, Balkanlar, Kafkaslar'ın batısı, Anadolu ve tabi Kudüs ve Constantinopolis Hristiyan ülkesi olacaktı. Ortadoğu ise İslamiyet adacıkları hâlinde azınlık dini olarak kalacaktı."
İşte dostlar, Çanakkale Savaşı'nın özeti aslında budur.
Bu savaş bu milletin birlik ve beraberliğinin zirvesi, düşmanların ise bin yıllık hayallerinin yıkılışıdır. Batılıların hayallerine en çok yaklaştığı bir sırada hedeflerini şaşırtan ve yakın şey ise bu asil milleti iyi tanıyamamaları ve Çanakkale ruhunu hesaba katamamalarıdır. İşte bu yüzden bizlerin Çanakkale Harbi'ni diri ve güçlü tutmamız gerekir. Dün o destan diyarında omuz omuza harp ederken akan aziz kanları birbirine karışıp kan kardeşi olan ve bugün hâlâ orda şehitliklerde yan yana yatan Diyarbakırlı Abdülkadir ile Denizlili Yusuf gibi, Mardinli Şehmuz'la, Vanlı İsmail gibi yaparak birlik ve beraberliğimizi yani Çanakkale ruhunu muhafaza etmemiz gerekir. Unutmamak lazım ki bu ruha çok çok ihtiyacımız var ve olmaya da devam edecektir.
Çanakkale ruhu bu gücü ve enerjiyi nerden alıyordu? Onun kaynağı da milletimizin 5000 yıllık kültürü, örf, adet, gelenek ve dini inançlarıdır.
Bu milletin 5000 senede geliştirip olgunlaştırdığı ortak değerleridir. Mehmetçiğimizin arkasındaki bu gerçek gücü, onu yenilmez yapan gücü düşmanları da anlamış ve şahit olmuşlardı.
Bu milletin atası, ortak değerleri için, bizim canımız için kendi canını yarışırcasına veren bir atadır. Din kardeşliği, arkadaşlık dayanışması ve insan hakkına, hukukuna saygı da Çanakkale ruhunun temel taşlarındandır. O gün düğüne gider gibi körpecik vücutlarını seve seve kefensiz toprağa teslim eden bu bayrağın ve bu vatanın bedelini canlarıyla ödeyerek bize EMANET eden dedelerimizin bugün bizden beklediği bu şuur ve uyanıklıktır.
Çanakkale ruhuna biraz daha yaklaşalım. Bu savaşta çocuklar da vardı. Lise talebeleri, üniversite ve medrese talebeleri, çelik çomak oynama çağındaki çocuklar bile bu vatan ve bayrak için ne bedeller ödediler. Bilecik İstasyonu'ndan kalkmak üzere olan kara trene gözü yaşlı analardan bir tanesi oğluna şu öğüdü veriyordu: "Hadi git Hüseyin'im, hadi git. Ama eğer bayrağımız göklerden inecekse, eğer minarelerden ezanlar susacaksa, eğer camilerin kandilleri sönecekse, eğer namusumuza yad eli değecekse öl de gelme Hüseyin'im. Gözüm görmesin seni. Sakın buralara dönme." Canının son yongasını cepheye ölümün üzerine gönderen gözü yaşlı bu ananın söylediği bu soğukkanlı nasihat gibi sözleriyle aslında köprüleri yakan ve gemileri batıran o titrek sesinin içinde Çanakkale ruhu yankılanmaktadır. Evladına bir tek seçenek sunan annenin dudaklarından dökülen kelimelerin içinde gizlidir Çanakkale ruhu. Çanakkale ruhu bayrağını, ezanını, Kuran'ını, namusunu evladına tercih ettiren işte bu asil ruhtur.
Çanakkale savaşı diğer savaşlar gibi sıradan bir savaş değil, bu milletin var olma savaşıdır .Bu savaş Çanakkale ruhunun şahlanışıdır. Bu savaş Anadolu'nun ve bu sebeple de bütün Türk ve İslam dünyasının kapısının anahtarının kıyamete kadar bu millette olacağının ifadesidir. Bu savaş, bu toprakları, bize EBEDI VATAN yapmıştır. Çanakkele Savaşı ile son olması dileklerimizle Yeni Zellanda saldırısı gibi islam dünyasına yapılan tüm SİYONİST VE HAÇLI TERÖR SALDIRILARINI da dikkate aldığımızda Çanakkale Ruhu canlı tutulmalı ve bu olayların ülkemizde hala bir BEKA sorununun varlığını hatırlattığı unutulmamalıdır.
Yine unutulmamalıdır ki birlik olduğumuzda yine "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ" olacaktır. İnşallah.