UID Genel Başkanı Köksal Kuş AfD yükselişini yorumladı: “Almanya’nın geleceğinden endişeliyiz“

Foto: Alp Media Foto: Alp Media

Almanya’da Irkçı ve İslam karşıtı AfD, anketlerde 2. büyük parti konumuna yükselirken seçim dönemine kadar oylarını daha da artırması beklemniyor. Merkez sağ partilerin ülke sorunlarına ciddi bir çözüm bulamadan ülkede devam eden sorunların sebebi olarak görülmesi ve yine ana ekol partilerden  önder bir lider çıkmayısı da geçmiş dönemin SDP ve CDU-CSU partlerine olan güveni giderek azaltmaktadır. Alman siyaseti bu açmazı nasıl aşacak bilinmiyor ama tek hedefi memnuniyetsizlerin oyunu almak olan parti bu yükselişini nereye kadar sürüdecek bilemiyoruz.

 

Herkes biliyorki yabancı düşmanlığı bir ülkedeki sosyal barışa büyük zarar verecektir. Geçmişte Amanya’ya ve insanlığı ülkede yükselen ırkçılığın neye maloldiuğunu kendi tarihlerini okusalar Alman halkı çok iyi bilir. Yavaş yavaş başlayıp normal hale gelen ve hiş bir zaman nerede duracağı belinmeyen ırkçılığın ancak başka milletler tarafından durduruluncaya kadar yükselişini devam ettireceğini çok iyi biliyoruz. Sosyal sistemdeki olumsuzlukların sunucu, siyasetin yanlışını ve uluslarası konjukturdeki sorunları yabancıların üzerine atan hasta zihniyet ile mücadele etmeyi düşünmeyen Alman Toplumu AfD yükselişinde ki gerçeğın son noktasını inşallah gecikmeden farkedebilirler. Aksi halde yabancı düşmanlığı Almanya’ya büüyk zarar verecektir.

 

Türk olsun Alman olsun, gençler  tarihlerini iyi öğrenmeliler. Özellikle ‘gençler’ diyorum, onlar yanlış yapmamayı öğrenirlerse tarih doğruları yazmaya başlar. Milletlerin geleceği de onların elindedir. Kendisini gelecekte nerde konumlandırıp demokratik değerleri ne kadar özümsediğini anlayamayan gençler zamanla her yöne çekilen garip zihniyetli bir toplumdaki önemsiz bir parça konumuna gelirler. Bu ülkedeki 1-28 yaş arası insanlar eğer toplulum geleceği için ümit vermiyorsa bundan sonrası daha da tehlikelidir. Tarihini iyi bilen Alman gençliği ülkesinin değerini daha iyi anlar. Aynı süreç ve ölçü Türk gençleri için de geçerlidir. ‘Tarih’ ve ‘öğrenmek’ kelimeleri yanyana gelinde çok güzel bir anlam ifade ediyor. Bunu ‘vatansever entellektel birikimi olan insanlar’ olarak adlandırabiliriz.

 

Geçtiğimiz hafta  Forsa adlı araştırma şirketinin kamuoyu yoklamasında, ırkçı ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif Partisi'ne (AfD) yüzde 19 oranında oy çıktı. Bu oranla AfD, yüzde 29 oya sahip Birlik Partileri'nin (CDU/CSU) ardında yer aldı. SPD yüzde 18, Yeşiller yüzde 14, FDP ise yüzde 7 oy oranına sahip olurken, Sol Parti'nin oy oranı yüzde 4'te kaldı. Insa araştırma kurumuna göre ise AfD'nin oy oranı yüzde 19.5.

Bu durumda ırkçı parti en önemli koalisyon ortaklarından biri konumuna geliyor. Merkez partiler her zaman yayptıkları gibi ‘Biz hükümete gelirsek AfD ile koalisyon ortağı olmayacağız diye deklarasyon yayınlayacaklardir.  Bu sadece yaklaşan ırkçı bulutları görmezden gelmektir. Sen koalisyon olmasan da biraz geç olur ve bir kaç secim sonrasi yine iktidara ırkçılar gelir. Íu an adım adım gerçleşen de tam bu. Gerçekte ise AfD’yi güçlendiren onların siyasetteki başarısızlığıdır. Özellikle Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD ve Hristiyan Demokrat blok CDU-CSUI şunu kabullenmeli ki, AfD gibi ırkçı partinin oy oranını yükseltmesi, gelecek adına endişe verici. Çünkü yanlış en yukarıda yapılıyor. Merkez partiler de zaman zaman söylemlerinde AfD ile yarışır hale geldi. Yıllarca seçim dönemlerinde şamar oğlanı yapılan yabancıları, Türkleri ve Müslümanlar Almanya’da en arkaya itilen toplum haline getirildi. Bütün bunların sebebi  yarım asır boyunca “Almanya Göçmen ülkesi mi, değilmi” şeklindeki havanda su dövmelerin geldiği noktadır. AfD bunu seçmenin önüne planlı bir şekilde yıllarca tekrarlayarak  kendi politikası haline getirdi. Íimdi merkezdekiler kalkmış bana “AfD tehlikedir” diyor. Günaydın derler adama. Merkez partiler mutlaka Almanya'nın göçmen ülkesi olduğunu kabul etmedikleri sürece Almanya’da ırkçılık yükselecek ve her seçimAfD oylarını artırarak gelecektir. Uzun yıllardan beri toplumsal belekte kalıcı olması adına büyük partilerin göçmen politikasını tekrar değerlendirip Almanya’nın bir “Göçmen ülkesi” olduğunu anayasal teminatla kabullenmelidirler.

 

Berlin’de iktidar olanlar bir an önce çifte vatandaşlığa imkân sunan vatandaşlık yasasında değişikliği gerçekleştirmesi gerekir.  Artan yabancı düşmanlığı en çok Almanya'ya zarar verecek. Geçmişte ırkçılıktan dolayı utanç duyulacak acılar yaşandı. Artık bu ülkenin bir parçası olduğumuz gerçeği herkes tarafından kabul edilmeli, Alman toplumuna böyle anlatılmalı. Özellikle biz Türkler yanmış, yıkılmış ve insani değerlerden uzaklaştırılmış ne yaptığı nı bilmeyen bir siyasetin milyonlarca insa acı yaşattıkları bir Almanya’yı tekrar inşat emeye geldik. Dönemin Alman lideri Thedor Heus bizim insanlarımızı Almanya’ya gelmesini istedi, hatta 150 kişilik grubu alıp yanında getirdi. Bunları ancak tarih bilen insanlardan öğrenebiliriz. Son yüzyılı iyi öğrenip bu coğrafyada yaşanaları gerçekten öğrenirsek AfD durdurulabilir. Aksi halde Almanya’nın geleceğinden endişeliyiz.

 

 

 

 

 

 

Last modified on Freitag, 23 Juni 2023 09:20
Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

https://www.latifcelik.de