Prof. Dr. Abdülkerim Özaydın Onuruna Saygı Günü Programı Düzenlendi

Foto: Başar Uzun Foto: Başar Uzun

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve Tarih Araştırma Merkezi iş birliğiyle, İstanbul Üniversitesi Ortaçağ Ana Bilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülkerim Özaydın onuruna düzenlenen saygı günü programı, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Mavi Salon’da gerçekleştirildi.

 

Programın açılış konuşmalarını İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve İstanbul Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Develi yaptı.

“Abdülkerim Hocamızla Bir Araya Gelmek Bizim İçin Bir Onur”

Açılış konuşmalarının ilkini gerçekleştiren Prof. Dr. Hayati Develi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Türkiye’nin hem en eski hem en köklü hem de en saygın edebiyat fakültelerinden birisi olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Tüm bunları sağlayanların ise fakültedeki hocalar, onların disiplinleri, ilmi üretimleri ve yetiştirdiği öğrenciler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Develi, “Abdülkerim Özaydın Hocamız, bizim fakültemizin çok kıymetli bir hocası olarak fakülteye, üniversiteye, ülkenin bilim hayatına hizmet eden; başka mekanlardaki çalışmalarıyla da öğrenciler yetiştiren, kitaplar yazan, tezler yaptıran çok değerli bir hocamızdır” dedi. Asistanlığa ilk başladığı yıllarda, Prof. Dr. Abdülkerim Özaydın’ın birikiminden, sohbetlerinden istifade etmeye çalıştığını belirten Prof. Dr. Develi, böyle bir fırsatın kendileri için çok değerli olduğunu kaydederek, “Hocamız tabii zamanı gelince emekliye ayrıldı. Üretmeye ise her zaman devam ediyor. Bugün arkadaşlarımızın bir kadirşinaslığıyla onun adına ithaf edilen bir çalışmayı takdim etmiş oluyoruz. Hocamızı 3 yıl sonra tekrar aramızda görmek bizim için büyük bir onur” ifadelerini kullandı.

“Tarih Bölümümüz, Kültür ve Medeniyetin Buluştuğu Bir Alandır”

Prof. Dr. Develi’nin konuşmasını tamamlamasından sonra İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak konuşmasını gerçekleştirdi. Tarih bölümünün çok geniş çapta hedeflere sahip olan bir bölüm olduğunu aktaran Prof. Dr. Ak, “Tarih bölümümüz salt siyasi tarihin çalışıldığı bir bölüm değildir. Tam da bizim fakültemizin kendi yapısına uyacak şekilde, tarihin yanında bir medeniyet ve kültür buluşmasının da söz konusu olduğu bir bölümdür. Değerli hocalarımızın fiilen yürüttüğü çalışmalar, hocalarımızın bize aktardığı miras, tarihi bir bütün olarak, medeniyet olarak algılamamızı sağlamıştır” dedi.

İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünün lisans öğrencileriyle, lisansüstü öğrencileriyle ülkeye değer kattığını kaydeden Prof. Dr. Ak, bu bölümden mezun olmuş isimlerin Türkiye’de çok iyi kademelere geldiğini; belediyelerde ve birçok farklı birimde yönetici konumunda bulunduğunu söyleyerek, “Hepimizin bildiği gibi, İbrahim Kalın Bey de bölümümüzü en üst düzeyde temsil eden bir değerimizdir” şeklinde konuştu.

“Hünerli Ustalardan Oluşan Geniş Bir Mutfak”

Tarih bölümünün hünerli ustalardan oluşan çok geniş bir mutfak olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ak, bölümde öğrenim gören öğrencilerle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Geçen sene bölümümüze kaydolan son öğrenci Türkiye 8 binincisiydi. Ondan önceki sene, son kaydolan öğrenci Türkiye 7 bin 400’üncüsü olan öğrenciydi. Yani ilk 10 bin bile demiyoruz. 10 binin bile artık 5 bine yaklaşan rakamlarından kendi öğrencisini alabilen bir bölüm içerisindeyiz. Şunu görüyoruz ki bölümümüze yeni gelen öğrenci kendisine bir okuma listesi edinmiş oluyor. ‘Ben bunları okudum, daha ne okuyayım’ diyor. Baktığınız zaman, onların zaten kendi meslek hayatlarını şekillendirecek temel eserleri okumuş olduklarını görüyoruz. O açıdan da biz aslında sıfırdan başlamıyoruz. Hatta şöyle de bir rahatlık yaşıyoruz. Bir öğrenci-hoca ilişkisinin ötesinde, bir meslektaş özgüveni içerisinde öğrencilerimizle beraber oluyoruz.”

“Bilimsel Yayıncılığa Büyük Önem Veriyoruz”

Hem İstanbul Üniversitesi hem Edebiyat Fakültesi hem de Tarih bölümü olarak bugünlerinin, vaktiyle beraber çalıştıkları veya hocalarının hocası olan büyüklerin emaneti olduğunu bildiklerini ve bugün onların cömertçe kurdukları zemin üzerinde istifade ettiklerini aktaran Prof. Dr. Ak, Edebiyat Fakültesi’nin çok önemli bir değer olduğunu vurguladı. Fakülte bünyesinde geçmişi 100 yıl öncesine dayanan bilimsel dergiler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ak, İstanbul Üniversitesi’nin bilimsel yayıncılığa verdiği öneme dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversitemizin yayınevi uluslararası yayınevidir. Dergilerin dışında oluşturduğumuz kitaplarımız da var ki bunlar arasında 47 eserimiz şu anda yine çok önemli indekslerde indeksleniyor. Yani üniversitemizden çıkan kitap bölümleri de birer akademik dergiymiş gibi indeksleniyor. Hem dergiler hem kitaplar açısından baktığımız zaman, üniversitemizde 32 bin 800 makale tam metinleriyle, açık erişimli olarak araştırmacılara sunuluyor. Keza burada 25 bin 800 yazarın emeğini görüyorsunuz. Dergilerimizde çok yoğun bir yazı akışı var. Ama bizim dergilerimizde yayınlanan yazılar, gelen yazıların yüzde 35’i. Yüzde 65’i geri çevriliyor. Çalışmalar çok sıkı bir editoryal denetimden geçmiş oluyor. Ayrıca yayınlarımıza yapılan atıfların yüzde 54’ü uluslararası, yüzde 6’sı ise kurum içi atıftan oluşuyor. Bunun da çok ideal bir oran olduğunu görüyoruz.”

“Hocalarımızın Varlığı Bizim Güvencemiz”

Hem lisans hem lisansüstü öğrencileriyle, akademik yayınlarıyla yetkinliğini ispat etmiş, etrafına ışık saçan bir bölümün, alanın mensupları olduklarını belirten Prof. Dr. Ak, burada bir aile bütünlüğü içerisinde olduklarının altını çizdi. İstanbul Üniversitesi’nde, düzenli olarak vefa günü programlarının da düzenlendiğini dile getiren Prof. Dr. Ak, “Bugün de Abdülkerim Hocam için buradayız. Aslında bu daha önce planlanmış olan bir toplantıydı. Küresel salgın sebebiyle bugün gerçekleşmiş oldu. Bu eserin hazırlanmasında katkıları olan tüm meslektaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Hocalarımızın varlığı bizim güvencemiz. Bu vesileyle iyi ki geldiniz diyorum” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Prof. Dr. Ak’ın sözlerinin ardından moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arzu Terzi’nin gerçekleştirdiği programa geçildi. Prof. Dr. Ebru Altan, Prof. Dr. Gülay Öğün Bezer, Prof. Dr. Muharrem Kesik, Prof. Dr. Fahameddin Başar ve Prof. Dr. Mustafa S. Küçükaşçı’nın konuşmacı olarak yer aldığı programda, Prof. Dr. Abdülkerim Özaydın’ın yaşamı, eserleri, bilimsel faaliyetleri hakkında bilgi verildi.

Program, kitap ve hediye takdiminin ardından sona erdi.

Haber: Tuğçe Ayçin
Fotoğraf: Başar Uzun
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü

Last modified on Sonntag, 19 Juni 2022 08:08
Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

https://www.latifcelik.de