Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Saadet Avrupa Tanıtım Medya ve İletişim Başkanı Murat Gürbüz Saadet Dortmund Bölgesi'nin gerçekleştirmiş olduğu anma programında merhum Erbakan Hoca’nın adil devlet ve insanca yaşam mücadelesine dikkat çekti.
Muhterem kardeşlerim kıymetli misafirler, siyasi partilerimizin ve sivil toplum kuruluşlarının saygıdeğer temsilcileri hanımefendiler beyefendiler geleceğimizin teminatı gençler basınımızın değerli mensupları hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor teşriflerinizden dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Anlamlı bir günde birlikteyiz.
Yine millet olarak sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Ülkemizde yaşanan deprem felaketi hepimizin yüreklerini dağladı. Vefat edenlere Allah’tan rahmet ailelerine ve milletimize baş sağlığı ve sabır diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Aynı zamanda mübarek günlerden geçiyoruz bu manevi iklimin ülkemiz ve bütün insanlık için hayırlar getirmesini diliyorum. Bundan tam 12 yıl önce 27 Şubat 2011 tarihinde milyonlarca insanın dualari eşliğinde davamızın lideri ve partimizin genel başkanı iken ebediyete uğurladığımız Erbakan hocamızı anmak için bir aradayız Bu buluşmamızın merhum hocamızı anlatmanın yanında anlamamıza da vesile olmasını Cenabı Haktan niyaz ediyorum konuşmama başlamadan önce bir duygumu ifade etmekten geçemeyeceğim hakikaten şu muhteşem salona şu muhteşem tabloya bakınca etkilenmemek mümkün değil.
Allah sizden razı olsun.
İyi ki varsınız
İyi ki buradasınız .
Her ne kadar gurbette de olsanız sizler kardeşlik yurdu bir Türkiye’nin teminatısınız.
Sizler yolundan dönmeyen, hedefinden taviz vermeyenlersiniz. Sizler rüzgâra konjonktüre makama mevkiye ve güce boyun eğmeyenlersiniz.
Sizler hiçbir zaman diklenmeyen ama her daim dik duranlarsınız sizler ilk virajda veda edenler değil sonuna kadar vefa gösterinlersiniz. Hepiniz biliyorsunuz 1969 yılında Prof.Dr. Necmettin Erbakan Hocamız ilk adımı atarken, ilk tohumu ekerken birileri şöyle demişti bir çiçekle bahar olmaz. Peki muhterem hocamızın cevabı neydi doğru ama “ her bahar bir çiçekle başlar” işte bu yönüyle sizler gelecek baharı müjdeleyen çiçeklersiniz. Allah sizden, hepinizden razı olsun.
Hepinizin malumu olduğu üzere Erbakan haftası etkinlikleri çerçevesinde her yıl farklı bir yönüyle hocamızı anlamaya değerlendirmeye çalıştık. Geçtiğimiz yıllarda Erbakan hocamızın ilim adamı yönünü bazen siyaset ve devlet adamı yönünü anlamaya çalıştık , dürüstlükle nezaketini anlamaya bir başka yıl ahlak ve adalet anlayışını yorumlamaya dersler çıkarmaya çalıştık.
Erbakan haftası etkinliklerinin ana teması adil devlet ve insanca yaşam olarak belirlendi sözlerimin hemen başında bu temayı çok önemli bulduğumuzu ifade etmek isterim.
Çünkü adalet mülkün yani devletin temelidir Adaletin olmadığı yerde ne devletten ne düzenden ne de insanca yaşamdan bahsetmek mümkün değildir.
adalet bir gömleğin adeta ilk düğmesi gibidir o yanlış iliklendiği taktirde diğer tüm işler yanlış gidecektir. Ne yazıkki bugün böyle bir durumla karşı karşıyayız.
Bugün maalesef Türkiye’nin de Dünyanın da en büyük problemi adaletsizliktir.
Adalet konusunda yaşanan Çifte standartdır merhametin yerini nefretin, şefkatin yerini öfkenin, diyaloğun yerini maalesef kavganın aldığı çatışmanın aldığı, adil paylaşımın yerini sömürünün işgalin aldığı bir dönemden geçiyoruz.
Soruyoruz,
Bugün yeryüzünde yaşayan 8 milyar insandan 1 milyarı her gece yatağa aç giriyor.
Böyle bir dünyada adaletten ve insanca yaşamdan bahsetmek mümkün mü? 80 ailenin servetinin 8 milyar insanın gelirinden fazla olduğu bir dünyada adil paylaşımdan bahsetmek mümkün mü ?
Bugün dünya da her on saniyede bir çocuk açlıktan hayatını kaybediyor. Bir buçuk milyar insan günlük 1 $’ ın altında gelirle hayata tutunmaya çalışılıyor böyle bir düzende insanca yaşamaktan bahsetmek mümkün mü ?
evet maalesef mümkündür diyemiyoruz.
Ne acıdır ki emperyalist hırslar nedeniyle parklarda oynaması gereken çocuklar dünyanın bir çok bölgesinde şiddet,çatışma, savaş açlık ve sefaletlerde can veriyor. Yerlerinden yurtlarından edilen insanlar vatanlarını terk etmek ve binlerce km uzakta hayata yaşama tutunmaya çalışıyorlar.
Şimdi bir kez daha soruyoruz böyle bir dünyada barıştan adaletten güvenden huzurdan bahsetmek mümkün mü Maalesef üzülerek söylüyoruz ki hiçbirimiz evet mümkündür diyemiyoruz diyemeyiz .
Peki cennet vatanımız Türkiyemizde durum farklı mı şimdi aynı soruları bir kerede Türkiyemiz için sormak istiyorum,
asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı bir ülkede insanca yaşamdan bahsedilebilir mi
16 milyon insanın açlık,
50 milyon insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığı bir ülkede insanca yaşamdan bahsetmek mümkün mü
5 milyondan fazla ailenin elektrik faturaları ödeyemediği
6 milyondan fazla insanın sosyal yardım almadan geçinemediği bir ülkede insanca yaşamdan bahsedilebilir mi ?
Her üç gencimizden birinin işsiz olduğu bir ülkede 100 binlerce ataması yapılmayan öğretmenlerin olduğu bir ülkede işçi ve memur maaşlarının yoksulluk sınırının altında kaldığı bir ülkede çocuklarına bez ve mama dahi alamayan milyonlarca ailenin bulunduğu bir ülkede adaletten adil bir devletten adil paylaşımdan ve insanca yaşamdan bahsetmek mümkün mü?
Ne yazıkki bunun cevabı hayır.
İşe bugün burada, bu salonda toplanmamıza vesile olan merhum Erbakan hocamızın mücadelesinin en önemli hedeflerinden birisi adil devlet ve insanca yaşam, yaşanabilir bir Türkiye yeni ve adil bir dünya Erbakan hocamızın esas kastettiği hedeflediği budur.
Bizlerde bugün onun çizdiği yolda yürüyoruz. Onun mücadelesini referans alıyoruz tıpkı Erbakan gibi bu güzel imkan ve kaynakların bir avuç yandaşa aktarılmasına rıza gösteremiyor tıpkı Erbakan gibi Türkiye’nin varlıklarının haraç mezat elden çıkarılmasına karışı çıkıyoruz. Yine tıpkı Erbakan gibi milleti borcundan dolayı bankaya mahkum eden faizci politikalara evet diyemiyor Erbakan’ın yalın ayaklarıyla bir dilim ekmek için bir arabanın arkasından koşan koşmak zorunda kalan küçük çocuğun hakkını aradığı gibi biz de karnını doyurabilmek için akşam pazar yerlerinde artıkları karıştıran buralardan karnını doyurmaya çalışanların mücadelesini veriyoruz Muhterem kardeşlerim bugün ülkemiz ve bölgemiz kritik ve hassas bir süreçten geçmektedir Bu süreçte dışarıya karşı güçlü olmanın ilk şartı içeride güçlü olmak birlik ve beraberliği tesis etmektir. Bugün Türkiye’nin bir diğer önemli problemi de kutuplaşmadır bir araya gelip konuşamıyoruz. oysa hepimiz bu ülkenin insanıyız. Dertlerimizi sıkıntılarımızı birlikte çözmek mecburiyetindeyiz. Kutuplaşan değil Kucaklaşan bir Türkiye’yi birlikte inşa etmek mecburiyetindeyiz.
Partilerimiz,düşüncelerimiz çözüm yollarımız farklı olsa dahi birbirimizle konuşa bildiğimiz bir masa etrafında oturabileceğimiz gün aşamayacağımız hiçbir engel çözemeyeceğimiz hiçbir sorun kalmayacaktır, bundan herkeze emin olsun. Muhterem arkadaşlar ihsan eşrefi mahlukat olarak yaratılmıştır Cenabı Hakk tarafından. İşte bugün Erbakan hocamızı anma vesilesi ile bir araya geldik insanın eşrefi mahlukat olarak yaratılmış olduğunu idrak ederek bizler çatışma için değil diyalog için bir aradayız. Kutuplaşma için değil kucaklaşma için bir aradayız .
Bizim şiarımız Çifte standart değil adalettir, üstünlük taslama değil eşitliktir sömürü değil hakça paylaşımdır. Baskı ve tahakküm değil insan hakları ve hürriyettir şeffaflıktır ehliyete ve liyakata özen göstermektedir
dürüstlüktür dayatma değil uzlaşmadır.
Muhterem arkadaşlarım Erbakan hocamızın hayatı birlikteliklerin ne kadar geniş olduğunu ve başarılarının da örneğini bize göstermektedir. İlk defa 1950 lerde sadece sadece 200 iş adamları bir araya getirerek gümüş motor fabrikasını kurdu ama ne yazıkki hemen önünü kestiler daha sonra Türkiye’deki bütün işleri heyecana getirdi yeni bir hamle başlatırız diye siyasetin dışında odalar birliği nde bir gayretin içine girdi ama ne yazıkki odalar birliği başkanlığına seçildiği zaman seçimi iptal ederek önünü kestiler.
İşte o zaman Erbakan hocamız anladıki siyasete girmeden problemlerimizi çözmek mümkün değildir noktasına geldi bu macerası hepimize ders oldu. Destansı bir mücadele verdi önce milli nizam partisini kurdu fakat hemen kapatıldı hiç faaliyet göstermeden.
Milli Selamet Partisi döneminde rahmetli Ecevit de kurduğu koalisyon bir çığır açtı Türkiye’de. Sayın Ecevitin söylemiş olduğu “ biz bu arkadaşlarla hiçbir zaman anlaşamaz bir araya gelemeyiz zannediyorduk yanıldığımızı anladık” işte bu koalisyonda imam hatipler yeniden açıldı başörtüsü problem olmaktan çıktı hatta enteresandır kara yoluyla hac yapmak bile o dönemde ilk bu millete nasip oldu. Türkiye’nin faizsiz bankası Desiyap o zaman kuruldu başta TUSAŞ olmak üzere ağır sanayi hamlesini gerçekleştirecek teşebbüs o zaman başlatıldı meşhur Kıbrıs barış harekatı da o zaman gerçekleştirildi.
Muhterem arkadaşlarım maalesef bu başarının mükâfatı bu koalisyonun dağılması oldu.
Fakat arkasından hemen farklı bir koalisyonun sayın hem rahmetli Demirel hem rahmetli Türkeşle bir araya gelmek oldu. O dönemde 265 fabrikanın temeli atıldı. Türkiye’nin dört bir tarafında Kars’tan Ardahana kadar fabrika temelleri atıldı demirçelik Kayseri’de Taksan Diyarbakır’da Temsan Şırnak Mazıdağında Azot Gübre tesisleri o dönemde başlayan 58 organize Sanayi bölgesinin kararnamesi o dönemde çıkarıldı. Ama maalesef bu çabalar da mükafatını görmedi ve koalisyon bozuldu 1980 yılında yeni bir darbeyle siyasiler tutuklandı. Fakat hedefte kimin olduğu belliydi kimin önünü kesilmesi isteniyor hangi hamleler durdurulmamak isteniyor ortadaydı. Bunun arkasından siyaseten yasaklandı.
Siyasi hakları iade edildikten sonra hemen siyasete döndü ve hemen refah partisini kurarak daha önceden kurulmuş olan partinin içinde yer aldı 1989 seçimlerinde mahalli seçimlerinde 5 belediye destansı hizmetler yaptı 91 seçimlerinde yine rahmetli Türkeş de bir araya gelerek seçimlere girdi 94 seçimleri büyük bir başarının işaret fişeği olduğu 29 belediyesi kazanılmış de 95 seçimlerinde de Türkiye’nin en büyük partisi haline gelindi. ancak şunu unutmayın en büyük partisi dediğimiz yüzde otuzla 40 değil oynar dağıldığı için %21’in birinci olduğu bir dönemi yaşadı Türkiye ve 1996 ve 1997 yıllarında kurulan 54. Erbakan hükümeti ile havuz sistemi kuruldu yeni bir ekonomik anlayış devreye sokuldu ilk bütçe denk bütçe yapıldı memura %130 çiftçiye emekliye esnafa %100’ler hatta esnaf emeklilerine %300 - % 500 ler zam yapıldı. olamaz deniyordu hazine dekiler %20’nin üzerinde zam vermek bizi çökertir kanaatindeydiler. İlk hanlede 150 arkasından iki hamle daha %130 zam. Akıllara durgunluk verecek bir tavır ve arkasından enflasyon %130 yüzde 70‘lere muhterem arkadaşlarım bunların arkasından bir de bildiğiniz gibi D 8’ler kurulu dünyada İslam ülkelerini ekonomik yönden bir araya getiren bir çapa ve arkasından da mükafat olarak 28 Şubat’ta fiilen bir muhtıra ile karşı karşıya kaldı Erbakan Hocamız.
Muhterem misafirler değerli hazirun sözü biraz uzattım affınıza sığınıyorum. Gidiyorum bundan dolayı ama bazı konuları gündeme getirmeden de Erbakan hocamızın hayatının doğru duruş anlaşılabileceği kanaati de değil biz Saadet Partisiyiz biz milli görüşçüyüz biz Siyaseti makam ve mevki için şanlı ve şöhret için yapmıyoruz yapmayız bizim mücadelemiz Ahmet gitsin Mehmet gelsin mücadelesi değildir biz şahıslarla değil zihniyetlerle uğraşırız biz isimlere değil ilke ve prensiplere bağlı kalırız Tıpkı Erbakan gibi bedel öderiz ama milleti asla bedel biz hakikaten Allah razı olsun biz hiçbir zaman kendi ikbalimiz için milletin ikbalinden istikbalinden taviz vermeyiz tek arzumuz tek derdimiz var oda bu aziz millete hizmet etmek böylece Cenabı Hakk’ın rızasını kazanabilmektir bazı konuları sizlere arz etmeyi bir görev bildiğim için bu konulara temas etme mecburiyetinde kaldım umarım beni anlayışla karşıladınız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi hürmetle muhabbetle selamlıyor başta Erbakan hocamız olmak üzere bu millete hizmet etmiş büyüklerimizi rahmet minnet ve şükranla yâd ediyorum hepinize saygılar sunuyorum.
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
https://www.latifcelik.de