Ordu’lu Türkçe ve Türk Kültürü öğretmeni öğrencileri ile birlikte 40 yıldır bu geleneği Wetzlar çevresinde devam ettiriyor. Ay Haber’eaçıklamalardabulunan öğretmen Mehmet Saşmaz, Yerli Malı haftası’nın tarihi geçmişini anlatırken ilginç bilgiler aktardı.
ARTIRMA VE YERLİ MALLARI HAFTASI (12 - 18 Aralık)
Ekonomik sebeplerden dolayı, Birinci Dünya Savaşı sonrası ülkemiz çok zor durumda kalmış, 1923 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde İzmir’de İktisat Kongresi düzenlenmiştir.
Ülkenin bağımsızlığını korumak ve yerli malı üretilmesine yönelik kararlar alınması hususunda, dönemin Başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yerli malı, ulusal ekonomi, tutumlu olmak ve milletçe birbirimize güvenmek konusunda uzun bir konuşma yaparak; “Yabancı ülkelerden, sattığımızdan fazla mal almayacağız.” Bu konuşmanın yapıldığı 12 Aralık 1929 günü “Yerli Malı ve Artırma Haftası” olarak ilan edilmiştir.
1946 yılı itibarıyla okullarda etkinlikler düzenlenerek, “Yerli Malı Haftası” 1983 yılından itibaren de “ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” veya “ Artırma ve Yerli Malları Haftası” adı altında kutlanmaya başlanmıştır.
İnsanların; parasını, malını, eşyalarını, zamanını, sağlığını ……. tutumlu kullanmaları hususunda sadece belirtilen haftalarda değil, yaşamı boyunca dikkat edilmesi gereken önemli bir alışkanlık haline getirmeleri gerekmektedir.
Yüce Dinimiz bu hususta, (A’raf Suresi 7/31. Ayet) Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü, O israf edenleri sevmez. Atalarımız da bu konuda; Damlaya damlaya göl olur. Güvenme varlığa, düşersin darlığa gibi nice sözlerde bulunmuştur. Bizim de bu hususta düşündüğümüz “Evimizde yüzümüzü yıkayacağımız su ile camiide abdestimizi tamamlamamız gerektiği!”
Özellikle topluma ait malların kullanımında çok dikkatli olmamız gerekiyor. Okulda akıttığımız su, gereksiz harcadığımız tebeşir… Camiilerde, suyu sonuna kadar açarak abdest almaya başlamamız; ayaklarımızı yıkama esnasında çoraplarımızı çıkarıp giyerken dahi suyu açık bırakmamız… Müslüman olarak, yaptığımızın doğru olup olmadığını sorgulamamız gerektiğini hiç düşünüyor muyuz?
Müslüman ülkelerde ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde mevcut camiilerde satılan içeceklere baktığımızda, insan vücuduna zararlı içeceklerin en üstte olduğunu ve ne içebilirim diye sorulduğunda da, görevlinin sayacağı ilk beş içeceğin Türk malı olmadığına, hepimiz şahidiz.
Nerede olursa olsun, tüketilecek ürünlerin, ülkemizde üretilen ürünlerden seçilmesi ve bu ürünlerin Türkçe isimlerden oluşturulması gerektiğinin anlatılması, tüketiciliğin bilinçli yapılmasını öğrenmemiz gerekmektedir.
Her vatandaşımızın, yerli malların kullanımını sevdirmek, tanıtmak ve teşvik etmek görevi olması gerekir. İnsanları, israfla mücadele etmeye, tutumlu yaşamaya ve tasarruf etmeye teşvik etmek, bilen insanın önce örnek olarak yaşaması, sonra da öğretmesi insanlık görevi olduğunu düşünüyor, her türlü israfın önlenmesinde mücadele eden bütün okurlara ve insanlığa sağlıklı, huzurlu, israftan uzak bol güneşli günler diliyorum.
Mehmet ŞAŞMAZ
Öğretmen