Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
14 Mayıs 2023 günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri ile ilgili açıklamalarda bulunan KONAD- Sosyal ve Siyasal Araştırmalar Merkezi Başkanı Sait Özcan, “50+1 sistemi Yurtdışı oyları eskisinden çok daha önemli hale getirmiştir. Siyasi partiler bunu dikkate almalı” dedi.
Seçimler yaklaştıkça heyecan da artıyor. Bayram sonrası Türkiye ve medyanın tek gündeminin seçimler olacağını belirtirken partiler de pozisyon alarak durdukları yeri daha net olarak farkettirmeye başladılar. İktidar projeleri gündeme getirirken muhalefet ekonomik sıkıntıları ortaya koymaya çalışmaktadır. Yurt dışı oylar ile ilgili yaklaşık bir yıldan beri araştırma ve analiz çalışmalarında bulunan KONAD Başkanı Sait Özcan, “Yurtdışı oyları küçümseyip ciddiye almayan partiler yanlış yaparlar. Seçilebilecek yerlerden liyakatlı ve toplumda karşılığı olan aday göstermeyen partiler seçmenlere cazibe sunamazlar. Oysa seçimlerin sisteminde 1 oy bile önemli iken Türkiye seçimlerini yakından takip eden yurtdışındaki Türk Toplumu içinden seçilebilecek yerlerden en az en az 15-20 aday gösterilmeliydi” şeklinde konuştu.
Öte yandan partiler arası ittifak pazarlıklarını da yorumlayan KONAD Başkanı Özcan, “Birçok siyasi partinin ittifaklara girmesi normaldır ama, seçmenin hemen hemen hiç tanımadığı bazı parti veya isimlerin devasa tavizler kopararak bir büyük partinin listelerinin üst sıralarında yer almasını da seçmenler sandığa gittiklerinde sanırım değerlendireceklerdir” şeklinde konuştu.
KONAD Başkanı Said Özcan, “Türkiye mevcut sistemi ikinci defa deneyecek. Ancak sistemin eksiklileri var. İktidarın sistemii göklere çiıkaran, muhalafetin ise tamamen değiştireceğim diye direttiği bir tartışma ortamında yapılan seşimlerin ne kadar sağlıklı olduğu konusu da gözardı edilmemesi gereken bir gerçektir” şeklinde konuştu.
Am 19. April startete „Würzburg bewegt sich“ 2023 mit einem Infostand
als traditionelle Auftaktveranstaltung am Oberen Markt. Die Mitglieder
des Aktionskomitees Gesunde Stadt Würzburg, welche der Planungsgruppe
angehören, verteilten Flyer und die Vollkorn-Maskottchen, welche die
Bäckerei Köhler zubereitete. Die Mitglieder des Teams standen als
Ansprechpartnerinnen und Ansprechpartner für die vierwöchige
Mitmachaktion zur Verfügung. Mit dabei war auch die Sozialreferentin Dr.
Hülya Düber.
„Würzburg bewegt sich“ ist eine Gesundheits- und Mitmachaktion zum
Start in den Frühling, die alle zwei Jahre im Wechsel mit dem Würzburger
Gesundheitstag stattfindet. Mit der Aktion werden professionelle, aber
vor allem auch ehrenamtlich organisierte Anbieterinnen und Anbieter mit
einer gemeinsamen Werbeplattform unterstützt. In diesem Jahr beteiligen
sich beinahe 50 Organisationen mit über 200 Einzelterminen. Unter dem
Motto „gem:einsam“ möchte die Aktion „Würzburg bewegt sich“ dem Thema
Einsamkeit entgegenstehen und den Würzburger Bürgerinnen und Bürgern
während des Aktionszeitraums verschiedene Sportmöglichkeiten und
gemeinsame Bewegungsaktionen in der Stadt aufzeigen wie auch zum Thema
Bewegung und Gesundheit sensibilisieren.
„Ein herzlicher Dank geht an alle Anbieter:innen und
Unterstützer:innen, wie auch die Mitglieder des Aktionskomitees
Gesunde Stadt. Durch dieses Engagement konnte erneut ein vielfältiges
Programm entstehen“, freut sich Sozialreferentin Dr. Hülya Düber.
„Würzburg bewegt sich“ lädt dazu ein, kostenlos und unverbindlich
Neues aber auch Altbewährtes auszuprobieren. Wir freuen uns sehr, dass
nach der Corona-Pandemie diese kostenlose Aktion unter dem wichtigen
Thema „Einsamkeit“ für die Bürgerinnen und Bürger ermöglicht wird.“
Bereits vor und während der Auftaktveranstaltung ging es am Mittwoch
direkt mit den ersten kostenlosen Angeboten los. Darunter eine
Probefahrt mit dem E-Bike am Unteren Markt, Traditionelles Taekwon-Do,
Kinderflossenschwimmen, Poledance für Beginner, Pilates, Gymnastik und
Laufangebote im Freien – allein dies zeigt die große Bandbreite und
bunte Mischung der Angebote auf.
Neben den sportlichen Angeboten beantworten Expert:innen Fragen zum
Thema Gesundheit und Bewegung. Mitglieder des Aktionskomitees bieten die
etablierte und beliebte Telefon-Aktion an folgenden Tagen an:
Dr. Andreas Petko, Koordinator des Allgemeinen Hochschulsports der
Universität Würzburg wird am Mittwoch, 26.04. von 14:00 bis 16:00 Uhr
zum Thema „Wie optimiere ich meinen Schlaf“ informieren (Tel:
0931-31-89690).
Am Mittwoch, 03.05. gibt Frau Ulrike Jaques von der AOK Bayern, ab
15:30 bis 17:00 Uhr Auskünfte zum Schwerpunkt „Ernährung und
Ernährungsprogramme in Kitas und Schulen“. (Tel: 0931 388-151).
Dr. Schwab, Chefarzt des Bürgerspital Geriatriezentrums steht am
Montag, 08.05. für Fragen zum Thema Sport und Bewegung im Alter zur
Verfügung (0931 3503-131).
Allgemeine Fragen zur Aktion „Würzburg bewegt sich“ und
Gesundheitsförderung der Stadt Würzburg können am Montag, 15.05. von
14:00 bis 16:00 Uhr im Aktivbüro gestellt werden (0931 37 2707).
Das Aktivbüro und das Aktionskomitee freuen sich auf viele
interessierte Anrufer:innen, sowie Sportbegeisterte, welche sich
weiterhin bei den verschiedenen Veranstaltungen anmelden können. Alle
Veranstaltungen sowie die Kontaktdaten finden sich im Internet unter
https://www.wuerzburg.de/417114
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) her yıl olduğu gibi bu Ramazan ayında da dünyanın dört bir yanında faaliyetlere imza atarak hem vatandaşlar hem soydaş ve akraba topluluklar hem de uluslararası öğrencilerle iftar ve sahur programlarında buluştu.
Gönül coğrafyamızdaki soydaş ve akraba topluluklarla yoğun ve sıcak ilişkilerin tesis edilmesine yönelik her yıl onlarca faaliyete imza atan YTB, Ramazan ayının bereketini yine dünyanın dört bir yanındaki iftar sofralarında coşkuyla yaşadı. Derin tarihî ve kültürel bağlara sahip olduğumuz soydaş ve akraba topluluklar Ramazan ayı vesilesiyle YTB’nin desteğiyle iftar programlarında buluştu. Filistin’de Türkiye Mezunları Derneği ve YTB birlikteliğinde düzenlenen iftar programına başarılı çalışmalara imza atan mezunlar katıldı. Üsküp, Kuzey Makedonya’da ise Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımları ile soydaşlarımız bir araya geldi. KKTC’nin İskele ilçesine bağlı Yedikonuk köyünde iftar programı düzenleyen YTB'nin destekleri ve Kıbrıs Evkafı ile Lefkoşa Büyükelçiliği iş birliğinde KKTC’de Ramazan ayı boyunca “Gönül Köprüsü” faaliyetleri kapsamında 48 köy, 3 bin hane ziyareti ile toplamda 10 bin kişilik iftar programı gerçekleştirildi.
VATANDAŞLARLA İFTAR VE SAHURLARDA BİR ARAYA GELDİK
YTB bu Ramazan ayında da dünyanın dört bir yanında yaşayan vatandaşlarımızla hem sahurda hem de iftarda aynı sofrada buluştu. YTB Başkanı Abdullah Eren, Almanya’nın Hessen eyaletine bağlı Stadtallendorf kasabasındaki DITIB Stadtallendorf Camii’nde düzenlenen iftar programına katıldı. Viyana’da Türk Federasyon iftarında 500 vatandaş buluştu. Bunun yanında Almanya’da Kamuoyu Bilgilendirme Medya ve İletişim Saha Ziyareti kapsamında 6 dernek iftarı ve 5 aile iftarına katılım sağlandı.
YTB tarafından Ramadan Tent Project kuruluşunun Open Iftar 2023 programına proje desteği verildi. Proje kapsamında başta Londra olmak üzere Birleşik Krallık’ın önemli noktaları olan Trafalgar Meydanı, Stamford Bridge, Wembley Stadyumu, Victoria & Albert Müzesi ve Royal Albert Hall gibi mekânlarda Ramazan programları düzenlendi. Ramazan ayı boyunca planlanan 29 iftar programından toplamda 70 bin katılımcı faydalandı. YTB Başkanı Eren, Fransa’nın Roubaix kentinde bulunan Grande Mosquée Eyüp Sultan Camii’nde de vatandaşlarla iftarda bir araya geldi. Eren, Belçika Diyanet Vakfı'nda ise gençlerle sahur yaptı.
2023 yılı Ramazan ayı içerisinde Ankara’da Türkiye Burslusu ve kendi hesabına öğrenim gören uluslararası öğrencilerin ülkemiz gelenek ve kültürüne uyumlarını arttırmak ve YTB ile olan ilişkilerini güçlendirmek için de iftarlar düzenlendi. İftar programlarının ardından uluslararası öğrenciler tarafından ülke tanıtım stantları kuruldu. İstanbul'da okuyan Türkiye Burslusu öğrenciler de iftar programında bir araya geldi. Öğrenciler iftar öncesinde ebru ve kaligrafi çalışması yaparken, yine öğrenciler tarafından daha önce yapılan resim, hat, tezhip çalışmaları sergilendi. YTB Edirne Ofisi’nde de her hafta Uluslararası Öğrenciler Akademisi’nin iftar programları organize edildi. Her hafta başka bir kurum müdürü, akademisyen ve eğitimcinin katıldığı akademilerde tecrübe paylaşımı yapıldı. YTB Başkanı Abdullah Eren İstanbul, Ankara ve Gaziantep’te uluslararası öğrencilerle iftarda bir araya geldi. Abdullah Eren bunların yanında Gaziantep’te depremden etkilenen vatandaşları uluslararası öğrencilerle birlikte ziyaret etti. Ardından ise Gaziantep Üniversitesi’nde uluslararası öğrencilerle birlikte iftar yaptı.
RAHMET, MAĞFİRET VE BEREKET AYININ ARDINDAN BAYRAM SEVİNCİ
YTB Başkanı Abdullah Eren binlerce kilometre uzakta yaşayan soydaş ve akraba topluluklarla aramızdaki ortak hislerin iftar sofralarında yeniden somutlaştığına dikkat çekti. Abdullah Eren anavatanlarından ayrı düşen vatandaşlarımızın ise özledikleri Ramazan sofralarını bir nebze olsun tekrar yaşamaları için her fırsatta onlarla birlikte iftar ve sahur yapmaya çalıştıklarını aktardı. Eren bunların yanında uluslararası öğrencilerin Ramazanı kendi evlerindeki gibi yaşamaları için de farklı şehirlerde iftar sofraları kurulduğunu anlattı. Ramazan-ı Şerifin rahmet, mağfiret ve bereket ikliminden sonra bayrama kavuşmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Eren, Ramazan ayının bu bereketini, manevi iklimini bütün yıla yaymak gerektiğini söyledi. Sofralarımızın şenlendiği, bereket bulduğu bu iklimi kardeşçe ve birlik beraberlik içinde dünyanın dört bir yanında yaşamamız gerektiğini söyledi.
ANAVATANA OLANA AİDİYET AÇISINDAN SEÇİMLERE KATILIM ÖNEMLİ
Ramazan Bayramının ardından ülkemizde seçimlerin yapılacağını hatırlatan YTB Başkanı Abdullah Eren, yurt dışında yaşayan vatandaşların seçimlere yüksek katılım sağlamalarının vatandaşların anavatana olan aidiyetlerini ve ilgilerini göstermesi açısından oldukça önemli olduğunu belirtti. Eren, özellikle son yıllarda insan odaklı hizmet anlayışı çerçevesinde yurt dışındaki vatandaşlarla çok daha yakından ilgilenen bir Türkiye’nin var olduğunu söyledi. YTB Başkanı Eren ayrıca, yurt dışındaki seçmenlerin bulundukları ülkelerde oy kullanabilmesinin vatandaşların Türkiye siyasetine yön verebilmesine, beklenti ve taleplerinin gündeme gelmesine imkân sağladığının altını çizdi. Eren bu nedenle yurt dışında yaşayan Türklerin demokratik hakkını sonuna kadar kullanmaları gerektiğini dile getirdi.
Avrupa Birliği malumunuz. Komşularımızın oluşturduğu, sosyal bir ortaklık olması nedeniyle de çalışanın çalışmayana baktığı, kriterlerin ülkelere göre değişkenlik gösterdiği, “girmeyen ne sanır, giren bıkıp usanır” atasözünün cuk oturduğu bir birlik.
Sözde ana görev olarak iş imkânlarının artırılması ve kolaylaştırılması, ekonomik büyüme ve istikrar, mali istikrar reformlarının artırılması ve tek Pazar’ın derinleştirilmesi gibi daha çok ekonomi ile ilgili konularda sorumluluklar yüklenmekte. Yani ülkelerin iç işleri veya siyasi sorunlarını çözmek gibi bir misyonu yok bu birliğin.
Gelelim esas konumuza; 1 Temmuz 2023-31 Aralık 2023 tarihlerinde İspanya’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı görevini üstleneceğini duyan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) başkanı Nikos Hristodulidis İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’i vakit geçirmeden Güney Kıbrıs’a davet etti ve ağzından Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin destek sözleri almaya çalıştı. Yukarıda da belirttiğim gibi AB Konseyi Dönem Başkanlığının ana görevleri içinde “Siyasi faaliyetler ve çalışmalar” yok ama Rum lider şansını denedi, Başbakan Sanchez’den Türkiye ile olan iyi ilişkilerinden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesini ve “Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlaması” ricasında bulunmasını istedi. Başbakan Sanchez misafir, ne desin. “Tabi tabi” dedi, geçiştirdi.
Rumlar/Yunanlar ata mirası retorik ve dezenformasyon alışkanlıklarıyla her fırsatı değerlendirseler de İspanya’nın, GKRY hatırına Türkiye ile olan Ticari ve siyasi ilişkilerine gölge düşüreceğini düşünmek sadece Rumlara özgü bir hayalperestlik. Ki Avrupa Birliği Konseyi (Bakanlar Kurulu) ve Komiteleri (Bakanlıkları), açık ve net olarak Kıbrıs sorununun başlangıcının Makarios hükümetinden ve Crans-Montana’da son bulan federasyon temelinde bir anlaşmayı amaçlayan son denemenin sonuçsuz kalmasının baş mimarının gene Rumlar olduğunun farkında.
Her ne kadar ara ara Rumların sırtını sıvazlayıp destek sözü veriyorlarsa da esasen yaptıkları hatanın farkındalar. Hem AB’nin kendi üyelik kriterlerine aykırı olarak hem de 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Anayasasını çiğneyerek, Yunanistan’ın şantajı sonucu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni üye olarak kabul etmekle başlarına bela aldıklarını da anlamış görünüyorlar. Bu nedenle de Rumların her fırsatta kapılarını çalıp ağlamasına da artık pek sempatik bakmıyorlar. Rum lider Hristodulidis’in müzakerelerin kaldığı yerden başlaması için Avrupa Birliği’nin “aktif katılımını” istemesini de her fırsatta sümenaltı ediliyor zira AB’nin, Rumların ve Yunanların hatırına Türkiye’yi karşısına almak gibi bir niyeti yok.
Gerçekleri görebilen bazı Rum siyasetçilerin, “Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in, itibarsız addedilen Anastasiadis’in politikasının şekillendirilmesine ortak olması nedeniyle Rum yönetiminin uluslararası alanda yaşadığı itibarsızlık sorununun devam edeceğini” dile getirmeleri boşuna değil.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın seçim dönemindeki bildirgesinde yer alan ve seçildikten sonra da her fırsat ve mekanda savunduğu “Eşit ve egemen, uluslararası tanınmış iki devletli çözüm” modelinin, aradan geçen iki buçuk yıl içinde kabul görmeye başlaması ve Federasyon içerikli çözüm modelinin de yavaş yavaş gündemden düşmesi tam da bu aydınlanmanın ürünü.
Her ne kadar Rumlar kapı kapı gezerek kendi tezlerine dünyayı inandırmış olsalar da gerçeklerin er-geç ortaya çıkma gibi bir huyu var.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Ramazan Bayramı münasebetiyle mesaj yayınladı.
DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Ramazan Bayramı münasebetiyle yayınladığı mesajda, “Rabbim tüm bu öğretilerden ders alarak kalan ömrünü Ramazan gibi bereketlendirdiği için, ahiretini de bayram gibi neşelendiren kullarından eylesin. Bu duygu, düşünce ve dualarımla Almanya’da yaşayan kardeşlerimiz başta olmak üzere bütün Müslüman kardeşlerimizin Mübarek Ramazan Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor, cennet mutluluğunun birer provası olan bayramların ebedi bayramlara da vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum” dedi.
Kuzey, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Üç ayların gelişiyle birlikte manevi hayatımızda başlayan neşe ve heyecan, Türkiye ve Suriye’de büyük yıkımlara yol açan depremlerle yerini acı ve gözyaşlarına bıraktı. Yaşanan bu büyük felaketle birlikte nice ocaklar söndü, nice aileler dağıldı, nice umutlar enkaz altında kaldı. Rabbimden sevdiklerini kaybeden tüm gönlü yaralı, gözü yaşlı kardeşlerimize annesini, eşini, akrabalarını, dostlarını ve altı evladını toprağa veren Muhammed aleyhisselamın sükunetini ve hayata kaldığı yerden devam edebilme azim ve kararlılığını lütfetmesini niyaz ediyorum.
Acısıyla, tatlısıyla bir Ramazan ayının daha sonuna yaklaştık. 21 Nisan Cuma gününden itibaren cennet mutluluğunun üç günlük provası mahiyetinde olan İftar/Ramazan Bayramı’nı idrak edeceğiz. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu yıl bayramlarımızı, önceki bayramlara göre daha buruk, daha eksik yaşayacağız. Anne babalarımızın, büyüklerimizin ellerini bu yıl, onlarla geçireceğimiz son bayrammış gibi öpeceğiz. Çocuklarımızı, torunlarımızı severken, onları öpüp koklarken, depremde yavrularını kaybeden, ağlamaktan göz pınarları kuruyan, nice anneler, nice babalar aklımıza gelecek bu bayram. Sevdiklerimizin kadrini kıymetini daha bir başka anlayacağız, onlara daha içten sarılacağız bu bayram. Kırgınlığın, dargınlığın, küskünlüğün, düşmanlığın ne kadar basit ve değersiz olduğunu daha iyi idrak edeceğiz bu bayram.
Malumunuz cenaze ve bayram namazlarını diğer namazlardan farklı kılan, bu namazlardaki ilave tekbirlerdir. Bunun anlamı şudur: Üzülsek de “Allah u ekber/Allah tek büyüktür!” sevinsek de “Allah u ekber/Allah tek büyüktür!” Mesaj açık ve nettir: Yüce Rabbimiz acımızda da sevincimizde de yanı başımızdadır. Her şeyi gören Yüce Allah gözümüzden akan yaşı da yüzümüzdeki tebessümü de görmekte ve değerlendirmektedir.
Ramazan ayı, sorumluluk bilincimizi güçlendiren, irademizi terbiye eden, kazandırdığı birbirinden güzel değerlerle hayatımızı güzelleştiren manevi bir kazanç mevsimiydi. Bir ay boyunca gönül hanelerimize konuk olan bu kutlu misafir, aynı zamanda bizler için onlarca öğretiyi içiresinde barındıran eşsiz bir okul oldu. Ramazan ayı öncelikle bizlere “Teslimiyet Bilinci” öğretti. Teslimiyet; hayatımızın merkezine, hayatın sahibi Yüce Allah’ı yerleştirmek, O’nun emirlerini kayıtsız şartsız yerine getirmekti. Teslimiyet; yenilmesi, içilmesi ve faydalanması helal olan temel ihtiyaçlarımıza dahi, Allah’ın çizdiği sınırlar çerçevesinde yine Allah hatırına el uzatmamaktı.
Ramazan bizlere; “tevhidi” öğretti. ‘Bir’ tencerede pişen yemeklerin, ‘bir’ sofra etrafında bekleyen insanlar tarafından, ‘bir’ olanın çağrısı ezan ile yenilmesi; aslında muhteşem bir ‘Tevhid’ öğretisiydi. Ramazan bizlere; “vahdeti” öğretti. Aynı safta yan yana, omuz omuza kıldığımız namazlarla, bir tarağın dişleri gibi eşit, bir binanın tuğlaları gibi birbirine kenetlenerek, tüm ben-sen-o ayrışmalarını reddedip ‘biz’ olabilmeyi öğretti.
Ramazan bizlere; empati yapmayı öğretti. Mağdur, mazlum, muhtaç, çaresiz, kimsesiz, öksüz ve yetimleri hatırlamayı öğretti. Yavrularının karnı tok uyuduğu günleri özlemle bekleyen, gözü yolda, kulağı kapıda bekleyen nice anaların, babaların gözlerindeki sevinç, dudaklarındaki dua olabilmenin huzurunu yaşattı bize Ramazan.
Ramazan bizlere; orucun doğru tanımını da öğretti: ‘Oruç tutmak’ demek, aç-susuz kalmak demek değil; ruhumuzu gök sofrasıyla besleyip doyurmaktı. Ramazan bizlere; Kur’an’ın hayat veren nefesiyle tekrar canlanmamız gerektiğini öğretti. Allah’ın bahşettiği bir gök sofrası olan Kur’an’ın 114 farklı menüsünden, yüzlerce ders ve tavsiye almanın mutluluğunu yaşarken aynı zamanda on dört asır geçmesine rağmen Kur’an’ın bugünün sorunlarına da ışık tutan güncellikte bir kitap olduğunu öğretti bize Ramazan.
Ramazan ayı, bizlere ‘tutmayı’ da öğretti. Bizler oruç tuttuğumuzu zannederken, aslında orucun elimizi ayağımızı, gözümüzü kulağımızı, dilimizi dudağımızı tuttuğunu fark ettik. Ramazan bizlere; zamanın ne kadar kıymetli olduğunu da öğretti. Bir dakikanın, hatta bir saniyenin bile ne kadar önemli olduğunu, Müslümanın son derece dakik olması gerektiğini öğretti bizlere Ramazan… Fitre, zekât, bağış ve sadakalarla en karlı yatırımın, bire yedi yüz kat veren ahiret yatırımı olduğunu hatırlattı bizlere Ramazan.
Rabbim tüm bu öğretilerden ders alarak kalan ömrünü Ramazan gibi bereketlendirdiği için, ahiretini de bayram gibi neşelendiren kullarından eylesin. Bu duygu, düşünce ve dualarımla Almanya’da yaşayan kardeşlerimiz başta olmak üzere bütün Müslüman kardeşlerimizin Mübarek Ramazan Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor, cennet mutluluğunun birer provası olan bayramların ebedi bayramlara da vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Uzun yıllardan beri Almanya’da gelenek haline gelen kabir ziyaretleri her arefe günü tekrarlanmaya devam ediyor.
Fürth Müslümanları adına açıklamalarda bulunan Refet Avcı, “Geleneksel olarak her yıl düzenlenen mezarlık ziyareti programı bu yıl DİTİB Fürth Mevlana Camii, Yeni Cami ve Fürth Türkocağı Selimiye Camii’nin katılımları ile gerçekleşecektir.
20.04.2023 Perşembe günü (Arefe Günü) saat 16.00’da Fürth Müslüman mezarlığı ziyaret edilecektir. Buluşma yeri mezarlık girişi olacaktir. Kur-anı Kerim okunacak ve dua edilecektir. Tüm cemaatimiz devetlidir” denildi.
Traunstein Bölge Mahkemesi'nde görülen davada ifade veren rahip, 2018 yılında Münih'te bir otelde psikolojik rahatsızlığı olan mağdura cinsel istismarda bulunduğunu itiraf etti.
Fotoğraflarının çekilmemesi için başına taktığı şapkayla yüzünü saklayan 37 yaşındaki rahip ifadesinde, Katolik kilisesinde gençlik papazıyken tanıştığı mağdura yönelik işlediği suçtan dolayı pişmanlık duyduğunu söyledi.
İddianamede, rahibin o dönem depresyonda olan ve antidepresan kullanan kızı otelde zorla alıkoyarak cinsel istismarda bulunduğu belirtildi.
İtirafın ardından duruşmanın kısa süreceği öngörülürken, yapılan anlaşmayla sanığın bir buçuk ila iki yıl tecilli para cezası almasının yanı sıra mağdura 10 bin avro tazminat ödemesinin beklendiği ifade edildi.
Mahkemenin nihai kararını haftaya açıklaması bekleniyor.
Değerli Kardeşlerim,
Avrupa Müslümanları olarak yeni vatanlarımızın kendi şartları içinde bağışlanma ve rahmet ayı olarak gelen Kur’an-ı Kerim'in inişiyle birlikte İslam’ın doğuşunu insanlığa müjdeleyen bir mübarek Ramazan ayını daha idrak etmiş olmanın mutluluğuyla Müslümanların iki büyük bayramından biri olan Ramazan Bayramı'na kavuşmuş olmanın yakın geçmişte yaşanan depremin sebep olduğu acı ve sıkıntılar dolaysıyla buruk da olsa sevincini yaşıyoruz.
Mübarek Ramazan Bayramı dolaysıyla bütün Müslümanların, özellikle deprem bölgelerinde namüsait şartlarda yaşama mücadelesi veren başta depremzedelerimiz olmak üzere Almanya merkezli Avrupa Müslümanlarının Ramazan Bayramını tebrik ediyor, İslâm âlemine ve bütün insanlığa Cenabı Allah’tan barış ve huzur diliyorum.
ATİB Camiası olarak, bu Ramazan’da da Korona salgını tedbirlerinin kalkmasıyla topluca yapılan iftarlarla sofralarımız gibi gönüllerimiz de herkese açıktı. İnsanımızın iftar yemek ikramları, gıda paketleri, fitre, zekât ve bağışlarla, mağdur, mazlum, yoksul ve kimsesizlerin yanında olma gayretlerimizi ‘Mağdura uzanan dost eli...’ sloganıyla çalışan ATİB-Hilal Yardım Organizasyonu Gönüllüleri vasıtasıyla öncesinde olduğu gibi bu Ramazan boyunca da deprem bölgeleri başta çeşitli coğrafik alanlarda yaralara bir nebze olsun merhem olma çalışmalarımızı sürdürdük, sürdürüyoruz ve katkılarınızla sürdürmeye devam edeceğiz. Bu çalışmalarımıza katkı sağlamış olan herkese bu vesileyle bir defa daha teşekkürlerimizi iletirken, hayırlarının Cenab-ı Allah’tan kabulünü niyaz ederim.
Bilindiği gibi, bir kültürün ana unsurlarından inancın karşılık bulması, ancak günlük hayatta uygulanmasıyla mümkündür. Bayramlar, sevinç, paylaşma, kaynaşma, kırılan kalplerin tamir edildiği, barışın hakim olduğu, çocukların sevindirildiği, özellikle hasta ve yaşlıların hatırlanılıp ziyaretine gidildiği, birlik ve beraberliğin pekiştiği müstesna günlerdir.
Bu idrak ve şuurla ATİB Camiası başta, tüm din kardeşlerimizin mübarek Ramazan Bayramı'nı tekrar cani gönülden kutlar, bu bayramın son zamanlarda peş peşe yaşanan sıkıntıların epeyce yorduğu dünyamız insanlığına barış, huzur, sağlık ve hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.
İmam Cengiz
ATİB Genel Başkanı
Vor 60 Jahren wurde der „Vertrag über die deutsch-französische
Zusammenarbeit“ – besser bekannt als Élysée-Vertrag – unterschrieben.
Und vor 50 Jahren wurde der Stadt Würzburg der Europapreis verliehen,
als Anerkennung der städtepartnerschaftlichen Aktivitäten und als
Auszeichnung für die Förderung des Europäischen Einigungsgedankens. Denn
bereits ein Jahr vor Unterzeichnung des Élysée-Vertrages unterzeichnete
Würzburg seine Partnerschaftsurkunde mit der französischen Stadt Caen.
Aus Anlass der beiden Jubiläen stellen die Union Bayern-Bretagne, die
deutsch-Französische Gesellschaft zusammen mit dem Partnerschaftsbüro
der Stadt Würzburg „Würzburg international“ die Facetten der
deutsch-französischen Beziehungen in einer gemeinsamen Vortragsreihe
dar.
„Die Freundschaft und Partnerschaft mit Frankreich auf praktisch allen
Ebenen ist für uns heute eine Selbstverständlichkeit“, betont Würzburgs
Oberbürgermeister Christian Schuchardt bei der Eröffnungsveranstaltung.
Dies war nicht immer so. Mit dem Élysée-Vertrag ging eine Jahrhunderte
alte Feindschaft zwischen den beiden Ländern zu Ende. „Um wie viel
besser könnte unsere Welt sein, wenn es noch mehr Nationen, Volksgruppen
oder auch Religionsgemeinschaften gelänge, vermeintliche
Erbfeindschaften so rational beizulegen und so andauernd in
gegenseitigen Respekt und Wertschätzung oder sogar wahre Freundschaft
umzuwandeln“, betont Schuchardt.
Zum Auftakt der Vortragsreihe referierte Generalkonsulin Corinne
Pereira über „60 Jahre deutsch-französische Zusammenarbeit im Dienste
Europas“. Zu Beginn ihrer Ausführungen zum Élysée-Vertrag, der als
Symbol für die deutsch-französische Versöhnung gilt, hob sie die
dynamische Partnerschaft zwischen den Städten Würzburg und Caen hervor,
die bereits vor dem Élysée-Vertrag geschlossen wurde. Diese
Partnerschaft zeigt auf, dass vor allem auf regionaler und städtischer
Ebene viel für die grenzüberschreitende Freundschaft und Zusammenarbeit
getan werden kann und wird. Getragen würde dieses vielfältige Engagement
durch die Bemühungen der Städte, die dabei auf die Unterstützung der
Zivilgesellschaft, Bürgerinitiativen und Vereine zählen können.
Mit Blick in die Zukunft zeigte sich die Konsulin optimistisch
angesichts der Hindernisse, die der deutsch-französische Motor
überwinden muss: Im Bereich der Europa- und Außenpolitik, der
Energie- und Industriepolitik, vor allem beim Ausbau von erneuerbaren
Energien und dem „Made in Europe“, und im Bereich der gemeinsamen
Verteidigungs- und Sicherheitspolitik, die ein wichtiger Bestandteil der
EU-Verteidigungspolitik ist. Der „Kompass“ dieser Partnerschaft wurde
unter der deutschen Ratspräsidentschaft erarbeitet und unter der
französischen Ratspräsidentschaft verabschiedet, gemeinschaftliche
Bemühungen spiegeln sich in geplanten Übungen der Deutsch-Französischen
Brigade an der EU-Außengrenze und der beiden Marinen im Indo-Pazifik
wieder, so Pereira.
Der Aspekt der Städtepartnerschaften wird auch heute noch in Würzburg
hochgehalten. Aktuell pflegt die Stadt 15 internationale Partner- und
Freundschaftsstädte, von denen sich alleine zehn in Europa befinden.
Bu yılda Ramazan ayımıza üzüntü içerisinde veda ettik. Ramazan bayramına kavuşmanın heyacanını, hep birlikte yaşamanın sevincini yaşıyoruz.
Almanya da bir mübarek Ramazan Ay'ını daha geride bırakarak, bayrama erişmenin ve idrak etmekte, bu güzel günlerin feyz, bereket ve rahmetinde buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Bayram sabahı, sabah namazı ve bayram namazı için cami yolundayım. Camiye girdiğimde camii imamı Hali Şanlı hoca, bir Kur’an-Kerim bülbülü gibi içten içten ilahi sözü okuyor, ruhlarımızı okşuyor, ilaç gibi geliyordu. Topluca sabah namazımızı eda ettik. Bayram sohbetine devam ederlerken ben kendimi bu mübarek mabetin gökgubbesi altında huzur içerisinde, bir bayram sabahı duasındayım. Bayramlar, bizleri birbirimize yakınlaştıran, aynı duygularda buluşturan, umut, birlik ve dirliği sağlayan özel günlerimizdir. Dargınlıkları ve kırgınlıkları unutturan, dayanışmayı, yardımlaşmayı artıran, hoşgörü, kardeşlik duygularını güçlendiren bayramları, anlam ve önemine uygun olarak kutlamalıyız.
Geçtiğimiz yıllarda salgınla mücadele tedbirleri kapsamında her ne kadar yakınlarımızla ve sevdiklerimizle, eskisi gibi bir araya gelememiştik. Bu mübarek Ramazan Bayramı’nda kalplerimiz ve gönüllerimiz bir olacaktır. Sevdiklerimizi bağrımıza basıp büyüklerimizi, ziyaret ederek bayramlaşacağız. Bizimle bayramlaşmaya gelen dost ve akrabalarımızı kucaklayacağız şeker tadında bayramımızı birlik ve beraberlik içerisinde kutlayacağız. Çok uzakta olan akrabalarımızı telefonlarla arayarak bu bayramlarını tebrik etmeliyiz.
Ramazan Bayramı’nın manevi ruhuna uygun bir kutlamanın gururu içerisinde olmalıyız.
Yüce Allah'tan, bu mübarek Ramazan Bayramı’nın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için daha güzel yarınlara vesile olmasını, barış, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum. Okuyucularımın Ramazan bayramlarını en içten dileklerimle kutluyorum. Daha nice bayramlarda buluşmak dileklerimle hoşça kalın, sağlıcakla olun aziz okuyucularım.
Haber: Doğan Tufan