Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

İSTANBUL (AA) - Körfez ülkelerindeki operasyonlarını başlatmak için çalışmalarını hızlandıran Trendyol, Türk üretici ve satıcılarının Körfez pazarına açılmasını sağlayacak.
Şirket açıklamasına göre, Trendyol, Almanya pazarına girişinin birinci yılını kutluyor. Uluslararası büyüme planları doğrultusunda ilk yurt dışı ofisini Berlin'de açan Trendyol, bir yıl içerisinde, tamamı Türkiye'de üretilen ürünleriyle Almanya'nın moda alanında en çok tercih edilen platformları arasında yer aldı. Trendyol, Almanya'da birinci yılını kutlarken, Körfez ülkelerinde de operasyonlarına başladığını duyurdu.


Trendyol Grubu Başkanı Çağlayan Çetin, 2023 CEV Avrupa Şampiyonası kapsamında, A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın Almanya ile karşılaşmasında Tarkan'ın da katılımıyla, Filenin Sultanları'nı tribünden desteklemek için Düsseldorf'ta basın mensupları ile bir araya geldi.


Açıklamada görüşlerine yer verilen Çetin, yerli üreticilerle birlikte yerel üretimi artırmanın ve Türkiye'nin sahip olduğu potansiyeli dünyaya açmanın gelecek planlarının odağında olduğunu belirterek, "Körfez ülkelerinde operasyonlarımızı başlatmak için çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu bölgede Türk ürünlerine büyük bir ilgi var. Teknoloji ve pazarlama gücümüzü kullanarak, bu ülkelerdeki ilginin Türk üreticileri ve markalarımızla çok daha etkin bir şekilde buluşmasını sağlayacağız. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile başlayarak, bölgede e-ihracat operasyonlarımızı kurguladık. Bu iki ülkede geçtiğimiz hafta İngilizce web sitemizi ve uygulamalarımızı yayına aldık." ifadesini kullandı.


Bu ay sonunda Arapça seçeneğini de ekleyerek bölgedeki müşterilerle Türkiye'deki üretici ve satıcıları buluşturmayı hedeflediklerini anlatan Çetin, şunları kaydetti:
"Dubai'de bu kadar kısa sürede en popüler e-ticaret aplikasyonu sıralamasında birinci sıraya yerleştik. Arapçayı geliştirdikten sonra aynı başarıyı Suudi Arabistan'da da yakalayacağımızı düşünüyoruz. Dubai'de hiçbir pazarlama faaliyeti gerçekleştirmemiş olmamıza rağmen, siteyi aktif etmemizin ardından 5 gün içerisinde 2 bin 500'e yakın sipariş geldi. Hedefimiz, Türkiye'den ihracat ile başlayan operasyonumuzun, Dubai'deki operasyon merkezimiz üzerinden devam ederek müşterilerimize sunduğumuz deneyimi geliştirmek.


Türk üretici ve satıcılarının Trendyol aracılığıyla bu ülkelerde satış yapmalarını sağlayacağız. Bu bölgede 2024 yılında müşteri sayımızın 4,5 milyona ulaşmasını hedefliyoruz. Dubai'de uluslararası operasyonlarımız için açtığımız bir depomuz var. Bu depomuzu Körfez bölgesinin iade operasyonları için de kullanmayı hedefliyoruz. Körfez operasyonunun, yeni bir coğrafya, farklı bir kültür ve deneyimlerle bizleri çok heyecanlandırdığını söyleyebilirim.


Trendyol olarak gelecek planlarımızın en başında her zaman Türkiye'nin üretim gücünü e-ihracat ile yurt dışındaki müşterilerle buluşturmak var. Geçtiğimiz yıl bunun ilk adımını atarak Almanya'da ilk yurt dışı ofisimizin açılışını gerçekleştirdik. Bugün 1 milyonun üzerinde müşteri Almanya'da Trendyol aracılığıyla 200'den fazla Türk markasından alışveriş yapıyor. Platformumuz aracılığıyla 350 binden fazla ürüne ulaşabiliyorlar. Yurt dışında 2021 yılından bu yana toplamda 1 milyonu aşkın müşteri platformumuz üzerinden 36 milyon adet ürün satın aldı. Yakın zamanda da Almanya Online Perakendeciler Birliği (BVOH) tarafından Avrupa'nın bir numaralı moda pazaryeri seçildik. Son 12 ay içerisinde, Trendyol uygulaması Almanya'da en çok indirilen uygulamalar arasına girdi."


Çetin, Almanya'da müşterilerin en çok tercih ettiği özel marka koleksiyonları olan Trendyol, Trendyol Man, Trendyol Modest ve Trendyol Curve'nin tamamının Türkiye'de yerleşik 400'den fazla üretici tarafından üretildiğini belirterek, "Bu üreticilerimiz doğrudan 30 bin kişiye istihdam sağlıyor. Almanya'da bu kadar tercih edilmemiz ülkemize sağladığımız ekonomik katkıyı artırmak açısından da çok kıymetli. Almanya'da yakında modanın yanı sıra güzellik, ev eşyaları ve takı kategorilerini de devreye alacağız. Daha çok Türk markasını e-ihracatla buluşturmaya hazırlanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.


- "Türkiye'ye ve Türk ürünlerine karşı çok büyük ilgi var"


Türkiye'de çalışanların tamamının Türklerden oluştuğunu aktaran Çetin, "Almanya'da ise 45 farklı ülkeden çalışan var. Orta Doğu'da da benzer şekilde olacağını öngörüyoruz. Bugün Almanya'da 200 mühendisimiz var. Buradaki teknoloji kapasitesi ve gücü de Türkiye ile aynı düzeyde olabilsin diye Türkiye'den 100 mühendisimizi Almanya operasyonlarımızda görevlendirdik. Orta Doğu'da ve Azerbaycan'da da tüm operasyonlarımızı şu anda Türkiye'den arkadaşlar geliştiriyorlar. Yurt dışı operasyonlarımız için farklı ülkelerden de mühendis istihdam etmeye başladıktan sonra, Türk mühendislerinin dünyanın en iyileri arasında yer aldığını rahatlıkla söyleyebilirim." görüşlerini paylaştı.


Mayıs ayında Azerbaycan pazarına girdiklerini ifade eden Çetin, şu değerlendirmede bulundu:
"Biz henüz Azerbaycan pazarına girmeden aslında ciddi bir talebin olduğunu, Azerbaycan'daki 800 bine yakın müşterimizin Trendyol uygulamasını telefonlarına indirdiğini biliyorduk. Trendyol'dan alışveriş yapmaya çalışıyorlardı fakat alışverişin yöntemi farklıydı. Trendyol'dan verdikleri siparişleri Türkiye'de bir noktada toplatıp, aracılarla Azerbaycan'a götürüyorlardı. Azerbaycan pazarına girmemiz ile birlikte tüm lojistik operasyonu Azerbaycanlı lojistik iş ortaklarımızla üstlenerek, oradaki müşterilerimizin siparişlerini kapılarına kadar teslim ediyoruz. Henüz tam anlamıyla pazarlama faaliyetlerine başlamadan dahi müşteri sayımızın orada da 1 milyonun üzerine çıktığını görüyoruz. Azerbaycan nüfusunun yaklaşık 10 milyon olduğunu düşündüğümüzde nüfusun yüzde 10'unun Trendyol müşterisi olduğunu görüyoruz. Ülkede ciddi potansiyel görüyoruz. Türkiye'ye ve Türk ürünlerine karşı çok büyük ilgi var.


E-ihracatı tüm KOBİ'ler için kolaylaştıracağız. Ülkemizin ekonomik hedeflerinde gittikçe artan öneme sahip olan e-ihracata ilgiyi arttırmak için hem lojistik hem de teknik altyapı açısından önemli adımlar attık. İstanbul Havalimanı yanındaki e-ihracat merkezi yatırımımızı gerçekleştirerek Avrupa lojistik ağını kurma çalışmalarımızı başlattık. Tamamı Türk mühendisleri tarafından geliştirilen uygulamamızla, Türkiye'deki satıcılarımızın Ankara'ya satış yapar gibi Berlin'e e-ihracat yapmalarını mümkün kıldık.
Ekibimizdeki mühendis arkadaşlarımız tarafından geliştirilen sistem, satıcılarımızın e-ticaret süreçlerini yönettiği satıcı panelinde 'ihracat merkezi' sekmesi altında yer alıyor. Satıcılarımızın sisteme yurt dışından gelen talepleri ve canlı stok bilgilerini girdikten sonra ihraç edilecek ürünlerini ihracat için gerekli evraklarla beraber Trendyol deposuna ulaştırması gerekiyor. Bundan sonraki tüm süreçleri Trendyol olarak biz devralıyoruz. Ürünlerin ihracından kargoya verilerek son tüketiciye ulaştırılmasına kadar tüm süreç bizim üzerimizden yürüyor. Siparişler Trendyol deposuna ulaştıktan sonra 5 günden daha kısa bir sürede müşteriye ulaşmış oluyor."


- "2022'de 136 ülkeye e-ihracat yaptık"


Çetin, e-ihracat ile ilgili çalışmalarının Almanya ile sınırlı olmadığını vurgulayarak, "trendyol.com/de'nin yanı sıra İngilizce konuşulan ülkelerdeki müşterilerimize özel açtığımız trendyol.com/en sitesi üzerinden Türk üreticileri Avrupa'nın 27 ülkesiyle buluşturuyoruz. Ayrıca 95'e yakın global e-ticaret platformu aracılığıyla da yerli üreticileri farklı coğrafyalardaki müşterilerle buluşturuyoruz. Bugün Türkiye'de üretilen ürünler, Orta Doğu'dan Afrika'ya, çok geniş bir coğrafyada kullanıcılar tarafından tercih ediliyor. 2022 yılında 136 ülkeye e-ihracat yaptık. Her gittiğimiz ülkede bizden alışveriş yapan bir kişi mutlaka birkaç kere daha alışveriş yapıyor. Şu an dünya çapında, Trendyol aracılığıyla yerli üreticilerimizin ürettiği ürünleri kullanan 4 milyon müşteri bulunuyor. Perakende sektörünü desteklemek amacıyla Birleşmiş Markalar Derneği ile iş birliği gerçekleştirdik. Bu iş birliği kapsamında, BMD üyesi olan Türk markalarını global pazarlara taşıyoruz." açıklamasını yaptı.


İhracatta müşterilere daha hızlı teslimat gerçekleştirebilmek için İstanbul Havalimanı yanındaki (IGA) e-ihracat merkezi yatırımlarını gerçekleştirdiklerini belirten Çetin, şunları kaydetti:
"Bu merkez ile Avrupa lojistik ağını kurma çalışmalarımızı başlattık. Bu yatırımımızı 36 milyon avroluk bedelle hayata geçireceğiz. Toplam 12 bin metrekarelik bir alan olacak. Merkezimiz günlük 150 bin adet ürün çıkış kapasitesine sahip. İGA projemizde temel atma aşamasındayız ve eş zamanlı tasarım çalışmalarını yapıyoruz. Bu operasyon merkezimizin uzun vadede e-ihracata büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. İstanbul Havalimanı'nda gümrüklü alandan direkt çıkış yapabilecek olmamız nedeniyle sipariş geldiği andan itibaren hazırlanma ve uçağa teslim arasındaki süreyi iyileştireceğiz. Müşterilerimize daha hızlı bir teslimat deneyimi yaşatacağız.
Yakın bir zamanda Adana Aktarma Merkezi ve Trabzon Aktarma Merkezi yatırımlarını gerçekleştirdik. Her iki aktarma merkezi de bölgelerinin en büyüğü olma özelliğine sahipler. Bu sene açılışını yapacağımız Ankara'da bir de e-ticaret operasyon merkezi yatırımımız var. Sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın en büyük e-ticaret operasyon ve aktarma merkezlerinden birisi olacak. En modern teknolojilerle ile donatılacak tesiste 3 bin 500 kişi istihdam edilecek."


- "Türk sporunun gelişmesine katkıda bulunmayı sorumluluğumuz olarak görüyoruz"


Çetin, ana destekçilerinden biri oldukları Kadın A Milli Voleybol Takımı'nın da Avrupa Şampiyonası grup elemeleri için Almanya'da olduğunu belirterek, "Filenin Sultanları"na destek için Tarkan'ın, "Öp" şarkısının sözlerini, milli takım marşı haline getirdiğini aktardı.


Tarkan ile uzun soluklu iş birliklerinden memnuniyet duyduklarını aktaran Çetin, şu ifadeleri kullandı:
"Türk sporunun gelişmesine ve sporcuların hayallerini gerçekleştirmelerine katkıda bulunmayı sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Sporun gücünü ve birleştirici etkisini kullanarak ülkemizin spor kültürüne ve sporcularına destek olmak en büyük amaçlarımız arasında. Bu doğrultuda da Türk sporunu ve sporcularını bir bütün olarak görerek, sporun her branşına önem veriyoruz. Spora ilk desteğimizi 2021 yılında Futbol Milli Takımlarının resmi sponsoru olarak verdik. A Milli Futbol Takımı'nın yanı sıra Kadın Milli Takımlar ve Erkek Milli Takımlarının da resmi sponsorluğunu üstlendik. Onu, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nin resmi sponsorluğu izledi. O dönemde Tokyo'da düzenlenen 32. Yaz Olimpiyatları'nda ülkemizi temsil eden, güreşte Taha Akgül ve Evin Demirhan, tekvandoda Nur Tatar, artistik cimnastikte Ferhat Arıcan ve boksta Busenaz Sürmeneli'nin bu önemli yolculuklarında yanlarında olduk.


Geçtiğimiz yıl Voleybol Milli Takımlarımızın ana sponsorluğunu üstlendik. Desteklerimiz, Türkiye Voleybol Federasyonu tarafından kurulan ve Türkiye'de 6-12 yaş arasındaki çocukları voleybol ile tanıştırmayı ve lisanslı sporcu sayısını artırmayı hedefleyen TVF Fabrika Voleybol Okulları'nı da kapsıyor. Bugün Türkiye'nin farklı yerlerindeki 30 okulumuzda 2 bin 411 öğrencimiz eğitim görüyor. Bu öğrencilerin 2 bin 100'ü kız, 311'i erkek. Bu oran bizce çok önemli. Türkiye her alanda büyük potansiyeller barındırıyor. Trendyol olarak biz de bu gibi desteklerle bu potansiyelin ortaya çıkması için çalışıyoruz. Özellikle, genç yaşlardaki kız çocuklarının gelişimine de katkı sağlayarak, altyapılardan A takımlara ya da milli takımlara kazandırılmasını hedefliyoruz. Bir gün Hakkari'deki kadın antrenörümüzün yetiştirdiği kız çocuklarımızın da bu şampiyonalarda yerini alması en büyük hayalimiz."


Yakın zamanda da hem Süper Lig'in hem de 1. Lig'in isim sponsoru olduklarını anlatan Çetin, "TFF'nin de desteğiyle futbolumuzun ve Süper Lig'in marka değerini daha da yükselterek, kulüplerimizin ve ligimizin çok daha üst sıralara yükselmesini sağlamak. TFF ile imzaladığımız anlaşmanın 15 ilimizde 19 takımın mücadele edeceği 1. Lig'i de kapsaması bizleri ayrıca mutlu ediyor. 1. Lig'e sağlayacağımız destekle, özellikle Anadolu'daki kulüplerimiz için önemli bir katkı sağlayacağız. Trendyol Yemek olarak UNESCO Gastronomi şehri olan Gaziantep Futbol Kulübü'ne de destek vereceğiz. Bugün olduğu gibi bundan sonra da Türk sporunun gelişmesi için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz." değerlendirmesini yaptı.

BERLİN (AA) - Avro Bölgesi'nde bankalar başta olmak üzere finans kuruluşları tarafından şirketlere verilen kredilerdeki büyüme, artan faiz oranlarıyla temmuzda ivme kaybetti.

Avrupa Merkez Bankası (ECB), temmuz ayına ilişkin şirket ve tüketici kredileri aylık değişimlerini yayımladı.

Buna göre, haziranda yıllık bazda yüzde 3 büyüyen şirket kredileri, geçen ay yüzde 2,2 arttı.

Haziranda yüzde 1,7 yükseliş kaydeden tüketici kredileri, temmuzda da yüzde 1,3 büyüdü.

Temmuzda M3 para arzı, yıllık bazda yüzde 0,4 düşüşle analistlerin sabit kalacağı beklentisinin altında kaldı. Haziranda M3 para arzı, yüzde 0,6 artış kaydetmişti.

M3 para arzındaki düşüş, gelecekte enflasyonun artış hızının yavaşlayabileceğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Banka kredi verileri, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) gelecekteki faiz politikasını tasarlamasında önemli bir husus olarak kabul ediliyor. ECB, enflasyon oranını aşağı çekmek için faizleri artırarak kredi akışını ve dolayısıyla ekonomik faaliyetleri kısıtlamayı planlıyor.

Avro Bölgesi'nde haziranda yüzde 5,5 olan yıllık enflasyon, temmuzda yüzde 5,3 olarak ölçülmüştü.

Piyasalarda 2024'e kadar Avro Bölgesi'nde enflasyonun ECB'nin yüzde 2 hedefinin üzerinde kalması bekleniyor.

VARŞOVA (AA) - Finlandiyalı kağıt ve ambalaj üreticisi Stora Enso, çalışanlarının şirket telefonlarında sosyal medya platformu TikTok'u kullanmalarını yasakladı.

Finlandiya'dan YLE'nin haberine göre, yasağın nedeni şirket güvenliği olarak açıklandı.

Haberde görüşlerine yer verilen Stora Enso'nun İletişim Direktörü Satu Harkonen, "Yasak, bu yaz yürürlüğe girdi ve bunun nedeni güvenlik." ifadesini kullandı.

Ormancılık sektöründe faaliyet gösteren Fin şirketi Kotkamills de yaz başında TikTok kullanımını yasakladığını duyurmuş ve platformun şirket cihazlarında veya ağlarında kullanılmasına izin verilmediğini açıklamıştı.

Finlandiyalı telekomünikasyon şirketi Telia da bu yılın başlarında TikTok'a yasak getirmişti.

ANKARA (AA) - Suudi Arabistan Milli Futbol Takımı'nın yeni teknik direktörü, bir dönem Galatasaray'ı da çalıştıran İtalyan Roberto Mancini oldu.

Mancini ile yapılan anlaşma, Suudi Arabistan Milli Futbol Takımı'nın sosyal medya platformu X'teki hesabından paylaşılan videoyla duyuruldu.

Görüntünün yanına "O bir doğuştan kazanan ve tarih yazan futbol efsanesi. Suudi Arabistan'a hoş geldin." notu düşüldü.

58 yaşındaki Mancini, 2018'de göreve başladığı ve iki hafta önce istifa ettiği İtalya Milli Takımı'nı, 2020 Avrupa Şampiyonası'nda zafere taşıdı.

Mancini, ülkesinde Fiorentina, Lazio, Inter, İngiltere'de Manchester City, Türkiye'de Galatasaray (2013-2014), Rusya'da ise Zenit'in teknik direktörlüğünü yaptı.

EDİRNE (AA) - Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Servet Altay, sıcak havalarda serinlemek için tüketilen şeker ve tuz oranı yüksek içeceklerin kalp, şeker ve tansiyon hastalarında olumsuz durumlara neden olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Altay, AA muhabirine, aşırı sıcak ve nemli havaların vücudu olumsuz etkilediğini ifade etti.

Yaz aylarında yeterli ve dengeli sıvı tüketiminin önemini vurgulayan Altay, sağlıklı içeceklerin tercih edilmesi tavsiyesinde bulundu.

Altay, sıcak havalarda sıvı tüketiminin arttığını, serinlemek için soğuk meşrubatların tercih edilebildiğini dile getirdi.

En sağlıklı sıvının su olduğunu aktaran Altay, "Doğal suyu tüketmek her zaman en uygunudur. Meşrubat tüketirken çok dikkat etmeliyiz. Bilindiği gibi meşrubatlarda katkı maddeleri bulunuyor. Bunların glisemik endeksleri yüksek oluyor, içerilerinde şeker ilaveleri oluyor. Dolayısıyla şeker ve kalp hastalarında bu içecekleri önermiyoruz. Şeker içeriği yüksek gazlı içecekler ve meşrubatlardan mümkün olduğu kadar uzak durmak gerekiyor." dedi.

Altay, tuz oranı yüksek içeceklerin özellikle tansiyon hastaları için risk içerdiğini vurguladı.

Tuzlu içeceklerin dikkatli tüketilmesi tavsiyesinde bulunan Altay, şöyle devam etti:

"Tuzlu olmamak kaydıyla ayran tüketilebilir. Suya alternatif olarak tüketilebilecek en iyi içecek sodyum oranı düşük maden sularıdır. Hipertansiyon ve kalp yetersizliği olan hastalar kesinlikle sodyum oranı düşük maden sularını tercih etmeliler. Gün içerisinde birden fazla sodyum içeriği yüksek maden suyu tüketilirse hipertansif krize neden olabilir. Yine özellikle Güneydoğu Anadolu'da meyan kökü yaygın şekilde tercih ediliyor. Bu bitkinin içerisindeki maddeler de tansiyonu yükseltebiliyor."

ANKARA (AA) - GÖKSEL YILDIRIM - ASELSAN, başından beri paydaş olarak desteklediği dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'in Ankara ayağında son dönemde geliştirdiği bir dizi yüksek teknoloji ürününü sergileyecek.

Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde 30 Ağustos-3 Eylül'de düzenlenecek TEKNOFEST Ankara'ya Etimesgut Havalimanı ev sahipliği yapacak.

Türkiye'nin lider savunma ve teknoloji şirketlerinden ASELSAN da festivale güçlü bir katılım sağlayacak. Festival alanındaki standında her yaştan teknoloji meraklılarına hitap edecek etkinlikler düzenleyecek şirket, son dönemde geliştirdiği bir dizi yüksek teknoloji ürününü de tanıtacak.

Bu çerçevede festivalde GÜRZ Hava Savunma Sistemi, Murad Muharip Uçak Burun Radarı, Ertuğrul Bomba İmha Robotu, Avcı Kaska Entegre Kumanda Birimi, AselFlir-500 Elektro-Optik Sensör Sistemi, Karat Kızılötesi Arama ve Takip Sistemi, Atom Akıllı Mühimmat ve Ertunga İnsansız Kara Aracı gibi ASELSAN çözümleri ziyaretçilerle buluşturulacak.

- 20'yi aşkın ASELSAN ürünü TEKNOFEST'te

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, AA muhabirine, Cumhuriyet'in 100'üncü yılında, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda TEKNOFEST Ankara'nın vatandaşlara, gençlere, çocuklara kapılarını açacağını söyledi.

ASELSAN olarak böylesine güzel bir etkinliğin paydaşı olmaktan çok mutlu olduklarını vurgulayan Akyol, şöyle konuştu:

"ASELSAN, Ankara'da kurulmuş ve Türkiye'nin değişik vilayetlerine yayılmış ve teknolojiye, Türk savunma sanayisine liderlik eden bir şirketimiz. Bizim en büyük kıymetimiz insan kaynağımız. Yüksek teknolojide, yüksek nitelikli insanlarıyla bugüne kadar milletimizin izlediği başarılı projeleri hayata geçirdik, geçirmeye devam ediyoruz. Özellikle teknolojiye olan merakın erken yaşlarda başlatılmasını sağlayan, buna çocuk yaşlarda ilgi uyandıran TEKNOFEST faaliyetini ASELSAN açısından, savunma sanayisi açısından, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği açısından çok kıymetli ve faydalı buluyoruz. Bu kapsamda TEKNOFEST etkinliklerine ciddi katkı sağlıyoruz paydaş olarak. Ankara'da olması da bir ilk. 30 Ağustos Zafer Bayramı'na denk gelmesi ve Cumhuriyet'in 100'üncü yılında yapılıyor olması da ayrı bir gurur tablosu."

Gençlerin erken yaşta teknolojiye olan merakının artmasıyla ileriki yıllarda özellikle mühendislik faaliyetlerine hazır bulunuşluklarının daha yüksek olacağını değerlendirdiklerini dile getiren Akyol, şöyle devam etti:

"Yüksek nitelikteki insan kaynağıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin gurur kaynağı projeleri birer birer hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda birçok noktada bu faaliyetleri destekliyoruz. Bu TEKNOFEST'te de Ankara'da 20'yi aşkın yeni ürünümüzle yer alacağız. Özellikle havacılık ve uzay etkinlikleri ön planda festival kapsamında. Son dönemde geliştirdiğimiz Milli Muharip Uçağımız, insansız hava araçlarımız KIZILELMA, ANKA ve benzeri uçaklarımız gibi ürünlerin faydalı yüklerini ASELSAN geliştiriyor. Bütün bu yeni, son teknoloji ürünlerimizi fuar kapsamında vatandaşlarımıza, gençlerimize, çocuklarımıza gösteriyor olacağız. Vatandaşlarımız radarlardan optik sistemlere, üzerindeki haberleşme cihazlarından diğer faydalı yüklerine kadar hepsini orada görebilme imkanlarına kavuşacaklar. Son dönemde yine hava savunma alanında ciddi faaliyetlerimiz oldu. Türkiye'nin gurur kaynağı birtakım sistemlerimizi envanterimize kazandırdık, bir kısmını tamamlamak üzereyiz. Bunları da yine gelen vatandaşlarımız, Ankaralı hemşehrilerimiz orada görme imkanına kavuşacaklar."

- ASELSAN ile Tekno Macera

Ahmet Akyol, gençlerin erken yaşta teknolojiyi biraz daha yakından takip edebilmelerini sağlamak, merak uyandırabilmek, girişimcilik ruhunu, yenilikçiliği destekleyebilmek adına bir Tekno Macera platformu oluşturduklarını söyledi.

ASELSAN'ın internet sitesinden ulaşılabilen bu platformun TEKNOFEST'te bir uygulamasını çocuklara, gençlere sunacaklarını ifade eden Akyol, özellikle uzayla ilgili birtakım deneyimlerin Tekno Macera bölümünde yaşanabileceğini belirtti.

"Ailelerimizi, Ankara'da yaşayan bütün vatandaşlarımızı, özellikle çocuklarıyla birlikte TEKNOFEST'e davet ediyoruz." diyen Akyol, şu ifadeleri kullandı:

"Orada Türkiye'nin geliştirdiği gurur kaynağı projeleri görme imkanını bulacakları gibi gençlere, çocuklara yönelik birtakım etkinlikleri de deneyimleme imkanına kavuşacaklar. Türkiye'nin geleceği açısından savunma sanayisinde, teknolojide daha geniş kitlelerle ülkemizi geleceğe taşıyacağımız bu dönemde TEKNOFEST'in toplumda çok büyük değiştirici ve dönüştürücü etkisi var. Son yıllarda yapılmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin gurur kaynağı, Türkiye Cumhuriyeti'nin topluma yayılmış en etkili projelerinden biri. ASELSAN olarak giderek artan bir oranda bu faaliyeti desteklemeye devam edeceğiz."

- TEKNOFEST gençleri ASELSAN'da mühendis oldu

Ahmet Akyol, teknolojiye merakı artırmakla ve sonraki yıllarda ASELSAN'daki mühendislik kariyerine kadar desteklemekle ilgili birçok faaliyeti yürüttüklerini anlattı.

"TEKNOFEST'in ilk yıllarında proje yapan arkadaşlarımız artık ASELSAN'da mühendisler." diyen Akyol, bu gelişime ilişkin şöyle konuştu:

"O ruhu, girişimciliği, yenilikçiliği, deneyimleri erken yaşlarda proje yaparak, yarışarak göstermiş arkadaşlarımızın bir kısmı artık Türkiye'nin bu yüksek teknolojili, gurur kaynağı projelerinde yer alıyorlar. Lise çağında nitelikli iş gücünü, istihdamı desteklemek adına ASELSAN Mesleki Teknik Lisesini Ankara'da kurduk. Son 3-4 yıldır Türkiye'nin en yüksek, yüzde 1'den daha iyi bir seviyedeki öğrencileri orada eğitimle destekliyoruz. ASELSAN'ın bütün birimleriyle, bütün imkanlarıyla o lisemizi destekliyoruz. Bu bize önümüzdeki yıllarda çok iyi yetişmiş, teknik bilgisi, seviyesi yüksek mühendisler, teknisyenler ve insan kıymeti olarak dönecek. Bununla birlikte üniversite çağlarındayken daha okul bitmeden mühendislik, AR-GE, geliştirme deneyimi kazanabilmeleri açısından en kıymetli, en başarılı öğrenci kitlemizi üçüncü sınıfta ASELSAN A Yetenek Programı'na alıyoruz. Her yıl 200'ü aşkın öğrencimiz okul hayatlarına devam ederken bizde çalışmaya başlıyorlar. ASELSAN'daki abileriyle, mentörleriyle, ablalarıyla, kendinden daha kıdemli mühendislerle birlikte teoride öğrendikleri bilgileri deneyimleyerek hayata geçirme imkanı buluyorlar. A Yetenek programımızı bu yıl da başvuruya açtık. Öğrencilerimiz şu anda başvurabiliyorlar. Bu programı uzun yıllardır başarıyla uyguluyoruz."

- "İnsana yatırım önceliğimiz"

ASELSAN'da her yıl lise ve üniversite seviyesinde 1000'i aşkın öğrenciyi staj programlarına aldıklarını belirten Akyol, stajyerlerine de TEKNOFEST'e katılma, paydaş olarak festivalde yer alma imkanı sağladıklarını söyledi.

Şirket içinde yeni mezun mühendislere yönelik de birtakım programlar olduğunu vurgulayan Akyol, şunları kaydetti:

"ASELSAN ve savunma sanayisi olarak insana yatırımı en öncelikli konu olarak ele almış durumdayız. Bu kapsamda ilkokuldan değişik programlarla başlattığımız desteklerimizi ASELSAN'da mühendis olduklarında da devam ettirdiğimiz bir anlayışla uçtan uça, bütün safhalarında, bütün aşamalarında insana yatırımı en öncelikli konu olarak ele alıyoruz. Geleceğe Türkiye'yi taşıyacak kadrolar, bu iyi yetişmiş insan kaynağı. Buna giderek artan oranda yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bütün Ankara'daki halkımızı, vatandaşlarımızı, gençlerimizi, ailelerimizi çocuklarıyla beraber Türkiye'nin gurur kaynağı TEKNOFEST'e davet ediyorum. ASELSAN olarak önemli bir paydaş olarak yerimizi alacağız. Gelip bu gururu, Türkiye'nin gurur kaynağı projeleri, ürünleri birlikte görelim, eğlenelim ve gençlerimize erken yaşta bu anlayışı, misyonu, vizyonu birlikte kazandıralım. ASELSAN, Türk milletine bu anlayışla hizmet etmeye devam edecek."

BERLİN (AA) - Almanya’da Özgür Seçmenler (FW) Genel Başkanı ve Bavyera eyaletinin Ekonomi Bakanı Hubert Aiwanger’in, gençlik yıllarında Yahudi karşıtı afiş hazırladığı iddiaları tartışmalara sebep oldu.

Süddeutsche Zeitung gazetesinin haberinde, Aiwanger’in, Burkhart Lisesi’nde 11. sınıfta eğitim görürken Yahudi karşıtlığı içeren bir afiş hazırlamak ve bunu okulda yaymakla suçlandığı iddia edildi.

Haberde, Aiwanger’in söz konusu afişi hazırladığı için okul yönetimi tarafından cezalandırıldığı ileri sürüldü.

Bavyera eyaletinin Başbakan Yardımcılığı görevini de yürüten Aiwanger, iddiaları reddederek bu afişi hazırlamadığını ve kendisine karşı yürütülen karalama kampanyasına karşı yasal işlem başlatacağını belirtti.

Aiwanger, afişin içeriğini "iğrenç ve insanlık dışı" olarak nitelendirerek, söz konusu afişi hazırlayan kişiyi bildiğini ve bu kişinin bir açıklama yapacağını kaydetti.

Bavyera Eyaleti Başbakanı Markus Söder, söz konusu iddiaların tamamen aydınlatılması gerektiğini vurgulayarak, "Ortada kötü iddialar var." değerlendirmesinde bulundu.

Yeşiller Partisi Bavyera Eyalet Meclisi eş başkanları Katharina Schulze ve Ludwig Hartmann tarafından yapılan ortak açıklamada, Aiwanger'in, hakkındaki iddiaların doğrulanması durumunda görevinden alınması gerektiği ifade edildi.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser de bu ciddi iddiaların aydınlatılması gerektiğinin altını çizerek, “Auschwitz mağdurlarıyla alay edenler bu ülkede sorumluluk taşımamalı.” dedi.

- Afişi ağabeyi hazırladı

Öte yandan Aiwanger’in ağabeyi Helmut Aiwanger, yaptığı açıklamada, afişi kendisinin hazırladığını belirterek, okulda başarısız olduğu ve arkadaş çevresinden koparıldığı için çok öfkeli olduğunu dile getirdi

Helmut Aiwanger, afişin içeriğine mesafe koyduğunu ve üzgün olduğunu kaydetti.

- Afiş bir yarışma için hazırlanmış

“Kim en büyük vatan hainidir” başlığını taşıyan afişin, bir yarışmaya katılım için hazırlandığı bildirildi.

Yarışmaya “Alman olan ve Almanya topraklarında bulunan herkes katılabilir” ifadesi yer alan afişte, yarışmaya katılacakların “Dachau toplama kampına görüşmeye gelmesi” istenirken, birinciye ödül olarak da “Auschwitz (toplama kampının) bacasından bedava bir uçuş” verileceğinin yazdığı aktarıldı.

Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) ile Aiwanger liderliğindeki Özgür Seçmenler'in iktidarda bulunduğu Bavyera’da 8 Ekim’de eyalet meclisi seçimi yapılacak.

BRIGHTON (AA) - İngiltere'nin sahil şehri Brighton'da Gazze ile dayanışmanın yanı sıra İsrail'in bölgeye uyguladığı ablukaya dikkati çekmek için uluslararası "Gazze ile yüz" etkinliği gerçekleştirildi.

Gazze'de her yıl düzenlenen yüzme festivaliyle aynı gün tüm dünyada gerçekleştirilen etkinlik kapsamında yaklaşık 40 yüzücü, İngiltere'nin Brighton kentindeki West Pier'de bir araya geldi.

Denizin Gazzeliler için tek sosyalleşme ve eğlence aracı olduğuna dikkat çekmek amacıyla yapılan etkinlikte AA muhabirine konuşan Russel Johns, özellikle Gazzeli çocuklarla dayanışma için bu etkinliği düzenlediklerini söyledi.

Jonhs, "Biliyoruz ki sahiller Gazzelilerin günlük hayattan ve sık sık yaşanan saldırılardan uzaklaşabildikleri tek yer." diye konuştu.

"Gazze ile yüz" etkinliğine katılan 79 yaşındaki Ann Hallam ise Gazze'nin dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olduğuna dikkati çekerek, "İnsan hakları, sağlık hakları ve varlıkları görmezden geliniyor." dedi.

Ablukanın kaldırılması gerektiğini dile getiren Hallam, "Filistin halkı bize sabırlı olma konusunda ilham veriyor. Onlardan çok fazla güç alıyoruz, umarım onlar da bizden alır." ifadesini kullandı.

Brighton dışında İngiltere'nin Hastings, Worthing, Eastbourne kentleri ile Kuzey İrlanda'nın Killyleagh kentinde de Gazze ile dayanışma için yüzme etkinliği düzenlendi.

ANKARA (AA) - GÖKSEL YILDIRIM - HAVELSAN'ın, insansız hava ve kara araçlarının, sürü dronların birlikte görev yapabilmesine olanak sağlayan Karma Sürü Operasyon Merkezi'nin saha testi Anadolu Ajansı tarafından görüntülendi.

Kalecik'teki İHA Test Merkezi'ndeki testte, belirlenen bir senaryo çerçevesinde 2 Bulut Altı İnsansız Hava Aracı BAHA, 2 İnsansız Kara Aracı BARKAN ve 5 drondan oluşan dron sürüsü birlikte görev yaptı. Tüm araçlar yetenekleri doğrultusunda görev paylaşımı yaparak kendilerine verilen görevi yerine getirdi.

HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar, AA muhabirine, 2020 yılında başlayan AR-GE projesiyle sürü insansız araçlar konusundaki yol haritasını adım adım gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bu kapsamdaki çalışmaların İnsansız Kara Aracı BARKAN ile başladığını ve aracı otonom görev yapabilir hale getirdiklerini ifade eden Nacar, daha sonra bulut altı insansız sistemlerle ilgili çalışmalara başladıklarını ve BAHA'yı ortaya çıkardıklarını belirtti.

Bu araçlar ve sürüye elverişli dronlar ile otonom şekilde sürü zekasını uygulamak için çalışmalar gerçekleştirdiklerini anlatan Nacar, gelinen noktada birlikte havalanıp farklı formasyonlar çerçevesinde beraber görev yapabilen bir altyapıyı hayata geçirdiklerini ifade etti.

Son saha testinde Karma Sürü Operasyon Merkezi'ni test ettiklerini bildiren Nacar, teste ilişkin şu bilgileri verdi:

"2 öncü İHA'mız havada keşif yapıyorlar. Bunların tespit ettiği hedeflere yerdeki insansız kara araçları yönlendirilebiliyor. Yerdeki insansız kara araçları hedefleri tespit ettikten sonra ayrıca o bölgeye sürü dronlarımızı da göndererek bölgedeki keşfi oradan sürdürmeyi sağlıyoruz. Öncü İHA'lar görev bölgelerine gidiyorlar, o bölgeye sürü sistemlerimizi göndererek bu senaryoyu, bu operasyonu tamamlamış oluyoruz. Bu, dijital birlikler ve sürü teknolojileri anlamında gelmek istediğimiz en önemli dönüm noktalarından biriydi. Bunu sahada gerçekleştirerek çok önemli bir adım atmış oluyoruz. Bundan sonra gelecek sistemlerde daha farklı senaryolar, daha fazla sayıda insansız hava aracının, insansız kara aracının ve sürü dronların olabildiği, birkaç sürü dronun aynı anda faaliyet yapabildiği senaryolar üzerinde çalışarak bu ekosistemi geliştiriyor olacağız. Bugün önemli bir başarıyı yerinde gerçekleştirmiş olduk."

- "Satabileceğimiz ülkeler var"

Çalışmalarının semeresini yavaş yavaş almaya başladıklarını dile getiren Nacar, BAHA'yı ihraç ettiklerini, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kullanılmasının planlandığını, BARKAN'ı da envantere teslim ettiklerini söyledi.

Nacar, "Bu operasyon merkezi sayesinde birden fazla çoklu görevi aynı anda tek bir komuta merkeziyle yapabilme kabiliyetine otonom olarak erişmiş olacağız. Bundan sonra daha büyük sürüler, daha büyük ekosistemleri gerçekleştirmek üzere yolumuza devam edeceğiz." dedi.

Mehmet Akif Nacar, sürü konsepti ya da karma sürüyü paket halinde ilk defa satabilecekleri ülkeler olduğunu düşündüklerini, bunu başardıklarında ilklerden birini gerçekleştireceklerini bildirdi.

- "Algoritmalarımızın olgunluk seviyesini gösterdi"

Karma Sürü Operasyon Merkezi ile yapılan testin "sürü zekasının" algoritma ve yazılım anlamında sahaya çıkabilecek olgunluğa geldiğini ortaya koyduğunu vurgulayan Nacar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yazılımlarımızın ve yapmış olduğumuz, geliştirmiş olduğumuz algoritmaların gerek dağıtık sistem olsun gerek merkezi sistemle bu sürülerin yönetilmesi olsun ve gerekse de sürü zekasıyla yapmış olduğumuz bu karma kombine sistem aslında yazılımların gelmiş olduğu olgunluk seviyesini gösteriyor. Dronların birbirine göre göreceli konumları, kendi arasındaki haberleşmeleri, link bağlantıları, haberleşme neticesinde konumlarını değiştirmeleri hepsi bu işin aslında birer parçası. Tabii ki yerden kumanda ediliyor. Sürünün başında bir de komutan var. Komutan yerden komutları veriyor, komutları İHA'lara veriyor. Onlar hedefi bulduğu zaman yere bildiriyor komutana ve o komutan sürüleri oraya intikal ettiriyor. Yerden insansız kara araçlarını, havadan da sürü dronları oraya intikal ettirerek operasyonu tamamlamış oluyor. Bu algoritmalarımızın olgunluk seviyesine gelmiş olduğunu gösteren bir test oldu. Daha zor şartlarda, daha farklı sahalarda bu testleri sürdüreceğiz ve daha başarılı işler yapacağız diye düşünüyoruz."

Mehmet Akif Nacar, farklı firmaların insansız araçlarını bu sisteme entegre etmeyi hedeflediklerini, bir otonomi modülüyle ya da mevcut otonomisiyle haberleşmeyi sağlayarak bunu başarabileceklerini düşündüklerini söyledi. Nacar, envanterdeki mevcut ürünlerin de aynı şekilde karma sürüye dahil edilebilmesiyle ilgili bir yol haritaları bulunduğunu kaydetti.

- Yeni ihracat haberleri yolda

HAVELSAN Ürün Geliştirme ve Üretim Direktörü Veysel Ataoğlu da uzun süredir sahada çeşitli testler yaptıklarını ve farklı araçların müşterek görev konseptini yerine getirebilmesini sağlamaya çalıştıklarını söyledi.

Karma Sürü Operasyon Merkezi ile insansız hava-kara araçlarının yönetilebildiğini, onların birbiriyle haberleşmesinin sağlanabildiğini, verilen görevlerin yerine getirilebildiğini doğruladıklarını vurgulayan Ataoğlu, bundan sonra farklı tip araçlarla "dijital birliğin" alanını genişletmeye çalışacaklarını belirtti. Ataoğlu, şöyle konuştu:

"Biz bu platformların üreticisi değiliz, bunların akıl noktasındayız. Bu platformları üreten firmalar var ve biz bunları akıllandırıyoruz, bunları bir robot haline getiriyoruz. Bu robotlar da hem maliyet açısından, hem askeri kayıpların azalması açısından, hem de yüksek seviyede başarı oranıyla katkı sağlayacaklar. HAVELSAN bünyesinde yapay zeka dediğimiz bir algoritmayı çalıştırarak bu sistemleri birbirleriyle hareket edebilir seviyeye getirmiş bulunmaktayız."

"Dijital birlik" konseptini müşterilere de anlattıklarını ve bu ürünlere yönelik ilgi oluştuğunu dile getiren Ataoğlu, ihracat faaliyetlerine ilişkin şu bilgileri verdi:

"BAHA'yı ihraç ettik. İkinci ihracatımız da yolda diyebilirim. Orta Asya'da bir ülkeden talep var, yüzde 90 seviyesine geldik diyebiliriz. Hedefimiz BAHA ile birlikte BARKAN'ın da bu sisteme entegre olabildiğini gösterip, yurt dışında kullanılabilecek bir konsept oluşturmaya çalışıyoruz. Hedefimiz yakın zamanda BARKAN'ın ihracatını da gerçekleştirmek."

 

BERLİN (AA) - Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), Çin'den gelen daha sert bir rekabete karşı Almanya’da makine ve ekipman üreticilerinin rekabet gücünün kötüleştiğini bildirdi.

Ifo, Alman makine ve ekipman üreticilerinin rekabet gücüne yönelik Almanya İş Anketi sonuçlarını yayımladı.

Buna göre, nisanda eksi 7,3 puan olan rekabetçilik anketi puanı temmuzda eksi 14,3 puana geriledi.

Böylece, söz konusu anket puanı, Temmuz 1994'te kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Anketin puanı benzer şekilde düşük bir seviyeye eksi 10,6 puan ile Ocak 2009'deki küresel finansal krizinde inmişti.

Anket verilerine göre, Alman makine ve ekipman üreticilerinin AB pazarlarında rekabet gücü eksi 8,5 puana düşerken, Almanya pazarında eksi 4,1'e geriledi.

Bu arada, ankete katılan Almanya'daki makine ve ekipman üreticilerinin yüzde 40’ı nitelikli çalışan ve önemli ara ürün kıtlığının çoğu zaman üretimlerini kısıtladığını belirtti.

Ifo’nun makine ve ekipman üreticileri sektörü uzmanı Nicolas Bunde, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "AB dışındaki satış pazarlarında, Alman makine ve ekipman üreticileri, özellikle Çin'den gelen daha sert bir rekabetle karşı karşıya kalıyor.” ifadesini kullandı.

Bunde, ülkede KOBİ’lerin hakim olduğu makine ve ekipman üretiminde vasıflı işçi sıkıntısının özellikle büyük bir sorun olduğunu belirterek, "Bu durumu iyileştirmek politika yapıcıların ve toplumun görevidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Nicolas Bunde, artan enerji ve ham madde maliyetlerinin bir iş yapma yeri olarak Almanya için uzun süredir bir dezavantaj oluşturduğunu vurguladı.

Öte yandan, Ifo’nın raporunda Almanya'da makine ve ekipman üretiminde çalışanların daha yaşlı ve genç çalışanların ise nadiren vardiyalı çalışmayı tercih ettiği ifade edilerek, “Ayrıca makine ve ekipman imalatçıları da kırsal bölgelerde bulunmakta. Buradaki şirketlerin, büyük şehirlerden uygun personeli çekmek istiyorlarsa işveren olarak daha çekici teklifler sunmaları gerekir.” ifadeleri kullanıldı.

Ifo’nun raporunda, makine ve ekipman üreticilerinin artan enerji ve ham madde maliyetlerini satış fiyatına ekleme zorluklarıyla karşılaştığına da vurgu yapılarak, “Bazı firmalar üretimlerini yurt dışına taşıdı. Ancak Almanya’da sanayisizleşmeden bahsetmek için henüz çok erken. Alman makine ve ekipman üreticileri son derece uzmanlaşmış hizmet sağlayıcılara dönüşüyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.