Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 
ABTTF, toplantıda yaptığı sunumda Batı Trakya Türk toplumunun eğitim alanında yaşadığı sorunları dile getirdi.
 
 Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Avrupa Parlamentosu (AP) Geleneksel Azınlıklar, Ulusal Topluluklar ve Diller İntergrubu’nun  gectigimiz gün çevrim içi gerçekleştirilen toplantısına katıldı.
 
 Toplantıya iştirak eden ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık, Batı Trakya’da Türkçe ve Yunanca eğitim verecek iki dilli azınlık anaokulları eksikliği başta olmak üzere Batı Trakya Türk toplumunun eğitim alanında yaşadığı sorunlar hakkında bir sunum yaptı.
 
İntergrup Eş Başkanları François Alfonsi (AP Milletvekili, Fransa) ve Loránt Vincze’nin (AP Milletvekili, Romanya) yönettiği toplantıya yaklaşık elli kişi katıldı. 
 
Alfonsi’nin moderatörlüğündeki ilk oturumda, çatışmaların çözümünde alternatif olarak bölgesel özerklik ve bölgesel özerkliğin dilsel azınlıkların dilsel ve kültürel haklarının garanti altına alınmasında nasıl bir etkisi olabileceği tartışıldı. Bu oturumda konuşan Finlandiya’daki İsveççe konuşan topluluğun yaşadığı Åland Özerk Yönetimi’nde Sanayi ve Ticaret Bakanı Fredrik Karlström ve Åland Barış Enstitüsü Direktörü Sia Spiliopoulou Åkermark, Åland bölgesindeki özerkliğin tarihi ve güncel durumu hakkında bilgi verdi.
 
Vincze’nin moderatörlüğündeki ikinci oturumda sunum yapan ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık, Yunanistan’ın Batı Trakya Türk toplumunun “Türk” kimliğini tanımadığını ve eğitim özerkliğine sürekli müdahalelerde bulunduğunu kaydetti. Öğrenci sayısını yetersizliği gerekçe gösterilerek Batı Trakya bölgesindeki Türk ilkokullarının Yunan makamlarınca yıllar içerisinde teker teker kapatıldığını not eden Kırmacı Arık, Yunanistan’da okul öncesi eğitimin zorunlu olmasına karşın Batı Trakya’da iki dilli Türk anaokulları kurulmasına izin verilmediğini, Türk toplumuna mensup çocukların ana dilleri Türkçe’de iyi bir eğitim alma hakkından mahrum bırakıldığını aktardı.
 
 
Kırmacı Arık, Batı Trakya’da iki dilli Türk anaokulları eksikliği hakkında öğrenci velisi Ozan Ahmetoğlu imzasıyla AP Dilekçeler Komitesi’ne sunulan dilekçenin orijinal başlığında yer alan “Batı Trakya Türk toplumu” ibaresinin dilekçenin 10 Ocak 2022’de ilgili komitede görüşülmesinin ardından çıkartıldığını aktardı. Kırmacı Arık, AP Dilekçeler Komitesi’nden AP Kültür ve Egitim Komitesi’ne gönderilen dilekçeye dair hazırlanacak görüş öncesinde dilekçeye konu iki dilli anaokullar sorununu detaylarıyla aktardı.
 
Yunanistan’ı Batı Trakya Türk toplumunun eğitim özerkliğine saygı göstermeye çağıran Kırmacı Arık, Yunan makamlarından Türk azınlık okulları sistemi içerisinde Batı Trakya’da iki dilli Türk anaokullarının kurulması ve bölgede iki dilli özel anaokulları kurulması başvurularına izin verilmesini talep etti.
 
 
Sunumun ardından gerçekleştirilen soru-cevap bölümünde söz alan Vincze, AP üyesi Yunan milletvekillerinin Yunanistan’da bir Türk azınlığının var olduğunu reddettiğini ve onlarla diyalog kurmanın neredeyse imkansız olduğunu belirtirken Alfonsi de AP Milletvekilleri olarak Yunanistan’ın Batı Trakya Türk toplumuna yönelik tavrını kınamaları gerektiğini söyledi.
 
Haber: Dogan Tufan
 
 
Milli Şehidimiz Kaymakam Mehmet Kemal Bey, ölümünün 103. yılında Yozgat'ın Boğazlıyan ilçesinde anıldı.
 
Bakanlar Kurulu kararıyla 14 Ekim 1922'de "Milli Şehit" ilan edilen Kaymakam Mehmet Kemal Bey, ölümünün 103. Yılında görev yaptığı Boğazlıyan ilçesinde anıldı.
 
Boğazlıyan Kaymakamı Recep Aydın'ın Milli Şehit Mehmet Kemal Bey Anıtı'na çelenk sunulmasıyla başlayan törende saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu, Kemal Bey anısına fidan dikildi.
 
Milli Şehid Kemal Bey'in görev yaptığı Hükümet Konağı bahçesinde düzenlenen programa Yozgat Valisi Ziya Polat, Boğazlıyan Belediye Başkanı Gökhan Coşar, Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Şahin, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Cihat Ateş, daire müdürleri ve öğrenciler katıldı.
 
 
 
 
 
Program daha sonra Boğazlıyan Belediyesi Kongre ve Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda devam edecek. Milli Şehit Kaymakam Kemal Bey Anadolu Lisesi Müdürlüğü tarafından hazırlanan anma programı ile Millet ve Memleket uğruna şehit olan Milli Şehit Kaymakam Kemal Bey'in hayatı anlatıldı. "Milli Şehit" isimli dram sahnelendi.
 
Kaymakam Kemal Bey'le ilgili sinevizyon gösterisinin ardından "Önce Vatanım Derim", adlı şiirin okunmasıyla program sona erdi.
 
 
 
 
 
 
KAYMAKAM MEHMET KEMAL BEY KİMDİR? 
 
Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, 1884 yılında Beyrut’ta doğdu. Antalya ve İzmir liselerinde okudu. Mülkiye’den pekiyi derece ile mezun oldu. 1908 yılında Beyrut Vilayeti Maiyet Memurluğuna dahil oldu. Kemal Bey, 1909 yılında 12 Adalar Valiliği (Cezair-i Bahri Sefid) maiyet memurluğunda stajını bitirip kaymakam oldu. Aynı dönemde bir yıl Rodos İdadisi’nde Türkçe ve Sosyal Bilimler öğretmenliği yaptı. 18 Aralık 1911’de asıl mesleğine dönerek sırasıyla Doyran, 1912’de Gebze, 1913’de Karamürsel ve 1915’de Boğazlıyan Kaymakamı oldu.  Kemal Bey, 20 Ağustos 1915-9 Ekim 1915 tarihleri arasında Yozgat Sancağı Mutasarrıfı Vekilliğinde bulundu. Nisan 1916’da Batraski–Şam Kazası Kaymakamlığına, 26 Ekim 1916 İzmit Sancağı Muhacirin Müdürlüğüne atandı. 
 
13 Haziran 1917 tarihinde Boğazlıyan Kaymakamlığı görevinde bulundu. Bu sırada tehcir sırasında ihmali bulunduğu gerekçesiyle Ankara Valiliği İdare Kurulunun kararıyla görevinden azledildi. Konya’da yargılandı. İstinaf Mahkemesi’nin kararıyla aklandı ve azil kararı kaldırıldı. Tarım Müfettişi olarak görevlendirildi. Damat Ferit Paşa Hükümeti’nin kararıyla yargılanmak üzere 7 Ocak 1919 tarihinde gözaltına alındı. 30 Ocak 1919’da İstanbul’a getirildi.  Birinci Dünya Savaşı sırasında iktidarda bulunan İttihat ve Terakki Hükümeti’nden sonra Hürriyet ve İtilaf Partisi iktidara geldi. İşbirlikçi Hürriyet ve İtilaf Partisi, Ermeni ayrılıkçılara ve onlarla bir olan Batılı devletlere yaranmak için kararlar aldı. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey böyle bir tertibin kurbanı olarak, Mustafa Paşa’nın başkanlığındaki Harp Divanı’nda yargılandı. Kemal Bey, hiç bir inandırıcılığı olmayan bu düzmece mahkemenin usulsüz kararıyla 10 Nisan 1919 tarihinde saat 17.20’de Beyazıt Meydanı’nda idam edildi. 14 Ekim 1922 tarihinde ise Bakanlar Kurulu Kararıyla ’Milli Şehit’ ilan edildi.
 
Doğan Tufan ( Yozgat -Boğazlıyan)

Rhein-Neckar Türk İşverenler Derneği (TİD) tarafından organize edilen ve alanında uzman konuşmacıların sunum yaptığı kahvaltı programına Karlsruhe Eğitim Ataşesi Dr. Uğur Acar, Karlsruhe Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi Vekili Sosyal Hizmetler Uzmanı Osman Kaya, SUNTAT Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Baklan ve TİD üyeleriyle Mannheim ve çevresinden iş insanları katıldı.

 

 

Rhein-Neckar Türk İşverenler Derneği (TİD) tarafından organize edilen kahvaltı programı Mannheim Armoni Event’te gerçekleşti. Alanında uzman konuşmacıların sunum yaptığı kahvaltı programı üyeler tarafından ilgiyle izlendi.

 

Kahvaltıya Karlsruhe Eğitim Ataşesi Dr. Uğur Acar, Karlsruhe Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ataşesi Vekili Sosyal Hizmetler Uzmanı Osman Kaya, SUNTAT Yönetim Kurulu Başkan  Yardımcısı Kadir Baklan, UTG RLP / BW e.V. Başkanı Ercan Özcan, TİD Yönetim Kurulu  ve TİD üyeleri katıldı.

 

Armoni Restaurant’ta gerçekleştirilen TİD  kahvaltı programına, Eğitim Ataşesi Dr. Acar, Psikolojik Danışman Aynur Kılınçsoy ve Dr. Arslan İpek’in yanı sıra son günlerde yaşanan gıda kriziyle ilgili olarak SUNTAT Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Baklan konuşmacı olarak katıldı.

 

Kahvaltı programında kısa bir açılış konuşması yapan Rhein-Neckar Türk İşverenler Derneği (TİD) Başkanı Taner Güzel, Pandemi yasaklarının kalkmasıyla beraber, uzun zamandır bir araya gelemediği üyelerle bir araya gelme olanağı bulduğu için memnun olduğunu söyleyerek, katılımcılara teşekkür etti.

 

 

 

YENİ YIL RESEPSİYONU 15 MAYIS’TA

 

  Derneğe son zamanlarda katılmış olan yeni üyeleri bir araya getirmek en öncelikli hedefleri olduğunu söyleyen Taner Güzel, “Bir sonraki büyük etkinliğimiz, pandemi vesilesiyle ertelemiş olduğumuz yeni yıl resepsiyonu olacak. 15 Mayıs 2022 Pazar günü gerçekleştireceğimiz resepsiyonun davetiyelerini önümüzdeki günlerde yollamış olacağız.

 

Çok renkli bir program içeriği hazırladığımız resepsiyonumuzda Mannheim Büyükşehir belediyesi yetkilileri, Karlsruhe Başkonsolosumuz sayın Banu Terzioğlu Hanımefendi, İHK Rhein Neckar Ödenwald yetkilileri ve daha birçok kurum ve kuruluştan önemli isimler de aramızda olacaklarını şimdiden bildirdiler,” dedi.

  Öte yandan yakın bir zamanda gündemi sarsan gıda kriziyle ilgili olarak konuşan SUNTAT Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Baklan 2022 yılının zor geçeceğini söyleyerek, asıl kıtlığın kapıda olduğunu söyledi.

 

 

  SUNTAT Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Baklan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Son zamanlarda baş gösteren gıda krizinde özellikle medyaya büyük iş düşüyor. Bence paniğe gerek yok. Ne kadar sakin ve sağduyulu olursak o kadar başarılı oluruz. Bazen panik anında toplumların davranışlarını anlamak zor oluyor. Mesela Corona’da marketlere hücum başladığında anlaşılmaz bir şekilde tuvalet kağıdına saldırılmış ve tuvalet kâğıdı rafları boşalmıştı.

 

 

 

2021 YILI 2022’NİN FRAGMANIYDI

 

Görünürde kesinlikle gıdada bir sıkıntı yok. Dünyadaki gelişmeleri takip edenler çok iyi bilir ki geçen sene yeterli yağış olmadığı için mahsul sıkıntısı baş göstermişti. Yani dünya çapında baş gösteren kuraklık etkisini göstermeye başladı. Bence 2021yılı 2022’nin fragmanıydı. Bu seneyi atlatanlara ödül verilmeli. Çünkü 2022 en zor senemiz olacak. Kıtlığın asıl etkisini bizler onuncu aydan sonra göreceğiz. Asıl zorluk yani kıtlık kapıda bekliyor.

 

ÜRÜNLERİMİZİ FAHİŞ FİYATA SATANLARI BİZE BİLDİRİN

 

  Ayçiçek yağ konusunda ise şunu söyleyebilirim. Maalesef Avrupa’nın ayçiçek ihtiyacını Ukrayna ve Rusya karşılıyor. Krizin asıl çıkış noktası bu ama ayçiçek yağı meselesinde de fırsatçılar kol geziyor.  Daha önce 0,90 Cent’e aldıkları yağı şu anda yok satıyorlar. Ben daha önce bu krizi tahmin ederek kendi dükkanlarım için birkaç palet ayırmıştım. Müşterimize yağı normal fiyattan satarak fırsatçılık yapanlara meydan vermek istemedik. Müşterilerimizden ricam şudur: Eğer bizim ürünlerimizi fahiş fiyatlardan satan birileri varsa lütfen bize bildirsin.

 

 

FIRSATÇILARA İZİN VERMEYİN

 

Şimdi de tıpkı Corona’daki gibi birtakım fırsatçılar meydana çıkarak ortalığı karıştırıyor. Biz SUNTAT olarak böyle fırsatçılara imkân vermeyeceğiz. Tedbirlerimizi önceden aldık. Şirket olarak Almanya’daki müşterilerimize iki yıl yetecek kadar ürünlerimiz mevcut. Yalnız krizi fırsat bilip ürünlerimizi tüketiciye fahiş fiyatla satanlara mal vermiyoruz. Çünkü perakendeciler müşteriye yüksek zamlı malları verip bunun nedeni olarak üretici firmaları gösteriyor. Bu ticaret etiğine yakışmaz.

  Tekrar ediyorum, korkulacak bir şey yok. Hiçbir sıkıntı sonsuz değildir. Geçici bir durum yaşıyoruz. Eğer sağlıklı bir alt yapınız varsa, krizler sadece sizi sallar, yıkamaz. Ve bu krizlerden bir Anka kuşu gibi kendi küllerinizden yeniden doğarsınız.”

 

Dr. Arslan İpek ise yaptığı konuşmada günümüzdeki tıpta yapılan tedavi yönteminin yüzde doksanı semptomatik tedavi olduğunu, hastanın şikayetine göre tedavi yapıldığını söyleyerek. “Ağrınız varsa ağrı kesici veririz. Ağrı kesici yan etki yapar, o zaman yan etki için başka bir ilaç daha veririz. Bu sefer iki ilaç aldığınız için daha fazla yani etki yapar. Derken üçüncü ilacı vermemiz gerekir. On-onbeş sene sonra avuç avuç ilaç almaya başlarsınız. Peki o zaman neden hastalanırız? Hastalıklar hangi zemin üzerinde gelişir? Mesela bir kişi kansere yakalandığı zaman onunla beraber yaşayan, aynı ortamı ve gıdayı tüketen kişi neden hastalığa yakalanmaz? İşte burada bizim içimizdeki tamir mekanizması devreye girer,” dedi.

 

HASTA OLMAK İÇİN ON-ONBEŞ SENE CABA SARF ETMEMİZ GEREKİR

 

  Göz doktoru göze bakar ama göz yalnız çalı-şan bir organ değildir. Bir sistemle beraber çalışır. Sizin gözünüzdeki bir rahatsızlık kaynağı çok başka bir yerde gelebilir. Mesela kronik bir rahatsızlığın oluşabilmesi için, ortalama onbeş senelik bir süreye ihtiyaç vardır. Yani siz bugünden yarına kronik bir hasta olamayız. Görüldüğü gibi hasta olmak o kadar kolay değil. Bunun için baya bir caba sarf etmemiz gerekiyor. Mesela sağlıksız beslenip, paket paket sigara içerek spor yapmadığımız zaman

vücudumuz onbeş sene direniyor ve en sonda teslim bayrağını çekiyor. Ve diyor ki, alsana şeker, alsana tansiyon, kalp…”

 

  Benim tahminlerime göre pandemi devam edecek. Ya mevcut virüsle ya da başka bir virüsle devam edecek. Zaten bunun müjdesini Bill Gates verdi. Birkaç yıl sonra çok daha ölümcül ve daha hızla yayılan bir virüsün yolda olduğunu söyledi. Bunun müjdesini Bill Gates’ten aldık. Bence şimdiden hazırlık yapmamız gerekiyor. Bir doktor olarak tedbirlerin gevşetilmesi yerine kişisel tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Ya da doğal seleksiyonun geçerli olsun yani güçlü olan ayakta kalsın.

 

BİLL GATES BİZLERE YENİ VİRÜSLARIN MÜJDESİNİ VERDİ

 

  Öncelikle şunu düşünmemiz gerekiyor bu Pandemi tedbirleri ne getirdi? Artısı eksisi neydi? Sağlık açısından tamam ama iş dünyasına pandemiden çok ciddi bir zarar veridi. Ben sağlıkta çok sıkı önlemlerin taraftarı değilim. Kişinin kendisini korumasını öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir başka gerçekte aşıların korumaktan uzak olduğudur. Üç aşısını yaptığı halde Corona’ya yakalanan ve çok zor atlatanlar oldu. Aşı olan da, olmayan da Corona olduğuna göre bir faydası olmadığını düşünebiliriz.

  Ama bana sorarsanız maske, hijyen ve mesafenin çok daha önemli olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bir insan vücudu ortalama 100 milyar hücreden oluşur. Bizim hücre sayımızdan on kat daha fazla bakteri virüs, mantar ve parazit bizimle beraber yaşıyoruz. Bu demektir ki, bu virüsler, mantarlar ve parazitler bağışıklık sistemimiz yavaşlayıp zayıfladığında ortaya çıkıyor.

  Armoni Event’te gerçekleştirilen TİD kahvaltı programında daha sonra söz alan Psikolojik Danışman Aynur Kılınçsoy başarısızlığında bir başarısızlık olduğunu söyleyerek katılımcılara içlerindeki çocukla yüzleşmelerini istedi. Psikolojik Danışman Aynur Kılınçsoy, “Korku ve endişelerimizle de yüzleşmemiz gereken anlar vardır. Bir gün gelir işlerimiz ters gider ve zarar görebiliriz. Başarısızlık bir enerji tıkanmışlığıdır. Başarısızlık karşısında bizim çevreleyen yakın çevremize ne diyeceğimiz korkusu sarar bizi. Kaderimizde ne varsa biz onu yaşarız.

 

 

 

BAŞARISIZLIĞI DA BİR BAŞARI OLARAK GÖRECEĞİZ

 

  Halbuki insan kendisiyle dövüştükten ve yüzleştikten sonra kendisiyle sevişir. İnsan kaybeder ve derki, ‘Kabul ediyorum kaybettim, başarısız oldum. Ben bir dahaki işimde bu hataları yapmayacağımı,’ der. Başarısızlık insanın genetiğinde ve kaderinde olduğu için bunu bir hayatın parçası olarak görmeli. Psikolojik olarak her şeyi kaldırmak zorunda değiliz. Diyelim ki eğer uyandığınızda canınız bir şey yapmak istemiyorsa onu akışa bırakıp hiçbir şey yapmamak lazım Negatifliği olduğu gibi kabul edeceğiz. Başarısızlığı da bir başarı olarak görüp kabulleneceğiz.” dedi.

  Karlsruhe Eğitim Ataşesi Dr. Uğur Acar ise herşeyin başının eğitim olduğunu söyleyerek, eğitim ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmesinin gerekliliğinin altını çizerek, “Almanya’daki nüfusumuzun 3 milyonun üzerinde olarak düşündüğümüzde işverenlerin sayısının 149 bin olması hiç küçümsenecek bir rakam değil. Ayrıca bunu ciro olarak da düşündüğümüzde 18.6 milyar rakamla tekabül ediyor. Dolayısıyla toplumumuzun Almanya’daki konumunu da düşündüğümüz zaman önemli işlere imza attığı görülüyor.

 

 

 

BİRLİKTE OLMAKTAN GURUR DUYUYORUZ

 

  Büyük ya da küçük tüm işletmelerde hizmet veren vatandaşlarımız da gurur duyuyoruz. Onlarla birlikte olmaktan da mutluluk duyuyoruz. Eğitim Ateşesi olduğum için ticari sayılar bizim alanımız da değil diyemeyiz çünkü eğitimin ilgili olmadığı bir alan yok. Her şeyin başı eğitimdir çünkü. Görev yaptığım bölge çevresinde 7 bine yakın Türk kökenli öğrenciye Türkçe ve kültürünü öğretmeye dersini veriyoruz. Bizim iki kat çalışmamız gerekiyor bizim çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Çocuklarımızın eğitimine çok daha fazla önem vermeliyiz.

 

 
Avrupa Türk İslam Birliği (ATIB)"in eski genel başkanı Selahattin Saygın, okuyan toplum olmak için Türk gencliğine cağrıda bulundu. Kitap okumaya davet etti, ve şöyle hitab.etti; "Bizim kültürümüzde kitap çok önemlidir. Bir insana yapılacak en büyük hakaret "KİTAPSIZ" demekti. Maalesef bugün kitapla olan bağımız toplum olarak yok gibi. "Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu" ne mübarek bir kelâm. Keşke yılda okuduğumuz birkaç kitap olsa. Toplum olarak çok konuşan değil, çok okuyan bir toplum olsaydık. Veya okuduğumuz kadar konuşsaydık." dedi.
 
Haber: Doğan Tufan 

Seniorenvertretung setzt das Motto in die Tat um

Passend zum Motto #gesundmitherz des diesjährigen Gesundheitstages am 14. Mai beweist die Seniorenvertretung der Stadt Würzburg, dass Engagement für die Gesellschaft fit und gesund hält. Denn für den Aktionstag müssen zahlreiche Flyer und Plakate an die vielen Auslegestellen verteilt werden.

Traditionell wird das Aktivbüro von einigen ehrenamtlichen Mitgliedern der Seniorenvertretung unterstützt. Die Seniorenvertretung sorgt für den reibungslosen Versand an fast 600 Arztpraxen in Würzburg und Umgebung, übernommen wird der Versand von der Kassenärztlichen Vereinigung Bayern.

Auch inhaltlich, als Mitglied des Aktionskomitees Gesunde Stadt, unterstützen die aktiven Seniorinnen und Senioren den Gesundheitstag und sorgen dafür, dass die Belange der Älteren ihren Platz auf dem Gesundheitstag finden.

Beim diesjährigen 12. Würzburger Gesundheitstag am 14. Mai wird sich die Würzburger Fußgängerzone von 10 bis 16 Uhr wieder in einen großen Infomarkt zu Themen rund um die Gesundheit verwandeln. Schirmherr ist Prof. Dr. med. Georg Ertl, ehemaliger ärztlicher Direktor des Uniklinikums und derzeitiger Generalsekretär der Deutschen Gesellschaft für Innere Medizin.

Weitere Informationen: www.wuerzburg.de/aktivbuero

 

BU: Susanne Wundling (Aktivbüro) mit Mitgliedern der Seniorenvertretung in Aktion. Foto: KVB

 

Ülkede Toptan Eşya Fiyat Endeksi, martta bir önceki aya kıyasla yüzde 6,9, Mart 2021'ye göre ise yüzde 22,6 arttı
 

BERLİN (AA) – Alman toptancılar, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaşın ardından martta fiyatlarını rekor hızda artırdı.

Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) verilerine göre, ülkede Toptan Eşya Fiyat Endeksi, martta şubat ayına kıyasla yüzde 6,9, Mart 2021'e göre de yüzde 22,6 arttı.

Destatis açıklamasında, "Söz konusu yıllık artış oranı, 1962'de toptan eşya fiyat endekslerinin hesaplanmasına başlanmasından bu yana görülen en yüksek yıllık artış oranı oldu.” denildi.

Ocak ve şubat aylarında Toptan Eşya Fiyat Endeksi yıllık artış oranlarının sırasıyla yüzde 16,2 ve yüzde 16,6 olduğu hatırlatılan açıklamada, “Mart 2022'de Toptan Eşya Fiyat Endeksi yıllık değişim oranında en fazla petrol ürünleri toptan fiyatlarındaki artış etkili oldu.” ifadesine yer verildi.

Martta petrol ürünleri bir yıl öncesine göre yüzde 70,2 metal fiyatları yüzde 55,8, kereste fiyatı yüzde 42,5 artış kaydetti.

Geçen ay yıllık bazda süt, yemeklik yağ ve yumurta fiyatlarında yüzde 22,6 artış olması dikkati çekti.

Öte yandan, Alman Toptancılık ve Dış Ticaret Derneği (BGA), Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısından sonra depoların boş olması ve bazı durumlarda tedarikçilerin artık çalışmaması nedeniyle fiyatların artmaya devam edeceği endişesi bulunduğunu duyurdu.

Enerji sektörünün Rusya'ya güçlü bağımlılığına ek olarak, gıda ticaretinin de Avrupa'daki savaştan etkileneceği öngörüsünde bulunulan BGA açıklamasında, ürünlerin daha yüksek fiyatlarla ve daha uzun teslimat süreleriyle tedarik edileceği kaydedildi.

Küresel ekonominin Kovid-19 krizinden toparlanmaya başlamasıyla artan talep birçok ürünün fiyatlarını aylardır yukarı yönlü baskılarken, Rusya-Ukrayna savaşının bu toparlanmayı geciktirmesi ve özellikle emtia ve gıda fiyatlarını yukarı yönlü baskılaması bekleniyor.

Bu arada, Almanya'da şubatta yüzde 5,1 olan yıllık enflasyon, Rusya-Ukrayna savaşı sonucu artan gıda, petrol ve gaz fiyatlarındaki son yükselişle martta yüzde 7,3'e çıkarak son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştı.

LONDRA (AA) - İngiltere'nin Savunmadan Sorumlu Devlet Bakanı James Heappey, Batı'nın, Rusya'nın Ukrayna'da kimyasal silah kullanımına nasıl tepki vereceği konusunda "tüm seçeneklerin masada" olduğunu bildirdi.

Heappey, Rusya'nın Ukrayna'nın Mariupol kentinde kimyasal silah kullandığı iddialarının ardından ülke basınına yaptığı açıklamalarda, İngiliz hükümetinin kimyasal silahların kullanıldığına dair raporları henüz doğrulayamadığını belirtti.

Bakan Heappey, "Ancak, kimyasal silah kullanımının doğru olduğu kanıtlanırsa, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı'nın nasıl yanıt vereceği konusunda 'tüm seçeneklerin' masada olduğunu bilmeli." ifadesini kullandı.

Bunun, NATO'nun doğrudan katılımı anlamına gelip gelmeyeceği sorulduğunda ise Heappey, "Tüm seçenekler masada." yanıtını verdi.

- "Liderlerin, buna nasıl yanıt vereceğimizi düşünmeleri için çok önemli bir an"

Putin'in, kimyasal silah kullanımının "kabul edilemez" olduğunun farkında olması gerektiğine işaret eden Heappey, "Bu silahların kullanılmasına Batı'nın seyirci kalmasını beklememeli." dedi.

Sınırları aşan bazı şeyler olduğunu ve kimyasal silah kullanımının bir yanıt alacağı konusunda çok net olmanın önemli olduğunu vurgulayan Heappey, bu yanıtın ne olabileceğine dair seçeneklerin masada olduğunun altını çizdi.

Bakan Heappey, "Kimyasal silahlar kullanılmışsa, bu, Başbakanımız (Boris Johnson) ve dünyadaki diğer hükümet başkanları için buna nasıl yanıt vereceğimizi düşünmeleri için çok önemli bir an." değerlendirmesinde bulundu.

İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss da dün Twitter'dan yaptığı paylaşımda, ülkesinin ortaklarıyla, Rus güçlerinin Mariupol'da düzenlenen bir saldırıda kimyasal silah kullanmış olabileceği yönündeki raporların ayrıntılarını doğrulamak için çalıştığını belirtmişti.

Das Gartenamt hat die Palmen aus dem Winterquartier geholt.
Bürgermeister Martin Heilig führt hierzu aus: „Ungeachtet der aktuell
kühlen Temperaturen wird es jetzt Zeit die Palmen ins Freie zu bringen.
Die Palmen sind recht robust und halten auch einstellige Minusgrade aus.“
Und Gartenamtsleiter Dr. Helge Bert Grob ergänzt in diesem Zusammenhang:
„Für die Pflanzen ist es an kühlen bedeckten Tagen besser zu verkraften
vom Gartenamt in die Innenstadt transportiert zu werden als bei starker
Sonneneinstrahlung. So ist die Umstellung für die Pflanzen einfacher.“
Die insgesamt 13 mit Hanfpalmen bepflanzten Stahlkübel werden wie im
letzten Jahr sowohl in der Kaiser- als auch in der Plattnerstraße
aufgestellt. Geplant ist, dass die Palmen nun bis Ende Oktober ein
mediterranes Flair in die Innenstadt bringen.

Die Palmen werden in die Kaiserstraße geliefert
Foto: Gartenamt Würzburg / Antje Werner

 

BERLİN (AA) – Almanya’da milyonlarca Kovid-19 aşı dozunun son kullanma tarihinin yakında geçeceği bildirildi.

Alman Haber Ajansının (DPA) haberine göre, Almanya Sağlık Bakanlığının Hristiyan Demokrat Birlik Partisinin (CDU) soru önergesine verdiği cevapta, haziran sonuna kadar 10 milyondan fazla Kovid-19 aşı dozunun son kullanım tarihinin geçeceği, yılın üçüncü çeyreğinin sonuna kadar da bu sayının 50 milyon olacağı aktarıldı.

Cevapta, 2021-2023 yılları için Almanya’nın 677 milyon aşı dozu sipariş verdiği, bunun 375 milyondan fazlasının BioNTech/Pfizer aşısı olduğu ifade edildi.

Almanya Sağlık Bakanlığı ayrıca Welt am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, federal hükümetin deposunda 4 Nisan 2022 itibarıyla 77 milyon Kovid-19 aşı dozunun bulunduğu belirtildi.

CDU Meclis Grubunun sağlık politikaları sözcüsü Tino Sorge, Sağlık Bakanı Karl Lautebach’ı eleştirerek Lauterbach’ın aşı alımında sınır tanımadığı, gerçek ihtiyaç ve maliyetine bakmaksızın sipariş verdiğini iddia etti.

Sorge, sıkıntılı bütçe durumundan dolayı gereksiz siparişlerin hangi maliyete yol açtığı konusunda Lauterbach’ın hesap vermesi gerektiğini kaydetti.

Almanya’da 27 Aralık 2020’de başlayan aşı kampanyasında 63,7 milyon kişiye birinci, 63,3 milyon kişiye ikinci ve 49 milyon kişiye de üçüncü doz aşı uygulandı.

Kampanyanın hız kazandığı dönemde bazı günlerde aşı olanların sayısı 1 milyonu geçerken son dönemde aşı yaptıranların sayısı günde on binlere kadar düştü.

 

BERLİN (AA) - Almanya’nın çeşitli kentlerinde Rusya yanlıları gösteri yaptı.

Alman basınında yer alan haberlere göre, Frankfurt kentindeki Opera Meydanı'nda düzenlenen Rusya yanlısı gösteriye yüzlerce kişi katıldı. Göstericiler Rusya ve eski Sovyetler Birliği bayrakları taşıyarak "Rusya" şeklinde slogan attı.

Bu eyleme karşı düzenlenen Ukrayna yanlısı bir gösteride ise “utanç” şeklinde slogan atıldı. İki grup arasında polisler yer aldı.

Hannover kentinde ise yaklaşık 350 otomobilin katıldığı bir konvoy oluşturularak Rusya yanlısı gösteri yapıldı.

Osnabrück kentinde de ırkçılığa ve nasyonalizme karşı düzenlenen bir gösteride polis, üzerinde Rusya yanlısı yazıların yer aldığı dövizlerle eyleme katılmaya çalışanlara izin vermedi.

Lörrach şehrinde ise 120 araçlık konvoy oluşturularak Rusya, eski Sovyetler Birliği ve Almanya bayrakları taşındı.

Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Andrij Melnyk, Alman Haber Ajansı’na (DPA) yaptığı açıklamada, Rusya yanlısı gösterilerde Rus bayrağının ve diğer Rus sembollerinin taşınmasının yasaklanmasını talep etti.

Melnyk, Rus sembollerinin eylemlerde gösterilmesinin düşünce özgürlüğüyle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, bunun Avrupa’nın ortasında "barbarca saldırganlığın yüceltilmesi" ile ilgili bir durum olduğunu kaydetti.