
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
BERLİN (AA) - Almanya‘da ana muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi ile işbirliği yapmayacağı güvencesini verdi.
Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı olan Merz, Berlin’de CityCube salonunda düzenlenen 37. CDU Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, CDU/CSU'nun 23 Şubat’ta yapılacak genel seçimlerde iyi sonuç alarak seçimi kazanacağına inandığını söyledi.
AfD ile işbirliği yapacağı iddialarına tepki gösteren Merz, "Almanya'daki seçmenlere çok açık ve net şekilde bir konuda güvence verebilirim, kendisini Almanya için Alternatif olarak adlandıran parti ile işbirliği yapmayacağız. Ne önce ne sonra, asla." dedi.
Merz, AfD’nin avro ve NATO karşıtı olduğunu belirterek, "Bu parti (AfD), partimizin ve ülkemizin yıllarca Almanya'da inşa ettiği her şeye karşı durmaktadır." diye konuştu.
Seçimden sonra azınlık hükümeti de kurmayacağını vurgulayan Merz, özellikle bu seçim kampanyasında AfD’yi mümkün olduğunca küçültmek için her şeyi yapacaklarını kaydetti.
Merz, gelecekte Almanya’da orduya ve polis teşkilatına daha fazla yatırım yapacaklarını söyledi.
Başbakan Olaf Scholz liderliğindeki mevcut hükümeti eleştiren Merz, Almanya’nın ekonomik olarak küçüldüğünü belirterek, "Bu politikanın devamı ekonomimizin çekirdeğini, yani üreten sanayiyi yok edecektir." dedi.
Merz, iktidara geldiklerine bu politikayı değiştireceklerini savunarak şirketler için iyi koşullar oluşturacaklarını kaydetti.
- Öncelikle hayata geçirmek istenen 15 maddelik program kabul edildi
CDU Genel Kurulunda, 23 Şubat'ta yapılacak genel seçimlerden sonra iktidara gelmeleri durumunda ağırlıklı olarak ekonomi ve iltica politikaları konularında öncelikli uygulamaya koymak istedikleri 15 maddelik program kabul edildi.
CDU buna göre, elektrik fiyatlarını düşürmeyi, bürokrasiyi azaltmayı, ülkedeki tedarik zinciri düzenlemesini kaldırmayı ve tarımı güçlendirmek için tarımsal dizelin sübvansiyonunu yeniden uygulamaya koymayı vadediyor.
Ülkeye göçün sınırlandırılması istenen programda tüm komşu ülkelerle olan sınırlarda kalıcı kontroller yapılması ve koruma talep edenler dahil ülkeye giriş belgesi bulunmayanların geçişlerinin yasaklanması hedefleniyor.
Programda 2024’te Federal Mecliste kabul edilen Vatandaşlık Yasası’nda değişiklik yapılacağı ve Alman vatandaşlığına hızlı geçişlerin kaldırılacağı belirterek, "Alman pasaportu entegrasyon sürecinin başında değil, sonunda olur." ifadesi kullanıldı.
Öte yandan Genel Kurulun düzenlendiği CityCube binasının önünde, Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin mecliste 29 Ocak'ta aşırı sağcı AfD ile birlikte göçün sıkılaştırılmasını içeren önergeyi kabul etmesi protesto edildi.
BERLİN (AA) – Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in "tükenmişlik sendromu" nedeniyle klinikte tedavi gördüğü bildirildi.
Alman Haber Ajansı DPA'ya konuşan Schröder’in avukatı Hans-Peter Huber, 88 yaşındaki eski başbakanın "tükenmişlik sendromu" nedeniyle hastanede tedavi altında olduğunu doğrulayarak ailesi adına kamuoyundan, müvekkilinin mahremiyetine saygı gösterilmesini istedi.
Haberde, Schröder'in ocak ortasında Mecklenburg-Vorpommern Eyalet Meclisinde "Kuzey Akım 2" bor hattının inşasının araştırılması için kurulan araştırma komisyonuna hastalığı nedeniyle katılmadığı, Schröder'in doktorunun bunun için rapor yazdığı kaydedildi.
Söz konusu raporda, Schröder'e "derin bitkinlik ve belirgin enerji eksikliği belirtileri gösteren tipik bir tükenmişlik sendromu" teşhisinin konulduğu, eski başbakanın ayrıca, "konsantrasyon ve hafıza problemlerinin yanı sıra uyku bozukluğu" da yaşadığı ifade edildi.
Raporda Schröder'le ilgili "ne şu anda ne de öngörülebilir bir gelecekte bir araştırma komisyonunda uzun ve özellikle kamuoyuna açık bir şekilde ifade vermesinin yükünü fiziksel ve psikolojik olarak kaldıracak durumda olduğu" ifadesinin yer aldığı aktarıldı.
- Rus şirketlerinde görev almasından dolayı eleştirilmişti
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşın ardından Schröder, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakınlığı ve bazı Rus şirketlerinde görev alması nedeniyle Almanya'da yoğun bir şekilde eleştirilmişti.
Federal Meclis, Schröder'in eski başbakan olmasından dolayı kendisine verilen bazı özel hakları geri almıştı.
Schröder 1998-2005 döneminde başbakanlık yapmış, 1999-2004 yıllarında SPD Genel Başkanlığı görevini yürütmüştü.
BERLİN (AA) - Rusya-Ukrayna Savaşı, Avrupa'daki hükümetleri savunma harcamalarını artırmaya teşvik ederken, Alman silah üreticisi Rheinmetall, Alman Silahlı Kuvvetlerinin (Bundeswehr) dijitalleştirilmesi için 1,88 milyar avroluk sözleşme imzaladı.
Rheinmetall'den yapılan açıklamada, Rheinmetall Electronics GmbH'ın Alman ordusundan kapsamlı bir iletişim ağının geliştirilmesi için sipariş aldığı belirtildi.
Platform tabanlı bir iletişim sistemi için imzalanan anlaşmanın süresinin 10 yıl ve değerinin birkaç milyar avro olduğunun aktarıldığı açıklamada, 1,88 milyar avro değerinde ilk siparişin alındığı ifade edildi. Açıklamaya göre, söz konusu iletişim ağının teslimatı 2026 ile 2029 yılları arasında gerçekleşecek.
Rheinmetall, Aralık 2024'te, savunma şirketi KNDS ile birlikte Alman Silahlı Kuvvetlerinin 10 bin aracını dijital radyo ile donatmakla görevlendirilmişti.
KÖLN (AA) - Almanya Genelkurmay Başkanı Carsten Breuer, Rusya'yı "açık tehdit" olarak gördüklerini belirterek NATO ülkelerinin, bu tehdide birlikte ve kararlılıkla karşılık verdiğini söyledi.
Genelkurmay Başkanı Breuer, Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt'a verdiği röportajda, Rusya'yı "açık tehdit" olarak gördüklerini belirterek bu nedenle savunma harcamalarının artırılması gerektiğini savundu.
Breuer, "(Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin'in saldırganlığına, NATO ülkelerinin birlikteliği ve kararlılığıyla karşılık veriyoruz. Bu, bir demir perde değil. Doğu'da açık bir tehdit görüyoruz ve bu tehdide karşı koymak için bir şeyler yapıyoruz. Soğuk Savaş'ta yaptığımız gibi binlerce tankı yan yana dizmemize gerek yok. İhtiyacımız olan şey, esnek ve akıllı bir savunma planı ve bizim bir planımız var." dedi.
ABD'nin aksine, Avrupa'da muharebe tanklarının da gerekliliğine işaret eden Breuer, "Çeşitli tank tiplerine sahip olmaya devam edeceğiz. Bununla birlikte, standardizasyona doğru ilerlemeliyiz. Karşılaşılan zorluklar göz önüne alındığında, başka bir yol yok. Bunun en iyi örneği Alman ve Hollanda Silahlı Kuvvetlerinin entegrasyonudur ya da Norveç ile işbirliğimizdir. Ancak Avrupa'daki her ülke, savunma için daha fazlasını yapmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Diğer ülkelerle işbirliğini koordine halinde yaptıklarını aktaran Breuer, "2029'da savaşa hazır olmamız gerekiyor ve ortak silahlanma projelerini şimdi başlatırsam, 2030'ların ortasında silahlar sahada olursa bu,işe yaramayacaktır. Bu nedenle silahlı kuvvetler piyasada olandan daha fazlasını satın alıyor." diye konuştu.
Rusya ile gelecekte bir savaş tehdidinden bahsetmenin "korku tellallığı" olup olmadığına yönelik soruya ise Breuer, şu yanıtı verdi:
"Hayır, durum çok ciddi. Putin planlarını sistematik olarak uyguluyor. Yeniden silahlanma süreçleri devam ediyor. Ancak zamanla pekçok değişkene tabi ve Ukrayna savaşının gidişatına da bağlı. Bir subay olarak en kötü seneryoyu düşünmek zorundayım. Analistler (savaş çıkma ihtimali) '4 ile 7 yıl arasında' dediğinde ben 4 yıl olduğunu varsayıyorum. Bu, 2029'da gerçekten bir Rus saldırısının olacağı anlamına gelmiyor ancak daha erken gerçekleşemeyeceği anlamına da gelmiyor. Kendimizi mümkün olduğunca iyi hazırlamalıyız. Bu, sadece askerler için değil, tüm toplum için geçerli."
Yaklaşan seçimlerin en şanslı partilerinden olan Freie Wähler’in adaylarından Volker Hepp, Ayhabere yaptığı açıklamada, “Bizler, uzun vadede göçmen kökenli vatandaşlarımızın tüm sorunlarını çözmeye aday bir partiyiz” dedi.
Volker Hepp açıklamasının devamında ise, “Almanya’da sosyal barış, yerliler ile göçmenler arasındaki tartışmalı konulardaki problemlerin minimize edilmesinden geçmektedir. Bu alanda, ülkenin gerçekleri, entegrasyon politikaları ve Almanya’nın sosyo-ekonomik gerçekleri iyi fark edilerek yapılan siyaset başarılı olacaktır. Böyle bir siyaset politikasını ise ancak benim partim Freie Wähler gerçekleştirebilir” şeklinde konuştu.
Sosyal Demokratların bölge adaylarından Katharina Räth, yaptığı açıklamalarda, "SPD olarak on yıllar boyunca ülkemizdeki entegrasyon sorunlarının çözümü için çalıştık." dedi.
SPD iktidarının federal bazda ciddi bir duruş sergilediğini belirten SPD adayı Räth, "Siyasette güven önemlidir. Söz verilince yapılması ve arkasında durulması gerekir. Sosyal Demokrat politikaların ne kadar önemli olduğunu, Avrupa coğrafyasındaki SPD’nin ortaya koyduğu birlik ruhunun ne kadar değerli olduğunu şimdi çok daha iyi farkediyoruz. Dünyada güven ve Almanya’da huzur istiyorsak, oy vermeden önce SPD’nin en azından göçmenler, ekonomi ve AB politikalarına tekrar göz atmalıyız." şeklinde konuştu.
Duisburg. Hikâyelerle, duygularla ve kültürlerarası etkileşimle dolu bir akşam: Ünlü yazar Yücel Feyzioğlu, Aletta-Haniel Toplum Okulu’nda özel bir okuma akşamı düzenledi. Öğrenciler, veliler ve öğretmenler bir araya gelerek edebiyatın büyülü dünyasına daldılar.
Etkinliğin merkezinde, dilin kültürler ve nesiller arasındaki köprü olma gücü vardı. Dünyanın dört bir yanından masalları ve edebi eserleri derleyip çevirme çalışmalarıyla tanınan Feyzioğlu, uluslararası metinlerden seçkiler okuyarak dinleyicileri düşünmeye ve tartışmaya teşvik etti. Canlı anlatımı ve kişisel içgörüleriyle izleyicileri adeta büyüledi.
Akşamın en etkileyici anlarından biri, katılımcılar için interaktif unsurların ön planda olmasıydı. Öğrenciler önceden hazırladıkları sorularla yazara birebir sorular yönelttiler. Veliler de kendi deneyimlerini paylaşarak çokdilliliğin ve kültürel çeşitliliğin önemini tartıştılar.
Etkinlik, öğretmen Emine Kır tarafından organize edildi. Kır, bu tür etkinliklerin okuma alışkanlığını teşvik etmede ve kültürlerarası anlayışı geliştirmede büyük önem taşıdığını vurguladı: "Sadece metinleri okumak değil, onları yaşamak, sorgulamak ve günlük hayatımıza entegre etmek de çok önemli."
Akşamın sonunda Feyzioğlu, kitaplarını imzalayarak okuyucularıyla birebir sohbet etme fırsatı yakaladı. Katılımcılar etkinlikten büyük bir memnuniyet duyduklarını belirtti ve benzer edebi buluşmaların devam etmesini diledi.
Yücel Feyzioğlu, Aletta-Haniel Toplum Okulu’ndaki bu edebiyat akşamıyla bir kez daha edebiyatın insanları birleştirdiğini ve karşılıklı etkileşimi teşvik ettiğini kanıtladı – ilham verici ve uzun süre akıllarda kalacak bir etkinlik oldu.
TORONTO (AA) - Kanada'nın en kalabalık eyaleti Ontario'nun Başbakanı Doug Ford, alkollü içkiler de dahil olmak üzere ABD ürünlerini kullanmayacaklarını bildirdi.
Ford, yaptığı basın toplantısında, ABD'nin Kanada ürünlerine uygulayacağı yüzde 25'lik gümrük vergisine tepki gösterdi.
ABD şirketlerine ait ürünleri kullanmayacaklarını vurgulayan Ford, "Ne inşa ettiğimizin önemi yok, bir hastane veya bir köpek kulübesi inşa ediyor olsak da Ontario çeliği, Kanada ürünleri, Kanada ahşabı, Ontario ağacı ve benzeri ürünler kullandığımızdan emin olmak istiyorum." dedi.
Ford, "Bu bir kürdan da olsa fark etmez. Kanada ve Ontario'dan almamız gerek" diyerek yerli ürün kullanımının önemine işaret etti.
Dün, X sosyal medya platformundan açıklamada bulunan Ford, "Ontario Alkollü İçecekler Kontrol Kurulu (LCBO), her yıl yaklaşık 1 milyar dolar değerinde Amerikan şarabı, birası, akollü içeceği ve maden suyu satıyor. Artık satmıyoruz." ifadelerini kullanmıştı.
Ford, Amerikan ürünlerinin eyaletteki raflardan kaldırılacağını ve bu ürünlerin stoklanmasının engellenmesi için katalogdan da çıkarılacaklarını belirtmişti.
Ayrıca Ford, Kanada vatandaşlarını yerli üretimi desteklemeye teşvik etmek amacıyla, işletmelerden bu ürünlerin yanına Kanada bayrağı koymalarını talep etmişti.
BERLİN (AA) - Suudi Arabistan ve Almanya, Avrupa'ya yıllık 200 bin ton yeşil hidrojen ihracatına yönelik anlaşma imzaladı.
Alman kamu enerji şirketi SEFE tarafından yapılan açıklamaya göre, Suudi şirket ACWA Power ile SEFE arasında, Suudi Arabistan'dan Avrupa'ya 2030'a kadar yıllık 200 bin ton yeşil hidrojen ihracatı için mutabakat zaptı imzalandığı belirtildi.
İmza törenine Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman ile Almanya Maliye Bakanı Jorg Kukies de katıldı.
SEFE, Rus enerji şirketi Gazprom'un ülkedeki eski iştiraki Gazprom Germania'nın (Gazprom Almanya) kamulaştırılmasıyla kuruldu. Almanya, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ardından yeni enerji kaynakları bulma arayışında hidrojen ithalatına ilişkin Brezilya ve Norveç ile de anlaşmalar imzalamıştı.
- Almanya'nın hidrojen stratejisi
Hidrojen, büyük endüstriyel makinelere, ağır vasıtalara güç sağlamak ve ısıtma için en uygun, sıfır karbonlu yakıt olarak biliniyor.
Hidrojenden enerji üretimi konusunda detaylı bir stratejiye sahip olan Almanya, bunun uygulanması için ülke içinde ve uluslararası çerçevede çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyor.
Alman hükümeti, çeşitli yollardan ve kaynaklardan elde edilebilen hidrojenin yalnızca yenilenebilir süreçlerle üretilmesinin sürdürülebilir olduğu görüşü nedeniyle yeşil hidrojeni önceliyor.
Hidrojen araştırmalarını ve diğer ülkelerden hidrojenin tedarikini yoğunlaştıran ülke, yeşil hidrojen teknolojilerinin lideri ve ihracatçısı olmayı da hedefliyor.
BERLİN (AA) - Avrupa borsaları, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kanada ile Meksika'ya yüzde 25, Çin'e de ek yüzde 10 gümrük vergisi getirmesi ve Avrupa Birliğine (AB) kesinlikle ek gümrük vergileri uygulayacağını açıklamasının ardından haftanın ilk işlem gününde düşüşle kapandı.
Yatırımcıların Trump etkisiyle küresel ticaret savaşının genişleyeceğine ilişkin endişeleriyle kapanışta gösterge endeks Stoxx Europe 600 yüzde 1,20 düşerek 534,51 puana geriledi.
Stoxx Europe 600'deki teknoloji endeksi yüzde 1,46 ve bankacılık endeksi de yüzde 1,69 düştü.
Donald Trump'ın Meksika'dan ithal edilen mallara yönelik yüzde 25'lik yeni gümrük vergisini bir ay süreyle askıya aldığını açıklamasının ardından Avrupa pay piyasaları gün içi en düşük seviyelerindeki kayıplarını bir miktar telafi etti.
İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,04 düşüşle 8.583,56 puana, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,20 değer kaybıyla 7.854,92 puana ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,69 azalarak 36.218,98 puana indi.
Almanya'da Dax 40 endeksinin de ABD ile AB arasında ticaret savaşı endişeleriyle son günlerdeki yeni rekor arayışına bugün son vermesi dikkati çekti. DAX 40 endeksi yüzde 1,50 düşüşle 21.405,12 puandan kapandı.
Avro/dolar paritesi TSİ 20.43 itibarıyla yüzde 0,78 azalarak 1,028 seviyesinden işlem gördü.
- Avrupa otomobil üreticilerin hisseleri baskı altında
ABD Başkanı Trump'ın, Kanada, Meksika ve Çin'den gelen mallara geniş kapsamlı gümrük vergileri getirmesi ve AB’ye ek gümrük vergileri uygulayacağını açıklaması. Avrupa'da otomobil üreticilerinin hisseleri üzerinde baskı oluşturdu.
Europe Stoxx 600'de otomobil ve parçaları endeksi yüzde 2,19 geriledi.
Alman otomobil üreticisi Volkswagen hisseleri yüzde 4,04, BMW'nin hisseleri yüzde 2,39 ve Porsche hisseleri yüzde 1,68 değer kaybetti.
Fransız otomobil parçaları tedarikçisi Valeo'nun hisseleri ise yaklaşık yüzde 8 düştü.