Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

MOGADİŞU (AA) - Türk Kızılay, Somali'de maddi yetersizliklerden ötürü ameliyat olamayan 512 kişinin katarakt operasyonlarına başladı.

Türk Kızılay Somali Delegasyon Başkan Vekili Taner Kurt, başkent Mogadişu'daki Ulusal Göz Hastanesinde, proje başlangıcı dolayısıyla yaptığı konuşmada, Mogadişu, Galkayo ve Dololow kentlerinde hayata geçirilen projeyle Kızılayın katarakt hastalarının hem ameliyat hem de ilaç masraflarını karşılayacağını belirtti.

Kurt, yeterli imkana sahip olamayan 512 hastaya el uzatacaklarını ifade etti.

Kuraklık nedeniyle evini terk eden hastalardan 70 yaşındaki Hawa Yasin, AA muhabirine, ameliyat ücreti bulamadığı için yıllardır tedavi olamadığını anlattı.

Yasin, "Doktora gidecek param yok, kampta yaşıyorum. Yıllardır düzgün göremiyordum. Hastane parasını ödeyemeyince öyle kaldım ama bugün ameliyat ve tetkiklerin masraflarını Kızılay karşıladı. Onlara ve doktorlara çok minnettarız." diye konuştu.

Hastaneye kızamıkçık hastalığı nedeniyle gözleri zarar gören 4 yaşındaki oğluyla gelen Aasho Saciid, ameliyattan sonra çocuğu görebileceği için duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Somali de dahil birçok Afrika ülkesinde sıcak hava, beslenme ve iklim şartlarından ötürü her yıl binlerce kişi görme yeteneğini yitiriyor.

WASHINGTON (AA) - ABD'li teknoloji devlerinden Apple'ın en yeni akıllı saat modelleri Apple Watch Ultra 2 ve Apple Watch Series 9'un ABD'de satışı yasaklandı.

ABD Uluslararası Ticaret Komisyonunun ekimde tıbbi izleme teknolojisi şirketi Masimo'nun şikayeti üzerine Apple'a söz konusu akıllı saatlerin ithalatını ve satışını durdurma talimatı vermesi kararı, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi tarafından veto edilmedi.

25 Aralık'a kadar veto etme süresi olan Biden yönetiminin kararı veto etmemesiyle Apple'ın en yeni akıllı saat modelleri Apple Watch Ultra 2 ve Watch Series 9'un ülkede satışı yasaklandı.

ABD Ticaret Temsilciliğinden (USTR) yapılan açıklamada, ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu'nun Apple'ın, ABD merkezli Masimo ve Cercacor Laboratories'e ait iki patenti ihlal ettiğini tespit ettiği anımsatıldı.

Açıklamada, dikkatli istişarelerin ardından ABD Uluslararası Ticaret Komisyonunun kararının bozulmamasını kararlaştırıldığı ve söz konusu kararın bugün itibarıyla kesinleştiği bildirildi.

Apple ise ABD Federal Temyiz Mahkemesine başvurarak karara itiraz etti. Kararın durdurulması için talepte bulunan Apple, saatlerin yeniden tasarlanmış versiyonlarının Masimo'nun patentlerini ihlal edip etmediğine 12 Ocak'a kadar karar verecek ABD Gümrük ve Sınır Korumasının değerlendirmesinin beklenmesini istedi.

Uluslararası ticaret anlaşmazlıklarına bakan ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu, ekimde, Apple Watch'un kandaki oksijen seviyelerini okuma özelliğinin Masimo'nun nabız oksimetresi patentlerini ihlal ettiği kararına varmıştı.

Apple, 18 Aralık'ta yaptığı açıklamada, patent anlaşmazlığı nedeniyle Apple Watch Ultra 2 ve Apple Watch Series 9'un satışlarını kendi mağazalarında durduracağını duyurmuştu.

Apple'ın daha düşük fiyatlı Apple Watch SE modeli gibi kandaki oksijen seviyelerini okuma özelliğini içermeyen akıllı saat modellerinin ise bu anlaşmazlıktan etkilenmeyeceği belirtilmişti.

BERLİN (AA) - Almanya'nın silah ve askeri malzeme ihracatı, bu yıl yaklaşık 11,71 milyar avroya ulaşarak rekor kırdı.

Alman Haber Ajansının (DPA) haberine göre, Sol Partinin soru önergesine yanıt veren Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı, hükümetin bu yıl (1 Ocak-12 Aralık) yaklaşık 11,71 milyar avroluk silah ve askeri malzeme satışına onay verdiğini açıkladı.

Böylece Almanya'nın 2023'te silah ve askeri malzeme satışı rekor kırdı. Berlin'in silah ve askeri malzeme satışında bundan önceki yıllık rekor, 9,35 milyar avro ile 2021'de yaşanmıştı.

Bakanlığın yanıtına göre, bu yıl Almanya'nın en fazla silah ve askeri teçhizat sattığı ülke, Rusya ile savaş halinde olan Ukrayna oldu. Berlin, Kiev'e 4,15 milyar avroluk silah ve teçhizat satışına onay verdi.

Alman hükümetinin Ukrayna'ya ihracat izinleri, Leopard 2 tankları, Patriot hava savunma sistemleri, Gepard tipi uçaksavar tankları, mühimmatları, PzH obüsleri, stinger füzeleri, el bombalarını, kasklar ve araçları da kapsıyor.

Alman hükümeti, bu yıl yüzde 90'ı Avrupa Birliği (AB) ve NATO ülkesine olmak üzere 6,15 milyar avroluk silah ve 5,57 milyar avro askeri malzeme satışına onay verdi.

Almanya'da silah ihracatı kontrolleri söz konusu olduğunda, Ukrayna, Japonya, Avustralya veya Güney Kore ve NATO ülkeleriyle aynı veya benzer şekilde muamele görüyor.

Alman hükümetinin, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi diğer üçüncü ülkeler için de 1,76 milyar avro değerinde silah ihracatına izin vermesi de dikkati çekti.

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığının 8 Kasım'daki açıklamasına göre, Almanya'nın İsrail'e silah ve askeri malzeme satışı, 10 ayda yaklaşık 10 kat artarak 303 milyon avroya yükseldi. İsrail-Filistin çatışmasının başlamasının ardından ilk birkaç haftada federal hükümet, İsrail'den gelen 185 başvuruyu onayladı.

- Hükümet, bu alanda ülke tarihinin en büyük ihracat rakamlarına imza atıyor

Almanya'da 2021'de silah ihracatına kısıtlamalar getirme vaadiyle iktidara gelen hükümetin, ülke tarihinin en büyük ihracat rakamlarına imza atması da dikkati çekti.

Ukrayna olmasa bile Alman hükümeti bu yıl 7 milyar avronun üzerinde silah ve askeri malzeme ihracatını onayladı. Angela Merkel yönetimindeki eski hükümet döneminde bu rakam sadece üç kez aşıldı.

Almanya'da koalisyon müzakerelerinde, Yeşiller, Sosyal Demokrat Partinin zorlamasıyla Alman hükümeti aslında silah ihracatını azaltmayı ve bu amaçla bir kontrol yasası çıkarmayı amaçlıyordu.

Yeşiller, Sosyal Demokrat Parti ve Hür Demokrat Partinin oluşturduğu hükümet, silah ihracatını engellemeyi ve bu amaçla bir kontrol yasası çıkarmayı hedefliyordu.

Yeşiller Partisi liderliğindeki Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığının, ülkenin silah ihracatı kontrol yasasının güçlendirilmesi ve daha fazla şeffaflık sağlaması için çalışmalar yaptığı belirtilmişti.

Rusya-Ukrayna Savaşı, Almanya'yı, askeri yaklaşımında tarihi bir dönüşüme iterken Almanya Başbakanı Olaf Scholz, savaşın başlamasından sonra ülkesinin NATO'nun "GSYH'nin yüzde 2'sinin savunma giderlerine harcanması" hedefine uyacaklarını açıklamıştı.

Rusya'nın Ukrayna'ya savaşını "dönüm noktası" olarak nitelendiren Scholz, Bundeswehr'in modern silahlarla yeterince donatılması için 100 milyar avroluk ek fon açıklamıştı.

Almanya'da tüm yılı kapsayan silah ihracatı rakamlarının ocak ayı başında açıklanması bekleniyor.

PARİS (AA) - Fransa'da Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) milletvekili Antoine Leaument, Noel'de, 7 Ekim'den bu yana acı çeken Gazzelileri de düşünmeye çağırdı.

Leaument, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, Gazze halkıyla dayanışma mesajı içeren video paylaştı.

Videoda Gazze'deki durumun "kötü olmaya devam ettiğine" dikkati çeken Leaument, bölgede aralarında çocukların da bulunduğu yaklaşık 20 bin kişinin öldürüldüğünü belirtti.

Leaument, Noel'i ailesi ve arkadaşlarıyla geçirenleri, 7 Ekim'den bu yana İsrail hükümetinin "intikam siyaseti" nedeniyle acı çeken Gazzelileri Noel Bayramı döneminde de düşünmeye çağırarak, "İsrail hükümeti, okul, hastane, sivil konutları bombalıyor, bir nevi Gazze'de var olan hayatı yıkıyor" dedi.

Öte yandan, Fransız muhalif milletvekilleri, İsrail'in Gazze'ye yönelik devam eden saldırılarını eleştirdi.

- "Kaç tane Filistinli sivil bu obüs mermisiyle öldürülecek?"

Fransız Milletvekili Thomas Portes X hesabından, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un Gazze'ye atılacak obüs mermilerinden birine "size güveniyoruz" yazdığı ana ait fotoğrafını paylaştı.

Portes, "İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, savaş suçlularının (İsrailli askerlerin) yanında bir obüs mermisini imzaladı. Kaç tane Filistinli sivil bu füzeyle öldürülecek?" ifadesini kullandı.

Muhalif milletvekili, "Gazze'deki soykırımın" İsrail devletinin en üst düzey makamlarınca onaylandığı değerlendirmesinde bulunarak, bu durum karşısında sessiz kalanların utanması gerektiğini savundu.

- "Gazze'ye bomba yağmuru yağmaya devam ediyor"

LFI Partisi Meclis Grup Başkanvekili Mathilde Panot da yaptığı X paylaşımında, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında yaklaşık 80 günün geride kaldığını anımsatarak, "Gazze'ye bomba yağmuru yağmaya devam ediyor. Daha da kötüsü aşırı sağcı suçlu (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu bombaların artacağını duyurdu. Çocuklar için (insani) ara yok." açıklamasında bulundu.

Panot, Filistinli ebeveynlerin soluk almaya fırsat bulamadığını vurgulayarak bölgede derhal ateşkes sağlanması için çağrısını yineledi.

Almanya'nın Hessen eyaletinde bulunan Kelsterbach beldesinde faaliyet gösteren Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı Fevzi Çakmak Camii, Ankara, Adana, Aksaray, Antalya, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Kayseri, Yozgat ve Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesine uzanan bir hayır köprüsü oluşturdu.

 

Kelsterbach DİTİB Fevzi Çakmak Camii Derneği, şehirlerde yaşayan ihtiyaç sahibi engellilere yönelik başlattığı kampanya kapsamında bağışlanan tekerlekli sandalyeleri dağıtarak, toplumsal dayanışmaya katkı sağladı.

Kampanya çerçevesinde, hayırseverlerin destekleriyle temin edilen akülü ve manuel tekerlekli sandalyeler, engelli çocuk pusetleri ve rollatör tekerlekli yürüme destek araçlarından oluşan 30 parça yardım, şehirlerde yaşayan ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıldı.

Kelsterbach DİTİB Fevzi Çakmak Camii Dernek Başkanı Esalet Baca, din görevlisi Rıdvan Dönmez ve dernek yöneticileri, ihtiyaç sahibi ailelere yardımları bizzat teslim etti.

Yozgat'ın Sarıkaya ilçesinde gerçekleştirilen teslimatta, Sarıkaya Müftüsü Zühdü Elveren'in Kur'an-ı Kerim tilaveti ve duası eşliğinde gerçekleşen yardım dağıtımı duygusal anlara sahne oldu.

 

Zenginlik, kardeşlerinin yüzünün güldüğünü görmektir

Kelsterbach DİTİB Fevzi Çakmak Camii dernek başkanı Esalet Baca, kampanya ile ilgili yaptğı açıklamada: "Teslim ettiğimiz araçlara destek veren Almanya'daki tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Onların bağışlarına ulaştık, hayır dualarını aldık. Bundan sonra da bu tür çalışmaları destekleyeceğiz. Kardeşlerimizin yüzünün güldüğünü görmek bizim için en büyük zenginliktir. Bu nedenle desteklerinden ötürü yönetim kurulumuza, cemaatimize, üyelerimize ve hayırseverlerimize teşekkür ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun" dedi.

 

Almanya’dan kurulan gönül köprüsü yüzleri güldürdü

Din görevlisi Rıdvan Dönmez de her teslimatta farklı duygular yaşadıklarını belirterek, "Peygamber Efendimiz, 'İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.' buyurmaktadır. Derneğimiz de Almanya'dan ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaşması için bir hayır köprüsü kurdu, hayır duaları aldı. Cenab-ı Hak bu kardeşlerimizden razı olsun" şeklinde konuştu.

İhtiyaç sahipleri, kendilerine uzatılan yardım eline minnettarlıkla karşılık verdiler.

 

 

 

 

 

21 Aralık 1944 yılında Kuzey Makedonya Türklerinin Türkçe eğitim haklarını kazandığı  gün olarak kabul edilmiş, 2007 yılında ise Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Resmî Bayramlar Yasa Tasarısı değişikliği ile bahse konu tarih Kuzey Makedonya’da yaşayan Türklerin Milli Bayramı olarak kabul edilmiştir.

15 Şubat 2007 tarihinde ‘Bayramlar Yasası’nda yapılan bir değişiklikle, Kuzey Makedonya’da yaşayan azınlıklara bayram hakkı tanındı. Bu kapsamda 1944 yılında Üsküp’te Latin Alfabesi ile Türkçe eğitimin başladığı 21 Aralık günü, Makedonya’da yaşayan Türklerin milli bayramı kabul edildi.

Kuzey Makedonya’da 40 dan fazla ilkokulda Türkçe eğitim veriliyor. Balkanların ve Avrupa’nın tek Türkçe eğitim veren üniversitedi de Kuzey Makedonya’da bulunan Vizyon  Üniversitesi, Kuzey Makedonya’nın Gostivar şehrinde eğitim vermeye devam ediyor.

Uluslararası Balkan Üniversitesinin. (IBU) başkent Üsküp’teki kampüsünde “Çocukların Türkçesi” Türkçe Eğitim Bayramı ve Cübbe Giyme Töreni düzenlendi.

Uluslararası Balkan Üniversitesinin (IBU)Rektörü Prof. Dr. Lütfi Sunar konuşmasında, Kuzey Makedonya’da barış içinde yaşayan topluluklar olarak her bir topluluğun kendi özel kültürel günlerini kutladıklarını, bunun çok güzel bir şey olduğuna dikkati çekti. Ve şöyle devam etti konuşmasına, Sunar hoca, Balkanlar’ın kalbi olarak nitelendirdiği Üsküp’te bir Türk üniversitesinin varlığının gurur verici olduğunu vurguladı.


Konuştuğumuz Makedonya Türklerinin akademisyen düşünce insanı kardeşim Mansur Yakub beyle konuşmamızda, “Bu bayram Makedonya Türklerinin var oluşunun delilidir. 21 Aralık, Makedonya devletinin resmi tatil bayramı olarak 2007 yılında kabul edildi. Türk derneklerinin ve de Türklerin üç siyasi partinin yoğun katkılarıyla ve yoğun çabalarıyla Makedonya meclisinde çoğunluğu Makedon ve Arnavut millet vekillerinin oy çokluğuyla geçti o gün bugün Makedonya Türklerinin milli refleksi olarak büyük bir coşkuyla kutlanmaktadır.”

Makedonya Gostivar şehri İsmail Kemal ilk okulu 4 sınıf ogrencileri, 21 Aralık turkce eğitim bayramı günü kutlu olsun sınıf öğretmenleri Aynur Mula hocamızın gayretleri, hizmetleri ile öğrencilerinin okuduğu şiirler, marşlar ve sikec oyunları ile gönüllere taht kurdu. Velilerden bol alkış aldı.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

ilginç proje ve çalışmaları ile bilinen, İstanbul Milletvekili adayı gazeteci Dursun BORAN. Diğer adaylar gibi  “ Herşey Türkiye İçin “ diyip slogan ve afiş ile değil. Türk insanının yararına olan, beklenilen hizmetlerden bahsediyor.

Problemlere çare bulmak ile tanınan BORAN, CUMHURBAŞKANI ve Ak Parti Genel Başkanı ERDOĞAN’ın

https://twitter.com/RT_Erdogan twitter hesabına , binlerce yurt dışında ki gurbetci seçmenin beklentisi olan, yabancı plakalı otolara Türkiye’de sınırsız binilmesini sağlayan düzenleme yapılmasını istedi. 

Mesaj şöyle :

Seçimlerden önce yabancı plakalı (triptikli ) arabalara Türkiye’de sınırsız binme hakkı verilmeli. Yurt dışında ki seçmene bu çok görülmemeli. Gümrük Bakanlığı yönetmelikle bunu halledebilir. Gerekiyorsa KHK ( Kanun Hükmünde Kararname ) çıkarılabilir.

 

https://twitter.com/dursunboran1   Boran ın bu talebi ve projesi, yurt dışında büyük memnuniyet yarattı. BORAN, 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce triptikli otolara özgürlük getirilmesini istemişti. Milletvekili olunca, projelerin devreye girmesi için, TBMM ve bürokrasiyi harekete geçirecek.

 

Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde bulunan Bonn şehrinde, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı Merkez Camii'nde “Engelsiz Cami” buluşması düzenlendi.

 

Bonn DİTİB Merkez Camii ev sahipliğinde "Engelleri Aşalım Camide Buluşalım" temasıyla düzenlenen etkinlik çok sayıda engelli ailesinin katılımıyla gerçekleşti.

Engellilere ve ailelerine manevi destek ve rehberlik amacıyla düzenlenen etkinlik Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

 

‘Engelsiz Cami’ buluşmasıyla birlikte güçleniyoruz

Köln DİTİB Dini Danışma Kurulu Başkanı Ahmet Sinan Kara, etkinlikte yaptığı konuşmada, "Engelliliğin bir tercih olmadığını ve herkesin bir engelli adayı olduğunu" vurgulayarak, engellilerin karşılaştığı zorlukların ortadan kaldırılması gerektiğini belirtti.

Kara ayrıca, "Engellilerin Allah’ın birer ayeti olduğunu ve onları manevi olarak büyük müjdeler beklediklerini" ifade etti. Engellilerin, ailelerinin ve toplumun karşılıklı olarak birbirleriyle imtihan edildiğini vurgulayan Kara, bu konuda herkesin üzerine sorumluluklar düştüğünü ve empati yapmanın önemine değindi.

Etkinlik, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve yapılan dua ile devam etti. Program, katılımcılara çiçeklerin takdim edilmesi ve yapılan ikramla sona erdi.

 

Engelli ve ailelerine yönelik gerçekleştirilen etkinlik, toplumda farkındalık oluşturmanın yanı sıra birlik ve dayanışma duygularını kuvvetlendirmek amacıyla düzenlendi.

 

 

 

 

 

 

Almanya’nın Düsseldorf şehrinden dünyaya yayın yapan, Avrupalı Türklerin gözü, kulağı sesi olan Kanal Avrupa TV’nin sahibi Alipaşa Akbaş’ın başkanı olduğu Avrupa Türk Basın Yayın ve Gazeteciler Birliği (ATBYGB) “3. Avrupa Türk Medya Zirvesi”bu yılın ödüllerini verdi. Bu yılki Ödül törenine katılım yoğun oldu.

 
Proğrama T. C. Düsseldorf Başkonsolosu Ali İhsan İzbul, Neuekirchen Vlyun belediye başkanı Ralf Köpke, Ak parti genel başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya , CHP Kahraman Maraş Milletvekili Ali Öztunç, Almanya SPD KRV milletvekili  Volkan Baran, CDU Bremen milletvekili Dr.Oğuzhan yazıcı, CDU milletvekili Serap Güler, Arif Ünal Yeşiller eski milletvekili, Prof Dr Halil Uslucan Türkiye Uyum ve araştırmalar merkezi Vakfı direktörü, Avrupa iş adamları ve sanayiciler derneği (ATİAD)başkanı Aziz Sarıyar, Yurt dışı Türkler ve Akraba Toplulukları başkanı Abdullah Eren, Türksoy genel sekreter yardımcısı Sait Yusuf, Berlin TC Büyükelçilik iletişim müşaviri Hasan Kocabıyık, sivil toplum kuruluşları iş insanları ve kanaat  önderileri ile birlik de çok sayıda davetli iştirak etti. 
 
Avrupalı Türklerin yüz akı olan Kanal Avrupa TV’nin sahibi gönül insanı  Alipaşa Akbaş misafirleri ve Kanal Avrupa TV izleyicileri selama konuşması yaptı. Konuşmasını şöyle sürdürdü;
 
Avrupa Basın Birliği olarak amacımız... Avrupa'ya göçmüş ve yaşadıkları ülkelere 2. Vatan diyen Göçmen Türk toplumunun, Avrupa'da varlığını devamı, daha güçlü, daha etkin bir şekilde nasıl devam ettirilebilir çare arayan, her geçen gün kan kaybetmesini nasıl önleyebiliriz, bu konuda neler yapabiliriz, eksiklerimiz nelerdir, çözüm önerilerimizi muhataplarımızla beraber, masaya yatırarak nasıl bir yol izlememiz gerektiğini ortaya koymaya çalışacağız.
Bu doğrultuda muhataplarımız tabii ki öncelikle Türk Basını, Türk ve Avrupalı yetkilileri , sivil toplum kuruluşları,kanaat önderleri ve iş insanlarını, bugün burada toplamış bulunmaktayız.
Çözüm önerilerini ve sıkıntılarımızı gazeteci arkadaşlar Az sonra yapacağımız panelde ortaya koyacaklar. Buradaki muhataplarımızdan ricamız Bu milletin Avrupa'da  sesinin  daha gür çıkması için üzerine düşeni yapmalarıdır. Bu dostlarımız  Mücadeleyi yaptıklarına  inanıyoruz. Ancak bu mücadelenin  kolay olmadığını çok iyi biliyoruz. Onların her birinin elini güçlendirme çalışmaları yapmak bizlerin görevi olduğunu unutmamamız  gerekmektedir.
 
Ancak birkaç çözüm önerisi Ben de dile getirmek istiyorum. Önce 2 Vatan dediğimiz ve 60 yıldır yaşadığımız Avrupa ülkelerine sesleniyorum. Bir çok şehirde yüzdeyirmilere varan Türk toplumunu temsil eden  basını  ayırım yapmadan, reklama ayırdıkları paydan bütçeler vererek Hem bu topluma ulaşmış olurlar hem de gereğini yapmış olurlar.
Türk devleti ise 6 milyon civarında kendi vatandaşı olan Avrupa Türklere, kendi vatandaşlarına ulaşmak üzere Türkiye'deki basına ilan ve reklam verdikleri gibi Avrupa'yı da bir bölge gibi görüp reklam veya ilan bütçesi ayırmalıdır.
Özellikle Avrupalı Türklerin Türkiye'ye katkı sağladıkları alanlardaki yetkililerin Avrupa Türk basınını  yok sayması buraya bütçe ayırmaması kabul edilebilir bir durum değildir. Bunlar Türk bankaları, Türk Hava Yolları, Türkiye tanıtma fonu, gençlik aile ve eğitim bakanlıkları gibi çoğaltılabilir.
 
Özellikle iş adamlarımıza sesleniyoruz. Malımızın pazarlanması doğrultusunda verilen Reklamın %20'sinin En azından Avrupa'nın yerel Türk basınına ayrılması dikkate alınmalıdır. Zira burada sesimizin çıkması için buranın Reklamın dışındaki bütün faaliyetini Avrupa'nın Yerel basını yapmaktadır, bu göz önüne alınmalıdır
Sivil toplum kuruluşları kendi üyelerine yönelik bülteni çıkarmalıdır. Ancak toplumun bütününe yönelik reklam faaliyet ve duyurular için Türk basınıyla beraber çalışmalıdırlar. Zira ırkçılığın yükselişte olduğu bu dönemde yaşadıkları ufak bir sıkıntı da buradaki yerel Türk basınına ihtiyacı olacaklarını unutmamalıdırlar.
 
Bu konularda Türk ve Alman vekillerimize sesleniyorum Avrupa Türkleri her iki toplum arasında kalmamalıdır çözüm önerilerimiz ortadadır. bunları takip ederek çözersek kalıcı çözümler üretebileceğimize inanıyorum. Ancak ondan sonra buralarda kalıcı kurumlar ve güçlü basın kurumları oluşabilir.
Bu konuda işimizin yetkililere anlatılmasının zorluğunu yıllardır görüyoruz, ama şansımız Buradan Gitme Bir çok siyasi kardeşlerimiz. Hangi partiden olursa olsun bize daha kolay bu işi halledebilecekleri güveni vermektedir.
Biz üzerimize düşeni yapıp farkındalık oluşturmaya çalıştık. Katkı sağlayan bütün kardeşlerimize, tüm misafirlerimize tekrar hoş geldiniz diyo,r saygı sevgi ve hürmetle selamlıyorum, hoşça kalın.
 
Medya zirvesi; Gala yemeğinden sonra yapılan yılın  ödülleri verilmesiyle sona erdi.
 
 
 
 

13 Jahre verantwortete Åsa Petersson als Geschäftsführerin die Geschicke der Region Mainfranken GmbH. Nun wurde sie vom Vorsitzenden der Regionalgesellschaft, Landrat Thomas Eberth, verabschiedet.

 

Eberth würdigte die gebürtige Schwedin in seiner Laudatio, denn Åsa Petersson brachte nach ihren beruflichen Stationen in Salzburg und Chicago neben viel Auslandserfahrung auch den Blick von außen mit. Und der Anspruch der im Jahr 2010 gegründeten GmbH war kein geringer: es galt, sich neben den Metropolregionen München und Nürnberg zu behaupten. Zu diesem Zweck hatten sich die sieben unterfränkischen Landkreise, die Städte Würzburg und Schweinfurt sowie die Handwerkskammer Unterfranken und die Industrie- und Handelskammer Würzburg-Schweinfurt zusammengeschlossen.

 

„Åsa Petersson ist es durch professionelles Marketing gelungen, Mainfranken noch besser als Marke und als eigenständigen Wirtschaftsraum zu etablieren,“ würdigte Eberth die scheidende Geschäftsführerin. Zu den erfolgreichen Maßnahmen und Projekten zählte die Auslobung des Nachhaltigkeitspreises, das Wirtschaftsforum, die Präsenz der Region Mainfranken auf Fachmessen sowie die Förderung von „Jugend forscht“. Auch dem Fachkräftemangel begegnete Åsa Petersson professionell und startete 2013 die Fachkräftekampagne „Make it in Mainfranken“, die das Ziel hat, gut ausgebildete, junge Menschen in der Region zu halten oder weitere kluge Köpfe für die Region zu gewinnen.

 

2015 gab es sogar einen royalen Höhepunkt: Königin Silvia von Schweden stellte bei einem Besuch in Würzburg ihre Ausbildungscharta für jugendliche Flüchtlinge vor. Zu den ersten Unterzeichnern der Charta zählten die Region Mainfranken GmbH sowie zwölf Unternehmen aus der Region.

 

Die Fachkräfteoffensive „Mainfranken – wie für Dich gemacht“ ging 2016 an den Start und hatte die 38.000 Studierenden in der Region im Fokus. Ein besonderes Augenmerk lag dabei auf den internationalen Studierenden, die im Rahmen der Fachkräftekampagne Mittelständler aus der Region kennenlernen und erfahren, dass viele international agierende Unternehmen hier zuhause sind.

 

2022 konnte ein großer Erfolg gefeiert werden: die Region Mainfranken GmbH und die Fachhochschule Würzburg-Schweinfurt erhielten vom Bundeswirtschaftsministerium eine Förderung in Höhe von 1,5 Millionen Euro für das Projekt „transform.RMF“. In der gemeinsamen Initiative werden zahlreiche Maßnahmen zur Förderung von kleinen und mittelständischen Unternehmen in den Leitbranchen „Maschinenbau & Automotive“ durchgeführt. Ziel ist es, den Erfahrungsaustausch und die Vernetzung der von der Transformation betroffenen Branchen voranzutreiben.

 

Was das Fördervolumen betrifft, ist dies das bislang größte Projekt, das die Region Mainfranken GmbH an Land ziehen konnte. „Diesen großartigen Erfolg haben wir natürlich auch dem Knowhow, dem Geschick und dem strategischen Können unserer Geschäftsführerin zu verdanken,“ lobte Landrat Thomas Eberth zum Ende seiner Laudatio. „Åsa Petersson hat die Region Mainfranken nachhaltig geprägt, und für eine engere Verknüpfung zwischen Unternehmen, Fachkräften, Standortmarketing und der Politik gesorgt.

 

Åsa Petersson verlässt die Region Mainfranken GmbH auf eigenen Wunsch, um sich einer neuen beruflichen Herausforderung zu widmen.

 

Hintergrund Region Mainfranken gGmbH

Die Regionalgesellschaft strebt die Stärkung Mainfrankens als eigenständiger, attraktiver Wirtschaftsstandort und Lebensraum an. Gesellschafter der Region Mainfranken GmbH sind neben den beiden kreisfreien Städten Würzburg und Schweinfurt die Landkreise Bad Kissingen, Haßberge, Kitzingen, Main-Spessart, Rhön-Grabfeld, Schweinfurt und Würzburg sowie die IHK Würzburg-Schweinfurt und die Handwerkskammer für Unterfranken. Die Region Mainfranken GmbH setzt seit 2019 auf eine konsequente Positionierung und Unterstützung der Leitbranchen Maschinenbau & Automotive, Medizin & Gesundheit, IT & KI, Energie & Umwelt samt Kunststoff & Neue Materialien. 

 

Neben der Stärkung der Innovationskraft sind die Fachkräfteakquisition und ein Bevölkerungswachstum die entscheidenden Stellschrauben zur Sicherung Mainfrankens Zukunftsfähigkeit. Durch entsprechendes Standortmarketing gewinnt die Region stetig an Sichtbarkeit und Bekanntheit.