Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Vor 60 Jahren wurde der „Vertrag über die deutsch-französische
Zusammenarbeit“ – besser bekannt als Élysée-Vertrag – unterschrieben.
Und vor 50 Jahren wurde der Stadt Würzburg der Europapreis verliehen,
als Anerkennung der städtepartnerschaftlichen Aktivitäten und als
Auszeichnung für die Förderung des Europäischen Einigungsgedankens. Denn
bereits ein Jahr vor Unterzeichnung des Élysée-Vertrages unterzeichnete
Würzburg seine Partnerschaftsurkunde mit der französischen Stadt Caen.
Aus Anlass der beiden Jubiläen stellen die Union Bayern-Bretagne, die
deutsch-Französische Gesellschaft zusammen mit dem Partnerschaftsbüro
der Stadt Würzburg „Würzburg international“ die Facetten der
deutsch-französischen Beziehungen in einer gemeinsamen Vortragsreihe
dar.
„Die Freundschaft und Partnerschaft mit Frankreich auf praktisch allen
Ebenen ist für uns heute eine Selbstverständlichkeit“, betont Würzburgs
Oberbürgermeister Christian Schuchardt bei der Eröffnungsveranstaltung.
Dies war nicht immer so. Mit dem Élysée-Vertrag ging eine Jahrhunderte
alte Feindschaft zwischen den beiden Ländern zu Ende. „Um wie viel
besser könnte unsere Welt sein, wenn es noch mehr Nationen, Volksgruppen
oder auch Religionsgemeinschaften gelänge, vermeintliche
Erbfeindschaften so rational beizulegen und so andauernd in
gegenseitigen Respekt und Wertschätzung oder sogar wahre Freundschaft
umzuwandeln“, betont Schuchardt.
Zum Auftakt der Vortragsreihe referierte Generalkonsulin Corinne
Pereira über „60 Jahre deutsch-französische Zusammenarbeit im Dienste
Europas“. Zu Beginn ihrer Ausführungen zum Élysée-Vertrag, der als
Symbol für die deutsch-französische Versöhnung gilt, hob sie die
dynamische Partnerschaft zwischen den Städten Würzburg und Caen hervor,
die bereits vor dem Élysée-Vertrag geschlossen wurde. Diese
Partnerschaft zeigt auf, dass vor allem auf regionaler und städtischer
Ebene viel für die grenzüberschreitende Freundschaft und Zusammenarbeit
getan werden kann und wird. Getragen würde dieses vielfältige Engagement
durch die Bemühungen der Städte, die dabei auf die Unterstützung der
Zivilgesellschaft, Bürgerinitiativen und Vereine zählen können.
Mit Blick in die Zukunft zeigte sich die Konsulin optimistisch
angesichts der Hindernisse, die der deutsch-französische Motor
überwinden muss: Im Bereich der Europa- und Außenpolitik, der
Energie- und Industriepolitik, vor allem beim Ausbau von erneuerbaren
Energien und dem „Made in Europe“, und im Bereich der gemeinsamen
Verteidigungs- und Sicherheitspolitik, die ein wichtiger Bestandteil der
EU-Verteidigungspolitik ist. Der „Kompass“ dieser Partnerschaft wurde
unter der deutschen Ratspräsidentschaft erarbeitet und unter der
französischen Ratspräsidentschaft verabschiedet, gemeinschaftliche
Bemühungen spiegeln sich in geplanten Übungen der Deutsch-Französischen
Brigade an der EU-Außengrenze und der beiden Marinen im Indo-Pazifik
wieder, so Pereira.
Der Aspekt der Städtepartnerschaften wird auch heute noch in Würzburg
hochgehalten. Aktuell pflegt die Stadt 15 internationale Partner- und
Freundschaftsstädte, von denen sich alleine zehn in Europa befinden.
Bu yılda Ramazan ayımıza üzüntü içerisinde veda ettik. Ramazan bayramına kavuşmanın heyacanını, hep birlikte yaşamanın sevincini yaşıyoruz.
Almanya da bir mübarek Ramazan Ay'ını daha geride bırakarak, bayrama erişmenin ve idrak etmekte, bu güzel günlerin feyz, bereket ve rahmetinde buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Bayram sabahı, sabah namazı ve bayram namazı için cami yolundayım. Camiye girdiğimde camii imamı Hali Şanlı hoca, bir Kur’an-Kerim bülbülü gibi içten içten ilahi sözü okuyor, ruhlarımızı okşuyor, ilaç gibi geliyordu. Topluca sabah namazımızı eda ettik. Bayram sohbetine devam ederlerken ben kendimi bu mübarek mabetin gökgubbesi altında huzur içerisinde, bir bayram sabahı duasındayım. Bayramlar, bizleri birbirimize yakınlaştıran, aynı duygularda buluşturan, umut, birlik ve dirliği sağlayan özel günlerimizdir. Dargınlıkları ve kırgınlıkları unutturan, dayanışmayı, yardımlaşmayı artıran, hoşgörü, kardeşlik duygularını güçlendiren bayramları, anlam ve önemine uygun olarak kutlamalıyız.
Geçtiğimiz yıllarda salgınla mücadele tedbirleri kapsamında her ne kadar yakınlarımızla ve sevdiklerimizle, eskisi gibi bir araya gelememiştik. Bu mübarek Ramazan Bayramı’nda kalplerimiz ve gönüllerimiz bir olacaktır. Sevdiklerimizi bağrımıza basıp büyüklerimizi, ziyaret ederek bayramlaşacağız. Bizimle bayramlaşmaya gelen dost ve akrabalarımızı kucaklayacağız şeker tadında bayramımızı birlik ve beraberlik içerisinde kutlayacağız. Çok uzakta olan akrabalarımızı telefonlarla arayarak bu bayramlarını tebrik etmeliyiz.
Ramazan Bayramı’nın manevi ruhuna uygun bir kutlamanın gururu içerisinde olmalıyız.
Yüce Allah'tan, bu mübarek Ramazan Bayramı’nın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için daha güzel yarınlara vesile olmasını, barış, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum. Okuyucularımın Ramazan bayramlarını en içten dileklerimle kutluyorum. Daha nice bayramlarda buluşmak dileklerimle hoşça kalın, sağlıcakla olun aziz okuyucularım.
Haber: Doğan Tufan
Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti Neukirchen-Vluyn beldesinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Hamidi Veli Camii’nde kuruluşundan bugüne emeği geçen cami üyelerine yönelik “Ahde Vefa” iftar yemeği düzenlendi.
30 yılı aşkın caminin kuruluşundan bugüne gönüllü hizmet eden cami üyelerine yönelik düzenlenen “Ahde Vefa” iftar yemeği, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Neukirchen-Vluyn DİTİB Hamidi Veli Camii dernek başkanı İbrahim İnci, din görevlisi Osman Yetüt ve Düsseldorf DİTİB Eyalet Birliği Başkanı Ersin Özcan günün anlamını ve önemini belirten konuşma yaptı.
Camilerin önemine değinen DİTİB Hamidi Veli Camii din görevlisi Osman Yetüt, “Neukirchen-Vluyn beldesinde inşa ettiğiniz ve desteklediğiniz bu eser, gelecek nesillere bıraktığınız en büyük mirastır. Rabbim, camimizin inşa ve imarında öncülük eden ebediyete irtihal etmiş büyüklerimize rahmet, 30 yılı aşkın camimizi destekleyen, yardımlarını esirgemeyen siz değerli büyüklerimize de hayırlı, sağlıklı ve uzun ömürler ihsan eylesin” dedi.
Birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan dernek başkanı İbrahim İnci’de ”Camiler Müslümanların hayat sigortasıdır” dedi. İnci, “Caminin kuruluşunun 35’inci yılında dünden bugüne emeği geçen büyüklerimize şükranlarımızı ifade etmek, teşekkürlerimizi sunmak üzere “Ahde Vefa” iftar yemeği programı düzenledik. Sizlerin gönüllü hizmetleri ve gayretleri takdire şayandır. 30 yılı aşkın camimize maddi ve manevi katkı sunan, iz bırakan başta birinci nesil büyüklerimize ve üyelerimize gönülden şükranlarımı sunuyorum. Rabbim katkı sunanlardan razı olsun” diye konuştu.
Türkiye’de 6 Şubat günü 'yüzyılın felaketi' olarak adlandırılan depremin ardından ‘tek yürek’ olunduğunu, dayanışma, birlik ve beraberlik duygusu ile güzel bir süreç yaşandığını ifade eden Düsseldorf Eyalet Birliği Başkanı Ersin Özcan, “DİTİB ailesi olarak depremin ardından başlatılan nakdi ve ayni yardımlarla bir olduk. Yaraları bir nebze sarmak için herkes üzerine düşeni yaptı ve yapmaya devam ediyor. İnşallah bu deprem felaketinin yaralarını en kısa zamanda saracağız. Felakette vefat eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifa diliyoruz. Rabbim böyle bir acıyı bir daha yaşatmasın” ifadelerini kullandı.
Özcan, “Caminin kuruluşundan bugüne kadar hizmeti olan ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu hayra sebep olan herkesten Allah razı olsun” dedi.
Daha sonra iftar yemeğine katılan 30 yılı aşkın camiye maddi ve manevi destek sunan cami üyeleri duygularını ifade eden konuşmalarında, programın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ettiler.
Konuşmaların ardından 30 yılı aşkın camiye maddi ve manevi destek sunan üyelere günün anısına onur plaketi takdim edildi.
“Ahde Vefa” iftar yemeği ilahilerin ardından okunan akşam ezanı ile birlikte oruçlar açılarak program son buldu.
Her Ramazan ayında geleneksel hale gelen Saadet Avrupa Temsilciliği’nin iftar programı Avrupa’daki Millet İttifakı temsilcilerinin ve çok sayıda davetlinin katılımı ile coşkulu bir atmosferde düzenlendi.
Almanya’nın Hanau şehrinde Paşa Düğün Salonunda gerçekleşen iftar programına Türkiye’den Saadet Partisinin Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yrd. Bülent Kaya, Almanya’da faaliyet gösteren siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, iş insanları Avrupa’nın dört bir tarafından Saadet Partili teşkilat mensupları ve çok sayıda davetli katıldı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun cevrim ici olarak bağlandığı iftar programının açılış konuşmasını Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel yaptı.
Temel, rahmet ve mağfiret ayı olan bu Ramazan-ı Şerif ayımızın paylaşma ayı olduğunu, bu ayda birlik ve beraberliğimizi güçlendirmemiz ve kardeşlik duygularımızı pekiştirmemiz gerektiğini ifade ettikten sonra ülkemizde yaşanan büyük deprem felaketi dolayısıyla bu Ramazan’ın buruk yaşandığını dile getirdi. Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel konuşmasında davetlilere katılımlarından dolayı teşekkür ederek Türkiye’nin içerisinden geçmekte olan siyasi, ahlaki, ekonomik ve sosyal problemlere dikkat çekerek yaklaşan 14 Mayıs seçimlerinin önemini belirtti ve özellikle seçmenin sandığa gitmesi gerektiğine işaret etti.
Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel’in ardından kürsüye İYİ Parti Almanya Kurucu Genel Sekreteri İsmail Kılıçarslan çıktı.
Kılıçarslan konuşmasında davetlerinden dolayı Saadet Avrupa Temsilciliğine teşekkür ederek seçimlerin öneminden bahsetti. Bir değişime ihtiyaç olduğundan bahseden Kılıçarslan seçimlerin ülkemiz ve milletimiz açısından tarihi bir önem taşıdığına işaretti etti.
Daha sonra kürsüye iftar programının onur konuğu olan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya çıktı.
Kaya, konuşmasında diğer konuşmacıların ifade ettikleri gibi yaklaşan seçimlerin tarihi bir seçim olduğunu ve kendisinden sonraki on yılları dahi dizayn edecek ve etkileyecek bir seçim olarak gördüklerini ifade etti.
Kaya Millet İttifakı’nın hangi şartlarda kurulduğunu ve nasıl geliştiğine de dikkat çekti. Millet İttifakındaki parti genel başkanlarının büyük bir özveri ve fedakarlıkla bu süreci yürüttüklerini her konunun titizlikle ele alındığını ve yürütüldüğünü, alınan kararların fikir alışverişi ve uzun istişarelerle alındığına dikkat çekti.
‘Türkiye İçin Dayanışma Vakti’ sloganıyla düzenlenen iftar programında 14 Mayıs seçimlerinde Millet İttifakı’nın zafer kazanacağının mesajı verildi
"Tarihi bir seçime doğru gidiyoruz "
Türkiye’den interaktif olarak bağlandığı iftar programında herkesi selamlayarak söze başlayan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet Avrupa Başkanı Samet Sami Temel başta olmak üzere bu çalışmalarda her zaman bir adım önde olduklarından dolayı teşkilat mensuplarına teşekkür etti. Karamollaoğlu katılımcılara hitap ederek, "Zor bir dönemden geçiyoruz. İnşallah tarihte ciddi bir değişikliğe vesile olacak bir dönemden geçiyoruz. 15 Mayıs sabahı sadece cumhurbaşkanı değişmeyecek. Millet ve ülke olarak yeni bir sabaha uyanacağız. Bu dönemde insanlarımızı iterek, bize rakip oldukları için onları inciterek göreve başlamayacağız. Herkesi kucaklaşacağız. Elbette bir ülkede demokrasi ve hürriyet varsa inanıyorum ki herkes kendi fikrini, kendi düşüncesini, kendi inancını ifade etme hakkına sahiptir" açıklamalarında bulundu.
"BİRBİRİMİZİ KUCAKLAYACAĞIZ"
Temel Karamollaoğlu, "Israrla söyledik ve söylemeye de devam edeceğiz; siyasi partiler birbirlerinin düşmanı değillerdir. Siyasi partiler sadece bir demokrasi ortamında iktidarı ele almak için bir yarış içerisindeler. Biz, hepimiz birbirimizi kucaklayacağız. Bir yerde yanlış bir şey olduğunda hemen birbirimizi itham etmeye kalkışmayacağız. Bu Ramazan ayında kucaklaşmanın ne kadar önemli olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum." diyerek Ramazan ayında birleşmenin önemine vurgu yaptı.
Ayrıca Karamollaoğlu Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde Millî Görüş’ün iktidar ve hükümet ortağı olduğu dönemlerde ülkemize ve milletimize yaptığı önemli hizmetlere dikkat çekerek "İnşallah bu hizmetleri yeni dönemde yapacağız; bunu hep birlikte başaracağız." dedi.
Uzun yıllardan beri Würzburg’lu otomobilseverlere verdiği kaliteli hizmet ile tanınan car image GmhB Genel Müdürü Emrah Ateş Ayhaber’e yaptığı açıklamalarda, “Otomobilde temizlik bizim işimiz” dedi.
Sektörde çok sayıda Würzburglu’ya kaliteli hizmet verdiğini belirten Emrah Ateş, “Son yıllarda giderek gelişen bir sektörün içindeyiz. Otomobilseverler bizde kendilerine en uygun teklifi en cazip fiyata alarak en kaliteli hizmete sahip olmaktadırlar. Özellikle bizim vatandaşlarımızın kaliteyi çok iyi kavradıklarını bilerek car image‘ye davet etmek benim için de büyük bir mutluluktur. Otomobil temizliği herşeyden önce hayatın tadını çıkarmak isteyen sürücülerin moral ve motivasyonunu olumlu anlamda etkilemektedir” şeklinde konuştu.
14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimi öncesi Avrupa’daki partililerle iftarda buluşan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, seçmenin merakını giderecek açıklamalar yaptı. Hanau’da Saadet Avrupa’nın tertiplediği geleneksel iftar programında konuşan Bülent Kaya, konuşmasına uzun uzun Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini anlatarak başlatı, bu sistemin getirdiği zorunluluklardan birinin de; partiler arası ittifak olduğunu dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, Saadet ve Milli Görüşü Mecliste görmek istiyoruz dedi
14 Mayıs’ta yapılacak seçimde CHP listesinde gösterdikleri adaylarla yarışa girdiklerini söyleyen Avukat Bülent Kaya, 81 il ve ilçelerde Cumhuriyet Halk Partisi adaylarına destek vereceklerini dile getirdi. Kaya; “Kemal Kılıçdaroğlu, biz bu mecliste yeniden Milli Görüşü, Yeniden Saadet Partisini görmek istiyoruz, deyince, bizde kendisine buna mukabil; ‘Siz bize söz verdiniz, bizden de size söz, CHP birinci parti olacak, sizi de cumhurbaşkanı yapacağız’ dedik. Çünkü, Milli Görüş sadakattır, ahde vefadır. Bu şekilde Millet İttifakını işbaşına getirip Türkiye‘nin sorunlarını çözeceğiz. Tıpkı, DSP hükümetinde Ecevit’e söz verdiğimiz gibi, nasıl Demirel‘i başbakan yapıp ağır sanayi hamlelerini başlattıysak!” diye geçmişten örnekler verdi.
CHP, Saadet Partili adayları meclise taşıyacak
Avrupa’nın her tarafından gelen partililerin pür dikkat dinlediği Bülent Kaya, “Şimdi sizden genel başkanımız adına söz istiyorum” diyerek konuşmasına devam etti. Kaya; “Bu salonda, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu adına sizlerden söz istiyorum, ‘Cumhurbaşkanlığı seçiminde sayın Kılıçdaroğlu‘nun desteklenmesi ve milletvekili seçiminde ise CHP‘ye oy vermenizi istiyoruz. Çünkü, CHP, Saadet Partili adayları meclise güçlü bir şekilde taşıyacak” mesaj verdi. Kaya’nın bu mesajı salonda alkışlarla karşılık buldu.
15 Mayıs Saadet’in şaha kalkışına uyanacağız
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya sözlerini şu şekilde noktaladı: „Mecliste güçlü olarak temsil edilen Saadet partisi, 2024 yılında yapılacak yerel seçimde kendi adayları ile yarışacaktır. Ve tekrar Milli Görüş belediyeciliği Türkiye’de konuşulacak. Akabinde, 2028 yılında yapılacak genel seçim yapılacak, bu seçimde ittifaklara ihtiyaç hissetmeksizin, Saadet Partisi ve Milli Görüş olarak bu milletin önüne çıkıp, tek başımıza ülkeyi yönetmeye talip olacağız. Dolayısıyla bu ittifak meselesi son bulmuş olacak. İnanıyoruz ki, 15 Mayıs sabahı, Saadet Partisi‘nin şaha kalkacağı ve insanların akın akın Saadet‘e geleceği güne uyanacağız“ iddiasında bulundu.
Gemeinsames Vorgehen von MdB Markus Hümpfer, Landrätin Tamara Bischof, MdL Volkmar Halbleib, Kreisrat Robert Finster und dem Klinik-Vorsitzenden Thilo Penzhorn.
Die Ankündigung der Krankenhausreform von Gesundheitsminister Lauterbach hat die Krankenhausträger aufhorchen lassen. Auch das Krankenhaus Kitzinger Land sieht sich mit der Reform konfrontiert. Der Entwurf der Krankenhausreform sieht eine Finanzierung der Krankenhäuser anhand von Vorhaltepauschalen und einer Einstufung anhand von Leistungsgruppen vor. Das Klinikum Kitzinger Land liegt dabei innerhalb der 30-Minuten Erreichbarkeit zum Universitätsklinikum Würzburg als Maximalversorger. Obwohl der erste Entwurf mit Vorhaltekosten für Leistungen der Grundversorgung und der Fortsetzung des Pflegebudgets allgemein begrüßt wird, könnte das Kitzinger Krankenhaus durch eine nachteilige Einstufung finanzielle Mittel verlieren.
Deswegen fordern die Gesprächsteilnehmer die Überarbeitung der Voraussetzungen und Anforderungen an die Klinik-Levels sowie der Entfernungskriterien zu Kliniken mit höheren Versorgungsstufen. Nach den Worten der regionalen Politik muss die Reform die konkreten Konzepte, Qualitäten und Entwicklungen der einzelnen Kliniken wie dem Klinikum Kitzinger Land im regionalen Verbund deutlich stärker berücksichtigen.
MdB Markus Hümpfer zeigt sich besorgt über die Situation und betont die Bedeutung des Kitzinger Krankenhauses als wichtige medizinische Versorgungseinrichtung für die Region. Trotz der Nähe zum Universitätsklinikum ist das Krankenhaus eine sehr wichtige Institution in der Region, die es zu bewahren gilt.
Das sieht auch der Landtagsabgeordnete Volkmar Halbleib so und betont: "Die Krankenhausplanung zur notwendigen Ausstattung des Klinikums Kitzinger Land liegt in der Verantwortung des Landes Bayern. Hier müssen mehr Mittel zum Erhalt und Ausbau der vorhandenen Strukturen bereitgestellt werden, um eine möglichst hohe Einstufung zu erreichen."
Kreisrat und SPD-Fraktionssprecher Robert Finster appelliert abermals, dass das Klinikum mindestens eine Einstufung in Level II benötigt, um die aktuelle Versorgung auch in Zukunft zu gewährleisten. Er fordert eine enge Abstimmung zwischen Bund, Land, Geschäftsführung und Landkreis, um die Versorgung weiterhin zu gewährleisten.
Hümpfer wird sich weiterhin dafür einsetzen, dass das Kitzinger Krankenhaus nicht finanziell benachteiligt wird und seine wichtige Rolle in der medizinischen Versorgung der Region weiterhin erfüllen kann.
Die Integrationsbeauftragte der Bayerischen Staatsregierung Gudrun Brendel-Fischer, MdL, geht heute mit ihrem Projekt „Fakten statt Fake – Lass dir nix weismachen!“ an den Start. Schulklassen und Jugendgruppen können ihr Interesse an einem Workshop-Angebot auf der Homepage der Integrationsbeauftragten anmelden. „Wir vermitteln zwischen Referenten und Interessierten. Den Nutzern entstehen keine Kosten“, so die Beauftragte.
„In meiner Funktion als Integrationsbeauftragte setze ich 2023 den Schwerpunkt auf die Stärkung des interreligiösen Dialogs und der Rassismus-Prävention. Hierfür können wir erfahrene Experten anbieten, die Jugendliche altersgerecht ansprechen und sie fit machen, Fake News zu erkennen und Vorurteile kritisch zu hinterfragen. Das ist mir besonders wichtig.“
Die aufgeführten Partner beruhen auf Empfehlungen der Koordinierungsstelle „Schule ohne Rassismus – Schule mit Courage“ in Bayern. Dazu entstehen Videoclips und Podcasts, die in den Workshops eingesetzt werden sollen. Die ersten sind bereits verfügbar.
Die Schulen und Jugendgruppen werden zeitnah über die Details informiert. Die Maßnahme ist Teil der Kampagne „Vereint in Vielfalt – geschlossen gegen Rassismus“. Weitere Informationen dazu finden Sie auf der Homepage der Integrationsbeauftragten.