Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Son yıllarda Türk mutfağına olan ilginin giderek arttığı Almanya’da gastronomi esnafımızın sevinci de en yüksek düzeyde. Nürnberg bölgesinin uzun yıllara dayanan kaliteli geçmişi ile bilinen Mevlana Restaurant giderek artan müşteri potansiyelinin uğrak yerlerinden biri haline geldi.
Ayhaber’e açıklama yapan Mevlana Restaurant yetkilisi Mehmet Can, “Son yıllarda Türk mutfağına olan ilginin arttığı bir gerçek. Ancak bizim müşterimiz ve vatandaşlarımızdan Mevlana lezzetini tadanların sayısının da giderek arttığı bir gerçek. Çok sayıda müşterimizin özellikle korona döneminde eve servisi de tercih etmesinden bu yükselişi otokontrol sistemi ile daha yakından farkedebiliyoruz” şeklinde konuştu.
Mevlana Restaurant uzun yıllardan bu yana Plärrer Meydanında Türkler ve Almanlar başta olmak üzere her milletten müşterilere Anadolu lezzetini dağıtmaya devam ediyor.
Spenden im Wert von insgesamt rund 4.000 Euro
Kurz vor Weihnachten noch eine Überraschung für die kleinen Patientinnen und Patienten im Klinikum Nürnberg: Die Firma Augeon AG stiftet ihre diesjährige Geld- und Sachspende für den Neubau des Kinderklinikums Nürnberg mit Geburtshilfe.
So überbrachten Gabriele Trzka und Radisa Dudic gemeinsam mit ProjektSchirmherrin Karin Baumüller-Söder Geschenke im Wert von 2.500 Euro und eine Geldspende in Höhe von 1.500 Euro. Der Ärztliche Leiter der Klinik für Kinderchirurgie und -urologie, Dr. Karl Bodenschatz, Pflegedienstleitung Judith Peltner und Fundraising-Leiter Dr. Stephan Kolb nahmen die Gaben erfreut entgegen.
Tiefe Verbundenheit zur Stadt Nürnberg
Die Firma Augeon AG hat es sich zur Aufgabe gemacht, individuelle Lösungen in Form von maßgeschneidertem, sachwertbasiertem Vermögensmanagement für ihre Kunden anzubieten. In Nürnberg und der Region ist das Unternehmen seit über 14 Jahren vertreten. Die Idee zur Unterstützung des Neubauprojektes erwuchs aus der tiefen Verbundenheit zur Stadt Nürnberg und der Möglichkeit, zu einer rascheren Genesung kranker Kinder in einem technisch hochwertigen und zugleich angenehmen Umfeld beizutragen. Denn dies entspricht auch der Firmen-Philosophie: Den Menschen mit den besten und geprüften Sachwertprodukten einen Weg zur finanziellen Gesundheit zu ebnen.
Schirmherrin Karin Baumüller-Söder begrüßte die doppelte Spende: „Mit dem Neubau des Kinderklinikums Nürnberg wollen wir einen Ort der Gesundheit für Kinder schaffen, der mit spezieller Medizintechnik für Kinder und nach den Bedürfnissen und Wünschen der kleinen Patienten eingerichtet ist. Sie sollen sich trotz teilweiser schwerer Krankheit mit ihren Familien für eine Weile wohlfühlen können. Es ist mir daher eine Herzensangelegenheit, dieses Zukunftsprojekt für und mit Nürnberg zu unterstützen. Genau dieser Gedanke des regionalen Engagements kommt bei dieser Spende zum Ausdruck. Besonders freut mich, dass auch Geschenke für die Kinder dabei sind, die die Weihnachtsfeiertage leider im Krankenhaus verbringen müssen.“
Das neue Kinderklinikum Nürnberg mit Geburtshilfe soll bis 2027 auf dem Gelände des Klinikums Nürnberg Süd entstehen – auf einer Fläche von 30.000 Quadratmetern mit fünf Stockwerken, 1.000 Räumen, über 200 Betten und acht Kreißsälen.
Das Klinikum Nürnberg ist eines der größten kommunalen Krankenhäuser in Deutschland und bietet das gesamte Leistungsspektrum der Maximalversorgung an. Mit 2.233 Betten an zwei Standorten (Klinikum Nord und Klinikum Süd) und 8.400 Beschäftigten versorgt es knapp 100.000 stationäre und 170.000 ambulante Patienten im Jahr. Zum Klinikverbund gehören zwei weitere Krankenhäuser im Landkreis Nürnberger Land.
Die Paracelsus Medizinische Privatuniversität in Nürnberg wurde 2014 gegründet und ist zweiter Standort der Paracelsus Medizinischen Privatuniversität in Salzburg. In Nürnberg werden jährlich 50 Medizinstudierende ausgebildet. Das Curriculum orientiert sich eng an der Ausbildung der amerikanischen Mayo-Medical School. Die Paracelsus Medizinische Privatuniversität kooperiert zudem mit weiteren wissenschaftlichen Einrichtungen im In- und Ausland.
Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı cami dernekleri başlattıkları “Katarakt Ameliyatı Kampanyası” ile Afrika’da bin 500 kişiye ışık oldu.
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) ve Essen DİTİB Eyalet Bölge Birliği iş birliğinde, katarakt ameliyatlarını takip etmek ve ihtiyaç sahiplerine yardım paketi dağıtmak üzere Essen DİTİB Eyalet Bölge Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Balve Mimar Sinan Camii dernek başkanı Özkan Güler, Hamm-Hövel Selimiye Camii dernek başkanı Muammer Gökçe, Arslan, Hemer Merkez Camii dernek başkanı Tacettin Önal, Iserlohn Merkez Camii dernek başkanı Dovan Üstün, Lüdenscheid Sultan Ahmet Camii dernek başkanı Göksal Üçüncü, Wickede Anadolu Camii dernek başkanı Uğur Ayverdi, Witten Sultan Ahmet Camii dernek başkanı Veysel Arslan’dan oluşan DİTİB heyeti Kenya’ya gitti.
Hayırseverlerin destekleriyle görme problemi yaşayan ihtiyaç sahiplerine katarakt ameliyatı yaptırmak üzere Kenya’da bulunduklarını belirten Essen DİTİB Eyalet Bölge Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Özkan Güler, toplamda 500 kişiye ışık olacaklarını ifade etti.
DİTİB heyeti olarak katarakt ameliyatlarını yerinde görmenin yanında ihtiyaç sahiplerine yardım paketi dağıtacaklarını da aktaran Güler, 1981 yılından bu yana en büyük kuraklık dönemi yaşayan ülkenin dört bölgesinde acil insani yardım paketi dağıtacaklarını ve yetimhanelerini ziyaret edeceklerini söyledi.
Bir yılda 1500 kişiye ışık olduk
Güler, “Bizler dünyayı değiştiremeyiz ama hepimizin en ufak iyilikleriyle dünya güzelleşir. Yokluk içerisinde insanlara umut olmak çok güzel bir duygu. Bu yıl içerisinde hayırseverlerin katkılarıyla Çad, Senegal, Nijerya ve arkından Kenya‘da 1500 kişiye ışık olduk. Bu iyilik hareketini destekleyen hayırseverlere, DİTİB ailesine ve Türkiye Diyanet Vakfı’na teşekkür ediyor, hayırlarının kabulünü Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyoruz.” diye konuştu.
Güler, Kenya’da özel bir kilinikte her gün 50 kişi olmak üzere 10 gün içerisinde toplamda 500 kişinin katarakt amileyatı yapılacağı söyledi.
Etkinliğin ilk programı, DİTİB Şehitler Merkez Camisi'nin fuar alanında düzenlendi.
Festival Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlarken, etkinliğe her yaştan ziyaretçinin yoğun ilgi gösterdiği görüldü.
Türkiye'den yazarlar, sanatçılar ve çocuklar için animasyon ve tiyatro ekiplerinin katıldığı festivalde, Türk kültürünü yansıtan seramik, çini ve cam sanatı ile geleneksel Türk yemeklerini tanıtan stantlar açıldı.
Festivale ilişkin AA muhabirine bilgi veren STD Başkanı Doç. Dr. Mücahit Küçükyılmaz, bu tür organizasyonların Avrupa'daki Türk toplumunu bir araya getirdiğini belirterek, özellikle gurbette yaşayan insanların dosta ve gönüldaşa daha fazla ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Yurt dışında yaşayanların birlik ve beraberlik içinde hareket edebilmesinin önemine işaret eden Küçükyılmaz, "Bizim milletimiz bunu başarabilen bir millet. Bulunduğu yerde hemen örgütlenen, organize olmayı bilen, tek yürek, tek ses olup tepki verebilen bir toplum. O yüzden binlerce yıldır tarih sahnesinde ayakta kalabilen bir milletiz." dedi.
Festivalde yeme içme, gastronomi alanlarından hediyelik eşya bölümlerine, çeşitli el sanatlarına ve kitap fuarına kadar birçok stant açıldığını ifade eden Küçükyılmaz, daha önce İsviçre'nin Zürih kentinde yapılan festivale 30 bin kişinin katıldığını ve bu festivalde de ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştıklarını sözlerine ekledi.
Stuttgart Başkonsolosu Makbule Koçak da görevine başlamasından kısa süre sonra Türk vatandaşlarıyla bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.
Koçak, bu tür organizasyonların çok faydalı olduğunu dile getirerek, birlik ve beraberliği koruyarak bu tür faaliyetlere katılımları desteklediklerini vurguladı.
Ziyaretçilerden Şakir Çetintaş da festivale katılmak için Aalen kentinden ailesiyle Schwabisch Gmünd'e geldiğini belirterek, "Kültür ve sanata yönelik bu tür festivallerin düzenlenmesinin kendi içimizde birlik ve beraberliği geliştirmek için önem arz ettiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.
1 Ocak 2023'e kadar devam edecek festival boyunca ziyaretçiler Türk kültürünü farklı renkleriyle görme imkanı bulacak. Ayrıca, yazarlar Saliha Erdim ve Mine İzgi de festival kapsamında düzenlenecek imza günlerinde okuyucularıyla buluşacak.
Festivalde Boşnak sanatçı Zeyd Şoto da 26-27 Aralık'ta konuklara tasavvuf musikisi konseri verecek. TRT Çocuk Limon ile Zeytin animasyon ekibi de 31 Aralık-1 Ocak tarihlerinde çocuklar için etkinlikler düzenleyecek.
Hristov, gazetecilere yaptığı açıklamada, LNG satın almakta sıkıntı yaşamadıklarını ancak bunların boşaltılabileceği alan konusunda problem yaşadıklarını ifade etti.
Yunanistan'da bulunan Revithoussa LNG Terminali'ni kullandıklarını belirten Hristov, "Bu terminal çok meşgul. Dedeağaç'ta yüzer LNG depolama ve gazlaştırma ünitesi (FSRU) için anlaşmamız da 2024'te başlıyor. Yine de ekstra bir milyar metreküplük kapasiteye ihtiyacımız var. Türkiye'deki LNG terminallerinden yılda bir milyar metreküplük kapasite rezerve etmek ve gazın BOTAŞ şebekesinden sınırımıza geçmesi için görüşmeler yapıyoruz." diye konuştu.
Hristov, Türkiye'deki herhangi bir terminali kullanabileceklerine dikkati çekerek, arz güvenliği için farklı LNG tedarikçileriyle de anlaşmalar imzalanacağını sözlerine ekledi.
Bulgaristan'ın yıllık doğal gaz tüketimi yaklaşık 3,5 milyar metreküp seviyesinde bulunuyor.
VARŞOVA (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, Fransa'nın başkenti Paris'te bir Fransız vatandaşının etrafa silahla ateş açması sonucu en az 3 kişinin öldüğü, biri ağır 3 kişinin yaralandığı saldırıya tepki gösterdi.
Scholz, Twitter hesabından Almanca ve Fransızca paylaştığı mesajında, Paris’i ve Fransa'yı sarsan kötü bir eylemle karşı karşıya kalındığını belirtti.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da "Nefret asla kazanmamalı." mesajını paylaştı.
İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, "Bugün Paris'teki silahlı saldırıyla ilgili trajik haberler aldık." değerlendirmesinde bulundu.
Avusturya Dışişleri Bakanlığının Twitter hesabından saldırının Paris'i yasa boğan korkunç bir eylem olduğu belirtilerek, "Nefret kazanmayacak." mesajı paylaşıldı.
- Saldırgan daha önce göçmen merkezine de saldırmış
Fransa'nın 10. Bölgesi'ndeki Enghien Caddesi'nde bir Fransız vatandaşının, etrafında bulunan kişilerin üzerine silahla ateş açtığı saldırıda ilk belirlemelere göre 3 kişi öldü, biri ağır 3 kişi yaralandı.
Saldırıya ilişkin soruşturma açıldığı ve saldırının yapıldığı yerde bir kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Fransız basınında "William M." olarak adı geçen 69 yaşındaki saldırganın, Fransa'nın resmi demir yolu şirketi SNCF'ten emekli bir Fransız vatandaşı olduğu belirtildi.
Haberlerde, saldırganın 2016 ve 2021'de 2 kez cinayete teşebbüs ettiğinin polis kayıtlarına geçtiği, Aralık 2021'de elinde kılıçla Paris'te bir göçmen merkezine saldırdığı ve 2 kişiyi yaraladığı bilgisine yer verildi. Saldırganın bu nedenle hapse atıldığı ve bu aralık ayında hapisten çıktığı anımsatıldı.
Polis, saldırganın Paris'in 2. Bölgesi'ndeki evinde arama çalışmalarını sürdürüyor.
Saldırganın gözaltına alındıktan sonra saldırıyı "ırkçı" saikle düzenlediğini söylediği iddia edildi.
Fransız basınında yer alan haberlere göre, sol ve çevreci kesimleri temsil eden birçok milletvekili, ülkedeki aşırı sağa karşı harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
- Terör örgütü PKK yanlıları polise saldırdı
Paris'teki Strasbourg Saint Denis'deki Ahmet Kaya Kültür Merkezi olarak bilinen binanın önündeki saldırının Kürtlere yönelik yapıldığını öne süren terör örgütü PKK yanlısı bir grup, alandaki polislere saldırdı, caddedeki araç ve dükkanlara zarar verdi. Polis, saldırganlara göz yaşartıcı gazla müdahale etti.
Olaylar sırasında terör örgütü PKK yanlısı sloganlar atan saldırganlar, terör örgütünü simgeleyen bez parçaları taşıdı.
Bir emniyet yetkilisi, terör örgütü PKK yanlıları ve polis arasında yaşanan olaylarda en az 6 polisin yaralandığını belirtti.
Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığından yapılan açıklamada, İran’daki yetkililerin protestolara yönelik baskılarının ardından bu ülkeyle ticareti geliştirmek için tasarlanan kamu önlemlerinin askıya alındığı belirtildi.
Bakanlığın açıklamasında, İran'a yönelik yatırım garantilerinin askıya alındığı, ihracat kredilerinin de insani muafiyetlerle ocak ayında askıya alınacağı ifade edildi.
Alman-İran enerji diyaloğu ve yönetici yetiştirme programının da askıya alındığı bilgisine yer verilen açıklamada, Almanya'nın ticari tanıtım ajansının İran’daki faaliyetlerinin de asgariye indirildiği kaydedildi.
Bakanlık, Almanya-İran ticaret hacminin 2021'de 1,76 milyar avro ve bu yılın ocak-eylül döneminde 1,49 milyar avro olduğunu bildirdi.
Alman devlet kredileri, Alman şirketlerinin yabancı ülkelere yönelik ihracatlarını garanti altına alırken yatırım garantileri de savaş ve devlet el koymalarına karşı koruma sağlıyor.
- İran'daki gösteriler
Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi, ülke yönetimine karşı protestolara yol açmıştı.
Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü (IHR), 18 Aralık'ta yayımladığı raporda, gösterilerde emniyet güçlerinin müdahalesi sonucu 469 protestocunun öldüğünü aktarmıştı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade, 29 Kasım'daki konuşmasında, ülkede yaklaşık 2,5 aydır devam eden protestolarda güvenlik güçlerinin de aralarında olduğu 300'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini söylemişti. İran Güvenlik Konseyi ise 3 Aralık'ta toplam ölü sayısının 200'ü aştığını açıklamıştı.
İranlı yetkililer, yaşamını yitirenlerin güvenlik güçleri tarafından değil, "provokatörler" tarafından öldürüldüğünü savunuyor.
BERLİN (AA) - Almanya, Taliban'ın Afganistan'da faaliyet gösteren yerel veya yabancı sivil toplum kuruluşlarının (STK) kadın personel çalıştırmasını ikinci bir duyuruya kadar askıya almasına tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Taliban'ın insani yardımları kadınları aşağılamak için bir oyuncak haline getirmesini kabul etmeyeceğiz." ifadesini kullandı.
Baerbock, uluslararası toplumun güçlü bir tepki vermesini istediklerini vurgulayarak, "Nüfusun yarısını bir başka temel haktan mahrum bırakıyor, insani ilkeleri çiğniyor ve hayati insani hizmetleri tehlikeye atıyorlar. Kadınları ve kız çocuklarını iş, eğitim ve kamusal yaşamdan dışlayanlar sadece ülkelerini mahvetmekle kalmıyor. Cinsiyete dayalı zulüm de insanlığa karşı işlenen bir suç olabilir." paylaşımına yer verdi.
Taliban, 24 Aralık’ta STK'lerin kadın personel çalıştırmasını ikinci bir duyuruya kadar askıya almıştı.
Taliban geçici hükümetinin Ekonomi Bakanlığı Sözcüsü Abdurrahman Habib, Bakanlığın söz konusu kararı ülkedeki tüm STK'lere gönderdiğini ve bu karara uyulması gerektiğini söylemişti.
Kadın personelin işlerine son vermeyen STK'lerin lisanslarının iptal edileceği kaydedilmişti.
Taliban Geçici Hükümetinin Yüksek Öğretim Bakanlığı, 20 Aralık'ta Afganistan'daki tüm kamu ve özel üniversitelere gönderdiği talimatla kız öğrencilerin eğitimlerine ikinci bir duyuruya kadar ara verildiğini duyurmuştu.
Geçen yıl 15 Ağustos'ta Afganistan yönetimine gelen Taliban sonrası, kamu ve özel sektörde çalışan çok sayıda kadın işini kaybetmişti.
KİEV (AA) - Rusya'ya karşı savaşın devam ettiği Ukrayna'da çatışmaların yaşandığı bölgelerde bulunan mühimmat kutularının tahtalarından yapılan kilise ikonaları orduya yardım için satışa çıkarıldı.
Ukrayna'nın başkenti Kiev'de Aziz Michael Altın Kubbeli Katedrali'nde düzenlenen törenle, ülke genelinde çatışmaların yaşandığı bölgelerde bulunan mühimmat kutularının tahtalarından yapılan ve Hristiyanlar için kutsal sayılan dini tablolar tanıtıldı.
Ukrayna ordusu yetkilileri, din adamları, ressamlar ve diğer davetlilerin katıldığı törende, orduya yardım etmek amacıyla satışa çıkarılan kilise ikonalarının, başta Kiev bölgesi olmak üzere çatışmaların yaşandığı noktalardan getirilen Rusya ve Ukrayna ordularına ait mühimmat kutularından yapıldığını belirtti.
Savaşın izlerini taşıyan tahtaların üzerinde dini tablolar çizen Ukraynalı ressam Oleksander Klimenko, törende AA muhabirine yaptığı açıklamada, benzer çalışmaları daha önce, 2014'te Rus yanlısı ayrılıkçılarla yaşanan çatışmaların ardından bir ressam arkadaşıyla beraber yaptıklarını belirtti.
Klimenko, ülkesinde çatışmaların devam ettiği bölgelerde birçok mühimmat kutusunun bulunduğunu, bunlardan bazılarını Kiev'deki atölyesine getirdiklerini anlattı.
Söz konusu mühimmat kutularını dini ikonalara dönüştürdüklerini belirten Klimenko, "Bu ikonalar satılacak. Satıştan elde edilecek para ile savaşta hayatını kaybeden askerlerin ailelerine yardım sağlayacağız." dedi.