Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Diaspora İşlerinden Sorumlu Kurum Başkanları Forumu Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirildi. Programda konuşan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren, “Her zaman ‘iki devlet, tek millet’ ve ‘tek milletin iki diasporası olmaz’ diyoruz” dedi.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Diaspora İşlerinden Sorumlu Kurum Başkanları Forumu, Azerbaycan Diasporadan Sorumlu Devlet Komitesi Başkanı Fuat Muradov’un ev sahipliğinde Bakü’de düzenlendi.
Foruma; YTB Başkanı Abdullah Eren, Özbekistan Bakanlar Kuruluna bağlı Milletlerarası İlişkiler ve Yabancı Ülkelerle Dostane İlişkiler Komitesi Başkanı Rustam Kurbanov, Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı Devlet Dili ve Dil Politikası Ulusal Komisyon Başkanı Kanıbek Osmonaliev katıldı.
Forumda ayrıca, TDT Genel Sekreter Yardımcısı Yercan Mukaş, Kazakistan Otandastar Vakfı Başkanının Uluslararası İlişkiler Danışmanı Kalıbek Koblandin, Macaristan Ulusal Politikalardan Sorumlu Devlet Sekreteri Arpad Janos Potapi ile KKTC Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Kemal Köprülü de yer aldı.
YTB Başkanı Eren programda yaptığı konuşmada YTB’nin Türk devletleri diaspora çalışma grubunda Türkiye’yi temsilen bulunduğunu aktardı. Türk diasporasının bulunduğu ülkelerde muhataplarına yönelik tecrübe paylaşım programları gerçekleştirdiklerini anlatan Eren, farklı ülkelerde yaşayan soydaşlarının kaynaşmasını teşvik ettiklerini belirtti.
Hem Türkiye hem de Türk dünyası diasporasının yaşadıkları ülkelerde ve zaman zaman da ana vatanlarında çeşitli sorunlarla yüzleştiğine dikkat çeken Eren, diasporaların gerek ana vatanlarında gerekse de yaşadıkları ülkelerde hayatın her alanına katkı sağladıklarının altını çizdi.
Başkan Eren, Türk diasporasının çeşitli saldırılarla da yüzleştiğini hatırlatarak, son yıllarda yaşanan ırkçılık kaynaklı olaylara dikkat çekti. Yabancı düşmanlığı ve özellikle Müslüman karşıtlığının müşterek gündemler olarak karşılarına çıktığını belirten Eren, “Biz YTB olarak her sene vatandaşlarımıza yapılan saldırıları raporluyoruz ve ilgili ülkeler ile uluslararası kurumların istifadesine sunuyoruz” dedi.
TEK MİLLETİN İKİ DİASPORASI OLMAZ
Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Eren diasporalar arası iş birliğini daha da güçlendirmek istediklerini kaydetti. Eren açıklamada, “44 günlük savaşta Türk dünyası diasporasının iş birliğinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Azerbaycan ve Türkiye’nin diaspora kurumları yurt dışında çok yakın çalıştı. Azerbaycan Diasporadan Sorumlu Devlet Komitesi dezenformasyonla önemli mücadelede bulundu, biz de onlara elimizden geldiğince destek olduk. Her zaman ‘iki devlet, tek millet’ ve ‘tek milletin iki diasporası olmaz’ diyoruz.” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan Diasporadan Sorumlu Devlet Komitesi Başkanı Muradov ise, etkinlikte yaptığı konuşmada, Azerbaycan olarak Türk dünyasının birliğine her zaman katkı sunduklarını, bundan sonra da bu istikamette devam edeceklerini dile getirdi.
Türk dünyasının 200 milyon nüfusa ve büyük potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Muradov, ulusal çıkarları göz önünde bulundurarak dayanışma sergilenmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Diasporaların birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade eden Muradov, “Diasporalarımız da tek yumruk gibi birlikte hareket etmeli ve gerektiğinde tek hedefe vurmayı bilmelidir” dedi.
Muradov, Türk dünyasının dışında da Türklerin yaşadığını, TDT üyesi ülkelerin bu konuya da eğilmesi gerektiğini belirterek, “Diğer ülkelerde yaşayan soydaşlarımız için işbirliğini güçlendirmeliyiz. Ana dilde eğitim alma daima Türk devletlerinin gündeminde olmalıdır. Azerbaycan dışında yaşayan 40 milyondan fazla Azerbaycanlı bu haktan mahrum” şeklinde konuştu.
Etkinlik kapsamında YTB ile Azerbaycan Diasporadan Sorumlu Devlet Komitesi arasında imzalanan mutabakat zaptının genişletilmiş hali de yeniden imzalandı.
BERLİN (AA) - Almanya'da Tüketici Güven Endeksi, enerji krizi ve yüksek fiyatlara rağmen ocak ayı için 2,3 puan artarak eksi 37,8’e yükseldi.
Merkezi Almanya'da bulunan pazar araştırma şirketi GfK, gelecek aya yönelik Tüketici Güven Endeksi sonuçlarını açıkladı.
Açıklamada, kasımda revize edilerek bu ay için eksi 40,1 puan olarak ölçülen Tüketici Güven Endeksi'nin, ocak ayı için 2,3 puanlık artışla eksi 37,8 puana çıktığı belirtildi. Piyasa beklentisi de endeksin eksi 38 puana yükselmesi yönündeydi.
Tüketici güveni iyileşme gösterse de hala düşük bir noktada bulunuyor. Söz konusu güven ekimde eksi 42.8 ile on yılın en düşük seviyesine gerilemişti.
Tüketici güveninin eksi de olması, özel tüketimde yıldan yıla düşüş olduğunu gösteriyor.
Bu arada, enerji krizinde 2023 baharında önemli ölçüde daha yüksek ısıtma faturaları beklentisi, bazı tüketicilerin daha fazla tasarruf yapmasına sebep oluyor.
GfK Araştırmacısı Rolf Buerkl, konuya ilişkin değerlendirmesinde, art arda aylık üçüncü kez yükselişle birlikte, tüketici güveni yavaş yavaş çukurdan çıkmaya çalışıyor. Tünelin ucundaki ışık biraz daha parlaklaşıyor” ifadesini kullandı.
Ekonomik toparlanmanın hala sallantılı bir zeminde olduğunu belirten Buerkl, “(Tüketici güveninde )Hafif artışa rağmen alım isteksizliği yüksek. Pandemi, Ukrayna savaşı ve enflasyon gibi çoklu krizlerin neden olduğu belirsizlik hala yüksek." dedi.
Die Welt gazetesinde yer alan haberde, Kovid-19 salgını nedeniyle Çin'de yaşanan sıkıntıların ardından birçok şirketin üretimlerini Avrupa'ya taşımak istediği belirtilerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda cazip fırsatlar sunduğu vurgulandı.
DP World Yarımca'nın CEO'su Kris Adams'ın, konumu nedeniyle Marmara Denizi'ndeki konteyner terminalinde büyük fırsatlar gördüğü ve "Türkiye'deki yatırım fırsatlarına iyi niyetle bakıyoruz. Ülke muazzam bir büyüme potansiyeline sahip." dediğine yer verilen haberde, uluslararası şirketlerin tedarik zincirlerini tamamen yeniden düşünmek zorunda oldukları, bunun için yerel ve bölgesel teslimat seçeneklerine daha fazla odaklandıkları ifade edildi.
Haberde Erdoğan'ın açıkladığı gibi Türkiye'nin, "dünyanın önde gelen üretim merkezlerinden biri" olmaya hazırlandığı ve bunun için koşulların da iyi olduğu kaydedildi.
Türkiye'nin genç ve iyi eğitimli bir nüfusa sahip olduğu ve altyapının mevcut hükümet döneminde büyük ölçüde genişletildiğine işaret edilen haberde, "Avrupa, Asya ve Afrika arasındaki konumu, ülkeyi uygun bir merkez haline getiriyor. Ayrıca Türkiye Gümrük Birliği üyesi olduğu için AB ile mal dolaşımı serbest." ifadelerine yer verildi.
Haberde yapıştırıcı malzemeler üreten Alman firması Tesa'nın, Türkiye üzerinden Yakın ve Orta Doğu'daki faaliyetlerini genişletmeyi planladığı ve şirket sözcüsünün, "Metropol önemli bir lojistik merkezi olduğundan ve Avrupa, Asya ve Afrika için coğrafi bir kavşağı temsil ettiğinden, İstanbul satış ekiplerimizin genel merkez olacak." dediği aktarıldı.
İtalyan moda üreticisi Benetton'un da bu yılın sonundan itibaren Asya'daki üretimini yarıya indireceği ve Sırbistan, Hırvatistan, Türkiye, Tunus ve Mısır'daki kapasitelerini artıracağı belirtilen haberde, mobilya mağazası Ikea'nın da koltuk, kitaplık, gardırop ve mutfak dolabı gibi ürünlerin Türkiye'de üretilmesini istediği vurgulandı.
Makalede Türkiye'nin Rusya politikasına dikkat çekilerek Türkiye'nin AB'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımlarına katılmamasının Avrupalı şirketleri endişelendiren bir konu olduğu kaydedildi.
Alman Haber Ajansı DPA'ya açıklama yapan Haldenwang, AfD genel merkezinin kamuoyundaki imajı konusunda dikkatli davrandığını ve aşırı sağ söylemleri kullanmaktan kaçındığını ancak radikalleşmenin yerel şubelerde belirgin olduğunu söyledi.
Haldenwang, "Ulusal düzeyde aşırı sağcı açıklamalar yapmaktan kaçınıyorlar. Ancak parti yapılarına daha yakından bakıldığında yabancı düşmanı, antisemitik ve insanlık dışı ifadeler daha görünür hale geliyor." dedi.
Göçmen ve Müslüman karşıtı söylemleriyle bilinen Bjorn Hocke gibi radikal isimlerin bu yıl sağcı parti içinde daha fazla nüfuz kazandığına dikkati çeken Haldenwang, Almanya'da darbe planları yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan "İmparatorluk Vatandaşları" (Reichsbürger) konusuna da değindi.
Bu grubun ülke çapında ağ oluşturmayı bu kadar çabuk başarmasının endişe verici olduğunu belirten Haldenwang, "Aktörlerin birleştirici parantezi, Federal Almanya Cumhuriyeti sisteminin reddedilmesi ve aşılmasıdır." dedi.
Haldenwang, "Zaten mantıksızlıkları ve silahlara erişimleri nedeniyle bu grup tehlikeli." ifadesini kullandı.
Die Stadt Würzburg wird in den kommenden Monaten, wie in den beiden Coronawintern zuvor, die „Wärmehalle“ in der Posthalle öffnen. Vom 9. Januar bis 31. März 2023 wird die Wärmehalle Platz für über 40 gleichzeitig anwesende hilfesuchende Menschen anbieten. Bedürftige finden dort ein temporäres Zuhause, können sich aufwärmen, Tee, warme Suppe zu sich nehmen und werden eine Möglichkeit zur Ansprache, Beratung oder Vermittlung medizinischer Dienste vorfinden. Außerdem gibt es wieder einen „To-Go“-Schalter, bei dem warme Suppe und Getränke mitgenommen werden können. Geöffnet wird die Halle montags bis freitags zwischen 11 und 15 Uhr.
Die Wärmehalle wird zusätzlich zu den bestehenden Einrichtungen der Notfallhilfe mit ihren Angeboten in den Wärme- und Hilfsräumen Wärmestube, Bahnhofsmission, Kontaktcafé betrieben werden. In den letzten Monaten ist die Anzahl Hilfebedürftiger in Würzburg gestiegen, allein in der Bahnhofsmission hat sich die Nachfrage nach Essen verdreifacht, allgemeine Hilfeanfragen sind von 130 auf 200 am Tag angestiegen.
Das BRK Würzburg hat wie im letzten Jahr in enger Zusammenarbeit mit dem Sozialreferat der Stadt Würzburg und mit Unterstützung der Bahnhofsmission die Planung für die Wärmehalle übernommen, ein Hygienekonzept erstellt, die Finanzierung für die erste Zeit sichergestellt und weitere Partnerinnen und Partner gewinnen können.
„Wie in den beiden Jahren wollen wir alle Mitbürgerinnen und Mitbürger in den Blick nehmen und versuchen mit allen Kräften, die sozialen Systeme zu erhalten, oder wenn erforderlich ausbauen“, sagt Sozialreferentin Dr. Hülya Düber. Oliver Pilz, Kreisgeschäftsführer des BRK Würzburg ergänzt: „Es erfüllt mich mit großer Freude, dass sich Würzburg wieder einmal solidarisch zeigt und trotz der Probleme und Herausforderungen, die jeder und jede Einzelne zu meistern hat, der Blick auf die Nächsten nicht verloren geht.“
Erste wichtige Unterstützer des Projekts „Wärmehalle“ des BRK und des Sozialreferats der Stadt Würzburg sind gefunden, die Bahnhofsmission und deren Förderverein sowie die Posthalle GmbH begleiten das Projekt wieder eng. Dennoch sind Spender und Sponsoren zur Aufrechterhaltung des Schutz- und Wärmeraums nötig und willkommen. Spenden möglich unter DE29 7905 0000 0000 0026 26 (Sparkasse Mainfranken Würzburg) an das BRK mit dem Verwendungszweck: „Wärmehalle“.
Gesucht werden noch freundliche und engagierte Helferinnen und Helfer mit offenem Ohr für die Bedürfnisse ihrer Mitmenschen. Bewerbungen bitte an Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!.
Kontakt: Tel. 0931/37-2527 (Sozialreferat Stadt Würzburg) oder Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! (BRK, Gemeinschaft Wohlfahrts- und Soziale Arbeit).
Wie Herrmann erklärte, wird das Projekt 'Hauptamtliche Integrationslotsen' seit 2018 hervorragend angenommen. Nachdem bereits im Jahr 2020 insgesamt 86 Landkreise und kreisfreie Städte gefördert wurden, kamen im Jahr 2021 vier weitere Kommunen hinzu. Nun wird die Förderung auch auf die kreisfreie Stadt Schwabach sowie auf die Landkreise Amberg-Sulzbach und Miesbach ausgeweitet. Damit werden im Jahr 2023 in 93 bayerischen Landkreisen und kreisfreien Städte hauptamtliche Integrationslotsen im Einsatz sein. Um die Integrationslotsinnen und -lotsen aufgrund des gestiegenen Beratungsbedarfs durch die Kriegsflüchtlinge in der Ukraine zu stärken, hat die Staatsregierung für die Jahre 2022 und 2023 eine ukrainebedingte Sonderförderung auf den Weg gebracht. Die Gesamtförderung wurde um 40.000 Euro auf bis zu 100.000 Euro je Förderkommune erhöht. Damit kann in jeder Förderkommune die zusätzlich eine weitere halbe gefördert werden. "Ich freue mich, dass nun auch die Ehrenamtlichen in den Bereichen Asyl und Integration in der kreisfreien Stadt Schwabach sowie in den Landkreisen Amberg-Sulzbach und Miesbach kräftig hiervon profitieren," so Herrmann.
Die hauptamtlichen Integrationslotsinnen und Integrationslotsen sind auf kommunaler Ebene tätig. Hier erhalten die Ehrenamtlichen in den Bereichen Asyl und Integration Unterstützung, Informationen und Schulungen.
Almanya’nın önemli ihraç ürünlerinden biri haline gelen ve tüm Avrupa ülkelerine Almanya’dan ulaştırılan şoklanmış döner çok sayıda insanımıza da istihdam sağlayan sektör haline geldi. Döner etinin kalitesine ve uzak pazarlara hızlı ulaşmasına ciddi anlamda özen gösteren Türkiye kökenli üreticiler ise sektörün katlanarak büyüyeceğine inanıyor.
Bu alanda uzun yıllardan beri piyasada bulunan ve sektörün geleceği ile ilgili düşünce üreten entelektüel bakışlı döner firmaları ise kış mevsi sonrasındaki büyümenin hesaplarını şimdiden yapmaya başladılar bile.
Bavyera’nın önemli üreticilerinden Milas Döner Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kaya, Ayhaber’e yaptığı açıklamada, “Almanya’da kış mevsiminin sona ermesi ile birlikte halkın dönere daha çok ilgi gösterip işlerin artacağına inanıyorum. Bu ise bizim için daha çok üretim, hatta daha çok istihdam manasına geliyor. Piyasada artan döner ihtiyacını karşılamak için özellikle biz döner üreticilerinin üretimi kademeli bir şekilde artırdıklarını göreceğiz. Çünkü her sektör bir şekilde krizler ile karşılaşsa da fast food sektörü hep var olacaktır. Çünkü döner Avrupa’da gençler başta olmak üzere her yaştaki insanın rağbet gösterdiği bir yemek çeşidi haline gelmiş konumdadır. Şuna inanıyorum ki “Pazar genişleyecek sektör yükselecek, insanlar mutlu olacak” şeklinde konuştu.
Bilindigi gibi Ali Kaya yönetimindeki Milas Döner kaliteye verdiği önem ile tanınmaktadır.
BERLİN (AA) - Almanya'da, 1943-1945 yılları arasında Polonya'nın Gdansk (Danzig) kentindeki Stutthof kampında 11 bin 430 kişinin öldürülmesine "bilerek ve isteyerek" yardım etmekle suçlanan 97 yaşındaki Irmgard Furchner'e ertelemeli 2 yıl hapis cezası verildi.
Hamburg yakınlarındaki Itzehoe Eyalet Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında o dönem toplama kampında sekreter olarak görev yapan Irmgard Furchner'e 2 yıl hapis cezası verildi.
Olayın yaşandığı tarihte 17-18 yaşlarında olması nedeniyle cezası ertelenen Furchner'in görev yaptığı Stutthof Nazi toplama kampında 65 bin kişinin öldüğü belirtiliyor.
Almanya'da 102 yaşındaki Nazi toplama kampı muhafızı Josef Schütz haziran ayında 5 yıl hapis cezasına çarptırılmış ancak kararın temyiz edilmesi ve kaçma ihtimali bulunmaması nedeniyle tutuklanmamıştı.
Federal Meclis 1979'da cinayet ve cinayete iştirak suçlarında zaman aşımını kaldırmıştı.
BERLIN (AA) - Almanya'da üretici fiyatları üzerindeki yukarı yönlü baskı, enerji fiyatlarındaki düşüşle kasımda zayıflamaya devam etti.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis) verilerine göre, ülkede Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), kasımda bir önceki aya kıyasla yüzde 3,9 gerilerken, yıllık bazda yüzde 28,2 arttı.
Üretici fiyatlarında Mayıs 2020'den itibaren ilk aylık düşüş Ekim 2022'de görülürken, aylık bazda azalış kasımda da devam etti.
ÜFE, yıllık bazda ağustos ve eylülde yüzde 45,8 artarak 1949 yılından itibaren en yüksek artışı kaydetmişti.
Kasım 2022'de enerji fiyatları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 65,8 arttı. Bir önceki aya göre enerji fiyatlarının, doğal gaz ve elektrik maliyetlerindeki düşüş nedeniyle yüzde 9,6 azalması dikkati çekti.
Doğal gaz dağıtım fiyatları kasımda yıllık bazda yüzde 92,6, elektrik fiyatları da yüzde 74,9 artış kaydetti.
Yıllık bazda ara malı fiyatlarında yüzde 13,8, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 11,1 ve sermaye malı fiyatlarında yüzde 7,8 artış görüldü.
Gıda fiyatlarının bir önceki yıla göre yüzde 24,2 artış kaydetmesi dikkati çekerken, yağ fiyatları yüzde 37,1 ve şeker fiyatları yüzde 54,8 yükseldi.
- ÜFE, enerji fiyatları hariç yüzde 12,7 arttı
ÜFE, enerji fiyatları hariç tutulduğunda kasımda yıllık bazda yüzde 12,7 artış kaydetti.
Üretici fiyatları, enflasyonun gelişimi için öncü bir gösterge olarak görülüyor.
Almanya'da bu yılın ekim ayında yüzde 10,4 olan yıllık enflasyon, başta petrol olmak üzere enerji fiyatlarındaki düşüşle kasımda yüzde 10'a geriledi.
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), ülkede enflasyonun 2024'te yüzde 4,1'e gerilemeden önce 2023'te yüzde 7,2'de kalmasını bekliyor.
BERLİN (AA) - Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, ülkede özellikle çocukların tedavisinde kullanılan ilaçlarda yaşanan sıkıntıyı, sağlık sigortalarının bu ilaçlara daha fazla ödeme yapmasıyla çözmeyi hedefliyor.
Lauterbach, Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD’ye yaptığı açıklamada, Almanya'da patenti olmayan ilaçların fiyatlarının çok düşük olduğunu, patentlerle korunan ilaçların fiyatlarının ise çok yüksek olduğunu aktardı.
Almanya’da patenti olmayan ilaçların sabit fiyatlarla satıldığını vurgulayan Lauterbach, bu ilaçların, daha yüksek fiyatlardan satılması için sabit fiyat uygulamasından çıkarmak ve burada fiyat düzenlemesine gitmek gerektiğine işaret etti.
Lauterbach, Almanya’nın patenti olmayan ilaçlar konusunda cazip bir pazar olmadığını, bunun da çok talep edilen ilaçların Hollanda gibi ülke dışında satılmasına yol açtığını kaydetti.
Bu konuda bugün harekete geçeceğini vurgulayan Lauterbach, “Sağlık sigortalarına bu sabit fiyatın üzerinden yüzde 50 daha fazla ödeme yapmaları talimatı verilecek. Böylelikle şu anda Hollanda'da satılan ilaçlar tekrar Almanya'da satılacak.” ifadesini kullandı.
Almanya’daki eczacılar son dönemde birçok ilaca ulaşmakta sıkıntı çekildiğine dikkati çekmiş, özelikle çocuk, kalp damar ilaçları ve antibiyotiklerde sorun yaşadığını aktarmıştı.
Alman Tabipler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt da bazı ilaçların teminindeki darboğaza dikkat çekerek halkı "imece" ile birbirine yardıma çağırmıştı.