Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

KÖLN (AA) - Almanya'nın, tedarikçi Fransız nükleer santrallerindeki kesintiler nedeniyle elektrik temininde sorun yaşadığı bildirildi.

 

Bild gazetesinin Baden-Württemberg Eyaleti Çevre Bakanlığına dayandırdığı habere göre, Almanya Federal Ekonomi Bakanlığı, ülkedeki elektrik arzının gelecek günlerde daha da kötüleşebileceğini kaydetti.

Almanya'ya elektrik sağlayan Fransız nükleer santralleri son dönemde daha az elektrik üretiyor. Fransa'daki nükleer santrallerinde yaşanan kesintiler, Almanya'nın enerji tedarikinde büyük sorun teşkil ediyor.

 

Öte yandan Baden-Württemberg bölgesinde bulunan Neckarwestheim Nükleer Santrali'nin bakımda olması, elektrik kesintilerinin bir diğer nedeni olarak gösterildi.

Santral, Baden-Württemberg'in geçen yılki elektrik arzının yüzde 22,5'ini karşılamıştı.

Yunan basınında artarak devam eden Türk Kahvesi’ne sahip çıkma iddialarına cevap veren Türk asıllı Alman tarihçi Dr. Latif Çelik, “Yunanistan diye bir devletin olmadığı bir dönemde Alman arşiv belgeleri “Türkentrank”, Fransız kayıtları Le Café Turc ve İngiliz arşivleri Turkish Coffee olan bir içecekten bahsederken Yunan basınındaki iddiaların boş bir kahve sevgisinin köpürtülmesinden ileri gidemeyeceğini” belirtti.

 

Unesco kültürel miras kayıtlarına “Türk Kahvesi” ve Avrupa ülkelerinde Türkische Mocca olarak bilinen Türk Kahvesi’ne yönelik Yunan sahiplenmesi gündem olmaya devam ederken bu alanda arşiv çalışmaları ve araştırmaları olan IKG- Almanya Kültür, Tarih ve Entegrasyon Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Dr. Latif yaptığı basın açıklamasında, “1683 yılındaki başarısız Viyana kuşatması sonrası şehre gelen esirler tarafından Almanya’nın Würzburg şehrinde kahve (Türkentrank) denemesinin yapıldığı ve Caffeelied[1] kahve şarkısının müzik bestelendiği bir dönemde Yunanistan adlı bir devletin olmadığını hepimiz biliyoruz. 1974 sonrası köpürtülen Türk karşıtlığına kahveyi de dahil etmeleri ise çok komik. Türk Kahvesi’nin kültürel mirası konusunda Türkler ile yarış ederek kavga sebebi aramak yerine Türk Kahvesi’ni çok sevdiklerini söylemeleri daha doğru olur” şeklinde konuştu.

 

Dr. Latif Çelik’in “Türk kahvesi’nin 300 Yıllık Almanya Yolculuğu” adlı eseri yanında şarapçılar ile kahvecilerin kavgasını konu alan tiyatro eseri liselerde yıl sonu merasimlerinde temsil olarak sahneye konulmaktadır.

 

[1] Das Kanon-Buch. 400 Kanons aus 8 Jahrhunderten zu allen Gelegenheiten. Schott, Mainz 1999, ISBN 3-7957-5374-0, S. 51.

C a f f e e,

trink nicht Caffee, Caffee!

Nicht für Kinder ist der Türkentrank,

schwächt die Nerven, macht dich blass und krank.

Sey du kein Muselmann,

der ihn nicht missen kann.

 

Der alle zwei Jahre stattfindende Aktionsmonat „Würzburg bewegt sich“
ist mittlerweile als eine feste Institution in Würzburg bekannt und
etabliert. Dieser findet unter dem Motto „gem:einsam“ wieder statt, vom
19. April 2023 bis 17. Mai 2023.


Da „Würzburg bewegt sich 2021“ aufgrund der Corona-Pandemie vorwiegend
online abgehalten wurde, ist es dieses Jahr umso schöner, dass die
Angebote vor Ort unter den geltenden Hygienevorschriften geplant werden.
Abhängig von der Art und den Ressourcen der Anbieter:innen, können die
Kurse auch an der frischen Luft stattfinden.

Das Aktionskomitee „Gesunde Stadt“ unter der Federführung des
Aktivbüros der Stadt Würzburg sucht ab sofort wieder nach Würzburger
Akteur:innen aus den Bereichen Sport, Gesundheit und Wellness, die im
Rahmen der Aktion und in Anlehnung an das Motto „gem:einsam“ Kurse,
Sportevents, Schnupperangebote oder Vorträge kreieren und anbieten
möchten.


Die Programmanmeldung für Anbieter:innen ist ab 12.12.2022 bis
einschließlich 20.01.2023 möglich.


Mit dem Motto „Würzburg bewegt sich – gem:einsam“ liegt der Fokus in
diesem Jahr auf dem Thema Einsamkeit. Obwohl dieses Thema jeden Menschen
betreffen kann, wird es dennoch wie ein Tabu-Thema behandelt. Besonders
nach zwei Jahren Isolation, bedingt durch die Corona-Pandemie, ist das
Gefühl der Einsamkeit mehr ins Bewusstsein der Menschen gerückt. Viele
der Freizeitangebote in Würzburg wurden aufgrund der Hygienevorlagen
abgesagt und nach anschließenden Lockerungen konnten etliche nicht
wieder aufgenommen werden. Nun fehlt die Motivation, neue Angebote zu
finden und alleine den Einstieg in eine neue Gruppe zu wagen. Bei
„Würzburg bewegt sich“ werden auch dieses Jahr die verschiedenen
Sportmöglichkeiten in der Stadt aufgezeigt und sind für alle
Würzburger:innen kostenlos zugänglich.
Deswegen wird in diesem Aktionsmonat das Gefühl der Einsamkeit mit
einem breiten Sportangebot zu einem Gefühl der Gemeinsamkeit geformt!
„Würzburg bewegt sich“ zielt darauf ab, allen sport- und
gesundheitsbegeisternden Würzburger:innen und allen, die es noch werden
möchten, die bunte Palette an Sportangeboten in Würzburg aufzuzeigen.
Darüber hinaus soll über gesundheitsrelevante Lebensweisen
sensibilisiert und aufgeklärt werden. Anbieter:innen aus dem
Gesundheits- und Sportbereich haben die Möglichkeit, ihre Angebote zu
präsentieren, Neues zu bewerben und dadurch langfristig neue
Mitglieder/ Kund:innen/ Teilnehmer:innen zu gewinnen.
Voraussetzung für Anbieter:innen bei der Aktion mitzumachen ist, dass
die Angebote in Würzburg stattfinden und kostenlos für die
Teilnehmer:innen angeboten werden. Das Programm erscheint in diesem Jahr
sowohl digital in einem Veranstaltungskalender als auch in einem
analogen Programmkatalog.
Das Aktionskomitee „Gesunde Stadt“ bittet alle Anbieter:innen aus dem
Gesundheitsbereich, Sportvereine, Bildungseinrichtungen, soziale
Einrichtungen und Weitere um ihr Mitwirken und ihre Ideen, um so ein
breites Sportprogramm auf die Beine stellen zu können!

Programmpunkte können ab dem 12. Dezember 2022 bis zum 20. Januar 2023
online unter https://www.wuerzburg.de/417114 eingereicht werden!

Mehr Informationen und für Rückfragen:
Verena Heymanns, Aktivbüro der Stadt Würzburg, Tel.: 0931/ 37 2707,
E-Mail: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!



Foto (Aktivbüro): Die Mitglieder des Aktionskomitees Gesunde Stadt
planen „Würzburg bewegt sich 2023 – gem:einsam“ Bild: Aktivbüro, Ida
Scharowsky.

Netzwerkveranstaltung für Hebammen im Landratsamt

 

Die im Landkreis Kelheim tätigen Hebammen haben sich vor Kurzem getroffen und ausgetauscht. Auf Einladung von Sabine Eberhart, Koordinierungsstelle für Hebammenversorgung, kamen die Damen im Landratsamt Kelheim zusammen.

 

Damit die Hebammen in ihrem beruflichen Alltag für alle Situationen gut gerüstet sind, hat die Koordinierungsstelle eine Reanimationsfortbildung mit externer Referentin organisiert.

 

Zusätzlich informierte Ralf Schledorn vom Gesundheitsamt über die Risiken und Folgen für das Kind, wenn die Mutter während der Schwangerschaft Alkohol trinkt.

Mehr Informationen zum Thema erhalten Sie unter www.schwanger-null-promille.de.

 

An der Netzwerkveranstaltung hat auch Franz Kellner teilgenommen, der neue Abteilungsleiter des Gesundheitsamtes. Er stellte sich im Rahmen des Austauschs bei den Hebammen vor.

 

Almanya'nın Baden-Württemberg Eyaleti Illerkirchberg beldesinde okula giderken uğradığı bıçaklı bir saldırıda 14 yaşındaki Ece Sarıgül hayatını kaybederken, aynı olayda yaralanan Nerea M'nin ise tedavisi sürüyor.


Almanya federal meclis milletvekili, çocuk ve gençlik sağlığı raportörü ve çocuk doktoru Nezahat Baradari, kederli Sarıgül ailesine taziye dileklerini iletirken şu açıklamada bulundu:
"Ece Sarıgül kızımızın uğramış olduğu bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybedişi ve bir başka kızımızın, Nerea M'nin yaralanması beni derinden sarstı. Ailenin acısını hissediyor ve paylaşıyorum. Başta anne ve babası olmak üzere aile ve akrabasına başsağlığı ve sabırlar, Ece'ye ise Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet, devri daim olsun. Aileye metanet, sabır ve güç-kuvvet diliyorum. Nerea M'ye ise geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, yaşadığı travmayı bir an önce atlatarak sağlığına kavuşmasını diliyorum."


Olayın tüm yönleriyle aydınlatılmasını ve saldırganın hak ettiği en ağır cezaya çarptırılmasını dilediğini belirten Baradari, bu tür acıların bir daha yaşanmaması için de tüm sorumlulara yönelik çağrıda bulundu:.
"Olay her yönüyle aydınlatılmalı, güvenlikle ilgili ihmaller söz konusu ise bunların sorumlularından hesap sorulmalıdır. Yerel yetkililerden güvenlik konusunda daha hassas davranmalarını bekliyorum. Halkın güvenliği konusunda Baden-Württemberg Eyaleti karar vericilerine ve yerel kolluk güçlerine büyük sorumluluklar düşüyor. Güvenliğin sağlanabilmesi için caydırıcı önlemlerin yanında çok yönlü tedbirlerin de alınması gerekiyor: Ön alıcı tedbirlerden tutun - yollar, alt-üst geçitler gibi - şehir altyapısının güvenliğe katkı sağlayacak biçimde düzenlenmesi gibi. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için konuyu bulunduğum bütün mecralarda dillendireceğim ve gerekli mercileri bu yönde uyaracağım", diye ekliyor milletvekili Baradari.

Kreistag beschließt außerdem Anteil von 30 Prozent Bio-Lebensmitteln bei kreiseigenen Veranstaltungen und Einrichtungen bis 2026

 

Der Landkreis Würzburg zählt zu den zwölf staatlich anerkannten Öko-Modellregionen in Bayern. Deren Hauptziel ist es, dass mehr regionale Bio-Produkte produziert werden und am Ende auch auf den Tellern der Menschen in der Region landen. Damit der Anteil an Öko-Landwirtschaft und die Wertschöpfung bei regionalen Bio-Produkten nachhaltig steigt, wollen Stadt und Landkreis Würzburg künftig gemeinsame Sache machen. Im Juni 2022 fasste der Würzburger Stadtrat den Beschluss, zur Öko-Modellregion Würzburg beizutreten. Nun stimmte auch der Kreistag in seiner jüngsten Sitzung für die Erweiterung der Gebietskulisse auf die Stadt Würzburg.

 

„Das Vernetzt-Sein von Produzenten und Verbrauchern aus Stadt und Landkreis Würzburg macht einfach Sinn“, so Landrat Thomas Eberth. „Mit der Kooperation in einer gemeinsamen Öko-Modellregion verfolgen wir als Region Würzburg einen absolut richtigen Ansatz.“

 

Gemeinsame Kleinprojekte-Förderung, geteilte Kosten und weiteres Personal

 

Die Kooperation von Stadt und Landkreis Würzburg soll aber natürlich mehr umfassen, als Produzenten aus dem Landkreis und Verbraucher aus der Stadt zusammenzubringen. Der Maßnahmenkatalog umfasst unter anderem ein gemeinsames Konzept für Verbraucherbildung, eine gezielte Vermarktung in Stadt und Landkreis oder auch die Förderung von Öko-Kleinprojekten.

 

So soll unter anderem der Einkaufsführer „regional.fair.bio“ neu aufgelegt und eine noch intensivere Vernetzung zwischen den Bio-Akteuren in der Region erreicht werden. Ab 2024 sollen Akteure aus dem Stadtgebiet außerdem anteilig Zugriff auf den Öko-Verfügungsrahmen von aktuell 50.000 Euro erhalten. Im Jahr 2022 wurde aus diesem Fördertopf unter anderem die Konzeption und Durchführung von Lernstationen an einem Giebelstädter Biohof für angehende Kinderpflegerinnen und Kinderpfleger sowie die Anschaffung einer Ölmühle für einen Biohof in Rimpar bezuschusst.

 

Zur Umsetzung der Erweiterung soll die derzeitige Öko-Modellregion-Managerin Janina Herrmann am Landratsamt Würzburg Unterstützung erhalten. Eine bis Ende September 2024 befristete halbe Stelle soll dafür ebenfalls am Landratsamt geschaffen werden. Für die Personal- und Sachkosten erhält der Landkreis einen Zuschuss von der Stadt Würzburg.

 

Bio-Quote für landkreiseigene Einrichtungen und Veranstaltungen

 

Um mit gutem Beispiel voran zu gehen, wird auch der Landkreis selbst mehr Bio auf die Teller bringen. So soll der Anteil an Bio-Lebensmitteln bei landkreiseigenen Einrichtungen und beim Catering von Veranstaltungen bis zum Jahr 2024 auf 20 Prozent und bis 2026 auf 30 Prozent erhöht werden. In Unternehmen, an denen der Landkreis mehrheitlich beteiligt ist, soll das Ziel gleichermaßen verfolgt werden, eine Umsetzung auch in den Einrichtungen des Kommunalunternehmens (KU) des Landkreises Würzburg soll zunächst geprüft werden. Ein fraktionsübergreifender Antrag von CSU, UWG und Grünen wurde mehrheitlich beschlossen. Kritik wurde bei der vorangehenden Diskussion allerdings daran laut, dass regionale und saisonale Produkte in der Beschlussvorlage keine Berücksichtigung gefunden hatten.

 

Langfristige Ziele der Öko-Modellregionen

 

Die Öko-Modellregionen in Bayern sind ein Baustein des Landesprogramms BioRegio 2030. Dessen Ziel ist es, dass bis zum Jahr 2030 30 Prozent der Flächen in Bayern ökologisch bewirtschaftet werden. Die Allianz Waldsassengau im westlichen Landkreis Würzburg war bereits von 2016 bis 2020 Öko-Modellregion – und hat die Quote von 30 Prozent Öko-Anteil auf landwirtschaftlichen Flächen bereits erreicht.

 

Aufbauend auf diesen Erfolgen hatte der Landkreis Würzburg beim Staatsministerium für Ernährung, Landwirtschaft und Forsten (StMELF) im Jahr 2021 erfolgreich eine Ausweitung der Gebietskulisse auf das gesamte Landkreisgebiet beantragt. Mit der bewilligten Ausweitung verbunden ist eine Förderung von 93.250 Euro im Förderzeitraum von drei Jahren (von Oktober 2021 bis September 2024).

 

Mit der Zustimmung des Landkreises kann die Stadt Würzburg nun die Bewerbung zur Erweiterung der Öko-Modellregion Würzburg offiziell beim Landwirtschaftsministerium einreichen.

Faslı gençlerin, esasen Fas kökenli Hollandalı ve Belçikalı gençlerin, sokaklardaki eğlence ve kutlama davranışının, bir toplumsal sorun olup olmadığı tartışılıyor. Geçen hafta, bu köşede de ifade edildiği gibi, Katar’da oynanan 2022 Dünya Futbol Şampiyonası’nda, Fas’ın Belçika’yı 2-0 yenmesiyle başlayan sokak olayları, Fas-Kanada karşılaşmasından sonra da kısmen devam etti. Hollanda ve Belçika polisi olağanüstü önlemler aldı. Faslıların yoğun olarak yaşadıkları mahallelerin bazı sokakları polis tarafından trafiğe geçici olarak kapatıldı.

Fas kökenli gençlerin Avrupa ülkelerinin farklı şehirlerinde isyana varan hareketleri, öncelikle hem Hollanda ve Belçika yetkilileri hem de Fas yöneticileri tarafından yapılan açıklamalarla kınandı. Hollanda Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz, sert bir açıklama yaparken, Flaman Adalet Bakanı Zuhal Demir ise, bu tür hareketlerin tüm Fas toplumuna mâl edilemeyeceğini söyledi.

Tabii ki ırkçı partilere gün doğdu. Belçika’da Vlaams Belang başkanı Tom van Grieken, olayları ‘Faslı olma hali’olarak değerlendirirken, Hollanda’daki ırkçı Wilders de, yayınladığı dokuz twitter mesajında ‘suçlu pislikler hemen ülkeden defolun’ açıklamasını yaptı. Bunlara karşı, Flaman sosyalistleri başkanı Conner Rousseau ise yaptığı açıklamada, yaşananları, sorunlu mahallelerdeki çürük elmalar olarak değerlendirip, bu gruplara daha çok ilgi ve yatırım ve bir gelecek perspektifi sunmak gerektiğini söyledi.

Avrupa sokaklarında yaşanan olaylar, Fas’ın milli teknik direktörü Walid Regragui tarafından da kınanırken, Hollanda ve Belçika’daki Faslılar da yaptıkları açıklamalarla, halka zarar veren davranışları asla doğru bulmadıklarını ortaya koydular. Örneğin TikTok’ta, bir gün içinde yüz bin Fas kökenli Hollandalının seyrettiği bir film yayınlayan uzun ve siyah sakallı Amsterdamlı Murad Baddaou, “genç arkadaşlar, içim yanıyor, bu kadar ileriye neden gidiyorsunuz, neden her şeyi berbat ediyoruz? Wilders’e daha çok fırsat veriyorsunuz, bizler holiganlar değiliz, Müslümanız, topluma örnek olmalıyız. Arabaları yakarak, halka zarar vererek nasıl mutlu olabilirsiniz?”mesajını verdi.

Yaşanan olaylar, bilim insanları ve uzmanlar tarafından da değerlendirildi. Örneğin, Amsterdam Vrij Üniversitesi Sosyal Değişim ve Çatışma Bölümü Öğretim Üyesi Jacquelien van Stekelenburg, “yaşanan olayların analiz edilmesi ve anlaşılması için, iki sorunun cevaplanması gerekmektedir. Bu sorular: eğlence sürecinde katılımcıları saldırgan hale getiren nokta nedir? ve farklı şehirlerdeki gruplar birbirlerinden etkileniyorlar mı?. Ancak bu şekilde göstericilerin dinamikleri hakkında bir fikir edinilebilir.” yorumunu yaptı.

Güvenlik uzmanı Frank Wijnveld ise, “sosyal medya sayesinde bir yerde başlayan bir olayın diğer şehirlere yansımasını önlemek zor” değerlendirmesini yaparken, Fas kökenli gazeteci Nordin Ghouddani de, olayları çıkaranların ergenlik çağındaki gençler olduğunu, yaptıklarının neler getireceğini düşünemediklerini söyledi. Gazeteci Ghouddani’ye göre, sorun sadece Fas toplumuna has bir sorun değil. Sorunlar, daha çok problemli ve geri kalmış bölgelerde yaşanıyor. Bu mahallelerde, derin bir huzursuzluk ve memnuniyetsizlik var. Ara sıra sosyal patlamalar yaşanıyor. Tıpkı, kovid-19 sürecinde olduğu gibi.
Bu yorumu güvenlik uzmanı Wijnveld de destekliyor. Yerli Hollandalılar da ayaklanıyor. İki yıl önce Scheveningen’de yaşanan isyan gibi. Wijnveld’e göre, eğlence ve isyan arasında çok ince bir çizgi bulunur.

Yorumlara ek olarak, Amsterdam’da alanı iyi bilen Efsane ile, soğuk bir cumartesi günü, Faslıların yoğun olarak yaşadıkları mahalleleri ziyaret ettik. Küçük, iki odalı evlerde yedi sekiz Faslının yaşadığı bu mahallelerde, Fas kökenli gençlerin, gruplar halinde dolaştıklarını, kahve ve lokantalara grup olarak girdiklerini gözlemledik. Ergenlik çağında olan, çoğu laftan sözden anlamayan bu gençlerden esnaf baya rahatsız.

Yaşananların, bir ergenlik çağı sorunu olmasını diler, gençlere ivedilikle bir gelecek perspektifi ve toplumsal sorumluluk verilmesini arzu ederiz. 

Vor Kurzem fand eine eintägige Fachtagung des Bezirksfeuerwehrverbands Niederbayern in Bad Abbach statt. Insgesamt rund 65 Führungskräfte der Kommunen, Landkreise und des THW informierten sich zum Thema Gefahrgut. Zu den Gästen aus ganz Bayern zählten auch Vertreter der Polizei, der Regierung von Niederbayern, der Staatlichen Feuerwehrschule und der Bundeswehr.

 

Nach einer kurzen Begrüßung durch Landrat Martin Neumeyer, Nikolaus Höfler (Vorsitzender des Bezirksfeuerwehrverbands Niederbayern; Kreisbrandrat) und Karl-Heinz Brunner (Organisator, Leiter Arbeitskreis Gefahrgut) bildeten sieben Vorträge und Einsatzberichte ein abwechslungsreiches Veranstaltungsprogramm. Gleichzeitig zeigten diese aber auch, wie vielfältig sich der Aufgabenbereich der Feuerwehr, gerade auch im Bereich Gefahrgut, gestaltet.

 

Die Themenvielfalt reichte von der Dekontamination bei der Bundeswehr über verschiedene Einsatzberichte bis hin zu einer Vorstellung einer neu entwickelten Dusche zur Dekontamination. Zudem wurde in einem kurzweiligen Vortrag die Ölschadensbekämpfung in urbanen Gebieten thematisiert.

 

Hintergrund der Fachtagung

 

Einmal jährlich findet im Landkreis Kelheim eine Fachtagung zum Thema Gefahrgut statt. Grundsätzlich sollte jede Feuerwehr in der Lage sein, Erstmaßnahmen bei Gefahrguteinsätzen in eigener Zuständigkeit durchzuführen. Hierzu zählen beispielsweise die Erkundung, das Absichern der Einsatzstelle, die Menschenrettung und soweit möglich das Eindämmen und Auffangen des ausgetretenen Stoffes. Reichen die eigenen Mittel nicht aus, wird der Einsatz durch Fachkräfte und Gerätschaften der Landkreise unterstützt und unter Umständen weitere Spezialkräfte und Behörden hinzugezogen.

 

Faslı gençlerin, esasen Fas kökenli Hollandalı ve Belçikalı gençlerin, sokaklardaki eğlence ve kutlama davranışının, bir toplumsal sorun olup olmadığı tartışılıyor. Geçen hafta, bu köşede de ifade edildiği gibi, Katar’da oynanan 2022 Dünya Futbol Şampiyonası’nda, Fas’ın Belçika’yı 2-0 yenmesiyle başlayan sokak olayları, Fas-Kanada karşılaşmasından sonra da kısmen devam etti. Hollanda ve Belçika polisi olağanüstü önlemler aldı. Faslıların yoğun olarak yaşadıkları mahallelerin bazı sokakları polis tarafından trafiğe geçici olarak kapatıldı.

Fas kökenli gençlerin Avrupa ülkelerinin farklı şehirlerinde isyana varan hareketleri, öncelikle hem Hollanda ve Belçika yetkilileri hem de Fas yöneticileri tarafından yapılan açıklamalarla kınandı. Hollanda Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz, sert bir açıklama yaparken, Flaman Adalet Bakanı Zuhal Demir ise, bu tür hareketlerin tüm Fas toplumuna mâl edilemeyeceğini söyledi.

Tabii ki ırkçı partilere gün doğdu. Belçika’da Vlaams Belang başkanı Tom van Grieken, olayları ‘Faslı olma hali’olarak değerlendirirken, Hollanda’daki ırkçı Wilders de, yayınladığı dokuz twitter mesajında ‘suçlu pislikler hemen ülkeden defolun’ açıklamasını yaptı. Bunlara karşı, Flaman sosyalistleri başkanı Conner Rousseau ise yaptığı açıklamada, yaşananları, sorunlu mahallelerdeki çürük elmalar olarak değerlendirip, bu gruplara daha çok ilgi ve yatırım ve bir gelecek perspektifi sunmak gerektiğini söyledi.

Avrupa sokaklarında yaşanan olaylar, Fas’ın milli teknik direktörü Walid Regragui tarafından da kınanırken, Hollanda ve Belçika’daki Faslılar da yaptıkları açıklamalarla, halka zarar veren davranışları asla doğru bulmadıklarını ortaya koydular. Örneğin TikTok’ta, bir gün içinde yüz bin Fas kökenli Hollandalının seyrettiği bir film yayınlayan uzun ve siyah sakallı Amsterdamlı Murad Baddaou, “genç arkadaşlar, içim yanıyor, bu kadar ileriye neden gidiyorsunuz, neden her şeyi berbat ediyoruz? Wilders’e daha çok fırsat veriyorsunuz, bizler holiganlar değiliz, Müslümanız, topluma örnek olmalıyız. Arabaları yakarak, halka zarar vererek nasıl mutlu olabilirsiniz?”mesajını verdi.

Yaşanan olaylar, bilim insanları ve uzmanlar tarafından da değerlendirildi. Örneğin, Amsterdam Vrij Üniversitesi Sosyal Değişim ve Çatışma Bölümü Öğretim Üyesi Jacquelien van Stekelenburg, “yaşanan olayların analiz edilmesi ve anlaşılması için, iki sorunun cevaplanması gerekmektedir. Bu sorular: eğlence sürecinde katılımcıları saldırgan hale getiren nokta nedir? ve farklı şehirlerdeki gruplar birbirlerinden etkileniyorlar mı?. Ancak bu şekilde göstericilerin dinamikleri hakkında bir fikir edinilebilir.” yorumunu yaptı.

Güvenlik uzmanı Frank Wijnveld ise, “sosyal medya sayesinde bir yerde başlayan bir olayın diğer şehirlere yansımasını önlemek zor” değerlendirmesini yaparken, Fas kökenli gazeteci Nordin Ghouddani de, olayları çıkaranların ergenlik çağındaki gençler olduğunu, yaptıklarının neler getireceğini düşünemediklerini söyledi. Gazeteci Ghouddani’ye göre, sorun sadece Fas toplumuna has bir sorun değil. Sorunlar, daha çok problemli ve geri kalmış bölgelerde yaşanıyor. Bu mahallelerde, derin bir huzursuzluk ve memnuniyetsizlik var. Ara sıra sosyal patlamalar yaşanıyor. Tıpkı, kovid-19 sürecinde olduğu gibi.
Bu yorumu güvenlik uzmanı Wijnveld de destekliyor. Yerli Hollandalılar da ayaklanıyor. İki yıl önce Scheveningen’de yaşanan isyan gibi. Wijnveld’e göre, eğlence ve isyan arasında çok ince bir çizgi bulunur.

Yorumlara ek olarak, Amsterdam’da alanı iyi bilen Efsane ile, soğuk bir cumartesi günü, Faslıların yoğun olarak yaşadıkları mahalleleri ziyaret ettik. Küçük, iki odalı evlerde yedi sekiz Faslının yaşadığı bu mahallelerde, Fas kökenli gençlerin, gruplar halinde dolaştıklarını, kahve ve lokantalara grup olarak girdiklerini gözlemledik. Ergenlik çağında olan, çoğu laftan sözden anlamayan bu gençlerden esnaf baya rahatsız.

Yaşananların, bir ergenlik çağı sorunu olmasını diler, gençlere ivedilikle bir gelecek perspektifi ve toplumsal sorumluluk verilmesini arzu ederiz. 

 
 

Geçen hafta yayınladığım, “Farabi’nin, ‘Erdemli Şehir’ kitabı ve Amsterdam Belediye Başkanı…” başlıklı yazıma, özellikle İslam’ın bugünkü meselelerine dair yaptığı sıra dışı yorumlarla tanınan, hukuçu ve yazar İrfan Sözmez şöyle bir reaksiyonda bulunmuş:


“Dilerim yeni çeviriler yapılır ve Batı, İslam’ı teröristlerle değil, bu isimlerle tanır”.
Sayın Sözmez’in bu ifadeleri, beni bugüne kadar Hollandacaya tercüme edilen İslam düşünürlerinin kitaplarını, sizlere hatırlamama vesile oldu.
İşte o kitaplardan bazıları:

İBN-İ TUFAYL
Endülüslü düşünür İbn Tufayl’ın, dünyada ilk felsefi romanın örneği olarak kabul edilen “Hayy İbn Yakzan” kitabı, ‘insan, tabiat ve Allah ilişkisini ele alan’ bir eserdir.
İbn Tufayl, bireyin akıl, zekâ, irade, iç güdü ve algı ile, herhangi bir terbiyeci ve eğitimciye ihtiyaç duymadan da, var olmanın sırrını ve hakikatın bilgisini, tecrübe ile keşfedileceğini savunuyor.

İMAMI GAZZALİ

İmam-ı Gazali’nin ‘El-Munkız mine’d-dalâl’ adındaki otobiyografik eseri, Hollandaca olarak yayınlandı. Cornelis van Lit ve Gerko Tempelman tarafından tercüme edilen ve “Saçmalıklardan kurtulma, Al-Gazali’nin otobiyografisi” başlığını taşıyan kitapta, Gazali’nin kim olduğu, hayatından kesitler ve Gazali’de mantıksal düşünme gibi alt başlıklar yer alıyor.

 

 

FARA
Farabi’nin ‘Erdemli Şehir’ kitabı, İslam felsefesi uzmanı ve filozof  Michiel Leezenberg tarafından, ilk kez Hollandacaya tercüme edildi. İnsanın en büyük hedefi, Allah’ı bilmek, tanımak ve idrak etmek olduğuna işaret eden Farabi, ‘Erdemli Şehir’ kitabında, alem ve Allah hakkında doğru bilgiye ulaşabileceğimizi belirtiyor.

AHMED YESEVİ
Büyük eser Divan-ı Hikmet’ten hareketle, Hoca Ahmed Yesevî’nin âlemşümul öğretisi ve günümüz insanına mesajının yer aldığı Hollandaca kitap, ayırım yapmadan, garip, yetim, yalnız, ezilen, horlanan ve haksızlığa uğramışlara empati yapabilme kabiliyetini geliştirmeyi hedefliyor.

HACI BEKTAŞ VELİ
Türkistan’dan Anadolu’ya taşınan İslam anlayışı ve algısını, ontolojisini, dünya görüşünü, Avrupa’da da dillendirmek amacıyla Hollandacaya tercüme edilen ‘Hacı Bektaş-ı Veli’ kitabı, modern insanın ihmal ettiği gönül meselesini öncelemektedir.  

YUNUS EMRE
1991 yılının UNESCO tarafından ‘Yunus Emre Sevgi Yılı’ ilan edilmesiyle, Leiden, Delft, Utrecht, Twente ve Amsterdam üniversitelerinde, Yunus Emre programları yapıldı. Önce şiirleri bir broşür halinde yayınlanırken, sonraki yıllarda hayatı, dünya görüşü ve şiirlerinden seçmeler Hollandaca olarak yayınlandı.

AHİ EVRAN
‘Ahilik sistemi ve Sosyal sorumlu girişimcilik’
başlığı ile organize edilen bir sempozyum notlarını da içine alan Ahi Evran kitabı, girişimcilerin, toplumsal sorunlara duyarlı olmalarını teşvik ederken, Ahilik sisteminin Avrupa’da yeniden gündeme gelmesine katkıda bulunuyor.

SARI SALTUK
Sarı Saltuk’u, ‘Sarı Saltuk’ yapan, Kur’an ve hadislere derin hakimiyetinden kaynaklanan olağanüstü özgüveni başta olmak üzere, o yüzyılda, içinde yaşadığı insanların inandıkları kutsal kitaplara, İncil ve Tevrat’a da hakim olması en önemli özelliklerindendir. Sarı Saltuk kitabı, çeşitli krizlerle karşı karşıya olan Avrupa topluluklarına, birlikte yaşama ahlâkı ve sanatını sunmaktadır.

Hemen, bir çırpıda aklıma gelen Hoca Ahmed Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Ahi Evran, Sarı Saltuk, Mesnevi, Evliya Çelebi kitapları Hollandaca olarak Türkevi Yayınlarından çıktı. Kitapların Hollandacaya tercümesi, Abdulwahid van Bommel tarafından yapıldı.
İbn-i Tufayl’in kitabı Bulaaq ile Gazzali ve Farabi’nin kitapları da, Boom Klassiek Yayınları arasında çıktı.  

Yeni eserlerin tercüme edilmesi ve yayınlanması ümidiyle…