Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
‘İlerleme İçin Daha Fazla Cesaret / Özgürlük, Adalet ve Sürdürülebilirlik için İttifak’ başlığı ile takdim edilen 178 sayfalık anlaşmanın önümüzdeki günlerde enine boyuna tartışılacağı kesin. Anlaşmada Almanya’nın geleceği yanında bizimle doğrudan alakalı hususlar hakkında nelerin düşünüldüğünü de okumak mümkün. Kullanılan dile bakarak son dönemde Almanya’ya damgasını vurmuş Angela Merkel politikalarından keskin bir dönüş görülmemekle birlikte bu konu Hükümet Programı açıklandığında daha net şekilde görülecek.
Asgari ücretin artması, salgınla mücadele, elektrikli otomobile geçiş süreci, dijitalleşme, göçmen politikası ve hatta esrarın serbest bırakılması gibi bir hayli konuyu kapsayan anlaşmanın bizce en merak edilen tarafları haliyle Türkiye ile ilgili düşünceler ve Almanya’daki Türklerin geleceği ile alakalı hususlardır. Anlaşmada bu hususlarda gayet çekingen ve spekülasyona mahal vermeyecek bir dil kullanıldığını söylemek mümkün.
Taraflar anlaşmaya geçen şekliyle ‘Geleceği, enerjik, yenilikçi ve sonuç odaklı şekillendirecek, istikrarlı ve güvenilir bir hükümet oluşturuyoruz’ derken, gelecek seçimleri kazanmayı da hedefleyen bir anlayışta olduklarını ifade etmekten de çekinmemişler. Bu anlayışla, mümkün olduğu kadar ayakları yere basan ve istikrarsızlık üretmeyecek bir söyleme sadık kalındığı kolayca görülüyor.
Almanya’nın geleceği ile ilgili düşünceler içerisinde mülteciler ve yabancılar konusuna mühim bir yer verilirken, Hıristiyan Demokrat (CDU) politikalarının aksine çifte vatandaşlığın destekleneceği ve Alman vatandaşlığına geçişin kolaylaşacağı vurgusu bizler açısından gayet müspet ifadeler. Bunun dil öğrenimine bağlı olacağı ve iyi Almanca’nın şart olduğunun işaretleri de verilmiş. Uyum politikaları çerçevesinde Almanca öğrenecek yabancılara verilen desteklerin Merkel döneminin aksine tekrar yürürlüğe konacağı da görülmekte. Anlaşmada Almanya’nın ülkeye gelecek yabancı üniversite öğrencilerine ve meslek eğitimi alacaklara daha fazla kolaylıklar sağlayacağına da işaret edilmekte.
Müslümanlarla ve Musevilerle birlikte yaşama konusunda; antisemitizmle mücadele konusu gayet net şekilde vurgulanırken, islamofobiya konusunun hiçbir şekilde vurgulanmamasını bir eksiklik olarak görmek mümkün. İslam düşmanlığıyla mücadele, ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadele kapsamında ele alınıyor.
Türkiye ile ilişkiler konusuna gelince; anlaşmada ne liberallerin uçuk görüşleri ne de Yeşiller’in dar bir alana odaklanmış görüşleri yer almamış. Adeta ne şiş yansın ne kebap kabilinden bir yol seçilmiş. Bu, iki paragraf yer verilmesine rağmen kurulacak hükümetin Türkiye ile doğrudan çatışmacı bir politika izlemeyeceğinin işareti olarak değerlendirilebilir.
Buna rağmen, Türkiye ile ilgili iki paragrafa baktığımızda; Türk kamuoyunda tepkiyle karşılanabilecek, ‘endişe verici iç siyasi gelişmeler’, ‘dış politikadaki gerginlikler’ gibi değerlendirmeler yanında bilhassa ‘Türkiye'de demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan, kadın ve azınlık hakları büyük ölçüde yok edildi. Bu sebeple Avrupa Birliği katılım müzakerelerinde hiçbir faslı kapatmayacağız ve yeni fasıl açmayacağız. AB-Türkiye diyalog gündemini hayata geçireceğiz ve sivil toplum ve gençlik değişim programları yoluyla ilişkileri geliştireceğiz.’ türünden ifadelerin yer aldığını görmekteyiz.
Bu arada hem Türkiye ilgili bölümde hem de diğer başka yerlerde Almanya’daki Türklerin önemine vurgu yapılırken İşgöçü Antlaşması’nın 60. Yılı da unutulmamış.
Önümüzdeki birkaç gün içinde kimlerin bakanlık görevine geleceği ve Hükümet Programı’nın nasıl şekilleneceği de belli olacak. Umarız programda bizler için daha açık ve ümit verici ifadelerle karşılaşırız.
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
https://www.latifcelik.de