Türkiye Sevgisi İmandandır!

 

“Türkiye Sevgisi İmandandır”, bir kitabın ismi. Yazarı; gazeteci, yazar, aktivist ve Mavi Marmara gazilerinden, Ebubekir Kurban. Yazarın, “Baba Adı Adem Ana Adı Havva” ve “İsmet Saat Kaç?” isminde kitapları da var. Yazar, “Türkiye Sevgisi İmandandır” kitabında, “üzerinde dünyaya geldiğimiz ve üzerinde yaşadığımız, hem maddemizi hem de ruhumuzu biçimlendiren ‘o toprağın’ anlamını, ona duyduğumuz aidiyet hissini anlatıyor”(*).


Evet, ‘o toprağın’ anlamını bilmek ve ona duyulan aidiyet hissini göstermek, Türkiye sınırlarını aşan bir sevgidir. O sevgi, ay yıldızlı bayrağımız gibi, ülke sınırlarını aşarak, gönül coğrafyamızın her köşesinde nazlı nazlı dalgalanır. Türkiye ile, kâh coşar kâh hüzünleniriz. Öyle zamanlar olur ki, hüzün içinde müthiş bir şekilde coşar, heyecanlanır ve aşkla heyecanla bir dayanışma örneği sergiler, o sevgi…

Yakın tarihte örnekleri olduğu gibi, şubat ayının başında, Türkiye’mizde meydana gelen şiddetli deprem sonrasında da, böyle bir Türkiye sevdasına şahit olduk. Türkler şahlandı, uykuda sanılan kara sevda ayağa kalktı adeta…

Bu şahlanışın, bu sevgi selinin, örneği az görülen bu dayanışmanın sınırlarını çizmek ve tanımlamak kolay değil. Türkün yaşadığı her yerde, gönül, kültür, din kardeşliğinin olduğu her ülkede insanı heyecanlandıran, duygulandıran bir hareketlilik yaşandı. İşte bu duygu yüklü ve bir o kadar da anlamlı davranışların yaşandığı yerlerden birisi de, Avrupa’da yaşayan birinci nesi Türkler ile onların üçüncü, dördüncü nesillerinde gözlemlendi.  

Öyle ki, Avrupa ülkelerinde doğup, büyüyen ve kimi çevrelerce Türklükten, Türkiye’den bihaber oldukları varsayılan Türk çocuklarının, gençlerinin, Türkiye’deki deprem mağdurları için yaptıkları, dudak uçuklatır cinsten. Kendiliğinden harekete geçen bir güç, bir sevgi, bir iman var karşımızda. İşte, bu örneklerden sadece üç örnek şöyle:


Fransa, Lyon doğumlu, 24 yaşındaki TIR şoförü bayan Gülfem Zengin, depremden sonra, yardım malzemesi dolu TIR’ı ile 4300 kilometre yol kat ederek Kahramanmaraş’a ulaştı. Gülfem’in anne ve babası Yozgat’dan Fransa’ya göç etmiş bir aile. Gülfem ailenin ilk çocuğu. Depremde yaşananları gören Türk kızı Gülfem yolculuğun 4 gün sürdüğünü kaydeden Türk kızı Gülfem  Zengin, “Bu yolu karadan geçmek istemiyordum. Daha önce yapmadığım bir şeydi. Hele de yapayalnızdım. Benim için imkansızdı ama buradaki insanların durumunu düşündüm. Halimize şükür, elimiz ayağımız tutuyor ve elimizden gelen yardım da bu oluyor. O yüzden korkularımı kenara koydum.” (**) diye konuştu.

Hollanda, Zaandam doğumlu ve Hollanda’nın En Başarılı Kadın Giyim Markası Ödülü’ne layık görülen Şüheda Özyar da, Türkiye’deki depremzedeler için, “Her eve bir Ramazan ayı gıda paketi” sloganı ile bir yardım kampanyası başlattı. Trabzonlu bir ailenin çocuğu olan, üçüncü nesil Türklerden, OHA markası kurucusu, sahibi ve aynı zamanda YouTuber olan Özyar’ın başlattığı Ramazan ayı gıda paketinde, 21 farklı ürün bulunuyor. Türk kızı Özyar yayınladığı videoda, yapılan yardımları, Ramazan ayında deprem bölgesine bizzat giderek, ailelere dağıtacağını ifade etti (***).

Belçika, Flaman Bölgesi Milletvekili Hilal Yalçın ve avukat Nuh Alkış’ın oğlu Ömer Alkış, Belçikalı sınıf arkadaşları ile birlikte Türkiye’deki deprem mağdurlarına yardım etkinliği düzenledi.(****) 11 yaşında olan Ömer, Beringen Obama İlk Öğretim Okulundaki arkadaşlarıyla, okul bahçesinde açtıkları stantlarda, özel olarak yaptırdıkları anahtarlıkları satarak, yardım topladı.

Fransa doğumlu Gülfem, Hollanda doğumlu Şüheda ve Belçika doğumlu Ömer gibi, binlerce, on binlerce Türk çocuğu, Avrupa’nın her köşesinde, 6 Şubat’ta Türkiye’mizde yaşanan deprem sonrası, kendiliklerinden harekete geçtiler. Ellerindeki tüm imkanları kullanarak, deprem mağdurlarına yardım etmenin heyecanını yaşadılar, yaşattılar… Bu, harekete geçiş, Türkün varoluş esprisinde gizli olan bir özellik olup, şartların oluşmasıyla kendini gösteren, ortaya çıkan bir haslettir. 

Avrupa’da yaşayan ‘Oğuz’un çocukları’nın bu anlamlı, cefakar, özverili, gönülden çalışmalarına ve gayretlerine, doğdukları ve yaşadıkları ülkelerin karar vericileri de seyirci kalmadılar. Onlar da etkilendiler, yardıma koştular. Örneğin, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, University College London (UCL) Türk Öğrenci Birliği’nin, Türkiye’deki deprem mağdurları için başlattıkları yardım kampanyasına katılarak, yardım malzemesi paketlenmesine bizzat yardım etti.

İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve diğer Avrupa ülkelerinde, binlerce örneğine şahit olduğumuz bu sınır tanımayan Türkiye sevdası, elbette kelimelerle ifade edilemeyecek bir derinliktedir. ‘Türkiye sevgisi imandandır’kitabının yazarı Ebubekir Kurban’ın da işaret ettiği gibi, bu sevgi bir anne sevgisidir. “Annesini sevmeyen, Türkiye’yi niye sevsin” diyen yazar, Türkiye’nin, kendi annesini hatırlattığını belirtiyor.
Annemizi sevmek imandan olduğuna göre, Türkiye’yi sevmek de imandandır.

Anne gibi sevdiğimiz Türkiye’mizde yaşanan depremi, şubat ayı boyunca, her gün farklı boyutlarda yaşadık ve etkilendik. Acımız büyük. Ancak, acıları saracak derin bir Türkiye sevdamız da var, şükürler olsun…
Allah devletimizin, milletimizin, deprem mağdurlarının, deprem bölgesinde görev yapanların, dünyanın her köşesinden bir şeyler yapmak için gayret gösterenlerin yar ve yardımcısı olsun. Yaralılarımıza acil şifalar versin. Şehitlerimizin ruhları şad oldun.

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

https://www.latifcelik.de