Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
22 Kasım 2023 erken milletvekili seçimlerinde, varlığını 2006 yılından itibaren, sadece İslam karşıtlığıyla devam ettiren Wilders’in PVV partisi en yüksek oyu aldı ve kesin olmayan sonuçlara göre 37 milletvekili çıkardı. Sonuçlara Wilders de inanamadı. Sosyal medyaya yansıyan sevinç çığlıkları arasında ellerini havaya kaldırıp “otuz beş, otuz beş”naraları attı. Tam bir zafer şarhoşluğu görüntüsü sergiledi Wilders…
Diğer taraftan, televizyon başında seçim sonuçlarını izleyen kitleler de şaşkındı. Anketlerde, Wilders’in milletvekili sayısını artıracağı belliydi, ancak bu kadarı da beklenmiyordu.
2004 yılında siyaset yaptığı liberal parti VVD ile, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği konusunda ayrı düşen Wilders, 2 eylül 2004 tarihinde partisinden ayrılarak, bağımsız milletvekili olarak siyasete devam etti. Önce ‘Wilders Grubu’ adıyla parlamentoda yer alan Wilders, 2006 yılında PVV partisini kurdu.
PVV, bir siyasi parti olmasına rağmen Ticaret Odasına, ‘Grup Wilders Vakfı’ adına sadece Geert Wilders olarak kayıtlı. Üyelerine ve destekleyenlere hesap verme zorunluluğu olmayan PVV, tek adam partisi olarak biliniyor. Uzmanlar, Wilders’in radikalleşmesinin VVD’de başladığını, özellikle siyasetçi Pim Fortuyn ve film yapımcısı Theo van Gogh’un öldürülmesi ve Somali’li Ayaan Hirşi Ali’nin VVD’ye gelmesiyle devam ettiğini belirtiyorlar.
2004 – 2006 yıllarında neokonservatif düşünceyle tanışan Wilders, özellikle tanınmış konservatif ideolog Bart Jan Spruyt’dan etkilenmiştir. PVV’nin de idologu sayılan Spruyt, Hollanda’da konservatif halk partisinin kurulmasını savunmaktaydı. Ancak Wilders, ideolog Spruyt ile 2006’nın sonlarında anlaşmazlığa düştü ve yollarını ayırdı.
2006 yılında Temsilciler Meclisi’nde olmasına rağmen, PVV’nin ideolojik görüşleri 2010 yılında yapılan seçimlerde yazılı olarak yayınlandı. Dört ana başlık altında toplanan ideolojik görüşler, İslam Korkusu, Popülizm, Nasyonalizm ve Kanun/düzen düşüncesi şeklindeydi.
İslam korkusu ya da alarmı, Avrupa-Arap teorisinden kaynaklanır. Teoriye göre Müslüman göçmenler Avrupa’yı işgal etmek ve ele geçirmek için gelmektedirler. PVV, Hollanda halkını bu tehlike karşısında uyarmaktadır.
Popülizm, halkın önceliği ve halkın elitlerlerden kurtulması, sözün halka bırakılmasını içeriyor.
Nasyonalizm, popülizmle birlikte nasyonalizm yani önce kendi halkını düşünmek. Gerekirse halkın değerlerini körelten ve yok eden Avrupa Birliği ile araya mesafe konulmalıdır.
Kanun/düzen görüşüne göre, örneğin kiriminaller çok sıkı bir şekilde takip edilip, ağır cezaya çarptırılmalıdır.
Bu ve benzeri ideolojik görüşlere sahip Wilders, 22 kasım milletvekili seçimleri geçici sonuçlarına göre en yüksek oyu alarak, parlemantoda birinci parti oldu.
Peki, Wilders şimdi ne yapacak?
Wilders seçim sonuçlarını şu şekilde yorumladı: “Seçmen sözünü söyledi ve ‘Yeter artık’ dedi. Hollanda’nın umudu, halkın tekrar ülkesini geri almasıdır. Mülteci tsunamisine karşı bir şeyler yapılması, cüzdanına daha fazla para girmesi ve bakım hizmetlerinin iyileştirilmesidir”.
Wilders’in, seçim sonuçlarından sonraki ilk mesajları arasında, şimdiye kadar savunduğu sert görüşlerden eser yok. “Birlikte çalışmak istiyoruz. Camiler, Kur’an-ı Kerim, İslam okulları hakkında konuşmayacağız” gibi daha makul cümleler kurdu.
“Şimdi değişim vakti” diyor PVV’liler.
22 Kasım 2023 seçim sonuçlarından memnun olmadığımızı belirtmek isterim. Ancak, Hollanda halkı yüzde otuz “Wilders” dedi. Her dört vatandaştan birisi PVV’ye oy vermiş. Bunu sorgulamak durumundayız.
Veyis Güngör
23 kasım 2023
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
https://www.latifcelik.de