Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Ekimde 16 yaşına girecek altızların babası Hikmet Temiz: "Aynı okula gidiyorlar ancak ayrı sınıflardalar. Çocuklarımız, sosyal medyada konuşulmaya devam ediyor"
BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de yaşayan ve "Berlinli Altızlar" (Berliner Sechslinge) olarak 16 yıl önce tüm dünyada haber yapılan Türk altız kardeşler, Başkonsolos İlker Okan Şanlı'ya ziyarette bulundu.
Ülke genelinde ilgiyle izlenen "Berlinli Altızlar" Zeynep, Zehra, Esma, Rana, Ahmed ve Adem ile kardeşleri Meryem ve Malik Musa’nın ebeveynleri Roksana ve Hikmet Temiz, Berlin Başkonsolosu Şanlı'ya daveti için teşekkür etti.
Aslen Rizeli olan Hikmet Temiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekim ayında 16 yaşına girecek altızları büyütürken yaşadıkları zorluklara dikkati çekerek, "Zor tabii ki halen maraton gibi devam ediyor." dedi.
Toplam 10 kişi olduklarını belirten Hikmet Temiz, bu nedenle iki araç kullanmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Çocukların her döneminin farklı olduğunu ve aynı okula gittiklerini anlatan Hikmet Temiz, "Aynı okula gidiyorlar ancak ayrı sınıflardalar. Çocuklarımız tabii ki sosyal medyada konuşulmaya devam ediyor." diye konuştu.
Polonya kökenli anne Roksana Temiz de Alman medyasının ilgisinin sürdüğüne dikkati çekerek, çocukları büyütürken yaşadıklarını Başkonsolos Şanlı ile paylaştı.
- "Evde 8 çocuk nasıl oluyor?"
Başkonsolos Şanlı da altızların doğdukları zaman çok fazla habere konu olduklarını hatırlatarak, "Halihazırda sosyal medyada çok takip edilen bir aile altızlar. Bir de iki kardeşleri daha var, dolayısıyla 8 kardeşler. Ben de gerçekten merak ediyorum. Evde 8 çocuk nasıl oluyor? Belki biz de bu konuda tecrübelerinizden faydalanırız bizim evdeki durum bağlamında." diye konuştu.
Ailenin "Berlinli Altızlar" diye anılmasının Türk toplumunun aslında Berlin'le ne kadar fazla iç içe bulunduğunun önemli bir göstergesi olduğunu vurgulayan Şanlı, "Dolayısıyla beni ziyaret ediyorlar bugün, sağ olsunlar. Ben de onları misafir etmekten büyük mutluluk duyuyorum." dedi.
BERLİN (AA) - Almanya, fanatik Yahudilerin, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Merkezi'ne saldırısını kınadı.
Almanya Dışişleri Bakanlığının sosyal medya platformu X'teki İngilizce hesabından, UNRWA Genel Merkezi'ne düzenlenen saldırıya ilişkin açıklama yapıldı.
Bakanlık açıklamasında, "Doğu Kudüs'te UNRWA'ya karşı şiddet içeren protestoların artmasını kınıyoruz. İsrail, işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki BM tesislerinin ve kurumun personelinin korunmasını sağlamalıdır." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, BM'nin Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te önemli görevlerini yerine getirebilmesi gerektiği belirtildi.
- UNRWA Genel Merkezi'ne saldırı
İsrailli fanatik Yahudiler, 7 Mayıs'ta İsrail'e bağlı Kudüs Belediye Başkan Yardımcısı Aryeh Yitzhak King'in çağrısıyla Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki UNRWA Genel Merkezi önünde protestoda bulunmuştu.
UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini de dün X platformundan yaptığı açıklamada, gösteriye tepki göstermişti.
Lazzarini'nin gösteriye ilişkin yayımladığı görüntüde, İsrailli protestocuların, UNRWA Genel Merkezi'nin kapısına vurması, döviz asmaya çalışması yer alıyor.
Philippe Lazzarini, "(İsrail'e bağlı) Kudüs Belediyesinin seçilmiş bir üyesinin çağrısıyla yapılan bu protesto, taciz, gözdağı, Vandallık ve BM mülküne zarar vermekten başka bir şey değildir." ifadesini kullanmıştı.
Die Kandidatin auf Listenplatz Nummer 1 wartet auf die Unterstützung der Wähler/innen mit Migrationshintergrund
Werdegang von Christine Singer
Schwerpunkte
Die Versorgung mit Lebensmittel ist ein hohes Gut. Krisenzeiten zeigen uns, wie wichtig die Selbstversorgung mit den Lebensgrundlagen Ernährung und Energie für uns ist.
Mittelstand entlasten:
Die überbordende Bürokratie lähmt und zerstört den Mittelstand. Sie behindert regionale Unternehmen, die es für einen lebendigen ländlichen Raum braucht.
Angepasste Standards für Importe in die EU:
Handelsabkommen mit Drittländern müssen aus ökologischen, sozialen und ökonomischen Gründen den Qualitäts- und Prozessstandards der EU entsprechen.
Sicherheit stärken:
Die gemeinsame Verteidigungs- und Sicherheitspolitik muss stark sein. Unsere Cybersicherheit muss für deutlich mehr Resilienz gegen Cyberbedrohungen sorgen. Wir müssen dafür sorgen, dass „Made in Germany“ ein Qualitätsversprechen bleibt.
Aksaray Üniversitesi (ASÜ), Kültür, Tarih ve Entegrasyon Araştırmaları (IKG) Enstitüsü iş birliğiyle "Kültür, Tarih, Ekonomi ve Siyaset Bağlamında Türkiye-Almanya İlişkileri" konulu bir konferans düzenledi.
Bir selamlama konuşması yapan ASÜ Rektörü Prof. Dr. Alpay Arıbaş, Türkiye-Almanya ilişkilerinin Osmanlı’ya uzanan derin köklere sahip olduğunu söyledi. İkili ilişkilerin Birinci Dünya Savaşı’nda müttefikliğe dönüştüğünü ifade eden Rektör Arıbaş, “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise Türkiye, yerle bir olan ve kalkınma hamlesi için iş gücüne ihtiyaç duyan Almanya’ya destek vermiştir. 30 Ekim 1961 tarihinde yapılan bir anlaşmanın ardından Türk insanı, iş gücü olarak Almanya’ya gitmeye başlamıştır. Bu süreç her iki ülkenin daha da yakınlaşmasına vesile olmuştur” dedi. Rektör Arıbaş, “Şu anda Avrupa’da önemli bir Türk nüfusu var. Bu nüfusun büyük kısmı Almanya’da yaşıyor. Almanya’da yaşayan Türkler arasında Aksaray, Konya gibi Orta Anadolu coğrafyasının insanlarının da ağırlıkta olduğunu biliyoruz” dedi. Rektör Arıbaş, konuşmasının son kısmında, Avrupa’da yaşayan Türklerin Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilerde köprü olduklarını da belirtti ve bu hususta farklı çalışmalar yapılması gerektiğini kaydetti.
Almanya IKG Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik, geniş bir perspektif üzerinden Türkiye-Almanya ilişkilerini anlattı. Türkiye’nin Avrupa’da en yoğun şekilde Almanya ile temas halinde olduğunu söyleyen Latif Çelik, sürecin tarihsel ve güncel boyutları hakkında bilgiler verdi.
Dr. Latif Çelik devamla, “Türkiye ile Almanya çok boyutlu ilişkilere sahiptir. Her iki ülke arasında kökleri tarihin derinliklerinde olan ciddi ve bir o kadar da karmaşık bir ilişkiler yumağı görüntüsündeki derin stratejik ilişkiler var. Her iki taraf da bunun bilincinde olarak ilişkileri germemeye özellikle dikkat etmektedir. Ancak Almanya ve Türkiye’nin birbirinden uzaklaşıp gerginleşmeden bu ilişkilerin anlamlandırılması çok önemlidir” şeklinde konuştu.
Türk-Alman ilişkilerinin Almanya ve Türkiye coğrafyalarındaki izlerini bir araya getirmek için ciddi çalışmalar yaptıklarını belirten Dr. Latif Çelik konuşmasının devamında, “Almanya’da Türk özleri ve Türkiye’de Alman özleri adlı kitaplar en çok satan eserlerin başında gelmektedir. İki dilde yazılan bu eserlerin okuyucularının daha çok Almanlar olduğunun ortaya çıkması ise çok önemli. Kültür tarihi alanındaki çalışmalar arttıkça Türk-Alman ilişkilerinin sağlıklı bir düzlemde devam edeceğine olan inancımız tamdır” şeklinde konuştu.
Dr. Latif Çelik Türk-Alman ilişkilerinin devasa boyutlarında geniş bir ufuk turu gerçekleştirerek 8 asır öncesinden günümüze kadar gelen dönemi konferans salonundaki dinleyicilere aktardı. Düzenlenen etkinlik ve konferans sonunda soruların yanıtlanması ve plaket takdiminin ardından sona erdi.
Öğrenciler, üniversitenin iç bahçesi "Theaterhof"ta çadırlar kurarak dayanışma kampı oluşturdu.
Yaklaşık 150 öğrencinin katıldığı gösteride, "Biz binleriz, milyonlarız, hepimiz Filistinliyiz", "Filistin'e özgürlük", "Tüm gözler Refah’ta", "İsrail, terör devletidir", "Almanya utan" şeklinde sloganlar atıldı.
Öğrenciler, Gazze’de soykırımın durdurulmasını, Almanya’nın İsrail’e silah yardımı yapmamasını, Almanya’da Filistin destekçilerine baskı yapılmamasını talep etti.
Öğrencilerin kurduğu Filistin'e destek kamp alanının çevresinde çok sayıda polis bulunuyor.
Toplantı sırasında taraflar kültür, gençlik ve spor alanlarında işbirliği konularını ele aldılar. Bakan Yardımcısı, Kırgız tarafının yukarıda belirtilen alanlarda yürüttüğü çeşitli faaliyetler hakkında kısa bilgi verdi.
Taraflar ayrıca, merkezi Kırgız Cumhuriyeti'nde olmak üzere TDT Spor Ajansı'nın kurulması konusunda görüş alışverişinde bulundular.
BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un, Sosyal Demokrat Partiye (SPD) karşı 2023'in başında yapılan siber saldırıdan Rusya’yı sorumlu tutmasının ardından Almanya’nın Moskova Büyükelçisi Alexander Graf Lambsdorff’u istişareler için Berlin’e çağırdığı bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kathrin Deschauer, Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, Alman hükümetinin, SPD’ye yönelik siber saldırıyı "çok ciddiye" aldığını belirtti.
Deschauer, Dışişleri Bakanı Baerbock’un, Büyükelçi Lambsdorff’u istişareler için Berlin’e çağırmaya karar verdiğini aktardı. Bunun benzer olaylardan sonra uygulanan yaygın bir prosedürdür olduğuna işaret eden Deschauer, Lambsdorff’un bir hafta Berlin’de kaldıktan sonra Moskova’ya döneceğini dile getirdi.
- Siber saldırıda, Rusya sorumlu gösterilmişti
Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, iktidarın büyük ortağı SPD'ye karşı 2023'ün başında yapılan siber saldırıda Rusya'yı sorumlu göstermişti.
Baerbock, "Rus devlet hackerlarının, Almanya'ya siber alanda saldırdığını" ifade ederek, "Geçen yılki bu saldırıyı artık net şekilde Rus istihbarat servisi GRU tarafından kontrol edilen APT28 grubuna bağlayabiliyoruz." demişti.
SPD, parti yönetiminin elektronik posta hesaplarının, Ocak 2023'te siber saldırının hedefi olduğunu açıklamıştı.
BERLİN (AA) - Almanya, İsrail'e, Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alan Refah'a geniş çaplı saldırı konusunda uyarıda bulundu.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kathrin Deschauer, Berlin’de düzenlenen basın toplantısında, Refah'ta 1 milyondan fazla insanın yaşadığını belirterek, buradaki insanların korumaya ve insani desteğe ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Deschauer, Alman hükümetinin ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un daha önce de Refah'a yönelik geniş çaplı bir kara saldırısının insani felaket olacağını söylediklerini anımsatarak, "Alman hükümetinin, Refah'a geniş çaplı saldırı konusunda uyarıda bulunduğunu" ve "insani felaketin engellenmesi gerektiğini" kaydetti.
Ateşkese ilişkin "devam eden zor görüşmelerin tehlikeye atılmamasını" talep eden Deschauer, "Hem Gazze'deki halka insani yardımların en iyi şekilde ulaştırılabileceği hem de rehinelerin serbest bırakılabileceği bir ortamın oluşturulması için tüm taraflar azami çaba sarf etmeli." diye konuştu.