Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
VARŞOVA (AA) - Polonya Savunma Bakanı Mariusz Blaszczak, ABD ile 96 Apache helikopteri alımına ilişkin fiyat görüşmelerine başladıklarını duyurdu.
Blaszczak, X hesabından yaptığı paylaşımda, ABD Kongresinin söz konusu askeri teçhizatın Polonya'ya satışını onayladığını bildirdi.
ABD Kongresinin onayına değinen Blaszczak, "Polonya'ya radar ve silahlarla birlikte 96 Apache helikopteri satmak için ABD Kongresinin onayını aldık. Fiyat görüşmelerine başlıyoruz." ifadesini kullandı.
Blaszczak, prosedürler tamamlanıncaya ve tedarik edilen helikopterler Polonya'ya teslim edilinceye kadar ABD ordusunun Polonya'ya kendi rezervlerinden Apache helikopterler sağlayacağını kaydetti.
Polonya hükümeti, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında ülke ordusunu güçlendirme adımlarının bir parçası olarak geçen yıl söz konusu Apache helikopterleri satın almaya karar vermişti.
LONDRA (AA) - İngiltere İçişleri Bakanı Suella Braverman, "Açık ve basit, bunlar terörist." dediği Rus paralı askerlerinden oluşan Wagner grubunun İngiltere'nin terör örgütleri listesine alınacağını açıkladı.
Yerel medyada yayımlanan habere göre Braverman, Wagner grubunu "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Rusya dışındaki askeri aracı" olarak nitelendirdi.
"Putin rejimi kendi yarattığı canavarla ne yapacağını düşünürken Wagner, Kremlin'in politik hedeflerine hizmet eden yıkıcı eylemlerini sürdürüyor." diyen Braverman, şunları söyledi:
"Açık ve basit, bunlar (Wagner) terörist ve yayımlayacağımız talimatla İngiltere, hukukunda bunu açıkça ortaya koyacak. Wagner, yağma, işkence, barbarca cinayetlere karıştı. Ukrayna'daki, Orta Doğu'daki ve Afrika'daki eylemleri küresel güvenlik için bir tehdittir."
Braverman, Wagner'i yasa dışı ilan ederek Ukrayna'ya Rusya'yla mücadelesinde destek vermeyi sürdürdüklerini de sözlerine ekledi.
Wagner'in terör örgütü ilan edilmesiyle ilgili nihai açıklamanın yarın yapılması bekleniyor.
Resmen terör örgütü ilan edilmesi halinde 2000 tarihli Terör Yasası kapsamında Wagner destekçilerine 14 yıla kadar hapis cezası, mal varlıklarını dondurma veya el koyma gibi tedbirler uygulanabilecek.
Kararla Wagner'e ve toplantılarına katılmak, desteklemek, kamuya açık alanlarda Wagner'i temsil eden armalar, logolar ve bayraklar taşımak da suç teşkil edecek.
BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde gençler ortalama 26,4 yaşında ailelerinden ayrılarak kendi evlerini kuruyor.
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), AB ülkelerinde gençlerin ortalama kaç yaşında ailelerinin evlerinden ayrıldıklarına ilişkin 2022 yılı verilerini yayımladı.
Verilere göre, Avrupalı gençler ortalama 26,4 yaşında ailelerinden ayrı yaşamaya başlıyor.
Kadınlar, erkelerden daha erken yuvadan ayrıldı.
Avrupa'da erkekler ortalama 27,3, kadınlar ise ortalama 25,4 yaşında ailelerinden ayrı yaşamaya başladı. Böylece erkekler aileleri ile birlikte daha uzun süre yaşadı.
AB ülkeleri arasında gençlerin en erken yaşta evden ayrıldığı ülke Finlandiya oldu. Finlandiya'da gençler ortalama 21,3 yaşında ayrı eve çıktı.
Finlandiya'yı en yakın 21,4 yaşla İsveç, 21,7 yaşla Danimarka ve 22,7 yaşla Estonya izlerken, gençler Hollanda'da 23, Fransa'da 23,4, Almanya'da 23,8 yaşında kendi evlerini kurdu.
Hırvatistan'da yaşayanalar en ileri yaşta kendi evlerine çıktı. Kendi evini kurma yaşı Hırvatistan'da 33,4, Slovakya'da 30,8, Yunanistan'da 30,7, Bulgaristan ve İspanya'da 30,3, Malta'da 30,1, İtalya'da 30 oldu.
VİYANA (AA) - Avusturya’nın Graz kentinde Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği (ATİB) bünyesinde faaliyet gösteren caminin girişine dün geç saatlerde kimliği belirsiz kişilerce kesik domuz kafası bırakıldı.
ATİB’den yapılan yazılı açıklamada, "Bu saldırıyı en sert şekilde kınıyoruz. İbadethane, dini hassasiyet ve kurumlara saygı gösterilmesi, modern toplumların vazgeçilmezleri arasında yer alır." ifadesi kullanıldı.
Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda bu tür üzücü olayların yaşanmadığını belirterek, provokasyon amaçlı saldırıyı kınadı.
Ceyhun, konuyu yakından takip ettiklerini dile getirerek, emniyet güçlerinin olaya ilişkin incelemesinin sonuçlarını beklediklerini söyledi.
- "Çok ciddiye alınması gereken bir mesele"
Avusturya’da yaşayan Müslümanları temsil eden Avusturya İslam Cemaati (İGGÖ) Başkanı Ümit Vural da ATİB’e bağlı faaliyet gösteren camiye yapılan saldırıyı yakından takip ettiklerini, yetkililerle temas halinde olduklarını söyledi.
Vural, "Graz'da maalesef birkaç yıldır camilerimize saldırılar düzenleniyor. ATİB’e ait bir caminin girişi, kesik domuz başıyla kirletildi. Çok ciddiye alınması gereken bir mesele. Menfur saldırıyı kınıyoruz. Zira, tüm dinlerin ibadethaneleri özel korumaya sahiptir." dedi.
Anayasayı Koruma Birimi’nin konuya ilişkin inceleme başlattığı bilgisini paylaşan Vural, olayın en kısa sürede açıklığa kavuşturulmasını ümit ettiklerini dile getirdi.
Graz’da 2016’da da bir caminin girişine kesilmiş domuz kafası bırakılmıştı.
GÜMÜLCİNE (AA) - Batı Trakya'daki soydaş milletvekilleri, Gümülcine yakınlarında bulunan Narlıköy'deki Türk mezarlığına düzenlenen saldırıyı kınadı.
Radikal Sol İttifakın (SYRIZA) Rodop ilinden milletvekili Özgür Ferhat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "İnsanlık dışı yapılabilecek en büyük saygısızlık ebediyete intikal etmişlerimizin kabirlerine yapılan saldırıdır. Narlıköylülere geçmiş olsun. Bu çirkin saldırının faillerinin bir an önce bulunmasını ve bu tür provokasyonların bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum." ifadesini kullandı.
Değişim Hareketi Partisi (KINAL) İskeçe Milletvekili Burhan Baran da yapılan saldırıyı şiddetle kınadığını belirterek "Halkımızı olay aydınlatılıncaya kadar sağduyulu olmaya davet ediyorum." paylaşımında bulundu.
Yunanistan Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Genel Sekreteri Yorgos Kalancis, yayımladığı açıklamada, utanç verici olarak nitelendirdiği saldırıyı kınadı.
Batı Trakya'da dün, Gümülcine yakınlarında bulunan Narlıköy'deki Türk mezarlığına saldırı düzenlenmişti.
Kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerce yapılan saldırıda yaklaşık 20 mezar taşına zarar verilmişti.
Mezarlığı ziyaret edenlerin fark ettiği saldırıyla ilgili yerel makamlar bilgilendirilmişti.
BERLİN (AA) - Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Türkiye'den yapılan vize müracaatlarındaki sıkıntıların devam ettiğini belirterek, hem AB'nin hem de Almanya'nın Türkiye ile vize konusunda yükümlülüklerini yerine getirmesini beklediklerini söyledi.
Büyükelçi Şen, Berlin’de düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı IFA 2023'teki Türk stantlarını gezerek Türk iş insanlarının istek ve şikayetlerini dinledi.
Şen, AA muhabirine, Türkiye'nin Avrupa ailesinin parçası olduğunu belirterek, "Türkiye, aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) katılım müzakereleri yürütmekte olan aday ülkedir. AB üyeliğini kendisine stratejik hedef almış bir ülkedir." dedi.
Türkiye’nin AB ile arasında uzun yıllardır Gümrük Birliği'nin olduğunu, bu Birlik ve AB müktesebatından kaynaklanan belirli haklarının bulunduğunu vurgulayan Şen, şunları dile getirdi:
“Bunların içerisinde daha önce AB ile başlattığımız ve son aşamasına kadar geldiğimiz vize muafiyeti diyaloğu süreci de var. Bu, birinci unsur. İkinci unsur olarak Türkiye, AB'nin ve özellikle Almanya'nın en önemli ticari partnerlerinden birisi. Burası bizim ihracatımız bakımından birinci sırada. Bu kadar yoğun ilişkiler göz önüne alındığında aslında insanımızın daha fazla gelip gidiyor, burada daha fazla temas edebiliyor olması, daha fazla imkan sahibi olması lazım.”
Şen, Türkiye ile Almanya arasındaki beşeri münasebetlerin de çok yoğun olduğunu anlattı.
Firma temsilcilerinin fuara başvurmalarına ve ücretini ödemelerine rağmen vize alamayanların olduğunu hatta vize başvurusu için randevu dahi alamayanların bulunduğunu ve bu nedenle katılamayanların olduğunu anlattıklarını ifade eden Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu, bizim için çok üzücü bir durum. Biz hem AB'nin hem de Almanya'nın Türkiye ile vize konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz. Bir an önce vize muafiyetinin önce hedeflenip bir programa bağlanıp -Belki bir kaç yıl alacaktır- bunun üzerinden hemen bir vize kolaylığı sağlanmasını, özellikle ve öncelikle iş insanlarımıza, öğrencilerimize ve akademisyenlerimize vize kolaylığının bir an önce yürürlüğe konmasını bekliyoruz. Bu beklentimizi her fırsatta Alman dostlarımız ve Alman Dışişleri Bakanlığının dikkatine getiriyoruz. Umarım bu alanda yakın zamanda bir gelişme olabilecektir.”
- "Vize kolaylığı konusunda adım atılmasını bekliyoruz"
Şen, Türkiye'den yapılan vize müracaatlarındaki sıkıntılara ilişkin, diplomatlar olarak aralarında görüş ve bilgi alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Kendi muhataplarının dürüstlüğüne, söylediklerinin gerçek olduğuna inandıklarını ve inanmak istediklerini vurgulayan Şen, "Önemli bir sorun olduğunun farkındayız. Bunu her fırsatta diplomat meslektaşlarımız ve aynı zamanda her zaman siyasi ve üst düzey temaslarda Alman makamlarının dikkatine getiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Son aylarda vize sürecinin çok uzun sürmesi, ret ve istenen evrak sayısının artırılması, iş insanlarının ücret ödemelerine karşın fuarlara katılamaması gibi konularda ciddi sorunların devam ettiğini anlatan Şen, şunları kaydetti:
"İki ülke arasındaki beşeri münasebetler, her alanda çok yoğun. Bizim burada yaşayan çok sayıda insanımız var. Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz çok yoğun. Sivil toplum alanında da ilişkilerimiz gelişiyor. Biz bu yoğunluğa yaraşır şekilde özellikle Almanya ile ama Almanya tabii Schengen bölgesinde olduğu için AB ile bu vize serbestisi ve vize kolaylığı konusunda artık adım atılmasını ve ilerleme sağlanmasını bekliyoruz."
BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Türkiye’nin, Rusya ve Ukrayna’nın Karadeniz üzerinden yaptığı tahıl sevkiyatını düzenleyen Karadeniz Tahıl Girişimini yeniden rayına oturtma çabalarının önemli olduğunu söyledi.
Baerbock ile Rumen mevkidaşı Luminita Odobescu, Berlin’de yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Romanya’nın yüz binlerce Ukraynalı mülteciyi barındırdığını, “Savaş Uçağı Koalisyonu” kapsamında da Ukraynalı F16 savaş uçağı pilotlarına eğitim vererek Ukrayna’ya Rus saldırganlığına karşı yardım ettiğini belirten Baerbock, Rusya’nın Karadeniz'deki savaş gemilerinin silahlarını tahıl nakliyecilerine doğrulttuğunu ve tahıl aktarma noktalarını bombaladığını ifade etti.
Baerbock, Tuna Nehri üzerindeki limanların milyonlarca ton tahıl için son derece önemli merkezler haline geldiğini, Rusya’nın bunları IHA’larla ve bombalarla yeryüzünden silmek istediğini kaydetti.
Türkiye'nin çabalarıyla Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda hayata geçirilen Karadeniz Tahıl Anlaşması konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tutumunu eleştiren Baerbock, “Türkiye'nin anlaşmayı yeniden rayına oturtma çabaları önemlidir. Sadece Putin yüzünden yük gemileri tekrar serbest geçiş yapamıyor.” ifadesini kullandı.
Baerbock, Rusya'nın acımasız savaşının dünyadaki yoksullar için de sonuçları olduğunu, Rusya’nın küresel açlığı daha da artırdığını ifade etti.
Romanya ve Bulgaristan’ın Schengen bölgesine üye olmaları gerektiğini vurgulayan Baerbock, buna karşı çıkan ülkelere bu engellemeyi sonlandırmaları çağrısında bulundu.
Romanya Dışişleri Bakanı Luminita Odobescu da Rusya'nın Tuna bölgesine saldırılarını kınayarak, insansız hava aracı saldırılarının Romanya topraklarına veya sularına doğrudan bir tehdit oluşturmadığını belirtti.
Odobescu, Almanya ile çeşitli alanlarda işbirliklerini genişletmek istediklerini dile getirerek, Romanya’nın Schengen bölgesi üyeliğine destek veren Alman hükümetine teşekkür etti.
Romanya’nın AB’nin genişlemesini desteklediğini vurgulayan Odobescu, Moldova ve Ukrayna'nın Avrupa entegrasyonunun önemli bir siyasi önceliğe sahip olduğunu sözlerine ekledi.
LONDRA (AA) - Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini hedefleyen Invest in Türkiye Forum 2023'ün (Türkiye’de Yatırım Forumu 2023) iki ülkenin iş dünyası temsilcilerini 19 Eylül’de Londra’da buluşturacağı bildirildi.
Etkinliği düzenleyen EEL Events’ten yapılan açıklamada, etkinliğin Londra'da St. Ermin's Hotel’de ve İngiliz parlamentosunda düzenleneceği bildirildi.
Açıklamada, Türk ve İngiliz konukları, yatırımcıları ve düşünce liderlerini bir araya getirecek etkinlikle, katılımcıların değerli bağlantılar kurması, öngörülerin paylaşılması ve Türkiye ile Birleşik Krallık arasında ekonomik bağları daha da güçlendirebilecek bir sinerji ortamının yaratılmasının hedeflendiği belirtildi.
- Ekonomik ilişkiler tüm zamanların en yüksek seviyesinde
Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen EEL Events Kıdemli Proje Yöneticisi Emine Azed Acar, söz konusu etkinliğin mevcut ekonomik ortamda önemini vurguladı.
Acar, "Invest in Türkiye Forum 2023, uluslararası yatırımcılara ve iş dünyası liderlerine Türkiye-Birleşik Krallık ekonomik koridoruna dahil olmaları için eşsiz bir platform sunuyor." dedi.
İkili ilişkilerin ekonomik olarak oluşturduğu potansiyele dikkati çeken Acar, "Ekonomik ilişkilerin tüm zamanların en yüksek seviyesinde olduğu bir dönemde gerçekleştirilen bu etkinlik, bu ortaklığın sunduğu muazzam fırsatlardan yararlanmak isteyenlerin mutlaka katılması gereken bir etkinlik." ifadesini kullandı.
EEL Events açıklamasında, etkinliğin önde gelen Türk ve İngiliz konukları, yatırımcıları ve düşünce liderlerini bir araya getiren bir ağ oluşturmayı hedeflediği kaydedildi.
Etkinlikte Türkiye'nin dinamik ekonomik ortamında öne çıkan önemli temaların ve fırsatların ele alınacağı belirtilen açıklamada, etkinlik kapsamında düzenlenecek oturumlarda iklim geçişinin finansmanı, 2023 için birleşme ve satın alma görünümü, sürdürülebilir altyapı yatırımları, yeşil enerji ölçeklenebilirliği ve proje finansmanı gibi başlıkların görüşüleceği kaydedildi.
Açıklamada, etkinliğe ilişkin daha fazla bilgi almak ve kayıt olmak için www.eelevents.co.uk/upcoming-events/invest-in-turkey-forum-2023 adresini ziyaret edilebileceği belirtildi.
ANKARA (AA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İsrail Enerji Bakanı Israel Katz ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Bayraktar, X sosyal medya platformundan, İsrail Enerji Bakanı Katz ile görüşmesine ilişkin paylaşımda bulundu.
Söz konusu görüşmede, doğal gaz başta olmak üzere enerji alanındaki ikili ve bölgesel işbirliği imkanlarını değerlendirdiklerini belirten Bayraktar, "Sayın Katz'ın yaptığı davet kapsamında en kısa sürede İsrail ziyaretimizi de gerçekleştirmeyi planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
İsrail Enerji Bakanı Israel Katz da sosyal medya platformu X'ten yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
"Türkiye Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar ile verimli bir sohbet gerçekleştirdik. Enerji işbirliğimizi yenilemenin olanaklarını tartıştık. Başbakan Netanyahu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşme amaçlı (Türkiye'ye) bir ziyaret planlarken, bölgesel işbirliği açısından umut verici bir dönemden geçiyoruz. Bizi izlemeye devam edin."
İSTANBUL (AA) - Kaspersky, şirket birleşmeleri ve satın almalarındaki artışın, siber güvenlik uygulamalarına duyulan ihtiyacı da gündeme getirdiğini paylaştı.
Şirket yaptığı açıklamayla, bir işletmeyi satın alırken siber güvenlik risklerinin nasıl ortadan kaldırılacağına ilişkin bilgiler verdi.
Buna göre, küresel işletmelerin giderek daha fazla birbirine bağlı hale gelmesinin yanı sıra, şirketlerin büyüme, çeşitlendirme ve stratejik konumlanma arayışına girmesiyle birleşme ve satın almaların sayısı artıyor.
LexAfrica tarafından paylaşılan Dealmakers Africa'nın son verileri, Afrika'daki birleşme ve satın alma faaliyetlerinde güçlü bir artışa işaret ediyor ve kıtanın küresel iş dünyasında yükselen önemine ışık tutuyor. Kaspersky'nin de altını çizdiği üzere birleşme ve satın alma sayısındaki bu artış, siber güvenlik uygulamalarına duyulan ihtiyacı da gündeme getiriyor.
Rapor, Afrika'da 2022 yılının ilk çeyreğinde birleşme ve satın alma faaliyetlerinde önemli bir artış olduğunu vurguluyor. Güney Afrika hariç Afrika kıtasında 2022 yılında 9,7 milyar dolar değerinde anlaşma yapıldı. Bu rakam bir önceki yılın aynı dönemine göre neredeyse üç kat artışa karşılık geliyor. Batı ve Kuzey Afrika gibi bölgeler birleşme ve satın almaların yoğunlaştığı yerler haline gelirken, bu bölgelerdeki potansiyel siber risklerin farkında olmak hayati önem taşıyor.
Kaspersky, bu nedenle birleşme ve satın alma faaliyetlerinin beraberinde getirdiği güvenlik açıkları konusuna özellikle dikkati çekiyor. Başka bir işletmeyi satın almak veya birleşmek beraberinde dijital sistemleri, ağları ve verileri entegre etmek anlamına geliyor. Bu entegrasyon süreci doğru yönetilmezse her iki tarafı da siber tehditlere maruz bırakma riski oldukça yüksek.
- "Bir şirketi satın aldığınızda bu onun risklerini ve sorumluluğunu da üstlendiğiniz anlamına gelir"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky Bilgi Güvenliği Bölümü Başkanı Alexey Vovk, "Halihazırda kurulu bir işletmeyi satın almak, hızlı kazanç potansiyeli nedeniyle girişimciler veya işlerini genişletebilecek yenilikçi varlıklar veya istihbaratlar elde etmek isteyen büyük şirketler için cazip bir seçenek sunuyor. Ancak bu süreçte yasal, finansal ve yönetişimsel durum tespitlerinin yanı sıra güvenlik de odak noktası olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Vovk, tüm tavsiyelerin ötesinde, çalışan hatalarının da bir endişe kaynağı olduğunu ve bunun önemli veri ihlallerine yol açabileceğini vurgulayarak, bu durumun, Kaspersky'nin Orta Doğu, Türkiye ve Afrika bölgesindeki çalışanlar arasında gerçekleştirdiği son araştırmasında da kanıtlandığını anımsattı.
Kaspersky Otomatik Güvenlik Farkındalığı Platformu'nda (KASAP) yerleşik olarak bulunan kimlik avı simülatörü ile yapılan testinin, çalışanların yüzde 20'sinin kötü amaçlı bağlantılara tıkladığını ve kurumsal duyurular içerdiği iddia edilen dolandırıcılık e-postalarına aldanma eğiliminde olduğunu gösterdiğine işaret eden Vovk, şu bilgileri verdi:
"Bir işletmeyi satın alırken, satın alan kuruluş, çalışanlar ve hassas verileri işleyen üçüncü taraflar söz konusu olduğunda, personele daha önce verilen siber güvenlik eğitimlerinin yanı sıra gizlilik anlaşmaları da dikkate alınmalıdır. Temel olarak, veri erişiminin sınırlandırılmasını ve çalışanlar ayrıldığında uygun şekilde iptal edilmesini sağlamak için yeni kuruluşta şirket kaynaklarına yönelik gerekli erişim kontrolleri uygulanmalıdır. Bunların yanı sıra birleşme veya satın alma süreçlerinde veri koruma ve siber güvenlikle ilgili yasalar konusunda bilgi sahibi olmak da büyük önem taşıyor.
Bu, kişisel verilerin sorumlu bir şekilde işlenmesi için öngörülen koşulları düzenleyen bölgesel regülasyonları ve yasaları da kapsıyor. Bir şirketi satın aldığınızda bu onun risklerini ve sorumluluğunu da üstlendiğiniz anlamına gelir. İşletmelerin siber dayanıklılığının en iyi şekilde sağlanması ve sürdürülmesi devamlılık gerektiren bir süreçtir. Tehdit aktörlerinin yeni teknik ve taktiklerinden korunmak için dijital iş çözümlerine, araçlarına ve becerilerine ek yatırımlar yapmak, yasalara uygun kuralları belirlemek ve siber güvenlik politikalarını ve koruma sistemlerini gözden geçirmek gerekir. Siber güvenlik seviyenizi en başından itibaren kontrol etmek, olaylara dair olasılığını azaltmanıza, gelişim için net bir yol belirlemenize ve yeni hedeflere ulaşmanıza yardımcı olacaktır."
- "Şirketin geçmişte yapmış olabileceği siber güvenlik denetimlerini araştırın"
Açıklamada, yeni bir işletmeyi satın almadan önce dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin şu uyarılarda da bulunuldu:
"Mevcut siber güvenlik önlemleri, şirketin geçmişte yapmış olabileceği siber güvenlik denetimlerini araştırın. Değerli varlıklar, işletmenin en değerli dijital varlıklarını belirleyin. Bir e-ticaret platformu için örneğin bu web sitesi olabilir. Bunları kapsamlı güvenlik açığı kontrolünden geçirin. Barındırma ve veri yönetimi; şirketin web barındırma sağlayıcısı ve sağlayıcının itibarı hakkında bilgi edinin. Geçmişte yaşanan güvenlik olayları, barındırma hizmetinin değiştirilmesini gerektirebilir. Güvenlik standartları, işletmenin niteliğine bağlı olarak uyması gereken belirli siber güvenlik standartları olabilir. Kritik varlıkları olmayan işletmeler bile fidye yazılımı gibi yaygın tehditleri engellemek için temel güvenliğe sahip olmalıdır. Şirket itibarı ve veri ihlalleri; geçmişteki veri ihlallerini ve sonraki düzeltme adımlarını araştırın. Veri sızıntıları bir şirketin itibarını zedeleyebilir ve yasal sorunlara davetiye çıkarabilir. "