Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
BERLİN (AA) - Space X ile Tesla'nın Üst Yöneticisi (CEO) ve sosyal medya platformu X'in sahibi Elon Musk, Polonya'nın Krakow kentindeki Auschwitz Yahudi toplama kampını ziyaret etti.
Alman medyasındaki haberlerde, Avrupa Yahudi Derneğince (EJA) düzenlenen bir konferans çerçevesinde Krakow'da bulunan Musk, toplama kampını da ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı.
Almanya'da Hitler yönetimi, 1939-1945 döneminde Yahudiler başta olmak üzere Romanlar, Nazi aleyhtarı Almanlar, engelliler, savaş tutsakları, Lehler ve diğer Slavların da aralarında bulunduğu milyonlarca kişiyi sistematik olarak katletmişti.
2. Dünya Savaşı sırasında soykırıma kurban giden Yahudi sayısının 6 milyon olduğu belirtiliyor.
Auschwitz toplama kampında tutulanlar, 27 Ocak 1945'te Kızıl Ordu askerlerince kurtarılmıştı.
Yahudi soykırımı için simge niteliği taşıyan Auschwitz kampında, yaklaşık 1,1 milyon kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor.
BERLİN (AA) - Almanya'ya vizesiz seyahat ederek gelen ve burada 90 günü aşan İsrail vatandaşlarının, herhangi bir işlem yapmadan 3 ay daha kalabilecekleri bildirildi.
İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Almanya'ya vizesiz olarak seyahat eden İsraillilerin 26 Nisan 2024 tarihine kadar bürokratik işlem yapmadan kalabileceklerini öngören yönetmeliğin çıkarıldığı belirtildi.
Açıklamada, 7 Ekim olayları sonrasında Almanya'ya gelen İsraillilerin otomatik olarak 3 ay daha kalabilecekleri ifade edildi.
Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, "Düzenlememizle İsrail vatandaşlarının (vizesiz gelen) herhangi bir başvuru yapmalarına gerek kalmadan üç ay daha Almanya'da kalmalarına olanak sağlıyoruz. İsrail'deki insanları yalnız bırakmayacağız." ifadesini kullandı.
İsrail vatandaşları, Almanya'da 90 gün boyunca vizesiz kalabiliyordu.
KÖLN (AA) - MESUT ZEYREK - Almanya’da çifte vatandaşlığı mümkün kılacak yasa tasarısının Federal Meclis'te kabul edilmesi, başta Türkler olmak üzere ülkede yaşayanlar tarafından olumlu karşılandı.
Köln'de yaşayanlar, AA muhabirine, Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Partinin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükümetince hazırlanan "Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu" başlıklı tasarının kabul edilmesini sevinçle karşıladıklarını ifade ettiler.
Kentte esnaflık yapan Hidayet Yiğit, 2005 yılında Alman vatandaşlığına geçtiği için mecburen Türk vatandaşlığından çıkmak zorunda kaldığını ve bu kararla tekrar Türk vatandaşlığına dönüp çifte vatandaş olabileceği için mutlu olduğunu söyledi.
Şu anki mevcut hükümetin en isabetli kararının çifte vatandaşlık yasasını meclisten geçirmek olduğunu belirten Yiğit, "Bu, buradaki yabancılar, özellikle Türkler için büyük bir şans. Belki ülkede 2 milyona yakın Alman vatandaşlığına geçmek isteyen Türk vatandaşı var. Yasa yürürlüğe girdikten sonra insanımız buna büyük ilgi gösterecektir. Çünkü hem buradaki haklarını hem Türkiye'deki haklarını korumak için çifte vatandaşlığın çok önemli olduğunu düşünüyorum." dedi.
Türkiye'den Almanya'ya göç eden ilk kuşak arasında yer alan Şefik Karagüzel, yaklaşık 30 yıldır çifte vatandaşlık hakkının Türklere de verilmesi için mücadele ettiklerini aktararak, karardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Karagüzel, "Biz bulunduğumuz ülkeyi, yani burayı, Almanya'yı ikinci ülkemiz olarak kabul ediyoruz. Vatandaşlığın olsun ya da olmasın bu memleketin başına gelecek herhangi bir sıkıntıda sanki buranın vatandaşı gibi burayı korumaya, kollamaya ve kalkındırmaya çalışırız. Bunun için hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah yakında bu millet uyanır ya da buradaki idareciler uyanır ve vize konusundaki olan bu sıkıntıyı da ortadan kaldırır." değerlendirmesinde bulundu.
Emekli Osman Nortoğlu da, yeni kanunun iyi bir şey olduğunu ancak kendileri için artık geç kalındığını belirterek, "Çünkü yaşımız gelmiş, oraya gidip geleceğiz, uğraşacağız. Zamanında iki devlet, arasında anlaşsaydı daha iyi olacaktı. Gençlere tavsiye ederim, hiç durmadan koşsunlar." şeklinde konuştu.
Emekli Necdet Ergül ise, "Hangi ülkenin vatandaşı olursan ol, kapıda kendi ismin yazıyor. O yüzden bu vatandaşlığa geçme işi bana hiç akılcı gelmiyor. Herkes kendi bilir tabii. Benim çocuklarım mesela ben pasaportumu teslim etmem diyor, ben neden Alman olayım ki ben Türküm diyor. Herkes bir olmaz." ifadelerini kullandı.
- Almanlar da olumlu karşılıyor
Köln'de yaşayan Alman vatandaşı Katrin Kinderdick, partnerinin Türk olduğunu ve bu kararın yasalaşmasından sonra çifte vatandaşlık alabilecek olmasından dolayı memnun olduğunu belirtti.
Kinderdick, "Bence bu iyi bir şey, çünkü belli bir esneklik sağlıyor,; göçmen geçmişi olan insanlar, köklerinin olduğu ülkede daha uzun süre kalabilirler, aynı zamanda yaşadıkları ülkede de kalabilirler. Mesela şu an Avrupa Birliği ülkesi pasaportuyla Almanya'ya ulaşım şansı var. Bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyorum." dedi.
Haithem isimli Alman vatandaşı, "Çifte vatandaşlıkla ilgili bir sorunum yok, bu iyi bir şey. Eğer insanların bir şekilde iki pasaportu varsa ve kendinizi iki ülkeye bağlı hissediyorsanız, bu kişiye bir şekilde katkıda bulunuyorsa neden bir pasaporttan vazgeçesiniz ki?" diye konuştu.
Alman vatandaşı olan Pia ise "Çifte vatandaşlığın aslında iyi olduğunu düşünüyorum. Bence bu, bundan yararlanabilecek insanlar için iyi bir fırsat." yorumunu paylaştı.
- "Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu Yasası"
Kamuoyunda "çifte vatandaşlık yasası" olarak bilinen "Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu Yasası"yla Alman vatandaşlığına geçmek için istenen yasal ikamet süresi, 8 yıldan 5 yıla indirildi.
Alman vatandaşlığına geçmek isteyen kişinin ülkedeki yaşam şartlarına uyum sağlama konusunda okul veya mesleki başarısının bulunması, gönüllü çalışmalar yapması veya dil öğrenmek için özel çaba sarf etmesi gibi durumlarda bu süre 3 yıla düşürüldü.
Çifte vatandaşlık imkanı tanındığı için daha önce yürürlükte olan ve gençleri 23 yaşına kadar ebeveynlerinin vatandaşlığı veya Alman vatandaşlığı arasında seçim yapmaya zorlayan "opsiyon modeli" tamamen kaldırılmış oldu.
Almanya'da doğan çocuklar, Alman vatandaşı olmasalar da ebeveynlerinden birinin en az 5 yıl yasal olarak ülkede ikamet etmesi halinde Alman vatandaşlığı alabilecek.
Alman vatandaşlığına geçiş için ayrıca kişinin kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçimini, sosyal yardım almadan sağlaması gerekiyor. Misafir işçi jenerasyonu yani 1960'larda Almanya'ya gelen Türk işçiler ile son 2 yılda 20 ay tam gün çalışan yabancılar ve tam gün çalışan kişilerin yabancı eşleri bundan muaf tutulacak.
Misafir işçi jenerasyonu için Alman vatandaşlığına geçişteki yazılı sınav zorunluluğu da kaldırılacak.
Yasa, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'in onayı sonrası resmi gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek.
İSTANBUL (AA) - Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri arasındaki ticarette son yıllarda büyük artış olduğunu belirterek, "Üye ülkelerin kendi aralarındaki ticaret 2022 yılında 33 milyar dolar iken 2023 yılında 42 milyar dolara yükseldi. Bu bizim üye ülkelerimizin dünyaya yaptığı toplam ihracatlarının küçük bir payını oluşturuyor." dedi.
Ticaret Bakanı Bolat, Türk Devletleri Rekabet Konseyi 1. Toplantısı ve Seremonisi'nde yaptığı konuşmada, içinde bulunulan yüzyılda ülkeler ve devletlerin, bölgesel ve ekonomik gruplaşmalar içine girdiğine dikkati çekerek, dünyada güç birliği ve işbirliği yapmak istediklerini ifade etti.
Temelleri 3 Ekim 2009'da Nahçıvan Anlaşması ile atılan Türk Devletleri Teşkilatının her geçen yıl güçlendiğini, kurumsallaştığını ve dayanışmasını arttırdığını dile getiren Bolat, "Biz ne kadar gücümüzü birleştirirsek dayanışmamızı arttırırsak dünya arenasında daha etkin olacağız. Bizim birliğimiz gücümüzdür. Bu ilkeyi unutmamalıyız." diye konuştu.
Türk dünyasının birliği, beraberliği ve dayanışmasının çok büyük önem taşıdığına işaret eden Bolat, "Türk Devletleri Teşkilatı olarak 170 milyona yaklaşan genç ve çoğunluğu gençlerden oluşan nüfusumuz, 1,5 trilyon dolar seviyesindeki toplam milli gelirimiz, zengin doğal kaynaklarımız ve orta koridor dediğimiz dünyanın en önemli ticaret yolunda bulunmamız hasebiyle ticaret ve ekonomik işbirliğimizi daha fazla geliştirmemiz için hem büyük fırsatlar." ifadelerini kullandı.
Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkelerinin kendi aralarındaki ticarette son yıllarda büyük bir artış olduğunu belirten Bolat, "Üye ülkelerin kendi aralarındaki ticaret 2022 yılında 33 milyar dolar iken 2023 yılında 42 milyar dolara yükseldi. Bu bizim üye ülkelerimizin dünyaya yaptığı toplam ihracatlarının küçük bir payını oluşturuyor." şeklinde konuştu.
Bolat, 2021'de İstanbul'da yapılan Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinin sonuç bildirisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığını anımsatarak, burada "Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi"nin ortaya konulduğunu söyledi.
Bu belgede birçok alanın yanında finansal bağımsızlık, yabancı paraların kullanımının azaltılması, yerel para birimlerinde ticaretin arttırılması ve bütünleşmiş ticari altyapının geliştirilmesi gibi önemli hedeflerin ortaya konulduğunu dile getiren Bolat, Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkelerinin dayanışma ruhuna uygun şekilde birbirlerinin yerli üretimlerini desteklemelerinin memnuniyet verici olduğuna işaret etti.
Bolat, "Türkiye olarak 61 yıllık bir rüyamız olan elektrikli yerli üretim otomobil Togg'un üretimi noktasında teşkilat üyesi ülkelerden çok ciddi ilgi ve talep görüyoruz, bu da bizi mutlu etmektedir." dedi.
Bakan Bolat, Rekabet Kurumunun dış ilişkiler noktasında son derece aktif olduğunu, Balkanlar'dan Orta Asya'ya, Kafkasya'dan Afrika'ya kadar geniş bir coğrafyada Türkiye'nin siyasi, ekonomik, kültürel yakın bağları olan ülkelerle rekabet konusunda tecrübe paylaşımı, eğitim ve bilgi desteği ile işbirliği anlamında her türlü yakın çalışmayı gösterdiğini anlattı.
Türk Devletleri Teşkilatı Rekabet Kurumları Konseyinin resmen kurulmuş olduğunu kaydeden Bolat, bu konseyin ekonomik ilişkilerde, ticaret ilişkilerinde, üretimde ve dünyadaki gelişmeleri takip anlamında bilgi, tecrübe paylaşımı olarak çok önemli bir misyon üstleneceğini bildirdi.
Bolat, "Gelişmekte olan ülkelerde rekabet kültürünün ve anlayışının yayılması, kurumsallaşmanın tesis edilmesi anlamında Rekabet Kurumumuz önemli faaliyetler göstermektedir. Biz de Ticaret Bakanlığı olarak tüm bu gelişmeleri takdirle izliyor ve destekliyoruz." diye konuştu.
- "Türk Devletleri Rekabet Konseyini uygun bir çatı olarak görüyoruz"
Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle de Türk Devletleri Teşkilatının ortak dil, tarih ve Türk kültürünün verdiği motivasyon ile Türk devletleri ve halkları arasındaki dayanışmayı geliştirme gayesiyle kurulduğunu söyledi.
Küle, "Türk Devletleri Teşkilatının amaçları arasında yer alan Türk dünyasının kendi içinde ticari canlılığı, endüstriyel hareketliliği, üretici ve yenilikçi olmayı ve nihayet ekonomik entegrasyonu gerçekleştirebilmesinin yolunun, işleyen bir serbest piyasa ekonomisinin ve bunun garantörü olan rekabet düzeninin oturtulmasından geçtiği fikri son derece makul ve gerçekçi bir ufuk olarak önümüzde duruyor." ifadesini kullandı.
Kurum olarak, bilgi ve tecrübelerini paylaşmak, diğer üye ülke otoritelerinin ne yaptıklarını ve nasıl yaptıklarını yakından takip etmek noktasında Türk Devletleri Rekabet Konseyini uygun bir çatı olarak gördüklerine dikkati çeken Küle, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hem mesleki gelişim anlamında muhataplarımızla karşılıklı temaslar, çalışmalar ve ortak projeler yürütmeyi hem de teşkilatın amaçlarına bu şekilde katkı sunmayı tarihi bir görev olarak addetmekte, kardeş Türk dünyası rekabet otoriteleriyle girişilecek böylesi bir birlikteliğin kurumsallaşmasının işbirliğinin istikrarı açısından önemli olduğunu değerlendirmekteyiz."
- "Bu dönem bir Türk devri olacak"
Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Merey Mukazhan da "Türkiye Yüzyılı"nın bu tür etkinlikle başlamasının sembolik bir manasının olduğunu belirterek, geçen yılın kasım ayında Türk Devletleri Teşkilatının Astana Zirvesi'nde bahsedildiği gibi bu dönemin Türk devri olacağını söyledi.
Mukazhan, Türk Devletleri Teşkilatı olarak ekonomik aktivitelerin çeşitlendirilmesi, dayanıklılığının arttırılması açısından dijital teknolojilere odaklanmak gibi ortak bir hedefleri bulunduğunu anımsatarak, "Son 10 yıllık zaman zarfında ülkelerimiz belirgin bir iyileşme gösterdi." dedi.
Küresel ticaretin önemli bir kısmını dijitalleşme ve dijital kanalların oluşturduğunun altını çizen Mukazhan, güvenilir ticari dijital ortam oluşturacaklarını belirterek, ticaretin yalnızca büyük şirketlere değil, KOBİ'lere de fayda sağlayan bir şey olması gerektiğini vurguladı.
Gute Nachricht für viele Unternehmen: Die AOK entlastet im neuen Jahr Betriebe finanziell. Die Umlagesätze der Ausgleichskassen für Krankheit (U1) sinken um bis zu 0,6 Prozentpunkte, die für Mutterschutz (U2) um 0,24 Prozentpunkte. Das hat die Selbstverwaltung der AOK Bayern beschlossen. Fallen Mitarbeitende wegen Krankheit oder auch Mutterschaft aus, können sich Arbeitgeber bei der AOK wirksam gegen das finanzielle Risiko der Entgeltfortzahlung absichern. „Die deutliche Senkung der Umlagesätze bringt in diesem Jahr eine bayernweite Entlastung der Lohnzusatzkosten von über 260 Millionen Euro,“ so Walter Heußlein, alternierender Beiratsvorsitzender der Arbeitgeberseite bei der AOK in Würzburg. „Gerade kleinere Betriebe aus unserer Region profitieren davon und können so ihre Wettbewerbsfähigkeit stärken.“ Bei einer Lohnsumme von 50.000 Euro können Arbeitgeber bis zu 420 Euro im Monat sparen.
Bis zum 29. Januar Anpassungen möglich
An der Ausgleichskasse U1 sind alle Arbeitgeber verpflichtend beteiligt, die nicht mehr als 30 Arbeitnehmende beschäftigen. Bei der Umlage U1 gibt es bei der AOK Bayern vier Erstattungssätze von 50 bis 80 Prozent zur Auswahl. Bis zum 29. Januar können alle teilnehmenden Unternehmen ihren Erstattungssatz für das laufende Jahr anpassen. Die finanziellen Belastungen, die durch die Zahlung des Arbeitgeberzuschusses während der Mutterschutzfristen entstehen, wird durch das Ausgleichsverfahren U2 ausgeglichen. Hier sind alle Arbeitgeber beteiligt.
Weitere Informationen und Beratung zum Thema Umlage gibt es bei der AOK in Würzburg unter der Telefon-Nummer 0931 388-950, oder im Internet unter www.aok-business.de/bay.
Über 600 Schülerinnen und Schüler bei „It ́s a MATCH – Basketball meets Handwerk“ – gemeinsames Angebot der HWK für Oberfranken und der Bamberg Baskets zum „Tag des Handwerks an bayerischen Schulen“
Bamberg. Spannender Doppeleinsatz in der Brose Arena in Bamberg: Erst erlebte die Halle einen regelrechten Ansturm von Schülerinnen und Schülern, die sich bei über das Handwerk informierten; dann folgte das sportliche Duell der Bambergs Baskets gegen den amtierenden deutschen Basketballmeister Ratiopharm Ulm. Während das Basketballspiel leider verloren ging, war dieVeranstaltung „It`s a MATCH: Basketball meets Handwerk“ für die über 600 Jugendlichen und die Handwerksbetriebe ein Gewinn.
"It's a MATCH – Basketball meets Handwerk" vereinte geschickt beide Aspekte. Ab 15 Uhr probierten die Schülerinnen und Schüler aus Bamberg und dem westlichen Oberfranken verschiedenen Handwerksberufe aus und erlebten die Leidenschaft der vor Ort vertretenen Handwerkerinnen und Handwerker hautnah. Elf Betriebe, das Mittelstand Digital-Zentrum Handwerk, das Nachwuchsteam der HWK und die Fachhochschule des Mittelstands präsentierten insgesamt 13 Ausbildungsberufe und informierten und erklärten die Karriereperspektiven im Handwerk. Eine Challenge leitete die Jugendlichen zu jedem Stand, an dem sie Fragen beantworten mussten, um an einem Gewinnspiel teilzunehmen. Die positive Resonanz der über 600 Schülerinnen und Schüler sowie ihrer Lehrerinnen und Lehrer war beeindruckend.
Matthias Graßmann, Präsident der Handwerkskammer für Oberfranken (HWK), äußerte sich begeistert: "Mit unserer Aktion haben wir einen beeindruckenden 'Tag des Handwerks an bayerischen Schulen' hingelegt. Dass so viele Schülerinnen und Schüler zu Besuch kamen und in direkten Kontakt mit Betrieben und dem Handwerk gekommen sind, ist ein großer Erfolg."
Diese Veranstaltung markierte den Auftakt der HWK zum "Tag des Handwerks an bayerischen Schulen" in diesem Jahr. Seit dem vergangenen Schuljahr ist für Schülerinnen und Schüler aller allgemeinbildenden Schulen in Bayern ein verpflichtender "Tag des Handwerks" eingeführt worden. Das Ziel ist es, den Jugendlichen handwerkliche Tätigkeiten näher zu bringen und die attraktiven Berufsfelder des modernen Handwerks praxisnah neben dem regulären Unterricht vorzustellen.
Yurtdışında yaşayan çocuklarımızın dil ve kültür gelişiminde önemli bir işlev gören Türkçe çizgi filmlerinin en sevilen kahramanlarından olan Rafadan Tayfa Hayrimatör Pforzheim’da sevenleriyle buluştu.
Pforzheim ve Çevresi Türk Veliler Derneği Başkanı Mümin Karaca’nın hiç bir destek almadan, kendi girişimleriyle zorda olsa, 106 kişi kapasiteli Pforzheim Kommunales Kino’da, Cumartesi sadece Türkçe ve Türk Kültürü derslerine katılan çocukların izlediği, yoğun talep üzerine Pazar günü ikinci seansta minikler aileriyle birlikte filmi izledi.
İKİ SEANS YAPILDI
TRT Çocuk’un sevilen karakterlerinin oluşturduğu Rafadan Tayfa ekibinin 4'ncü filmi, Rafadan Tayfa: Hayrimatör büyük beğeni topluyor. 29 Aralık’ta vizyona giren TRT ortak yapımı çizgi filmi Pforzheim’da küçük hayranları miniklerden ve ailelerden tam not aldı.
Hayri ve arkadaşlarının son macerası izleyiciden tam not aldı. TRT ortak yapımı "Rafadan Tayfa:
Hayrimatör" şimdiden iki milyon izleyici sınırına yaklaştı. 29 Aralıkta vizyona giren filme ilgi gişeye de yansıdı. Ocak ayının başında yaklaşık 390 bin kişi tarafından izlendi.
Yönetmenliğini İsmail Fidan’ın üstlendiği TRT Ortak yapımı çizgi film Hayri’nin icadı sonrası yaşananları anlatıyor. İcat Hayrimatör’ün kötü adamların eline geçmemesi için ekip zorlu bir maceraya atılıyor. Sinema etkinliğine Türkçe ve Türk Kültürü dersleri öğretmenleri, koordinatör öğretmen Tacettin Keskin, Dr. Bayram Tamtürk, Abdulkadir Yavuz, Ali Uğra’de katılarak derneğe destek oldular çocuklarla filmi beraber izlediler. Dernek yönetim kurulu, Fatoş Öztürk, Özlem Aksoy, Hatice Bayırlı, Perihan Süer ve Hülya Karaca, annelerle ve velilerle yakından ilgilendiler. Çocuklar ve aileleri sinemadan mutlu ayrıldılar.
Haber ve resim: Dogan Tufan
Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Seçim Hakkı Girişimi başkanı eğitimci-yazar Bahattin Gemici, “SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan koalisyon hükümetini, çifte vatandaşlık yasasını kabul ettikleri için kutluyoruz. Yeni yasa uyum için atılmış cesur ve önemli bir adımdır.” dedi.
Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Seçim Hakkı Girişimi başkanı, yazar Bahattin Gemici, “Koalisyonu oluşturan hükümet partilerini, Federal Meclis’te çifte vatandaşlık yasasını onayladıkları için kutluyoruz. Mücadelemizin başarıya ulaşmasından mutluyuz. Emeği geçen tüm kuruluşlarımıza teşekkür ediyoruz.” dedi.
Uzun yıllardır Seçim Hakkı Girişimi olarak azimli bir mücadele verdiklerini belirten girişim başkanı Bahattin Gemici, Dr. Aysun Aydemir ve Necla Marangoz, “Umutsuzluğa kapılmadan sabır ve sebatla mücadele ettik ve kazandık. Türk toplumu, eşit haklara kavuşmak için birlik ve beraberlik içinde mücadele ederek yeni kazanımlar elde edecektir.” görüşünü savundular.
Yeni yasanın yürürlüğe girmesiyle yurttaşlarımızın Almanya’daki yasal konumlarının güçleneceğini, kendilerini daha güvende hissedeceklerini ve seçimlerde oy kullanabileceklerini belirten girişim sözcüleri yurttaşlarımızı Alman siyasi partilerine üye olmaya ve aktif siyasete katılmaya davet etti.
YENİ BİR DÖNEMİN KAPILARI AÇILDI
Girişim başkanı Bahattin Gemici, “Çifte vatandaşlığın kabulü ile Almanya’da yeni bir dönem başlayacak, Almanya’nın kalifiye elemanlara duyduğu ihtiyaç karşılanacak, bu ülkede yaşayan göçmenlerin entegrasyonu ve demokratik yaşama katılımı kolaylaşacaktır.” görüşüne yer verdi.
Çifte Vatandaşlık Yasası’nın çoklu vatandaşlığın önünün açtığını, vatandaşlığa başvurmak için Almanya’da 8 yıl yaşamış olmak koşulunun 5 yıla, uyum için özel çaba gösterenler için ise 3 yıla indirildiğini belirten girişim sözcüleri, daha önce Alman vatandaşı olan ama kendi vatandaşlığından vazgeçmek zorunda kalan yurttaşlarımızın da tekrar Türk vatandaşlığına geçebileceklerini belirttiler.
MÜCADELE EDENLER KAZANIR
1985 yılından itibaren Prof. Dr. Hakkı Keskin’in ve Almanya Türk Toplumu’nun çifte vatandaşlık için yoğun bir kampanya başlattığını, 2015 yılında 75 kuruluşu biraraya getirerek kurdukları KRV- Seçim Hakkı Girişiminin yoğun çabaları ile mücadelenin hedefine yaklaştığını ifade eden Gemici şunları söyledi: “Almanya’daki demokratik göçmen örgütlerinin 40 yıldır verdikleri mücadele boşa gitmemiştir. Emeği geçen tüm kişi ve kuruluşlara teşekkür ediyoruz. Mücadele edenler bir gün mutlaka kazanır.”
Bayerns Innenminister Joachim Herrmann hat das heute vom Bundestag verabschiedete Gesetz zur Modernisierung des Staatangehörigkeitsrechts als "großen Fehler" bezeichnet: "Doppelstaatsbürgerschaften zur Regel zu machen sowie die für die Einbürgerung notwendige Aufenthaltszeit zu verkürzen, sind die völlig falschen Signale. Sie passen überhaupt nicht zu den aktuellen Entwicklungen. Diese neuen Einbürgerungsregelungen der Bundesregierung sind in höchstem Maße integrationsfeindlich und belohnen eine fehlende Bereitschaft zu einem Bekenntnis zu Deutschland." Die Einbürgerung könne nach Herrmanns Worten nur am Ende eines gelungenen Integrationsprozesses stehen. Die Ampelregierung verkehre dieses Prinzip nun ins Gegenteil und vergebe die deutsche Staatangehörigkeit viel zu leichtfertig. "Bayern wird dieses Gesetz im Bundesrat daher ablehnen."
Für den bayerischen Innenminister ist klar, dass überhaupt kein Anlass dafür besteht, eine Einbürgerung zu gewähren, wenn Ausländer die erforderlichen Integrationsleistungen nicht erbringen. Ausreichende Sprachkenntnisse seien nach wie vor die Schlüsselkompetenz schlechthin für ein erfolgreiches Leben in Deutschland. "Ich sehe keinen Grund, Personen mit der deutschen Staatsbürgerschaft auszustatten, wenn sie über Jahrzehnte hinweg keine Sprachkenntnisse erworben haben. Genau das wird nun künftig aber möglich sein. Das ist keine Modernisierung des Staatangehörigkeitsrecht, sondern ein Rückschritt." Der Minister betonte: "Neben ausreichenden Deutschkenntnissen und dem Bestreiten des eigenen Lebensunterhalts müssen sich Migranten aber auch eindeutig zu Deutschland und seinen Werten bekennen. Wenn die Ampelkoalition mit ihrer Reform auf diese wichtigen Einbürgerungsvoraussetzungen verzichtet, stellt sie integrationspolitisch die Weichen falsch und das mit schwerwiegenden Folgen für die Gesellschaft." Herrmann warf der Bundesregierung vor, bewusst die Entstehung von Parallelgesellschaften in Kauf zu nehmen, besonders, wenn nun Doppelstaatsbürgerschaften die Regel werden.
Bayern wird nun eine Bundesratsinitiative zur Aberkennung der Staatsangehörigkeit antisemitischer Straftäter und Hetzer starten. "Wir fordern darin den Bund auf, alle notwendigen rechtlichen Möglichkeiten, einschließlich etwaiger Änderungen des Grundgesetzes, zu prüfen, damit antisemitische Straftäter und Hetzer ihre deutsche Staatsangehörigkeit verlieren, wenn sie dadurch nicht staatenlos werden. Es kann doch nicht ernsthaft gewollt sein, dass Doppelstaater in solchen Fällen die einmal erworbene deutsche Staatsangehörigkeit für immer behalten dürfen und sich auf die damit verbundenen Privilegien berufen können," kritisierte Herrmann.