Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

KÖLN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya ile Ukrayna arasında barışın sağlanması için seçeneklerin araştırılmasının gerektiğini vurgulayarak, savaşın sona ermesi için her an katkıda bulunabileceklerini kaydetti.

Kazakistan'ı ziyaret eden Scholz, başkent Astana'da yaptığı açıklamada, Almanya ile Kazakistan'ın çok kapsamlı bir ortaklığı bulunduğunu ifade etti.

Scholz, "Orta Asya giderek daha önemli hale geliyor. Avrupa'nın merkezindeki büyük bir ülke olan Almanya'nın, Orta Asya ülkeleri için hem ekonomik hem diğer konularda bir ortak olarak mevcut olması çok önemli." dedi.

Kazakistan'da çok önemli temaslarda bulunduğunu ifade eden Scholz, bu temasların, hem Kazakistan'ın geleceği hem de Almanya'nın ekonomik kalkınması açısından büyük önem taşıdığını belirtti.

Başbakan Scholz, Rusya ile Ukrayna arasında barışın sağlanması için seçeneklerin araştırılmasının gereğini vurgulayarak, savaşın sona ermesi için her an katkıda bulunabileceklerini kaydetti.

Rusya'nın dahil olacağı çeşitli konferanslar düzenlenmesi konusunda görüş belirten Scholz, "Savaşı yalnızca başlatan değil, sürdüren de Rusya'dır ve Rusya'nın saldırganlığına son vermesiyle her an savaşın sona ermesine katkıda bulunabilir." ifadelerini kullandı.

Scholz'ün, 3 günlük orta Asya ziyareti bugün sona erecek.

 

 

BERLİN (AA) - Almanya'da savcılığın, Emine Çoban ve oğlu Umut Can Çoban'ın hayatını kaybettiği yangınla ilgili kundaklama şüphesiyle soruşturma başlattığı bildirildi.

Brandenburg Eyalet Savcılığı Sözcüsü Ingo Kechichian, Alman RBB televizyonuna yaptığı açıklamada, Eberswalde kentinde iki Türk'ün ölümüyle sonuçlanan yangının ardından kundaklama şüphesiyle soruşturma başlatıldığını doğrulayarak, "Teknik bir arıza değil, yangına yol açan kasıtlı bir davranış olduğunu varsayıyoruz" ifadesini kullandı.

Konuya ilişkin daha fazla detay vermeyen Kechichian, adli tıp işlemlerinin tamamlanmadığını da aktardı.

Binanın alt katında tadilatta olan berber dükkanında başlayan yangının elektrik tesisatından çıkmış olabileceği yönünde iddialar mevcuttu.

Hafta sonu gece geç saatlerde Friedrich-Ebert Caddesi'ndeki çok katlı binada çıkan yangında Urfalı Emine Çoban ve oğlu Umut Can hayatını kaybetmiş, dördü ağır olmak üzere 6 kişi yaralanmıştı.

Saadet Avrupa başkanı çifte vatandaşlık konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Başkan Samet Sami Temel, Ayhaber üzerinden Türk büyükelçiye çağrı, Almanya Türkleri'ne özel açıklamalarda bulunurken, çifte Vatandaşlık konusunu başlıklar halinde sıraladı.   

 

Çifte Vatandaşlık Hakkı: 
26 Mart 2024 tarihinde Alman federal resmi gazetesinde yayınlanan yasa değişikliğiyle, Almanya’da yaşayan milyonlarca Türk vatandaşı için çifte vatandaşlık hakkı resmiyet kazanmıştır. Bu tarihi fırsat, vatandaşlarımızın hem Alman hem de Türk vatandaşlığına sahip olmalarını mümkün kılmaktadır.

Başvuru Sürecindeki Zorluklar: 
Vatandaşlarımız, çifte vatandaşlık başvuru sürecinde dijital başvuru işlemleri (Vat-5 Formu’nun doldurulması, pasaport fotokopilerinin yüklenmesi gibi) gibi teknik detaylarda zorluk yaşamaktadır. Bu durum, başvuruların tamamlanmasını geciktirmektedir.

Siyasi Riskler: 
Almanya’nın Thüringen ve Saksonya eyaletlerindeki seçimlerde çifte vatandaşlığa karşı çıkan CDU/CSU ve AfD partilerinin yükselişte olduğu görülmektedir. Bu partilerin iktidara gelmesi durumunda, çifte vatandaşlık yasasının iptal edilme riski bulunmaktadır. Almanya genel seçimlerinin 28 Eylül 2025’te yapılacak olması, başvuruların hızla tamamlanmasını gerektirmektedir.

Başvuru Sayısının Düşüklüğü: 
Duyumlarımıza göre, Türk vatandaşlığına geçiş başvuru sayısının oldukça az olduğu belirtilmektedir. Zaten gençlerin büyük bir kısmı, askerlik bedelinin yüksek oluşu nedeniyle çifte vatandaşlık sürecine başvuru yapmaktan kaçınmaktadır. Bu durumu yakından takip eden Saadet Avrupa olarak, askerlik bedelinin 1000 Euro’ya düşürülmesi gerektiğini daha önce beyan etmiş bulunuyoruz. Askerlik bedelinin makul bir seviyeye çekilmesi, gençlerimizin başvuru sürecine ilgisini artıracaktır.

STK’ların Rolü: 
Saadet Avrupa olarak, Berlin Büyükelçiliği’ne önemli bir çağrıda bulunuyoruz: Almanya’daki sivil toplum kuruluşları STK başkanlarını bir araya getirerek, vatandaşlarımızın başvuru sürecindeki zorlukları aşmaları için güç birliği yapmalarını sağlamak ve süreci hızlandıracak etkili çözümler üretmeleri konusunda tavsiyelerde bulunmanızı rica ediyoruz. STK’ların bilgilendirilmesi ve hafta sonları başvuru yapacaklara yardımcı olacak fahri elemanların görevlendirilmesi süreci hızlandıracaktır.

Kalıcı Çözümler: 
STK’ların sunacağı bu hizmetlerin kalıcı hale getirilmesi, sadece çifte vatandaşlık başvurularını hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda Alman makamlarından randevu alma süreçlerinde ve Türk konsolosluklarındaki diğer işlemlerde de vatandaşlarımıza önemli bir kolaylık sağlayacaktır. Böylece STK’lar, toplumumuzun her alandaki ihtiyaçlarına çözüm sunan güçlü bir destek noktası haline gelecektir.

Toplumsal Birlik ve Türkiye Bağları:
STK’ların aktif rol oynaması, Almanya’daki Türk toplumunun birliğini güçlendirecek ve Türkiye ile olan bağları daha da pekiştirecektir.

Sonuç:
Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının haklarını korumak ve bu tarihi fırsattan yararlanmalarını sağlamak adına, Berlin Büyükelçiliği’nin ve STK’ların iş birliği içinde hareket etmesi büyük önem taşımaktadır.

Gerlach würdigt Verdienste der Kassenärztlichen Vereinigung Bayerns zum 75-jährigen Jubiläum mit Staatsempfang – Bayerns Gesundheits- und Pflegeministerin: Flächendeckende und wohnortnahe ambulante Versorgung ist Kernaufgabe

Bayerns Gesundheits- und Pflegeministerin Judith Gerlach hat die Verdienste der Kassenärztlichen Vereinigung Bayerns (KVB) gewürdigt. Die Ministerin betonte am Mittwoch anlässlich eines Staatsempfangs zum 75-jähigen Bestehen der KVB in München: „Die Kassenärztliche Vereinigung Bayerns ist nicht nur die größte Kassenärztliche Vereinigung Deutschlands, sondern sie ist auch eine der wichtigsten gesundheitspolitischen Selbstverwaltungskörperschaften in Bayern.“

Die Ministerin führte aus: „Wir werden auch weiterhin gemeinsam daran arbeiten, die ambulante Versorgung für die Menschen in Bayern voranzubringen und für zukünftige Herausforderungen fit zu machen! Dies geschieht gemeinsam mit den fast 31.000 Vertragsärztinnen und -ärzten sowie Vertragspsychotherapeutinnen und -psychotherapeuten, die der KVB angehören.“

Gerlach erläuterte: „Dabei haben wir im Verbund auch gegenüber der Bundesregierung viel erreicht. Denn wir setzen uns deutlich von den Tendenzen auf Bundesebene ab, die Gesundheitsversorgung lediglich zentral zu denken und holzschnittartige Einheits-Lösungen über Deutschland zu legen. Es ist wichtig, die regionalen Besonderheiten in der Versorgung zu berücksichtigen.“

Die Ministerin fügte hinzu: „Es ist klar: Die ambulante Versorgung muss weiterhin die Regel bleiben. Dabei kommt der hausärztlichen Versorgung eine wichtige Lenkungsfunktion zu. Dafür brauchen wir vor allem auch junge Menschen, die sich für den Beruf der Ärztin oder des Arztes entscheiden. Deshalb muss der Beruf als Medizinerin und als Mediziner attraktive Rahmenbedingungen bieten.“

Gerlach unterstrich: „In Bayern haben wir bereits gute Rahmenbedingen für Studierende und junge Ärztinnen und Ärzte geschaffen, sich hier niederzulassen. Die Bayerische Staatsregierung hat erfolgreiche Förderprogramme aufgesetzt, wie die Landarztprämie, das Programm „Beste Landpartie Allgemeinmedizin“ oder das Stipendienprogramm und ergänzt damit die Förderprogramme der KVB, mit denen die KVB eine flächendeckende und umfassende ambulante Versorgung in Bayern unterstützt. Deshalb bin ich mir sicher, dass Bayern auch dank der KVB weiterhin ein attraktiver Standort für Medizinerinnen und Mediziner und damit für die ambulante und ärztliche Versorgung bleibt.“

 
 

Bayerns Gesundheitsministerin Judith Gerlach will mehr Hausärzte für die Arbeit in ländlichen Regionen Unterfrankens gewinnen. Die Ministerin betonte am Donnerstag anlässlich der Übergabe eines Bewilligungsschreibens für eine Förderung über rund 1,2 Millionen Euro an die Julius-Maximilians-Universität Würzburg (JMU): „Wir unterstützen das erfolgreiche Programm ‚Beste Landpartie Allgemeinmedizin‘ (BeLA) in Unterfranken mit mehr als 1,2 Millionen Euro und setzen es für weitere vier Jahre fort. Im Rahmen des Programms wird angehenden Hausärztinnen und -ärzten bereits während des Studiums eine Brücke zwischen Ausbildung und Hausarztpraxis gebaut.“

Gerlach erläuterte: „Mit BeLA bieten wir den Studierenden beste Ausbildungsbedingungen und eine optimale Vorbereitung auf die Aufgaben eines Allgemeinmediziners. Angehenden Ärztinnen und Ärzten wird damit eine enge Beziehung zum Fach Allgemeinmedizin und zu ländlichen Regionen vermittelt. Die Studierenden profitieren von speziellen Zusatzausbildungen in der Allgemeinmedizin durch Kurse und Seminare sowie von der Vernetzung mit Mentoren, Ausbildern und Wegbegleitern in den Regionen.“ Im Rahmen des Programms können Studierende zusätzlich während des Praktischen Jahres (PJ) eine monatliche Aufwandsentschädigung in Höhe von 600 Euro erhalten, wenn sie das PJ in einer BeLA-Region absolvieren.

Gerlach sagte: „Wir wollen eine flächendeckende und wohnortnahe ärztliche Versorgung in ganz Bayern auch in Zukunft gewährleisten. Unser Mediziner-Ausbildungsprogramm BeLA hat daran einen wichtigen Anteil – und ist ein echtes Erfolgsmodell!“

Das BeLA-Programm wurde 2018 mit den Modellregionen Dillingen, Eichstätt/Kösching und Mühldorf am Inn in Kooperation mit der Technischen Universität München gestartet. Mittlerweile umfasst es neben den Regionen Lohr am Main und Haßfurt/Schweinfurt sowie Ochsenfurt in Unterfranken in Kooperation mit der JMU auch die Regionen Forchheim/Ebermannstadt, Kulmbach/Stadtsteinach, Weißenburg/Gunzenhausen und Scheßlitz/Burgebrach als Lehrkrankenhäuser der Friedrich-Alexander-Universität Erlangen-Nürnberg. Im Oktober 2023 wurde das Programm zusätzlich auf die Projektregion Schwaben in Kooperation mit der Universität Augsburg ausgeweitet. Seit Beginn des Programms im Jahr 2018 haben knapp 150 Studierende daran teilgenommen, davon 34 in Unterfranken (Stand: Sommersemester 2024).

Die Ministerin verwies darauf, dass Bayern die ärztliche Versorgung auf dem Land auch mit anderen Programmen fördert – beispielsweise durch die Landarztprämie: „Seit dem Jahr 2012 konnten wir damit schon 1.285 Niederlassungen und Filialbildungen fördern, davon allein 865 Hausärztinnen und Hausärzte. In Unterfranken waren es 137 Niederlassungen und Filialbildungen, davon 99 Hausärztinnen und Hausärzte, Stand August 2024.“

 

Weiterführende Informationen über BeLA finden Sie hier:

https://www.stmgp.bayern.de/service/foerderprogramme/bela-programm/.

Informationen zur finanziellen Förderung von BeLA-Lehrpraxen finden Sie auf der Internetseite der KVB: https://www.kvb.de/mitglieder/praxisfuehrung/foerderungen/lehrpraxen-foerderung.

 

Die 28. Bundeskonferenz der kommunalen Frauen- und Gleichstellungsbeauftragten ist aus vielen Gründen eine besondere Veranstaltung. Aus Würzburger Sicht freut man sich natürlich über den Besuch von rund 500 Teilnehmenden aus ganz Deutschland beim Heimspiel im CCW. Es ist aber zugleich auch der würdige Rahmen für den 40.Geburtstag der Bundesarbeitsgemeinschaft, die gewohnt politisch zum Kongress einlud. Der Kongressflyer kommt gleich auf den Punkt: „Das Thema der Konferenz: Armut. Armut ist weiblich. Das zeigen die unterschiedlichsten Studien der vergangenen Jahre. Frauen haben im Schnitt immer noch weniger Einkommen und deutlich niedrigere Altersrenten als Männer. Alleinerziehende, Migrantinnen und Frauen mit Behinderungen sind besonders von Armut betroffen. Die Bundesregierung hat Maßnahmen ergriffen, Frauen besser zu stellen. Doch die Politik muss radikalere Lösungen in den Blick nehmen, damit die soziale Ungleichheit und damit auch die Frauenarmut endlich gestoppt werden.“

 

Zu diesem roten Faden tagen von Montag bis Dienstag zahlreiche hochkarätig besetzte Foren, die beispielsweise Generationsunterschiede, Ost-West-Unterschiede oder Stadt-Landgefälle bezogen auf Armutsrisiken oder Diskriminierungsgefahren genauer unter die Lupe nahmen. Oberbürgermeister Christian Schuchardt und das Team um die scheidende Würzburger Gleichstellungsbeauftragte Petra Müller-März sowie ihre Nachfolgerin im Amt, Monika Kraft, begrüßten bereits am Sonntagabend die Bundesministerin für Familie, Senioren Frauen und Jugend, Lisa Paus zu einem städtischen Empfang, der auch kurz die Würzburger Wegmarken der Gleichstellungspolitik in den vergangenen Jahrzehnten würdigte.

 

Angefangen 1987 mit einer halben Stelle für die erste Frauenbeauftragte der Stadt Würzburg bis hinein in die Gegenwart mit einem breit aufgestellten Team, das auch für betriebliche Sozialberatung und alle LSBTIQ-Themen zuständig ist, erfuhr die Gleichstellung einen kontinuierlichen Bedeutungszuwachs. Schuchardt erwähnte den aktuellen Frauenanteil im Würzburger Stadtrat von immerhin 46 %. Dieser Stadtrat hat 2021 beschlossen, der Europäischen Charta für die Gleichstellung von Frauen und Männern beizutreten und den 1. Gleichstellungspolitischen Aktionsplan zu erstellen. Der Plan wurde für die Jahre 2023-2025 erstellt. Handlungsfelder gibt es viele, besonders viel Aufmerksamkeit brachte aber beispielsweise ein Beschluss zu Würzburgs Straßennamen. Weil hier noch lange keine Parität zwischen Frauen und Männern erreicht ist, soll nun eine Richtlinie für Umbenennungen und Neubenennungen diese Ungerechtigkeit im Würzburger Stadtbild schnell abbauen. Ein Modell, das auch andernorts Schule machen könnte? Auch zu Lohnsteuerklassen, Ungerechtigkeiten in der Pflege, oder Gewalt gegen Frauen und vielen weiteren Themen sollte der Kongress laut Müller-März wichtige neue Impulse geben und den Austausch unter Expertinnen und Experten ermöglichen.

 

 

Foto „Bundeskonferenz Gleichstellungsstellen“

Elf Nachwuchskräfte der Stadt Würzburg helfen bei der BUKO beim Ablauf der Foren und der Registrierung der rund 500 Gäste, inklusive der Bundesministerin Lisa Paus (Bildmitte mit Oberbürgermeister Christian Schuchardt). Für Monika Kraft und Petra Müller-März (Erste und Zweite von links) fällt das Großereignis mit der Übergabe der Leitungsstelle in der Würzburger Gleichstellungsstelle zusammen. Foto: Susanna Hübner

 

Türk dünyasının ortak alfabesi kabul edildi.
Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) kurduğu Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi önerisi üzerinde uzlaştı.

Türk Alfabesi komisyonunda alınan kararla, ortak bir alfabeye geçiş konusunda sağlanan mutabakat hepimize, bütün Türk Devletlerine hayırlı olsun.



Rahmetli Türkistanlı Türk düşünür İsmail Gaspınarlı’nın  rüyası gerçek olacak inşallah.
“Dilde, Fikirde, İşte birlik”  Türk dünyası aynı dili, konuşacak.Resmi dili Türkçe olacak.

Merkezi, Kazakistan'ın başkenti Astana'da bulunan Türk Akademisinden yapılan açıklamada, Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu işbirliğinde 9-11 Eylül tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü'de Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonunun 3. toplantısının yapıldığı bildirildi.
Açıklamada, TDT üyesi ülkelerden oluşan Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu üyelerinin katıldığı toplantının başarıyla tamamlandığına işaret edilerek, "Toplantının temel amacı, bu alanda edinilen bilgiler ve komisyonun 2 yıllık faaliyet deneyiminden yararlanarak Türk dilleri için ortak alfabe projesine ilişkin çalışmaları sonuçlandırmaktı." ifadeleri kullanıldı.


Toplantıda ilk olarak 1991'de bilim insanları tarafından önerilen Latin tabanlı Ortak Türk Alfabesi projesinin kapsamlı şekilde gözden geçirildiği ve komisyon üyelerinin bu alfabe projesinde geliştirilmesi gereken hususlara ilişkin gerekli tespitleri yaptıkları vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu özverili çalışmanın sonucunda, 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi önerisi üzerinde uzlaşıldı. Önerilen alfabedeki her harf, Türk dillerinde bulunan farklı fonemleri temsil etmektedir."
Açıklamada, toplantının başarıyla sonuçlanmasının tarihi bir önem taşıdığına dikkat çekilerek "Ortak Türk Alfabesi'nin geliştirilmesi, Türk halkları arasında karşılıklı anlayış ve işbirliğini teşvik ederken, onların dil mirasını da korumaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu olarak bu süreçteki değerli katkılarından dolayı Türk devletlerinin hükümetlerine ve komisyon üyelerine teşekkür edilen açıklamada, "İlgili tüm kurumlar, önerilen Ortak Türk Alfabesi'nin uygulanmasını etkin şekilde desteklemeye davet edilmektedir." ifadesine yer verildi.


Haber kaynak Astana AA
Resim: TRT Haber

 

 

BAKÜ (AA) - Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Türkiye-Ermenistan Normalleşme Süreci Özel Temsilcisi Büyükelçi Serdar Kılıç'ı kabul etti.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, temaslarda bulunmak için Bakü'ye gelen Kılıç'ın Bayramov'la bir araya geldiği bildirildi.

 

Görüşmede, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış süreci, bölgedeki durum, Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecine ilişkin özel temsilciler arasındaki müzakereler ile bölgesel ve uluslararası güvenlik konularının ele alındığı belirtildi.

Bayramov'un Kılıç'a, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreci hakkında detaylı bilgi verdiği kaydedildi.

 

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış sürecine engel oluşturan etkenlerden bahseden Bayramov, Ermenistan Anayasası'nda Azerbaycan'a karşı toprak iddialarının bulunmasının ve üçüncü ülkelerin Ermenistan'ı silahlandırmasının bölgesel istikrara tehdit oluşturduğunu ifade etti.

Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı'nın da yer aldığı görüşmede, ikili ve uluslararası kuruluşlar çerçevesindeki işbirlikleri ile diğer bölgesel konularda da görüş alışverişinde bulunuldu.

 

 

BAKÜ (AA) - Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Azerbaycan'da 500 ilköğretim öğrencisine okul malzemesi ve okul çantası dağıttı.

TİKA Bakü Program Koordinatörlüğü ile Türkiye'nin Gence Başkonsolosluğunun işbirliğinde hayata geçirilen proje kapsamında, Samuh, Göygöl, Gedebey, Daşkesen ve Goranboy illerine bağlı köy okullarında öğrenim gören ihtiyaç sahibi 500 ilköğretim öğrencisine okul malzemesi ve okul çantası dağıtımı yapıldı.

 

Proje kapsamında, Göygöl ilinde düzenlenen törene Türkiye'nin Gence Başkonsolosu Recep Öztop, Göygöl Vali Yardımcısı Kemale İbrahimova, TİKA Bakü Program Koordinatörü Hayrettin Özçelik, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı.

Türkiye'nin Gence Başkonsolosu Öztop, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin her alanda olduğu gibi eğitim sektöründe de Azerbaycan'a destek verdiğini belirtti ve öğrencilere başarılar diledi.

TİKA Bakü Program Koordinatörü Özçelik, eğitimin yaşam boyu devam eden bir süreç olduğunu ve TİKA'nın Azerbaycan'da eğitimin her aşamasını desteklemeye devam edeceğini vurguladı.

Göygöl Vali Yardımcısı İbrahimova, yeni eğitim yılı öncesinde okul öğrencilerinin yüzünü güldürdüğü için Türkiye ve TİKA'ya teşekkür etti.

 

Proje kapsamında ikinci tören Samuh ilinin Seyidler köyünde yapıldı.

Samuh Valisi Firdovsi Aliyev, öğrencilere verilen destek dolayısıyla Türkiye ve TİKA'ya şükranlarını bildirerek, öğrencilerin daha azimle çalışmalarını ve derslerinde başarılı olmalarını temenni etti.

 

 

 

 

BERLİN (AA) - Alman hükümeti, durgun olan ülke ekonomisinde bu yılın sonuna kadar toparlanma beklemiyor.

Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı, ülke ekonomisine yönelik aylık raporunu yayımladı.

 

Raporda, Alman ekonomisinde bu yılın üçüncü çeyreği başında da durgunluğun sürdüğü, azalan sipariş defterleri ve genel olarak zayıf sipariş durumunun ihracat odaklı sanayiyi zayıflattığı aktarıldı.

Düşen enflasyona ve reel ücretlerdeki artışla satın alma gücündeki önemli yükselişe karşın tüketici duyarlılığının kötüleştiği belirtilen raporda, "Yıl sonuna kadar ekonomik toparlanmanın gerçekleşmesi beklenmemektedir." denildi.

Raporda, Almanya'da 14 Haziran-14 Temmuz'da düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası'nın tüketime kayda değer bir ivme kazandırmadığı kaydedilerek, "Şampiyonanın tüketime kayda değer bir ivme kazandırmadığı görülürken, reel ücretlerdeki kayda değer artışların bile istihdamla ilgili artan endişeler karşısında tüketici duyarlılığını artıramadığı anlaşılıyor." ifadesi kullanıldı.

 

- Alman ekonomisi yeniden resesyona girme riskiyle karşı karşıya

Alman ekonomisi, artan faiz oranları ile konjonktürel rüzgarların ve yapısal değişikliklerin ortasında büyümede zorluk yaşıyor. Ekonomi, yılın ikinci çeyreğinde azalan yatırımlar nedeniyle yüzde 0,1 küçüldü.

Almanya Merkez Bankası, 3. çeyrekte daha düşük büyüme beklerken, Almanya'nın önde gelen ekonomik düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü de (Ifo) 3. çeyrekte GSYH'de daha fazla düşüşün mümkün olduğunu değerlendiriyor.

Alman ekonomisi, 3. çeyrekte küçülme olması halinde teknik resesyona girmiş olacak. Teknik resesyon, "üst üste 2 çeyrek GSYH'de küçülme yaşanması" olarak ifade ediliyor. Almanya, 10 yıllık iyi bir ekonomik büyümeden sonra salgının ilk yılı olan 2020'de, 2009'dan beri ilk kez resesyon yaşamıştı.

 

Alman hükümeti, ekonomide bu yıl yüzde 0,3'lük büyüme bekliyor.

Ifo, 5 Eylül'de, ülkenin 2024 ve gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini, zayıf yatırım ve sipariş durumu nedeniyle yüzde 0,4'den sıfıra düşürmüştü.