Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

BERLİN (AA) - Almanya’da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında son 24 saatte 269 kişi öldü.
 
Robert Koch Enstitüsünden (RKI) yapılan açıklamaya göre son 24 saatte 269 kişinin virüs nedeniyle yaşamını yitirmesiyle toplam can kaybı 87 bin 995'e çıktı.
Kovid-19 sebebiyle vefat eden Türklerin sayısı 2 bin 480 olarak kayıtlara geçti.
 
Ülkede son 24 saatte 6 bin 313 kişiye Kovid-19 tanısı konulurken toplam vaka sayısı 3 milyon 662 bin 490 oldu.
Ülkede 34 milyon 540 bin kişiye Kovid-19 aşısının ilk dozu, 13 milyon 53 bin kişiye de ikinci dozu yapıldı.
Haftalık 100 bin kişide görülen vaka sayısı 41 olarak hesaplandı.
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Angela Merkel, ülkede 7 Haziran'dan itibaren 12 yaşından büyük çocukların da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı yaptırabileceklerini belirtti.
 
Şansölye Merkel, Başbakanlık'taki aşı zirvesi sonrası Berlin Eyalet Başbakanı Michael Müller ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Angela Merkel, çocuklardaki aşılamaların eyaletler tarafından organize edileceğine işaret ederek, "12 yaşından büyük çocuklar da aşı olma imkanına sahip olacak." dedi.
 
Okulların tam zamanlı açık olması konusuna da değinen Merkel, bu konunun aşıdan bağımsız olarak ele alınmaya devam edileceğini aktardı.
Merkel, Biontech-Pfizer ve Moderna şirketlerinin son derece güvenilir şekilde aşı teminini sürdürmesinin de sevindirici olduğunu kaydetti.
 
- Dijital aşı sertifikası
Alman Başbakan, aşının iki dozunu da olanlar için uygulamaya girecek dijital aşı sertifikası konusunda, "Bu konudaki testler devam ediyor. Bu ya ayrı bir uygulama olarak sunulacak ya da var olan korona uygulamasına dahil edilecek. Kim hangisini isterse ikisinden birini seçebilir. Temmuz başına kadar kullanıma hazır olmasını planlıyoruz. Sertifika, AB ile tamamen uyumlu olacak." diye konuştu.
Kovid-19'un yeni mutasyonları konusunda uyarıda bulunan Merkel, "Her zaman yeni mutasyonlarla mücadele etmeye devam ediyoruz. Ne kadar hızlı aşı olunursa virüse karşı mücadele de o kadar iyi olur." ifadesini kullandı.
Merkel, herkese aşı olmayı tavsiye ettiklerini ancak Almanya'da çocuklar ya da yetişkinler için Kovid-19 aşısının zorunlu olmadığını sözlerine ekledi.
BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'de, binlerce kişi, yüksek kira fiyatlarını ve eyalet hükümetinin konut politikasını protesto etti.
Çeşitli sivil toplum örgütleri, "Kira çılgınlığına karşı - Yeter artık" sloganıyla Potsdamer Meydanı'nda gösteri düzenledi.
Binlerce gösterici, üzerinde "Yerlerinden edilmeye ve kira çılgınlığına karşı birlikte mücadele edelim", "İkamet etmek bir eşya değildir, kira çılgınlığını durdurun", "Konut şirketlerini kamulaştırın" ve "Spekülatörleri durdurun" yazan pankart ve dövizler taşıdı.
 
 
Göstericiler, sloganlar eşliğinde Potsdamer ve Martin-Luther caddeleri üzerinden Nollendorf Meydanı'na kadar yürüdü.
Yoğun güvenlik önlemleri altında düzenlenen gösteride yapılan konuşmalarda, eyalet hükümetinin konut politikaları eleştirilerek, kiraların artmasının önlenmesi ve dar gelirlilere konut sağlanması talep edildi.
İsmini vermek istemeyen bir gösterici, AA muhabirine, kentte konut piyasasındaki gelişmelerin felaket olduğunu belirterek, "Böyle devam edemez. Yaşamaya değer bir gelecek yok. Mahalleler ve yaşam alanları yok ediliyor. İnsanlar yerlerinden ediliyor. Halk yoksullaşacak. Bu olamaz. Bu durdurulmalı." dedi.

 

Im Tiergarten der Stadt Nürnberg gibt es wieder Fohlen bei den Kulanen, bei den Przewalski-Pferden und den Somali-Wildeseln. Der Nachwuchs ist hochwillkommen, denn alle drei Tierarten gelten in ihren Lebensräumen als bedroht. Zoos wie der Tiergarten Nürnberg bemühen sich mit ihren Nachzuchten diese Tierarten zu erhalten. Für alle drei genannten Pferdeartigen gibt es europäische Erhaltungszuchtprogramme (EEP), an denen der Tiergarten beteiligt ist. Bei den Kulanen und Przewalski- Pferden engagiert sich der Tiergarten auch in Projekten im Lebensraum der Tiere. 
 
Die kleine Kulanstute kam am 14. Mai 2021 im Tiergarten zur Welt. Die Kleine läuft wie alle Pferde- und Eselfohlen schon in der Herde mit. Bereits kurz nach der Geburt stehen die Fohlen bereits auf ihren oftmals noch wackligen Beinen. Denn durch das frühe Stehen und vor allem Laufen sichert sich der Nachwuchs bei den Wildpferden das Überleben. Dieses Überleben wird jedoch durch den Raubbau der Menschen an der Natur immer schwieriger. Die in China, der Mongolei und Kasachstan vorkommenden Kulane (Equus hemionus) gelten als „stark gefährdet“ und stehen damit auf der „Roten Liste“. Ihr Verbreitungsgebiet schrumpfte in den letzten 200 Jahren dramatisch und umfasst heute weniger als drei Prozent seiner ursprünglichen Größe. Der Tiergarten Nürnberg engagiert sich in einem internationalen Projekt für die Wiederansiedlung von Kulanen in dem kasachischen Altyn Dala-Schutzgebiet. 
 
 
Bei den Przewalski-Pferden (Equus ferus przewalski) kamen in diesem Jahr im Tiergarten zwischen Januar und April drei Fohlen zur Welt. Zwei Hengste, geboren am 17. Februar und 8. April, und eine Stute, geboren am 11. Januar. Auch diese Pferdeart galt als ausgestorben und ist heute durch die erfolgreiche Auswilderung durch Zoonachzuchten in der Mongolei und China als „stark gefährdet“ eingestuft mit einem positiven Populationstrend. Der Tiergarten unterstützt seit langem finanziell die International Takhi Group, die sich dem Schutz dieser Wildpferde in der Wüste Great Gobi B in der Mongolei verschrieben hat. Zusätzlich betreut der Tiergarten das Beweidungsprojekt in Erlangen-Tennenlohe im Rahmen des Erhaltungszuchtprogramms der europäischen Zoos für diese Art. 
 
Auch bei den Somali-Wildeseln (Equus africanus somalicus), ist der Bestand in der Natur vom Aussterben bedroht. So soll es nur noch 23 bis 200 erwachsene Tiere in Eritrea und Äthiopien geben, in Somalia ist die Tierart wahrscheinlich ausgestorben. Mit dem diesjährigen Nachwuchs bei den Somali-Wildeseln, einem Hengst, der am 1. Februar geboren wurde, und einer Stute, die am 13. Mai zur Welt kam, leistet der Tiergarten wieder einen Beitrag für die Zoopopulation dieser Tierart. 
 
Türkiye'nin ham çelik üretimi ise nisanda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 46,6 artışla 3,3 milyon tona yükseldi
 
BERLİN (AA) - Küresel ham çelik üretimi, nisanda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,3 artarak 169,5 milyon tona yükseldi.
Merkezi Brüksel'de bulunan Dünya Çelik Birliği (Worldsteel), nisan ayı ham çelik üretim verilerini açıkladı.
Buna göre, küresel ham çelik üretimi, nisanda 2020'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 23,3 artarak 169,5 milyon tona ulaştı.
Söz konusu dönemde Çin'in üretimi yüzde 13,4 artarak 97,9 milyon tona ve Japonya'nın üretimi yüzde 18,9 yükselerek 7,8 milyon tona çıktı.
ABD'nin üretimi yüzde 43 artarak 6,9 milyon ton oldu. Almanya'nın üretimi ise yüzde 31,5 yükselişle 3,4 milyon ton olarak tespit edildi.
Türkiye'nin ham çelik üretimi de nisanda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 46,6 artışla 3,3 milyon tona yükseldi.
Söz konusu dönemde çelik üretimi Brezilya'da yüzde 59,3 artarak 3,1 milyon ton, İran'da 6,4 yükselerek 2,5 milyon ton ve Hindistan'da yüzde 152,1 artışla 8,3 milyon ton şeklinde kayıtlara geçti.

Mit einer Online-Kulturraumbörse startet die Stadt Würzburg eine weitere Maßnahme zur Unterstützung der Kunst- und Kulturschaffenden Würzburgs, damit diese trotz Corona-Einschränkungen ihre Kunst ausüben können. Unter www.wuerzburg.de/kulturraumboerse können Raum-Anbieter und Raum-Suchende ohne aufwändige Recherchen zueinander finden. Diese Börse richtet sich vor allem an Chöre, Orchester, Ensembles, Theater- oder Tanzgruppen und Kulturvereine, um diese pragmatisch dabei zu unterstützen, ihren Probenbetrieb wieder aufzunehmen. Oft dürfen diese ihre eigenen oder angemieteten Räumlichkeiten aufgrund ihrer zu geringen Größe infektionsschutzrechtlich nicht nutzen. Über die Börse können nun relativ einfach mögliche Ersatzräume gefunden werden. Die Raumbörse unterstützt aber auch bei der Suche nach geeigneten Räumlichkeiten für Auftritte und Konzerte.

Angebote der verschiedensten Träger aus dem Stadtgebiet, aber auch dem nahen Umland sind in dieser Datenbank zusammengefasst und sollen ständig aktualisiert werden. Mögliche Anbieterinnen und Anbieter geeigneter Räumlichkeiten sind dazu aufgerufen, diese inklusive der Konditionen für eine, gerne auch lediglich temporäre Anmietung, per Mail an Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! zu melden, dass sie in die Datenbank mitaufgenommen werden können.

Flankierend dazu gibt es als Bestandteil der umfangreichen Fördermaßnahmen in diesem Jahr passend dazu Mietzuschüsse für Chöre, Orchester, Ensembles und Kulturvereine. Weitere Informationen zum Förderprogramm sind unter www.wuerzburg.de/kulturfoerderung unter dem Punkt „Mietzuschüsse für die Pandemiebedingte, zusätzliche Anmietung von Räumen für Chöre, Orchester, Größere Ensembles und Kulturvereine“ zu finden.

Mit einem neuen Wechselladerfahrzeug und dem dazugehörigen neuen Abrollbehälter „Gefahrgut“ wurde Fuhrpark der Berufsfeuerwehr der Stadt Würzburg ergänzt. Kommunalreferent Wolfgang Kleiner übergab das Fahrzeug wie auch den Abrollbehälter auf der Hauptfeuerwache an Harald Rehmann, Direktor der Feuerwehr Würzburg und Brandoberinspektor Christoph Gehrig, der für die Aus-schreibung und Abnahme des Fahrzeuges verantwortlich war.
 
„Ich bin froh, dass wir der Feuerwehr die beiden Einsatzmittel zur Verfügung stellen können“ sagt Wolfgang Kleiner. „Im Bereich der Einsatzfahrzeuge besteht ein hoher Investitionsbedarf.“ Auch Harald Rehmann, Leiter der Berufsfeuerwehr Würzburg, freut sich über die beiden Neuzugänge im Fuhrpark der Feuerwehr: „Sie ergänzen unsere Einsatzmöglichkeiten gerade im Bereich der Gefahrguteinsätze und sind ein aktiver Beitrag zum Umweltschutz.“
 
„Der Vorteil eines Wechselladerfahrzeug besteht darin, dass nicht für jeden Einsatzzweck ein Fahrzeug mit fest montiertem Aufbau beschafft werden muss, sondern nur verschiedene, auf Einsatzzwecke abgestimmte Abrollbehälter, die mit dem neu beschafften Spezialfahrzeug zum Einsatzort transportiert werden“, erläutert Christoph Gehrig. Unter anderem werden bei der Feuerwehr Würzburg Abroll-behälter für Sonderlöschmittel, Gefahrgut, Atemschutz, Verletztendekontamination, Materialtransport und Silobrandbekämpfung vorgehalten. 
 
Der neue Abrollbehälter Gefahrgut dient dem Umweltschutz und stellt Geräte bereit, die zur Durchführung von Sofortmaßnahmen bei der Bekämpfung von Unfällen mit gefährlichen Stoffen und Gütern erforderlich sind. Weiter wird mit dem Abrollbehälter die notwendige Schutzausrüstung sowie umfangreiche Messtechnik an die Einsatzstelle gebracht. Er kommt nicht nur in der Stadt Würzburg sondern auch im angrenzenden Landkreis zu Einsatz.
 
Die Beschaffungskosten beliefen sich für das Wechselladerfahrzeug auf rund 211.000 Euro und für den Abrollbehälter Gefahrgut auf rund 277.000 Euro. Fahrzeug wie Behälter wurden mit 275.000 Euro staatlich gefördert.
 
Bild: Christoph Gehrig, Berufsfeuerwehr, Kommunalreferent Wolfgang
Kleiner und Leiter der Berufsfeuerwehr Harald Rehmann.
Foto: Christian Weiß
- Merkezi Japonya'da bulunan yüz tanıma şirketi Ayonix'in Kurucusu Dr. Sadi Vural:
- "20'li yaşlar challenge' gibi akımlar veri toplama amacıyla belli talepler üzerine ortaya çıkıyor. Elde edilen fotoğraflarla yüz tanıma sistemleri kuvvetlendiriliyor ve tanıma performansı artırılıyor"
- "20 yıl önceki bir yüzün yapay zeka ile 60 yaşındaki halinin simüle edilebilmesinin yolu açılıyor. Bu sayede 'deepfake'in de önü açılıyor. Kullanıcılara bu akımlara karşı bilinçli olmalarını öneriyorum"
 

İSTANBUL (AA) - TOLGA YANIK - Merkezi Japonya'da bulunan yüz tanıma şirketi Ayonix'in Kurucusu Dr. Sadi Vural, sosyal medyadaki "20'li yaşlar challenge" gibi akımların masum bir şekilde ortaya çıkmadığını belirterek, "Bu akımlar veri toplama amacıyla belli talepler üzerine ortaya çıkıyor. Elde edilen fotoğraflarla yüz tanıma sistemleri kuvvetlendiriliyor ve tanıma performansı artırılıyor." dedi.

Vural, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüz tanıma sistemlerinin insanlara hizmet etmek amacıyla her yere uygulanabileceğini bildirdi.

Güvenlik birimlerinin bir suçluyu ya da şüpheliyi bulmak için bu sistemleri kullanırken, özel sektörün daha iyi bir servis sağlamak için verimliliği artırmaya yönelik bu sistemlerden faydalanabildiğini aktaran Vural, "Yüz tanıma ayrıca, iş yerleri, akıllı evler için girişleri anahtarsız hale getirerek kolaylaştırırken, bilgisayarlarda parolasız girişi, havalimanlarında uzun kuyrukları beklemeden hızlı geçişi sağlıyor." dedi.

Yüz tanıma teknolojisinin gelişmesiyle "deepfake"in de geliştiğini ifade eden Vural, birçok ülkeden yapay olarak üretilmiş yüzlerin tespiti için yoğun talep aldıklarını söyledi.

- "Sosyal medya akımlarıyla yüz tanıma sistemleri kuvvetlendiriliyor"

Dr. Sadi Vural, sosyal medyada "20'li yaşlar challenge" akımı ile çok sayıda kullanıcının fotoğraf paylaşımı yaptığını, bu gibi akımlardan elde edilen fotoğraflarla yüz tanıma sistemlerinin kuvvetlendirildiğini ve tanıma performansının artırıldığını vurguladı.

Paylaşılan açık verinin başka firmaların da eline geçebileceğine işaret eden Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Arama robotları ile sürekli fotoğraf toplandığını ve bu arşivin her geçen gün genişlediğini biliyoruz. '20'li yaşlar challenge' akımı gibi akımlarla eksik parçalar tamamlanıyor. Paylaşım yapan kişilerin yüz bilgileri kişi bazlı yorumlanırsa 20 yıl önceki değişime bakarak 20 yıl sonraki yüzün değişim analizi de oluşturulabilir. Yani 20 yıl önceki bir yüzün yapay zeka ile 60 yaşındaki halinin simüle edilebilmesinin yolu açılıyor. Bu sayede 'deepfake'in de önü açılıyor.

İnsanların ne yaptıkları, nerelere gittikleri, ne yedikleri gibi birçok veri elde ediliyor ancak görsel tarafta veri elde etmede eksikler var. Sosyal medyadaki akımlarla bu eksikler tamamlanıyor ve hangi veriye ihtiyaç varsa akım o yönde değişiyor. Verilerin güvenli bir şekilde kullanılmasıyla topluma yararlı ürünler de ortaya çıkacaktır ancak yönetmelikler hazır değil. Yasal eksiklikler varken bu tarz akımların sadece kötü sonuçlar getireceğini düşünüyorum."

- "Bu akımlar veri toplama amacıyla belli talepler üzerine ortaya çıkıyor"

Ayonix'in Kurucusu Vural, sosyal medyadaki "20'li yaşlar challenge" gibi akımların hiçbirinin masum bir şekilde ortaya çıkmadığını belirterek, "Bu akımlar veri toplama amacıyla belli talepler üzerine ortaya çıkıyor. Bu akımlarla insanlar, verilerini eğlence adı altında kendi elleriyle teslim ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bu verilerin yapay zekaya bağlı yüz tanıma sistemlerinin eğitimi için önemli olduğunu vurgulayan Vural, şunları kaydetti:

"Kullanıcılar, kişi hak ve güvenliklerini önemsemelerine rağmen sosyal medyada her türlü fotoğraflarını paylaşıyorlar. Bu duruma her kesimden, her meslek sınıfından insan katılıyor. Kullanıcılara bu akımlara karşı bilinçli olmalarını, akımın amacını düşünmelerini, bunun arka tarafında olabilecekleri görüp karar vermelerini öneriyorum. Tüm akımlar kötü diye bir şey yoktur ama hiçbir akım 'insanları sadece eğlendirelim' diye boş bir amaçla ortaya çıkmaz. ​​​​​​​Yüz tanıma teknolojisi, uzun yıllar komplo teorilerine malzeme oldu. Bu akımlar olsa da olmasa da yüz tanıma gelişiyor. İnsanlar akıllarıyla, mantıklarıyla hareket ettiği sürece bu akımların kimseye zarar vermesi mümkün olmaz."

Almanya yaz tatiline hazırlanıyor. Vaka sayıları düşerken ve Alman halkının 30%’u minimum ilk doz ile aşılanmış bulunurken, kısıtlama tedbirleri de teker teker kaldırılıyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ise, Almanya ve Türkiye Hükümetlerinin, yazın yine mümkün olduğu kadar fazla ve güvenli bir tatilin sağlanması için, yoğun bir iş birliği içerisinde olduklarını açıkladı.

Bentour Almanya Genel Müdürü Songül Göktaş-Rosati, Almanya Dışişleri Bakanı Maas’ın açıklamalarının, son derece olumlu bir etki yaratacağının altını çizerken, “bu açıklama, rezervasyon girişlerinin birden artmasına sebep olacak” şeklinde düşüncelerini dile getirdi.

Göktaş-Rosati: “Yakın geçmişte “Traffics” sistemin trend analizleri, Türkiye’ye olan taleplerin ilk sırada yer aldığını gösteriyor. Geçen yıl Türkiye, sorumlu Turizm’in gerçekleştirilebilirliğini, başarılı bir şekilde, uluslararası kamuoyuna göstermeyi başardı. Ayrıca PCR Test uygulamaları, “SAFE TOURISM” konsepti ve bu yıl izlenen aşı stratejisi, yoğun taleplere neden olan temel olgulardır”, şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

 



Mevcut rezervasyon sayıları, Bentour Reisen’in beklentilerini karşıladığını gösteriyor. Türkiye’ye olan talepler, olumlu rezervasyon trendi ile paralel olarak yükselişte. Yüksek sezon olarak tabir ettiğimiz, en çok rağbet gören tatil dönemlerinde henüz müsaitlikler olsa da, yakın bir zamanda, taleplerin piyasadaki arza üstünlük sağlayacağı aşikar.

Bentour Reisen ayrıca, planlamalarına, seyahat acente partnerlerin katılımı ile gerçekleşecek, “Quality Trip” adı altında, info gezilerine de yer veriyor. Geçen yıl, tanıtım gezilerine start veren ilk tur operatör olarak adından söz ettiren Bentour, bu yıl da önümüzdeki haftalarda, çeşitli başlıklar altında, aşağıda belirtilen dönemlerde, seyahat acente partnerlerini ülkemizde ağırlıyor olacak.

19.05. – 22.05.21 Quality Trip Kemer Bölgesi
06.06. – 09.06.21 Quality Trip Kuşadası ve İzmir Bölgesi
16.06. – 20.06.21 Quality Trip Kaydırak Konseptli Tesisler
15.09. – 19.09.21 Quality Trip Türkiye ve Golf

 

Bentour Reisen ayrıca önümüzdeki günlerde ilave olarak, planlamada olan, stajyer seyahat acenta çalışanlarının katılım sağlayacağı, aile otelleri konulu ve odağı Antalya/Lara otelleri olan info gezilerinin ayrıntılarını kamuoyuyla paylaşacak.

Göktaş-Rosati “Seyahat acente partnerlerimizin bizzat gelip, güvenli tatili sağlayan konseptleri incelemeleri ve “SAFE TOURISM”’i yaşamaları, son derece önem verdiğimiz bir husustur” şeklinde, bu tür tanıtım gezilerin önemine değinirken; “Quality Trip adı altında gerçekleştirdiğimiz gezilerimiz ile ürünler hakkında geniş çaplı ve paha biçilmez bir eğitim imkanı sağlamış bulunuyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Saygılarımızla

BENTOUR REISEN

Eğitimci- Yazar Bahattin Gemici, bu yeni kitabında Stefan ile Ali'nin anaokulunda bir kavga ile başlayan arkadaşlıklarını, birlikte Şeker Bayramı kutlamalarını, ardından Ali'nin Noel'i kutlamak için yaptığı girişimleri ve aile içinde yaşanan tartışmaları yalın ve akıcı bir dille anlatıyor.
 
Almanya'nın Herten kentinde yaşayan, şiir, öykü, araştırma konulu 17 kitabı yayımlanan ve çeşitli ödüller alan eğitimci-yazar Bahattin Gemici, Almanya'daki Türk çocuklarının  Alman arkadaşlarıyla barış ve dostluk içinde birlikte yaşamalarını arzuladığını ve kitabın buna katkı sağlayacağınıbelirtti. 
 
"Stefan'ın Şeker Bayramı ve Ali'nin Noel'i / Stefans Zuckerfest und Alis Weihnachten" adlı Türkçe-Almanca kitabı, önyargıları gidermek, kültürümüzü tanıtmak amacıyla yazdığını belirten Gemici, "İki tarafında birbirini yeterince tanımamaktan kaynaklanan, kökleri çok eskilere dayanan önyargıları ve korkuları var. Türkiye ve Almanya dost olması gereken iki ülkedir. Bu dostluk iki ülkenin de yararınadır. 
 
 
 
"Çocuklar bizim geleceğimizdir; onları önyargılardan, kin, nefret ve kıskançlıktan uzak yetiştirmeliyiz."  diyen yazar Bahattin Gemici kitabın içeriği hakkında  şunları söyledi:
 
 "Kitabın kahramanları Ali ile Stefan her türlü önyargıdan uzak, saf ve temiz çocuk kalpleri ile dostluk köprüleri kurarak bizlere örnek oluyorlar. "Stefan'ın Şeker Bayramı ve Ali'nin Noel'i" kitabı ile çocuklarımızın önyargıları aşarak arkadaşlıklar kurmalarını ve aileleri de birbirlerine yakınlaştırmayı hedefledim. 
 
Stefan ile Ali'nin anaokulunda bir kavgayla başlayan arkadaşlığı okul yıllarında da devam ediyor. İkisi de ilkokul üçüncü sınıfa gidiyor ve aynı sırayı paylaşıyorlar; birlikte ders çalışıyor, boş zamanlarını birlikte geçiriyorlar. Bir gün Stefan, Şeker Bayramı'nın ilk günü ailesine haber vermeden gizlice Ali'nin evine gidiyor. Evdeki bayramlaşmadan sonra Ali'yle birlikte Türklerin evlerini ziyaret ediyor; el öpüyor, şeker ve para topluyor.   
 
 Şeker Bayramından kısa bir süre sonra her yerde Noel hazırlıkları başlıyor. Ali de Stefan gibi Noel'i kutlamak; evlerine çam ağacı almak; ağacın altına hediye paketleri koymak istiyor. Ali'nin anne babası; "Oğlum biz Müslümanız, Noel Hıristiyanların bayramı. Biz sadece kendi bayramlarımızı kutluyoruz," diyor ama Ali Noel'i kutlamak için diretiyor."
 
 
Türkçe ve Almanca yayımlanan 120 sayfalık kitap ressam Sıla Zeynep Değirmenci tarafından resimlendi. 12.80 avroya satışan sunulan kitabın isteme adresi şöyle:  Exil Verlag,  Postfach 13 20, 45761 Herten   ISBN: 3-938836-07-5
Yazarla iletişim  Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!