Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
İSTANBUL (AA) - İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, "Terör örgütleri, beyinlerini yıkadıkları zavallı tetikçiler üzerinden Mehmet Selim Kiraz gibi müstesna değerlerimizi hedef alarak amaçlarına kısa yoldan ulaşmayı planlamışlardı. Asla başaramadılar, başaramayacaklar." dedi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, 46 yaşında, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'ndaki makam odasında, görevi başında terör örgütü DHKP-C üyelerince şehit edilmesinin üzerinden 6 yıl geçti.
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın görev yaptığı Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda, koronavirüs salgını için tedbirlerin alındığı, mesafe kurallarına uyulduğu bir anma töreni düzenlendi.
Milli şair Mehmet Akif Ersoy'un, "Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, sana avucunu açmış duruyor peygamber" sözlerinin yazılı olduğu dev bir pankartın asıldığı c kapısı atrium alanında düzenlenen törene, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz ve İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Okan Albayrak ile adliyede görevli cumhuriyet başsavcı vekilleri, savcı ve hakimler katıldı. İstanbul 1 ve 2 nolu Baro Başkanları ile adliye personelinin de yer aldığı törende, şehit savcının babası Hakkı Kiraz da her sene olduğu gibi hazır bulundu.
- Başsavcı Yılmaz: "Hakim-savcı cübbesi ateşten bir gömlek"
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende bir konuşma yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, "Öyle bir meslek icra ediyoruz ki, hakim-savcı cübbesinin ateşten bir gömlek olduğunu her an hissedebiliyoruz. Sorumluluğu ağır, yükü büyük. Adalet savaşçısı, hem masumun hakkını koruyacak ve hem de suçlunun hak ettiği şekilde cezalandırılmasını sağlayacak. Bu yük hepimizin omuzlarında. Ben bu vesileyle ülke genelinde özveriyle çalışan, meslek onurunu taşıyarak milletimize adalet hizmeti götüren, tüm yargı mensuplarını saygıyla selamlıyorum." ifadelerini kullandı.
Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın her zaman onur duyacakları mesleklerinin en şerefli mensuplarından biri olduğunu ve burada her an onun anılarıyla yaşadıklarını kaydeden Yılmaz, "Göreve başlar başlamaz savcımızın şehit edildiği odasını ziyaret ettik. Koltuğu, çalışma masası, ajandası, çok sevdiği 56 numaralı forması...Odadaki her bir parça eşyası onun hatırasını bugüne taşıyordu. Zamanın durduğu bu mekanda Selim kardeşimizin bizleri gördüğünden, duyduğundan, duygularımızı hissettiğinden şüphe etmiyoruz." diye konuştu.
Başsavcı Yılmaz, Kiraz'ın şehit edilmemesi halinde 23 yıllık mesleki tecrübesiyle aralarında olacağını ve 2015 yılı Mart ayının son günü evinden çıkıp Adliye'ye geldikten sonra sabah çıktığı yuvasına bir daha dönemediğini anlatarak, şöyle devam etti:
"O sabah evden çıkarken, eşi ve çocuklarıyla son kez vedalaşmıştı. Kendisi başta olmak üzere, ailesi de arkadaşları da hain terör örgütünün kendisini hedef alan alçak planından haberdar değillerdi. Kendisi de Allah'ın takdir ettiği ömrü yaşadı. Ne bir nefes az, ne bir nefes fazla. Biz buna inanıyoruz.
Mehmet Selim Savcımız, buraya gelene kadar, Erzincan Çayırlı, Karaman Kazımkarabekir, Iğdır, Osmaniye ve Gaziosmanpaşa adliyelerinde çalıştı. Elinden gelenin en iyisini yapan, bilgi ve tecrübesiyle herkese örnek bir hukuk adamıydı. Bunun yanında başka meziyetlerinin de olduğunu biliyoruz. Selim kardeşimiz daha ilkokul 5. sınıfa giderken, okuldan fırsat buldukça evlerinin karşısındaki terziye gidip yardım ediyor, kendi harçlığını çıkarıyormuş."
Şehit savcının aynı zamanda iyi bir hattat olduğunu ve baba evi Mersin'de kurduğu bir ahşap atölyede çalışmalar yaptığını da anımsatan Yılmaz, "Şehit savcımızın işindeki disiplini, nizam ve intizamı, örnek iddianameleri sanırım onun böylesi sanatçı ruhu ve zarafetinin eseriydi. 'Samimi, temiz, kusursuz' gibi anlamları taşıyan 'Selim', sadece onun adı değil, kişiliğini, davranışlarını yansıtan bir vasıf idi." dedi.
-"Asla başaramadılar, başaramayacaklar..."
Mehmet Selim Kiraz ile birlikte İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuduklarını ve sınıf arkadaşı olduklarını da aktaran Yılmaz, terör örgütleriyle ilgili de şunları dile getirdi:
"Hangi ad altında faaliyet gösterirse göstersinler, terör örgütleri en nihayetinde korku ve panik oluşturarak, nefret ve düşmanlığı körükleyerek birliğimize ve kardeşliğimize zarar verdikleri ölçüde başarılı olurlar. Terör örgütleri, beyinlerini yıkadıkları zavallı tetikçiler üzerinden Selim Kiraz gibi müstesna değerlerimizi hedef alarak amaçlarına kısa yoldan ulaşmayı planlamışlardı. Asla başaramadılar, başaramayacaklar. İşte görüyorsunuz, burada İstanbul Adalet Sarayında hep birlikte, bir ve beraberiz. Bizler bugün burada toplandık ve el ele vererek daha da kenetlendik. Onların hain planlarına asla alet olmadık, kardeşliğimizi bozmalarına izin vermedik, bundan sonra da izin vermeyeceğiz."
Mehmet Selim Kiraz'ın şehadetine yol açan olayın adli süreci hakkında da bilgi veren Yılmaz, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda iki sanığın müebbet hapse, diğer üç sanığın da çeşitli hapis cezalarına mahkum edildiğini, cezaların kesinleştiğini ve dokuz firari sanık hakkında yargılamanın devam ettiğini hatırlattı.
Bir adalet şehidi olarak Kiraz'ın kendilerine bıraktığı emaneti hiçbir zaman unutmayacaklarını ve adaletin tecellisi için güçleri yettiği kadar gayret edeceklerini de vurgulayan Yılmaz, "Kendisinin biz meslektaşlarına bıraktığı en büyük miras budur. Bu vesileyle, başta Selim kardeşimiz olmak üzere, tüm adalet şehitlerimize Allah'tan rahmet, geride bıraktıklarına sabırlar diliyorum." ifadelerini kullandı.
- Şehit babası Kiraz: "Her birinizi birer Selim gibi görüyorum"
Şehit babası Hakkı Kiraz da, 6 yıl önce bugün yine burada beraber olduklarını ve ama o günün kendileri için, bütün Türkiye için çok karanlık bir gün olduğunu belirterek, "Fakat elhamdülillah o gün beraberdik, ondan sonra da beraber olduk, bugün de beraberiz. Ne mutlu bizim bu beraberliğimize. Bizler böyle beraber olduktan sonra ölüsüne ve dirisine saygılı bir milletin ferdi olduktan sonra inşallah sırtımız yere gelmez. Rabbim sizleri muhafaza etsin, Allah sizleri korusun, devletimize milletimize zeval vermesin." dedi.
Evlat acısının çok zor olduğunu ancak her şeyin bir bedeli olduğunu aktaran Kiraz, şöyle devam etti:
"Biz bu milletin bir ferdi isek, bu değerli vatanda yaşıyorsak, mutlaka bir bedeli vardır. Herkes bunu iyi bilmelidir ama bu vatanımızın da bir değeri ve bedeli vardır. Nedir o bedel? O bizim şu bedenimizdeki canımız ve damarımızdaki kanımızdır. Söz konusu vatanın bütünlüğüyse, bu milletin birlik ve beraberliğiyse eğer kasıt bunaysa, bizim bedenimizdeki canımızın ve damarımızdaki kanımızın ne değeri vardır? Bir tane Mehmet Selim gelir ama binlerce Mehmet Selim doğarız. Rabbim sizlere zeval vermesin. Ben her birinizi birer Selim gibi görüyorum. Hepinizi seviyorum. Sizler olduktan sonra elbette ki bu vatan için öleceğiz. Söz konusu vatansa ölün bizim için şereftir, gururdur, namustur, onurdur. Ama bu ülkenin birlik ve beraberliğine kast eden o hainler için de herkes bunu çok iyi bilsin ki ölümdür, korkudur, kabustur, namertliktir."
- Adalet Bakanı Gül'ün mesajı: "Terör, bu ülkenin yargısını asla yıldıramayacak"
Yapılan konuşmaların ardından törende Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün gönderdiği mesaj okundu.
Savcı Kiraz'ı, 6 yıl önce menfur bir terör saldırısında kaybetmenin acısını halen yüreklerinde derinden hissettiklerini belirten Gül, mesajında, "Merhum Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz, görevini her zaman hakkıyla yerine getirmiş, hukuku, adaleti canı pahasına savunmuştur. Ona kurşun sıkan teröristler, aslında ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve demokratik hukuk devletimizin ayrılmaz parçası olan yargıyı hedef almıştır. Adaletsizliği ve hukuksuzluğu hakim kılmak isteyenlere karşı tıpkı Mehmet Selim Kiraz savcımız gibi, canımız pahasına da olsa mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Gül, mesajında şu değerlendirmeyi yaptı:
"Milletimizin aydınlık geleceğini, vatanımızın bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü, terör örgütlerine karşı hukuk çerçevesi içerisinde koruma azmimiz, direncimiz ve kararlılığımız her geçen gün daha da artmaktadır. Adı, amacı, hedefi ne olursa olsun terör örgütleri bu ülke üzerindeki kirli planlarını hiçbir zaman hayata geçiremeyecek, terör, bu ülkenin yargısını asla yıldıramayacak ve yolundan asla döndüremeyecektir. Terör örgütleri yok olmaya, lanetlenmeye mahkumdur. Onlarla kahramanca mücadele eden şehitlerimizin adı ve aziz hatırası ise her zaman kalbimizde yaşamaya devam edecektir.
Mehmet Selim Kiraz'ın adı da, hem kalbimizde hem de ülkemizin birçok kurum ve kuruluşunda yaşamaya devam edecek, şehit savcımızı her zaman hayırla, duayla ve rahmetle yad edeceğiz. Bu vesileyle, merhum Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz'a ve görevi başında şehit edilen bütün adalet teşkilatı mensuplarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. "
- Çalışma masasına karanfiller bırakıldı
Yapılan konuşmaların ardından törendekiler, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın görevi başında terör örgütü DHKP-C üyelerince şehit edildiği adliyenin 6. katındaki makam odasına geçti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz ve beraberindekiler, Kiraz'ın fotoğrafı ile isminin yer aldığı çalışma masasına çelenk ve karanfiller bıraktı. İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Okan Albayrak ve başsavcı vekilleri ile şehit babası Hakkı Kiraz da, çalışma masasına karanfil bıraktı.
Bu arada adliyedeki anma törenine katılanlar, şehit savcı Kiraz'ın Eyüp Sultan Mezarlığı'ndaki kabrini de ziyaret etti. Savcı ve hakimlerin hazır olduğu Kiraz'ın kabri başında Kur'an-ı Kerim okundu.
ÇANAKKALE (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çanakkale'deki temasları kapsamında Gelibolu ilçesi Bolayır köyünde şair Namık Kemal'in mezarını ve Gazi Süleyman Paşa Türbesi'ni ziyaret etti.
Bursa'nın İnegöl ilçesinde esnaf ziyaretinde bulunan Ağıralioğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
HDP'nin kapatılması istemli dava hakkındaki soru üzerine Ağıralioğlu, sadece HDP değil, terörün gölgesinde hangi parti olursa olsun kapatılması gerektiğini söyledi.
Sorunların hukukun üstünlüğüyle çözülebileceğini belirten Ağıralioğlu, "Türkiye'de terörle ilgili 15 Ağustos 1984'ten beri bir hususi gündem var. İçeride yaşadığımız bu terör saldırılarının, dışarıda Türk devletinin başına bela edilmek istenen hesapları var. Bu mevzularla ilgili konuşmaya başladığınızdan itibaren Türkiye'nin iç istikrarını bozma organizasyonuna dönmüş bir cinayet şebekesinin, zaman zaman siyaseti de enfekte ettiği, lekelediği alanlarla ilgili konuşuyorsunuz." ifadelerini kullandı.
Ağıralioğlu, Türkiye'nin bir hukuk ülkesi olduğunu vurguladı.
Bu topraklarda binbir türlü gaile yaşandığını dile getiren Ağıralioğlu, "Yıkılmadık, bugün de teröre yıkılmayacağız. Ülkemizi, medeni ülkeler arasındaki müstesna yerini, demokrasisinin kıymetini, hukukun üstünlüğüne dayalı iradesini gölgelemeden bu problemleri çözebilme kabiliyeti göstermeliyiz." değerlendirmesini yaptı.
- "Terörle ilgili hassasiyetlerimizi ifade etmiş bir partiyiz"
Hiç kimsenin, seçilmiş olmayı suç işleme hürriyeti gibi algılamaması, seçildi diye "Suç işleme hakkını kazandım." duygusuyla siyaset yapmaması gerektiğini ifade eden Ağıralioğlu, şöyle devam etti:
"Seçilmiş olmak, suç işleme hürriyeti gibi anlaşılmamalı. Seçilmiş olmak, terör organizasyonlarına münasebetsiz irtibatların kalkanı haline getirilmemelidir. Hukuk, buna nezaret edecektir, inceleyecektir. Biz terörle ilgili hassasiyetlerimizi ifade etmiş bir partiyiz. Terör, siyasetin değil memleketin gündeminden çıkarılmalıdır. Al bayrağın altında çocuklar mutlu yaşasın diyedir gayretimiz. Al bayrağa sarılı tabutlar görmek istemiyoruz. Al bayrak, altında çocukların mutlulukla buluşabildiği, özgürlüğün timsali olmalıdır. Nice zamandır bu terör belası, al bayrağı bir hüzün bayrağı haline dönüştürdü. Al bayrağın içinde şehit tabutları, evlat, baba, eş görmekten yoruldu bu topraklar."
Ağıralioğlu, kuralları ihlal edenlerin, karşılığında cezasını da ödemesi gerektiğini belirtti.
Parti kapatma konusuna değinen Ağıralioğlu, şu ifadeleri kullandı:
"HDP, PKK'ya savaş açmak zorundadır. Açmadığı müddetçe terörün gölgesinde kalıp meşruiyet alanını kendi kendine kapatacaktır. O iradeyi göstermedikleri müddetçe bu tarz siyasi tartışmaların içinde hukuk, mutlaka kendi üzerine düşeni yapacaktır. O yüzden HDP, eğer siyasi olarak odak olmuşsa bu sadece HDP meselesi değil, terörle problemi olan her parti yani İYİ Parti de AK Parti de MHP de terörün gölgesinde kalırsa onlar da kapatılsın. Yani kurallar partilere, şahıslara göre değil, suçlulara göre tanımlanmalıdır."
Yavuz Ağıralioğlu esnaf ziyaretinin ardından İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu ve Uluslararası Politikalar Başkanı Ahmet Kamil Erozan ile partisinin İnegöl İlçe Başkanlığı Olağanüstü Kongresi'ne katıldı.
(AA)
Kızılay'a ait Sancaktepe Toplum Merkezinde yapılan etkinlikte Kınık, sınıflarında ziyaret ettiği Suriyeli çocuklarla birlikte oyun oynadı, şarkılar söyledi.
Burada gazetecilere açıklama yapan Kınık, Suriye'de savaş, yıkım ve gözyaşının 10'uncu yılının geride kaldığına dikkati çekerek, "Bugün gelinen noktada dünyanın, bu ihmal edilmiş ve unutulmuş; insan haklarının ikinci plana itildiği, karmaşık ve uzamış olan kriz için şimdiye kadar yaptıklarını gözden geçirmesi ve kendini öz eleştiriye tabi tutması gerekiyor." dedi.
Suriye krizini 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük insanlık dramı olarak niteleyen Kınık, "Bugün evlerinin dışında mülteci olarak doğan, ülkelerini görmeden doğmuş ve büyümüş 1 milyonu aşkın bebekten bahsedebiliriz. Maalesef gelinen noktada, her türlü çabaya rağmen uluslararası sistemin barışı tesis edemediğini görüyoruz ve maalesef halen tünelin sonunda bir ışık bulunmamakta." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin, uyguladığı açık kapı politikasıyla milyonların hayatını kurtardığını belirten Kınık, şunları söyledi:
"Kızılay olarak partnerlerimizle birlikte, çok sayıda insani yardım aktörünün destekleriyle beraber, en başta da devletimizin himayeleri ve destekleriyle şu ana kadar ülke içerisinde yaklaşık 3,5 milyon Suriyeliye düzenli ve çeşitli boyutlarda insani destek sağladık ve sağlamaya devam ediyoruz. Suriye'nin kuzeyinde terörden arındırılmış ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilgili unsurlarının himayesinde tesis edilmiş olan güvenli bölgelerde yaklaşık 4 milyon Suriyeliye çok boyutlu insani destek sağlıyoruz. Şu ana kadar paydaşlarımızla birlikte Kızılay olarak Suriye'nin içerisine göndermiş olduğumuz insani yardım tutarı yaklaşık 3,5 milyar dolara ulaştı."
- "Savaşla silahla bombayla öldürmeyle gelinen yer yıkım oldu"
Türk Kızılay Genel Başkanı Kınık, uluslararası sistemin kritik bir imtihan verdiğini kaydederek, "Yapılması gereken; insanı, insan haklarını, insanın onurunu ve haklarını korumayı odağa alan politikalarla beraber yeniden Suriye krizini gözden geçirmek ve barışın tesis edilmesini sağlamaktır." değerlendirmesini yaptı.
10 yılda Suriye'de her türlü savaş suçuna tanık olunduğunu ifade eden Kınık, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çok farklı şeyler yapıldı ama savaşla silahla bombayla öldürmeyle gelinen yer yıkım oldu. Bu yol çıkmaz sokak. Buradan sadece insancıl bir politikayla geriye dönebiliriz. Yurt dışına çıkmış olan 6 milyon, ülke içinde de yerlerinden edilmiş bir o kadar daha nüfusun evlerine dönmesi için çok yüksek bir samimiyette ve güçte insani bir taahhüdün uluslararası sistem tarafından Suriye halkına verilmesi gerekiyor. Daha fazla Aylan Kurdilerin ölmemesi, Akdeniz'de Ege'de daha fazla insanların boğulmaması için, teröristlerin bataklığına düşmüş olan gençlerin kurtulması için bu elzem. Biz de Kızılay olarak elimizden gelen bütün desteği, bu insancıl perspektifte vermeye gayret edeceğiz ta ki son mülteci, son masum çocuk, mutlu ve güvenli şekilde yuvasına dönene kadar."
(AA)