Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Kısa adı IGMG Güney Bavyera Bölgesi olan, İslam Toplumu Milli Görüş Güney Bavyera Bölge Başkanlığı, Eventpark Ingolstadt Düğün salonunda Tuncay Ayvacık'ın sunduğu 1200 kişinin katılımıyla 22 Hafıza icazet programı gerçekleştirdi.
Yusuf Ekrem Hafızlık Kursu öğrencilerinden Emir Yıldız'ın okuduğu açılış Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan Programa IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, Güney Bavyera Bölge Başkanı Zeki Şeker, İstanbul Çamlıca Cami İmam Hatibi Şeyhul Kurra İshak Danış, İstanbul Büyük Ayasofya Cami İmam Hatibi Dr. Bünyamin Topcuoğlu ve Dünya Kur'an-ı Kerim okuma birincisi Xhelal Kaloshi hocalarda katılarak proğrama unutulmaz anlar yaşattılar.
Kemal Ergün konuşmasında; Hafızların geleceğin rol modelleri olacağının altını çizdi.
‘Hafızlarımız doktor, mühendis olacak, aynı zamanda Cuma Namazı vaizliğinide üstlenerek, topluma hizmet etmeye devam edeceklerdir’ dedi.
Güney Bavyera Bölge Başkanı Zeki Şeker ise konuşmasında genç Hafızlara hafızlıklarını korumaları için tavsiyelerde bulundu, ayrıca Hafızlık Eğitimi veren Şubelere ve Teşkilata böyle bir imkan sundukları için teşekkür etti.
Güney Bavyara Bölge Hafızlık sorumlusu Ramazan Çelik ise konuşmasında; Ingolstadt Şubesinde kız-erkek toplam şu ana kadar 33 hafız yetiştiğini, aktüel hafizlığa devam eden kız ve erkek öğrenci sayısının 70 kişiyi bulduğunu, bu süreçte maddi ve manevi destekte bulunan annelere, babalara, cemaate, Şube Yönetim Kuruluna ve Kurs Hocalarına teşekkür etti.
Konuşma bölümünün ardından Hafızlığını tamamlayan genç Hafızların Hafızlık belgeleri ve plaketleri takdim edildi.
İcazetini alan Hafızların Şubelere dağılımı şu şekilde oldu:
Ingolstadt’dan 18, Augsburg’dan 2 ve Schongau’dan ise yine 2 Hafıza icazet Belgeleri takdim edildi.
İcazetini alan Hafızların okuduğu Kur'an-ı Kerim ve yapılan dua ile program son buldu.
Haber: Ramazan Çelik & Aydın Erdem
Fotoğraflar: igmg.org
BERLİN (AA) - Almanya'da Bakanlar Kurulu, Anayasa Mahkemesinin hükümetin kullanılmayan 60 milyar avroluk Kovid-19 fonunun yeniden tahsisinin yasal olmadığı kararından kaynaklanan bütçe krizini aşmak için borçlanma limitlerin geçici olarak askıya alacak 2023 ek bütçe taslağını kabul etti.
Almanya Maliye Bakanlığından yapılan açıklamada, 2023 ek bütçesine Bakanlar Kurulu tarafından onay verildiği kaydedildi.
Borç freninin aksıya alınması Rusya-Ukrayna savaşıyla ortaya çıkan enerji kriziyle gerekçelendirilerek, Ukrayna’daki savaşın etkilerinin Alman hükümetinin gelir ve harcamalarını önemli ölçüde etkilemeye devam edeceği belirtilen açıklamada, mahkeme kararının özel fonlar üzerindeki diğer etkilerinin hala incelendiği ifade edildi.
Ek bütçe ile Alman hükümeti, ülkenin bütçe açığını gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 0,35'i ile sınırlayan Anayasa'daki borç freni mekanizmasını art arda dördüncü yıl askıya aldı.
Alman hükümetinin daha önce planlanan 45 milyar avro yerine artık 70,6 milyar avro civarında borç alması gerekecek.
Borç freni mekanizmasının dördüncü kez askıya alınmasına Federal Meclisin onay vermesi gerekiyor. Ek bütçenin mecliste gelecek ay oylanması bekleniyor.
Almanya Anayasa Mahkemesi, 15 Ekim'de, Alman koalisyon hükümetinin Kovid-19 salgını döneminden kalma 60 milyar avroluk kullanılmamış krediyi bir iklim fonuna aktarma kararının anayasaya aykırı olduğunu kararlaştırmıştı.
Kararın ardından Alman federal hükümeti tartışmalı bütçe konusunda zor kararlarla karşı karşıya kaldı.
Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller Partisi ve Hür Demokrat Parti'nin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükümeti, mahkemenin kararının ardından 2023 ve 2024 federal bütçelerini anayasaya uygun şekilde hazırlamaya çalışıyordu.
Kovid-19 salgını sırasındaki acil durum nedeniyle Alman Federal Hükümeti'nin, borç alımını 60 milyar avro artırmasına karşın Kovid-19 ve sonuçlarıyla başa çıkmak için söz konusu krediye ihtiyaç duyulmadı.
Alman koalisyon hükümeti, söz konusu krediyi ülkenin İklim ve Dönüşüm Fonu için kullanmak istemişti.
Ekonomistlere göre mahkemenin kararı, federal hükümeti bu yasama döneminin en büyük ekonomi politikası sorunuyla karşı karşıya bıraktı.
BERLİN (AA) - Almanya Hükümeti Sözcüsü Steffen Hebestreit, Başbakan Olaf Scholz'un yapay zeka ile üretilen ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisini (AfD) hedef alan sahte videoya tepki gösterdi.
Hebestreit, sosyal medya platformu X'ten yaptığı paylaşımda "Başbakanın parti yasağına ilişkin yapay videosu sosyal medyada dolaşıyor. Video gerçek değil. Bunun gibi yapay videolar eğlenceli değil. Belirsizlik yaratır ve manipülatiftir." açıklamasını yaptı.
"Siyaset Güzellik Merkezi" adlı hiciv ve siyasi inisiyatifi tarafından üretilen videoda, Şansölye Scholz'un sözde AfD yasağını desteklediği izlenimi veriliyor.
Yapay zekayla üretilen görüntüde Scholz'un 5 yıl önce Chemnitz'de yaşanan olaylar ve Haziran 2019'da Kassel Valisi Walter Lübcke'nin öldürülmesinin hatırlatıldığı bir konuşmasının manipüle edilmiş hali yer alıyor. Scholz'un videoda AfD'nin yasaklanması için Federal Anayasa Mahkemesine başvuracağını söylediği aktarılıyor.
BERLİN (AA) - Alman biyoteknoloji firması BioNTech'in kurucu ortağı ve Üst Yöneticisi (CEO) Prof. Dr. Uğur Şahin, ilk mRNA tabanlı kanser aşılarının 2030'dan önce onaylanmasını beklediklerini bildirdi.
Alman Bild am Sonntag gazetesine konuşan Şahin, "İlk mRNA tabanlı kanser aşılarımızın 2030'dan önce onaylanmasını bekliyoruz. Ayrıca 2025-2029 yıllarında diğer tedavi edici yaklaşımlar için deneme verilerine sahip olmayı planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Amaçlarının her hastaya özel kanser aşısı geliştirmek olduğunu vurgulayan Şahin, "Bunu yapmak için her hastanın kanser özelliklerini analiz ediyoruz ve bağışıklık sisteminin mümkün olduğunca çok sayıda tümör hücresini tanımasını ve yok etmesini sağlayacak olanları seçiyoruz." diye konuştu.
Şahin, bir başka umut kaynağının antikor-ilaç konjugatları (ADC) olduğuna da işaret ederek, "ADC'ler kemoterapiyi taşıyan antikorlardır. Kanda dolaşarak tümöre ulaşırlar ve orada kemoterapiyi hedefli şekilde serbest bırakırlar. Bu tedavinin önemi, katılımcıların önemli bölümünde tümörü çok hızlı şekilde küçültebilmesidir. Birkaç yıl içinde birçok kanser durumunda klasik kemoterapi yerine hedefe yönelik kemoterapi olarak giderek daha fazla ADC'nin kullanılacağından eminim." ifadesini kullandı.
BERLİN (AA) - Almanya'da 2019'da terör örgütü PKK'nın kaçırdığı kızın annesi Maide Aktaş yaşadığı sürece kızını kurtarmak için mücadeleden vazgeçmeyeceğini söyledi.
Aktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, terör örgütü PKK'nın 4 yıl önce kaçırdığı kızının durumuna dikkati çekmek amacıyla Alman Yeşiller Partisinin Karlsruhe kentinde gerçekleştirilen genel kuruluna gittiğini ancak içeri alınmadığını belirterek "Kayıtlı olmadığım gerekçesiyle içeri alınmadım. Ama bu benim vazgeçeceğim anlamına gelmez. Bu can bu bedende olduğu sürece, yaşadığım sürece kızımı kurtarmak için mücadelemden asla vazgeçmeyeceğim." dedi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a da seslenen Aktaş, "Kızım Nilüfer nerede? Kızım yaşıyor mu öldü mü? Bunu bilmek hakkım, bunu bana devletin bildirme yükümlülüğü var." diye konuştu.
Yeşiller Partisinin terör örgütü PKK'yı bir parti olarak gördüğünü savunan Aktaş, "Yeşillere soruyorum tarihten bu yana hangi parti silahlanıp insan öldürmüş? Kendileri de bir parti, hiç silahlanıp birini öldürmüşler mi?" ifadelerini kullandı.
PKK'nın ne olduğunu ve neyi amaçladığını Almanya'da herkesin çok iyi bildiğini dile getiren Aktaş, bu durumu çifte standart olarak niteledi.
Almanya'da 12 Kasım 2019'da "Okula gidiyorum." diyerek evden ayrılan kızından haber alamayan Maide Aktaş, daha önce bölücü terör örgütü PKK'ya yakınlığıyla bilinen "Navende Kurdistaniyen li Berlin" derneğinin önünde, kent merkezindeki Brandenburg Kapısı'nda, Federal Meclis ve Başbakanlığın önünde eylem yaparak kızının kurtarılmasını istemişti.
BERLİN (AA) - Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, ülkesinin İsrail'e koşulsuz desteğini yine teyit etti.
Dayanışma mesajı vermek için İsrail'e giden Steinmeier, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüştü.
Steinmer burada yaptığı açıklamada, "İsrail ile dayanışma içindeyiz." dedi.
İsrail'in varoluş mücadelesi verdiğini savunan Steinmeier, "Dayanışmamız aynı zamanda kendini savunan, varoluşsal bir tehdide karşı mücadele eden İsrail'le de." görüşünü paylaştı.
İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ise Steinmeier'i gerçek bir dost olarak nitelendirerek, Steinmeier ve Alman hükümetine İsrail'in kendini savunma hakkı konusundaki "net duruşları" için teşekkür etti.
Herzog, "İsrail halkı kazanacak. Bir Anka kuşu gibi küllerimizden yeniden doğacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Almanya Cumhurbaşkanı İsrail'e giderken yaptığı açıklamada, "İsrail'e dayanışmamızın devam edeceği konusunda güvence vermek üzere yarın bu ülkeye gidiyorum. Sadece terör mağduru İsrail ile değil, aynı zamanda karşılık veren İsrail ile de dayanışma içindeyiz." ifadelerini kullandı.
İsrailli bir dostunun kendisine, "İsrail Devleti fikri nedir? Bu, biz Yahudilerin bir daha asla tehdit edilmeyeceği anlamına gelmiyor. Antisemitizm her zaman var olacaktır. Hayır, bir daha asla savunmasız kalmayacağız. İsrail'in bize vadettiği budur." dediğini belirten Steinmeier, insanlık tarihinde Yahudilere karşı işlenen en büyük suçun tasarlandığı, planlandığı ve işlendiği Almanya'da bu söze sadık kalındığını vurgulayarak, ülkesinin sorumluluğuna atıfta bulundu.
İsrail'in mücadele etme hakkının inkar edilemeyeceğini aktaran Steinmeier, şunları kaydetti:
"Ancak bu mücadele silahsız siviller arasında büyük acılara da neden olmaktadır. Sivilleri ateş hattından uzaklaştırmak için her türlü önlemin alınması gerekmektedir. Ayrıca, yaşamın en temel gereksinimleri de karşılanmalıdır. Uluslararası insancıl hukuk bunu gerektiriyor ve biz Almanlar da bunu bekliyoruz."
Steinmeier İsrail'den sonra Umman ve Katar'ı ziyaret edecek.
BERLİN (AA) - Almanya Federal Meclis Başkanı Baerbel Bas, Alman halkı arasında İsrail'e verilen desteğin azlığından endişe duyduğunu söyledi.
İsrail ile dayanışma göstermek amacıyla bu ülkeye giden Bas, Welt televizyonuna Allensbach Enstitüsünce yapılan ve Alman halkının çoğunun İsrail'in yanında olmadığını ortaya koyan araştırma sonucunu yorumladı.
Bas, söz konusu sonucu endişe verici olarak niteleyerek, "Siyasi eğitimin bunda çok önemli bir rol oynadığına inanıyorum. Ben doğal olarak büyük bir sorumluluğa sahip olduğumuz bir şekilde büyüdüm. Kendi topraklarımızda Holokost'ta 6 milyon Yahudi'yi yok ettik ve dolayısıyla bu tarihi sorumluluk bir yandan devam ediyor, diğer yandan da genç nesle hatırlatmaya devam etmeliyiz ve elbette kurbanları anmalıyız." diye konuştu.
Federal Meclis Başkanı Bas, "Bu bizim tarihi görevimiz ve bu açıdan sayıların bu kadar azalması oldukça korkutucu ve bu hafızanın asla kaybolmamasını sağlamak için hala büyük bir görevimiz olduğuna inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Almanya'nın İsrail'i gerektiği takdirde silah ve mühimmat tedariki konusunda desteklemeye hazır olduğunu bir kez daha teyit eden Bas, "Dünyanın her yerindeki Yahudiler için koruyucu bir devlete sahip olmaları önemlidir. Şu anda söz konusu olan da budur." değerlendirmesinde bulundu.
Bas, İsrail meclisi Knesset'in bir oturumuna da katılacak.
Allensbach Enstitüsünce yapılan araştırma, Almanların çoğunun İsrail'in yanında olmadığını ortaya koymuştu.
BERLİN (AA) - Almanya'da Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder, Başbakan Olaf Scholz'a erken seçim çağrısında bulundu.
CSU lideri Söder, Berlin'de gazetecilere yaptığı açıklamada, yaşanan bütçe sıkıntısı ve koalisyon ortakları arasındaki sorunlara da işaret ederek "Yeni bir güvenoyuna ihtiyaç var. Ancak hükümetin parlamentoda değil, Alman halkının önünde bir güven oylamasına gitmesi gerekiyor." dedi.
Şansölye Olaf Scholz hükümetinin ülkenin sorunlarını çözebilecek kapasitede olduğuna inanmadığını belirten Söder, erken seçimin gelecek yıl 9 Haziran'daki Avrupa seçimleriyle eş zamanlı yapılabileceğini aktardı.
Söder, seçim sonrası Hristiyan Birlik partilerinin (CDU-CSU) Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile bir hükümet kurabileceğini ancak Yeşiller Partisi ile hükümet kurma fikrine karşı olduklarını sözlerine ekledi.
Almanya'da 26 Eylül 2021'de seçimler yapılmıştı. Gelecek seçimlerin ise 2025 yılının eylül ayının son haftası yapılması bekleniyor.