Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 
MADRİD (AA) - İspanya'da Sağlık Bakanlığının kararıyla direkt uçuşla Çin'den gelen yolcular için Kovid-19 sertifikası gösterme şartı getirildi.
 

İspanya'da yürürlüğe giren ve Resmi Gazete'de yayımlanan uygulamaya göre, Çin'den İspanya'ya uçuşlarda yolcuların, hem Çin'den ayrılırken havayolu şirketi temsilcilerine hem de İspanya'ya varışta havaalanındaki sağlık görevlerine Kovid-19 aşılarının tam olduğunu belirten sertifikayı göstermeleri gerekiyor.

 

Çin'den gelen yolculara ayrıca İspanya'ya girişte hızlı Kovid-19 testi ve ateş kontrolü yapılacak.

İspanya, Kovid-19 sertifikasını göstermeyi reddedenlerin ülkeye girişlerine izin verilmeyeceğini, ancak AB ülkeleri, Schengen ülkeleri ile Vatikan, Andorra, San Marino veya Monaco vatandaşları ile uçak mürettebatı ve 12 yaş altı çocukların bundan muaf tutulacağını bildirdi.

 

Çin'den gelen yolcular için uygulanacak Kovid-19 önlemlerinin 15 Şubat'a kadar yürürlükte kalması öngörülüyor.

Çin'in geçen ayın başında Kovid-19 tedbirlerini gevşetmesinin ardından ülkedeki artan vakalar ve kitlesel yayılmadan endişe duyan çok sayıda ülke, Çin'den gelecek yolculara yönelik tedbirler alacağını bildirmişti.

 

İspanya dışında İtalya, Fransa gibi AB ülkelerinin yanı sıra ABD, Hindistan, Japonya, Malezya, İngiltere, Avustralya ve Kanada gibi birçok ülke, Çin ve bölgelerinden seyahat eden yolculara test uygulanması ve sağlık durumlarının izlenmesine yönelik önlemler duyurmuştu.

 

MADRİD (AA) - İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve Portekiz hükümeti, Brezilya'da eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro destekçilerinden aşırı sağcı yüzlerce kişinin Ulusal Kongre'ye baskın düzenlemesini kınayarak, Brezilya Devlet Başkanı Luiz İnacio Lula da Silva'ya destek verdi.

 

Sanchez, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Tüm desteğim, Brezilya halkı tarafından demokratik ve özgür bir şekilde seçilen kurumlara ve başkan Lula'ya." ifadesini kullandı.

Brezilya'da Ulusal Kongre'ye düzenlenen baskını "şiddetle kınadıklarını" vurgulayan Sanchez, "en kısa zamanda demokratik normalliğe dönme çağrısı yaptıklarını" belirtti.

Portekiz'deki sol hükümetten yapılan yazılı açıklamada da "Brasilia'da bugün meydana gelen, demokrasi karşıtı, kamu düzenini bozan ve şiddet içeren eylemlerin kınandığı" kaydedildi.

 

Brezilya'da Devlet Başkanı Lula da Silva ile dayanışma içinde olunduğu vurgulanan açıklamada, "ülkede kamu düzenini ve yasallığı yeniden tesis etmek için Brezilyalı yetkililere destek verildiği" ifade edildi.

Brezilya'nın başkenti Brasilia'da gösteri düzenleyen Bolsonaro yanlısı aşırı sağcı yüzlerce kişi, daha sonra Kongre binasına doğru yürüdü.

Polis barikatını aşan ve çevreye zarar vererek içeri giren göstericilerin eylemi devam ediyor.

 

Bölgeden gelen haberlerde göstericilerin aynı zamanda Başkanlık Sarayı ve Yüksek Mahkeme binalarına da baskın düzenledikleri, devam eden olaylarda polisin göz yaşartıcı gaz ile müdahale ettiği belirtiliyor.

Bolsonaro destekçileri orduya müdahale çağrısında bulunuyor.

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, olayların olduğu sırada resmi ziyaret için gittiği Sao Paulo'da bulunuyordu.

 

Güney Amerika'nın en büyük ülkesi olan ve nüfusu 212 milyonu aşan Brezilya'da, 30 Ekim 2022'de düzenlenen ikinci tur devlet başkanlığı seçiminde ülkeyi iki dönem yöneten sol görüşlü eski Devlet Başkanı Lula yüzde 50,9, aşırı sağcı Bolsonaro ise yüzde 49,1 oy almıştı.

Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Bolsonaro destekçileri önce ülkede günlerce süren otoyol kapatma eylemleri yapmış, ardından da ordu karargahları önünde düzenledikleri gösterilerde silahlı kuvvetleri Lula'nın devlet başkanlığı görevini devralmasına karşı müdahaleye çağırmıştı.

 

Ülkede cumhuriyetin ilanının 123. yıl dönümü olan 15 Kasım'da Bolsonaro yanlıları, başkent Brasilia, Sao Paulo, Rio de Janeiro, Recife ve Belen şehirlerinde orduyu Lula'ya karşı müdahaleye çağıran gösteriler için askeri karargahların yakınında gösteriler düzenlemişti.

Brezilya'da devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunu kazanan eski Devlet Başkanı Lula da Silva, 1 Ocak 2023'te parlamentoda yemin etmişti.

Avrupa’da faaliyet gösteren Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB), Brüksel’de AB binalarının ortasında kalan Schuman Meydanı’nda Türkiye’deki basın özgürlüğü ihlalleri ve yeni “sansür yasası”na dikkat çekti. “Gazetecilik Suç Değildir” sloganıyla düzenlenen etkinlikte 27 yıl önce gözaltında katledilen Metin Göktepe ile terör kurbanı gazeteciler anıldı.

 

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü öncesinde, Avrupa Birliği komisyon binasının hemen yanında gerçekleşen mitinge, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Ricardo Gutierres de katıldı.

300 bin gazeteci adına konuştuğunu kaydeden Gutierres, meslektaşları üzerindeki baskıların kabul edilemez olduğunu söyledi.

 

ATGB Başkanı Recai Aksu da yaptığı konuşmada sendikalar ve uluslararası kurumların hazırladıkları raporlardaki somut verilerin Türkiye’de gazeteciler üzerindeki baskıyı gözler önüne serdiğini belirterek “Bunun yanı sıra iktidar, ‘kendinden olmayan’ bütün medya kuruluşlarını da RTÜK eliyle ekonomik olarak sıkıştırıyor. Akla hayale gelmeyen gerekçelerle, Tele 1, Halk TV, KRT, Fox gibi muhalif medya kuruluşlarına para cezaları yağdırıyor. Deutsche Welle’nin bağımsız yayınlarına saçma sapan gerekçelerle erişim engeli getirildi” diye konuştu.

 

Bildiriler beş dilde

Protestoda Türkçe’nin yanında İngilizce, Almanca, Fransızca ve Flamanca bildiriler okundu. Bildirilerde Türkiye’de özgür basına yönelik baskıların giderek arttığına vurgu yapılarak, medyanın büyük ölçüde iktidarın etkisinde bulunduğu kaydedildi. İktidara yönelik eleştirel yayın yapan basın kuruluşları ile gazetecilerin büyük baskılara maruz kaldığı belirtilen bildirilerde, çok sayıda medya kuruluşunun ağır para cezalarına çarptırılarak işlevsiz hale getirilmeye çalışıldığı, bağımsız gazetecilerin ise tutuklanarak cezaevlerine konulduğu belirtildi.

 

ATGB: Gazetecilik suç değildir

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Recai Aksu yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“2002 yılından beri Avrupa çapında faaliyet gösteren ATGB olarak tüm dünyaya “Gazetecilik suç değildir” diye haykırıyor, Türkiye’deki gazetecilerin yalnız olmadığını herkesin bilmesini istiyoruz. Türkiye’de medyanın hükümet kontrolüne girdiği, bağımsız ve özgür gazetecilerin yeni sansür yasasıyla susturulduğu bir ortamda bizler sessiz kalamaz, susamazdık.

AKP, iktidardaki 20 yılını devirdi. Bu 20 yılda kurumlar tahrip edildi, laikliğe dönük saldırılar arttı, ekonomi iflas etti, medya kuşatıldı. İktidarın keyfi uygulamaları ve Sansür Yasası ile biz gazeteciler ise baskının en ağırını yaşamamıza rağmen, gerçeği yazmaktan vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz.

 

İktidar her fırsatta Türkiye’de özgürlüklerin arttığını iddia etse de, aslında yaşanan durum bunun tam tersi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın 2021-2022 raporuna göre; “Basın, Yayın ve Gazetecilik” işkolunda kayıtlı çalışanların 23.907’si gazetecilik faaliyeti yürütüyor.

TÜİK verilerine göre 2021 yılında genel işsizlik oranı yüzde 12 iken gazetecilik mezunları içinde işsizlik oranı %18,3. Resmi basın kartı sahibi gazeteci sayısı geçen yıla göre artış gösterse de kayıtlı gazetecilerin sadece yüzde 68,72’si karta sahip. Sigortasız ya da serbest çalışan gazetecilerle birlikte bu oran daha da düşüyor. Editoryal bağımsızlığın önündeki engeller kadar gazetecilerin ekonomik ve sosyal hakları da alarm veriyor.

 

26 gazeteci gazetecilik faaliyeti nedeniyle cezaevinde. Pandemi tedbirleri esnetilse de cezaevindeki gazetecilerin hakları tedbirler gerekçe gösterilerek cezaevi yönetimlerince ihlâl ediliyor.

Gazetecilerin nakil talepleri reddediliyor, denetimli serbestlik hakkı keyfi kurul kararlarıyla engelleniyor. Gazeteciler aileleri ile iletişim kuramıyor, sosyalleşemiyor, dışarıdan haber alamıyor, sağlık hizmetlerine erişemiyor, kötü hijyen koşullarında cezaevinde tutuluyor.

Gazeteciler en çok ‘silahlı örgüt üyeliği’ ile ‘terör örgütü propagandası yapmak’la suçlanıyor.”

 

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 2022’de hapse atılan gazeteci sayısının yeni bir rekor kırdığını bildirdi. Bu yıl gazetecileri en fazla hapse atan ilk beş ülke İran, Çin, Myanmar, Türkiye ve Belarus olarak sıralandı.

CPJ’e göre 1 Aralık 2022 itibariyle 363 gazeteci hapse atıldı. Bu rakam geçen yılın rekorunun yüzde 20 üzerinde. Rapora göre Türkiye’de hapse atılan gazetecilerin sayısı 2021’de 18’ken 2022’de bu sayı 40’a çıktı. Yılın ilk yarısında 25 Kürt gazeteci tutuklandı. Gazetecilerin avukatı CPJ’e yaptığı açıklamada sanıkların hepsinin hükümetin PKK ile bağlantılı kişileri susturma çabaları kapsamında terör şüphesiyle hapse atıldıklarını bildirdi.

 

Raporda “Bu yıl 2016’daki darbe girişiminin ardından olduğundan daha az gazeteci hapse atılmış olsa da Türkiye’de bağımsız medya, hükümet kapatmaları, devralmalar ve çok sayıda gazetecinin sürgüne veya meslekten atılmaya zorlanması nedeniyle büyük ölçüde zarar gördü” denildi.

Sendikaların ve uluslararası kurumların hazırladığı raporlar, somut veriler Türkiye’de gazeteciler üzerindeki baskıyı gözler önüne seriyor.

 

Bunun yanı sıra iktidar, “kendinden olmayan” bütün medya kuruluşlarını da RTÜK eliyle ekonomik olarak sıkıştırıyor. Akla hayale gelmeyen gerekçelerle, Tele 1, Halk Tv, KRT, Fox gibi muhalif medya kuruluşlarına para cezaları yağdırıyor.

RTÜK tarafından verilen cezaları sosyal medya hesabından duyuran RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, ‘terörün mimikle övüldüğü’ iddiasıyla Halk TV’de yayınlanan ‘Medya Mahallesi’ programına 3 kez durdurulma kararı verildiğini belirtti.

Taşçı, “Aynı programın farklı tarihlerdeki 2 ayrı yayınına da %3 para cezası vererek, RTÜK kendi rekorunu kırdı!” dedi.

 

Taşçı, TELE1’e ise Prof. Dr. Emre Kongar ile TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezasını “halkın iradesine darbe” olarak nitelemeleri nedeniyle TELE 1’e de yüzde 3 idari para cezası verildiğini duyurdu.

Taşçı, FOX TV’de İlker Karagöz’ün konuk ettiği TİP Sözcüsü Sera Kadıgil’in AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik “Bir tek gün pazara gitse şu cümleyi kurmaya utanır” sözleri nedeniyle ise FOX TV’ye yüzde 3 idari para cezası verdiğini belirtti.

 

Taşçı şunları kaydetti: “RTÜK, Halk TV’de yayınlanan Medya Mahallesi’ne 3 ayrı ceza verdi. Yayında “terör mimikle övüldüğü” savıyla programın 3 kez durdurulmasına, %3 de para cezasına karar verildi. Aynı programın farklı tarihlerdeki 2 ayrı yayınına da %3 para cezası vererek, RTÜK kendi rekorunu kırdı!

Prof. Dr. Emre Kongar ile Merdan Yanardağ’ın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis cezasını “halkın iradesine darbe” olarak nitelemeleri nedeniyle TELE 1’e %3 idari para cezası verildi. TELE 1’e Açıkça programı nedeniyle de ayrıca % 3 para cezası kararı çıktı.

 

İlker Karagöz ile Çalar Saat programında, TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomiye dönük sözlerine ilişkin “bir tek gün pazara gitse şu cümleyi kurmaya utanır” sözleri nedeniyle Fox TV’ye %3 idari para cezasına oy çokluğuyla karar verildi.”

Biz Avrupa Türk Gazeteciler Birliği olarak, Türkiye’deki meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu ve onlarla sonuna kadar dayanışacağımızı bildirir, gazeteciliğin suç olmadığını ısrarla vurgularız.

İktidarın Sansür Yasası’nın bizi durduramayacağını, mesleğimizi onurumuzla yapmaya devam edeceğimizin bir kez daha altını çizer ve Avrupa Parlamentosu’nu da halkın haber alma özgürlüğüne savaş açan AKP’ye karşı tavır almaya çağırırız.

 

Gazetecilik suç değildir!

Özgür basın susturulamaz!

Türkiye’de sansüre son, gazetecilere özgürlük!

Türkiye’deki gazeteciler yalnız değildir”

 

ATGB`nin Belçika’nın başkenti Brüksel`de düzenlediği etkinlikte sanatçılar Kenan Erer ve Tanar Çatalpınar müzik dinletisi sundu. Basın özgürlüğüne dikkat çeken çeşitli pankartlar taşınırken, ATGB üyesi karikatür sanatçıları Erdoğan Karayel, Hayati Boyacıoğlu ve İsmail Doğan da kendi çizdikleri basın özgürlüğü temalı karikatürlerle gösteriye destek verdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Almanya’nın Duisburg şehrinde minik öğrenciler, hayvan ve doğa sevgisi aşılamak için farklı bir etkinliğe imza attı.

 

Minikler kuşlar için ağaçlara yem astı

 

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Duisburg Merkez Camii Kur’an Kursu öğrencileri, çetin geçen kış şartlarında yiyecek bulmakta zorlanan kuşlar için ağaçlara yem sepeti astı.

Duisburg DİTİB Merkez Camii Kur’an Kursu öğrencileri, din görevlisi Niyazi Tok ile birlikte cami bahçesinde ve çevresindeki ağaçlara konan kuşlar için yemlikler hazırladı.

 

Din görevlisi Niyazi Tok, hayvanlara karşı sorumluluklarını yerine getirmek için böyle bir çalışma yaptıklarını belirtti. Tok, “Bu ve bunun gibi birçok etkinlikte öğrencilerimiz daha çok hoşgörü ve sorumluluk bilinci kazanarak, gelecek nesiller için güzel çalışmalara imza atacaklardır” diye konuştu.

Aynı tabiatta birlikte nefes aldığımız tüm canlıların da düşünülmesi gerektiğini söyleyen Tok, “Mutluluk ve sevgi paylaştıkça çoğalan, emek verdikçe büyüyen, dostlarla anlam kazanan bir duygudur. Bizler her zaman göremiyor olsak da çevremiz, bize ihtiyaç duyan insanlarla ve kuşlarla dolu. Öğrencilere hayvan sevgisini aşılayabilmek için güzel bir çalışma oldu. Kış aylarının girmesiyle kuşların aç kalabileceğini düşünerek ve öğrencilerimizde farkındalık oluşturmak amacıyla kuş yemi hazırlayarak çevreye bıraktık, öğrencilerimizin bedenleri küçük ama kocaman yürekleri var. Okul tatilinde örnek davranış sergilediler” dedi.

 

Çocuklara doğa sevgisi aşılandı

Minik öğrenciler ise kuşların aç kalmaması için çalışma yaptıklarını dile getirerek, “Kış aylarında kuşlar kar ve soğuk nedeniyle aç kalıyor. Kuşlarda insanlar gibi doğada yaşayan canlılar. Bu yemlikleri ağaçlara asıp kuşların aç kalıp ölmesinin önüne geçeceğiz.” ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) destekleriyle Irak’ın başkenti Bağdat’ta Türkiye Mezunları programı gerçekleştirildi. Programa Türkiye’de; lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde eğitim almış Iraklı mezunlar katıldı.

 

Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği ev sahipliğinde yapılan programda, YTB Başkanı Abdullah Eren, Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney ve Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan yer aldı.

 

Programda konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, hali hazırda Türkiye’de dünyanın 180 ülkesinden yaklaşık 15 bin burslu uluslararası öğrencinin eğitimlerine devam ettiğine dikkat çekti. Eren her yıl ise yaklaşık 170 bin uluslararası öğrencinin Türkiye’de eğitim almak için başvuruda bulunduğunu aktardı. Eren, 1940’lı yıllarından bu yana Türkiye’den yaklaşık 200 bin kişinin mezun olduğunu ve bunların hem kendi ülkelerine hem de Türkiye ile ülkeleri arasındaki ilişkilere önemli katkılar verdiklerinin altını çizdi. Türkiye’den mezun olanlarla ilişkileri koparmadıklarını anlatan Eren ilişkilerin devem etmesi için Türkiye Mezunları Dernekleri’nin kurulduğunu sözlerine ekledi.

 

 

MEZUNLARIMIZLA İRTİBATI KOPARMIYORUZ

 

Başta Bağdat olmak üzere Kerkük, Musul ve Erbil kentlerinden Türkiye mezunları ile bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Eren, “Mezunlarımızla daha iyi irtibat ve iletişimin kurulması için 30 ülkede 34 dernek ihdas ettik. Irak’ın Erbil kentinde bir derneğimiz var. Irak’ta dernek sayısını artırmayı düşünüyoruz. Başkent Bağdat ve Kerkük’te de dernek açmayı planlıyoruz” dedi.

Iraklı öğrencilerin 1940’lı yıllarından itibaren Türkiye’de eğitim görmeye başladıklarını bildiren Eren, “Irakta yaklaşık 3 bin mezunumuz bulunuyor” diye konuştu.

Irak ve Bağdat’ın tarih boyunca huzur ve barış anlamına gelen Darüsselam olarak bilindiğini hatırlatan Eren, yeniden ve daima bunun böyle kalması temennisinde bulundu.

Abdullah Eren, Türkiye mezunlarının dünyanın çeşitli ülkelerinde bakan, vekil ve iş insanı konumunda bulunduğunu, bu durumun ise kendilerini çok mutlu ettiğini belirtti.

 

 

TÜRKİYE BURSLARI ÖNEMLİ BİR PROJE

 

Irak Türkmen Cephesi Başkanı Hasan Turan, uzun yıllar önce ortaya atılan ve 2012’den bu yana YYB uhdesinde Türkiye Bursları markasıyla devam eden adımın önemli bir proje olduğunu aktardı. Irak’ın çeşitli kentlerinden öğrencilerle beraber Türkmenlerin de bu projeden büyük fayda gördüğünü belirten Turan, Türkiye mezunlarının Irak’ın çeşitli kentlerinde kendi alanlarında oldukça faydalı hizmetler verdiklerini söyledi. Turan, bu önemli projenin daha da gelişmesi ve devam etmesi temennisinde bulundu.

 

Türkiye mezunu Iraklı vatandaşların Türkiye-Irak bağlarını güçlendiren ve devam ettiren birer kültür elçileri olduklarını belirten Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney de Irak’ın birlik ve beraberliğinin Türkiye için önemli olduğunu belirtti.

 

 

BERLİN (AA) - Almanya’da yeni yıl kutlamaları sırasında görev başındaki polise, itfaiye erlerine ve kurtarma ekiplerine yönelik saldırıların ardından ülkede yabancıların ve göçmen kökenlilerin topluma entegrasyonu tartışılıyor.
 

BERLİN (AA) - Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), Almanya'da reel perakende satışların geçen yıl yüzde 0,3 gerilediğini bildirdi.

 

Destatis, perakende satışlara ilişkin kasım ayı ve 2022 geçici verilerini açıkladı.

Buna göre, takvim ve mevsimsel etkilerden arındırılmış reel perakende satışlar, kasımda bir önceki aya kıyasla yüzde 1,1 artış gösterdi. Satışlar, 2021'nin kasım ayına göre ise yüzde 5,9 düşüş kaydetti.

Noel alışverişi öncesi kasımda gıda, içecek ve tütün ürünlerine talep düşük olurken, bu ürünlerde perakende satışlar Kasım 2021'e göre reel olarak yüzde 1,3 azaldı.

 

- Fiyat artışları sayesinde 2022'de rekor satış

Destatis, öncü verilere göre ise 2022’de reel perakende satışların bir önceki yıla göre yüzde 0,3 gerilediğini bildirdi. Nominal olarak ise perakende satışların 2022’de bir önceki yılın yüzde 8,2 üzerinde, rekor seviyede olduğu kaydedildi.

Destatis açıklamasında, nominal ve reel perakende satış verileri arasındaki farkın yüksek fiyat artışlarını yansıttığı belirtildi.

 

"Efsane Cuma" ve "Siber Pazartesi" gibi satış kampanyalarına rağmen geçen yıl İnternet ve posta yolu ile siparişlerde yüzde 8,1 düşüş görülmesi dikkati çekti.

Almanya’da enerji ve gıda fiyatlarındaki keskin artışlar aylardır özel tüketimi baskılıyor.

KÖLN (AA) - Almanya'da darbe planı yaptıkları iddiasıyla operasyon yapılan "İmparatorluk Vatandaşları"nın (Reichsbürger) lideri olduğu öne sürülen Heinrich XIII. Prens Reuss'un, tutuklanmadan kısa süre önce arazi satın almak için federal hükümet yetkilileriyle bir milyon avroluk sözleşme imzaladığı belirlendi.

 

Spiegel dergisinin yayımladığı haberde, terör davasının ana zanlısı olan 71 yaşındaki Prens Reuss'un Thüringen'de devletten 394 hektarlık orman arazisi satın almak için sözleşme yaptığı, sözleşmenin de noter tarafından tasdik edildiği belirtildi.

Halen tutuklu bulunan ve örgüt lideri olarak yargılanacak Prens Reuss'un arazi satın alma girişimi Federal Meclis üyesi Gesine Lötzsch'ün Federal Maliye Bakanlığının cevaplaması üzerine verdiği soru önergesiyle ortaya çıktı.

 

Önergeye verilen cevapta, Prens Reuss'un alacağı ve tutuklanmadan 2 gün önce yani 5 Aralık'ta noter tarafından onaylanan sözleşmeye göre 394 hektarlık orman arazisine yaklaşık 1 milyon avro değer biçildiği bilgisi paylaşıldı.

Verilen yanıtta ayrıca satın alma sözleşmesinin tutuklamaların ardından beklemeye alındığı ve gerekli makamlarca onaylanmayacağı, dolayısıyla şimdi "geçersiz olduğu" kaydedildi.

Prens Reuss'un avukatı Spiegel'in konuyla ilgili yönelttiği soruya cevap vermedi.

 

- Reichsbürger nedir?

Kendilerini "Alman İmparatorluğu Vatandaşı" (Reichsbürger) olarak görenlerin sayısı iç istihbarat raporuna göre 23 bin civarında bulunuyor.

2 bin 100 üyesi şiddet kullanmaya hazır olan grubun Almanya'yı meşru bir devlet olarak tanımadığına yer verilen rapora göre, üyelerden bazıları monarşi altındaki Alman İmparatorluğu fikrine bağlıyken bazıları da Nazi taraftarı. Bazı üyeler de Almanya'nın halen askeri işgal altında olduğuna inanıyor.

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile telefonda görüştü.

 

Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit tarafından yapılan açıklamaya göre, Scholz ve Zelenskiy’nin telefon görüşmesinde Ukrayna'daki siyasi, askeri ve insani durumla ilgili görüş alışverişinde bulunuldu.

Görüşmede Scholz’un Rusya’nın saldırganlığı karşısında Ukrayna’ya sarsılmaz dayanışmasını teyit ettiği belirtilen açıklamada, Alman hükümetinin 2022’de Ukrayna’ya 12 milyar avronun üzerinde destek verdiği, 2023’te de desteğin bu yönde devem edeceği aktarıldı.

 

Açıklamada, Zelenskiy’nin de Rusya’nın kritik altyapıya yönelik son saldırıları hakkında bilgi verdiği ve Alman hükümetinin Ukrayna’ya bir Patriot uçaksavar füze bataryası ve Marder tipi zırhlı muharebe araçları sağlayacağına ilişkin verdiği karardan dolayı teşekkür ettiği belirtildi.

 

Scholz ve Zelenskiy’nin yapıcı istişareleri sürdürmeyi ve yakın temasta kalmayı kararlaştırdığı kaydedildi.

BERLİN (AA) - Almanya'nın, Ukrayna'ya "Patriot" hava savunma sistemi ve "Marder" tipi zırhlı muharebe araçları vereceği açıklandı.
 

Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamada Şansölye Olaf Scholz'ün, ABD Başkanı Joe Biden ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde ülkesinin Ukrayna'ya Patriot hava savunma sistemi ile "Marder" tipi zırhlı muharebe araçları vereceğini ifade ettiği belirtildi.

Açıklamada, iki liderin, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı sürdürdüğü saldırı savaşı konusunda görüş alışverişinde bulunduğu ve Ukrayna'nın bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve egemenliğine olan desteklerini yineledikleri belirtildi.

 

ABD Başkanı Biden ve Şansölye Scholz'ün, Ukrayna'ya gerekli mali, insani, askeri ve diplomatik desteği gerektiği sürece sağlama konusundaki ortak kararlılıklarını ifade ettikleri aktarılan açıklamada, "Bu amaçla ABD, Ukrayna'ya Bradley tipi zırhlı muharebe araçları, Almanya ise Marder tipi zırhlı muharebe araçları tedarik etmeyi planlıyor. Her iki ülke de Ukrayna kuvvetlerini ilgili sistemler konusunda eğitmeyi planlıyor." ifadeleri kullanıldı.

 

İki liderin, Ukrayna'nın kritik altyapısına yönelik devam eden füze ve insansız hava aracı saldırılarına karşı Ukrayna'nın acil hava savunma kabiliyetini desteklemeye devam edeceklerine dikkati çekilen açıklamada, aralık ayının sonunda ABD'nin Ukrayna'ya bir Patriot uçaksavar füze sistemi sağlayacağını açıkladığı, Almanya'nın da Ukrayna'ya bir Patriot uçaksavar füze bataryası vererek ABD'ye katıldığı kaydedildi.

 

Açıklamada, Başkan Biden ve Şansölye Scholz'ün, diğer müttefik ve ortakların Ukrayna'ya sağladığı askeri destekten duydukları memnuniyeti dile getirdikleri bildirildi.