Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
PARİS (AA) - Fransa'da 2024'te düzenlenecek Paris Olimpiyat Oyunları'nda Fransız sporcuların başörtüsü takması yasaklandı.
Fransa Spor Bakanı Amelie Oudea-Castera, söz konusu yasağı konuk olduğu France 3 kanalında duyurdu.
Oudea-Castera, başkent Paris'te 26 Temmuz-11 Ağustos 2024'te düzenlenecek Olimpiyat Oyunları'na katılan Fransız ekiplerindeki sporcuların başörtüsü takamayacağını bildirdi.
Fransız Bakan, sporda katı bir "laiklik rejiminin" uygulanmasından yana olduklarını söyledi.
- Fransız sporcular, FFF'nin maçlarında da başörtüsü takamıyor
"Les Hijabeuses" (Başörtülüler) olarak bilinen futbolculardan oluşan topluluk, Fransa Futbol Federasyonunun (FFF) 2016'dan bu yana başörtüsüne izin vermemesi nedeniyle bu yasağın iptali için Danıştaya başvuruda bulunmuştu.
FFF'nin iç tüzüğündeki ilk madde, futbolcuların dini aidiyetlerini gösteren kıyafet veya simgeleri maçlarda taşımasını yasaklıyor.
Danıştay, 29 Haziran'da, kadın futbolcuların FFF'nin maçlarında başörtüsü takma yasağını onaylamıştı.
BERLİN (AA) - SpaceX ve Tesla Motors şirketlerinin kurucusu Elon Musk’ın beyin çipi girişimi Neuralink, ilk insan deneyi için hasta alımına başlamak üzere bağımsız bir inceleme kurulundan onay aldığını duyurdu.
Neuralink’ten yapılan açıklamada, bağımsız bir inceleme kurulundan onay aldıktan sonra Neuralink'in felçli insanlar için beyin implantının klinik deneylerde test edilmesi için hastalar aradığı belirtildi.
İmplant, omurilik yaralanmaları nedeniyle felç geçiren hastalarda test edilecek. Neuralink, yaklaşık 6 yıl sürecek çalışmanın nerede yapılacağı ve kaç katılımcıyı içereceğini açıklamadı.
ABD'li iş insanı Elon Musk'un sahibi olduğu Neuralink firması, Mayıs 2023’te beyin çipi projesinin insanlar üzerinde denenmesine başlanması için ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nden (FDA) onay alındığını açıklamıştı.
Daha önce maymunlar üzerinde test edilen çiplerin, beyindeki sinyalleri başarıyla yorumlayarak cihazlara aktardığı kaydedilmişti.
Beyin implantının güvenli olduğu kanıtlansa bile uzmanlar, girişimin ticari kullanım için onay almasının 10 yıldan fazla sürebileceğini belirtiyor.
Neuralink firması, 2016’dan beri, beyne yerleştirilecek mikroçipler sayesinde felç ve körlük gibi nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi ve engelli kişilerin hayat kalitesini artırmayı hedefliyor.
Uzmanlar ise Neuralink'in beyin implantlarının, yaşanabilecek muhtemel teknik ve güvenlik endişeleri dikkate alınarak yapılacak ön çalışmaların daha dikkatli ve geniş kapsamlı yapılması konusunda uyarıda bulunuyor.
Kariyerinde Balkan şampiyonluğu, Avrupa üçüncülüğü ve Türkiye şampiyonlukları bulunan Fenerbahçe'nin eski milli boksörü Serhat Güler, profesyonel boksta madalya kazanmaya devam ediyor.
Profesyonel boksa geçişinin ardından 3 maçta 3 galibiyet elde eden Güler, Universium'un organize ettiği gecede 30 Eylül'de Almanya'nın Llsenburg kentinde ringe çıkacak.
Ahmet Öner’in promotörlüğünde Alman Leon Bunn'un elinden aldığı WBC International Silver Light Heavyweight unvanı korumak isteyen 26 yaşındaki boksör, Ermeni asıllı Suriye doğumlu Rostam İbrahim ile karşılaşacak.
"Profesyonel kariyerim yeni başlasa da tecrübe olarak üst düzeyim"
Dünya ve Avrupa şampiyonlarını rahatlıkla yendiğini dile getiren Serhat Güler,
"Profesyonel kariyerim yeni başladı ama tecrübe olarak çok üst düzeyde olduğumu düşünüyorum. Ahmet Öner ve menajerim Yılmaz İlkay Arın sayesinde buralara geldim onların sayesinde çok üst seviyelere geleceğimi düşünüyorum. Sinan Şamil Sam ruhunu yaşatacağım. Onun gibi üst düzey bir sporcu olmak ve Türk bayrağını göndere çekip milli marşımızı okutmak istiyorum. O çok büyük bir sporcuydu. Ruhu şad olsun. Onun gibi dünyada tanınmak için elimden geleni yapacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Türk halkını ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı onurlandıracağıma şüphem yok. Rakibimi fazla tanımıyorum. Amatör maçı var mı yok mu bilmiyorum ama benim kariyerimde olduğunu hiç düşünmüyorum. Bence rahat bir maç olacak ama sonunda müsabaka ringde kazanılıyor. İnşallah o ringden galip gelerek kemerimi koruyacağım. Tüm vatandaşlarımızı maça bekliyorum. Rakibimi küçümsemiyorum ama fazla zorlanacağımı düşünmüyorum."
"Kazanması durumunda dünyada ilk 15 arasında yer alacak"
Ahmet Öner, Serhat Güler'in Türk boksu için ciddi bir fırsat olduğunu dile getirdi.
"Serhat unvan maçına kazanması durumunda dünyada ilk 15 sporcu içinde yer alacak ve boksun şampiyonlar ligine girmiş olacak. Bu zamana kadar çıktığı maçlarda hiç mağlubiyet yaşamaması da ayrı bir gurur verici durum. İnşallah bu maçı da kazanarak Almanya’da Türk bayrağını dalgalandıracak."
BERLİN (AA) - Almanya`da bileşik Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), eylülde 1,8 puan artarak 46,2 puana yükselmesine rağmen, art arda üç aydır daralmayı gösteren 50 puanın altında kaldı.
S&P Global tarafından hazırlanan HCOB (Hamburg Ticaret Bankası) eylül ayı öncü PMI verileri açıklandı.
Buna göre, Almanya’da ağustosta 44,6 bileşik PMI eylülde 46,2’ye yükselerek beklentileri karşılamadı. Böylece endeks art arda üç aydır daralmayı gösteren 50 puanın altında kaldı. Beklenti endeksin 47,2’ye yükselmesi yönündeydi.
Ülkede hizmet sektörü PMI, eylülde 47,3’ten 49,8’e yükseldi.
İmalat sanayi PMI ise söz konusu ayda 39,1’den 39,8’a yükselirken, daralma bölgesinde kalmayı sürdürdü.
Hamburg Ticaret Bankası Başekonomisti Cyrus de la Rubia, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Alman imalat sektörünün son zamanlarda sıkıntılı bir süreçten geçtiği bir sır değil." ifadesini kullandı.
La Rubia, Eylül bileşik PMI’nin ekonominin üçüncü çeyrekte bir kez daha daralmaya girdiği yönündeki görüşlerini desteklediğini belirterek, temmuz-eylül döneminde yüzde 1 bir daralma beklediklerini ifade etti.
PMI verisinde 50 puanın üstü büyümeye işaret ederken, 50 puanın altı daralmayı gösteriyor. İmalat ve hizmet sektörleri, Alman ekonomisinin üçte ikisinden fazlasını oluşturuyor.
Bu arada, Alman ekonomisi artan faiz oranları, zayıf küresel ekonomi ve yüksek enflasyon nedeniyle üst üste üç çeyrektir büyüyemedi. Ekonomi, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,4 ve yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,1 küçülürken, yılın ikinci çeyreğinde büyüme gösteremedi.
Bu yıl için Alman ekonomisinde Ifo yüzde 0,4, Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) ise yüzde 0,5 daralma bekliyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre, Almanya, bu yıl küçülmesi beklenen tek G7 ülkesi olacak.
BERLİN (AA) - Almanya’da konut fiyatları yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 9,9 gerileyerek, 2000’den beri en sert düşüşü gösterdi.
Almanya Federal İstatistik Ofisi (Destatis), konut fiyatlarına ilişkin 2023’ün ikinci çeyrek verilerini açıkladı.
Buna göre, Almanya’da konut fiyatları nisan-haziran döneminde 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 9,9 düştü.
Böylece, konut fiyatlarına ilişkin verilerin toplanmaya başladığı 2000 yılından bu yana en sert düşüşü kaydetti
Berlin, Hamburg, Münih, Köln, Frankfurt Stuttgart ve Düsseldorf şehirlerinde daire fiyatları yüzde 9,8, ve bahçeli ev fiyatları ise yüzde 12,6 düştü.
Bu arada, Avrupa Merkez Bankası (ECB), yüksek enflasyona karşı artan faiz oranlarıyla mücadele ediyor. Bu durum da inşaat ve diğer sektörlerdeki yatırımları daha pahalı hale getirerek ekonomiyi yavaşlatıyor.
Almanya'da hem inşaat maliyetlerinin hem de faiz oranlarının artırması nedeniyle 2023'ün ilk yarısında apartman inşaat izinlerinde yüzde 27'lik bir düşüş olmuştu.
KÖLN (AA) - Almanya'da iktidarda olan üçlü koalisyon hükümeti oy oranının, yapılan son anketlerde tüm zamanların en düşük seviyesine indiği bildirildi.
INSA anket şirketinin verilerine göre, iktidar ortaklarından Sosyal Demokrat Parti (SPD) yüzde 17, Yeşiller Partisi yüzde 14, Hür Demokrat Parti (FDP) ise yüzde 6 oy oranına sahip.
Son seçimlerde yüzde 25,7 oy oranına sahip olan Başbakan Olaf Scholz'ün partisi SPD, iki yılda yüzde 8,7'lik oy kaybına uğramış oldu.
Anketlerde, Hristiyan Sosyal Birlik Partilerinin (CDU-CSU) oy oranı ise değişmeyerek yüzde 27 ile birinci sıradaki yerini korudu.
Müslüman ve yabancı karşıtlığıyla bilinen aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ise bir puanlık artışla yüzde 22 ile ülkedeki ikinci büyük parti olma konumunu sürdürdü.
Yapılan son ankette Sol Parti yüzde 5, diğer partilerin toplamı ise yüzde 9 olarak kayıtlara geçti.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Mevlid Kandili ve Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle mesaj yayınladı.
DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Mevlid Kandili ve Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle yayınladığı mesajda, “Rabbim bizleri sözlerin en doğrusu olan, Allah’ın Kitabından; yolların en doğrusu olan Muhammed’in yolundan (Nesai, Îdeyn, 22.) ayırmasın. Rabbim bu yolculukta ayaklarımızı kaydırmasın. Mevlid Kandilimiz ve Mevlid-i Nebi Haftamız iman ve istikametimizi daha da güzelleştirmemize vesile olsun” dedi.
Kuzey, mesajında şu ifadelere yer verdi:
Dünyada bir yolcu gibi olan insan (Buhari; Rikak 2), bu hayat yolculuğunda hiçbir zaman başıboş bırakılmamış, yalnızlığa terkedilmemiştir. (Kıyamet; 36) Yüce Allah, her insanın fıtratına hayatı boyunca kendisine yardımcı olacak temel kodları işlemiş olmakla birlikte (Rum: 30), doğru yol rehberliğini bizzat kendisi üstlenerek (Nahl; 9) hayatı boyunca yolunu aydınlatan ilahi mesajlar göndermiştir (İbrahim; 52).
Bu talimatların sonuncusu olan hayat kitabımız Kur’ân’a ve onu bizlere sadece aktarmakla kalmayıp bu ilahi yasaların insanlar tarafından uygulanabilir olduğunu bizzat hayatıyla ortaya koyan hayat rehberimiz Muhammed Mustafa’ya (sas) karşı birtakım sorumluluklarımız olduğu unutulmamalıdır. İşte, zaman zaman unuttuğumuz bazı sorumluluklarımızı yeniden hatırlayacağımız bir rahmet iklimi olan Mevlid-i Nebi Haftası’na yaklaşmış bulunmaktayız.
‘’Peygamberimizi anmaktan onu anlamaya’’ ilkesinden yola çıkarak hareket ettiğimiz ve her yıl onun (sas) farklı bir yönünü ön plana çıkararak toplumsal bir bilinç kazanmaya çalıştığımız Mevlid-i Nebi Haftası’nın bu yıl ana teması; ‘’Peygamberimiz, İman ve İstikamet’’ olacaktır. 26 Eylül Salı akşamı idrak edeceğimiz Mevlid Kandili ve akabinde bir hafta boyunca (27 Eylül-3 Ekim) peygamberimizi bir yönüyle gündemimize taşıyacağımız Mevlid-i Nebi Haftası’nın İslam alemi başta olmak üzere tüm insanlık için hayırlar getirmesini Yüce Rabbimden temenni ediyorum.
Peygamberimizin hayatını üç ana kısma ayıracak olursak, bunların birincisi; onun doğumundan peygamber olarak görevlendirdiği kırk yaşına kadar olan zaman dilimidir. Bu süreci incelediğimizde onun Yüce Allah’ın fıtratına yüklediği temel değerleri muhafaza etmiş, yaşadığı topluma güven veren, sosyal sorunlara duyarsız kalmayan ilkeli bir şahsiyet; dürüst bir tüccar, müşfik bir aile babası olduğunu görürüz. Kırk yaşından sonra omuzladığı peygamberlik yükü, hayatının en önemli dönüm noktası olmuştur. O artık ‘’Abdullah oğlu Muhammed’’ değil; ‘’Alemlere Rahmet Muhammed’’ aleyhisselam’dır. Onun bu davetinden sonra o güne kadar kendisini el üzerinde tutanlar artık onu ayaklar altında çiğnemeye; o güne kadar ona güzel sözler söyleyenler artık ona iftira atmaya; o güne kadar yollarına adeta gül koyanlar artık bu yola dikenler dökmeye başlamışlardır. Artık nebimizin zorlu sınavı başlamıştır. Ya bu zorlu yolda pes edecek ya da Allah’a olan iman ve güveni doğrultusunda belirlenen istikamet üzere yoluna devam edecektir.
Peygamberimizin hayatının üçüncü bölümü; vefatından bugüne kadar olan boyutudur. Müminler olarak hayatımızın her alanında şu soruları sormamız gerekir: ‘’Acaba Peygamberim şu an burada olsaydı nasıl davranırdı? Tepkisi, tavrı ne olurdu? Yaptığım bu davranışa sevinir miydi yoksa üzülür müydü?’’ Bu ve buna benzer soruları sorduğumuz ve hayatımızı bu sorulara göre şekillendirdiğimiz ölçüde peygamberimizle çağdaş olur, onun çizmiş olduğu iman ve istikamet yolunda ona birer yoldaş oluruz.
Kur’an-ı Hakîm, müstakim/dosdoğru yolun haritasını ‘tevhid, hak ve adalet’ ekseninde çizer. Yüce Allah’ın ‘dosdoğru yolum’ dediği ve ona uymamızı istediği, sonu cennete uzanan bu yolda, Allah’a ait hiçbir özelliği O’ndan başkasına yakıştırmamak vardır. Bu yolda aile bireylerine karşı duyarlı davranış vardır. Bu yolda yaşatmak, hayat vermek, rahmet olmak vardır. Yetim hakkını -doğrudan veya dolaylı-yemekten kaçınmak vardır. Ölçme ve değerlendirmede hassas ve dürüst olmak vardır. Bu büyük ve muhteşem ekosistemin bir üyesi olarak bu yolculuğumuzda hayata ve canlılara saygılı olmak vardır. Söz konusu adalet olduğunda, -yakın akraba bile olsa- adaleti gözetme vardır. Bu yolda, Rabbine karşı verilen sözlere vefa göstermek vardır. (En’âm; 151-153)
İstikamet üzere olmak da bu yol üzere kalmak da zordur. Emek ister, özveri ister. Huzur-u ilahiye her çıktığımızda Rahmet-i Rahman’dan tekrar tekrar bizleri o dosdoğru yola iletmesi için talepte bulunmamızın (Fatiha; 6) hikmeti de bu olsa gerektir. Bu yola revan olanlar bilmelidir ki; yürüdükleri bu yol, hayatlarını İslam mücadelesine vakfeden Nebilerin yoludur. Bu yol, duyularının ötesinde olan iman hakikatlerini “Allah ve Resulü söylediyse doğrudur!” diyen sadıkların yoludur. Bu yol; varlığını imanına şahit kılan şehitlerin yoludur. Bu yol; kendisini ve çevresini olumlu manada dönüştürebilen salih/iyi insanların yoludur. (Nisa; 69) Ve bu yol, son sözü; “yüce dostlar katına” (Buhari; 1668) olan istikamet peygamberinin bizzat işaret ettiği gibi, Allah’ın dostluğunu tüm dostluklara tercih edenlerin yoludur. Rabbim bizleri, bu güzel dostların yoluna ilhak eylesin.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin 54. olağan oturumuna, “Yunanistan’da Batı Trakya Türk toplumuna mensup çocukların ana dilde okul öncesi eğitime erişimi ve ilkokulların sayısında hızlı düşüş” başlıklı yazılı bildiri sundu.
Yazılı bildirisinde ABTTF, 1923 Lozan Antlaşması’na göre Yunanistan’daki Batı Trakya Türk toplumunun eğitim özerkliğine sahip olduğunun altını çizerek, eğitimdeki özerk yapının yıllar içinde çeşitli kanun, yönetmelik ve uygulamalarla büyük ölçüde zedelendiğini ve oldu-bitti (fait accompli) hukuk uygulamalarıyla devletin kontrolü altına alındığını kaydetti.
Batı Trakya Türk toplumuna ait ilkokulların sayısının hızlı bir biçimde azaldığını not eden ABTTF, 2010 yılında çıkan bakanlık kararı ile dokuzdan az öğrencisi olan okulların kapatılmaya başlandığını, Lozan Antlaşması uyarınca özerk statüye sahip olmalarına rağmen Türk ilkokullarının da aynı uygulamaya tabi tutulduğunu belirtti.
Bu uygulamanın Batı Trakya Türk toplumuna karşı sistematik bir ayrımcılık aracı haline geldiğine işaret eden ABTTF, 2008 yılında Batı Trakya’da 194 Türk azınlık ilkokulunun bulunduğunu, bu sayının kapatmalar nedeniyle 2011’de 188’e, 2014’te 170’e, 2015’te 164’e, 2016’da 133’e, 2017’de 130’a, 2018’de 128’e, 2019 yılında 123’e, 2020’de 115’e, 2021’de 103’e, 2022’de 99’a ve 2023-2024 öğretim yılında da 90’a düştüğünü ifade etti.
Hükümetin Batı Trakya’da Türk çocuklarının kendi anadilleri olan Türkçe’de de eğitim alabileceği iki dilli azınlık anaokulları kurulması için yapılan başvuruları reddettiğini belirten ABTTF, anadili Türkçe olan çocuklar için anaokulunda eğitim dilinin sadece Yunanca olmasının sorunlu olduğunu ve onların eğitim hayatına başlangıçlarını olumsuz etkilediğini kaydetti.
ABTTF, Yunanistan’ın iki dilli azınlık anaokullarının kurulması ihtiyacını görmezden gelmekte ısrar ettiğini ve Türk ilkokullarını öğrenci azlığını gerekçe göstererek kapatmayı sürdürdüğünü dile getirdi. Öte yandan yine Lozan Antlaşması ile statüsü ve hakları belirlenen Türkiye’deki Rum Ortodoks azınlığı için Gökçeada’da 2013 yılında yalnızca 4 çocuk ile açılan ve bünyesinde anaokulu da bulunan ilkokulda bugün 21 çocuğun, 2015’te açılan ortaokul ve lisede ise 35 öğrencinin öğrenim gördüğünü ifade etti.
ABTTF, Yunanistan’ın taraf olduğu BM antlaşmalarını da hatırlatarak, Yunanistan’ı Batı Trakya Türk toplumunun Lozan Antlaşması ile teminat altına alınan eğitim özerkliğini iade etmeye, Türk azınlık okul sistemi içerisinde ve tamamıyla özel olmak üzere Türkçe anaokulların kurulmasına izin vermeye ve öğrenci sayısının azlığı gerekçesiyle tek taraflı kararlarla özerk statüdeki Türk ilkokullarını kapatmaya son vermeye çağırdı.
ANKARA (AA) - Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'in destekçilerinden ASELSAN, etkinliğin İzmir durağında da savunma sanayisi alanındaki 20 yeni sistemini ziyaretçilerle buluşturacak.
ASELSAN'dan yapılan açıklamaya göre, "ayakları yere basmayan festival" mottosuyla düzenlenen TEKNOFEST, İstanbul ve Ankara'nın ardından 27 Eylül-1 Ekim'de İzmir'de teknoloji tutkunlarına kapılarını açacak.
Şirket, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile T3 Vakfının yürütücülüğünde Çiğli Havalimanı'nda gerçekleştirilecek etkinlikte, 300 metrekarelik stant alanında ziyaretçilerini ağırlayacak.
İzmir'de 5 gün sürecek festival, havacılık gösterileri, ödül törenleri, simülasyon alanları, eğitici atölyeleri, sahne şovlarıyla gençlere teknoloji serüveni yaşatacak.
- ASELSAN'ın 20 milli sistemi görücüye çıkacak
ASELSAN standında özgün mühendisliğin gücüyle geliştirilen yerli sistemler de sergilenecek.
Bu kapsamda TEKNOFEST İzmir'de şirketin Murad Muharip Uçak Burun Radarı, Avcı Kaska Entegre Kumanda Birimi, Toygun Elektro Optik Sensör Sistemi, Karat Kızılötesi Arama ve Takip Sistemi, Tolun Güdüm Kiti, Karetta Anti GNSS, AselFlir-600 Elektro Optik Sensör Sistemi, Ertuğrul Bomba İmha Robotu, Aslan İnsansız Kara Aracı, Deringöz Otonom Sualtı Aracı, Zoka Akustik Torpido Karşı Tedbir Sistemi, GÜRZ Hava Savunma Sistemi, HİSAR A+ Füze Fırlatma Sistemi'nin de aralarında bulunduğu 20 sistemi vitrine çıkacak.
Festival alanının tamamı ASELSAN'ın milli imkanlarla geliştirdiği 40 güvenlik kamerasıyla takip edilecek. Kameralardan alınan görüntüler, TEKNOFEST Koordinasyon Ofisine aktarılacak. TEKNOFEST'in protokol giriş kapısında ASELSAN'ın geliştirdiği ARIN X-Ray Cihazı görev yapacak.
- Tekno Macera çocukları bekliyor
ASELSAN'ın bilim ve teknoloji meraklısı çocuklar için başlattığı uzun soluklu sosyal sorumluluk projesi olan ve TEKNOFEST'te en çok ziyaret edilen aktivite alanları arasında yer alan Tekno Macera, çocukların gözdesi olacak.
Çocuklar, Tekno Macera Deneyim Alanı'nda Astronot Kıyafeti Tasarlama Atölyesi, Solar Uzay İstasyonu ve Mars Uzay Aracı Tasarım Atölyesi'nde farklı bir deneyim yaşayacak. TEKNOFEST çocukları, "Görev 2023" ve "Uzay Bi Yolculuk" sloganıyla gerçekleşecek ASELSAN uzay aracı simülasyon odasında uzay yolculuğuna çıkacak.
Türkiye'nin dört bir yanından gelerek TEKNOFEST heyecanına ortak olacak genç beyinler arasında kıyasıya yarışmalar da düzenlenecek. TEKNOFEST Girişim Yarışmaları kapsamında sağlık ve iyi yaşam, çevre, enerji ve iklim, afet yönetimi ve engelsiz yaşam teknolojileri konularında girişim yarışmaları gerçekleştirilecek. Bu yarışmalarda 5 ASELSAN çalışanı jüri üyesi olarak görev alacak.
ASELSAN, erken aşama girişimlerin desteklendiği Girişimcilik Merkezini, yılda 200'ü aşkın öğrencinin aday mühendis olarak çalışabildiği a-Yetenek Programı'nı, araştırmacılara istihdam olanağı sunan Lisansüstü a-Yetenek'i, öğrencilerin bilgilerini pekiştirmelerini sağlayan a-Gelecek Staj Programı'nı, çalışanlara yüksek lisans yapma şansı tanıyan ASELSAN Akademi'yi ve yüzde 1'lik başarı diliminden öğrenci alan ASELSAN MTAL'i İzmir'de TEKNOFEST gençliğine anlatacak.