![ayturk-logo-2021.png](/images/2022/01/09/ayturk-logo-2021.png)
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
İtalya ile Almanya arasında son günlerde düzensiz göç konusu üzerinden yaşanan gerginlik devam ediyor.
Avrupa Birliği (AB) üyesi ve çoğunluğu Akdeniz'e kıyısı olan 9 güney Avrupa ülkesinin (EU-MED9) liderlerinin Malta'nın başkenti Valetta'da bir araya geldiği zirveye katılan Meloni, burada İtalyan basınına açıklamalarda bulundu.
Meloni, göç konusunun ana gündem maddesi olduğu MED9 Zirvesi'nde bu konuya ilişkin pozisyonlarını açıkladıklarını ifade ederek "Bana öyle geliyor ki bu meseleyi ciddiyetle ve somut biçimde, hızlı şekilde ele alma arzusu var. Hem kendim bu durumu nasıl gördüğümü hem de İtalya'nın maruz kaldığı etkiyi aktardım. Buradaki ülkeler tarafından tamamen paylaşılan bir yakınlaşma çerçevesinde görüşme bunun etrafında dönüyor." diye konuştu.
Almanya'nın Akdeniz'de kurtarma operasyonu yapan STK'leri destekleme kararı, ardından Akdeniz'de İtalyan arama-kurtarma bölgesi içinde Almanya'dan 10 kadar STK'nin bulunmasına değinen Meloni, "Alman hükümetinin tutumunu anlıyorum ama eğer, STK kurallarında geriye dönmek istiyorlarsa o zaman biz de göçmenleri kurtaran STK gemisi, hangi ülkenin bayrağını taşıyorsa göçmenleri de o ülkenin karşılamasına dair bir değişiklik öneriyoruz. Diğerlerinin tutumlarını anlıyorum ama başkalarının sınırında dayanışma gösteremezsiniz." ifadelerini kullandı.
Meloni, dün Belçika'nın başkenti Brüksel'de yapılan AB içişleri bakanları toplantısında görüşülen ve İtalya'nın süre istemesi nedeniyle üzerinde uzlaşılamayan yeni "Göç ve İltica Anlaşması"na da ilişkin şunları kaydetti:
"Dün Şansölye (Olaf) Scholz ile görüştüm. Almanya bazı değişikliklerle geldi. Özellikle de STK'lerle ilgili olan bizim için geriye dönüş anlamına geliyor. Bu nedenle süre istedik. Dün (Göç ve İltica Anlaşması'nın onaylanması) böyle bir karar veremezdik."
Başbakan Meloni ayrıca, Tunus ile AB arasında 16 Temmuz’da imzalanan düzensiz göçle mücadele ve ticaret alanlarında imzaladığı mutabakat zaptı çerçevesinde öngörülen AB yardımının ilk diliminin gelecek hafta Tunus'a gönderileceğini de belirtti.
Bu arada, Meloni, MED9 Zirvesi kapsamında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile üçlü bir görüşme de yaptı.
- Roma-Berlin hattında gerginlik
Almanya, İtalya'nın özellikle 11-17 Eylül haftasında Lampedusa Adası'nda göçmen kriziyle karşı karşıya olduğu sırada, Roma yönetiminin Dublin Sözleşmesi çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle göçmenleri gönüllü olarak kabul etme anlaşmasını askıya almıştı.
Bu kararın ardından İtalya'nın tepkisini çeken bir adım daha atan Almanya, Akdeniz'de düzensiz göçmenleri kurtaran STK'leri mali açıdan destekleme kararı aldığını duyurmuştu.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, 23 Eylül'de Alman mevkidaşı Olaf Sholz'a bu karardan "şaşkınlık" duyduğunu ifade eden bir mektup göndermişti.
İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, bu konuyu görüşmek üzere 28 Eylül'de Berlin'de bir araya gelmiş, ortak basın toplantısında Tajani; insan hayatının kurtarılmasının önemli olduğunu ve kimsenin STK’lere karşı olmadığını ancak ülkesinin 'yasa dışı göçmenleri çeken bir mıknatıs' haline gelmemesi gerektiğini söylemişti.
Baerbock da ülkesinin bugün Brüksel'deki toplantıda son birkaç saat içinde yapılan yoğun müzakerelerde bazı noktaları uzlaşmaya dahil ettiğini doğrulamıştı.
BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ankara'daki terör saldırısını şiddetle kınadığını belirtti.
Scholz, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, "Ankara'nın merkezinde düzenlenen saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Türk partnerlerimizle dayanışma içindeyiz." ifadesini kullandı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan paylaşımda da terör saldırısına uğrayan Ankara'dan korkunç haber alındığına işaret edilerek "Türk halkıyla dayanışmamızı ifade ediyor, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Geçmiş olsun Türkiye." ifadelerine yer verildi.
Macron, Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (MED9) Zirvesi kapsamında gittiği Malta'nın başkenti Valetta'da, liderler ortak basın toplantısında, Avrupa'daki göç meselesine değindi.
İtalya'nın güneyinde bulunan Lampedusa Adası'ndaki "olağanüstü duruma" karşı Avrupa ülkelerinin birlikte çözüm getirmesi gerektiğini belirten Macron, göç meselesinde İtalya ile dayanışma çağrısı yaptı.
Macron, düzensiz göçmenlerin geldiği menşe ülkeler ve geçtikleri transit ülkelerle ortaklıklarını geliştirmek istediklerini söyledi.
Bu ülkelere, mali imkan sağlamayı ve teknik konularda işbirliği yapmayı kapsayan ortaklık teklif ettiklerini dile getiren Fransa Cumhurbaşkanı, bu ortaklık çerçevesinde ayrıca insan kaçakçılarıyla mücadeleyi hedeflediklerini kaydetti.
Zirvede, Ukrayna'ya destek, AB'nin sanayi politikasını güçlendirme ve Avrupa'yı ekolojik ve dijital dönüşüm konusunda lider yapmak gibi meseleleri ele aldıklarını ifade eden Macron, daha fazla yatırım yapan bir Avrupa'dan yana olduğunu vurguladı.
Alman Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Brüksel'deki AB toplantısında, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Yeşiller ve Hür Demokratik Parti'den (FDP) oluşan koalisyonun düzenlemeyle ilgili yeni bir metin önerisi üzerinde anlaşmaya vardığını duyurdu.
Faeser, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Hala daha fazla değişiklik yapmamız gerekse de bugün sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz." dedi.
Hükümet çevrelerine göre, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, AB istişarelerinden kısa süre önce kabinede, kriz yönetmeliğinin artık bloke edilmemesi gerektiği yönünde bir karar almıştı.
Söz konusu yönetmeliğin, AB ülkelerine yönelik düzensiz göçü sınırlamayı amaçladığı, göçte aşırı artış olması durumunda düzensiz göçmenlerin gözaltı sürelerinin uzatılması ve koşulların belirlenmesi gibi bazı yeni yöntemler içerdiği belirtildi.
Alman hükümeti, AB'nin bu önerisini, AB ülkelerinin göçmenlere yönelik koruma standartlarını düşürebileceği gerekçesiyle haftalarca bloke etmişti.
Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un yanı sıra birtakım Alman siyasetçiler, anlaşma metininde yer alan bazı maddelerin "çok sayıda kayıtsız mültecinin Almanya'ya gönderilmesini teşvik edebileceği" yönündeki endişelerini dile getirmişti.
BERLİN (AA) - Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Almanya'da Türkiye kökenli nüfusun artık işçi olmaktan çıkıp girişimci olarak son 10 yılda büyük başarılara imza attığını belirterek, "Sadece Almanya'nın Türkiye'de yaptığı yatırımlar değil, Almanya'da Türk nüfusunun yapmış olduğu yatırımlar da bizim ekonomik ve ticari ilişkilerimize çok ciddi katkılarda bulunan bir unsur haline geldi." dedi.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği himayesinde, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK) iş birliği ile İstanbul Ekonomi Zirvesi kapsamında Berlin'de düzenlenen zirvede "Avrupalı şirketler için Türkiye'deki yatırım fırsatları" ele alındı.
Şen, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye ile Almanya'nın iyi ekonomik ilişkilere sahip olduğunu ifade ederek, "İhracatta birinci, ithalatta ise üçüncü sırada yer alan Almanya ile dış ticaret hacmimiz 2022 yılında 50 milyar avronun üzerinde seyretmiştir." dedi.
Önce Kovid-19 pandemisi nedeniyle tedarik zincirlerinde aksaklıklar yaşandığını ve ardından Avrupa'nın ortasında bir savaş çıktığını vurgulayan Şen, pandemi ve kriz kaynaklı arz ve talep sorunlarına çözüm bulmanın büyük önem kazandığını vurguladı.
Şen, "Küresel tedarik darboğazları, Türkiye'yi dünya pazarları arasında ekonomik ve enerji köprüsü olarak Alman ve uluslararası ithalatçılar ve ihracatçılar için aranan bir merkez yoluna soktu." ifadesini kullandı.
Son zamanlarda şirketlerin "friendshoring (ticareti ve yatırımı dost ile yap)" ve "nearshoring (tedarikini ve yatırımını yakın coğrafyadan yap)" seçeneklerini giderek daha fazla değerlendirmeye başladığını ifade eden Şen, Türkiye'nin küresel ekonomideki değişikliklere hızlı tepki verme kabiliyetine sahip olması ve ülkenin daha kısa teslimat süreleri sunması nedeniyle Almanya ile yeni iş birliği fırsatlarının ortaya çıktığını kaydetti.
Şen, Kovid-19'un son döneminde Berlin'e büyükelçi o
larak atandığını hatırlatarak, o dönemde Almanya'da, Uzak Doğu'daki tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle öksürük şurubu gibi ilaç tedariki konusunda sorunlar yaşandığını anlattı.
Türk sanayisinin Avrupa standartlarında ürün üretebildiğini, Türkiye'nin aynı zamanda Avrupa'nın güvenliğine katkıda bulunduğunu belirten Şen, Türkiye'nin yüzyıllardır Avrupa'nın bir parçası olduğunu söyledi. Şen, "AB'nin en önemli ortaklarından biriyiz. AB üyeliğini hedefliyoruz ve bunu takip ediyoruz." dedi.
AB ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da güçlendirilmesi için Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin bir gereklilik haline geldiğini vurgulayan Şen, "Mevcut anlaşma artık günümüz dünyasının ihtiyaçlarını karşılamamaktadır. Anlaşmanın güncellenmesi karşılıklı yarar sağlayacak ve Türkiye ile AB arasındaki ekonomik entegrasyona da katkıda bulunacaktır." ifadelerini kullandı.
- "Vize serbestisinde kolaylıklar bekliyoruz"
Ahmet Başar Şen, Türk vatandaşlarına yönelik vize kısıtlamalarının Almanya ile Türkiye ilişkilerine engel olduğunu belirterek, "İş insanlarının fuara katılması, konferanslara katılmasında vize meselesi engel hale gelmiştir. Türk girişimcileri iş bağlantıları kurmak ve sürdürmek üzere AB'ye engelsiz bir şekilde girebilmelidir. Vize serbestisinde kolaylıklar bekliyoruz." dedi.
Almanya'da Türkiye kökenli nüfusun artık işçi olmaktan çıkıp girişimci olarak son 10 yılda büyük başarılara imza attığını vurgulayan Şen, "Sadece Almanya'nın Türkiye'de yaptığı yatırımlar değil, Almanya'da Türk nüfusunun yapmış olduğu yatırımlar da bizim ekonomik ve ticari ilişkilerimize çok ciddi katkılarda bulunan bir unsur haline geldi." ifadesini kullandı.
Almanya'da Türkiye kökenli nüfusun ülkede yerleşik hale geldiğini aktaran Şen, "Almanya-Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilere güvenli bakmamız için çok önemli sütun var; o da Almanya Türk toplumu." dedi.
Almanya'nın, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde her zaman belirleyici bir rol oynadığını vurgulayan Şen, "Bu günümüzde de böyledir. Almanya, Türkiye ile AB arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesindeki yapıcı rolünü sürdürmelidir." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesine de büyük önem verdiğini vurgulayan Şen, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin tedarik yollarının ve kaynaklarının çeşitlendirilmesini öngören çok yönlü yapısı, Türkiye'ye kendisini bir enerji merkezi olarak konumlandırma fırsatı vermektedir. Bu çabalar Türkiye'nin; küresel ölçekte enerji projelerinde önde gelen bir oyuncu haline gelmesini sağlamıştır. Bugünkü toplantının ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimiz için yeni yollar açmasını ve bu ilişkileri daha da güçlendirmesini temenni ediyorum.”
- "Türk-Alman dostluğunun geliştirilmesi için Avrupa'da yeni fırsatlar var"
Eski Almanya Ekonomi ve Enerji Bakan Müsteşarı ve Hıristiyan Demokrat Birlik Parti Milletvekili (CDU) Thomas Bareiss de Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bir üst seviyeye çıkarılması için yeni ivmelere ihtiyaç olduğunu belirterek, Türk-Alman dostluğunun geliştirilmesi için Avrupa'da yeni fırsatlar olduğunu söyledi.
İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer ise İstanbul Ekonomi Zirvesi'nin Türkiye'de 7 yıldır yapıldığını belirterek, zirvenin ilk kez yurt dışında gerçekleştirildiğini bildirdi.
Türkiye'nin en büyük ticaret ortağının Almanya olması nedeniyle zirvenin Berlin'de yapıldığını aktaran Değer, amaçlarının Türk-Alman iş ortaklığını daha ileri seviyeye taşımak olduğunu vurguladı.
BERLİN (AA) - Türk Hava Yolları (THY), Almanya’nın başkenti Berlin’e ilk uçuşunun 50. yıl dönümü nedeniyle tarihi bir tasarıma sahip Airbus A 330 ile Berlin Brandenburg Havalimanı‘na (BER) uçuş gerçekleştirdi.
THY’den yapılan açıklamada, 50 yıl önce, 28 Eylül 1973 tarihinde Türk Hava Yolları'nın ilk uçağının o dönemin Berlin-Schönefeld Havalimanı'na indiği hatırlatıldı.
O günden beri İstanbul ile Berlin arasında direkt uçuşların yapıldığının belirtildiği açıklamada, “Jübile anısına, Türk Hava Yolları bugün tarihi tasarıma sahip bir Airbus A 330 ile BER'i ziyaret ediyor. 2022 yılında, hava yolu şirketi 700 binden fazla yolcusuyla Berlin Brandenburg Willy Brandt Başkent Bölgesi Havalimanı'ndaki en büyük beş şirket arasında yer aldı” ifadesine yer verildi.
Açıklamada, THY’nin Berlin ile İstanbul’u günde 6 uçuşla birleştirdiği aktarılarak, THY’nin Adana, Ankara, Antalya, Bodrum, Gaziantep, İzmir, Ordu-Giresun, Samsun ve Trabzon gibi destinasyonlara mevsimsel uçuşlar sunduğu belirtildi.
Kargo alanında ise THY’nin yüzde 15 pazar payı ile BER'deki yük taşımacılığı sağlayıcıları arasında en büyüklerden birisi olduğunun ifade edildiği açıklamada, “Hava yolu şirketi, yılın başlarında deprem yardımı çerçevesinde hava kargo alanındaki gücünü etkileyici bir şekilde gösterdi. Türkiye'nin güneydoğusundaki depremden hemen sonra hava yolu şirketi, Berlin'den depremden etkilenen bölgeye yaklaşık 150 ton yük taşıdı.” denildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen, THY Berlin Müdürü Zekeriya Kurucam, “Bugünün uçuşunu özel retro temalı Airbus A330 ile gerçekleştirerek, bu önemli olayı kutlamaktan mutluluk duyuyoruz. Yarım yüzyıl boyunca buradaki iş ortaklarımızın ve yerel seyahat acentelerinin büyük desteği ve en önemlisi de yolcularımızın sarsılmaz güveni, 50 yıllık başarılı performansımızın hiç şüphesiz öncelikli unsurları arasında yer alıyor.” ifadesini kullandı.
Flughafen Berlin Brandenburg GmbH İcra Komitesi Başkanı Aletta von Massenbach da "THY‘nin Berlin'deki 50 yılı, Berlin ile İstanbul arasındaki güçlü bağlantıyı gösteren etkileyici bir yolculuk. Turizm için olduğu kadar, iki şehir arasındaki ekonomik iş birliği için de önemli. İlk Berlin-Schönefeld uçuşundan Tegel'den yapılan bağlantılara ve şu anki başkent bölgesi BER havalimanındaki varlığına kadar, hava yolu şirketi bizim için önemli bir ortaktır. Türk Hava Yolları ile başarılı bir iş birliği yıllarının daha gelmesini dört gözle bekliyoruz." dedi.
BERLİN (AA) – Almanya’nın ekonomik bağları derinleştirmek amacıyla 5 Orta Asya ülkesiyle, ile Stratejik Bölgesel Ortaklık kurulması konusunda anlaşmaya vardığı bildirildi.
Almanya’nın başkenti Berlin’de Başbakan Olaf Scholz’ın daveti üzerine Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Türkmenistan Halk Maslahatı Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’ın katılımıyla ilk zirve düzenlendi.
Zirvenin ardından yapılan ortak açıklamada, Almanya ile Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan arasında ilk kez Stratejik Bölgesel Ortaklık kurulması konusunda anlaşmaya varıldığı belirtildi.
Açıklamada, "Almanya ve beş Orta Asya devletinin liderleri, ilişkilerinin genel kapsamı ve derinliğine dayanarak Almanya ve Orta Asya arasında bir Stratejik Bölgesel Ortaklık kurulması konusunda mutabık kalmışlardır.“ denildi.
Stratejik ortaklığın amacının Almanya ile bu ülkeler arasında 30 yıldır var olan diplomatik iş birliğini "güçlendirmek ve geliştirmek" olduğu belirtilen açıklamada, söz konusu ortaklığın ekonomi ve enerji, doğal kaynaklar iklim ve çevre, bölgesel iş birliği ve beşeri ilişkilere odaklandığı ifade edildi.
Ortak açıklamada söz konusu amaca ulaşmak için düzenli toplantılar yapılacağı belirtilerek, bir sonraki zirvenin 2024‘te Orta Asya'da devlet başkanlarının katılımıyla yapılacağı bildirildi.
Orta Asya ülkeleri ile AB arasındaki ilişkilerin yoğunlaşmasını memnuniyetle karşılandığı belirtilen ortak açıklamada, liderlerin "refah ve bölgesel iş birliğine" odaklanan AB'nin Orta Asya Stratejisi'nin öneminin farkında oldukları belirtildi.
Ortak açıklamada, liderlerin, "Orta Koridor" da dahil olmak üzere AB ile Orta Asya arasındaki ulaşım bağlantısının devam eden önemi konusunda mutabık kaldıkları vurgulanarak, "Liderler Orta Koridor‘un geliştirilmesine ve AB‘nin Global Gateway girişimi kapsamında altyapı projelerine finansman sağlanmasına yönelik ilgilerini teyit ettiler. "ifadesine yer verildi.
Öte yandan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın toplam nüfusu yaklaşık 80 milyon olurken, Almanya'nın nüfusu ise yaklaşık 84,5 milyon. Bunun yanında, Söz konusu Orta Asya ülkelerinin yüzölçümü 27 üye ülkeyle birlikte tüm AB’nin kara alanına karşılık geliyor.
Alman iş dünyasına göre Rusya-Ukrayna savaşı sonrası bu ülkeler Alman şirketleri için alternatif iş yapma yerleri ve ticaret ortakları olarak yeni bir önem kazanıyor.
Almanya İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, mutabakat zaptını, Almanya adına Göç Anlaşmaları Özel Temsilcisi Dr. Joachim Stamp, Kırgızistan adına ise Dışişleri Bakanı Ceenbek Kulubayev'in imzalandığı belirtildi.
Mutabakat zaptı, Kırgızistan'dan "nitelikli işçilere" Almanya'ya geliş yollarının açılmasını ve Almanya'da kalma hakkı bulunmayan Kırgızistan vatandaşlarının ülkelerince geri alınması zorunluluğunu içeriyor.
Alman Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Kırgızistan ile göç konusunda mutabakat zaptı imzalanmasından büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederek "Göç anlaşmalarıyla göçü düzenliyor ve yönetiyoruz. Refahımızı sürdürebilmek için acilen vasıflı işçilerin göçüne ihtiyacımız var. Aynı zamanda Almanya'da kalma hakkı olmayan kişilerin geri alınması gerektiği konusunda da bağlayıcı şekilde mutabıkız." değerlendirmesinde bulundu.
Anlaşmaya imza atan Özel Temsilci Stamp da "Özbekistan'dan sonra Kırgızistan ile Alman iş gücü piyasasına acilen ihtiyaç duyulan düzenli göç için Orta Asya'daki iki potansiyel ortakla doğru yoldayız. Bundan sadece devletler değil, aynı zamanda çalışkan ve nitelikli gençler de faydalanabilir." ifadelerini kullandı.