Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Yurt dışında yaşayan ve Avrupa Birliği ve NATO’yu daha yakından tanımak, Türkiye ile ilişkilerini anlamak ve bu kuruluşlardaki kariyer imkânlarını öğrenmek isteyen gençlere yönelik sertifikalı eğitim programımız başlıyor.

YTB, TOBB Brüksel Daimi Temsilciliği ve İktisadi Kalkınma Vakfı Brüksel Temsilciliği ile işbirliği içinde 23-25 Mayıs 2022 tarihleri arasında Belçika’nın başkenti Brüksel’de gerçekleştirilecek olan üç gün süreli program;

Avrupa Birliği ve NATO’nun genel işleyişi, kurumsal yapıları ve özellikle Türkiye’nin bu kurumlarla ilişkisi üzerine seminerler ve kurum ziyaretleri ile bu kurumlarda görevli personelin aktaracağı kariyer süreçlerine ilişkin bilgilendirmeleri içerecek biçimde tasarlanmıştır.

Programın dili Türkçe olmakla birlikte, kimi bölümlerinin İngilizce gerçekleştirilmesi ön görülmektedir.

Programa AB ve NATO gibi uluslararası kurumları tanımak ve bu kurumlarda kariyer imkânlarını öğrenmek isteyen gençlerimiz başvurabilir.

Kimler Başvurabilir?

  • T.C. vatandaşı ya da mavi kartlı veya mavi kart almaya hakkı olmak (annebabası veya daha üst soyu izinle T.C. vatandaşlığından çıkmış olmak)
  • 01.01.1992 ve 01.01.2003 tarihleri arasında doğmuş olmak,
  • Hâlihazırda lisans ve lisansüstü eğitimine ABD, Almanya, Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, İsviçre, İtalya, Kanada ve Norveç ülkelerinde devam ediyor (3.sınıf ve üstü) veya tamamlamış olmak,
  • Yurt dışında ikamet ediyor olmak.

Başvuru İçin Gerekli Belgeler

  • Türkiye Cumhuriyeti ya da ilgili ülke vatandaşlığını gösterir nüfus cüzdanı, mavi kart ya da pasaportun fotoğrafı,
  • Eğitim durumunu gösterir belge,
  • Yaşadığı ülkede ikametini gösterir belge,
  • Programa katılma isteğini ve gerekçelerini bildiren İngilizce dilinde hazırlanmış motivasyon mektubu,
  • Eğitim, staj ve iş deneyimine dair tüm maddeleri eksiksiz doldurulmuş özgeçmiş, 

Başvurular belirtilen belgelerin Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! adresine e-posta gönderilmesi yoluyla gerçekleştirilecektir.

Kontenjan sınırlı olup değerlendirmeler; adayların başvuru sırasında ilettiği bilgi ve belgeler göz önünde bulundurularak gerçekleştirilecektir.

Son Başvuru Tarihi: 29.04.2022

Önemli Notlar

  • Program; Brüksel’de gerçekleştirilecek olup konaklama ve iaşe Başkanlığımızca karşılanmaktadır.
  • Ulaşım için bilet ibrazı karşılığında Avrupa ülkelerinden katılım sağlayan kişiler için 150 €’ya kadar destek sağlanabilecektir. ABD ve Kanada’dan programa katılım sağlamak isteyen gençler için üst sınır 300 € olarak belirlenmiştir.

  **Başkanlık gerekli gördüğü takdirde eğitim programı tarihlerini ve ders içeriklerini değiştirilebilir. Eğitim programıyla ilgili bilgilendirmeler program katılımcılarına ayrıca yapılacaktır. Programa ilişkin tüm sorularınız için Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! adresi üzerinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 
BERLİN (AA) - Almanya, Birleşmiş Milletlerin (BM) Libya'ya yönelik silah ambargosunun denetlenmesi için Avrupa Birliği’nin (AB) uyguladığı Akdeniz'deki İrini Operasyonu'nda yer alan askerlerinin görev süresini bir yıl uzattı.

Federal Meclis’te (Bundestag) Alman hükümetinin İrini Operasyonu'ndaki askerlerin görev süresinin 1 yıl uzatılmasını öngören önerge 109 oya karşı 534 milletvekilinin oyuyla kabul edildi.

Önergeye göre, 300’e kadar Alman askeri, Libya'ya yönelik silah ambargosunu denetlemek üzere 2023’ün Nsan sonuna kadar Akdeniz'de görev yapabilecek. Misyonun maliyeti Almanya için 21,8 milyon avro olacak. Önergede Alman askerlerinin Libya Sahil Güvenliğini eğitme görevi öngörülmüyor.

İrini Operasyonu, Libya konulu Berlin Konferansı sonrasında 31 Mart 2020'de başlatılmıştı. Operasyon, BM'nin Libya'ya yönelik silah ambargosunun denetlenmesi için AB tarafından Akdeniz'de başlatılan tartışmalı bir herekat özelliği taşıyor.

2292 Nolu BM Güvenlik Konseyi kararında meşru hükümet olarak yer alan Milli Mutabakat Hükümeti ile istişare ve izin zorunlu kılınmış olmasına rağmen başlatılan İrini Operasyonu, taraflı ve yasa dışı bir operasyon olarak tepki çekiyor.

Ramazan Bayramı dolayısıyla ATİB Genel Başkanı Durmuş Yıldırım’ın yayımladığı bayram mesajında Müslümanların Ramazan Bayramı’nı tebrik ederek şu ifadelere yer verdi:


Muhterem Müslümanlar,
Değerli Kardeşlerim,


Sayısız manevi güzelliklerin yaşandığı ve mükafatların sınırsız olarak verildiği mübarek bir Ramazan ayını daha idrak ederek, Müslümanların iki büyük bayramından biri olan Ramazan Bayramı’na kavuşmuş olmanın sevincini yaşıyoruz.
Hamdolsun bu sene Avrupa Müslümanları olarak, iki yıl korona yasağından sonra Ramazan ayını iftar sofralarının birleştirici ve bütünleştirici atmosferinde geçirdik. Aynı zamanda, Camilerimizde mukabele ve teravih namazlarında da yan yana, omuz omuza saf tutarak eda etmiş olduk.


Değerli kardeşlerim,
Bir inancın karşılık bulması, ancak günlük hayatta uygulanmasıyla mümkündür. Bazen kendimizden kaynaklanan, bazen de içinde bulunduğumuz şartlardan dolayı birçok eksiğimize rağmen, Müslüman göçmenler olarak yaşadığımız ülkelerde Ramazan ayında tutulan oruçların ve herkese açık iftar sofralarının artık çoğulcu toplumun kamuoyunda karşılık bulmasında elbette ki gerek şahıs gerekse kuruluş olarak gayret gösteren herkesin payı var.
Bayramımız iş günlerine denk gelse de şartların elverdiği ölçüde aile içinde ve yakın akraba ve dost çevresinde bayramlaşarak yakınlaşmalı, özellikle çocuklar sevindirilmeli, yaşlı ve kimsesizler ihmal edilmemelidir. Farklı değerlerin hâkim olduğu bu coğrafyada varlığımızın devamı noktasında bize özgü olan bayramlaşma kültürü çok önemlidir. Bu geleneğimiz aile çevresinde olduğu kadar dernekler bünyesinde de özellikle çocuklar ve gençlerle birlikte kutlanmalıdır.
ATİB – Hilal Yardım Organizasyonu olarak her zamanki gibi bu Ramazan ayında da verdiğimiz iftarlık gıda paketleri ve iftar yemekleri, nakit yardım desteği, fitre, zekât ve bağışlarla, mağdur, mazlum, yoksul ve kimsesizlerin yardımına koştuk.
Bu idrak ve şuurla bütün din kardeşlerimizin mübarek Ramazan Bayramı’nı canı gönülden tebrik ediyor, bu bayramın İslam âlemine ve tüm insanlığa barış, huzur, sağlık ve hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

Durmuş Yıldırım
ATİB Genel Başkanı

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Kazım Türkmen, Ramazan Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

DİTİB Genel Başkanı Türkmen, yayınladığı Ramazan Bayramı mesajında tüm İslam âleminin bayramını tebrik ederek, şunları kaydetti:

Rahmetiyle bizleri karşılayan, bereketi ile kucaklayan, Müslümanlara sabrı, nimete şükrü, yanı başımızdakini fark etmeyi ve paylaşmayı öğreten on bir ayın sultanı Ramazan ayını geride bırakarak, mutluluk ve sevincin, sevginin ve kardeşliğin topluma dalga dalga yayıldığı Ramazan Bayramına kavuşmuş bulunuyoruz. Umuyor ve diliyoruz ki, 11 ayın sultanı olan Ramazan ayı, kulluğumuzu onaran değer ve yükümlülükleriyle, kendimize çeki düzen vermemizi sağlayan ilkeleriyle, bizleri yeniden biçimlendiren ahlak ve fazilet ölçüleriyle, yeniden canlandırdığımız dostluk, kardeşlik ve komşuluk ilişkileriyle, hiç şüphesiz son derece verimli bir ay olmuştur.

Bu mübarek ayda, orucun derin manevî eğitimini, sahur ve iftarın bereketini, teravihin coşkusunu ve Kur’an tilâvetinin kalbimizde huşû uyandırmasının sevincini derinden hissederek gönüllerimizi coşturup maneviyatımızı canlandırdık. Pandemi nedeniyle uzun zamandır boş kalan camilerimiz, yeniden cemaatle kılınan namazlarla ayrı bir canlılık kazandı. Ellerimiz her zamankinden daha çok iyiliğe açıldı. Dünyanın dört bir köşesinde yaşamakta olan fakirleri, kimsesizleri gözeterek, düşkünlere yardım ederek yardımlaşmanın ve dayanışmanın, hayırda yarışmanın, yaraları sarmanın, insanların dertleriyle dertlenmenin en güzel örneklerini sergiledik. Büyük bir bütünün anlamlı bir parçası olduğumuzu anlayarak elimizdeki maddi zenginliği, dilimizdeki güzel söz ve dileği, gönlümüzdeki sevgiyi herkesle paylaştık. “Mü’min cana candır!” düsturuyla tüm insanlığa can ve kardeş olmaya çalıştık. Ramazan ayı içerisinde, dünyada zulüm gören Müslüman kardeşlerimiz için dualar ettik. Ve nihayet Ramazan Bayramına ulaştık.

Ramazan ayı boyunca kazandığımız yüksek dindarlık seviyemizi, Kur’an’la bilgilenme gayretimizi, paylaşma duyarlılığımızı, hâsılı bütün güzel hasletlerimizi yılın diğer günlerinde de sürdürebilmek son derece önemlidir. Nitekim ibadetlerde orta yol ve süreklilik Yüce Allah’ın istediği, Sevgili Peygamberimizin tavsiye ettiği bir durumdur. Rahmet peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.s); “İbadetlerin Allah’a en sevimli olanı, az da olsa devamlı olarak yapılanıdır” buyurmuştur.

Bu duygu ve düşüncelerle, bütün bayramların bayram gibi yaşandığı, barış ve mutluluğun egemen olduğu, savaşların, akan kan ve gözyaşının geride kaldığı bir dünya için bayramların birer imkân olması temennisiyle, başta Almanya’da yaşayanlar olmak üzere bütün Müslümanların Ramazan bayramını kutluyor, âlem-i İslâm ve insanlık için hakikî anlamda bir bayrama ve sevince dönüşmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.

Türk İnisiyatif Nürnberg (TIN) Platforum Nürnberg Çeşme Restoran´da iftar daveti verdi. Davete T.C. Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz, Nürnberg Büyükşehir Belediye Başkanı Marcus König, Bavyera Eyalet Milletvekili Arif Taşdelen, TIN Sözcüsü İsmail Akpınar, Süleyman Karaaslan, Türk Spor Başkanı Seyhan Karaslan, Uyum Meclisi Başkanı Ilhan Postaloğlu, TIAD İkinci Başkanı Ali Aydın, Türk STK Temsilcileri, doktorlar, avukatlar, Türk spor kulübü yöneticileri ve toplumun her kesiminden davetli katıldı. İftar davetine Ukrayna´dan savaştan kaçan genç öğrencilerde katıldı.

 


Davetlileri selamlayan TIN Sözcüsü İsmail Akpınar, Türk Toplumunun Nürnberg´e kattığı zenginliklere değindi. Göçün 60. yılına vurgu yapan Akpınar, birince nesille teşekkür etti. Almanya’ya ilk gelenlerden TIM e.V. Başkanı Kamile Erdemir ve Gazeteci Taner Tüzün´e çiçek takdiminde bulunuldu.


Türk İnisiyatif Nürnberg TIN´in verdiği iftar davetine katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Marcus König, verilen davetin sanki bir aile yemeği havasında olduğunu ve kendisini bu ailenin bir parçası gibi hissettiğini belirtti. König, ´Nürnberg nüfusunun neredeyse yarısı göçmen kökenli. Sizler bu toplum için büyük bir zenginlik ve kazançsınız. Nürnberg hepimizin şehri, hepimiz Nürnberg´liyiz´ dedi. Bugün burada bir aile ortamı var ve bende kendimi bu ailenin bir parçası oarak hissediyorum´ dedi. TIN Sözcüsü İsmail Akpınar ise katılımcılara teşekkür eden König yemeklere hayran kaldığını ifade ederek Çeşme Restoran sahibi Niyazi Koç´u tebrik etti.

 


Eyalet Milletvekili Arif Taşdelen, göç eden gençleri işaret ederek insanların savaştan kaçarak başka Ülkelere göç etmeleri üzücü bir durum. Artan göç sayılarıyla birlikte uyum politikamızı tekrar gözden geçirmeliyiz. Buraya gelen insanların en iyi şekilde topluma entegre olmalarını sağlamalıyız´ dedi.

 

Başkonsolos Serdar Deniz ise ´Ramazan ayının son günlerine gelindiği şu günlerde sizlerle bir arada olmaktan mutluluk duyuyorum. İki yıldır süren pandami nedeniyle gerçekleşemeyen bu iftar buluşmalarına bu yıl tekrar başladık.Bu sene bunun sevinicini yaşıyoruz´ dedi.

Haber ve resimler: Ilhan Baba-Nürnberg

 

 

 

 

 

 

 

Das Klinikum Nürnberg freut sich über hochkarätige Verstärkung: Prof. Dr. Jan Liman hat zum 1. April 2022 die Ärztliche Leitung der Klinik für Neurologie übernommen. Der 47-jährige Niedersachse bringt unter anderem bei der Schlaganfallbehandlung eine besondere Expertise mit.

Prof. Dr. Liman folgt auf Prof. Dr. Frank Erbguth, der sich nach über zwei Jahr- zehnten als Ärztlicher Leiter der Klinik für Neurologie in den Ruhestand verab- schiedet hat. „Ich freue mich sehr auf diese neue Aufgabe am Klinikum Nürn-berg und bin hier sehr nett aufgenommen worden“, sagt Liman. „Die Klinik für Neurologie am Klinikum Nürnberg gehört mit ihren rund 100 Betten zu den gro- ßen neurologischen Kliniken – das reizt mich. Mir gefällt auch die Verbindung zur Paracelsus Medizinischen Privatuniversität, weil mir Lehre sehr wichtig ist“, fährt der 47-Jährige fort.

Passgenaue Versorgung von Schlaganfall-Patient*innen

Prof. Dr. Jan Liman hat sich nach fast 20 Jahren an der Universitätsmedizin Göt- tingen für den Wechsel nach Nürnberg entschieden. Er war dort zuletzt als Stell- vertretender Direktor in der Klinik für Neurologie tätig sowie Leiter des Neuro- vaskulären Zentrums. Ein großer Schwerpunkt seiner Tätigkeit ist die passge- naue Behandlung von Schlaganfall-Patient*innen. Liman betreibt Schlaganfall- forschung und hat hier auch die die Optimierung der Schlaganfallversorgungs- ketten im Blick; also die Versorgung Betroffener vom ersten Verdacht auf Schlaganfall über die Betreuung durch Rettungsdienste bis hin zur Behandlung in der Klinik. Auf diesem Gebiet will er auch in Nürnberg Akzente setzen. „Die Frage lautet: Wie können wir Patient*innen mit Verdacht auf Schlaganfall schnellstmöglich und bestmöglich versorgen?“, erläutert Liman.

Auch ältere, geriatrische Patient*innen mit Schlaganfällen hat Liman in den Mit- telpunkt seiner klinischen Forschung gerückt, um Betroffenen mit vielen Vorer- krankungen eine optimale Behandlung zukommen zu las

Ein weiterer Schwerpunkt seiner Arbeit sind neurodegenerative Erkrankungen wie zum Beispiel Parkinson oder Bewegungsstörungen.

Rasanter Wandel in der Neurologie: Neue Behandlungsmöglichkeiten

Liman fasziniert an der Neurologie unter anderem die starke Wandlungsfähig- keit. „Die Neurologie gehört zu den Disziplinen, die sich in den vergangenen Jah- ren am stärksten weiterentwickelt haben. Als ich angefangen habe, waren die Therapiemöglichkeiten sehr begrenzt“, sagt er. Heute gibt es sehr viele Möglich- keiten, zum Beispiel bei der Behandlung von Multipler Sklerose, der Parkinson Erkrankung oder eben bei der Schlaganfallversorgung: „Vor zehn bis 15 Jahren ist ein Schlaganfallpatient mit großem Schlaganfall fast immer ein Pflegefall ge- blieben. Heute kommen etwa 40 Prozent ohne wesentliche Behinderungen aus diesem Ereignis heraus, wenn man schnell genug ist“, so Liman.

Die Klinik für Neurologie am Klinikum Nürnberg ist ein ausgewiesenes Schlagan- fallzentrum innerhalb des Schlaganfallnetzwerkes mit Telemedizin in Nordbay- ern ("STENO").

Der 47-Jährige ist verheiratet und hat zwei Töchter.

Liman folgt Prof. Dr. Frank Erbguth nach, der in den Ruhestand verabschiedet wurde. Erbguth war über 21 Jahre lang Ärztlicher Leiter der Klinik für Neurolo- gie. Unter seiner Führung hat sich die Neurologie am Klinikum Nürnberg einen hervorragenden Ruf weit über die Grenzen von Bayern hinaus erarbeitet.

Foto: Prof. Dr. Jan Liman, neuer Chefarzt der Klinik für Neurologie am Klinikum Nürnberg
Quelle: Jasmin Szabo/Klinikum Nürnberg

Das Klinikum Nürnberg ist eines der größten kommunalen Krankenhäuser in Deutschland und bietet das gesamte Leistungsspektrum der Maximalversorgung an. Mit 2.233 Betten an zwei Standorten (Klinikum Nord und Klinikum Süd) und 7.000 Beschäftigten versorgt es knapp 100.000 stationäre und 170.000 am- bulante Patienten im Jahr. Zum Klinikverbund gehören zwei weitere Krankenhäuser im Landkreis Nürn- berger Land.

Die Paracelsus Medizinische Privatuniversität in Nürnberg wurde 2014 gegründet und ist zweiter Standort der Paracelsus Medizinischen Privatuniversität in Salzburg. In Nürnberg werden jährlich 50 Me- dizinstudierende ausgebildet. Das Curriculum orientiert sich eng an der Ausbildung der amerikanischen Mayo-Medical School. Die Paracelsus Medizinische Privatuniversität kooperiert zudem mit weiteren wis- senschaftlichen Einrichtungen im In- und Ausland.

Prof. Dr. Jan Liman folgt auf Prof. Dr. Frank Erbguth Experte für Schlaganfall: Neuer Chefarzt für die Neurologie am Klinikum Nürnberg

Das Klinikum Nürnberg freut sich über hochkarätige Verstärkung: Prof. Dr. Jan Liman hat zum 1. April 2022 die Ärztliche Leitung der Klinik für Neurologie übernommen. Der 47-jährige Niedersachse bringt unter anderem bei der Schlaganfallbehandlung eine besondere Expertise mit.

Prof. Dr. Liman folgt auf Prof. Dr. Frank Erbguth, der sich nach über zwei Jahr- zehnten als Ärztlicher Leiter der Klinik für Neurologie in den Ruhestand verab- schiedet hat. „Ich freue mich sehr auf diese neue Aufgabe am Klinikum Nürn-berg und bin hier sehr nett aufgenommen worden“, sagt Liman. „Die Klinik für Neurologie am Klinikum Nürnberg gehört mit ihren rund 100 Betten zu den gro- ßen neurologischen Kliniken – das reizt mich. Mir gefällt auch die Verbindung zur Paracelsus Medizinischen Privatuniversität, weil mir Lehre sehr wichtig ist“, fährt der 47-Jährige fort.

Passgenaue Versorgung von Schlaganfall-Patient*innen

Prof. Dr. Jan Liman hat sich nach fast 20 Jahren an der Universitätsmedizin Göt- tingen für den Wechsel nach Nürnberg entschieden. Er war dort zuletzt als Stell- vertretender Direktor in der Klinik für Neurologie tätig sowie Leiter des Neuro- vaskulären Zentrums. Ein großer Schwerpunkt seiner Tätigkeit ist die passge- naue Behandlung von Schlaganfall-Patient*innen. Liman betreibt Schlaganfall- forschung und hat hier auch die die Optimierung der Schlaganfallversorgungs- ketten im Blick; also die Versorgung Betroffener vom ersten Verdacht auf Schlaganfall über die Betreuung durch Rettungsdienste bis hin zur Behandlung in der Klinik. Auf diesem Gebiet will er auch in Nürnberg Akzente setzen. „Die Frage lautet: Wie können wir Patient*innen mit Verdacht auf Schlaganfall schnellstmöglich und bestmöglich versorgen?“, erläutert Liman.

Auch ältere, geriatrische Patient*innen mit Schlaganfällen hat Liman in den Mit- telpunkt seiner klinischen Forschung gerückt, um Betroffenen mit vielen Vorer- krankungen eine optimale Behandlung zukommen zu lassen.

Ein weiterer Schwerpunkt seiner Arbeit sind neurodegenerative Erkrankungen wie zum Beispiel Parkinson oder Bewegungsstörungen.

Rasanter Wandel in der Neurologie: Neue Behandlungsmöglichkeiten

Liman fasziniert an der Neurologie unter anderem die starke Wandlungsfähig- keit. „Die Neurologie gehört zu den Disziplinen, die sich in den vergangenen Jah- ren am stärksten weiterentwickelt haben. Als ich angefangen habe, waren die Therapiemöglichkeiten sehr begrenzt“, sagt er. Heute gibt es sehr viele Möglich- keiten, zum Beispiel bei der Behandlung von Multipler Sklerose, der Parkinson Erkrankung oder eben bei der Schlaganfallversorgung: „Vor zehn bis 15 Jahren ist ein Schlaganfallpatient mit großem Schlaganfall fast immer ein Pflegefall ge- blieben. Heute kommen etwa 40 Prozent ohne wesentliche Behinderungen aus diesem Ereignis heraus, wenn man schnell genug ist“, so Liman.

Die Klinik für Neurologie am Klinikum Nürnberg ist ein ausgewiesenes Schlagan- fallzentrum innerhalb des Schlaganfallnetzwerkes mit Telemedizin in Nordbay- ern ("STENO").

Der 47-Jährige ist verheiratet und hat zwei Töchter.

Liman folgt Prof. Dr. Frank Erbguth nach, der in den Ruhestand verabschiedet wurde. Erbguth war über 21 Jahre lang Ärztlicher Leiter der Klinik für Neurolo- gie. Unter seiner Führung hat sich die Neurologie am Klinikum Nürnberg einen hervorragenden Ruf weit über die Grenzen von Bayern hinaus erarbeitet.

 
 

Kassel Havalimanı - Benim Havalimanım

 

Kendimizi bölge için bir havalimanı olarak görüyor, farklı kültürlerden ve dinlerden herkesi sevgiyle kucaklıyoruz.

 

Havaalanımızda aracınızı terminalde ücretsiz olarak park edebileceğiniz gibi, terminal içindeki mesafelerin kısalığı ile kendinizi kişisel bir atmosferde hissedeceksiniz. Özellikle bölgeden gelen yolcularımız kısa sürede evlerine ulaşıp,valizlerini boşaltıp hemen dinleniyor olmaktan dolayı çok mutlular. Havalimanımızda uzun süren yolculuklar veya bekleme süresi yok. Günde sadece birkaç uçuş gerçekleşen havalimanımızda büyük kalabalıklarla ilgilenmek zorunda kalmadığımız için, yolcularımızın ihtiyaçlarına bireysel olarak cevap verebiliyoruz. Türk toplumu ile birlikte iftar sofrasında beraber olmak ise bizim için büyük onurdur.

 

Corendon Airlines'in özel hizmeti nedir?

 

Kassel Havalimanı'ndaki yeni havayolumuz özellikle sizin için ilgi çekici olacaktır. Haziran 2022'den itibaren Corendon Airlines ile Kassel'den Antalya'ya ilk uçuşları gerçekleştireceğiz. Ayrıca tüm uçuşlarda yolcuların irtibata geçebilecekleri, havayolunun Türk temsilcisini bünyemizde bulunduracağız. Corendon Airlines ile özellikle hizmet odaklı ve uluslararası alanda tanınan bir havayolunu bünyemize kattığımız için çok mutluyuz.

 

Corendon Airlines'in Kassel'den uçuşlar gerçekleştirmeye karar vermesinden çok memnunuz. Corendon Airlines sadecePaket-Tur operatörü düzenleyen bir havayolu şirketi değildir. “Sadece uçuş bileti” almanın uygun seçeneği sayesinde Corendon Airlines ile Türkiye'deki akraba ve arkadaşlarınızı da rahat bir şekilde ziyaret edebilirsiniz. Böyle bir seçeneğin artık Kassel'de mevcut olmasından memnunuz. Kassel çevresindeki bölgeden Türkiye'ye seyahat ihtiyacı önemli ölçüde artmıştır. Kassel ve çevresinde yaşayan siz, arkadaşlarınız ve aileleriniz için önemli bir havalimaniyiz. Bu nedenle artık kendi havalimanınızdan Türkiye'deki sevdiklerinize sorunsuz bir şekilde uçabilmenizden mutluluk duyuyoruz.

 

Gelecek için neler planlanıyor? Daha fazla Türk seyahat destinasyonu olacak mı?

 

Antalya sadece başlangıç.

 

Corendon Airlines'in Kassel angajmanı ile Türkiye pazarına yeni girişler sağladığımız için mutluyuz. Uzun vadede bu segmentte stratejik olarak kendimizi daha geniş bir şekilde konumlandırmayı ve size diğer Türkiye destinasyonlarına yeni seyahat seçenekleri sunabilmeyi ümit ediyoruz. Diğer havayolları ile görüşmeler devam ediyor. Teklifin ne ölçüde genişletilebileceği de büyük ölçüde bu yılki Antalya bağlantılarına yönelik talebe bağlı olacaktır. Kassel çok çeşitlidir ve buna paralel olarak daha da çeşitli seyahat noktaları üzerinde çalışıyoruz. Türk hava şirketleri ile Antalya uçuşlarını iyi bir şekilde yöneteceğimize ve havalimanımızda Türkiye segmentini genişletmenin önünü açacağınıza eminiz. Türkiye, hem Türkçe hem de Almanca konuşan seyahat tutkunları için en popüler seyahat noktalarından biridir. Özellikle size anavatana uçmak, ailenizi ziyaret etmek veya Türkiye'de tatil geçirmek için önemli bir fırsat sunuyoruz.

Kassel Havalimanı'ndan başka nereye uçabilirsiniz?

Eğer farklı yerler görmek isterseniz Mallorca, Girit, Rodos, Hurghada, Fuerteventura, Sylt ve Usedom'a haftada birkaç kez uçabilirsiniz. Mısır, Kanarya Adaları ve Kızıldeniz'e uçuşlar ise önümüzdeki kış için yeniden planlanıyor.

 

 

 

Polonya, Rusya’nın 24 Şubat'ta Ukrayna'da başlattığı savaştan bu yana Avrupa'nın ana gaz tedarikçisi Gazprom tarafından doğal gazını kesilen ilk ülke olacak
 

BERLİN (AA) - Rus enerji şirketi Gazprom'un yarın sabahtan itibaren Polonya ve Bulgaristan'a doğal gaz akışını durduracağı bildirildi.

Polonya’nın kamu enerji şirketi PGNİG SA, Gazprom‘un 27 Nisan itibarıyla Yamal boru hattında gaz tedarikini durduracağını açıkladı.

Şirketten yapılan açıklamada, Gazprom'un 27 Nisan sabahında Yamal sözleşmesi kapsamında teslimatları tamamen askıya alma niyetini PGNiG'ye bildirdiği aktarıldı.

PGNİG SA'nın açıklamasında, ülkeye gaz akışını eski haline getirmek için adımlar atılacağı belirtilerek, gaz arzında herhangi bir kesintinin de bu sözleşmenin ihlali olduğu ve bunun için tazminat talep etme hakkına sahip olunduğu vurgulandı.

Polonya’da gaz depolama tesislerinin doluluk oranının yüzde 80 seviyesinde olduğunun vurgulandığı açıklamada, ülkede gaz talebinin karşılanmasında herhangi bir sorun olmayacağı belirtildi.

Bulgaristan Enerji Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise Bulgaristan'ın kamu doğal gaz şirketi Bulgargaz'a Rus enerji şirketi Gazprom Export tarafından Gazprom'un 27 Nisan'dan itibaren gaz arzını durduracağına ilişkin bilgilendirme yapıldığı belirtildi.

Polonya İklim Bakanlığının da Rusya’dan gaz akışının kesilmesine ilişkin yaptığı açıklamada, Polonya'nın enerji arzının güvende olduğu ve tüketicilere giden gazın kesilmeyeceği belirtildi.

- "Rusya'nın mevcut anlaşmaları siyasallaştırmasının bir başka işareti"

Polonya ve Bulgaristan’a yönelik Rus gaz tedarikinin kesilecek olması, Moskova ile Avrupa arasında enerji arzı ve Ukrayna'daki savaş konusunda yaşanan anlaşmazlıklarda bir tırmanış olarak değerlendirildi.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol da Twitter hesabından konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Gazprom'un Polonya'ya gaz arzını tamamen durdurma girişiminin Rusya'nın mevcut anlaşmaları “siyasallaştırmasının” bir başka işareti olduğunu belirtti.

Birol, Rusya’dan gaz arzının durmasının Avrupa'nın Rus enerji kaynaklarından bağımsız kalma çabalarını hızlandıracağını vurgulayarak, IEA’nın Polonya’nın yanında olduğunu ifade etti.

- Putin, mart ayında doğal gaz satışı ödemelerinde Rus rublesine geçme planını duyurmuştu

Rusya ile doğal gaz tedarik sözleşmesi bu yılın sonunda sona erecek olan Polonya, Rus enerji şirketi Gazprom'a gaz tedariki için ruble olarak ödeme yapmayı kabul etmeyeceğini ve sözleşmeyi uzatmayacağını duyurmuştu.

Rus enerji şirketi Gazprom’den yapılan açıklamada ise “Polonya’nın bugün yeni ödeme sistemi ile doğal gaz sevkiyatına ilişkin ödeme yapmak zorunda olduğu” belirtilmişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 23 Mart'ta doğal gaz satışı ödemelerinde Rus rublesine geçme planını duyurmuştu.

Putin, taleplerin tam olarak karşılanmaması durumunda gaz arzını kesmekle tehdit etmişti.

Putin’in 31 Mart’ta imzaladığı kararnameyle yürürlüğe giren yeni sisteme göre, Rus gazı alan ülkelerin, Gazprombank'tan hesap açmaları, ödemeleri bu bankaya yapmalarının ardından söz konusu fonlar Moskova Borsasında rubleye çevrilecek.

- Gaz kesintisi Polonya'nın Rusya'ya yönelik yaptırımlarının ardından geldi

Öte yandan, Polonya İçişleri Bakanı Mariusz Kaminski, bugün yaptığı açıklamada, Polonya'nın 50 Rus milyardere ve şirketlerine yönelik varlıkların dondurulması ve Polonya'ya giriş yasağının da yer aldığı yaptırımlar uygulayacağını açıklamıştı.

Polonya tarafından yaptırım uygulanan Rus milyarderler arasında Alfa Bank'ın kurucu ortağı Mikhail Fridman ve Rus siber güvenlik şirketi Kaspersky'nin kurucusu Eugene Kaspersky'nin de bulunması dikkati çekmişti.

Polonya, Moskova'nın Ukrayna'da başlattığı savaşa yanıt olarak Avrupa Birliği ülkelerine Rusya’dan petrol, gaz ve kömür alımını derhal durdurmasını çağrısı yaparken Polonya hükûmeti mayıs ayına kadar Rusya’dan kömür ithalatını ve 2022'nin sonuna kadar Rus petrolünü kullanmaya son vereceğini açıklamıştı.

Polonya, ihtiyacı olan petrolün yüzde 64’ünü, gazın yüzde 46'sını (yıllık yaklaşık 10,2 milyar metreküp) ve kömürün yüzde 15’ini Rusya'dan ithal ediyor. Avrupa Birliği ülkeleri arasında enerji ihtiyacı için Rusya'ya en bağımlı olan ülke Slovakya olurken Polonya, Litvanya ve Finlandiya'nın enerji ihtiyacının yaklaşık üçte ikisi Rusya'dan temin ediliyor.

Norveç gazını Polonya'ya getirmeyi amaçlayan Baltık gaz boru hattıyla bu yıl sonuna kadar ülkenin Rusya'ya olan doğal gaz bağımlılığının sona erdirilmesi hedefleniyor.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD'nin Almanya'daki Ramstein NATO Hava Savunma Üssü'nde düzenlenen “Ukrayna'ya Yönelik Savunma ve Güvenlik İstişare Grup Toplantısı”nın ardından değerlendirmelerde bulundu.
BUDAPEŞTE (AA) - Budapeşte Yunus Emre Türk Kültür Merkezinin (YEE) her ay düzenlediği Türk Kahve Evi Akşamları programı kapsamında Türk ve Macar ortak müzik kültürü tanıtıldı.

Orta Asya Türk halkları kültürü ve dilleri alanında çalışma ve araştırmalar yapan Macar filolog ve etnolog Dr. David Somfai Kara, Budapeşte YEE binasındaki programda, Türk Şaman müziği ve destan anlatım geleneği hakkında sunum yaptı.

Kara, Macar halk müziğinin en eski tabakalarının Türk halklarının halk müziğiyle benzerlik gösterdiğini söyledi.

Orta Asya’dan Güney Sibirya’ya kadar seyahat ettiğini anlatan Kara, Orta Asya Türk halklarını ziyaret ettiklerini ve burada yaşayan halkların müzik kültürüyle Macar halk müziği arasındaki bağı inceleme fırsatı bulduklarını aktardı.

Kara, sunumun ardından Macar sanatçılarla Orta Asya telli çalgısı olan kopuz eşliğinde Güney Sibirya Türk dillerinden Altayca ve Hakasca geleneksel destan anlatma ve gırtlaktan türkü söyleme örneklerinden oluşan bir konser verdi.