Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Almanya Türklerinin duayen ismi Kontel Şirketler Grubu CEO’su Sait Meryem Özcan ailesinin oğlu Onur ile Fatma Kadir Kayaakay ailesinin kızı Damla, görkemli bir düğünle evlendi.

Frankfurt'un en modern salonlarından Can-Su Düğün Salonu'nda gerçekleşen düğüne siyaset, sanat, ekonomi ve basın dünyasından ünlü isimler katıldı.

Saat 18:00’de Frankfurt’un gözde mekanlarından Can-Su salonunda başlayan düğün, Özcan ve Kayaakay ailelerinin misafirlerine “Hoş geldiniz” sözleri ile başladı.

Mutluluğu gözlerinden okunan her iki aile adına misafirlere övgü dolu sözler söyleyen düğün sahibi Sait Özcan, “İçimizde isimlerini tek tek sayamayacağım kadar çok ve değerli arkadaşlarım var. Onları aramızda görmek ve sevincimizi paylaşmak için burada olan bu gönül insanlarını yürekten kutluyorum. Bugün sevinç günü, vursun davullar, çalsın zurnalar ve hoş gelişler ola Türkiye’nin çiçek kadar güzel insanları. Hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum. Bugün bize gelip sevincimizi paylaşıyorsunuz, bizler ise sizi seviyoruz, sevindirmek ve eğlendirmek adına sizinle beraber oluyoruz” dedi.

Orkestranın çaldığı Türkiye’nin en güzel müzikleri eşliğinde misafirler gecenin geç saatlerine kadar eğlenip, oynayıp, dans edip türkü söylediler.

Düğün sonrası misafirler, “Son yıllarda hiç böyle oynamamış ve eğlenmemiştik” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SARAYBOSNA (AA) - Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'daki Yunus Emre Enstitüsü'nde (YEE), Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Güzel Sanat Eseri Sahipleri Meslek Birliği'nin (GESAM) işbirliğinde "Türk Sanatçıları Sergisi" açıldı.

Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçiliğinin de destek verdiği ve YEE'nin Saraybosna'daki binasında açılan sergide 29 sanatçının 90 eseri sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

 

Sergide Bosna Hersek'in doğal, tarihi güzelliklerinin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün de resmedildiği ve farklı tekniklerin kullanıldığı tablolar yer alıyor.

GESAM Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nezih Demirtepe, yaptığı açıklamada, Cumhuriyet'in 101'inci yılı dolayısıyla sanatçıların eserlerini sergilediklerini söyledi. Sergiyi her yıl bir ülkede yaptıklarını aktaran Demirtepe, eserlerin Bosna Hersek'in tarihi ve doğal güzelliklerini anlattığını belirtti.

GESAM'dan Nurten Aytaç ise farklı bir teknik kullanarak Mostar Köprüsü'nü kumdan ve taştan malzemelerle resmettiğini ifade etti.

Sergi 31 Ekim'e kadar açık olacak.

 

KÖLN (AA) - Almanya'nın Köln kentinde merkezi bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), kuruluşunun 40. yılı dolayısıyla etkinlik düzenledi.

Siegburg kentindeki Rhein Sieg Forum'da gerçekleştirilen etkinliğe, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Din Hizmetleri Müşaviri Abdullah Kuşlu, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaleti Avrupa Birliği Uluslararası İlişkiler ve Medyadan Sorumlu Bakanı ve Başbakanlık Direktörü Nathanael Liminski, KRV Eyalet Meclis Başkan Yardımcısı ve Türkiye Dostluk Grubu Başkanı, SPD Eyalet Milletvekili Rainer Schmeltzer'in yanı sıra yaklaşık 1500 davetli katıldı.

 

DİTİB Genel Başkanı Muharrem Kuzey, burada yaptığı konuşmada, DİTİB'in 40 yıllık çalışmalarını ve Almanya'daki topluma yaptığı katkılarını anlattı.

Kuzey, "DİTİB, küçük bir filizden başlayarak büyük bir ağaca dönüştü. Başlangıçta yaklaşık 200 cami ve mescitle hizmet verirken, bugün 858 cami cemaati, 16 bölgesel dernek ve küçüğüyle büyüğüyle, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle 60 bini aşkın gönüllüyle geniş bir ağa ulaştı." dedi.

Yapılan konuşmalarda ayrıca DİTİB'in Almanya'daki Müslüman toplum için önemi vurgulandı.

 

DİTİB'in eğitim, dinler ve kültürler arası ilişkiler alanındaki çalışmaları, Almanya'daki Türk ve Alman toplumu arasındaki köprü vazifesi üstlenmesi ile toplumsal uyuma yaptığı önemli katkılar anlatıldı.

Etkinlikte sahne alan Prof. Dr. Fatih Koca ve ekibi, ilahiler söyledi ve Türk Sanat Müziği konseri verdi.

Etkinlikte ayrıca DİTİB'in kuruluşunda önemli rol oynayanlar ile DİTİB Federal Birliği'nin ilk yöneticilerine sanat eserleri ve teşekkür plaketleri takdim edildi.

 

 

 

 

 

 

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) Almanya ve ülkemiz akademiasında önemli bir konuma sahip olan, Goethe Üniversitesi’ndeki çalışmalarıyla İslam tarihi, bilim ve teknoloji tarihi alanlarında çığır açan Prof. Dr. Fuat Sezgin için Almanya’nın Frankfurt şehrinde bir anma düzenledi.
“Doğumunun 100. Yılında Fuat Sezgin Anma Programı” YTB Başkanı Abdullah Eren Frankfurt Başkonsolosu İlknur Akdevelioğlu, Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırma Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi Bilal Erdoğan ve davetlilerin katılımıyla gerçekleştirildi.
 
AVRUPALI TÜRK KİMLİĞİNİ BÜYÜK BİR ZENGİNLİK OLARAK GÖRÜYORUZ
YTB Başkanı Eren, programda açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. İslam coğrafyasının ilim dünyasına ciddi katkılar sağladığını belirten Eren, “İslam coğrafyası olarak ilim dünyasına ciddi katkılar sağlayan bir medeniyetiz. Bu anlamda Fuat Sezgin çalışmalarıyla bilim tarihi alanındaki araştırmaları kökünden değiştirmiştir.  Yurt içindeki vatandaşlarımız bizim için ne kadar önemliyse yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da bizim için aynı derecede kıymetli.  Yurtdışındaki varlığımızın bir yandan Türkiye’nin desteğini her daim arkasında hissederken, bir yandan da kendi ayakları üzerinde güçlü bir şekilde durmasını hedefliyoruz. Avrupalı Türk kimliğini büyük bir zenginlik olarak görüyor ve buradaki varlığımızın, içinde bulundukları toplumların geleceğini tayin etmekte onları önemli özneler olarak görüyoruz. Bugün hep beraber burada toplanarak buradaki Türk toplumunun Prof. Dr. Fuat Sezgin’in mirasına sahip çıktığını göstermiş oluyoruz” diye konuştu.
 
YENİ NESİLLERİMİZİ BU ÖZGÜVENLE YETİŞTİRELİM
Frankfurt Başkonsolosu İlknur Akdevelioğlu ise konuşmasında Fuat Sezgin hocanın mirasının gelecek nesillere aktarılmasının kıymetli olduğunu söyledi. Fuat Sezgin’den örneklerle gelecek nesillerin daha özgüvenli yetiştirilmesi gerektiğini belirten Akdevelioğlu, “Frankfurt Türk toplumu olarak Fuat Sezgin hocamızın mirasının gelecek nesillere aktarılmasının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Avrupa merkezli tarih anlayışı bize her şeyin rönesans ile başladığını söylüyor. Ancak Fuat Hocamızın araştırmalarıyla görüyoruz ki Türk İslam medeniyetinin çok değerli katkıları bulunan bir birikimden bahsediyoruz. Dolayısıyla Türk İslam medeniyeti olarak çok özgüvenli olabiliriz çünkü bizlerin bu birikime katkısı çok büyük. Umuyorum ki yeni nesillerimizi bu özgüvenle yetiştirelim” dedi.
 
KÜTÜPHANESİNDE 10 BİN CİLT ESERİ BİZZAT KENDİSİ OKUYUP CİLTLEMİŞTİ
İBTAV Mütevelli Heyet Üyesi Bilal Erdoğan ise Filistin’de yaşayan soykırıma dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Filistin’de yaşanan soykırımın sona ermesi dileği ile sözlerime başlamak istiyorum. Bugün İstanbul’da Gülhane parkında fevkalede bir müzemiz ve onun hemen yanında hocamızın ve eşinin adını taşıyan bir kütüphanemiz var. Hocamızın ebedi istirahatgahı da yine kütüphanenin hemen yanında. Fuat Sezgin Hocamızın ebedi amacı Müslüman gençlerimizin bilim tarihini öğrenmeleri ve Müslüman alimlerin bu birikime katkısını bilerek özgüvenle geleceğe bakmalarıydı. Yapabilirsiniz çünkü yaptınız, diyordu hocamız. Ben Fuat Sezgin’i hayattayken tanıma şerefine nail oldum. Hocamız yemeye, gezmeye pek vakit ayırmazdı. Ondan ziyade yazmaya, okumaya zaman ayırırdı. Düşünün ki kütüphanesinde 10 bin cilt eseri bizzat kendisi okuyup ciltlemişti. Günde 17 saat çalışırdı, 27 dil bilirdi. Aklınızın bir köşesinde ülkemize, milletimize, ümmetimize hizmet etme düşüncesi varsa bunu dünyanın her yerinde yapabileceğimizi kıymetli hocamız bizlere göstermiş oldu.”
Programda İsmail Metin Çadıroğlu ve ekibi tarafından davetlilere müzik dinletisi sunuldu.
 
Doğumunun 100. Yılında Prof. Dr. Fuat Sezgin Anma Programı”nda Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersan Aslan, Fuat Sezgin başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Dr. Ömer Faruk Bayraktar moderatörlüğünde Prof. Dr. Fuat Sezgin’in hayatını, çalışmalarını ve bilim tarihine olan katkılarını konu alan bir panel düzenlendi.
Doğumunun 100. Yılında Prof. Dr. Fuat Sezgin Anma Programı” aile fotoğrafı çekiminin ardından sona erdi.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna'nın savaşta olması sebebiyle NATO'ya üye olamayacağını söyledi.

Şansölye Scholz, ZDF televizyon kanalında katıldığı programda Ukrayna'nın NATO'ya üyeliği konusundaki tartışmaları değerlendirdi.

 

Scholz, Ukrayna'nın NATO üyeliğinin gündemde bulunmayan bir süreç olduğunu belirterek, "Savaş halindeki bir ülkenin NATO üyesi olamayacağını anlamanın çok önemli olduğuna inanıyorum." dedi.

Ukrayna'nın NATO üyeliği konusunda Washington'da ve Vilnius'ta karar aldıklarını ve beklentilerini açıkladıklarını anlatan Scholz, "Ancak şu anda bu kararın ötesinde yeni bir karara gerek olmadığına inanıyorum." diye konuştu.

Ukrayna'ya destek verirken bunun Rusya ile NATO arasında bir savaşa dönüşmemesini sağlayacak sağduyulu adımlar atılmasının gerektiğini belirten Scholz, "Bu, benim çok net olduğum ve pozisyonumu değiştirmeyeceğim bir konu." ifadesini kullandı.

 

Gerilimi tırmandıracak silahları Ukrayna'ya tedarik etmeyeceklerini vurgulayan Scholz, Alman Taurus füzelerinin teslimatını örnek göstererek, "Benim görüşüm açık. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

- Hane halkına verilen krediler eylülde 2023'ün aynı dönemine göre yüzde 0,7 artarken, en geniş tanımlı para arzı M3 ise yüzde 3,2 büyüdü
 

BERLİN (AA) - Avro Bölgesi'nde, bankalar başta olmak üzere finans kuruluşları tarafından şirketlere verilen krediler eylülde yüzde 1,1 ile Temmuz 2023’den beri en yüksek oranda arttı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB), eylül ayına ilişkin şirket ve tüketici kredileri aylık artış oranlarını yayımladı.

 

Buna göre, Avro Bölgesi'nde finans dışı krediler ECB'nin faiz indirimlerine devam edeceği beklentisiyle desteklenirken, artan krediler yüksek enflasyon sonrası artan faizlerinin oluşturduğu etkinin azalmaya başladığını da gösterdi.

Eylülde finans dışı krediler geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,1 büyüdü. Söz konusu krediler ağustosta ise yüzde 0,8 artmıştı.

Hane halkına verilen krediler de 2023'ün aynı dönemine göre yüzde 0,7 artarken, en geniş tanımlı para arzı M3 ise yüzde 3,2 büyüdü.

Analistler, para arzında ağustosta yüzde 2,9'luk artışın ardından eylülde yüzde 3’lük bir yükseliş bekliyordu.

 

Öte yandan ECB, 17 Ekim’de piyasa beklentileri doğrultusunda zayıflayan ekonomiye karşı üçüncü faiz indirimine giderek üç temel politika faizini 25 baz puan düşürdü.

Banka, mali piyasalar için çok önemli olan ve bankaların kısa vadede ECB'ye fazla mevduatlarını ilettikleri mevduat oranını çeyrek puan düşürerek yüzde 3,25’e çekmişti.

ECB Yönetim Konseyi, önceden belirli bir faiz oranı patikasına bağlı kalmayacağını teyit ederken, bazı analistler bankanın zayıf ekonomik büyüme karşısında 2025 ortalarına kadar faiz oranlarını düşürmeye devam edeceğini öngörüyor.

- Alman üreticinin temmuz-eylül döneminde düzeltilmiş faaliyet karı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 48 azalarak 2,51 milyar avroya geriledi.
 

BERLİN (AA) - Alman otomotiv üreticisi Mercedes-Benz'in karı, üçüncü çeyrekte Çin'deki zayıf lüks otomobil satışları nedeniyle azaldı.

Mercedes-Benz, yılın üçüncü çeyreğine ilişkin nihai finansal sonuçlarını duyurdu.

Şirketin temmuz-eylül döneminde düzeltilmiş faaliyet karı (FAVÖK), geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 48 azalarak 2 milyar 517 milyon avroya geriledi. Şirketin net karı ise yüzde 53,8 düşüşle 1 milyar 719 milyon avroya indi.

Söz konusu dönemde satışlar yüzde 6,7 azalarak 34,52 milyar avroya geriledi.

 

Şirketin açıklamasında ana binek otomobil işindeki karlılığın, daha düşük fiyatlandırma ve daha yüksek marjlı otomobillerin daha düşük satışları nedeniyle daha zayıf olduğuna işaret edilerek, "Mercedes-Benz Group, ürün geçişlerine, zorlu pazar ortamına ve özellikle Çin'deki çetin rekabete rağmen üçüncü çeyrekte güçlü satışlar elde etti." ifadesi yer aldı.

Mercedes-Benz Group AG Mali İşler Direktörü (CF0) Harald Wilhelm de 3. çeyrek finansal sonuçlarının hedeflerini karşılamadığını belirterek, maliyetlere ve verimliliğe daha da fazla odaklanacaklarını kaydetti.

Alman üreticinin araç teslimatları, üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,4 düşerek 503 bin 573 adede geriledi. Teslimatlar, yılın ocak-eylül döneminde geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 4,3 düşüşle 1 milyon 463 bin 263 adede indi.

Mercedes hisseleri, haberin ardından Alman borsasında sabah saatlerinde yüzde 3'ten fazla değer kaybederek 57 avronun altına geriledi.

 

- Alman üreticiler, Çin'de fiyat indirmek zorunda kalacak

Alman otomobil üreticileri, enflasyonist baskılar, yüksek enerji ve iş gücü maliyetleri, Avrupa'daki yavaş ekonomik büyüme ve Çinli otomobil üreticilerinin yanı sıra Tesla'nın rekabetiyle karşı karşıya.

Ülkenin önde gelen otomobil üreticilerinden Volkswagen'in, 2 Eylül'de tasarruf ve maliyet azaltma önlemlerinin parçası olarak ilk defa Almanya'da fabrika kapatabileceği konusunda uyarıda bulunması, sektörde yaşanan sıkıntıları gözler önüne sermişti.

Son yıllarda Asya ve Avrupa ülkelerinde satılan elektrikli otomobillerde Çinli üreticilerin payı hızla artıyor.

Çin'de üretilen düşük fiyatlı ve sübvanse edilmiş elektrikli otomobillerin satışları rakiplerini geride bırakıyor.

 

Çin'de BYD, SAIC ve Geely gibi markalar ile Tesla ve farklı Avrupalı şirketlerin araçlarının üretimi yapılıyor.

Dünyanın en büyük otomobil pazarı Çin, Mercedes için her üç otomobilden birini sattığı için önemli. Alman üreticiler için büyüme garantörü olan ülkede yerli otomobil üreticileri rekabeti artırırken ekonomik büyüme de yavaşlıyor.

Pekin'deki hükümet, ekonomik teşvik paketiyle ekonomiyi canlandırmaya çalışırken analistler, bunun Alman otomobil üreticilerini sıkıntıdan kurtaracak kadar güçlü olmayacağını belirtiyor.

 

Analistler, Çinli şirketlerle rekabet için Alman lüks otomobil üreticileri Mercedes, BMW ve Audi’nin fiyatlarını düşürmek zorunda olduklarını ve pazarda Çinli rakipleriyle giderek daha fazla mücadele etmek zorunda kalacaklarını dile getiriyor.

 

BERLİN (AA) - Almanya'nın savunmasını güçlendirmek için 2,1 milyar avro değerinde 600 Taurus füzesi satın almak istediği ileri sürüldü.

Der Spiegel dergisinin bu haftaki sayısında yer alan haberde, Savunma Bakanı Boris Pistorius'un orduyu uzun menzilli Taurus seyir füzesinin yeni bir modeliyle donatmak istediği ifade edildi.

Habere göre, bakanlık söz konusu alımlar için 2025 bütçesine ilişkin bütçe komisyonuna gizli ibareli bir talep iletti.

 

600 Taurus füzesinin ilk teslimatının 2029’da yapılması planlandığı, füzelerin toplam 2,1 milyar avroya mal olması beklendiği öne sürüldü.

Alman Silahlı Kuvvetlerinin (Bundeswehr) envanterinde halihazırda 500 kilometreden fazla menzile sahip olan ve Tornado, F-15 veya F-18 gibi savaş uçaklarından ateşlenebilen yaklaşık 600 Taurus seyir füzesi bulunuyor.

Avrupalı silah şirketi MBDA tarafından geliştirilen silah, düşman hatlarının gerisindeki komuta sığınakları, mühimmat ve yakıt depoları, hava alanları ve köprüler gibi yüksek değerli hedefleri imha etmek üzere tasarlandı.

Hükümet, Taurus seyir füzesinin uzun menzili ve Rusya içindeki hedeflere karşı kullanılabileceği endişesiyle Ukrayna'nın Taurus tedarik etme taleplerini defalarca reddetmişti.

 

Rusya-Ukrayna Savaşı'nı "dönüm noktası" olarak nitelendiren Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Bundeswehr'in modern silahlarla yeterince donatılması için 100 milyar avroluk ek fon açıklamıştı.

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İsrail’in saldırılarının ardından İran'a "gerginliği daha fazla tırmandırmama" çağrısında bulundu.

Scholz, sosyal medya platformu X'ten yaptığı açıklamada, İsrail hükümetinin, yakın zamanda İsrail'e yapılan şiddetli füze saldırısına yanıt olarak İran'ın askeri tesislerine saldırı gerçekleştirdiğine ilişkin kendilerini bilgilendirdiğini belirtti.

 

İnsanların zarar görmesinin düşük tutulmaya çalışıldığının ifade edildiğini aktaran Scholz, "Bu, durumun daha fazla tırmanmasını önlemeye imkan veriyor. İran'a mesajım nettir, gerginliğin tırmanmasına yönelik yoğun tepkilere devam edilemez. Bu şimdi son bulmalı. O zaman Orta Doğu'da barışçıl bir gelişme için imkan olacaktır." ifadesini kullandı.

Scholz, Gazze'de ateşkese ve esirlerin serbest bırakılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirterek, bu konuda tüm taraflara çağrıda bulunduğunu belirtti.

Lübnan için de aynı şeyin geçerli olduğunu aktaran Scholz, "Birleşmiş Milletlerin 1701 sayılı kararı tüm tarafların davranışları için ölçü olmaya devam ediyor. Burada da barışçıl bir gelişme mümkün olması için Hizbullah'ın Litani Nehri'nin gerisine çekilmesini bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

 

- İsrail'in İran'a saldırısı

İsrail, İran’ın 1 Ekim’deki füze saldırılarına "misilleme" olarak İran’daki askeri hedeflere saldırı düzenlediğini açıkladı.

İran, Tahran ve ülkenin batısındaki Huzistan ve İlam eyaletlerinde bazı askeri noktaların hedef alındığını ve hava savunma sistemlerinin saldırılara "başarıyla" karşı koyduğunu ancak bazı noktalarda "sınırlı hasar" meydana geldiğini duyurdu.

İsrail, saldırının "başarıyla" tamamlandığını açıkladı.

İran ordusu tarafından yapılan yazılı açıklamada, saldırılarda iki askerin hayatını kaybettiği bildirildi.

 

BERLİN (AA) - Kanada, Avustralya, Fransa, Almanya, Japonya, Güney Kore ve Birleşik Krallık, ortak yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) İsrail'de faaliyetlerinin yasaklanmasını öngören ve İsrail Meclisi'nde (Knesset) görüşülecek yasa tasarısından ciddi endişe duyduklarını bildirdi.

Kanada, Avustralya, Fransa, Almanya, Japonya, Güney Kore ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanları, İsrail'in UNRWA'nın faaliyetlerini yasaklama çabalarına ilişkin ortak yazılı açıklama yayımladı.

Açıklamada, "Bizler UNRWA'nın ayrıcalık ve dokunulmazlıklarının kaldırılmasını, İsrail devlet kurumları ve yetkilileri ile temasın yasaklanmasını, UNRWA'nın İsrail'de herhangi bir şekilde bulunmasının yasaklanmasını amaçlayan ve İsrail Meclisi tarafından değerlendirilecek yasa tasarısından duyduğumuz ciddi endişeyi ifade ediyoruz." değerlendirmesi yer aldı.

 

UNRWA'nın Gazze, Doğu Kudüs, Batı Şeria ve tüm bölgedeki Filistinli mültecilere hayat kurtarıcı insani yardım ve temel hizmetler sağladığına işaret edilen açıklamada, UNRWA'nın çalışmaları olmaksızın bu tür yardım ve hizmetlerin sağlanmasının ciddi şekilde engelleneceği ve özellikle Gazze'nin kuzeyinde zaten kritik olan ve hızla kötüleşen insani durum üzerinde yıkıcı sonuçlar doğuracağı belirtildi.

Açıklamada, UNRWA, diğer BM kuruluş ve ajanslarının görevlerini etkin şekilde yerine getirerek insani yardım ve desteklerini en çok ihtiyaç duyanlara tam olarak ulaştırabilmelerinin hayati önem taşıdığı kaydedildi.

İsrail hükümetine uluslararası yükümlülüklerine uyması çağrısı yapılan açıklamada, UNRWA'nın yetki ve ayrıcalıklarına dokunulmaması gerektiği vurgulandı.

 

- İsrail UNRWA'nın faaliyetlerini yasaklamayı hedefliyor

Knesset'te gelecek günlerde görüşülmesi beklenen yasa tasarısıyla UNRWA’nın İsrail "egemenliğindeki topraklarda" faaliyet göstermesinin yasaklanması hedefleniyor.

Buna göre tasarıyla BM ajansının işgal altındaki Doğu Kudüs'teki tek mülteci kampı Şufat Mülteci Kampı'ndaki faaliyetleri tamamen durdurulacak ve Kudüs’teki Eski Şehir’de bulunan UNRWA sağlık kliniği kapatılacak.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 231 UNRWA çalışanını öldürmüştü.

 

- UNRWA'nın işlevi ve İsrail'in iddiaları

BM üyesi devletlerin gönüllü katkılarıyla finanse edilen UNRWA, faaliyetlerine başladığı 1950'den bu yana Filistinli mültecilere gıda, sağlık, eğitim, barınma gibi insani yardımları sağlayan ana kuruluş konumunda bulunuyor.

Ajans bugün 5,9 milyon Filistinli mülteciye destek sağlıyor.

UNRWA, yaklaşık 74 yıldır Filistinlilerin yaralarını sarmaya çalışırken, bu süreçte tesisleri defalarca İsrail tarafından vuruldu, tonlarca gıda ve ilaç yok edildi.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, İsrailli yetkililerin UNRWA personelinin "terör örgütleriyle bağlantıları olduğu" ve "7 Ekim saldırılarına karıştığı" yönündeki iddialarının acilen soruşturulmasını istemişti. UNRWA da İsrail'in iddialarına yönelik soruşturma başlatmıştı.

Bağımsız İnceleme Grubu, Gazze'de yaklaşık 13 bin personeli bulunan UNRWA'nın "tarafsız şekilde çalışabilme kapasitesini" araştırırken, İsrail'in 7 Ekim saldırıları kapsamında 12 UNRWA çalışanına yönelttiği iddialar BM İç Gözetim Hizmetleri Ofisi (OIOS) tarafından yürütülüyor.

Bağımsız İnceleme Grubu, 20 Mart 2024'te yayımladığı ara raporda, UNRWA'nın tarafsızlık ilkesini uygulamak için gerekli mekanizmalara sahip olduğuna ve bazı alanların geliştirilebileceğine işaret etmişti.