Çocuk, felsefe ve Hayy

 
 

Dünyada ilk felsefi roman olarak bilinen, ‘Hayy İbn Yaqzan’ kitabından hareketle, Hollandaca, “Ceylan’ın Oğlu” başlığı taşıyan yeni bir kitap yayınlandı. Kitap, filozof Sabine Wassenberg ve Kamel Essabane tarafından kaleme alınırken, içindeki çizimler ise, Karuna Wirjosemito’ya ait. Vrije Uitgever (yayınevi) yayınları arasında okuyucuya sunulan kitabın öncelikli hedef kitlesini, dokuz yaş ve üstü çocuklar oluşturuyor.

“Ceylan’ın Oğlu” adlı kitabın yayınlanmasıyla birlikte, medyada yazarlar ile çeşitli söyleşiler yayınlandı. Bu söyleşilerden hareketle, yazar ve yayıncı Ceylan Pektaş-Weber, Nieuw Wij magazininde, kitap ile ilgili bir eleştiri kaleme aldı.
Yeni yayınlanan kitabın içeriğine geçmeden önce kısaca, kitaba kaynak teşkil eden Hayy İbn Yaqzan ile, Endülüslü büyük İslam düşünürü ve yazarı İbn Tufayl’i tanıyalım.

Bu köşeyi takip edenlerin hatırlayacakları üzere, önceki yıllarda Ruhun Uyanışı yani Hayy İbn Yaqzan’ın hikayesi başlıklarıyla, söz konusu kitap üzerine çeşitli yorumlarım olmuştu. Zira, Hayy İbn Yaqzan ve İbn Tufaly ile tanışmam, üniversitenin birinci sınıfında, teorik pedagoji dersimize giren, Harrie Teunissen’in bana hediye olarak verdiği ve benim de okuyup, hakkında küçük bir tez yazdığım kitapla olmuştu. Sonraki yıllarda da kitap üzerine pek çok yazılarım yayınlandı.

Kitap, önce meşhur İslam filozofu İbn Sina’nın denemesi ve devamında Endülüs’lü İslam düşünürü İbn Tufayl’ın yayınladığı felsefi bir kitap çalışmasıdır. İslam düşüncesinin gelişme döneminde yayınlanan bu kitap, ilk defa on yedinci yüzyılda, Latinceden Hollandacaya tercüme edilmiştir. Tanınmış Hollanda düşünürü Spinoza’yı derinden etkileyen, hatta tercümesi kendi kitapları arasında yayınlanan bu kitap, 1985 yılında Arapça dili uzmanı Femke Kruk tarafından ikinci kez Hollandacaya tercüme edilerek yayınlanmıştır.

“Ceylan’ın Oğlu” kitabına geri dönelim.
Yeni yayınlanan bu kitapta, çocukların anlayacağı bir dil kullanılmıştır. Kitap, çizimlerle desteklenmiştir. Eserin kahramanı yani ceylanın oğlu Hayy’dır. Hayy, insanların olmadığı bir adada, kendisini sahiplenen anne bir ceylan tarafından büyütülmüştür.
Eser baştan sona, Hayy’ın insanların olmadığı bir adada edindiği tecrübeleri anlatıyor. Yazarlar ve ressam, Hayy’ın ıssız adada hayvanlar ve tabiatla kurduğu iletişimi, bir iç yolculuk olarak tanımlamaktalar.

Hayy, düşünmeye sorularla başlar. İlk sorusu, ‘Hiçbir insanın yaşamadığı bu adaya nasıl geldim?’ şeklindedir. Hayy, etrafındaki hayvanların üremesinden hareketle, kendisine benzeyen bir annesinin olduğunu düşünür. Ancak, adada kendisine benzeyen birisi yoktur. Annesi ormanda yaşayan ceylandır. Uzun uzun düşünür. Hayvanlar ve bitkiler arasındaki farkları düşünür. Anne ceylanın ölümüyle, sorduğu soruların içeriği de değişir. Sorular artık soyut bir özellik kazanır. Başı dönünceye kadar düşünür. Ve bir gün adadaki bataklıkta kaybolur. Bu esnada önce korkar sonra şükran ve bağlılık duygusu yaşar. Bir müddet sonra, hayatının anlamındaki sırra yaklaşarak, varoluştaki amacı görür.

Dokuz yaş ve üstü çocuklar için hazırlanan “Ceylan’ın Oğlu” kitabında, hikaye anlatma ve felsefe yapma metoduyla, çocukların hayal gücüne hitap edilerek, çocuklar evrensel yaşam soruları hakkında düşünmeye teşvik ediliyor. Ana hikaye, okuyucuyu, doğa ile sevgi dolu bir ilişki geliştiren Hayy’ın bilişsel, duygusal ve ruhsal gelişimine götürdüğü için, aynı zamanda pedagojik bir hikâyedir. Yazarlara göre kitap, insanların birbirileri hakkında önyargılara sahip olduğu, kutuplaşmanın kol gezdiği günümüz toplumlarında, okuru felsefe yapmaya, düşünmeye davet ediyor. Kitap, Hayy’ın deneyim ve düşüncelerini ortaya koyarak, özellikle çocukları bağımsız düşünmeye teşvik ediyor. 

Kitaptaki bölümler, İlk canlı nasıl ortaya çıktı?, İnsanlarla hayvanlar arasındaki fark nedir?, Doğadan neler öğrenebilirsin?, Evren sonlu mu, sonsuz mu?, Nasıl iyi bir insan olursun? sorularıyla bitiyor.
Kitap, her ne kadar çocuklar için önemli olsa da, yetişkinler için de bir o kadar hayati mesajlar taşıyor. Bu hayati mesajlar hiç şüphesiz,
“Kendinize güven duyun” ve “akletme” marifetinizi bir an önce keşfedin.

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

https://www.latifcelik.de