Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

„Save the date“ heißt es für alle Jazz- und Literturfreunde am Samstag, 26. November 2022. Zum Abschluss der diesjährigen Lesungsreihe „Literatur Live im Falkenhaus“ liest der Leiter des Jazzinstituts Darmstadt Wofraum Knauer aus seinem neuen Buch „Play yourself, man! Die Geschichte des Jazz in Deutschland“.Der virtuose Jazzgitarrist Joe Krieg, der in unterschiedlichen Formationen wie dem Joe Krieg Quartett, der Big Band Würzburg oder Joe & the Crazy Pandemics spielt, begleitet den Abend musikalisch. Mit seinen Kompositionen und Improvisationen spinnt er das Wortspiel weiter und setzt darüber hinaus eigene musikalische Akzente.

In „Play yourself, man!“ zeichnet Wolfram Knauer den Weg des Jazz in Deutschland von den Anfängen nach dem Ersten Weltkrieg bis heute nach. Er taucht ein in das Berlin der 1920er-Jahre, zeigt die Zurückdrängung von Swing und Jazz durch den Nationalsozialismus ebenso wie den Aufbruch im Nachkriegs-Frankfurt oder im Düsseldorf der 50er- und 60er-Jahre, wo beim Deutschen Amateur-Jazz-Festival Klaus Doldinger entdeckt wurde. Wolfram Knauer beleuchtet die Szene in der DDR und illustriert die Umtriebigkeit der heutigen Jazz-Community. Das Werk von Wolfram Knauer, Musikwissenschaftler und Gründungsdirektor des Jazzinstituts Darmstadt, basiert auf jahrzehntelanger Recherche und Leidenschaft – eine großartige Bestandsaufnahme des wohl vielfältigsten aller musikalischen Genres.

Die Lesung beginnt um 19.30 Uhr im Lesecafé der Stadtbücherei, der Eintritt beträgt 10 €, ermäßigt 7 €. Der Kartenvorverkauf (ggf. Abendkasse) findet in der Stadtbücherei im Falkenhaus statt, bezahlt werden können die Karten auch online per ePayment. Eine Induktionsanlage ermöglicht es, die Lesung störungsfrei und drahtlos über das Hörgerät zu empfangen.

Weitere Informationen unter www.stadtbuecherei-wuerzburg.de. Telefonisch steht das Team der Stadtbücherei unter Tel. 0931 - 37 3438 für Fragen zur Verfügung.

 

Copyright Foto Wolfram Knauer: Johanna Hilbig

Copyright Foto Joe Krieg: Thomas Neubauer

 

Almanya Ekonomi Bakanlığı Raporu'na göre, federal hükümet 2022/23 kış yarı yılında ekonomik üretimde düşüş bekliyor.
 

BERLİN (AA) – Almanya'da enerji fiyatları ve enflasyon artmaya devam ederken buna bağlı olarak satın alma gücü kaybı, ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) büyümesini de etkiliyor.

Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığı, ülke ekonomisine yönelik aylık raporunu yayımladı.

 

Raporda, üçüncü çeyreğin Alman ekonomisi için beklenenden daha iyi geçtiği ve ekonominin büyüdüğü vurgulanarak, “Bununla birlikte, federal hükümet 2022/23 kış yarı yılında ekonomik üretimde bir düşüş bekliyor, bunun bir sonucu olarak 2023 için ortalama GSYH büyüme oranı biraz negatif olabilir.” ifadesine yer verildi.

 

Sanayi üretiminin üçüncü çeyreğin sonunda yeniden artış gösterdiğine vurgu yapılan raporda, gelecek aylara ilişkin görünümün de talepte gözle görülür bir düşüşle olumsuz olduğuna dikkat çekildi.

Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya, Moskova'nın Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattı üzerinden gaz akışını durdurma kararının tetiklediği sarmal bir enerji kriziyle karşı karşıya.

 

Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin endişeler enerji kaynakları üzerinde baskı oluşturmaya devam ederken, Alman hükümeti de bu kış sanayinin çarklarının dönmesini, ışıkların açık ve evlerin sıcak kalmasını sağlamak için çabalıyor.

Ülkede enerji ve gıda maliyetlerindeki artış, enflasyonu yukarı yönlü baskılarken hane halkı ve şirketler üzerinde de ağırlığını hissettiriyor.

 

Ülkede eylülde yüzde 10 olan yıllık enflasyon, enerji ve gıda fiyatlarındaki son yükselişle ekimde yüzde 10,4'e çıkarak 1951'den bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşmıştı.

Hükümet, ekonomide bu yıl yüzde 1,4 büyüme, gelecek yıl ise yüzde 0,4 küçülme bekliyor.

(AA) - Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Rusya ile Ukrayna arasındaki tahıl anlaşmasının uzatılmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye'ye teşekkür ederek, "Onların cömertliği ve kararlılığı olmadan bu girişim asla doğmazdı." ifadesini kullandı.
 

Guterres, Rusya ile Ukrayna arasında Türkiye ve BM arabuluculuğuyla imzalanan tahıl anlaşmasının 120 günlüğüne uzatılmasının ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada, anlaşmanın yenilenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye'ye teşekkür eden Guterres, "Onların cömertliği ve kararlılığı olmadan bu girişim asla doğmazdı. İstanbul, olağanüstü bir diplomatik başarının merkezi olmaya devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

 

PARİS (AA) - Fransız Katolik yardım kuruluşu Secours Catholique, yayımladığı yıllık raporda ülkede yoksulluğun giderek arttığına dikkati çekti.

Fransız medyasının Secours Catholique'in raporuna dayandırdığı habere göre, kuruluş 2021'de 938 bin kişiye yardım etti ve yardım alan hanelerin yüzde 48'inin zaruri gıdasını karşılayacak yeterli bütçeye sahip olmadığı kayda geçti.

 

Faturalarını ödedikten sonra her iki hane halkından birinin ay sonunu getirmek için elinde 295 avrosu kalırken bu rakam kişi başı 7 avro olan günlük minimum gıda harcamasının 2 avro altında kaldı.

Kuruluştan yardım alanların yüzde 75'ini yeni ise yardıma muhtaç kişiler oluşturuyor.

 

Ülkede artan fiyatlar nedeniyle durumun daha da kötüleşeceği öngörülüyor.

Secours Catholique'ten yapılan açıklamada, sosyal yardımların ortalama gelirin yüzde 40'ına tekabül edecek şekilde artırılması ve bu yardımların enflasyona endekslenmesi çağrısında bulunuldu.

 

Kuruluşun başkanı Veronique Devise de konuya ilişkin, ailelerin elektrik ve gaz faturalarını azaltmak için şimdiden çok çabaladıklarını, gelecek yıl faturalarında beklenen yüzde 15'lik zam karşısında zorlanacaklarını kaydetti.

 

ATİNA (AA) - Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib, "Türkiye'nin bölgede önemli bir aktör" olduğunu bildirdi.

Yunanistan'ın başkenti Atina'ya resmi ziyarette bulunan Lahbib, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile bir araya geldi.

 

Lahbib, görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Türkiye'nin diğerlerine benzemeyen bir komşu olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin NATO üyeliğine işaret eden Lahbib, "(Türkiye) bölgede önemli bir aktör." ifadesini kullandı.

 

Lahbib, Yunanistan ile Türkiye arasındaki gerginlikten duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Tansiyonun düşürülmesi ve diyalog, bu tür ikili sorunların çözülmesi için tek yoldur." diye konuştu.

Herkesin uluslararası hukuka uyması gerektiğini ifade eden Lahbib, çatışmadan kaçınılması gerektiğini söyledi.

 

Lahbib, Ukrayna'daki savaşın ardından gündeme gelen enerji krizine de değinerek, Avrupa'nın Rus doğal gazından bağımsız hale gelmek için büyük bir çaba sarf ettiğini kaydetti.

Dendias ise görüşmede, iki ülkenin NATO, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesindeki iş birliği, ticari ilişkiler, enerji krizi ve bölgesel gelişmeler gibi konuların ele alındığını aktardı.

 

 

 

 

 

 

 

ATİNA (AA) - Albaylar Cuntası'na karşı yapılan 17 Kasım öğrenci ayaklanmasının 49. yılında Politeknik Üniversitesi önünde başlayan geleneksel anma yürüyüşü, ABD Büyükelçiliği önünde son buldu.

Yürüyüş sırasında özgürlük ve demokrasinin önemini vurgulayan sloganlar atıldı.

 

Binlerce kişinin katıldığı anma yürüyüşüne, ana muhalefet partisi Radikal Sol İttifakın (SYRIZA) Lideri Aleksis Çipras, muhalefetteki Mera25 Partisi Lideri Yanis Varufakis ve Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Lideri Dimitris Kuçumbas da katıldı.

Klathmonas Meydanı'nda bazı eylemciler, polis aracına molotofkokteyli attı. Olayda yaralanan veya maddi zarar olmad

Başkent Atina'da, 6 bin polisin görev aldığı yürüyüşte, güvenlik amacıyla dron ve helikopterler de kullanıldı.

 

- Selanik'teki anma yürüyüşünde molotofkokteyli atıldı

Selanik'te düzenlenen anma yürüyüşü öncesinde bir grup eylemci de polise molotofkokteyli attı.

Olayda yaralanan olmazken bir polis motosikleti alev aldı.

 

- Her 17 Kasım'da anma yürüyüşü düzenleniyor

Yunanistan'da 1967’de Albaylar Cuntası, yönetime el koyup demokratik hakları kısıtlarken çok sayıda siyasetçiyi cezaevine ve sürgüne göndermişti.

Bu baskılara karşı 14 Kasım 1973'te Atina'daki Politeknik Üniversitesinde başlatılan eyleme, cunta yönetimi 17 Kasım 1973'te müdahale etmiş, tanklarla üniversiteye girerek çok sayıda öğrencinin ölümüne ve yaralanmasına yol açmıştı.

Her yıl 17 Kasım'da bu mücadeleyi ve mücadelede hayatını kaybedenleri anma amacıyla Politeknik Üniversitesinden başlayarak ABD Büyükelçiliğine doğru yürüyüş düzenleniyor.

 

 

 

 

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak: "NATO dahil uluslararası ortaklarla koordinasyon halindeyiz"
 

LONDRA (AA) - İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Polonya'ya füze düştüğü yönündeki haberleri acilen incelediklerini ve Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda'yla görüştüğünü belirterek, NATO dahil uluslararası ortaklarla koordinasyon halinde olduklarını bildirdi.

 

Sunak, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, Dışişleri Bakanı James Cleverly ve Savunma Bakanı Ben Wallace'la konuştuğunu kaydederek, "Polonya'da füze saldırısı haberlerini acilen inceliyoruz ve ne olduğunu ortaya çıkaran müttefiklerimizi destekleyeceğiz." ifadesini kullandı.

 

Sunak, "NATO dahil uluslararası ortaklarla da koordinasyon halindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Polonya'ya füze düştüğü haberlerinin ardından Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda'yla konuştuğunu belirten Sunak, "İngiltere'nin Polonya'yla dayanışmasını yineledim ve kurbanlar için başsağlığı diledim. NATO müttefiklerimizle yakın temas halinde olmaya ve koordinasyonu sürdürmeye devam edeceğiz." açıklamasında bulundu.

 

- "Bu geceki füze saldırısında hala çok fazla belirsizlik var"

Macaristan Cumhurbaşkanı Katalin Novak da Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Bu geceki füze saldırısında hala çok fazla belirsizlik var ama kesin olan bir şey var: Macaristan, Polonya'yla omuz omuza duruyor." ifadelerini kullandı.

Polonya'nın Ukrayna sınırında bulunan Przewodow köyüne kaynağı bilinmeyen bir füzenin düştüğü ve 2 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmişti.

 

LONDRA (AA) - İngiltere iç istihbarat servisi MI5'in Genel Müdürü Ken McCallum, bu yıl İran istihbarat servisinin, rejimin tehdit olarak gördüğü İranlı İngiliz vatandaşlarını veya İngiltere'de ikamet eden kişileri kaçırmak ve hatta öldürmek için en az 10 kez teşebbüste bulunduğunu açıkladı.

 

McCallum, İngiltere'nin karşı karşıya olduğu tehditlerle ilgili yıllık değerlendirme konuşmasında, İran'a ilişkin uyarılarda bulundu.

İran'da Mahsa Emini'nin gözaltında ölümü üzerine başlayan protesto dalgasının, rejimi "eleştirenleri susturmak için şiddete başvurmaya" sevk ettiğini söyleyen McCallum, şu ifadeleri kullandı:

"İran, saldırgan istihbarat servisleri aracılığıyla doğrudan İngiltere'ye tehdit oluşturuyor. En keskin haliyle bu, rejim düşmanı olarak algılanan İngiliz veya İngiltere merkezli kişileri kaçırma ve hatta öldürme hırslarını içeriyor. Yalnızca ocak ayından bu yana bu türden en az 10 potansiyel tehdit gördük."

McCallum, İran'daki mevcut protesto dalgasının, totaliter rejim hakkında temel sorular sorduğuna değinerek, "Bu, büyük bir değişime işaret edebilir, ancak gidişat belirsiz." değerlendirmesinde bulundu.

 

- İran'daki gösteriler

İran'ın başkenti Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi ülkede infiale yol açmıştı.

Emini'nin 17 Eylül'de memleketi Sakkız kentindeki cenaze töreni sonrasında başlayan gösteriler ülkenin birçok kentine yayılmıştı.

 

Gösterilerdeki can kaybına ilişkin resmi makamlardan net bilgi paylaşılmadı. Norveç merkezli İran İnsan Hakları Kurumu (IHR) ise, Emini'nin ölümü sonrasında başlayan gösterilerde emniyet güçlerinin müdahalesi sonucu hayatını kaybedenlerin sayısının 300'ü aştığını açıkladı.

Gösterilerde çıkan olaylarda 40'tan fazla emniyet görevlisinin de hayatını kaybettiği belirtiliyor.

 

 
BERLİN (AA) - Almanya'nın yeni Çin stratejisinde, bu ülkeyle olan ilişkilerinde insan hakları konusunu ön plana alacağı iddia edildi.

Der Spiegel'e sızdırılan, Alman Dışişleri Bakanlığının Çin'e yönelik taslak gelecek stratejisi belgesine göre, insan hakları, Almanya'nın Çin ile ilişkilerinde daha merkezi bir konuma getirilecek.

 

Taslak belgede, insan haklarının "bölünmez olduğu ve ne kültürel ne de dini açıdan göreceleştirilemeyeceği" ifade edildi.

Taslağın 18'inci sayfasında "Avrupa Birliği (AB) çerçevesinde, insan hakları ihlallerinden arınmış tedarik zincirlerinin başka yollarla sağlanamaması halinde, özellikle yoğun insan hakları ihlallerinin yaşandığı bölgelerden ithalatın durdurulmasını desteklemeye de hazırız." ifadelerine yer verilerek gerektiğinde sert yaptırımların göz ardı edilmeyeceği vurgulandı.

 

59 sayfalık taslak metinde, yeni bir blok çatışması amaçlanmadığı ancak rekabet konusunda hiçbir stratejik boşluk bırakılmaması gerektiği kaydedildi.

Belgede, Almanya'nın yeni Çin stratejisinin, Çin'in Batı Balkan bölgesindeki etkisini sınırlandırmaya odaklandığına işaret edilerek, Almanya ve AB'nin, Pekin'in bu hamlesine karşı Batı Balkanlar ile iş birliğini yoğunlaştıracağı ve AB'ye katılım süreçlerini ilerletecekleri belirtildi.

 

"Çin ve Rusya giderek yakınlaşıyor." ifadesi kullanılan belgede, Ukrayna'ya karşı savaşta Çin'in "aslında" Rusya'nın yanında yer aldığına işaret edildi.

Taslak belgede Çin'in Tayvan politikası da eleştirildi.

 

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi için kaleme aldığı makalede, "Çin Komünist Partisi Kongresi'nin son sonuçlarının kendisini Çin'e yönelik politikada bir değişikliğin gerekli olduğuna ikna ettiğini" yazmıştı.

 

BERLİN (AA) - Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DIHK), ihracat yapan Alman şirketlerinin yaklaşık yarısının 2023'te ekonomide gerileme beklediğini ve ihracatın yüzde 2 düşmesinin muhtemel olduğunu bildirdi

DIHK, 3 bin 100 Alman şirketiyle küresel iş görünümüne ilişkin yaptığı anketin sonuçlarını yayınladı.

 

Buna göre, yurt dışına satış yapan Alman şirketlerinin yüzde 47’si gelecek 12 ayda ihracat pazarlarında ekonomik faaliyetlerde yavaşlama bekliyor.

Ankete katılan Alman şirketlerin yüzde 40'ı gelecek yıl işlerinin daha iyi olmasını beklerken, yüzde 42'si ise mevcut iş durumlarının değişmeyeceğini düşünüyor.

 

DIHK, Almanya’da ihracatın gelecek yıl küresel ekonomideki muhtemel yavaşlama nedeniyle yüzde 2 gerilemesini bekliyor. Bu da şirketlerin gelirlerinde 70 milyar avroluk bir düşüş anlamına geliyor.

DIHK Dış Ticaret Direktörü Volker Treier, konuya ilişkin değerlendirmesinde, yurt dışında faaliyet gösteren Alman şirketleri arasında da endişelerin arttığını belirterek, "Mevcut krizleri etkileri açısından değerlendirmek zor. Şirketlerimiz jeopolitik gelişmeler, devam eden ayrışma ve yaklaşan küresel ekonomik resesyon hakkındaki endişelerini bize bildiriyor." ifadesini kullandı.