Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Almanya’nın başkenti Berlin’de, araç konvoyu ile Filistin’e destek gösterisi düzenlendi.

Şehir merkezinde Zafer Anıtı ile Brandenburg Kapısı arasındaki 17 Haziran Caddesi’nde, binlerce gösterici, Filistin’e destek vermek ve Gazze’deki katliama dikkati çekmek amacıyla araçlarıyla toplandı.

Filistin bayrakları ile “Gazze’deki soykırımı durdurun” ve “Filistin’e özgürlük” yazılarını araçlarına yapıştıran göstericiler, daha sonra konvoy oluşturarak kentin merkezi noktalarından geçti.

 

Güzergah boyunca Filistin’e destek sloganları atılan eylemde, göstericiler, korna çalarak Gazze’deki katliama dikkati çekti.

Bazı göstericiler, yol kenarından konvoya bisikletlerle eşlik ederken, Yorck Caddesi’nde bir köprüye de büyük bir Filistin bayrağı asıldı.

Geniş güvenlik önlemleri alan polis, güzergah boyunca yolları trafiğe kapattı.

 

Gösteriyi organize edenler, Neukölln ilçesindeki Sonnenallee Caddesi’nde son bulan konvoya 3 binin üzerinde aracın katıldığı bilgisini paylaştı.

 

 
- Alman Silahlı Kuvvetlerinin 82 adetlik yeni siparişi Airbus Helicopters’in H145M helikopterleri için şimdiye kadarki en büyük siparişi olarak kayıtlara geçti.
 

BERLİN (AA) - Alman Silahlı Kuvvetlerinin (Bundeswehr), Airbus Helicopters ile 82 adetlik çok rollü H145M helikopteri satın almak üzere sözleşme imzaladığı bildirildi.

Airbus’tan yapılan açıklamaya göre, Alman Silahlı Kuvvetleri, 62 kesin sipariş, 20 opsiyon olmak üzere toplam 82 adetlik H145M için Airbus Helicopters satın almak için anlaşma imzaladı.

Anlaşma, aynı zamanda 7 yıllık destek hizmetlerini de içeriyor.

 

Alman Silahlı Kuvvetlerinin 82 adetlik yeni siparişi, Airbus Helicopters’in H145M helikopterleri için şimdiye kadarki en büyük siparişi olarak kayıtlara geçerken, söz konusu siparişe ilişkin teslimatların gelecek yıl başlaması ve 2028 yılına kadar sürmesi planlanıyor.

H145M'ler Alman ordusunun ağır Tiger saldırı helikopterleri filosunun yerine geçecek.

 

BERLİN (AA) - Almanya'nın başkenti Berlin'deki Hür Üniversitesi'nde İsrail'in Gazze'de işlediği soykırıma dikkati çekmek isteyen öğrenciler, polisin müdahalesiyle karşılaştı.

Berlin Hür Üniversitesi'nde çok sayıda öğrenci, İsrail'e ve okul yönetimine tepki göstermek ve Gazze'deki soykırıma dikkati çekmek amacıyla Rostlaube adlı binadaki amfide eylem yaptı.

Öğrenciler, üniversite yönetimini "Filistin'deki şiddet konusunda tek taraflı davranmakla" eleştirdi.

 

Protestoda öğrenciler, amfiye Gazze'de öldürülen çocukların fotoğrafları ile Filistin bayraklarının yanı sıra "Gazze'deki soykırımı durdurun" ve "Gazze'de 8 binden fazla çocuk katledildi, kınama nerede?" yazılı pankartlar astı.

Amfideki sıralara oturan öğrenciler, üniversite yönetiminin salondan çıkmaları konusundaki uyarılarına yanıt vermedi.

 

Protestoda Filistin ve Gazze'deki durum ile Orta Doğu'daki gelişmelerle ilgili sunumlar yapıldı. Öğrenciler, "Filistin'e özgürlük" ve "Almanya finanse ediyor, İsrail bombalıyor" sloganları attı.

Birkaç saat süren protestonun ardından üniversite yönetiminin talebi üzerine polisler, öğrencileri salondan çıkardı.

Polisin bazı öğrencilere sert müdahalede bulunması dikkati çekti, birçok öğrenci kendi isteğiyle salondan çıktı.

 

Diğer yandan, İsrail bayrağı taşıyan 4 kişilik grup, eylem sırasında amfinin arka sıralarında oturdu.

 
 
Asırlık Yozgat lisemizde 300’ün üzerinde öğrenci eğitim öğretime devam etmektedir.
Bu tarihi güzede okulumuzda müdür yardımcısı Halil İpek hoca bize Yozgat’ın tarihi okulunun tarihçesini anlattı...

Yozgat Lisesi Tarihçesi
Yozgat Lisesi (Yozgat Mekteb-i Sultanisi) Hicri 1311 (Miladi 1895) yılında Patişah II.Abdülhamid döneminde yapılan en önemli eğitim kurumlarından birisidir. Başlangıçta 5 yıllık İdadi ( Lise) olarak, ortaokuldan sonra yüksekokullara hazırlayıcı okul olarak açılmıştır. 1908-1909 Eğitim Öğretim Yılında okul yedi yıllık İdadi statüsündedir. 1912 yılında Manastır Sultanisi’nin öğrenci ve öğretmenleri Yozgat’a nakledilmiştir. 1913 yılında İdadilerin Sultani Mektebine dönüştürülmesi kararı neticesinde Yozgat Mektebi-i Sultanisi adını almıştır.
1910 yılında o zamanki adıyla Yozgat Mektebi-i Sultanisi olan Yozgat Lisesinin  bünyesinde kurulan “Yozgat Mekteb-i Sultani Futbol Yakımı” aynı  zamanda  Anadolu’da kurulan ilk futbol takımı olma özelliğine sahiptir.
 
Çanakkale de 200 şehit veren okul Yozgat Lisesi 
 
1914 yılında 1. Dünya Savaşının başlamasıyla  seferberlik ilan edilince, Yozgat Lisesi’nin 200 civarındaki  öğrencisi  zorunlu olmadıkları halde, gönüllü olarak  Çanakkale Cephesine  gitmek için askerlik şubesine giderek isimlerini  yazdırmışlar ve silah altına alınarak Çanakkale Savaşlarına büyük katkı sağlamışlardır. Çanakkale Savaşlarında Yozgat Lisesi’nin 200 civarındaki  öğrencisi ve bazı öğretmenleri şahadete kavuşunca okul 1914-1917 yılları arasında 3 yıl kapalı kalmıştır. 1917-1924  yılları arasındaki az sayıdaki  öğrenci de çevre illerdeki okullara nakşedilmiştir. Okul Yozgat halkının yoğun isteğiyle 1924 yılında tekrar açılmıştır.
 
1933-1934 Eğitim Öğretim yılından itibaren okulun Lise olarak tekrar açılmasına o zamanın Yozgat milletvekili Salih Bozok ve Yozgat Valisi Baran Bey’in büyük katkıları olmuştur. Okul bu tarihten sonra Yozgat Lisesi adını almıştır.
1934 1967 yılları arasında bazen ortaokul bazende lise olarak eğitim öğretimine devam eden Yozgat Lisesi 1967 yılından günümüze kadar halen lise olarak faaliyetlerine devam etmektedir.
 
1915 Çanakkale savaşlarında  mezun vermeyen okullar arasında yer alan Yozgat Lisesi 2015 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından “Gazi Liseler” arasında gösterilmiştir. Türkiye’nin en önemli okulları arasında yer alan Yozgat Lisesi Milli Eğitim Bakanlığının 2017 yılında çıkarttığı “Tarihi 100 Lise” kitabında da yerini almıştır. Okul aynı zamanda içerisinde bulundurduğu ders araç gereçleri, değerli materyaller bakımından aynı zamanda bir müze niteliğindedir. Yine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 81 ilde oluşturulan İl Eğitim Tarihi Müzesi, Yozgat’ta Yozgat Lisesi bünyesindedir.
Yozgat’ın en büyük 2.Kütüphanesine sahib olan Yozgat Lisesi, büyük bir arşive de sahiptir. 1928 harf inkilabından önce ki  öğrenci kütük defterlerinin, kayıtlarının, ders kitaplarının tamamı Osmanlıcadır. Yozgat’ın göz bebeği olan “Taş Mektep ya da Sarı Mektep “ olarak da bilinen Yozgat Lisesi  devlet kademelerinde  kendi alanında çok önemli mevkilere gelmiş önemli isimler yetiştirmiştir.
 
FİZİKİ YAPISI
Yozgat Lisesi binası bodrum kat hariç 2 katlıdır. Yapı malzemesi olarak kesme sarı taş kullanılmıştır. Binaya giriş güney cephesinden sağlanmış olup giriş kapısı üzerleri cumbalıdır. Giriş kapısı üzerinde mermer taş üzerine yazılmış altı satırlık kitabesi mevcuttur. Kitabesi kazındığından yada yıprandığından okunamamaktadır. Binanın ön tarafında ana giriş kapısından başka doğu ve batı yönlerinde birer, kuzeyinde ise 2 kapısı olmak üzere toplam 5 kapısı vardır.
 
Cumba’da ve 2 yan cephede birer adet, cumba cephesinde 2 adet olmak üzere 4 adet  yuvarlak kemerli silme taş çerçeveli pencere mevcuttur. Başlangıçta 4 sütun üzerinde duran cumba şu an 2 büyük sütun üzerinde durmaktadır. Binanın sınıf ölçüleri birbirine müsavi değildir. 1 ve 2. İkinci katlardaki köşe sınıflar aradaki sınıflara oranla daha büyüktür. Tavan yüksekliği 6 metreye yakındır. 1. Kattan 2. Kata çıkış önce tek merdivenle, daha sonra sağlı sollu 2 merdivenle sağlanmaktadır. 1980-1981 yılında yapılan büyük onarımda ahşap olan tavan, zemin ve merdivenler betonarme yapılmıştır. Sadece Yozgat’ın değil aynı zamanda Türkiye’nin de en önemli eğitim kurumlarından olan Yozgat Lisesi halen eğitim- öğretim- devam etmektedir.
 
 
- Bundesbank Başkanı Joachim Nagel:"Almanya'da enflasyon düşüyor ancak her şeyin yolunda gittiğini söylemek için henüz çok erken"
 

BERLİN (AA) - Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), ülke ekonomisinin zayıf dış talep ve sanayi üretiminin yavaşlaması nedeniyle bu yıl yüzde 0,1 küçülmesinin beklediğini bildirdi.

Bundesbank, gelecek yıl için takvim etkisinden arındırılmış Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYH) büyüme tahminini yüzde 1,2’den 0,4’e indirdi.

Bankanın ekonomiye yönelik tahmin raporunda, sanayinin yavaşladığı, özellikle zayıf dış talebin bunda etkili olduğuna dikkat çekilerek ekonominin bu yıl yüzde 0,1 küçülmesinin beklendiği aktarıldı. Bundesbank, haziran tahmininde bu yıl için GSYH’de yüzde 0,3'lük düşüş öngörmüştü.

 

Raporda, "2025 ve 2026 yıllarında ekonomi sırasıyla yüzde 1,2 ve 1,3 oranında büyüyecek. Haziran ayındaki tahminle karşılaştırıldığında, ekonomide toparlanma yaklaşık dörtte üç oranında ertelenmiştir." denildi.

Almanya’da özel tüketimin "tereddütlü" olduğu, yüksek finansman maliyetlerinin yatırımları azalttığı vurgulanan raporda, Alman ekonomisinin 2026 yılında yeniden üretim potansiyeline ulaşacağı öngörüldü.

Bundesbank Başkanı Joachim Nagel, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "2024 yılının başından itibaren ekonominin büyüme patikasına geri dönmesinin ve kademeli olarak hız kazanmasının muhtemel olduğunu" belirterek, "Almanya'da enflasyon düşüyor, ancak her şeyin yolunda gittiğini söylemek için henüz çok erken." ifadesini kullandı.

 

Alman ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde, zayıf satın alma gücü ve yüksek faiz oranları nedeniyle bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,1 daralmıştı.

Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), ekonominin zayıf dış talep ve geçen yılki enerji fiyatlarındaki şokun sonuçlarının üretimi yavaşlatması nedeniyle 4. çeyrekte küçülmesini bekliyor.

Eğer Alman ekonomisi son çeyrekte küçülürse, art arda iki olumsuz çeyrek olarak daralarak teknik resesyona girmiş olacak.

 

Hükümet, 11 Ekim'de bu yıl için daha önce yüzde 0,4 olarak açıklanan büyüme beklentisini küresel ekonomideki durgunluk nedeniyle eksi yüzde 0,4 olarak güncellemişti.

Uluslararası Para Fonu da Almanya için büyüme beklentisini yüzde eksi 0,3'ten eksi 0,5'e indirerek bu yıl küçülen tek gelişmiş ülkenin Almanya olacağını bildirdi.

 

 

KÖLN (AA) - Almanya'nın Polonya, Çekya ve İsviçre sınırında uyguladığı kontrollerin 15 Mart 2024'e kadar uzatıldığı duyuruldu.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yaptığı açıklamada, kaçakçılık suçlarıyla daha etkin mücadele etmek ve düzensiz göçü sınırlandırmak amacıyla kontrollerin sürdürüleceğini ve bu doğrultuda Avrupa Komisyonuna bildirimde bulunulduğunu belirtti.

Schengen Sınır Kanunu'nun 25. maddesi uyarınca geçici kontrollerin 15 Mart'a kadar devam edeceğini kaydeden Faeser, ülkeye izinsiz girişlerin ekim ayında 20 bini aştığını, alınan önlemler sayesinde yüzde 60 azalarak kasımda 7 bin 300'e düştüğünü anlattı.

Alınan tedbirlerin işe yaradığını vurgulayan Faeser, ekim ortasından bu yana federal polisin iç sınır kontrolleri kapsamında yaklaşık 340 kaçakçıyı tutukladığı bilgisini paylaştı.

 

16 Ekim'de uygulamaya konulan kontrollerin birkaç kez uzatıldığını hatırlatan Faeser, Almanya-Avusturya sınırında 2015 sonbaharında başlayan sabit iç sınır kontrollerinin de 11 Mayıs 2024'e kadar devam edeceğini bildirdi.

Almanya, 16 Ekim'de AB Komisyonuna Polonya, Çekya ve İsviçre ile kara sınırlarında insan kaçakçılığı suçlarıyla daha fazla mücadele etmek ve düzensiz göçü sınırlamak amacıyla sınır kontrollerinin yapılacağını bildirmiş, ay başında bu kontrolleri en son 15 Aralık 2023'e kadar uzatma kararı almıştı.

 

BERLİN (AA) - Almanya'nın Tel Aviv Büyükelçisi Steffen Seibert, İsrail güçlerinin işgal altındaki Doğu Kudüs’te görev yapan AA foto muhabiri Mustafa Haruf’u görevi sırasında darbetmesine tepki gösterdi.

Seibert, X sosyal medya platformundaki hesabından, İsrail polisinin, Haruf'u darbettiği görüntüleri alıntılayarak, "Bu, dehşet verici ve çok endişe verici bir polis davranışıdır." ifadesini kullandı.

Seibert, paylaşımında, "İsrail, vatandaşlarının güvenliğine ne şekilde hizmet edebilir?" sorusunu yönelterek, İsrail polisinin tutumunu eleştirdi.

 

- AA foto muhabiri Haruf’un darbedilmesi

İsrail güçleri, işgal altındaki Doğu Kudüs’te görev yapan AA foto muhabiri Mustafa Haruf’u görevi sırasında şiddetli şekilde darbetmiş ve gazeteci Haruf hastaneye kaldırılmıştı.

İsrail polisleri, Haruf’un yanındaki kameraman Faiz Ebu Rumeyle’ye de saldırmıştı.

 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, İsrail'e, Gazze'deki sivilleri daha iyi koruması çağrısında bulundu.

Baerbock, Lübnanlı mevkidaşı Abdallah Bouhabib ile düzenlenen ortak basın toplantısında, "Gazze'de yaşanan insani acılar sona ermelidir. Bu sadece Gazze'deki Filistinliler için değil, İsrail'in güvenliği için de önemli olduğundan insani acılar sona ermeli. Çünkü açlık terörizmi besler, yıkım yeni nefretleri körükler. Bu nedenle İsrailli partnerlerime İsrail'in Gazze'deki sivilleri daha iyi koruması ve askeri stratejisini buna göre uyarlaması gerektiğini tekrar tekrar vurguluyorum." dedi.

 

Acilen düzenli ve güvenilir insani ara verilmesini talep eden Baerbock, şöyle konuştu:

"Gazze halkı her gün cehennemi yaşıyor. Kirli su nedeniyle ishal ve diğer enfeksiyonlar gibi hastalıklar hızla yayılıyor. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar soğukta uyumak zorunda kalıyor. Her şeyden yoksunlar ve birçoğu günlerini yiyeceksiz geçirmek zorunda kalıyor. Ancak insani yardımın Gazze'deki tüm insanlara da ulaşması gerekiyor. Bunun için de acilen düzenli ve güvenilir insani aralar verilmesi gerekmektedir."

Alman Bakan, tüm Arap ülkelerinden, Hamas'ın elinde bulunan rehinelerin serbest bırakılması için diyalog kanallarını kullanmalarını ve Hamas'a açıkça silah bırakma çağrısında bulunmalarını da istedi.

 

Lübnan ve İsrail sınırındaki durumu son derece tehlikeli bir barut fıçısına benzeten Baerbock, İran'ı, desteklediğini belirttiği Hizbullah dolayısıyla kınadı. Baerbock, "Bu nedenle Hizbullah'ı etkileyen herkesi yangına körükle gitmekten vazgeçmeye çağırıyoruz." dedi.

Alman makamlarının gözaltına aldığı 4 Hamas yanlısına işaret eden Baerbock, "Alman toplumunun ve Yahudi yaşamının güvenliğini korumak bizim için en önemli önceliktir. Bu nedenle güvenlik makamları arasındaki yakın işbirliği çok önemlidir." diye konuştu.

Hükümet olarak Alman firması Hapag-Lloyd'a ait bir gemiye yapılan saldırı da dahil olmak üzere tüm saldırıları şiddetle kınadıklarını dile getiren Baerbock, "Husilerin Kızıldeniz'de sivil ticaret gemilerine yönelik saldırıları derhal durdurulmalıdır. Gemide çok sayıda farklı milletten insan bulunduğu için diğer gemilerde de tüm uluslararası oyuncuların risk altında olduğunun farkındayız." ifadesini kullandı.

Baerbock, ayrıca Husilere, İsrail'e ait Galaxy Leader gemisini ve kaçırılan mürettebatını derhal serbest bırakma çağrısında bulundu.

 

- Bölgede güvenlik ve barış için en önemli şey Filistin halkıdır

Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Abdallah Bouhabib de bölgede barışın İsrail ve Filistin arasında iki devletli çözümden geçtiğini ve Arap ülkelerinin barışa hazır olduğunu belirterek, "Bölgedeki tüm ülkeler barışa hazır ama barış Filistinlilerle başlar, diğer ülkeler de önemli ama bölgede güvenlik ve barış için en önemli şey Filistin halkıdır. Sorun daha ileri gitmeden önce çözülmelidir. Eğer bölgede barış sağlanmazsa 7 Ekim'de yaşananlar tekrar yaşanacaktır." dedi.

Bunların yaşanmaması için uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç olduğuna işaret eden Bouhabib, "Biz Arap ülkeleri de böyle bir şeyin olmasını engellemeliyiz." diye konuştu.

Gazze'de ve bölgede olup bitenlere ilişkin Almanya ile farklı görüşlere sahip olduklarını dile getiren Bouhabib, "Aynı görüşte olmayabiliriz ama bu konuşamayacağımız, diyaloğa giremeyeceğimiz ve birbirimizi destekleyemeyeceğimiz anlamına gelmez." ifadesini kullandı.

 

Bouhabib, İsrail ile Lübnan arasındaki sınır tartışmalarına da değinerek, "Görüşülen 13 noktamız var, şu ana kadar 7 nokta üzerinde anlaştık, hala 6 nokta var. Bunu sonuçlandırmak için devam etmek istiyoruz." dedi.

İsrail'in bazen Lübnan hava sahasını ihlal ederek Suriye'de hava saldırıları düzenlediğine işaret eden Bouhabib, "İsrail'in Lübnan'da işgal ettiği bölgelerden de çekilmesini istiyoruz. Dolayısıyla bu bölgeye barış getirecek eksiksiz bir paket istiyoruz." diye konuştu.

 

 

BERLİN (AA) - Batı Afrika ülkesi Mali'deki Birleşmiş Milletler Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu'na (MINUSMA) katılan son Alman askerleri de ülkelerine döndü.

Hannover yakınlarındaki Wunstorf'a gelen son 304 asker Savunma Bakanı Boris Pistorius ve Genelkurmay Başkanı Carsten Breuer tarafından karşılandı.

 

Savunma Bakanı Pistorius, burada yaptığı konuşmada, "Hepinizi sağ salim geri dönmüş görmek güzel. Sizler, görevinizi yerine getirdiniz. Performanslarınız mükemmeldi, hizmetleriniz boşa gitmedi. Eve hoş geldiniz." dedi.

Pistorius, Sahel bölgesinin, terörizm, organize suçlar, iklim değişikliğinin etkileri gibi pek çok zorlukla mücadele eden, aynı zamanda Rusya ve Çin gibi dış güçlerin etkisini artırmaya çalıştığı bir bölge olduğuna işaret ederek, "Sahel bölgesindeki güvenlik durumu tüm Afrika'nın istikrarı için değil, aynı zamanda Avrupa ve tabii ki Almanya için de önemlidir." diye konuştu.

 

Mali'deki siyasi durumun artık anlamlı bir misyon için gerekli koşulları sağlamadığını savunan Pistorius, bu nedenle geri çekilmelerinin mantıklı ve doğru bir karar olduğunu dile getirdi.

Pistorius, Sahel bölgesinin kendileri ve müttefikleri için merkezi bir öneme sahip olduğunu ve gelecekte de sahip olmaya devam edeceğini vurguladı.

Mali'den geri çekilme için yaklaşık 1000 konteynerlik malzeme kara, hava ve deniz yoluyla Almanya'ya getirildi.

 

MINUSMA'nın sona ermesi, Afganistan'dan çekilmesinin ardından Alman ordusunun Avrupa dışındaki ikinci büyük konuşlanmasının sonlanması anlamına geliyor.

Mali'de 10 yıl süren misyonda yaklaşık 27 bin Alman askeri görev yaptı, 3 Alman askeri hayatını kaybetti.

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nde alınan kararları "tarihi" olarak nitelendirdi.

Scholz, AB Liderler Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplantısında, zirvede AB'nin Ukrayna ve Moldova ile üyelik müzakereleri başlatma ve Gürcistan’a adaylık statüsü verme kararlarının alındığını anımsattı.

"Tarihi kararlar almış bir AB Liderler Zirvesi arkamızda kaldı." ifadesini kullanan Scholz, Bosna Hersek konusunda gerekli kriterlerin yerine getirilmesinin ardından katılım müzakerelerini başlatmaya hazır olduklarını, bu konudaki kararın martta alınabileceğini belirtti.

 

Başbakan Scholz, Batı Balkanlar'daki ülkelerin katılım sürecinin hızlandırılması konusunda da mutabakata varıldığına işaret ederek, bu ülkelerin 20 yıldan beri AB’nin verdiği sözü hayata geçirmesini beklediğini kaydetti.

Birliğin kendi içinde reformlar yapması gerektiğini de vurgulayarak, AB’nin genişlemesi ile iç reformları gerçekleştirmenin birlikte yürümesi gerektiğini ifade etti.

 

- Macaristan Başbakanı Orban'ın "kahve molası"

Başbakan Scholz, Ukrayna'nın birliğe katılım müzakerelerinin başlatılmasına itirazından dolayı görüşmeleri çıkmaza sürükleyen Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı "kahve molası" vermeye davet etmesini de değerlendirdi.

Ukrayna’nın birliğe katılım sürecini 26 üyenin aktif bir şekilde ilerletebilmesi için toplantıda bir öneride bulunduğunu aktaran Scholz, "Macaristan Başbakanı’na bu kararı onun yokluğunda alınmasına imkan vermesini önerdim. O da bu öneriyi düşündü. Kendisinden bunu düşünmesini ve hemen tepki göstermemesini rica etmiştim. Daha sonra bana bu öneriyi kabul etmek istediğini söyledi ve sonra kararımızı verdik. Bu yönetmeliklerimize uygun mutabakatla aldığımız bir karardır.” dedi.

Almanya Başbakanı, ancak bu şekilde karar alınmasının her zaman yapılacak bir şey olmadığını belirtti.

Alınan karardan mutlu olduğunu aktaran Scholz, "Benim planım burada bu tür bir karara varmamız gerektiğiydi. Bu nedenle zirve öncesi pek çok görüşme yaptım. Ayrıca çok uzun ve ayrıntılı istişarede bulunduk ve bu teklifi yapmanın tam zamanı olduğunu hissettim." değerlendirmesinde bulundu.

Scholz, böylelikle Ukrayna’nın sadece AB yolunda bir ilerleme sağlamadığını, aynı zamanda AB’nin desteğini de aldığını belirterek, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Avrupa’nın zayıflamasını beklediğini ancak AB’nin Ukrayna’ya gerektiği sürece destek vereceğini yineledi.

 

- Orta Doğu'daki durum

Zirvede Orta Doğu’daki durumu da ele aldıklarını aktaran Scholz, Hamas’ın saldırısının üye ülkeler tarafından kınandığını ve Hamas’ın esirleri serbest bırakması konusunda hemfikir olunduğunu belirterek, İsrail'in saldırılara karşı kendisini savunma hakkı bulunduğunu, bunu uluslararası savaş hukuku çerçevesinde yapması gerektiğini belirtti.

Başbakan Scholz, bir önceki AB Liderler Zirvesi’nde ifade edilen ve Almanya ve diğer ülkelerin destek verdiği Gazze’de çatışmalara insani araların verilmesi konusunda mutabakat bulunduğunu aktararak, "Anlaşmazlığın başladığı, bunun dışında fikirler var ancak insani aralar olmalıdır ve olmuştur. Çünkü bu, insani yardımın Gazze'ye ulaşması için de önemlidir. Hepimiz bu konuda hemfikiriz.” şeklinde konuştu.

Batı Şeria'daki yerleşimci şiddeti konusunda net bir tutuma sahip olduklarını ifade eden Scholz, İsraillilerin ve Filistinlilerin yan yana ve birlikte bir arada yaşamaları için iki devletli çözümden yana olduklarını söyledi.

AB-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesine de değinen Scholz, AB Konseyinin talebi üzerine AB Komisyonunun bu ilişkinin nasıl daha da geliştirilebileceğine ilişkin tavsiyelerin yer aldığı bir rapor sunduğunu belirterek, "Bu zirvede çok detaylı bir görüş alışverişinde bulunmaya vaktimiz olmadı. Bir sonraki toplantılarımızdan birinde bu konuyu ele alacağız." dedi.