Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
KÖLN (AA) - Almanya'nın Stuttgart kenti yakınlarındaki 40 bin nüfuslu Kirchheim beldesinde 1912 yılında kurulan "Turn Gemeinde Kirchheim" amatör spor kulübü ismini "Türkgücü Kirchheim" olarak değiştirdi.
Naziler tarafından 1933 yılında kapatılan ve 1949 yılında tekrar faaliyete geçen kulübün Basın Sözcüsü Habib Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 109 yıllık Alman spor kulübünün ismini "Türkgücü Kirchheim" olarak değiştirdiklerini ve bunun kulübe olan desteği arttıracağına inandıklarını dile getirdi.
Aydın, amaçlarının diğer kulüplerde şans bulamayan gençlere milliyetine ve dinine bakılmaksızın eşit şekilde şans vermek ve spor yapma imkanı sunmak olduğunu belirtti.
Yeni sponsorlar bularak kulübü güçlendirmek istediklerini ifade eden Aydın, Okan Elmas'ın başkanlığını yürüteceği kulübün yeni armasında mor ve siyah renklerinin korunduğunu ve armaya Türk bayrağını simgeleyen beyaz zemine ay ve yıldızın eklendiğini vurguladı.
Aydın, kulüplerinde futbol başta olmak üzere diğer spor branşlarında da faaliyet gösterdiklerini kaydetti.
Ver.di Sendikası Başkanı Başkanı Frank Werneke: "Aşı zorunluğu üzerine düşünülüyorsa bu önemli ölçüde daha fazla insanın aşılanmasına değil, insanların işlerinden ayrılmasına neden olur. Bu da bu alanlarda personel eksikliğine yol açar"
BERLİN (AA) - Almanya’da Birleşmiş Hizmet Sektörü Sendikası (Ver.di) yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısının huzurevlerinde ve kreşlerde zorunlu hale getirilmesine karşı uyarıda bulundu.
Ver.di Sendikası Başkanı Frank Werneke, yaptığı yazılı açıklamada, sağlık ve kreş gibi alanlarda aşılanma oranının nüfus ortalamasına göre oldukça yüksek olduğunu belirterek, "Şimdi aşı zorunluğu üzerine düşünülüyorsa bu önemli ölçüde daha fazla insanın aşılanmasına değil, insanların işlerinden ayrılmasına neden olur. Bu da bu alanlarda personel eksikliğine yol açar." değerlendirmesinde bulundu.
Werneke, daha önce aşı zorunluluğu getirilmeyeceği sözü verilmesinden dolayı siyasetin inandırıcılığını da kaybedeceği uyarısında bulundu.
-Aşı zorunluluğu konusunda anlaşma yok
Öte yandan Yeşillerin Federal Meclis Grubu Başkanı Katrin Göring-Eckardt, ülkede yeni hükümeti kurmak için koalisyon pazarlıklarını sürdüren Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Partinin (FPD) huzurevleri ve kreşlerde Kovid-19 aşısının zorunlu hale getirilmesi konusunda anlaştığı yönündeki ifadesinin yanlış anlaşıldığını söyledi.
Göring-Eckardt, bu yöndeki ilk açıklamasından birkaç saat sonra kameralar karşısına geçerek, "Kurumlarda aşının zorunlu hale getirilmesi konusunda bir anlaşma yoktur. Eğer yanlış anlaşıldıysam özür dilerim." ifadesini kullandı.
Kendisinin bu konu üzerinde konuşulmasından yana olduğunu aktaran Göring-Eckardt, şimdi getirilecek yeni önlemlerin nasıl bir etki yapacağını beklemek gerektiğini kaydetti.
Mecliste çoğunluğa sahip olan SPD, Yeşiller ve FDP'nin salgınla mücadelede çeşitli önlemler konusunda anlaştığı bilgisini paylaşan Göring-Eckardt, ancak mağazaların kapatılmayacağını, restoranların yeterli alana sahip oldukları sürece açık kalabileceğini kaydetti.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği oda-borsa müşterek yönetim kurulu toplantısı Aksaray Türk Otağı’ında yapıldı. Toplantıya iş dünyasının önemli ismimleri katılırken Almanya’dan davet edilen Mehmet Kocagöl’ün özel misafir olarak toplantıda bulunması bölgede heyecan yarattı.
Türkiye’nin köklü kulüplerinden Fenerbahçe’nin taraftarı dünyanın dört bir yanında takımlarını takip etmekten büyük zevk alıyorlar. Ancak hiç kimse Zafer Baştürk kadar ilginç bir sevgiyi ortaya koyamıyor. Almanya’nın Würzburg şehrindeki Uşaklı ünlü terzi Zafer Baştürk ismini soranlara Zafer Fenerbahçe Baştürk diyerek müşterilerini hem neşelendiriyor, hemde Türk futbolu ve Türkiye üzerine sohbet açılmasını sağlıyor. Ayhaber’e konuşan Uşaklı Zafer Baştürk, “Yakında soyadıma Fenerbabahçe’yi de ekleteceğim. Konu ile ilgili bir avukat ve gazeteci ile konuştum çok ilginç buldular. Bu isteğimi hem Fenerbahçe kulübü ile, hem de Würzburg şehir idaresi ile görüşüyorum. Kendileri açısından sorun yoksa bu soyadı benim için şereftir. Benim Fenerbahçeli doğduğumu dair binlerce şahidim var. Ben şov yapmıyor, Fenerbahçe aşkımı bütün dünya duysun istiyorum. Bu aşk anlatılmaz ve sadece yaşanır. Benim adım zaten binlerce müşterim arasında Fenerbahçe olarak anılıyor ve takımım için canımı veririm. Çünkü Fenerbahçe’yi tanıyan çok sayıda Alman müşterim de var.” diyor.
Zafer Baştürk futbola olan sevgisinden bahsederken “Elbette Alman futbolunu da takip ediyorum ancak Fenerbahçeli olmak ve onun sevgisini kalbiyin en sıcak köşesinde bir ömür taşımak taşımak bir başka oluyor.” şeklinde konuştu.
UNESCO 2021'İ Türk dilinin büyük ozanı Yunus Emre'yi anma ve kutlama yılı ilan etmiştir. Bu yıl Türkiye'de YUNUS EMRE VE TÜRKÇE YILI olarak kutlanmaktadır
Yunus Emre Türk halkına; “Yoksulları hoşnut tutacaksın, zulümden elini, haramdan dilini çekeceksin. Beş parmağını kendi ağzına doldurmak için kullanmayacaksın; birini kesip yoksula vereceksin. Kendini herkesten alçak tutacak, yeni elbiseler giymeyecek, döşeğini toprak, yastığını taş eyleyeceksin. Yatıp uzanıp vücudunu semirtmeyeceksin. Kimsenin arkasından konuşmayacak, kimsenin sözünü kimseye demeyeceksin.ˮ öğütlerini vermiştir. (1)
Yunus Emre’nin 1250-1320 yılları arasında, Porsuk Çayı’nın Sakarya’ya karıştığı Sarıköy’de yaşadığı söylenir. Anadolu’nun birçok yerinde onun mezarı vardır. Halkımız çocuklarına, köylere onun adını vermiş, onun ağzından şiirler söylemiştir.
Yunus bir tasavvuf şairidir. Tasavvuf anlayışına göre; tarikata, Tanrı yoluna girenlerin, kitaplardan öğrendikleri bilgilerden sıyrılıp, doğrudan doğruya Tanrı’dan gelecek bilgiye açık olmaları gerekir. Tanrı’ya kitap bilgileri ile değil, Tanrı aşkı ile ulaşılır.
Yunus Emre, Taptuk Emre’nin tekkesine, kırk yıl odun taşıyarak hizmet etmiş, tekkeye odunun eğrisini bile sokmamıştır. Daha sonra şeyhinin düşüncelerini yaymak için gurbete çıkmış, Anadolu’yu, Azerbeycan’ı, Kafkasya’yı ve Şam’ı dolaşmıştır.
Taptuk’un tapusunda
Kul olduk kapısında
Yunus miskin çiğ idik
Piştik elhamdülillah
Vardığımız illere
Şol safa gönüllere
Baba Taptuk manisin
Saçtuk elhamdülillah
Yunus Anadolu köylüsünün ağzından şöyle konuşur:
Acep dünyada varm’ola
Şöyle garip bencileyin
Bağrı yanık gözü yaşlı
Şöyle garip bencileyin
Yunus yazgısına kafa tutar, acıyı bal eyler.
Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadı beni kane
Ne âkilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Kâh eserim yeller gibi
Kâh tozarım yollar gibi
Kâh coşarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Tüm insanlardan sevgi, dostluk ve işbirliği bekler.
Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim, sevilelim
Dünya kimseye kalmaz
Ona göre bir gönüle girmek hacca gitmekten iyidir.
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir
Yunus’a göre bir insana kötülük etmek, günahların en büyüğüdür.
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Yunus kin ve nefreti kabul etmez. İnsanları eşit ve kardeş görür.
Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize
Yunus’a göre bütün din kitaplarının tek anlamı; kendimiz için istediğimizi başkası için de istemektir.
Sen sana ne sanırsan
Ayruğa da onu san
Dört kitabın manası
Budur eğer var ise
Yunus dindardır. Tanrısını, insanın dışında değil, içinde bulur.
Bu tılsımı bağlayan
Türlü dilde söyleyen
Yere göğe sığmayan
Sığmış bu can içinde
Çok aradım özledim
Yeri göğü aradım
Çok aradım bulmadım
Buldum insan içinde
Yunus evrensel bir ozandır. Irk, din, dil, renk ve inanç farkı gözetmez.
Dünya benim rızkımdır
Halkı benim halkımdır
Genç yaşta bu dünyadan göçenlere acır, kıyamaz.
Bu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
Yunus’un şiirleri zulme, haksızlığa, adaletsizliğe ve sömürüye bir başkaldırıdır.
Şunlar ki çoktur malları
Gör nice oldu hâlleri
Sonucu bir gömlek giymiş
Anında yoktur yenleri
Yunus’un dervişliği şairliğinden ayrılmaz. Dervişliğin ana ilkesi kendini bilmek ve kendini yenmektir.
Dervişlik dedikleri
Hırka ile taç değil
Gönlünü derviş eden
Hırkaya muhtaç değil
Yunus sözün önemini ve etkisini çok iyi bilir.
Sözünü bilen kişinin
Yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin
İşini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Balıla yağ ede bir söz
Yunus aşk der, dost der. O tepeden tırnağa âşıktır.
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Yunus bazen Tanrı’nın adaletinden şüphe eder; hem beni yaratırsın, hem yapacağımı da bilirsin, sonra da günahlarımı tartıp beni yakmak istersin, der.
Kıl gibi köprü gerersin geç deyi
Gel seni sen tuzağımdan seç deyi
Kıl gibi köprüden âdem mi geçer
Ya düşer ya dayanır yahut uçar
Kulların köprü yaparlar hayr içün
Hayrı budur ki geçerler seyr içün
Yunus’un yaşadığı yıllarda Molla Kasım diye biri varmış. Ona, Yunus’un şiirlerini yazılı olarak getirmişler. Molla Kasım her okuduğu şiiri dine, şeriata aykırı bularak yakıyormuş. Binlercesini yaktıktan sonra, kalanını da suya atmaya başlamış. Derken bir şiir onun dikkatini çekmiş:
Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir.
Molla Kasım bunu görür görmez Yunus’un büyüklüğünü anlamış ve yakmadığı, atmadığı şiirleri bir hazine gibi saklamış. Onun için şiirlerinden binlercesini göklerde melekler, binlercesini denizdeki balıklar, kalan binlercesini de insanlar söylermiş.
Yunus Emre hepimizin ortak değeridir. O, anadilimiz Türkçeyi yüceltmiştir. Bizi birliğe, dirliğe ve barışa çağırmıştır. Onun şiirleri softalığa; ülkemizi ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyen çağdışı zihniyete, dinimizi siyasete ve ticarete alet etmeye kalkışanlara, ılımlı İslam düşüncesini yaymak isteyenlere, Batı Müslümanlığını tezgâhlayanlara karşı en büyük yanıttır.
O saf, içten, Tanrı ve insan aşkıyla dolu bir Anadolu Müslümanıdır. Asırlar öncesinden bize selam yollamaktadır:
Biz dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun
Selam olsun Yunus Emre dedemize. Selam olsun; barışa, dostluğa ve kardeşliğe...
Yararlanılan kaynak:
Sabahattin Eyüboğlu, Yunus Emre / Cem Yayınevi, 1972, İstanbul
Adnan Binyazar, Halk Anlatıları, Anadolu Verlag, 2004
Bahattin Gemici, İki Ülke Arasında, Öğretmen Dünyası, 2018, Ankara
İSTANBUL (AA) - Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi D Grubu ikinci maçında yarın Yunanistan'ın Olympiakos ekibini ağırlayacak.
Ülker Stadı'nda oynanacak mücadele saat 19.45'te başlayacak. Müsabaka, Exxen dijital platformundan canlı yayınlanacak.
Sarı-lacivertliler, müsabaka öncesi Süper Lig'de Hatay deplasmanından galip ayrılarak haftayı lider kapatmış ve moral depolamıştı.
Grubundaki ilk maçında deplasmanda Almanya'nın Eintracht Frankfurt takımıyla 1-1 berabere kalan ve oynadığı futbolla taraftarını sevindiren Fenerbahçe, Olympiakos'u da yenerek grubunda avantaj yakalamak istiyor.
Konuk Olympiakos ise ilk maçında Royal Antwerp'i 2-1 yenmeyi başarmıştı.
- Fenerbahçe'de 8 eksik
Fenerbahçe, Olympiakos karşısında 8 futbolcusundan yararlanamayacak.
Sarı-lacivertlilerde sakatlıklarını atlatan ancak henüz takımla çalışamayan İrfan Can Kahveci, Nazım Sangare ve Jose Sosa'nın yanı sıra sakatlıkları bulunan Serdar Aziz ve Marcel Tisserand karşılaşmada forma giyemeyecek.
Bu isimlerin yanı sıra teknik direktör Vitor Pereira, UEFA listesinde yer almayan Miguel Crespo, Burak Kapacak ve Serdar Dursun'dan da yararlanamayacak.
- Fenerbahçe, Avrupa'da 234. kez sahne alacak
Olympiakos'u konuk edecek Fenerbahçe, Avrupa kupalarında 234. kez sahne alacak.
Avrupa kupalarında 45. sezonunu geçiren sarı-lacivertli takım, oynadığı 233 karşılaşmada 86 galibiyet, 49 beraberlik ve 98 mağlubiyet yaşadı.
Bu maçlarda fileleri 291 kez havalandıran Fenerbahçe, kalesinde ise 341 gol gördü.
- "Kupa 2"de 120. müsabaka
Fenerbahçe, "Kupa 2" olarak adlandırılan UEFA Kupası ile UEFA Avrupa Ligi'nde 120. maçını oynayacak.
Bu kulvarda 119 karşılaşmaya çıkan sarı-lacivertliler, 51 galibiyet, 28 beraberlik ve 40 yenilgi yaşadı.
Söz konusu müsabakalarda 161 kez ağları sarsan Fenerbahçe, kalesinde ise 153 gole engel olamadı.
- Vitor Pereira yönetiminde Avrupa'da 20. maçına çıkacak
Fenerbahçe, Portekizli teknik direktör Vitor Pereira yönetiminde Avrupa arenasında 20. kez sahne alacak.
Sarı-lacivertli takım, Pereira yönetiminde Avrupa kupalarında oynadığı 19 karşılaşmada 9 galibiyet, 6 beraberlik ve 4 mağlubiyet yaşadı.
Bu maçlarda fileleri 26 kez havalandıran Fenerbahçe, kalesinde ise 21 gol gördü.