Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Amerikan seçimlerinin sonuncunun  Türkiye’yi ne şekilde etkileyeceği gündeme gelirken Avrupalı Türk enteltellektüeller gelecekten ümitli. Siyasi ve ekonomik değerlendirmeleri ile tanınan KONAD Başkanı Sait Özcan, “Türkiye Uluslararası ilişkilerin tarih boyunca merkezi olmuş, savaşların sebebi, barışların garantisi konumunda bir ülke olagelmiştir. Türkiye kimin yanında ise, o ülke bundan kazanır, Türkiye kimin karşısında ise yine o ülkenin işi epeyce zorlaşır” dedi.
 
Ayhaber’e açıklamalarda bulunan KONAD Başkanı Özcan, “Biz hayatı kendimize zorlaştırıyoruz. Daha Amerikan Başkanı Joe Biden’in göreve başlamasına bir ay var, bizim bütün TV kanallarımız kendilerince dünyayı kurtarmaya çalişirken hayatı zindana çeviriyor. Yok ABD şunu yaparsa bunlar, bunlar ve yine bunlar meydana gelirmiş. Bırakın bunları ülkenin düşünen beyinleri masaya yatırsın ve karşılığını bulsunlar. Bu ölçüsüz yayınlar Türk halkına korku ve moral eziyeti veriyor. Bana göre beklemek ve ABD’ye havuç diplomasisi uygulamak gerek. ABD aleyhimize bir adım atarsa karşılığını görmeli ve Türkiye’nin dize getirilemeyecek bir ülke olduğunu anlamalıdır“ dedi.
 
KONAD Başkanı Sait Özcan ABD siyaseti ile ilgili geniş değerlendirmeleri ABD yönetiminin uygulamaları belirginleşince Mart ayı ortalarında açıklayacaklarını belirtti.
Gelen son dakika haberine göre; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP'li Fikri Sağlar hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan resen soruşturma başlattı.
 
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca CHP'li Fikri Sağlar hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan resen soruşturma başlatıldı. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Fikri Sağlar'ın 30 Aralık'ta bir televizyon kanalında "Türbanlı hakim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var. Bazıları militanca ve ideolojik takılıyor, bununla mücadele edilmeli." şeklinde sözler sarf ettiği belirtildi. Sağlar'ın bu ifadeleri nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 216. maddesi kapsamında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan resen soruşturma başlatıldığı kaydedildi.
BERLİN (AA) - Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açmasının ardından Avrupa'da yaşayan Rus vatandaşları da zor günler geçiriyor.
 
Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan Rus vatandaşları, birçok konuda ayrımcılığa maruz kalıyor.
Almanya'da “Russischer Zupfkuchen” isimli Rus pastasının ismi, bir pastane zinciri tarafından "Rus" sözcüğü çıkarılarak satılmaya başlandı.
Saarland eyaletinde bir Rus vatandaşı, Rus olduğu için işten çıkarıldığını ileri sürdü.
 
Anna Nedrebko isimli Rus opera sanatçısının programları, Ukrayna'ya saldıran Rusya'yı eleştirmediği gerekçesiyle iptal edildi.
Almanya'daki Rewe, Penny, Aldi ve Netto perakende zincirleri, Rusya'da üretilen ürünleri satmama kararı aldı. Rewe, "Rusya'da üretilen gıda maddelerini merkezi düzeyde listeden çıkaracağını" duyurdu.
Marketlerde ve depolarda bulunan Rus menşeli gıda ürünleri imha edilmeyecek ancak kademeli olarak gıda yardım kuruluşlarına bağışlanacak.
 
Bietigheim beldesindeki bir restoran işletmecisi, internet sitesinden, "Rus pasaportu olan ziyaretçiler mekanımıza kabul edilmez. Rus hükümetinin suç eylemlerinden 'sıradan' Rus vatandaşının sorumlu olmadığının farkındayız ancak duruşumuzla örnek olmak istiyoruz. Bu, çocuklarımızın barışçıl bir Avrupa'da yaşayabilmeleri için katkımızdır." ifadesini kullandı.
Mesajın ardından sosyal medyada çok sayıda tepki alan işletmeci geri adam atarak mesajının hata olduğunu kabul etti ve paylaşımı kaldırdı.
- İtalya
Milano’daki devlet okullarından Bicocca Üniversitesinde, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Profesör Paolo Nori’nin Rus yazar Fyodor Dostoyevski’ye dair dersinin okul yönetimince ertelenme kararı, ülkede tartışma konusu oldu.
İtalyan Profesör Nori, söz konusu kararı Instagram hesabından duyurmasının ardından ülkede aralarında siyasilerin de bulunduğu çok sayıda kişi tepki gösterdi. Okul yönetimi, gelen tepkiler üzerine Dostoyevski üzerine olan dersin yapılacağını açıkladı.
Üniversiteler ve Araştırmalardan Sorumlu Bakan Maria Cristina Messa’nın da bu sabah hem Nori ile hem de Bicocca Üniversitesi Rektörü Giovanna Iannantuoni ile görüştüğü, üniversite yönetiminin kararını gözden geçirip dersi yeniden eklemesinin iyi bir karar olduğunu belirttiği basına yansıdı.
 
Diğer yandan Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına karşı bir tutum almaya çağrılan dünyaca ünlü Rus orkestra şefi Valeri Gergiev, bu çağrıları yanıtsız bırakınca La Scala Operası’ndan dışlandı.
Milano Belediye Başkanı ve La Scala Operası Vakfı Başkanı Giuseppe Sala, 28 Şubat’ta yaptığı açıklamada, savaşa karşı tavır alma çağrılarını yanıtsız bırakan Gergiev'in 5 Mart'taki temsili yöneteceğini düşünmediğini açıkladı.
- Portekiz
Portekiz'de yaşayan Ruslar, Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açmasının ardından tepki gördüklerinden şikayetçi oldu.
Portekiz'de bir restoranda "Ruslara hizmet verilmiyor" yazısı sosyal medyaya yer aldı.
 
Portekiz'deki Rus toplumunun derneği "Puşkin"in başkanı Anna Pogrebtsova da Expresso gazetesine verdiği demeçte, "Ölmen gerek. Bütün Ruslar saldırgandır." şeklinde isimsiz bir telefon aldığını söyledi.
Tehditlerin çoğunun Portekiz'de yaşayan Ukrayna vatandaşlarından geldiğini savunan Pogrebtsova, "ayrımcılığın hedefi olmaya başladıklarını" söyledi.
İspanya'da da Mayorka kentinde geçen hafta yaşanan olayda Ukraynalı bir denizci, Rus bir milyarderin yatını batırmaya çalıştı. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırılarını televizyonda izledikten sonra Rus iş insanına ait 7 milyon avroluk yata saldıran Ukraynalı denizci, gözaltına alınıp çıkarıldığı mahkeme tarafından şartlı serbest bırakıldı.
 
- Norveç
Norveç'in başkenti Oslo yakınlarında bulunan Holmenkollen Kayak Festivali'nde bulunan ve Rus tereyağı satan karavan saldırıya uğradı.
Holmenkollen Kayak Festivali Müdürü Stefan Marx, karavananın kamu malı olduğuna ve bu vandalizmin kendilerini üzdüğünü söyledi.
Bölgede bulunan Rusya Kayakla Atlama Milli Takımı sporcularının da çok sayıda tehdit aldığı belirtildi.
Norveç Kayakla Atlama Milli Takımı Antrenörü Alexander Stöckl, kamu yayıncısı NRK'ye yaptığı açıklamada, Rus sporcuların ülkesinde çok sayıda tehdit aldığını ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
Sporcuların Rusya hükümeti ile aynı düşünmediğini vurgulayan Stöckl, sporcuların ülkelerine rahat bir şekilde dönmesine izin verilmesi gerektiğini kaydetti.
 
Resim: Pixabay
BERLİN (AA) - Almanya’nın, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerini desteklemek için gönderdiği silahların Ukrayna'ya teslim edildiği bildirildi.
 
Alman Haber Ajansının (DPA) yayımladığı haberde, hükümet çevrelerinden edinilen bilgiye göre Almanya’nın sağladığı silahların Ukrayna’ya teslim edildiği belirtildi.
 
Hükümet, konuya ilişkin bir açıklama yapmadı.
 
Almanya Savunma Bakanlığı Sözcüsü Christina Routsi, Almanya’nın taahhüt ettiği silahların Ukraynalılara teslim edilip edilmediğine ilişkin soruya cevap veremeyeceğini söyledi.
 
Alman hükümet yetkilileri, 26 Şubat'ta Ukrayna'ya 1000 tanksavar ve 500 Stringer füzesi göndermeyi kararlaştırmıştı. Alman hükümeti daha önce de Ukrayna'ya 5 bin miğfer göndermişti.

ATİB Genel Başkanı Durmuş Yıldırım, Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla aşağıdaki basın açıklamasını yapmıştır:

YA BARIŞ YA DA BARIŞ…

Kendinden daha güçsüz ülkeleri silah zoruyla hâkimiyeti altına almak için yapılan savaşlar tarihin hiçbir döneminde insanlığa kalıcı huzur ve barış getirmemiştir.

Son yüz yılda meydana gelen iki dünya savaşında milyonlarca masum ve savunmasız insanın hayatını kaybetmesinden hâlâ ibret almayanlar, insan hayatı üzerinden savaş siyaseti yapmaktan geri durmuyorlar.

Özellikle Ortadoğu’da bitmeyen çıkarlar savaşı devam ederken, bu sefer de Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın, dünya barışı adına son derece tehlikeli ve öngörülemez bir boyut kazanmasından endişeliyiz.

Bu sebepten dolayı tarafların bir an önce müzakere masasına oturarak, anlaşmazlıklarını diyalog yoluyla çözmelerini temenni ediyoruz.

Dünyanın yarısı açlık, yoksulluk ve eğitimsizlikle baş etmeye çalışırken, daha öldürücü silahların üretimine son verilmelidir!

Ülkelerin bağımsızlığı kadar insan hak ve hürriyeti silah zoruyla gasp edilemez!

Barışmak için konuşarak anlaşmak gerekir. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş gibi dünyanın değişik yerlerinde devam eden silahlı çatışma ve savaşların da bir an önce son bulmasını dünya barışı ve insanlık adına talep ediyoruz.

Savaşın alternatifi barıştır. Onun için “Ya barış ya da barış!” diyoruz.

Durmuş Yıldırım
ATİB Genel Başkanı

 

BERLİN (AA) - Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) ve Avusturya Ekonomik Araştırma Enstitüsü (Wifo) tarafından yapılan analizde, Rusya'nın, başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerle uzun bir ticaret savaşından daha zararlı çıkabileceği belirtildi.
 
Analizde, Rusya'nın ekonomik üretiminin Batı ile ticari ilişkilerin değişmeden kalması durumunda uzun vadede yıllık neredeyse yüzde 10 daha düşük olacağı belirtilerek, ABD ve Batılı ülke ekonomilerinin ise uzun vadede çok daha küçük kayıplara maruz kalacağı kaydedildi.
 
Rusya'nın 2020'de dış ticaretinin yüzde 37,3'ünü Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile gerçekleştirdiği aktarılan analizde, AB'nin dış ticaretinin sadece yüzde 4,8'inin Rusya ile olduğu bildirildi. Analizde, "Müttefikler tarafından dayatılan ithalat engelleri, Rusya'yı ihracat engellerinden daha sert vuracaktır." denildi.
 
Almanya ve Avusturya'nın yıllık GSYH'sinde sırasıyla yüzde 0,4 ve yüzde 0,3 kayıp olmasının öngörüldüğü belirtilen analizde, söz konusu kaybın ABD'de yüzde 0,04 kalması dikkati çekti.
 
Analizde, "Batılı ülkelerle bir ticaret savaşı ile Rusya, Çin gibi ülkelerle ticaretini genişletebilir ve özellikle bu ülkelere daha fazla ihracat yapabilir. Bununla Çin'deki reel gelir, yılda sadece yüzde 0,02 oranında artabilir." ifadeleri kullandı.
 
Analizde, Batılı ülkelerle Rusya arasındaki gerilimin sonucuna ilişkin de "Ekonomik olarak Çin, krizin büyük galibi olmayacak" değerlendirmesinde bulunuldu.
2020'de Rusya'nın ihracatının neredeyse yüzde 14,6'sı Çin'e giderken, Çin’in ithalatının yaklaşık yüzde 2,8'i Rusya'dan geldi.
 
- "Uzun vadede Rusya'nın ekonomisini ciddi şekilde etkileyecek"
IfW araştırmacısı Prof. Dr Alexander Sandkamp, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Rusya ile ABD ve müttefikleri arasındaki bir ticaret savaşı uzun vadede Rusya'nın ekonomisini ciddi şekilde etkileyecek." ifadesini kullandı.
 
Sandkamp, analizde yapılan simülasyona göre, ticaret savaşından Batılı ülkelerin de kısa vadede ciddi şekilde etkilenmesinin muhtemel olduğunu, uzun vadede bu ülkelerde ekonomik üretimde yıllık yüzde 0,17 düşüş yaşanabileceğini kaydetti.
 
Wifo Direktörü Gabriel Felbermayr ise Batı'nın Rusya'ya yaptırımlarının kısa vadede genellikle ekonomik etkisi olduğunu, bunun uzun süre devam etmesi ve kapsamının artması halinde siyasi etkilerinin artabileceğini vurguladı.
Felbermayr, simülasyonların uzun vadede her iki taraf için neyin tehlikede olduğuna dair bir izlenim verdiğini belirterek, "Dünya ticaretinde bir adaptasyon döneminden sonra ABD ve müttefikleri için hasar yönetilebilirken, Rusya önemli ölçüde zayıflayacak." ifadelerini kullandı.
19 Şubat 2019 akşamı Hanau'da aşırı sağcı bir terör saldırısında 9 göçmen genç hayatını kaybetti. Bu, burada yaşayan göçmenlerin var olan bir çok kara ve ızdırap günlerine bir yenisinin daha eklenmesi demekti. Ne yazık ki, bu günler ve olaylar azalması gerekirken, her  yıl daha da artıyor. Artık böyle bir anma gününün bulunmadığı bir ay yok neredeyse. 
Her aşırı sağcı terör saldırısının göçmenlerin ruhlarında açtığı yaralar, vatan edindikleri bu ülkede gelecekleri hakkında derin bir belirsizliğe neden oluyor. Aidiyet ve mesubiyet bağlılığı giderek daha derinlemesine sorgulanıyor. Özellikle gelecekte bu tür terör eylemlerinin önlenmesi için gerekli tüm önlemlerin alınmadığı hissi, bu duyguların oluşmasına yol açıyor. 
Sadece bu tür hissedilen güvensizlikler değil, aynı zamanda politikacıların ve güvenlik yetkililerinin bizi endişelendiren tartışmasız, anlaşılmaz ve kabul edilemez davranışları da bunu destekliyor. Mesela, Frankfurt Polisi'ndeki aşırı sağcı sohbet gruplarını nasıl yorumlamalı veya anlamalıyız. Bizim açımızdan, onların keşfi ve nihayetinde grubun dağılması çok uzun sürdü. Siyasette ve güvenlik makamlarında sorumlu olanlar, kurumlarda ki aşırı sağcılığa karşı daha katı adımlar atmalıdır. Böylece, bu tür aşırı sağcı terör saldırılarında "münferit olay" teorisini dikkate almamaları gerekir. Bu gibi olaylara daha geniş bir perspektifle yaklaşmaları bize göre çok büyük önem arz etmektedir.  
Aşırı sağcı terör saldırısının yıl dönümünde, terör kurbanlarının ve hayatta kalanların ailelerine en kalbî duygu ve düşüncelerimizi ve içten taziyelerimizi ifade ediyoruz. Katlanmak zorunda kaldıkları acımasız ıztırabı tahayyül bile edemiyoruz. ATİB olarak biz, bir daha böyle bir olaylarla karşı karşıya kalmamamız için yetkililerin daha duyarlı olmasını bekliyor ve temenni ediyoruz.
                                                                                                               
İmam Cengiz
ATİB Genel Sekreteri

Emin Adımlar programında yaptığı tekerleme yarışmasıyla dikkatleri üzerine çeken genç sunucu Sağlık, başarısıyla göz dolduruyor. 

Kanal Avrupa ekranlarında yayınlanan Emin Adımlar programı her hafta ilgiyle izleniyor. Değişik konu ve konukları ekranlara taşıyan ve gündemin nabzını tutan program izlenme oranlarıyla da yüz güldürüyor. Programda son bir kaç haftadır keyifli bir bölüm de ekranlara geliyor. Eline mikrofonu alan programın genç sunucusu Hanifi Berk Sağlık, yaptığı tekerleme yarışmasıyla vatandaşlara hediyeler dağıtıyor. Firmaları gezerek hazırlanan hediye paketlerini izleyicilere dağıtmak için tekerleme yarışması yapan Hanifi Berk Sağlık, büyük beğeni topluyor.

En zorlu tekerlemeleri bir nefeste hiç zorlanmadan söyleyen Hanifi Berk Sağlık, vatandaşlardan da aynı performansı göstermelerini istiyor.Vatandaşlar genç sunucunun bir nefeste hiç takılmadan bu kadar uzun bir tekerlemeyi söylemesi karşısında büyük şaşkınlık yaşıyorlar. Vatandaşlar genç sunucunun bu başarısı karşısında şapka çıkartıyorlar. Eğlenceli ve komik anların da yaşandığı yarışmada vatandaşlar tekerlemeleri söylemekte oldukça zorlanıyorlar.

 

EKRANLARIN YENİ YÜZÜ

 

 

Hanifi Berk Sağlık

 

Genç sunucu Hanifi Berk Sağlık bir markete gidererek alışveriş arabasını ağzına kadar doldurdu. Daha sonra market içinde dolaşmaya başlayan genç sunucu tekerlemeyi doğru söyleyen müşterileri aramaya başladı ve tekerlemeyi en doğru söyleyen kişiye hazırladığı market alışverişini hediye etti. Kuyumcudan aldığı hediyeyi vermek için de sokakları gezen Hanifi Berk Sağlık, sokakta ki vatandaşları da şaşkınlığa uğrattı. Uzun ve zorlu tekerlemeyi yine hiç zorlanmadan söyleyen Sağlık, aynı başarıyı gösteren şanslı kişiyi uzun süre aradı.

 

Baba Emin Sağlık

 

Her Pazar saat 13.00 Kanal Avrupa’da

Bir kaç aydır programın sunuculuğunu yapan ve başarısı ile kısa sürede dikkatleri üzerine çeken Hanifi Berk Sağlık, geleceğin sunucusu olarak gösteriliyor. Başarısı ile büyük taktir toplayan ve babası gazeteci, yapımcı ve sunucu Emin Sağlık‚ın yerine göz diken genç sunucu boynuz kulağı geçer dedirtiyor. Babasının yolundan giden Hanifi Berk Sağlık şimdiden medya dünyasına sağlam adımlar atıyor. Emin Adımlar programı her hafta pazar günleri saat 13:00’da Kanal Avrupa ekranlarında. Sakın kaçırmayın.

BERLİN (AA) - Almanya'da Rus gizli servisine yasaklı mallar sattığı iddia edilen bir iş adamı hakkında dava açıldığı bildirildi.
 
Federal Başsavcılıktan yapılan açıklamada Alman vatandaşı Alexander S. hakkında Dış Ticaret Yasası ve Savaş Silahları Kontrol Yasası'nın ihlali nedeniyle dava açıldığı ifade edildi.
 
Açıklamada iş adamının gizli servis tarafından kontrol edilen bir Rus şirketi aracılığıyla Rusya'nın kimyasal ve nükleer silah üretmesine yardım etmeye çalıştığı belirtildi.
 
Alexander S'nin gerekli ihracat izinlerine sahip olmamasına rağmen Kasım 2017'den bu yana Rus gizli servisi tarafından yönetilen paravan şirkete toplam 1 milyon avro değerinde çift kullanımlı mal sattığı vurgulandı.
Şüphelinin 18 Mayıs 2021'den bu yana gözaltında tutulduğu aktarıldı.

Auszeic Spitzenforschung am Uni-Medizin-Campus Nürnberg: dem Kreuzband-Ersatz auf der Spur

Das Kreuzband als Stabilisator im Knie muss einiges aushalten: beim Sport, aber auch im Alltag. Nicht nur Profi-Sportlerinnen und -sportler hadern lange mit einem Kreuzbandriss. Ein Forscherteam der Paracelsus Medizinischen Privatuniversität Nürnberg (PMU) ist seit 2018 dem Kreuzband-Ersatz der Zu- kunft auf der Spur. Die von der NÜRNBERGER Versicherung geförderte For- schungsarbeit ist so vielversprechend, dass die Publikation der Ergebnisse von der Anatomischen Gesellschaft als „Paper of the Month May 2021“ aus- gezeichnet wurde.

Spitzenforschung verständlich und begreifbar machen – dafür vergibt die Ana- tomische Gesellschaft mit Sitz in Erlangen Monat für Monat den Preis „Paper of the Month“. Seit dem vergangenen Jahr zählt auch die Abteilung für Anato- mie der PMU Nürnberg zu den Preisträgern. „Wir freuen uns sehr über diese Auszeichnung, weil sie uns in unserer intensiven Arbeit bestätigt“, so Prof. Dr. Gundula Schulze-Tanzil, Leiterin des Instituts. „Ohne die Unterstützung derNÜRNBERGER Versicherung wäre dies nicht möglich gewesen.“

 

Zellen trainieren und das optimale Kreuzband entwickeln

Gemeinsam mit ihren Kolleginnen und Kollegen, allen voran Dr. Clemens Gö- gele, forscht Prof. Schulze-Tanzil am sogenannten Tissue Engineering. Dabei werden Verfahren entwickelt, mit denen Gewebestrukturen außerhalb eines lebenden Organismus hergestellt werden – Material, das irgendwann zum Bei- spiel auch als Kreuzband-Ersatz eingesetzt werden und bei schweren Verlet- zungen helfen könnte. „Wir testen darüber hinaus, wie sich mechanische Reize auf die Bänderzellen auswirken“, erklärt Schulze-Tanzil weiter. „Unser Ziel ist es, die Zellen so zu trainieren, dass wir das optimale Kreuzband entwickeln können.“

 

Die Behandlung von Sportverletzungen langfristig verbessern

Das Forschungsprojekt an der PMU Nürnberg ist bereits 2018 angelaufen. Da- mals hat die NÜRNBERGER Versicherung mit einer Unterstützung in Höhe von 10.000 Euro den Startschuss für das Projekt ermöglicht. „Wir sehen uns als Ge- sundheitspartner für die Menschen in Nürnberg und der Region“, fasst Chris- tian Barton, Mitglied des Vorstands der NÜRNBERGER Versicherung, das Enga- gement für die Kreuzband-Forschung zusammen. „Das Thema Bewegung liegt uns dabei sehr am Herzen. Deshalb tragen wir gern dazu bei, die Behandlung von langwierigen und kostenintensiven Sportverletzungen wie Kreuzbandris- sen dauerhaft zu verbessern.“

 

Enge Verzahnung von Forschung, Patientenversorgung und Lehre

Seit dem Start des Projekts hat sich viel getan im Labor von Prof. Schulze-Tan- zil. Denn die bislang gewonnenen Ergebnisse helfen auch dabei, die Bedeutung funktionsunterstützender Trainings im Heilungsprozess von Sehnen und Bän- dern besser zu verstehen. „Wir bereiten in unserer Arbeitsgruppe Anschluss- projekte zur Verbesserung der Stimulation von künstlichen Gewebestrukturen vor. Außerdem werden wir uns intensiv damit befassen, welchen Einfluss Be- gleiterkrankungen auf die Zellen bei mechanischem Training haben“, so Prof. Schulze-Tanzil. „Ich bedanke mich für die Unterstützung der NÜRNBERGER Versicherung sowie bei meinem Team – allen voran bei Dr. Gögele, Dr. Silke Schwarz und bei Privatdozent Dr. Bern Hoffmann vom Forschungszentrum Jü- lich. Sie haben uns bei dem Projekt sehr geholfen.“

Die erfolgreiche Bewerbung um den Publikations-Preis der Anatomischen Ge- sellschaft war letztlich die logische Konsequenz der vielversprechenden For- schungsergebnisse. Für Prof. Dr. Achim Jockwig, Vorstand Medizin und Strate- gie und Vorstandsvorsitzender des Klinikums Nürnberg, ist die Auszeichnung zugleich ein Beleg für den erfolgreichen Weg der PMU Nürnberg: „Spitzenfor- schung findet an unserem Uni-Medizin-Campus nicht hinter verschlossenen Türen statt. Wir möchten sie auch nicht nur verständlich und begreifbar ma- chen, sondern stets bedarfsorientiert am Wohle der Patientinnen und Patien- ten ausrichten. Dafür sind wir auf großzügige Förderer wie die NÜRNBERGER Versicherung angewiesen.“

Bild: Prof. Dr. Gundula Schulze-Tanzil und Dr. Clemens Gögele (2. v. r.) von der PMU Nürnberg wurden für ihre Forschung am Kreuzbandersatz der Zukunft ausgezeichnet. Mit im Bild (v. l.) Vize-Rektor Prof. Dr. Theodor Fischlein, Chris- tian Barton, Mitglied des Vorstands der NÜRNBERGER Versicherung, und Prof. Dr. Achim Jockwig, Vorstandsvorsitzender des Klinikums Nürnberg.

Foto: Giulia Iannicelli/ Klinikum Nürnberg

 

Das Klinikum Nürnberg ist eines der größten kommunalen Krankenhäuser in Deutschland und bietet das gesamte Leistungsspektrum der Maximalversorgung an. Mit 2.233 Betten an zwei Standorten (Klinikum Nord und Klinikum Süd) und 7.000 Beschäftigten versorgt es knapp 100.000 stationäre und 170.000 am- bulante Patienten im Jahr. Zum Klinikverbund gehören zwei weitere Krankenhäuser im Landkreis Nürnber- ger Land.

Die Paracelsus Medizinische Privatuniversität in Nürnberg wurde 2014 gegründet und ist zweiter Stand- ort der Paracelsus Medizinischen Privatuniversität in Salzburg. In Nürnberg werden jährlich 50 Medizinstu- dierende ausgebildet. Das Curriculum orientiert sich eng an der Ausbildung der amerikanischen Mayo- Medical School. Die Paracelsus Medizinische Privatuniversität kooperiert zudem mit weiteren wissen- schaftlichen Einrichtungen im In- und Ausland.