Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
İSTANBUL (AA) - Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, 18 Mart 2023'te HÜRJET ve ATAK-2'nin uçacağını, Milli Muharip Uçağın ise hangardan çıkacağını bildirdi.
Kotil, 15'inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF 2021) kapsamında basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Milli Muharip Uçak projesinin dolu dizgin devam ettiğinin altını çizen Kotil, "18 Mart 2023'te HÜRJET ve ATAK-2 uçuyor, Milli Muharip Uçağımız ise hangardan çıkıyor." dedi.
Kotil, Göksungur gibi projelerin de devam ettiğini anlatarak, şu an HÜRJET, Milli Muharip Uçak ve ATAK-2 üzerinde yoğunlaştıklarını vurguladı.
HÜRJET'in Türkiye için çok özel ve önemli bir proje olduğuna dikkati çeken Kotil, "Bu proje bize çok sayıda insan yetiştirdi. Bir uçak gemisinden kalkıp inebilmesi için bazı çalışmalar yaptık." ifadelerini kullandı.
- "Orman yangınlarında görev düşerse yapacağız"
TUSAŞ Genel Müdürü Kotil, orman yangınlarında İHA'ların da çok fonksiyonlu olduğunu gördüklerinin altını çizerek, "İHA'ların gece görüş kameraları da var, her bir yangını nokta atışı olarak verdi. Orman yangınlarında erken uyarıda son derece başarılı oldu. Orman yangın konusunda bize hangi görev düşerse biz onları yapacağız." diye konuştu.
TUSAŞ tarafından kurulan kompozit tesisi ile dünya markası olmayı hedeflediklerine dikkati çeken Kotil, tesisin ismi anılan bir tesise dönüştüğünü anlattı.
Kotil, TUSAŞ'ın Türkiye'nin teknoloji ve mühendislik merkezlerinden birisi olduğunu belirterek, Türkiye'de çok fazla mühendise ihtiyaç olduğunu ve TUSAŞ bünyesinde 10 bin mühendis çalıştırmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
ANKARA (AA) - Kurban Bayramı dolayısıyla Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğundaki otoyollar ve köprülerden geçişler ücretsiz olacak. Ayrıca, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde Başkentray ve Marmaray seferlerinden ücretsiz yararlanılabilecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Kurban Bayramı tatili nedeniyle 17 Temmuz Cumartesi saat 00.00'dan (cuma gününü cumartesi gününe bağlayan gece) başlayıp, 26 Temmuz Pazartesi saat 07.00'ye kadar yap-işlet-devret projeleri hariç Karayolları Genel Müdürlüğü sorumluluğunda bulunan otoyollar ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçişlerde ücret alınmayacak.
Aynı karar kapsamında 20 Temmuz Salı saat 00.00'dan (pazartesi gününü salı gününe bağlayan gece) itibaren 23 Temmuz Cuma saat 24.00'e kadar Başkentray ve Marmaray seferleri ile belediyeler ve bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerce yürütülen toplu taşıma hizmetleri ücretsiz olacak.
Öte yandan, 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen FETÖ'nün hain darbe girişiminin bertaraf edilmesinin 5'inci yılı nedeniyle düzenlenecek anma etkinlikleri kapsamında, bu gece saat 00.00'dan başlayarak 24.00'e kadar Başkentray ve Marmaray seferlerinden ücretsiz yararlanılabilecek.
İSTANBUL (AA) - Lexus Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt, "LC 500 Convertible modelimizin marka imajımıza güçlü bir katkı yapacağına inanıyorum. Şu anda sadece 1 tane olan bu modelin çok kısa sürede satılacağını tahmin ediyoruz. Hem mevsimsel olarak zamanı hem de otomobili görenler, bu tasarıma baktıklarında ve aracın sesini duyduklarında bu özel otomobili satın almak isteyeceklerdir." dedi.
Toyota bünyesindeki premium otomobil üreticisi Lexus, markanın tasarımının, işçiliğinin ve mühendisliğinin zirvesi olan LC 500 Convertible modelini Türkiye’de satışa sunmasına ilişkin, Dolmabahçe Showroom'unda basın tanıtımı toplantısı gerçekleştirdi.
Aynı zamanda Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ CEO'su da olan Bozkurt, toplantıda yaptığı konuşmada, 5 yıl önce premium segmentin önemli oyuncusu Lexus markasını “Lüksün Yeni Tanımı” mottosuyla Türkiye’ye kazandırdıklarını anımsattı.
Bozkurt, "İlk 5 yıllık süreçte rekabete hayli açık bir segmette bilinirlik açısından önemli bir yol kat ettik. Türkiye’nin potansiyeline olan inancımızla, yatırımlarımıza devam ettik. Şimdi Lexus tasarımının, işçiliğinin ve mühendisliğinin zirvesi olan LC 500 Convertible modeli ile birlikte ikinci 5 yıllık sürece başlıyoruz. LC 500 Convertible modelimizin marka imajımıza güçlü bir katkı yapacağına inanıyorum. Şu anda sadece 1 tane olan bu modelin çok kısa sürede satılacağını tahmin ediyoruz. Hem mevsimsel olarak zamanı hem de otomobili görenler, bu tasarıma baktıklarında ve aracın sesini duyduklarında bu özel otomobili satın almak isteyeceklerdir." ifadelerini kullandı.
- "Geri Alım Garantisi sunuyoruz"
Lüks segmentte müşteri beklentilerinin fazla olduğunu ve farklılık gösterdiğini de dile getiren Bozkurt, "Amacımız satış adetlerini hep bir önceki yılın üzerine çıkarmak ve pazar payımızı artırmak. Bu hedeflerimizi de segmente örnek olan hizmetlerle destekliyoruz. Bunların en başında Lexus sahipleri için sunulan Geri Alım Garantisi geliyor. Lexus’un tüm dünyada elde ettiği yüksek ikinci el değerine güvendiğimizin göstergesi olan Geri Alım Garantisi, marka konusunda müşterilerin aklındaki tüm soru işaretlerini ortadan kaldırıyor. Bireysel müşteri danışman ve müşterilerimizin gittikleri şehre Lexus’larının TIR ile gönderilmesi gibi birçok yenilikçi hizmeti de pazara ilk sunan marka konumundayız. Aynı zamanda tüm ürün gamında, hibrit motor seçeneğine sahip olan tek premium marka olarak da avantajlı durumdayız." dedi.
Ali Haydar Bozkurt, bu sene şirket mottosunun "Hayatı Kolaylaştırmak" üzerine olduğunu belirterek, Lexus müşterilerine satış aşamasından araçlarını keyifle kullandıkları yıllar boyunca tüm satış sonrası ihtiyaçlarına kadar ve hatta araçlarını satmak istediklerinde dahi her zaman yanlarında olduklarını hissettirdiklerini söyledi.
- "Lexus premium pazarın üstünde büyüdü"
2021 yılının ilk 6 ayında premium pazarın üzerinde bir büyüme gerçekleştirdiklerini aktaran Bozkurt, şunları kaydetti;
“Premium pazar ilk 6 ayda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 56 büyürken, Lexus olarak biz yüzde 105 büyüme gösterdik. Büyüme hedefi olan bir marka olduğumuz için pandemi sürecinde de stok konusunda hiçbir sorun yaşamadık. Adeta pandeminin yükselen markası olduk. Bu süreçte her zaman sahip olduğumuz bir refleksle her bir Lexus kullanıcısının tek tek hatırını sorduk, varsa ihtiyaçlarını karşılamak için adımlar attık. Bu hizmetlerimiz daha çok kişi tarafından fark edildi ve Lexus’un pandemi döneminde daha fazla öne çıkmasını sağladı. Bunun yanında referans satışlarımızın arttığını da görüyoruz. Lexus kullananların yüksek memnuniyeti kullanıcılar tarafından çevrelerine de aktarıldı ve onlar da Lexus ayrıcalığını yaşamaya başladılar."
- "Yolda kalırsanız helikopter dahi yollarız demiştik, 5 senedir hiç helikopter kaldırmadık"
Lexus marka araçların yüksek dayanıklılığını ve sağlamlığını gösteren bir araştırmaya da değinen Bozkurt, "Segmentinde en geniş servis ağına sahip marka olarak Nisan 2021’de Türkiye’deki Lexus kullanıcıları arasında yaptığımız araştırmanın sonuçlarına göre, hiçbir Lexus kullanıcısının arıza sebebiyle Lexus servislerine gitme ihtiyacı duymadığı da ortaya çıktı. Bu kolay yaşanan bir durum değildir. Lexus’u Türkiye pazarına sunarken 'Yolda kalırsanız ve ulaşılamayacak bir yerdeyseniz helikopter dahi yollarız' demiştik. 5 senedir hiç helikopter kaldırmadık. Çünkü kimse yolda kalmadı. Bu memnuniyet ve markamıza olan güvenle ülkemizin yollarında Lexus logolu araçları giderek çok daha fazla göreceğiz. Saydığımız hizmetlerimizin hepsi, ilk yola çıktığımızdan bu yana aksamadan devam ediyor." açıklamasında bulundu.
- "ÖTV'de değişiklik olacağına ihtimal vermiyoruz"
Ali Haydar Bozkurt, konuşması sonrasında basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
ÖTV indirimi ve baremlerde yeniden düzenleme konusunda çok sık soru aldıklarını belirten Bozkurt, şunları kaydetti:
"Görünen o ki öyle bir şey yok. Çünkü BDDK ile ilgili alınan önlem de onu aslında teyit ediyor. Yani biraz daha herhalde daha satışlar soğusun beklentisi varken ÖTV barem düzenlemesi olmaz. ‘ÖTV indirimi olacak mı?’ gibi bir soru soruluyor. Ona artık gerçekten gülümsüyoruz. Böyle bir şey gerçekten gelecekte görünmüyor. ÖTV indirimi beklemiyorum diye çıkıyor ağzımızdan gibi algılanıyor. Ama öyle değil, biz istiyoruz. İstiyoruz da olacağına ihtimal vermiyoruz. Yakın gelecekte sanıyorum matrahlarla ilgili de bir değişiklik olmayacak gibi görünüyor."
-“Şu andaki süreçte yaklaşık olarak satabileceğimiz aracın yarısı kadar araç geliyor”
Hem Toyota hem de Lexus anlamında araç bulunurluğu ve çip sorununa da değinen Bozkurt, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çip krizi konusu başladığındaki duyduğumuz endişeye göre bugün iyi durumdayız. Çünkü çok daha büyük bir etkisi olma ihtimali vardı farklı farklı markaların yaşayacağı. Şu anda farklı markalarda büyük sıkıntılar var. Biz bu anlamda nispeten şanslı markalardanız ama Toyota’yı söyleyecek olursam, şu andaki süreçte yaklaşık olarak satabileceğimiz aracın yarısı kadar araç geliyor. Yani biz de etkilendik. İdare ediyoruz durumu ama yaklaşık yüzde 50-60’ı kadar araç gelebiliyor. Önümüzdeki yakın aylarda da böyle devam edecek gibi görünüyor. Ama 'ne zaman normale seyrine gelir bu iş?' derseniz. Şu anda net şu tarihte diye bir bilgi yok elimizde. Yılın sonuna doğru bir iyi niyetli beklenti var ama tarih yok elimizde. Bu bizim açımızdan böyle ama farklı markaların gerçek durumlarını biz bilemediğimiz için onların beyanlarından ancak öğrenebildiğimiz için sanıyorum araç bulmakta bizden daha zorlanan markalar da var. Bize göre daha rahat olan markalar da var. Biz, korktuğumuz kadar kötü geçirmiyoruz. Ama bir potansiyel satış durumu var onu kaçırıyor muyuz? Evet kaçırıyoruz."
- 3 milyon 990 bin TL'den satışa sunuldu
Öte yandan, turuncu (Karnelyan) özel rengine sahip LC 500 Convertible, lansmana özel coupe versiyonu ile aynı fiyat olan 3 milyon 990 bin TL ile showroomdaki yerini aldı.
Lexus'un kendine has sürüş dinamiklerini yansıtan ve markanın ilk yumuşak tavanlı modeli olan LC 500 Convertible, üstü açıkken bu deneyimin daha yoğun yaşanmasını sağlıyor. Üst düzey konforu, lüksü ve performansı kusursuz bir şekilde harmanlayan LC 500 Convertible, "dünyanın en güzel üstü açılan otomobili" hedefiyle tasarlandı.
LC 500 Convertible, sürücü talep ettiğinde çok yüksek performanslar verecek şekilde tasarlandı. 477 HP güç ve 520 Nm tork üreten atmosferik 5.0 litre V8 motora ve 10 ileri Direct Shift otomatik şanzımana sahip olan araç, 0-100 km/s hızlanmasını 5 saniyede tamamlıyor ve maksimum 270 km/s hıza ulaşabiliyor (elektronik olarak sınırlandırılmış).
"Lexus Safety System+" ile donatılan araçta Ön Çarpışma Önleyici Sistem, Dinamik Radarlı Hız Sabitleyici, Şerit Takip Asistanı, Otomatik Uzun Farlar gibi özellikler yer alıyor. Bununla birlikte Convertible modeline özel otomatik açılan takla barları ile ön sütunlarda ve ön camın üst çerçevesinde ekstra darbe emen materyaller kullanıldı. LC Convertible’ın gövdesi de daha fazla güvenlik ve daha konforlu sürüş için güçlendirildi.
ANKARA (AA) - Türkiye'de yaşayan uluslararası misafirler, kendi ülkeleriyle kıyaslama yaparak Türkiye'nin sağlık sisteminin gücünü ve yetkinliğini anlattı.
Türkiye'de uygulanan Kovid-19 aşısı dozu 42 milyonu aşarken Türkiye'de yaşayan uluslararası misafirler, Kovid-19 aşılama sürecindeki deneyimlerini ve Türk sağlık sisteminden memnuniyetlerini Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca hazırlanan videoda anlattı.
"Bu Topraklara Aşık" başlıklı seride Balıkesir, İzmir, Muğla ve Antalya'ya yerleşen ve uzun süredir bu bölgelerde yaşayan İtalyan, Alman, İngiliz ve Yunan vatandaşları, kendi ülkeleriyle Türkiye'nin sağlık sistemini karşılaştırdı, Türk sağlık sistemine duydukları hayranlığı dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, videoyu sosyal medya hesabından "Koronavirüs ile mücadelede dünyaya örnek olacak bir gayretle işlerini yapan başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm kamu görevlilerimize minnettarız." ifadeleriyle paylaştı.
- "Kendimizi burada Almanya'dan daha güvende hissediyoruz"
Almanya'dan gelen ve Antalya'da yaşayan Marion Füller ve Michael Wigant, film serisinde görüşlerine yer verilen isimlerden ikisi oldu.
Wigant, Türk toplumunun salgın tedbirleri konusunda çok özenli davrandığını, mesafenin korunduğunu, her yerde maske takıldığını belirterek, şunları söyledi:
"Yakında durumun düzelmesini umuyoruz. Burada hükümet tarafından kapanma döneminde yapılan şeyler Almanya’da yapılanlardan daha iyi. Burada yaşlı insanlara, alışverişe gidemeyecek durumda olan insanlara bakılıyor, tıbbi destek daha iyi. Almanya’dan farklı olarak aşılama yaşa bağlı olarak daha iyi yapılıyor. Kendimizi burada Almanya’dan daha güvende hissediyoruz. Bu da sadece 14 günlüğüne bile olsa Almanya’ya gitmemiş olmamızın ve burada kalmamızın nedenlerinden biri. Yakın zamanda da Almanya’yı ziyaret etmeyeceğiz."
Wigant, Türkiye'deki sağlık sisteminin olumlu taraflarına ilişkin örnek verirken "Almanya’da röntgen için iki ay bekliyorum, burada ise 20 dakika. Neden buradaki sistem daha iyi, Almanya’da durum neden bu kadar kritik bilmiyorum fakat bana göre Türkiye’deki sağlık sistemi Almanya’dakinden iyi." ifadelerini kullandı.
Kovid-19 aşısını Türkiye'de yaptırdıklarını belirten Marion Füller de aşıdan dolayı bir sorun yaşamadığını anlattı.
Füller, "Buradaki sağlık sistemi Almanya’dakinden daha iyi. Almanya’da bana KOAH teşhisi konmuştu fakat bunun arkasında astım ve alerji gibi iki rahatsızlığın daha olduğunu Türkiye’deki aile hekimim buldu. Burada yoğun bakım yatak sayısının hep yeterli olduğunu duyuyoruz. Almanya’da ise sağlık sistemi çöktü." diye konuştu.
Kendisini burada çok iyi hissettiğini dile getiren Füller, Almanya'ya dönmek istemediğini ve burada mutlu olduğunu kaydetti.
- "Her şey mükemmel şekilde tamamlandı"
Yunanistan'dan Balıkesir'e gelen Yiannis Yiatilis de Türkiye’deki Kovid-19 aşılama programının çok başarılı olduğunu belirtti.
Yaş sırası geldiğinde internet ortamından çok kolay randevu aldığını ifade eden Yiatilis, "Günüm geldiğinde hastaneye gittik ve her şey mükemmel şekilde tamamlandı. Bizim için bekliyorlardı. Her şey temiz ve güzeldi, 2 dakika bile bekletilmedik. Her şey hızlı ve başarılı şekilde halledildi. Doğrusunu söylemek gerekirse bu konuda çok mutluyum." dedi.
Belli sebeplerden dolayı Türk hastanelerinde birkaç defa bulunduğunu ve olumlu tecrübeler yaşadığını dile getiren Yiatilis, "Bence doktorlar ve personel çok çok iyi eğitilmiş. Devlet hastanelerindeki yoğunluğa rağmen her şey çok net ve temiz. Ayrıca herkesi bilgilendiriyorlar ki bu da Avrupa standartlarında çok nadirdir. Çok verimli bir çalışma. Açıkçası çok sevdim ve bence insanlara saygılı olmak yüksek seviyede bir medeniyeti gösteriyor." diye konuştu.
Türkiye'de kendisini yeterince güvende hissettiğini söyleyen Yiatilis, "Bir Yunan vatandaşı olarak Türkiye’deyken kendimi evimde gibi hissediyorum. Herkes bana dostça davranıyor. Yunan olduğumu söylediğimde bir gülümseme ve dostça bir yüz görüyorum, burada olmayı seviyorum." ifadelerini kullandı.
- "Süreç mükemmel işledi"
İtalya'dan İzmir'e gelen Carlo Brivio da aşı olmak için İtalya'ya dönüp dönmemeyi düşündüğünü, bunu arkadaşlarıyla konuştuğunu ancak ülkesinde aşı durumunun belirsiz olduğunu anlattı.
Eşinin Türkiye'de, köydeki doktoru aşıyla ilgili bir şey sormak için aradığını ve doktorun kendilerini aşı olmaya davet ettiğini aktaran Brivio, şunları kaydetti:
"Buna inanamadım. Sonrasında eşim gittiği anda kayda alındı ve aşısı yapıldı. Ben de sonraki hafta için aşı randevusu aldım. Üç hafta sonrasında da ikinci aşılarımızı olduk. Hiçbir sorun yaşamadık. Randevulara ne zaman gidilecek, nereye gidilecek, her şey telefondaki bir uygulama yoluyla onaylandı. Süreç mükemmel işledi. Aşılama sonrasında önce onu, sonra da beni aradılar. İyi olup olmadığımızı, bir problem yaşayıp yaşamadığımızı sordular. Dediğim gibi buna inanamadım. Bu yaşadıklarımı İtalya’daki arkadaşlarıma anlattığımda hala aşı olmadıklarını öğrendim. Sadece İtalya için demiyorum, ABD’de de Belçika’da da yaşadım. Bu yüzden bu ülkelerdeki durumlar hakkında da bilgim var. Türkiye’de son 15 yılda yaşanan bu değişime hala hayret ediyorum."
- "Birçok ülkeden avantajlıydık"
Birleşik Krallık'tan Muğla'ya gelen İngiliz vatandaşları Tudor Hughes ve Barbara Hughes da Türkiye'deki aşı deneyimini anlattı.
Tudor Hughes, Türkiye'nin tartışmasız yaşanabilecek en güzel yerlerden olduğunu söyledi.
Kovid-19 aşılama sürecinin çok kolay olduğunu ve telefondaki uygulamayla randevu alabildiğini belirten Hughes, "Kullanması gerçekten çok kolay. Size aşı olabileceğiniz uygun günler gösteriyor, birini seçiyorsunuz ve size aldığınız randevu gününün onayı bilgisi geliyor. Hatta randevudan bir gün önce de 'Lütfen gelmeyi unutmayın' diye bilgi mesajı geliyor." dedi.
Aşının hastanede yapıldığını dile getiren Hughes, "Öyle büyük bir sıra yoktu. Sıramız geldi ve 5 dakika içinde aşımızı olduk. 15-20 dakika kadar yan etki göstermeyeceğinden emin olmak için beklememiz gerekti, daha sonra gitmekte özgürdük." diye konuştu.
Türkiye'deki sağlık sistemini öven Hughes, şunları söyledi:
"Türkiye’nin sağlık sistemine duacı olduğumu söylemekten başka bir şey diyemem. Birleşik Krallık’tan daha farklı. Bizim ülkemizde polikliniklerimiz yok. Eğer bir probleminiz varsa yapmanız gereken ilk şey genel pratisyeni aramaktır. Sonrasında ne yapmanız gerektiğine karar verilir. Sonra da bir uzmana gitmek için randevu alırsınız, beklemek zorunda kalırsınız. Kan testi vermeniz gerekse bile yine doktor beklersiniz. Kısacası her şey zaman alır. Burada ise poliklinikler var. Tüm testlerinizi yapıyorlar, günün sonunda durumunuzun ne olduğuna dair bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Benim için harika bir sistem."
Barbara Hughes da "Sadece biz değil, burada bizim yaş grubumuzdaki herkes aşısını oldu. Dürüstçe söylemek gerekirse birçok ülkeden avantajlıydık. Erkek kardeşim İspanya’da yaşıyor, hala bekliyor. Teyzem 80 yaşında ve Güney Afrika’da hala bekliyor. Evet, burası çok daha verimli." ifadelerini kullandı.