Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

Der Tiergarten der Stadt Nürnberg wird am Freitag, 30. April 2021, wieder geöffnet. Das Sicherheitskonzept, das der Tiergarten bereits bei der kurzen Öffnungsphase im März 2021 umgesetzt hat, bleibt bestehen. Das bedeutet, dass sich alle Gäste vor dem Besuch online über die Internetseite des Tiergartens unter www.tiergarten.nuernberg.de registrieren müssen. Zudem müssen überall im Tiergarten FFP2-Masken getragen werden. 
 
Darüber hinaus müssen Besucherinnen und Besucher einen negativen Corona-Test vorlegen. Beim Einlass in den Tiergarten müssen Besucherinnen und Besucher neben der gültigen Registrierung und der eventuell bereits gekauften Eintrittskarte auch noch einen PCR- oder POC-Antigentest (Schnelltest) vorlegen. Der Test mit negativem Ergebnis darf nicht älter als 24 Stunden sein. Ein Selbsttest gilt nicht für den Tiergartenbesuch. Den Test müssen alle Gäste vorlegen, die älter als sechs Jahre sind. Wer bereits zwei Mal gegen Corona geimpft ist, braucht keinen Test, sondern kann seinen Impfpass vorlegen. Die Zweitimpfung muss allerdings mindestens 15 Tage zurückliegen. 
 
 
Insgesamt dürfen 6 500 Menschen pro Tag in den Tiergarten. Rein rechnerisch hat damit jede Besucherin und jeder Besucher zehn Quadratmeter Fläche zur Verfügung. Die gastronomischen Betriebe bieten ihr Angebot zum Mitnehmen an. Die Tierhäuser bleiben geschlossen. Der Eintrittspreis in den Tiergarten bleibt unverändert. „Wir haben alles für die Öffnung vorbereitet, der Tiergarten ist bereit und die Online-Registrierung läuft bereits,“ sagt Tiergartendirektor Dr. Dag Encke. „Für unsere externen Dienstleister war es eine große Herausforderung, in dieser kurzen Zeit vor allem Ordner sowie Kassen- und Reinigungspersonal zur Verfügung zu stellen.“ Am Dienstag, 27.
 
April 2021, hatte das bayerische Kabinett entschieden, Außenbereiche zoologischer und botanischer Gärten auch bei einem Sieben-Tages-Inzidenzwert von mehr als 100 für Besucherinnen und Besucher zu öffnen. 
Almanya’nın Kuzey Bavyera eyaletindeki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı cami dernekleri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle camilerinde veremedikleri iftarları Afrin’deki ihtiyaç sahiplerine gönderdi.
Her yıl geleneksel hale gelen ve bir çok kesimden insanın bir araya geldiği iftar sofraları, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da koronavirüs salgını sebebiyle camilerde kurulamadı. Kuzey Bavyera DİTİB Eyalet Birliği’ne üye cami dernekleri, bu yıl Ramazan boyunca sürecek ve günde 200’e yakın ihtiyaç sahiplerine iftar yemeği verecek.
 
Kuzey Bavyera DİTİB Eyalet Birliği Başkanı Hasan Aslan, yaptığı açıklamada, “Bu yıl camilerimizde veremediğimiz iftar yemeğini Türkiye Diyanet Vakfı işbirliğiyle Afrin’deki kardeşlerimizle paylaştık. 4-6 yaş grubu Kur’an kursu öğrencilerine ve ailelerine yönelik iftar sofralarıyla Ramazan sevincini kardeşlerimizle paylaşıyoruz. Ramazan bereketini dünyanın dört bir yanına taşıyoruz.” ifadesini kullandı.
 
 
DİTİB olarak dünyanın neresinde bir mazlum, mağdur, yetim ve ihtiyaç sahibi varsa yardımına koşup derdine derman olmaya çalıştıklarını ifade eden Aslan, deprem ve sel felaketlerinde olduğu gibi kimi zaman gıda yardımı ile kimi zaman sıcak bir yuva ile kimi zaman da nakdi yardımlarla yaraları sarmaya çalıştıklarını belirtti.
NUR SULTAN (AA) - Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan'da Astana Bale Tiyatrosunca sahnelenen "Sultan Baybars" balesi sanatseverlerle buluştu.
 
Ünlü Kıpçak Türkü olan Memluk Sultanı 1. Baybars’ın köle pazarından Mısır sultanlığına uzanan hayat hikayesi, bale sanatında ilk kez Kazakistan’da sahnelendi.
 
Yaklaşık 80 sanatçının yer aldığı "Sultan Baybars" balesi, başkent Nur Sultan’daki Astana Bale Tiyatrosunca bir yıllık yoğun çalışma sonucu sahneye taşındı.
 
Çeşitli tarihi dönemlerdeki kültürlere ait motiflerin klasik bale koreografisiyle uyum bulduğu gösteri, aynı zamanda renkli kostüm ve özel bestelenen müzik eserleriyle de seyircilerden büyük beğeni topladı.
 
Astana Bale Tiyatrosu Baş Yönetmen ve Koreograf Yardımcısı Aijan Jünisova, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sadece yüzde 30 doluluk şartıyla çalıştıklarını belirterek, "Sultan Baybars babamızın hayat yolculuğundan esinlenerek yaptığımız bu gösteri, tiyatromuzun repertuvarında daha yeni olmasına rağmen sanatseverlerden tam not almayı başardı. Şu anda Kovid-19’dan dolayı seyirci sayımız kısıtlı ama gelecekte bunu telafi edeceğiz diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.
 
Baş rol solistlerden Farhad Buriyev de gösteride klasik Batı balesinden daha çok Doğu sahne elementlerinin yoğun olarak kullanıldığını söyledi.
 
Buriyev, sahnede Baybars’ın ordusunda asker başını canlandırdığını dile getirerek, "Tarihi bir şahsiyeti koreografi üzerinden anlatmak hiç de kolay değil. Balede biz sadece dans etmiyoruz, canlandırdığımız karakteri seyirciye ulaştırabilmek için beden dilimiz dahil bakışlarımıza kadar çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
 
“Sultan Baybars” balesi, seyirciden gelen yoğun istek üzerine Astana Bale Tiyatrosunda yaz boyunca sahnelenmeye devam edecek.
 
1. Baybars’ın 1223-1228 yıllarındaki bir tarihte Orta Asya’dan Karadeniz’e kadar uzanan Deşt-i Kıpçak sınırlarında dünyaya geldiği biliniyor. Bir baskın sırasında ailesinden koparılarak köle tüccarlarının eline düşen Baybars, daha sonra Halep’teki köle pazarından "Memluk adayı" olarak satın alındı. Memluk ordusunda eğitilen Baybars, özel askeri yeteneği sayesinde Memluk Sultanı olarak tahta çıktı.
Einsatz beim diesjährigen 24-Stunden-Rennen in Japan

Köln. Die Toyota Motor Corporation entwickelt einen Wasserstoffmotor und erprobt diesen im Motorsport. Das Triebwerk verwendet Wasserstoff statt Benzin und stößt dadurch keine CO2-Emissionen aus. Damit macht der japanische Automobilhersteller den nächsten Schritt in eine nachhaltige Mobilität und unterstreicht seinen Weg zur wasserstoffbasierten Gesellschaft.

Toyota feilt kontinuierlich an unterschiedlichen alternativen Antriebstechnologien. Während Brennstoffzellenfahrzeuge wie der https://www.toyota.de/automobile/mirai/ (Kraftstoffverbrauch nach WLTP: Wasserstoff kombiniert 0,89-0,79 kg/100 km; Stromverbrauch kombiniert 0 kWh/100 km; CO2-Emissionen kombiniert 0 g/km), sogenannte Fuel Cell Electric Vehicles, in der Brennstoffzelle durch einen chemischen Prozess Wasserstoff und Sauerstoff in elektrische Energie umwandeln, verbrennen Wasserstoffmotoren dieses Gemisch.

Bei dem Dreizylinder-Erprobungstriebwerk vom Typ GE16-GTS wird der Wasserstoff über ein modifiziertes Kraftstoffversorgungs- und Einspritzsystem in die Brennräume des Hubkolbenmotors gebracht. Die Verbrennung erfolgt schneller als bei vergleichbaren Benzinern, was zu einem besseren Ansprechverhalten des Motors führt. Darüber hinaus verringern sich die Vibrationen, so dass Fahrgefühl und Fahrzeugrückmeldung steigen. Auch der markante Klang des Verbrennungsmotor bleibt erhalten. Größter Vorteil der umweltfreundlichen Fahrzeugperformance: Wasserstoffmotoren stoßen keine CO2-Emissionen aus.

Die erste Bewährungsprobe hat die neue Motorentechnik beim diesjährigen 24-Stunden-Rennen im japanischen Fuji (21. bis 23. Mai), das im Rahmen der Super Taikyu Series 2021 Powered by Hankook ausgetragen wird und als japanischer Langstreckenklassiker gilt. Der an allen Rädern angetriebene, handgeschaltete Rennwagen auf Basis des Toyota Corolla wird während des Rennens mit Wasserstoff aus dem Fukushima Hydrogen Energy Research Field in Namie Town (Präfektur Fukushima) betankt.

Motorsport ist für Toyota ein wichtiges Element, um Technologien wie den Wasserstoffmotor zu erproben sowie Fahrzeuge zu entwickeln und zu verbessern. Der sehr agile und spurtstarke Toyota GR Yaris (Kraftstoffverbrauch kombiniert nach WLTP: 8,2 l/100 km, CO2-Emissionen kombiniert nach WLTP 186 g/km) resultiert beispielsweise aus dem direkten Transfer von Straße und Rennstrecke. Die Markteinführung des für den Motorsporteinsatz vorbereiteten Corolla ist derzeit nicht vorgesehen. Vielmehr dient das Rennfahrzeug der Erprobung des Wasserstoffmotors.

Toyota verfolgt ehrgeizige Nachhaltigkeitsziele: Im Rahmen der Toyota Environmental Challenge 2050 will das Unternehmen seine CO2-Emissionen deutlich verringern. Auf dem Weg zur Klimaneutralität setzt Toyota neben der Elektrifizierung auch auf Wasserstoff: Ob Pkw, Lkw, Busse, Schiffe oder Züge, die Verbreitung von Brennstoffzellenfahrzeugen wird genauso gefördert wie andere brennstoffzellenbetriebene Produkte. Wasserstoffmotoren als zusätzliche Alternative beschleunigen die Realisierung einer wasserstoffbasierten Gesellschaft.

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Angela Merkel, ABD'nin iklim sorununu çözmek için İklim Zirvesi'ne geri dönmesinin önemli bir sinyal olduğunu belirterek, bundan memnuniyet duyduğunu söyledi.

ABD'nin ev sahipliğinde 40 ülke liderinin katıldığı çevrim içi İklim Zirvesi'nde bir konuşma yapan Merkel, sera gazlarının azaltılmasına yönelik küresel hedeflere ulaşabilmek için dünyanın ABD'nin desteğine ihtiyacı olduğunu ifade etti.

İklim değişikliğiyle mücadele için hızlı ve kararlı "küresel eylem" çağrısında bulunan Merkel, Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşmanın hayati öneme sahip olduğunu kaydetti.

- "Kömür yerine yenilenebilir enerjilere yatırım yapıyoruz"

Almanya'nın 2020'de elektriğin yüzde 46'sını yenilenebilir enerjilerden ürettiğini ve bunu 2030'a kadar yüzde 65'e çıkarmak istediklerini anlatan Merkel, "Yeni tip koronavirüs salgını sonrası gerekli ekonomik toparlanmayı, özellikle iklim alanında yenilikçi büyüme için kullanmak istiyoruz. Bu yüzden kömür yerine yenilenebilir enerjilere yatırım yapıyoruz." diye konuştu.

Şansölye, Almanya'nın şu anda bağlayıcı olan AB'nin sera gazlarını 2030'a kadar yüzde 55 azaltma hedefine katkıda bulunacağını vurguladı.

Dünya çapında biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmaya kararlı olduklarını dile getiren Merkel, kara ve denizdeki alanların yüzde 30'unun koruma altına alınması gerektiğini düşündüklerini belirtti.

Merkel, gelişmekte olan ülkelerle dayanışmaya ihtiyaç bulunduğuna dikkati çekerek, "Gelişmiş ülkeler olarak 2020'ye kadar iklim finansmanı için yıllık 100 milyar dolar toplama sorumluluğumuz vardı. Bu en az 2025 yılına kadar devam ettirilmelidir. Bu kapsamda Almanya'daki iklim finansmanımızı 2020'ye kadar ikiye katlayarak yılda 4 milyar avroya çıkardık ve önümüzdeki yıllarda da katkımızı yapmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

"Gelen veriler, ekonomide ilk çeyrekte daralmaya ve ikinci çeyrek için büyümeye işaret ediyor"
 
BERLİN (AA) - Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, Avro Bölgesi'nde daha geniş finansman koşullarına ilişkin risklerin devam ettiğini belirterek, Avrupa Kurtarma Fonu'nun gecikme olmadan hayata geçmesinin önemli olduğunu söyledi.
ECB'nin politika faiz kararının ardından düzenlenen toplantıda konuşan Lagarde, piyasalardaki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Avro Bölgesi'nin ekonomik büyümesine değinen Lagarde, "Gelen veriler, ekonomide ilk çeyrekte daralmaya ve ikinci çeyrek için büyümeye işaret ediyor." dedi.
Küresel talepte toparlanmanın ve mali tedbirlerin Avro Bölgesi'nde ekonomik faaliyetleri desteklediğini aktaran Lagarde, Kovid-19 aşısının ekonomik faaliyette güçlü bir toparlanma beklentisinin temelini oluşturduğunu kaydetti.
Lagarde, orta vadeli ekonomik görünüme ilişkin risklerin dengeli göründüğünü söyledi.
Geçici faktörlerin etkisiyle Avro Bölgesi'nde enflasyonun yeniden artmaya başladığını ifade eden Lagarde, kur oranları ve enflasyon üzerindeki etkilerinin yakından takip edilmeye devam edileceğini bildirdi.
 
- "Kapsamlı parasal destek gerekli"
 
Christine Lagarde, pandeminin etkileri azaldıkça ekonomik faaliyetlerdeki gerilemenin etkisinin de azalacağını, bu faaliyetleri desteklemek için kapsamlı parasal desteğin gerekli olduğunu söyledi.
Lagarde, Avrupa Kurtarma Fonu'nun daha hızlı, daha güçlü ve daha düzenli bir ekonomik toparlanmaya katkıda bulunacağını aktararak, "Avrupa Kurtarma Fonu'nun gecikme olmadan hayata geçmesi önemli." dedi.
ECB faiz kararı toplantısında Pandemi Acil Varlık Alım Programı'nın (PEPP) kademeli azaltılmasının tartışılmadığını bildiren Lagarde, PEPP'te alım hızının takvime değil, verilere bağlı olduğunu vurguladı.
 
- “Pandemi köprüsünü geçmeden önce uzun bir yol var”
 
ECB Başkanı Lagarde, PEPP'te trendi anlamak için haftalık değil, aylık verilere bakılması gerektiğini belirterek, "Pandemi köprüsünü geçmeden önce uzun bir yol var." dedi.
Lagarde, gelen verilerin yılın ikinci çeyreğinde ECB'nin yüzde 1,3'lük büyüme öngörüsünü destekleyip desteklemediğine ilişkin soru üzerine, verilerin mart tahminlerini desteklediğini ancak bu konunun haziran analizlerinde tam belli olacağını söyledi.
ECB'nin politikasının ABD Merkez Bankası (Fed) politikası ile hareket etmeyeceğini belirten Lagarde, iki merkez bankasının hedeflerinin farklı olduğunu kaydetti.
ECB Yönetim Konseyi, bugünkü toplantısında, piyasa beklentileri doğrultusunda, faiz oranları ve PEPP'in toplam büyüklüğünde değişikliğe gitmedi. Buna göre, politika faizi sıfır, mevduat faizi yüzde eksi 0,50 ve marjinal fonlama faizi de yüzde 0,25'te sabit bırakıldı.
BERLİN (AA) - Avrupa borsaları, bölgede açıklanan ekonomik verilerin ardından günü hafif yükselişle tamamladı.
 
Kapanışta, gösterge endeks Stoxx Europe 600 yüzde 0,12 artışla 435,75 puana çıktı.
 
İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,02 artarak 6.890,49 puana, Almanya'da DAX 30 endeksi yüzde 0,13 değer kazanarak 15.234,36 puana, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,36'lık artışla 6.184,1 puana ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,59'luk yükselişle 24.600,35 puana ulaştı.
 
Avro/dolar paritesi ise TSİ 19.17 itibarıyla yüzde 0,26 değer kazanarak 1,194 seviyelerinden işlem gördü.
 
Avrupa'da bugün açıklanan verilere göre, İngiltere ekonomisi, şubatta bir önceki aya kıyasla yüzde 0,4 büyüdü.
 
Almanya'da ise Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi (ZEW) Ekonomik Güven Endeksi, yatırımcıların yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında 3'üncü dalga endişelerinin etkisiyle nisanda bir önceki aya kıyasla 5,9 puan azalarak 70,7 puana geriledi.
Bavyera Eyaleti SPD Milletvekili ve Uyum Meclisi Komisyon Başkanı Arif Taşdelen ile Bayreuth Belediye Meclis SPD Üyesi Halil Taşdelen’in babası AHMET TAŞDELEN son yolculuguna uğurlandı.

Tedavi gördüğü hastanede vefat eden Ahmet Taşdelen’in Bayreuth DİTİB Camiinde kılınan cenaze namazanda, Ahmet Taşdelen'in eşi,çocukları Milletvekili Arif Taşdelen,Belediye Meclis üyesi Halil Taşdelen,Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz,Başkonsolos Yardımcısı Selçuk Eke,Din Hizmetler Ataşesi Fuat Gökçebay, Bayreıth DİTİB Camii Başkanı Ali Taş,Nürnberg ve Bayreuth'un önde gelen akademikerleri,sivil toplum kuruluşların temsilcileri ile birlikte çok sayıda insan katıldı.

Korona kurallarına uygun yapılan Cenaze namazını Bayreuth Ditib Cami Hocası Mustafa Memetan ve Nürnberg DİTİB Cami Hocası Kenan Durmuş kıldırdı

Ahmet Taşdelen’in cenasi İstanbul’a götürülerek,Taşdelen aile mezarlığında toprağa verilecek. Cenaze namazı kısa bir konuşma yapan Milletkelili Arif Taşdelen, cenaze törenine katılan Başta Başkonsolosumuz Serdar Deniz olmak üzere tüm katılımcılara teşekkür ederek hahkınızı helal edin dedi.
 
Ilhan Baba-Bayreuth
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın (YTB), Bosna Hersek'te
düzenleyeceği "İnsan Hakları Eğitim Programı"na başvurular 2 Mayıs 2021
tarihine kadar devam edecek.
 
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), "Mavi Kelebeklerin
İzinde. Bosna Hersek İnsan Hakları Eğitim Programı"yla yurt dışında ikamet
eden üniversiteli gençleri ve genç hukukçuları 9-16 Temmuz 2021 tarihleri
arasında Saraybosna'da bir araya getiriyor. Programa lise eğitimini yurt
dışında tamamlamış, yurt dışında ikamet eden 35 yaş ve altı Türk vatandaşı
veya mavi kart sahibi üniversite öğrencileri ile mezun hukukçular
katılabilecek.
 
Katılımcılar, programın ilk iki gününde Srebrenitsa Soykırımında hayatını
kaybedenlerin anısına düzenlenecek Barış Yürüyüşünde (Marş Mira) ve
"Srebrenitsa Şehitlerinin" defin merasiminde yer alacak.
 
Katılımcılar, insan hakları, nefret suçları, ayrımcılık, İslam karşıtlığı,
Bosna'daki soykırım ve insanlığa karşı suçlar ile insan haklarının
uluslararası koruma mekanizmaları gibi konularda akademisyenler, kamu kurumu
temsilcileri ve alanında uzman hukukçulardan eğitim alacak. Program dili
Türkçe olacak olan eğitimlerin sonunda ise katılımcılara sertifika
verilecek.
 
Katılımcılar, programın son iki gününde ise Saraybosna ve Mostar
şehirlerinde kültürel geziler ve Vrelo Bosne doğa turuna iştirak edecek.
 
Katılım ücretinin 200 avro olduğu programda yemek dahil konaklama, transfer
(gidiş-dönüş uçak bileti ve program içi transferler) ve program kapsamında
planlanan her türlü faaliyete iştirak ücretleri YTB tarafından üstlenilecek.
 
KİMLER BAŞVURABİLİR?
 
Eğitim programına; ABD, İngiltere, İsveç, Almanya, Danimarka, İsviçre,
Avusturya, Avustralya, Fransa, Norveç, Belçika, Hollanda ve Kanada'dan
hukuk, iletişim bilimleri, psikoloji, siyaset bilimi, eğitim bilimleri,
sosyoloji, uluslararası ilişkiler, medya bilimleri, felsefe, filoloji,
teoloji, işletme ve diğer sosyal bilimler bölümlerinde okuyan 35 yaş ve altı
Türk vatandaşı veya mavi kart sahibi üniversite öğrenciler ve mezun
hukukçular başvurabilecek.
 
SON BAŞVURU TARİHİ 2 MAYIS 2021
 
Detayları "www.ytb.gov.tr" sayfasında yer alan programa başvurular, aynı
sayfadaki başvuru formu üzerinden Türkçe niyet mektubu ile 2 Mayıs 2021
tarihine kadar online olarak alınacak. Programa başvurmak isteyenler detaylı
bilgi ve sorular için Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein! e-posta adresinden iletişime
geçebilecek. 

Islamic Relief Deutschland stellt die Verteilung von Lebensmitteln an 180.000 Menschen sicher, um verschärftem Hunger und Nahrungsmittelknappheit entgegenzuwirken

 

Halima aus Mandera in Kenia bereitet das Essen für ihre Familie vor (Copyright: Islamic Relief).

 

Berlin/Köln 13. April 2021 – „Damit der Ramadan alle erreicht“, startet die humanitäre Hilfsorganisation zum Beginn des Fastenmonats ihren jährlichen Spendenaufruf. Mit über 32.000 Lebensmittelpaketen erreichte die Spenden-Aktion von Islamic Relief Deutschland im letzten Jahr über 178.000 Menschen weltweit – gemeinsam mit ihrem internationalen Netzwerk verteilte die Hilfsorganisation Lebensmittelpakete an über 1,3 Millionen Menschen.

 

Der Fokus der Verteilungen im Ramadan liegt auch in diesem Jahr auf Menschen, die von Krieg, Flucht und Hunger betroffen sind. Eine unsichere Versorgung mit Nahrungsmitteln ist für sie tägliche Realität, die durch die Corona-Pandemie weiter verschärft wird. „Seit dem Ausbruch von Covid-19 sind bereits gefährdete Menschen einem noch höheren Risiko ausgesetzt und Hunger und Nahrungsmittelknappheit sind weltweit gewachsen. Die Lebensgrundlagen vieler Menschen wurden zerstört. Desto wichtiger sind unsere Lebensmittelverteilungen an hunderttausende Menschen“, sagt Tarek Abdelalem, Geschäftsführer von Islamic Relief Deutschland.

 

Auch die alleinerziehende Mutter und Teeverkäuferin Halima H. aus Mandera in Kenia verlor ihre Haupteinnahmequelle durch die Pandemie. „Das Jahr war aufgrund der Coronavirus-Pandemie eine ziemliche Herausforderung. Ich musste den Tee Kiosk schließen und verlor meine Einnahmequelle. Ich konnte nicht mehr genügend Lebensmittel und Wasser kaufen oder meine Kinder und meine Mutter ins Krankenhaus bringen, wenn sie krank wurden“, berichtet die 45-Jährige.

 

Halima erzählt wie Corona und Nahrungsmittelknappheit ihre Familie betreffen

 

Halima musste ihr kleines Teegeschäft aufgeben und konnte ihre 10-köpfige Familie nicht mehr ernähren. Die Unterstützung mit Lebensmitteln von Islamic Relief entlasten sie, ihre acht Kinder und ihre 90-jährige Mutter. Das geschlossene Geschäft hat dazu geführt, dass Halima ihre Familie nicht ausreichend versorgen kann.

 

„Manchmal essen wir nur einmal am Tag, im Ramadan dann, wenn wir das Fasten brechen. Normalerweise essen wir sehr wenig, weil wir nicht wissen, wo oder wann wir unsere nächste Mahlzeit zu uns nehmen“, erzählt Halima.

 

„Das Essenspaket von Islamic Relief hat uns große Erleichterung gebracht. Wir wissen, dass unsere Kinder tagsüber und auch nach der Fastenzeit etwas zu essen haben. Das Essen ist ausreichend und meine Kinder sind vorerst gesund.“ Durch Waisenpatenschaften werden die Kinder von Halima auch außerhalb des Ramadans unterstützt.

 

Nahrungsmittelknappheit und Hunger machen Menschen wie Halima und ihrer Familie täglich zu schaffen. Die mangelhafte Ernährung führt vor allem bei den Kindern zu ständigen Krankheiten. Kenia liegt in der Rangliste des Entwicklungsindex‘ HDI 2020 auf Platz 143 von 189 Ländern. Die Unterernährung von Kindern unter 5 Jahren liegt bei 26,2 Prozent (HDI 2020). Im Welthunger-Index 2020 belegt Kenia Platz 84 von 107 Ländern. Weltweit wird der Zugang zu Essen durch die Auswirkungen der Pandemie auf die Lieferketten sowie auf Lebensmittel- und Einkommensquellen der Haushalte erschwert. Die Folge für die bereits benachteiligten Menschen ist Hunger.

 

Lebensmittelpakete trotz Covid-19: Gegen Hunger und Unterernährung in 32 Ländern

 

Wie Halima, hat Islamic Relief Deutschland im letzten Ramadan weltweit 178.950 Menschen mit 32.700 Lebensmittelpaketen erreicht. Die Lebensmittelpakete werden vor allem in den Ländern verteilt, die laut UN zu den größten Herkunftsländern von Geflüchteten zählen, wie Afghanistan, Myanmar, Südsudan und Syrien sowie in einigen der wichtigsten Aufnahmeländer von Geflüchteten, wie Bangladesch, Libanon, Pakistan und Sudan. Auch Länder die von aktuellen Krisen betroffen sind, wie Äthiopien, stehen im Fokus.

 

Insgesamt sind weltweit 80 Millionen aus ihrer Heimat vertrieben, davon sind bis zu 34 Millionen Kinder unter 18 Jahren (Stand: Ende 2019). Die Zahl der Binnenvertriebenen beträgt weltweit 45,7 Millionen (Quelle: UNHCR). Das Coronavirus und seine wirtschaftlichen Folgen erschweren die Lage der Menschen in Not erheblich, denn sie können nicht mehr arbeiten. Für Menschen, die Krisen wie Flucht, Naturkatastrophen und Krieg ausgesetzt sind, ist eine unsichere Versorgung mit Nahrungsmitteln tägliche Realität und sie leiden oftmals unter den Folgen von Hunger und an Mangelernährung.

 

Islamic Relief Deutschland und ihr weltweites Netzwerk erreichten im vergangenen Jahr über 1,3 Millionen Menschen mit insgesamt mehr als 230.000 Lebensmittelpaketen in 34 Ländern. Wie in jedem Jahr liegt bei der Ramadan-Verteilung ein besonderer Fokus auf Waisen, Witwen, Menschen mit Behinderung, älteren Menschen, Vertriebenen und Geflüchteten. Mit einem Lebensmittelpaket von Islamic Relief wird eine fünfköpfige Familie den ganzen Ramadan lang ausreichend mit Nahrungsmitteln versorgt.

 

Verteilungen zu Ramadan im Einklang mit Covid-19-Schutzmaßnahmen

 

Um Menschen und ihre Familien so sicher und effektiv wie möglich zu unterstützen, wurde die Arbeitsweise in den Projektländern im letzten Jahr angepasst. Weltweit unterstützen Helfende in Krisengebieten wie Gaza, Jemen und Syrien gezielt Gemeinden in Not gegen Covid-19: Durch medizinische Hilfe und die Bereitstellung von Hilfsgütern, wie Lebensmittelpakete und Gutscheine, Hygienekits sowie Schulungsmaterial zur Sensibilisierung gegen das Virus.

 

„Für Menschen in Notlagen, in Krisengebieten und auf der Flucht, bedeuten die Lebensmittelpakete lebenswichtige Nahrung, die sie in ihrem täglichen Kampf ums Überleben unterstützt. Das Essen stärkt ihre Widerstandsfähigkeit. Es bedeutet eine schwere Last weniger“, ist Abdelalem überzeugt.

 

Mit der diesjährigen Ramadan-Kampagne zielt Islamic Relief darauf ab, möglichst viele Menschen zu erreichen, für die eine ungewisse Versorgung mit Nahrungsmitteln tägliche Realität ist. Die jährliche Ramadan-Kampagne ist ein saisonales Projekt, das zusätzlich zu den Projekten der Nothilfe und Entwicklungszusammenarbeit von Islamic Relief Menschen in Not unter Einhaltung grundlegender Menschenrechte unterstützt.

 

 

Was ist Ramadan?

 

Für Muslime auf der ganzen Welt ist der Monat Ramadan eine Zeit, um Gott zu preisen. Diese Zeit bietet die Gelegenheit zur Hingabe, Reflexion und Feier der Barmherzigkeit und Liebe Gottes.

Während dieses Monats zeigen gesunde erwachsene Muslime ihre Hingabe durch das Fasten von Sonnenaufgang bis Sonnenuntergang. Während des Fastenmonats Ramadan werden weitere Gottesdienste wie die Wohltätigkeit besonders gefördert. Es ist auch eine Zeit, in der Muslime eine Art Almosenabgabe, genannt Zakat, spenden. Der Ramadan 2021 beginnt am 13. April 2021.

 

Bild: Halima aus Mandera in Kenia bereitet das Essen für ihre Familie vor (Copyright: Islamic Relief).