Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 
Ekonomi Araştırma Enstitüsü, alışılmışın dışında yüksek enflasyon nedeniyle özel tüketimin bu yıl yüzde 0,5 azalacağını öngördü.

BERLİN (AA) - Almanya'nın önde gelen ekonomik düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), Alman ekonomisinde bu yıl yüzde 0,4’lük düşüş, yüzde 6 enflasyon ve yaklaşık 2,6 milyon işsiz beklediğini bildirdi.

 

Merkezi Münih'te bulunan Ifo, Almanya ekonomisine ilişkin haziran ayında paylaştığı 2023-2024'ü kapsayan büyüme tahminlerinde güncelleme yaptı.

Ifo, bu yıl için gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme tahminini yüzde eksi 0,4 olarak korunurken, 2024 büyüme beklentisini yüzde 1,5’den 1,4’e düşürdü.

Ifo, ülkede geçen yıl yüzde 6,9 ve ağustosta yüzde 6,1 olan enflasyonun bu yıl ortalama yüzde 6 olmasını, 2024'te de yüzde 2,6’ya kadar düşmesini bekliyor.

Alışılmışın dışında yüksek enflasyon nedeniyle özel tüketimin bu yıl yüzde 0,5 azalacağı öngörüsüne yer verilen Ifo raporunda, özel tüketimin 2024'te ise yüzde 1,8 artacağı öngörüldü.

Raporda, ülkede işsiz sayısının bu yıl geçen yıla göre 100 binden fazla artarak 2 milyon 418 binden 2 milyon 591 bine yükseleceği ve gelecek yıl tekrar 2 milyon 582 bine düşeceği tahmin edildi.

İşsizlik oranının 2023'te yüzde 5,6 ve 2024'te ise yine yüzde 5,6 olacağı öngörüsüne yer verilen raporda, istihdam edilen kişi sayısının da bu yıl 45,59 milyondan 45,92 milyona ve 2024'te de 46,04 milyona yükseleceği tahmin edildi.

 

Ifo, Alman kamu sektörünün geçen yıl 96,9 milyar avro olan bütçe açığının, bu yıl 91,5 milyar avroya ve gelecek yıl 79,6 milyar avroya gerilemesini bekliyor.

Raporda, geçen yıl 145 milyar avro olan ülkenin cari işlemler fazlasının bu yıl 263,8 milyar avroya yükseleceği öngörülürken, söz konusu fazlanın 2024'te 301,5 milyar avroya ulaşması beklendiği kaydedildi.

Ifo’nun sonbahar tahminlerinde, hem bu yıl hem de gelecek yıl için enflasyon ve işsizlik konusunda haziran ayına göre biraz daha kötümser olması dikkati çekti.

Ifo İş Döngüsü Araştırma ve Ekonomik Tahmin Müdürü Timo Wollmershaeuser, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Şimdiye kadarki beklentilerin aksine, ekonomide toparlanma muhtemelen yılın ikinci yarısında gerçekleşmeyecek. Ekonomide yavaşlama devam ediyor ve bu eğilim neredeyse tüm sektörlerde görülüyor.” dedi.

 

Wollmershaeuser, harcanabilir hane halkı gelirindeki artışın güçlü kalacağını belirterek, “Enflasyon oranının yavaş yavaş düşmesi de satın alma gücünde de artışa yol açacak.” dedi.

Öte yandan, Alman ekonomisi, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,4 ve yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,1 küçülürken, yılın ikinci çeyreğinde büyüme gösterememişti.

Son yıllarda yaşanan Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi çok sayıdaki kriz, Alman ekonomisinin zayıf yönlerini su yüzüne çıkarırken, Çin başta olmak üzere birçok ülkenin Almanya'dan ithal ettiği malları giderek daha fazla üretebilmesi ve yüksek enflasyonla artan faizler Alman ekonomisinin büyümesini daha da zorlaştırıyor.

Yavaşlayan küresel büyüme, ihracattaki düşüş, yüksek enerji fiyatları sanayi üretimdeki düşüş, tüketicilerin yükselen enflasyonla baş etme çabası da Alman ekonomisini olumsuz etkiliyor.

Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) Alman ekonomisinin bu yıl yüzde 0,5 oranında daralmasını bekliyor.

 

BERLİN (AA) - Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, otomotiv pazarında oyunun kurallarının yeniden yazıldığını belirterek, Alman otomobil üreticilerini belli pazarlara "bağımlılığın azaltılması" konusunda uyardı.

Almanya’nın Münih kentindeki Münih Uluslararası Otomobil Fuarı’nda (IAA Mobility 2023) yaptığı konuşmada tüm sektörlerde olduğu gibi teknoloji ve küresel ekonomide son gelişmelerin Alman otomotiv sektörünün gelecekte küresel bir rol oynayıp oynayamayacağı ve nasıl oynayacağı sorusunu ortaya çıkardığını söyledi.

 

Otomotiv pazarında oyunun kurallarının yeniden yazıldığını belirten Baerbock, "Bu aynı zamanda eski hatalardan ders çıkarmak, bireysel pazarlara olan bağımlılığı azaltmak ve iklim nötr hareketlilikte lider olmak için de bir fırsat. Katma değerin büyük bir kısmını otomotiv sektörünün oluşturduğu ülkemiz için bu sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda bir güvenlik sorunudur.” değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada, Almanya'da 1 milyondan fazla istihdam, otomobil sektörüyle ilgili işlerden sağlanıyor.

Çin, son 7 yıldır Almanya'nın en büyük ticaret ortağı olurken, Alman kamuoyu son dönemde Rusya'ya olan enerji bağımlılığının "enerji kriziyle" sonuçlanması nedeniyle Çin'e olan ekonomik bağımlılığı tartışıyor.

Almanya'nın Çin'e bağımlılığı, dış ticaret, tedarik zincirleri veya "büyük pazar" konusunda dikkati çekiyor. Elektrikli otomobiller için önemi giderek artan lityum bataryalar ve nadir toprak elementler gibi ham maddelerde Almanya'nın Çin'e "güçlü bir ithalat bağımlılığı" olduğu görülüyor.

 

Çin, başta Alman otomobil üreticileri olmak üzere Alman şirketleri için hem satış hem de büyüme açısından büyük önem taşıyor. Alman şirketleri, küresel pazar için Çin'deki en son teknolojileri geliştiriyor ve test ediyor.

Alman Sanayi Federasyonu’nun (BDI) analizine göre, Almanya’ya ithal edilen tüm nadir elementlerin yaklaşık yüzde 94'ün Çin’den geliyor. Diğer kritik ham maddeler için de benzer şekilde Almanya Çin’e büyük bağımlılık yaşıyor.

Bazı Alman şirketlerinin kazançlarının büyük bir bölümünün Çin’den gelmesi de dikkati çekiyor. Alman otomobil üreticileri VW, Mercedes ve BMW'nin gelirlerinin yüzde 30’dan fazlası Çin’den geliyor.

 

BERLİN (AA) - Japonya ekonomisi, bu yılın ikinci çeyreğinde beklenenden zayıf sermaye harcamaları nedeniyle tahminlerden daha az büyüme gösterdi.

Japonya Kabine Ofisi verilerine göre, ülke ekonomisi, nisan-haziran döneminde yurt dışından talebin artışıyla bir önceki çeyreğe kıyasla yıllık yüzde 4,8 büyüdü.

 

Temmuzda öncü verilerle Japon ekonomisinin yüzde 6'lık büyüdüğü öngörülmüştü. Nihai veri, ekonomistlerin yüzde 5,6'lık büyüme tahmininin oldukça altında gerçekleşti.

ABD ve Çin'den sonra dünyanın üçüncü büyük ekonomisinin büyümesine, kısmen yenin dolara karşı zayıflığı nedeniyle güçlü otomobil ihracatı ve turizmde Kovid-19 pandemi sonrası yaşanan toparlanma katkı sundu.

 

İç talebin zayıf kalarak yüzde 2,2 oranında düşmesi nedeniyle özel tüketim ikinci çeyrekte yavaşladı.

Revize edilen rakamlar, sermaye harcamalarının ikinci çeyrekte yüzde 1 düştüğünü gösterdi.

 
- Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO):
-"Bu yıl küresel tahıl üretimi bir önceki tahmin olan 2,819 milyar tondan hafif bir düşüşle 2,815 milyar tona ulaşacak"
 

BERLİN (AA) - Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel gıda fiyatlarının, bitkisel yağlar, et, tahıl ve süt ürünlerindeki düşüşün etkisiyle ağustosta Mart 2021'den beri en düşük seviyesine indiğini duyurdu.

FAO'dan yapılan açıklamaya göre, gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi, ağustosta bir önceki aya kıyasla yüzde 1,2 düşerek 121,4 puan oldu. Endeks, Mart 2021'den bu yana en düşük seviyesine geriledi.

Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından Mart 2022'deki rekor seviyesinden yaklaşık yüzde 24 gerileyen endeks, savaşla birlikte 159,7 puana ulaşarak rekor kırmıştı.

Bu arada, yüzde 123,9 puan olarak açıklanan temmuz ayı FAO Gıda Fiyat Endeksi verisi de 124 puan olarak revize edildi.

 

FAO, dünyanın en büyük pirinç ihracatçısı Hindistan'ın bazı yurt dışı tahıl satışlarını yasaklamasının ardından küresel pirinç fiyatlarının ağustosta 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını duyurdu.

Küresel gıda fiyatlarının ağustosta hafiflemesine karşın, pirinç fiyatlarının önceki aya göre yüzde 9,8 arttığını bildiren FAO, bu durumun "Hindistan'ın Indica beyaz pirinç ihracatına getirdiği yasağın ardından ticari aksaklıkları yansıttığını" vurguladı.

Küresel gıda fiyatlarının ağustosta bitkisel yağlar, süt ürünleri ve tahıllar öncülüğünde düşüş göstermesi dikkati çekti. Bu ürünlerdeki düşüş pirinç ve şekerdeki artışları dengeledi.

Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi, aylık ayçiçeği yağlarının küresel fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle yüzde 3,1 geriledi. Ayçiçek yağı fiyatları, küresel ithalat talebinin zayıflaması ve büyük ihracatçılardan gelen bol arzın etkisiyle ağustosta yaklaşık yüzde 8 düştü.

Tahıl Fiyat Endeksi, buğday fiyatlarının kuzey yarımküredeki hasat nedeniyle düşmesiyle temmuza göre yüzde 0,7 geriledi.

 

Şeker endeksi ağustos ayında aylık bazda yüzde 1,3 artarak El Nino hava koşullarının küresel üretim üzerindeki etkisine dair endişelerin desteğiyle bir önceki yılın yüzde 34 üzerine çıktı.

Aynı dönemde FAO Süt Ürünleri Fiyat Endeksi, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan arz bolluğu etkisiyle yüzde 4 gerileyerek düşüşünü sekizinci aya taşıdı.

Et Fiyat Endeksi de ağustosta yüzde 3 düştü.

FAO, küresel üretim, tüketim, ticaret ve stok eğilimlerine ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Tahıl Arz ve Talep Özeti Raporu'nu da yayımladı. FAO, bu yıl küresel tahıl üretiminin bir önceki tahmin olan 2,819 milyar tondan hafif bir düşüşle 2,815 milyar tona ulaşacağını tahmininde bulundu.

KÖLN (AA) - Almanya'da kundaklama sonucu çıktığından şüphelenilen yangın sebebiyle başkent Berlin ile Hamburg arasındaki çok sayıda hızlı tren seferinin iptal edildiği bildirildi.

Alman Demiryollarından (DB) yapılan açıklamada, dün gece Hamburg bölgesinde bulunan rayların kablo şaftlarındaki yangın nedeniyle Berlin-Hamburg seferlerinin gerçekleştirilemediği, olayın kundaklama sonucu yaşandığından yola çıkılarak incelemenin sürdürüldüğü belirtildi.

 

Açıklamada, hatta uzun mesafeli hızlı tren seferlerinin yapılamaması nedeniyle bazılarının alternatif güzergahlara kaydırıldığı, bunun da ulaşımda ciddi aksamalara yol açtığı kaydedildi.

Hamburg İtfaiye Teşkilatı, kundaklama sonucu çıktığı tahmin edilen yangın sonrası DB altyapısının sinyalizasyon ve iletişim teknolojilerinin zarar gördüğünü, detaylı incelemenin sürdüğünü bildirdi.

 
Türkiye ve Suriye’deki depremin ardından yetim kalan çocuklara dikkati çekmek amacıyla Almanya Federal Meclis önünde 75 metrelik sembolik sofra kuruldu. Islamic Relief yardım kuruluşu sözcüsü Sevgi Kulanoğlu, organizasyona ilişkin bilgiler verdi.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sağlık sektörü çalışanları, Almanya'nın başkenti Berlin'de ücretlerinin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle protesto gösterisi düzenledi. Sağlık Bakanı Karl Lauterbach'ı, hükümetin sağlık reformu planlarını ve kemer sıkma önlemlerini eleştiren pankartlar taşıdılar.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
BERLİN (AA) - Almanya’da "Son Kuşak" (Letzte Genration) adlı çevre grubu 13 Eylül Çarşamba gününden itibaren sürekli eylemler düzenleyeceği bildirildi.

Çevre grubunun sözcülerinden Clara Hinrichs, Berlin'deki Başbakanlık Binası’nın önünde grup üyeleriyle basın toplantısı düzenledi.

Hinrichs, Almanya’da fosil enerjiye yatırımın sürdüğünü, yenilenebilir enerjiye yatırımın ise ertelendiğini belirtti.

Hükümetin yenilenebilir enerjiye yatırım konusunda dürüst olmadığını savunan Hinrichs, “Biz hükümetten gerekli olan şeyleri yapmasını talep ediyoruz." dedi.

Hinrichs, Almanya'da fosil hammadde kullanımının 2030 yılına kadar sona ermesini beklediklerini ifade etti.

 

 

- Değişim olana kadar Berlin'den ayrılmayacağız

Bu talebe dikkati çekmek için “Son Kuşak” grubunun 13 Eylül’den itibaren Berlin’de sürekli eylemler düzenleyeceğini aktaran Hinrichs, “Buraya bir dönüm noktası başlatmak için geliyoruz." dedi.

13 Eylül’de Almanya genelinden grup üyelerinin protesto yürüyüşü yapmak için Berlin’e geleceğini ifade eden Hinrichs, “Planımız, Berlin'de olduğumuzu göstermek. Hükümetin kapısının önünde, bu şehirde bir şeyleri harekete geçirmek için yola çıktığımızı kimse görmezden gelemeyecek.” değerlendirmesinde bulundu.

Hinrichs, 15 Eylül’de başka bir çevre grubu “Fridays for Future” hareketinin düzenleyeceği gösteriye katılacakları, 18 Eylül’den itibaren de Berlin'de caddeleri trafiğe kapatmaya başlayacakları bilgisini paylaşarak, “Değişim başladığında protestomuz sona erecek.” ifadesini kullandı.

Almanya’da meydana gelen çevre olaylarına da işaret eden Hinrichs, “Sel, fırtına, tenis topu büyüklüğünde dolunun Bavyera'da yere düştüğü aşırı hava olaylarının yaşandığı bir yazın ardından protestomuz daha yoğun ve hiç olmadığı kadar güçlü olacak. Siyasi değişim gelene kadar Berlin'den ayrılmayacağız.” şeklinde konuştu.

Toplantıya katılan "Son Kuşak" üyesi jeolog Prof. Dr. Nikolaus Froitzheim ise siyasetçilerin sürekli olarak gerçekleri reddettiğini belirterek, “Saldığımız her ton karbondioksit ile iklim sisteminin çökme olasılığı artıyor. Acil olarak petrol, gaz ve kömür gibi fosil yakıtlardan ayrılmalıyız.” dedi.

Froitzheim, bu fosil yakıtların kullanımının 2045’e kadar değil 2030’a kadar sonlandırılması gerektiğini ifade ederek, Başbakan Olaf Scholz’un kapsamlı bir değişime gidilmesine ihtiyaç duyulduğunu bildiğini ancak popüler olmayan bu gerçeği söylemeye cesaret edemediğini savundu.

 

- Gruba yönelik operasyon düzenlenmişti

Almanya'da hükümetin iklim değişimine karşı yeteri kadar mücadele etmediğini savunan "Son Kuşak" adlı çevre hareketi, iklim krizine dikkat çekmek amacıyla ülkenin çeşitli kentlerinde ellerini caddelere yapıştırarak protesto gösterileri düzenliyor.

Bu şekilde trafiği engelleyen grup üyelerine araç sürücüleri tepki gösteriyor. Bazı bölgelerde sürücüler çevrecilere şiddet uyguluyor.

Bavyera polisi 24 Mayıs'ta çevreci gruba operasyon düzenlemiş ve 7 eyalette, 15 mekanda arama yapmıştı. 22 ila 28 yaşları arasında 7 çevreci grup üyesi hakkında soruşturma başlatılmış, bu kişiler "suç örgütü kurmak ve suç örgütüne yardım etmek", 2 şüpheli de "Ingolstadt'ta bir petrol boru hattına sabotaj yapmakla" suçlanmıştı.

Aktivistler daha önce de müzelerde sergilenen eserlere ellerini yapıştırmış, tablolara domates çorbası ve patates püresi fırlatmakla gündeme gelmişti.

 

Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) kuruluşunun 25. yılı ile yeni faaliyet merkezlerinin açılışını aynı anda yaptı. Törene Gençlik ve Spor Bakanı A. Çağatay Kılıç, Makedonya Milletvekili Erdoğan Saraç, Kosova Cumhuriyeti Mamuşa Belediye başkanı Arif Bütüç, Kurucu Genel başkan Musa Serdar Çelebi, Türkiye’den Ramiz Ongun, Mustafa Karahan, Cevat Saraç, Cengiz Özdemir, Şefik Kantar ve Almanya’daki sivil kitle kuruluşlarının temsilcileri ve özel davetliler katıldı.

İki gün yapılan açılışta uzun bir selamlama konuşması yapan genel başkan İhsan Öner, hem yaşadığımız ülke olan Almanya’ya hemde Anavatan Türkiye’ye sitem etti. Müslüman Türk toplumunun, kısa ve orta vadede çözüme kavuşturulması gereken sorunlarını dile getiren İhsan Öner, „Bunlar; 1) İslam Dini tanınmalı cemaat statüsü tanınmalı, 2)Bir medeniyet ve kültür dili olarak Türkçe’nin yaşatılması, 3) Din dersinin okullarda yaygın-laştırılması, 4) Başörtülü müslüman kadınların kamuda mesleğini icra edebilmesi, 5) İslamafobi, 6) Bütün Türklere Çifte Vatandaşlık hakkının tanınması“ dedi.

 

TÜRKİYE YANDAŞ ARAYIŞINDA OLMAMALI

Türkiye’ye de sitem eden genel başkan Öner, „Meselenin bir de Türkiye boyutu var. Her fırsatta söylüyorum; Türkiye bizim anavatanımız, köklerimiz orada. Göç tarihinin üzerinden 50 yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen yüzümüz hala oraya çevrili. Biz Türkiye’yi görüyoruz, ama Türkiye bizi görmüyor. Hükümet-ler buraları maalesef gündem- lerine almıyor. Her siyasi yapı kendine bir muhatap seçiyor ve işini o muhatapla çözmeye çalışıyor. Konu; buradaki sorunları çözmek değil, kendi propagandasını; kendi politikasını burada yaygınlaştırmak, taraftar toplamak ve zaman zaman şov yapmak.

Bu anlayış ve bakış açısı devam ettiği müddetçe, buradaki sorunlara Türkiye’nin çözüm bulması mümkün değil. Türkiye hükümetleri, buradaki sivil kitle kuruluşlarıyla, ayrım yapmadan, yandaş arayışına girmeden, iyi iş birliktelikleri kurarak projeler geliştirebilir ve problemleri çözümüne kavuşturabilir“ diyerek konuşmasını noktaladı.

 

SERDAR ÇELEBİ: GÜÇLÜ TOPLUM OLMALIYIZ

ATİB kurucu genel başkanı Musa Serdar Çelebi açılış ve kutlamada bir konuşma yaptı. Konuşmasında örgütlü ve güçlü tolumdan bahseden Çelebi, „Örgütlü ve güçlü toplum; 2. Sınıf vatandaş olmayı reddeden, kanunların tanıdığı hakları kullanabilen, ama kullanılmamış hakları  veya söz konusu edilmeyen hakları almayı becerebilen güçlü bir toplumdur. Güçlü toplum, İsmail Gaspıralı’nın „Dilde, Fikirde, İşte Birlik“prensibidir. Bunun için mutlaka örgütlü toplum olmamız gerekiyor. Yoksa güçsüz oluruz. Atalarımız ne güzel ifade etmiş; İşsiz güçsüz, İşli Güçlü“ diyerek konuşmasını noktaladı.

 

BAKAN KILIÇ: DEVLETİMİZ HER ZAMAN SİZİNLE

T.C. başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını getirdiğini söyleyerek konuşmasına başlayan  T.C. Gençlik ve Spor Bakanı A.Çağatay Kılıç, kendisininde 1976 yılında Siegen doğumlu olduğunu belirtti. Türkiye’nin her zaman Yurtdışında yaşayan soydaşları ile beraber olduğunu sözlerine ekleyen Çağatay Kılıç, „Hüküme-timizin devamlı bir ayağı buradadır. Başbakanımız R. Tayyip Erdoğan’ın Özel kalemi olduğum 2004 yılından beri, değişik vesilelerle burada oldum. NSU davasını takip ettik, mağdur vatandaşlarımızla konuştuk, hatta Türk diye öldürülen Yunan ailesiyle de görüştük. Güçlü bir Türkiye her zaman, her yerde sizinle“ diyerek mesajını verdi.

 

KOSOVA’YA DAVET ETTİ

Açılışa katılan misafirlerden biride Kosova Mamuşa Belediye başkanı Arif Bütüç oldu. Başkan Arif Bütüç, Türkiye’nin kendileri için anavatan olduğunu ifade ederek şunları söyledi: „Avrupa Türk İslam Birliği’ni 1999 yılında tanımış oldum. Dünya’nın en genç ülkesi olan Kosova’dan geliyorum. Kosova benim vatanımdır, ama benim anavatanım Türkiye’dir. Anavatanı-mın baş- bakanı, anavatanımın meclisi, anavatanımın cumhurbaşkanı aradan 24 saat bile geçmeden bizi ilk tanıyan ülkelerden biri oldu. Biz anavata-nımızı güçlü bir ülke olarak görmek istiyoruz. Bir evlad-ı fatihan torunu olarak, Türkiye’de yaşayan 80 milyon,o ülkeyi benim gözümle görmüş olsa, o ülke cennet gibi olur. O ülkenin kıymetini bilmemiz lazım.

Bizimde atalarımız İç Anadolu’dan Kosova’ya gelmişler. Oraya sevgiyi, barışı, adaleti ve hoşgörüyü getirmişler. Biz nerde olursak olalım; dilimiz bir, kültürümüz bir, dinimiz bir, kıblemiz birdir. Nerede olursak olalım; O görkemli çınar ağacının altında buluşuyoruz. Merak etmeyin biz Kosova’da varız, var olmayada devam edeceğiz. Bizim dilimiz Türki-ye Türkçe’si gibidir. Kimliklerimiz de Türkçe’dir. Siz soydaşlarımızı Koso- va’ya davet ediyorum. Orası küçücük bir ülkedir, bizim belediyemizde küçüçüktür. Ama bizim çok büyük bir kalbimiz vardır.“

Zum 175. Mal jährt sich 2023/24 die Revolution von 1848/49. Im Zentrum des Revolutionsgeschehens stand und stehen noch immer Frankfurt und die Paulskirche, in der die Nationalversammlung tagte. Jedoch gab es auch Auswirkungen auf den Würzburger Raum. Nicht zuletzt ist in diesem Zusammenhang der ehemalige Würzburger Bürgermeister und Gründer der Sparkasse Würzburg, Wilhelm Behr, zu nennen, der in die Nationalversammlung gewählt wurde.

Die Geschichte dieser Revolution stand zuletzt zwar nicht mehr im Fokus der Öffentlichkeit und Wissenschaft, ist aber für das Verständnis der deutschen und mitteleuropäischen Geschichte und Demokratieentwicklung von großer Wichtigkeit.

 

Um sich diesem Thema zu nähern, lädt Oberbürgermeister Christian Schuchardt am Montag, 18. September 2023, um 19 Uhr in den Ratssaal des Rathauses ein.

Prof. Dr. Sabine Freitag (Universität Bamberg) wird zu den Ereignissen von 1848 und der Bedeutung für den Raum Würzburg referieren.

Der Eintritt ist frei, eine Anmeldung ist nicht erforderlich.

 

Son GELİŞMELER

FOTO GALERİ

Vollversammlung mit Zeichen für die Zukunftsstrategie

Würzburg sagt „Nein“ zu Gewalt gegen Frauen

AOK unterstreicht Bedeutung der Früherkennung

Herrmann: Wechsel an der Spitze der Stiftung Juliusspital Würzburg

Für den guten Zweck: MdB Markus Hümpfer an der Kasse

350 Yıllık Asırlık  Camii Müze Olamaz

Bakımevinde Yapılan Çalıştay da Müslümanların Dini ve Kültürel Hassasiyetlerini Dikkate Alan Yaşlı Bakım Hizmetlerinin Geleceği Ele Alındı

AJet Avrupa’da hedef büyütüyor - Almanya’da 100 Türk acente ile stratejik toplantı

YTB Başkanı Eren Manastır’daki Yeni Cami’nin müze olarak hizmete açılmasına tepki gösterdi