Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
 +(49) 931 3598385
  info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Vorstand der HWK für Oberfranken ernennt Persönlichkeiten, die sich um das oberfränkische Handwerk verdient gemacht haben
Â
Bayreuth. Der Gewerberat des oberfränkischen Handwerks e.V. hat laut Satzung zur Aufgabe, der HWK Vorschläge zur Pflege handwerklicher Tradition, zur Förderung des oberfränkischen Handwerks und zur Verbesserung der Wirtschaftsstruktur der Region zu unterbreiten. Deshalb gehört es zur guten Tradition, das zur Jahressitzung des Vereins auch der Kammerpräsident und der HWK-Hauptgeschäftsführer eingeladen sind, um über die aktuellen Entwicklungen im Handwerk und die Arbeit der Handwerkskammer zu berichten.
Â
HWK-Matthias Graßmann und HWK-Hauptgeschäftsführer Reinhard Bauer taten aber nicht nur das. Sie ernannten in dieser Sitzung auch sieben neue Mitglieder zum Gewerberat. Damit besteht das Gremium jetzt aus 49 Gewerberäten und zwei Gewerberätinnen. Aufgenommen werden dabei Persönlichkeiten die sich in besonderer Weise um das oberfränkische Handwerk und die Allgemeinheit verdient gemacht haben. Sie dürfen nicht in der Handwerksorganisation beschäftigt sein und auch kein Ehrenamt im Kammerbezirk Oberfranken mehr bekleiden. Die Mitgliedschaft im Gewerberat wird auf Lebenszeit erworben.
Â
Die neuen Mitglieder des Gewerberates sind:
- Hermann Hölzlein, Forchheim
- Ronald Kemnitzer, Gattendorf
- Walter Limmer, Altenkunstadt
- Wilfried Löser, Arzberg
- Franz-Dieter Ritter, Bamberg
- Heinrich Rucker, Hof
- Gerhard Scharf, Tröstau.
Als Zeichen der Gleichberechtigung: Schokolade zum Internationalen Männertag
Â
Die Gleichberechtigung von Männern und Frauen – auch im 21. Jahrhundert ist sie noch immer nicht überall selbstverständlich. Um für dieses Thema zu sensibilisieren, wird am 8. März eines jeden Jahres der Weltfrauentag und jeweils am 19. November der Internationale Männertag gefeiert. Letzterer soll die Benachteiligungen von Männern und Jungen in den Bereichen Gesundheit, Familienrecht, Bildung und Medien aufzeigen und die Gleichberechtigung der Geschlechter fördern.
Â
Die Gleichstellungsbeauftragte des Landkreises Würzburg, Carmen Schiller, nimmt diese Tage jedes Jahr zum Anlass, um Frauen und Männern im Landratsamt Würzburg eine kleine Freude zu machen: Mitarbeiterinnen und Kundinnen erhielten am 8. März Fairtrade-Gummibärchen in Herzform, für die Mitarbeiter und Kunden gab es jetzt zum Internationalen Männertag Fairtrade-Schokolade. „An 365 Tagen im Jahr setzen wir uns für die Gleichberechtigung von und den respektvollen Umgang zwischen Männern und Frauen ein. Nur mit einem Teil der Gesellschaft kann es keine gerechte Zukunft geben. Der 8. März und der 19. November sind besonders wichtig, um alle Menschen immer wieder dafür zu sensibilisieren“, so Schiller.
Â
Auch Würzburgs Landrat Thomas Eberth liegen diese Themen am Herzen: „Der Internationale Männertag hat unter anderem das wichtige Ziel, die Beziehungen zwischen den Geschlechtern zu verbessern und die Gleichstellung zu fördern. Er soll uns – genau wie der Weltfrauentag – daran erinnern, dass es unsere Aufgabe ist, eine sichere Welt zu schaffen, in der sich alle Menschen auf Augenhöhe begegnen und ihr volles Potenzial ausschöpfen können. Es ist daher eine schöne Geste, dass alle Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter, Kundinnen und Kunden einmal im Jahr eine kleine Aufmerksamkeit bekommen“, freut sich der Landrat.
Â
MÖLLN (AA) - Almanya'nın Mölln kentinde 23 Kasım 1992'de aşırı sağcılar tarafından kundaklanan evde yaşamını yitiren 2'si çocuk 3 Türk vatandaşı için anma töreni düzenlendi.
Irkçılığın kınanması ve benzer saldırıların unutturulmaması amacıyla düzenlenen programa, katliamda aile fertlerini kaybeden Arslan ailesi, Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Almanya Federal Meclis Başkanvekili Aydan Özoğuz, Kültürden Sorumlu Devlet Bakanı Claudia Roth, Mölln Belediye Başkanı Ingo Schaeper, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkan Yardımcısı Abdülhadi Turus, Hamburg Başkonsolosu Emine Derya Kara ve çok sayıda Möllnlü katıldı.
Resmi tören, kundaklanan evin önüne çelenk bırakılmasıyla başladı. Buradan Ratzeburger Caddesi'ne gidilerek kundaklanan evin yerine yapılan anıtın önünde saygı duruşunda bulunuldu.
Federal Meclis Başkanvekili Aydan Özoğuz, Quellenhof Oteli'ndeki anma etkinliğinde yaptığı konuşmada, Mölln katliamının Almanya'da yeni bir dönemi de beraberinde getirdiğini belirterek, "Kendi çevremizde bile bunların etkisini yaşadık. Mesela bazıları herhangi bir saldırıda evlerinden kaçmak için evlerine merdiven aldılar. Bu, insanların ne kadar etkilendiğinin göstergesi." dedi.
Mölln'ün ardından Solingen kundaklamalarının Almanya'da yaşayan göçmen kökenlilerin pek çoğu için acı verici bir döneme işaret ettiğini ifade eden Özoğuz, "Ne yazık ki NSU cinayetleri, mülteci yurtlarına yönelik sayısız saldırı ya da Hanau ve Halle'deki saldırılar, aşırı sağcı şiddet ve terörün, günümüzde hala gerçek bir tehlike olduğunu açıkça ortaya koymuştur." ifadelerini kullandı.
Almanya'da ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının yeri olmadığının açıkça gösterilmesinin çok önemli olduğuna işaret eden Özoğuz, "Son 30 yılda pek çok gerileme yaşadık, ancak zaman zaman umut ışıkları da gördük. 2015'ten 2018'e kadar ve şimdi de Ukrayna'dan gelenlerle, mültecilere yardım etme konusundaki inanılmaz isteklilik, Almanya'daki insanların büyük çoğunluğunun kökenleri ve dinleri ne olursa olsun birbirlerine destek olmak istediklerini göstermektedir." şeklinde konuştu.
- "Mölln, Solingen ve Hanau saldırılarını, NSU cinayetlerini unutamayız"
Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Mölln faciasında yaşanan acının, sadece Arslan ve Yılmaz ailelerinin değil, Almanya'daki Türk toplumunun ortak acısı olduğunu söyledi.
Almanya'da yaşayan Türklerin, bir yandan içinde yaşadıkları, ekmeklerini kazandıkları ve "ikinci vatan" olarak adlandırdıkları bu ülkeye uyum sağlamaya, kendilerini kabul ettirmeye gayret ederken, bir yandan birçok sorunla ve sınamayla da karşılaştıklarını vurgulayan Şen, şunları kaydetti:
"Bugün 30. yıl dönümünü anmak için bir araya geldiğimiz facianın da acı bir şekilde ortaya koyduğu üzere, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı ve ayrımcılık bu sınamaların başında gelmektedir. Vatandaşlarımıza karşı yapılan insanlık dışı ırkçı saldırılar, hatıralarımızda derin yaralar açmıştır. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, Mölln, Solingen ve Hanau saldırılarını, NSU cinayetlerini unutamayız."
Almanya'daki Türklere yönelik saldırıları anmanın ve hafızalarda canlı tutmanın, benzer vahim hadiselerin yaşanmasına karşı önemli bir tedbir olduğunu aktaran Şen, "Mölln'den sonra, Solingen faciasının (29 Mayıs 1993) yaklaşan 30. yıl dönümünü da aynı hassasiyetle anacağız. Bu faciaları unutturmamaya ve ırkçılık tehlikesine her zaman yüksek sesle dikkat çekmeye kararlıyız." diye konuştu.
- "Yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığın demokratik toplumlarda yeri yoktur"
Sadece Türk ve Müslüman oldukları için Almanya'daki Türklerin, evlerinin, iş yerlerinin, camilerinin hala saldırılara ve hakaretlere uğruyor olmasının, ülkede ırkçılığa karşı mücadelenin kararlılıkla devam ettirilmesi gerektiğini gösterdiğini ifade eden Şen, "Yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığın demokratik toplumlarda yeri yoktur. Bu tür hastalıklı eğilimlere karşı güçlü bir direnç kültürü oluşturulması; nefret, ırkçılık ve ayrımcılığın her türüyle, tüm imkanlar kullanılarak, topyekün mücadele edilmesi gerekmektedir. Bu konuda Federal Hükümetin çabalarını destekliyor, ilave adımların da atılmasını bekliyoruz." dedi.
Almanya'da geçen hafta "NSU 2.0" davasında alınan mahkumiyet kararını da memnuniyetle karşıladıklarını belirten Şen, bu tür emsal kararların ırkçı motiflere sahip kişilerin istedikleri gibi eyleme geçmelerine karşı caydırıcılık sağlaması bakımından büyük önem taşıdığını dile getirdi.
Â
Şen, Alman medyasında yer alan birçok haber ve programda İslamofobi ve yabancı düşmanlığına zemin hazırlayan önyargılı ifadelerin yer aldığına işaret ederek, herkesin bu tür yaklaşımlara karşı dikkatli olması gerektiğini kaydetti.
Meydana gelen faciaların bir daha yaşanmaması için, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığıyla Türk ve Alman herkesin mücadele etmesinin elzem olduğunu dile getiren Şen, şunları söyledi:
"Toplumun tüm kesimlerinin, her türlü görüş ayrılığını bir kenara bırakarak, bu amaç etrafında birleşmesi gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti olarak, Almanya'daki insanlarımızın hak ettikleri şekilde huzur, esenlik, refah içinde, Alman toplumuyla uyum içerisinde yaşamaları ve ülkelerimize değerli katkılar sunmayı sürdürmeleri için Alman makamlarıyla iş birliğini önemsiyoruz. Almanya Türk toplumuna hep birlikte sahip çıkmalıyız."
Anma etkinlikleri çerçevesinde Fatih Camisi'nde Kur'an-ı Kerim okundu. Camiden sonra kiliseye geçilerek hayatını kaybeden 3 kişi için dua edildi. Kundaklanan evin önüne çelenk ve çiçekler bırakıldı.
25 yıl önce kundaklanan evin önüne gelen bazı vatandaşlar da buraya çiçek bırakarak hayatını kaybedenleri andı. Bu sırada bazı Almanların gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.
Mölln'de 23 Kasım 1992'de kundaklanan evde 10 yaşındaki Yeliz Arslan, 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz ve 51 yaşındaki Bahide Arslan yaşamını yitirmişti. Saldırıyı gerçekleştiren iki Neonazi, ömür boyu hapis cezası almalarına rağmen 15 yıl cezaevinde tutulduktan sonra serbest kalmışlardı.
ANKARA (AA) - TÜBİTAK, Düzce'de yaşanan deprem sonrasında bölgede saha çalışmalarına başlayarak deprem aktivitesini izlemeye aldı.
Kurumdan yapılan açıklamaya göre, deprem acil desteğini devreye alan TÜBİTAK, sürekli açık olan 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı kapsamında, Düzce'nin Gölyaka ilçesindeki 5,9 büyüklüğündeki depreme yönelik harekete geçti.
Destek programı çerçevesinde, Yıldız Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi araştırmacıları depremden sonra saha çalışmalarına başladı.
TÜBİTAK-MAM İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcılığı (İDSBY) Yer Bilimleri Araştırma Grubunun (YBAG) yürüttüğü "Büyük Deprem Sonrası Acil Gözlem Araştırmaları-II (DEPAR-II) Projesi" kapsamında ekipler hazırlıklarını tamamlayarak deprem bölgesine gittiler.
Bölgede yaşanan artçı sarsıntıların konumlarını belirlemek, ilişkili oldukları fay segmentlerini ve bunların çalışma mekanizmaların ortaya koymak için depremi takip eden 12 saat içinde sahada yerel ağ uygulaması hayata geçirildi.
Bu kapsamda 8 sismoloji ve 3 GPS gözlem istasyonu kurularak, bölgedeki deprem aktivitesi ile deformasyonların gerçek zamanlı izlenmesine başlandı.
- Sağ yönlü yanal atımlı kırılma tespit edildi
YBAG tarafından yapılan analizler sonucunda "Moment Tensör" tekniğiyle deprem kaynak mekanizması çözümü yapıldı. Mekanizma çözümüyle bölgedeki fay sisteminin özellikleriyle uyumlu sağ yönlü yanal atımlı kırılma tespit edildi.
TÜBİTAK deprem araştırmalarına yönelik özel çağrısı kapsamında 39 üniversiteden 394 araştırmacının yer aldığı 80 proje desteklenirken, söz konusu çağrıya özel 65 milyon liralık fon ayrıldı.
Bu çağrı projelerindeki araştırmalarda jeoloji ve jeofizik alanlarının yanı sıra bütünsel olarak şehir ve bölge planlama, inşaat, mimarlık, mühendislik, kamu yönetimi gibi disiplinler bir araya geldi.
Desteklenen projelerin 34'ü "Çok Yönlü Yer Bilim Araştırmaları", 17'si "Deprem Mühendisliğine Yönelik Dijital Teknolojiler", 16'sı "Depremin Sosyo-Ekonomik ve Toplumsal Yaygın Etkileri", 8'i "Yenilikçi İnşaat Modelleri ve İleri Malzeme Teknolojilerinin Kullanımı", 5'i "Mimari Tasarımlara Yönelik Mühendislik Çözümleri" başlıklarını taşıyor.
- Çalışmalar "Türkiye Deprem Platformu" çatısı altında birleştirildi
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Kurum olarak ülkenin ihtiyaç duyduğu öncelikli konularda bilim ve teknoloji temelli faaliyetlere ön ayak olduklarını bildirdi.
Deprem başta olmak üzere doğal afetlerle mücadele ve müsilaj gibi konulara yönelik özel çözümler geliştirdiklerini belirten Mandal, "Birlikte iş yapma üzerine odaklanarak bunu sadece başvuru aşamasında değil aynı zamanda bu alanda çalışan araştırmacılarımızı da bir araya getirerek gerçekleştirdik. Yapılan bu çalışmalar 'Türkiye Deprem Platformu' çatısı altında birleştirildi ve dönemsel olarak da kamuoyuyla paylaşılıyor." ifadelerini kullandı.
- 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı
1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı, ülke sınırları içinde gelişen deprem, heyelan, kaya düşmesi, sel, çığ, yangın, müsilaj gibi doğa kaynaklı afetlerin ardından veri toplamak amacıyla saha çalışması yürütecek üniversite ve araştırma enstitülerindeki araştırmacıların kısa süreli çalışmalarına destek sağlamayı hedefliyor.
Almanya'nın ilk özel Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) "Neptune" ülkeye ulaştı. Sıvılaştırılmış doğal gazı gaz haline dönüştürmek için kullanılan ilk özel FSRU "Neptune", hazırlıkların tamamlanmasının ardından Rügen adasındaki Mukran limanı yanaştırıldı.
PEKİN (AA) - Çin, bir mevsim dönümüne daha artan Kovid-19 vakaları ve salgın kontrol tedbirleriyle giriyor. Kovid-19 salgınında ilk vakaların görüldüğü ülkede, günlük vaka sayısı "salgının başından bu yana en yüksek seviyeye" çıktı.
Ulusal Sağlık Komisyonundan yapılan açıklamaya göre, Çin ana karasında son 24 saatte hastalık belirtisi gösteren 4 bin 10, göstermeyen 27 bin 646 vaka tespit edildi, bir kişi hayatını kaybetti.
Günlük vaka sayısı, ilk vakaların 2019 sonunda Vuhan'da görülmesinden bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Doğrulanan, yani hastalık belirtisi gösteren vaka sayısı, en son 2020'de salgının ilk aylarında ve bu yıl bahar aylarındaki salgın dalgasında 4 bine yaklaşmış ancak bu eşiği aşmamıştı. Toplam vaka sayısı ise ilk kez 30 bini geçti.
Çinli sağlık yetkilileri, Kovid-19 testi pozitif olduğu halde hastalık belirtisi göstermeyen vakaları genel toplama dahil etmiyor.
Sonbahar aylarında ülke genelinde vakaların arttığı son salgın dalgasında, Omicron'un bulaşıcılığı yüksek "BA.5.2" alt varyantının yayılmasının etkili olduğu tahmin ediliyor.
- Cıngcou'da 8 ilçede "kısmi" karantina
Hınan eyaletinin merkezi Cıngcou'da vakaların yayılmasının kontrol edilememesi nedeniyle 8 ilçede vatandaşlara 5 gün boyunca erzak alışverişi ve tıbbi bakım ihtiyacı dışında evlerinden çıkmamaları bildirildi.
Şehirde, dün, iPhone üreten taşeron şirket Foxconn'a ait fabrikadaki karantina koşulları ve ertelenen pirim ödemeleri nedeniyle işçiler ile sağlık görevlileri ve polis arasında arbede yaşanmıştı.
- Guangcou'da göçmen işçiler sokakta kaldı
Ülkenin güneyindeki Guangdong eyaletinin merkezi olan ve Çin'in en büyük üçüncü şehri Guangcou'da ise Hubey eyaletinden çalışmak için gelen işçilerin karantinanın ardından geçici barındıkları mahallelere dönemediği ve fiili olarak evsiz kaldığı bildirildi.
South China Morning Post gazetesinin haberinde, kapanma tedbirlerinin uygulandığı Haycu ilçesine bağlı mahallerde yaşayan işçilerden Kovid-19 testi pozitif çıkanların, geçici karantina merkezlerine gönderildiği fakat tecrit süresi dolduktan sonra yeniden mahallelerine girmelerine izin verilmediği aktarıldı.
Gidecek yeri olmayan işçilerin evsiz kaldığı, yağmurdan korunmak için çevredeki restoranların bulunduğu ara sokaklara ve köprü altlarına sığındığı kaydedildi.
Tekstil sektöründe çalışan göçmen işçilerin yaşadığı bölgede, geçen hafta Kovid-19 karantinası nedeniyle protestolar düzenlenmişti. Söz konusu protestoların, sağlık görevlilerinin testi pozitif çıkan bazı işçileri memleketlerine geri göndermek istemesinden kaynaklandığı bildirilmişti.
- Başkentte vakalar artıyor
Başkent Pekin'de de vaka sayısı, "salgının başından bu yana en yüksek seviyeye" çıkarken, tedbirler giderek sıkılaştırılıyor.
Yaklaşık 22 milyon nüfuslu kentte son 24 saatte hastalık belirtisi gösteren 500, göstermeyen 1139 vaka tespit edildi. Günlük vaka sayısı son 2 günde 1000'i aştı.
Merkez ilçelerde çok sayıda bina ve iş merkezinin kısmi karantinaya alınması nedeniyle kent merkezi "hayalet şehir" görünümüne büründü.
Vakaların nüfusa oranla az olmasına ve büyük bölümünün hastalık belirtisi göstermemesine rağmen Çin, "sıfır vaka" olarak adlandırılan katı salgın kontrol tedbirlerini uygulamaya devam ediyor.
Kovid-19 vakalarını ortaya çıktığı yerde bastırmayı ve bulaşma zincirini kesmeyi hedefleyen strateji, karantina, seyahat kısıtlamaları, toplu testler, imalat, ticaret ve hizmetler sektöründeki işletmelerin faaliyetlerinin kısıtlanması veya kapalı devre sürdürülmesi gibi katı ve geniş ölçekli tedbirleri gerektiriyor.
Tedbirler, hayatın olağan akışına müdahalenin yanında ekonomik maliyeti açısından da tartışmalara yol açıyor.
DOHA (AA) - Fenerbahçeli futbolcular Enner Valencia ile Michy Batshuayi, 2022 FIFA Dünya Kupası'ndaki ilk maçlarda attıkları gollerle takımlarının aldıkları galibiyette başrol üstlendi.
Bu sezon form grafiğiyle dikkati çeken Valencia, ev sahibi Katar'ı 2-0 mağlup ettikleri açılış maçında Ekvador'a galibiyeti getiren golleri kaydetti. Müsabakanın 16. ve 31. dakikasında fileleri havalandıran 33 yaşındaki futbolcu, milli takım kariyerindeki gol sayısını 37'ye çıkardı.
Ekvador'un Dünya Kupası'nda kaydettiği son 5 golde Enner Valencia'nın imzası bulunuyor. Valencia ayrıca Süper Lig'de de en skorer oyuncular sıralamasında 13 golle zirvede yer alıyor.
Katar 2022'nin favorileri arasında gösterilen Belçika ise Kanada ile yaptığı ilk müsabakada 3 puanı Michy Batshuayi'nin golüyle elde etti. Batshuayi, 44. dakikada attığı golle takımına galibiyeti getirdi.
Michy Batshuayi, Dünya Kupası'nda ikinci kez gol sevinci yaşadı.
Global denken. Lokal handeln. - Auf drei Kontinenten ein starkes Unternehmen
Â
Hilite International ist als weltweit tätiger Partner der Automobil- und Nutzfahrzeugindustrie mit Standorten in Asien, Europa und Nordamerika vor Ort bei seinen Kunden. Hauptsitz ist Marktheidenfeld, Deutschland. Führende Hersteller sowie namhafte Zulieferer der Branche sind Kunden von Hilite International. Erfolgreiche Geschäftsfelder des Unternehmens sind die E-Mobilität, Thermalmanagement, Komponenten fürsWasserstoffantriebe sowie die Entwicklung und Fertigung von Komponenten und Systemen zur Reduzierung des Kraftstoffverbrauchs und Emissionen bei Verbrennungsmotoren. Hilite International ist u.a. mit jährlich über 50 Millionen produzierten variablen Nockenwellenverstellern (VVT) und Getriebeventilen (DCT) Weltmarktführer in diesem Segment. www.hilite.com
Â
Küresel düşün. Yerel ticaret yapın. - Üç kıtada güçlü bir şirket.
Â
Hilite International, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki lokasyonları ile otomotiv ve ticari araç endüstrisinin küresel bir ortağıdır ve müşterilerine yakınlığıyla bilinirler. Merkezi Almanya'nın Marktheidenfeld ÅŸehrindedir. Sektördeki önde gelen üreticiler ve tanınmış tedarikçiler, Hilite International'ın müşterileridir. Åžirketin baÅŸarılı iÅŸ alanları, e-mobilite, termal yönetim, hidrojen tahrikleri için bileÅŸenler ve yakıt tüketimini ve yanmalı motorlardan kaynaklanan emisyonları azaltmak için bileÅŸen ve sistemlerin geliÅŸtirilmesi ve üretimidir. DiÄŸer ÅŸeylerin yanı sıra, Hilite International, yılda üretilen 50 milyonun üzerinde deÄŸiÅŸken eksantrik mili ayarlayıcısı (Nockenwellenversteller) (VVT) ve ÅŸanzıman valfleri (DCT) ile bu segmentte dünya pazar lideridir. www.hilite.comÂ
Â
BERLİN (AA) - Alman hükümetinin, Birleşmiş Milletlerin (BM) Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu (MINUSMA) kapsamında Mali’deki Alman askerlerinin görev süresini Mayıs 2024’te sonlandırmak istediği bildirildi.
Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit’in yazılı açıklamasında, hükümetin, BM MINUSMA misyonunun bir parçası olarak Mali’deki Alman askerlerinin görev süresinin Mayıs 2023’te son kez 1 yıl daha uzatılmasını Federal Meclise (Bundestag) teklif etme kararı aldığını belirtti.
Böylelikle düzenli şekilde bu görevin aşamalı olarak sonlandırılacağına işaret eden Hebestreit, bu konuda özellikle Mali'de Şubat 2024'te yapılması öngörülen seçimlerin de dikkate alındığını kaydetti.
- Yaklaşık bin 200 Alman askeri bulunuyor
Alman basınındaki haberlere göre, Mali’deki Alman askerlerinin durumunu ele almak için bugün Başbakan Olaf Scholz, Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Savunma Bakanı Christine Lambrecht ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Svenja Schulze, Başbakanlık Binası’nda bir araya geldi.
Şu anda BM MINUSMA misyonunun bir parçası olarak Mali'de yaklaşık bin 200 Alman askeri bulunuyor.
GAZZE (AA) - Gazze Şeridi'nin Han Yunus kentindeki Filistinliler, Gazze - İsrail sınırına yaklaşık 1 km metre mesafede kurulan Al- Jidar (Duvar) adlı kafede 2022 FIFA Dünya Kupası maçlarını izledi. Büyük bir alana kurulan kafenin girişi, Dünya Kupası'na katılan takımların bayrakları ile süslendi.
Â