Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

 

BERLİN (AA) - Alman hükümeti, üretici envanterinden Leopard 1 ana muharebe tanklarının Ukrayna'ya ihracatını onayladı.

 

Hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit, Berlin'de yaptığı açıklamada, ihracat onayını teyit ederek, "Bu aşamada daha fazla bir şey söylemek istemiyorum ancak önümüzdeki günlerde ve haftalarda daha somut hale gelecek." dedi.

Alman basınındaki haberlere göre, Rheinmetall şirketinin elindeki 88 adet atıl durumdaki Leopard 1 tankı tekrar bakımdan geçirerek kullanılır hale getirilecek ve ardından Ukrayna'ya teslim edilecek.

 

Leopard 1 ana muhabere tankı İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Alman ordusu için üretilen ilk ana muharebe tankı olma özelliği taşıyor.

Alman ordusu Leopard 1 tanklarını 20 yıl önce hizmet dışı bırakmıştı ancak dünyanın farklı kıtalarındaki dokuz ülke bugün hala bu tankı kullanıyor.

 

1965'ten 1980'lerin ortasına kadar 4 bin 700 adet üretilen tank daha sonra yerini daha modern Leopard 2'lere bırakmıştı.

Almanya, 25 Ocak'ta Ukrayna'ya 14 Leopard tankı sağlayacağını açıklamıştı.

Uzun yıllardan bu yana siyaset - dernekçilik – iş dünyası üçgeninde faliyet gösteren Sait Özcan Almanya Türkleri’ni değişik açılardan ince

  

Kitap Dünyası yayıncılık tarafından basılan “Arupalı Türkler” adlı eser ile ilgili olarak Ayhaber’e açıklamalarda bulunan KONAD Başkanı Sait Özcan, “Türklerin Avrupa’ya göçü 60 yılı aştı. Ancak bu güne kadar tarihsel ve kültürel değişimi mercek altına alan eserlerin azlığı beni böyle bir çalışma yapmaya özendirdi. Benim alilem de ilk nesil Türklerdendir. Babamdan dinlediklerimi detaylı olarak kaleme alarak onların yaşadıklarının uzun yıllar GöçTürklerin kültürel kodlarında unutulmamasını istedim. Ayrıca dernekçilik faliyetlerimden çıkardığım dersler ile bu alandaki deneyimlerimin de Almanya Türkleri arasında bilinmesini istiyorum. Yine uzun yıllar Türk basınında muhabir, köşeyazarı ve araştırmacı olarak çalışmam da biriken kültürel birikimlerimin de toplumsal hafızada yerleşmesini istedim” şeklinde konuştu.

 

KONAD Genel Merkezinden yapılan açıklamaya göre Türkiye’de satış yapılmaya başlayan kitabın tanıtımının Almanya’da Türk Toplumu temsilcilerinin de geniş katılımı ile yapılacağı belirtildi.

 

Resim: KONAD

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Über einen stattlichen Scheck in Höhe von 10.000 Euro für das Lesecafé in der Gemeinschaftsunterkunft für Asylbewerber (GU) in der Veitshöchheimer Straße, den Geschäftsführer und Chief of Finance (CFO) Falk Pewestorf von FLYERALARM kürzlich überreichte, freuten sich die Schülerinnen und Schüler der Montessori Fachoberschule, die dieses Projekt ins Leben gerufen haben.

Die fünf Schülerinnen und Schüler der 12. Klasse hatten sich bereits im Schuljahr zuvor ehrenamtlich engagiert und ein Lesecafé in der GU in der Veitshöchheimer Straße geplant und umgesetzt. Mittlerweile vermitteln sie den Kindern dort zweimal wöchentlich für je zwei Stunden Spaß am Lesen und Lernen. Ziel ist es, den Kindern das Lernen in der Schule zu erleichtern und ihnen durch die gemeinsame Zeit Freude zu bereiten. Dies gelingt offensichtlich ganz wunderbar, denn die Kinder im Alter zwischen 2 und 11 Jahren erwarten die Lesecafé-Termine mit großer Vorfreude und erscheinen hierzu stets pünktlichst. Das Projekt Lesecafé wird in Kooperation mit dem Sozialreferat der Stadt Würzburg Fachbereich Integration, Inklusion und Senioren und der Regierung von Unterfranken als Betreiberin der Gemeinschaftsunterkunft durchgeführt.

 

Im Gespräch mit Sozialreferentin Dr. Hülya Düber, der Sachgebietsleiterin Flüchtlingsunterbringung und Integration der Regierung von Unterfranken Maria-Antonette Graber sowie Geschäftsführer und CFO Falk Pewestorf und Communication Managerin Joana Kraus von FLYERALARM schilderten die beteiligten Schülerinnen und Schüler die Erfahrungen aus ihrem Projekt. Mit welcher Begeisterung die Kinder in der GU dieses Angebot annehmen, wie sehr sie es genießen, dass sich Zeit für sie genommen wird. „Der Mittwoch ist immer der ruhigere Tag, hier werden gemeinsam Bücher angeschaut, es wird vorgelesen und bei Hausaufgaben unterstützt“, so Joelle Kurz, eine mitwirkende Schülerin. „Am Samstag gehen wir mit den Kindern dann meist nach draußen, es ist der action-Tag, wir spielen Fangen oder Fußball, oft unter Beteiligung der Eltern.“ Zum einen sei es schön, zu sehen, wie sehr sich die Kinder über diese Zuwendung freuen und sie davon profitieren, zum anderen sei es auch für die mitwirkenden Schülerinnen und Schüler des Projekts eine Hoffnung stiftende Erfahrung, dass man auch als „kleiner Mensch“ gesellschaftliche Veränderungen anstoßen kann, erläutert Ida Hock ihre Gedanken zum Projekt Lesecafé.

Dr. Hülya Düber bedankte sich herzlich für das Engagement der mitwirkenden Schülerinnen und Schüler. Man höre so oft, dass die jungen Menschen heutzutage kein Interesse mehr an gesellschaftlichen Entwicklungen haben, nicht mehr bereit seien, sich ehrenamtlich einzubringen. Das Lesecafé sei ein großartiges Gegenbeispiel. Auch Maria-Antonette Graber fand nur lobende und dankende Worte für das Engagement der Projektteilnehmer. Frank Pewestorf betonte, dass es Geschäftsführer Thorsten Fischer und ihm sehr wichtig gewesen sei, mit ihrer Spende der GU etwas Gutes zu tun. Er zeigte sich erfreut über das engagierte und unbefangene Herangehen der Jugendlichen an das Projekt – einfach mal machen.

 

Die Räumlichkeiten des Lesecafés haben Schülerinnen und Schüler aus dem Gestaltungszweig des FOS durch sechs bemalte Leinwände verschönert und für die Kinder einen ansprechenden Lern- und Leseraum gestaltet, in dem sie sich wohlfühlen. Fünf Leinwände befinden sich bereits im Lesecafé, die sechste, vor der sich alle beteiligten zur Scheckübergabe versammelten, wird in Kürze dort ihren Platz finden.

Eigentlich endet das Projekt Lesecafé im Februar 2023, da die beteiligten Schülerinnen und Schüler dieses Schuljahr ihr Fachabitur schreiben. Da natürlich alle Beteiligten großes Interesse an einer Weiterführung haben, haben sie bereits begonnen, Mitschülerinnen und -schüler der 11. Klasse für das Projekt zu begeistern und zu gewinnen, es also an die nächste Generation weiterzugeben.

 

Avrupalı turist gözünü Türkiye'ye çevirdi. Türkiye'ye 2022 yılında en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sırasıyla Almanya, Rusya ve İngiltere oldu.

 

2022 yılı Türkiye turizmi için rekorlar yılı oldu. Turizm geliri 2022 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 53,4 artarak 46 milyar 284 milyon 907 bin dolar oldu. Yabancı ziyaretçi sayısında 2022'de, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 80,33 artış oldu.2022'de bir önceki yıla oranla yüzde 71,07 artışla 51 milyon 387 bin 513 ziyaretçi Türkiye'de ağırlandı.

 

Almanya zirvede

Ocak-Aralık döneminde en çok ziyaretçi gönderen ülke sıralamasında, 5 milyon 679 bin 194 kişiyle Almanya ilk sırada yer aldı.

 

Rusya ikinci sırada

Bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,74 artışın olduğu Almanya'yı, yüzde 11,74 artış ve 5 milyon 232 bin 611 kişiyle Rusya, yüzde 7,56 artış ve 3 milyon 370 bin 739 kişiyle İngiltere takip etti. İngiltere'yi Bulgaristan ve İran izledi. Türkiye'yi 2022'nin aralık ayında ziyaret eden yabancı sayısı da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 26,79 arttı ve 2 milyon 399 bin 441 olarak gerçekleşti.

 

Hedef 60 milyon turist

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da, turizmde 5 yıllık hedefleri paylaştı. Ersoy, 2023 yılında 60 milyon turist ve 56 milyar dolar gelir hedeflendiğini açıkladı. Bakan Ersoy, yürütülecek tanıtım faaliyetleri, devreye alınacak yeni destinasyon ve turizm çeşitliliğiyle 2028 yılında turist sayısının 90 milyona, toplam gelirin 100 milyar dolara çıkarılacağını belirtti. 2023’te turizm gelirlerinde yüzde 21 artış yaşanacağını anlatan Bakan Ersoy, “Çok ciddi artışı bir sonraki yılda da yapacağız. 2024 yılında 68 milyar dolara, 2025’te 77 milyar dolar, 2026’da 85,3 milyar dolar, 2027’de 93 milyar dolar ve 2028 yılında 100 milyar dolar geliri hedefliyoruz.” dedi.

 

MADRİD (AA) - İspanya'nın güneyindeki Cadiz kentinin Algeciras ilçesinde 25 Ocak akşamı iki kiliseye saldıran ve 1 rahibi öldürüp, 4 kişiyi yaralayan Yassine Kanjaa adlı Fas vatandaşı, çıkarıldığı mahkemede "terörizm" suçuyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

 

Algeciras'daki saldırıların zanlısı Kanjaa, İspanya'daki en uzun gözaltı süresi olan 5 günün sonunda Madrid'deki Ulusal Mahkemeye çıkarıldı.

Mahkeme hakimi Joaquin Gadea, 25 yaşındaki Kanjaa'nın, savcılığın da talep ettiği gibi "terör amaçlı cinayet ve yaralama" suçlarından kefaletsiz tutuklanarak, cezaevine gönderilmesine karar verdi.

 

EFE haber ajansından, mahkeme kaynaklarına dayandırılarak verilen bilgiye göre, hakim Gadea, mevcut kanıtların, Fas vatandaşı Kanjaa tarafından gerçekleştirilen saldırının "hem Katolik Kilisesi'nin inancını savunan rahiplere hem de Müslüman olmasına rağmen laik olanlara karşı olduğunu gösterdiğine" kanaat getirdi.

Mahkeme kaynakları, "gizli" olduğu için Kanjaa'nın ifadesine ilişkin bilgi paylaşmadı.

 

Algeciras'da iki kiliseye saldıran ve elindeki palayla 1 rahibi öldürüp, biri rahip 4 kişiyi yaralayan 25 yaşındaki Kanjaa'nın 2019'da düzensiz göçmen olarak İspanya'ya giriş yaptığı ve sınır dışı edilmeyi beklediği açıklanmıştı.

 

MADRİD (AA) - Turizm sektöründe dünyada lider ülkelerden İspanya, 2022 yılında 71,6 milyon turist ağırladığını açıkladı.

 

İspanya Ulusal İstatistik Enstitüsünün (INE) turist girişini kontrol eden "Frontur" ve turist harcamalarını kaydeden "Egatur"un raporlarını temel alarak hazırladığı 2022 sonu bülteninde, ülkeye gelen turist sayısının 71,6 milyon olduğu belirtildi.

Kovid-19 öncesi rekorların kırıldığı turizm verilerine yaklaşmaya başlayan İspanya'nın, 2019'a kıyasla geçen yıl turist sayısında yüzde 14,3'lük düşüş yaşandığı kaydedildi.

 

Turizmden elde edilen gelir ise 2019'a göre yüzde 5,3 düşüşle 2022'de 87 milyar 61 milyon avro olarak duyuruldu.

Turist harcamalarının 2021'e göre yüzde 17,8 oranında arttığı ve günlük ortalama 162 avroya çıktığı, İspanya'da ortalama kalış süresinin 8,2'den 7,5 güne gerilemesine rağmen turist başına ortalama harcamanın 1217 olduğu bildirildi.

 

İspanya'ya gelen turistlerde 15,1 milyon ile İngilizlerin ilk sırada olduğu, bunu Fransızlar (10,1 milyon) ve Almanların (9,76 milyon) izlediği ifade edildi.

 
- "ABD iki devletli çözüme ulaşmayı engelleyecek, yerleşimlerin genişletilmesi, kaçak yerleşimlerin yasallaştırılması, Batı Şeria'nın ilhakına doğru hamleler, Kudüs'teki kutsal mekanlarda statükonun bozulması, yıkımlar ve zorla evden çıkarmalar, tahrik ve şiddete göz yumma dahil tüm adımlara kesin olarak karşı çıkıyor"
 
 

KUDÜS (AA) - ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, yasa dışı Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesine yönelik adımlarla ilgili İsrail'i uyardı ve bölgede artan şiddetin yatışması için tek taraflı girişimlerden uzak durulması çağrısı yaptı.

Blinken, iki günlük İsrail-Filistin temaslarını tamamladıktan sonra düzenlediği basın toplantısında, "İki taraf da kısa vadede ateşe benzin dökecek uzun vadedeyse iki devletli çözüm vizyonunu baltalayacak adımlardan kaçınmalı." dedi.

 

İsrail ve Filistinli muhataplarıyla yaptığı görüşmelerde mevcut gelişmeler karşısında iki tarafın da endişesini dile getirdiğini kaydeden Blinken, iki taraftan da gerilimin düşürülmesi için birtakım yapıcı teklifler geldiğini, ekibinden üst düzey isimlerin bölgede kalarak "somut adımlar için görüşmelerini sürdüreceğini" söyledi.

Filistinliler ve İsraillilerin, "eşit özgürlük, güvenlik, adalet ve onura kavuşması için yolun ABD'nin kalıcı hedefi iki devletli çözümden geçtiğini" belirten Blinken, İsrail'in yasa dışı Yahudi yerleşimlerine yönelik adımlarına işaret ederek şunları söyledi:

"ABD iki devletli çözüme ulaşmayı engelleyecek yerleşimlerin genişletilmesi, kaçak yerleşimlerin yasallaştırılması, Batı Şeria'nın ilhakına doğru hamleler, Kudüs'teki kutsal mekanlarda statükonun bozulması, yıkımlar ve zorla evden çıkarmalar, tahrik ve şiddete göz yumma dahil tüm bu yöndeki adımlara karşı çıkıyor."

 

ABD Dışişleri Bakanı, bölgede yükselen şiddetin yatıştırılması için tüm taraflara gerekli adımları atması çağrısında bulundu.

ABD'nin BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) yaklaşık 50 milyon dolar değerinde bağış yapacağını aktaran Blinken, işgal altındaki Batı Şeria'da mobil internette 4G'ye geçilmesini sağlayacak bir anlaşma için çalıştıklarını dile getirdi.

Blinken, İsrail'in bölgedeki Arap ülkeleriyle imzaladığı barış anlaşmalarının genişletilmesi için de çalışacaklarını ifade etti.

 

- İran'la ilgili değerlendirmeler

İran konusunda İsrail ile aynı görüşleri paylaştıklarını aktaran Blinken, "Öncelikle İran nükleer silah elde etmemeli. İkinci olarak bölgedeki ülkelerle birlikte İran'ın bölge ve geniş coğrafyada istikrarı bozucu tehlikeli adımlarının engellenmeli. İran'ın Rusya'ya Ukrayna saldırısında gelişmiş teknoloji sağlaması bunlardan birisi. Bunu İsrailli ortaklarımızla da tartıştık. Bu iki yönlü, sadece İran, Rusya'ya silah sağlamıyor; Moskova da Tahran'a askeri ekipman gönderiyor." diye konuştu.

 

Blinken, İsrailli yetkililerle İran'ın "kötücül adımlarına karşı bölge ülkeleriyle yapabilecekleri işbirliklerini ve yöntemleri ele aldıklarını" vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Mısır'daki temaslarının ardından iki günlük ziyaret için dün İsrail'e gelmiş, bugün de Batı Şeria'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmüştü.

 

- İsrail'in Cenin saldırısı gerilimi tırmandırdı

İsrail'in geçen hafta işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Cenin Mülteci Kampı'na düzenlediği baskın bölgede gerilimi tırmandırdı.

Cenin'de 10 Filistinlinin öldürüldüğü baskını Doğu Kudüs’teki bir yasa dışı Yahudi yerleşim biriminde 7 İsraillinin hayatını kaybettiği saldırı izlemişti.

 

İşgal altındaki Doğu Kudüs'ün Silvan Mahallesi'nde de 28 Ocak Cumartesi günü 13 yaşında bir Filistinlinin düzenlediği silahlı saldırıda biri ağır 2 İsraillinin yaralanması bölgedeki şiddeti artırmıştı. Fanatik Yahudi yerleşimciler de Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Filistinlilere, mülklerine ve araçlarına saldırmıştı.

İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimcilerin açtığı ateş sonucu 2023'ün başından bu yana aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 35 Filistinli öldürüldü.

BAKÜ (AA) - Tahran yönetimi, Azerbaycan'ın, İran'ın Hoy kentinde meydana gelen depremde zarar görenler için yardım önerisini geri çevirdi.
 

AA muhabirinin diplomatik kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Azerbaycan hükümeti, Tahran Büyükelçiliğine yapılan saldırı nedeniyle iki ülke arasında son günlerde yaşanan krize rağmen Hoy depremi sonrasında İran'a yardım önerdi. Tahran yönetimi, Azerbaycan'ın yardım önerisini kabul etmedi.

Deprem bölgesinde on binlerce Azerbaycanlı kış şartlarında dışarıda yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Depremzedelere yardım etmeyen İran hükümeti, başkalarının da yardım etmesine izin vermiyor.

 

İran'ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde 28 Ocak'ta 5,8 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti.

Azerbaycan Türklerinin yoğun olarak yaşadığı bölgede deprem nedeniyle resmi kayıtlara göre 1500 ev hasar görmüştü.

 

Sosyal şebekelerde depremzedelerin İran devletinden hiçbir yardım almadıkları ve soğuk havada dışarıda kaldıklarına ilişkin görüntüler paylaşılmıştı.

Geldautomatensprenger-Bande ausgehoben - Bayerns Innenminister Joachim Herrmann und Justizminister Georg Eisenreich zum Ermittlungserfolg von Staatsanwaltschaft und Polizei: Hervorragende internationale Zusammenarbeit - Geldautomaten müssen besser gesichert werden

 

In einer groß angelegten Festnahme- und Durchsuchungsaktion der Staatsanwaltschaft Bamberg, des Bayerischen Landeskriminalamts und des Landeskriminalamts Baden-Württemberg konnte am 30. Januar 2023 in den Niederlanden und in Belgien eine Geldautomatensprenger-Bande ausgehoben werden, der mehr als 50 Straftaten in Deutschland mit einem Gesamtschaden von mehr als zehn Millionen Euro zugerechnet werden. Darüber haben heute Ermittler von Staatsanwaltschaft und Polizei im Bayerischen Landeskriminalamt informiert. Bayerns Innenminister Joachim Herrmann und Justizminister Georg Eisenreich sprachen von einem "großen Ermittlungserfolg" und einer "hervorragenden internationalen Zusammenarbeit". Herrmann: "Wir müssen solche skrupellosen Verbrecherbanden und deren Hintermänner konsequent hinter Gitter bringen." Eisenreich: "Bayern ist gut aufgestellt. Die Justiz arbeitet hervorragend mit der Polizei – auch über die Ländergrenzen hinweg – zusammen."

 

Nach Herrmanns Worten hat sich die Problematik mit gesprengten Geldautomaten im vergangenen Jahr deutlich verschärft. Mit 37 Geldautomatensprengungen musste 2022 in Bayern ein Rekordwert verzeichnet werden (2020: 24 Sprengungen, 2021: 17 Sprengungen). Auch bundesweit gab es vergangenes Jahr einen Rekordstand (493). "Das müssen wir sehr ernst nehmen", erklärte der Innenminister.

 

Justizminister Eisenreich: "Geldautomatensprengungen sind die Banküberfälle der Moderne. Während die Zahl der traditionellen Banküberfälle deutschlandweit laut BKA von mehr als 1.600 im Jahr 1993 auf 28 im Jahr 2021 stark gesunken ist, nimmt das Sprengen von Geldautomaten erheblich zu. Zwischen 2006 und 2021 hat sich die Zahl von 30 auf knapp 400 mehr als verzehnfacht." Grund hierfür ist auch die Veränderung des Bankensektors: Seit 1995 gibt es laut Bundesbank etwa 70 Prozent weniger Bankniederlassungen, bedingt durch die fortschreitende Digitalisierung. Die Zahl der Geldautomaten hat laut Bundesverband der Deutschen Volksbanken und Raiffeisenbanken seit 1995 um mehr als 50 Prozent zugenommen (1995: 35.700; 2021: 56.097).

 

Die hochprofessionellen Täterbanden würden laut Herrmann nicht nur hohe wirtschaftliche Schäden verursachen. Besonders problematisch sei auch, dass mit den Sprengungen eine rücksichtslose Gefährdung von unbeteiligten Dritten, Anwohnern und Einsatzkräften einhergehe. Eisenreich: "Die bayerische Justiz verfolgt Geldautomatensprenger konsequent. Das Strafgesetzbuch sieht für Fälle der Geldautomatensprengung regelmäßig eine Freiheitsstrafe von einem Jahr bis zu 15 Jahren vor." Der Justizminister weiter: "Organisierte Kriminalität steckt hinter unterschiedlichen Kriminalitätsphänomenen. Das können Zwangsprostitution, Drogenhandel, Cybertrading oder Geldautomatensprengungen sein. Wir setzen deshalb auf Experten bei den bayerischen Staatsanwaltschaften. Daneben arbeiten wir im Bereich der OK – wie im aktuellen Fall – eng mit den Nachbarländern sowie Europol und Eurojust zusammen."

 

Laut Herrmann sind auch die Bankenwirtschaft und die Automatenhersteller in der Verantwortung, es den Tätern so schwer wie nur möglich zu machen. Die Maßnahmen im benachbarten Ausland und der dortige Rückgang der Sprengungen zeige, wie wichtig stärkere Vorkehrungen auch in Deutschland seien. Deutlich weniger Bargeldbestand in den Automaten würde das Aufsprengen weniger lukrativ machen. "Ein großes Potential sehe ich auch beim Einsatz von speziellen Einfärbe- und Klebesystemen, die die Geldnoten unbrauchbar machen", so Herrmann weiter. "Dadurch würde sich eine Sprengung nicht mehr lohnen."

 

Details zur Festnahme- und Durchsuchungsaktion von Staatsanwaltschaft und Polizei können der beiliegenden Pressemeldung des Bayerischen Landeskriminalamts entnommen werden.

 

Frei verwendbare Fotos und Videostatements zur Pressekonferenz können ab 14 Uhr im Medienportal des bayerischen Innenministeriums abgerufen werden (https://medien.innenministerium.bayern.de/).

 
BERLİN (AA) - Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, küresel piyasalarda enerji fiyatlarında düşüşün beklenmediğini söyledi.
 

Habeck, Alman kabine toplantısının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, bu kış sonunda Almanya'nın doğal gaz depolarında yeterli gaz olması durumunda ülkenin enerjide geçen yılki rekor fiyat artışlarını görmeyeceğini belirtti.

Küresel piyasalarda enerji fiyatlarında düşüşün beklenmediğini dile getiren Habeck, "Daha iyiye doğru kalıcı bir değişiklik olup olmayacağına kimse gerçekten emin olamaz veya tahmin edemez. Ancak bir şans var." ifadesini kullandı.

 

Robert Habeck, Almanya'nın elektrik arzının, ülkenin kademeli olarak kömürden çıkışına ve gelecek yıllarda beklenen tüketim artışına rağmen 2031 yılına kadar garantili olduğunu savundu.

Alman hükümetinin raporuna göre, ülkede 2025-2031 yıllarında fosil yakıtla çalışan santrallerden uzaklaşılarak yenilenebilir kapasite ve ulaşım ağlarının genişletilmesiyle elektrik arzı güvenli olacak.

Alman hükümetinin, Haziran 2023’e kadar elektrik santrallerine ilişkin stratejisini yayınlaması bekleniyor.

 

-AB'nin yeşil sanayiye destek planı

Habeck, Avrupa Birliği'nin (AB), ABD ve Çin gibi ülkelerin yeşil sanayiye yoğun teşvikleri karşısında kendi şirketlerini korumaya yönelik planını ise memnuniyetle karşıladı.

Habeck, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından bugün tanıtılan "Avrupa Yeşil Mutabakat Sanayi Planı" konusunda, "Bu çok iyi bir plan. Ortak bir hedefimiz var. iklim nötr hale gelmek ve AB’yi yatırım ve yenilik için çekici, rekabetçi bir yer olarak güçlendirmek için yeşil ekonominin gelişmesini sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.