Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Çevre grubunun sözcülerinden Clara Hinrichs, Berlin'deki Başbakanlık Binası’nın önünde grup üyeleriyle basın toplantısı düzenledi.
Hinrichs, Almanya’da fosil enerjiye yatırımın sürdüğünü, yenilenebilir enerjiye yatırımın ise ertelendiğini belirtti.
Hükümetin yenilenebilir enerjiye yatırım konusunda dürüst olmadığını savunan Hinrichs, “Biz hükümetten gerekli olan şeyleri yapmasını talep ediyoruz." dedi.
Hinrichs, Almanya'da fosil hammadde kullanımının 2030 yılına kadar sona ermesini beklediklerini ifade etti.
- Değişim olana kadar Berlin'den ayrılmayacağız
Bu talebe dikkati çekmek için “Son Kuşak” grubunun 13 Eylül’den itibaren Berlin’de sürekli eylemler düzenleyeceğini aktaran Hinrichs, “Buraya bir dönüm noktası başlatmak için geliyoruz." dedi.
13 Eylül’de Almanya genelinden grup üyelerinin protesto yürüyüşü yapmak için Berlin’e geleceğini ifade eden Hinrichs, “Planımız, Berlin'de olduğumuzu göstermek. Hükümetin kapısının önünde, bu şehirde bir şeyleri harekete geçirmek için yola çıktığımızı kimse görmezden gelemeyecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Hinrichs, 15 Eylül’de başka bir çevre grubu “Fridays for Future” hareketinin düzenleyeceği gösteriye katılacakları, 18 Eylül’den itibaren de Berlin'de caddeleri trafiğe kapatmaya başlayacakları bilgisini paylaşarak, “Değişim başladığında protestomuz sona erecek.” ifadesini kullandı.
Almanya’da meydana gelen çevre olaylarına da işaret eden Hinrichs, “Sel, fırtına, tenis topu büyüklüğünde dolunun Bavyera'da yere düştüğü aşırı hava olaylarının yaşandığı bir yazın ardından protestomuz daha yoğun ve hiç olmadığı kadar güçlü olacak. Siyasi değişim gelene kadar Berlin'den ayrılmayacağız.” şeklinde konuştu.
Toplantıya katılan "Son Kuşak" üyesi jeolog Prof. Dr. Nikolaus Froitzheim ise siyasetçilerin sürekli olarak gerçekleri reddettiğini belirterek, “Saldığımız her ton karbondioksit ile iklim sisteminin çökme olasılığı artıyor. Acil olarak petrol, gaz ve kömür gibi fosil yakıtlardan ayrılmalıyız.” dedi.
Froitzheim, bu fosil yakıtların kullanımının 2045’e kadar değil 2030’a kadar sonlandırılması gerektiğini ifade ederek, Başbakan Olaf Scholz’un kapsamlı bir değişime gidilmesine ihtiyaç duyulduğunu bildiğini ancak popüler olmayan bu gerçeği söylemeye cesaret edemediğini savundu.
- Gruba yönelik operasyon düzenlenmişti
Almanya'da hükümetin iklim değişimine karşı yeteri kadar mücadele etmediğini savunan "Son Kuşak" adlı çevre hareketi, iklim krizine dikkat çekmek amacıyla ülkenin çeşitli kentlerinde ellerini caddelere yapıştırarak protesto gösterileri düzenliyor.
Bu şekilde trafiği engelleyen grup üyelerine araç sürücüleri tepki gösteriyor. Bazı bölgelerde sürücüler çevrecilere şiddet uyguluyor.
Bavyera polisi 24 Mayıs'ta çevreci gruba operasyon düzenlemiş ve 7 eyalette, 15 mekanda arama yapmıştı. 22 ila 28 yaşları arasında 7 çevreci grup üyesi hakkında soruşturma başlatılmış, bu kişiler "suç örgütü kurmak ve suç örgütüne yardım etmek", 2 şüpheli de "Ingolstadt'ta bir petrol boru hattına sabotaj yapmakla" suçlanmıştı.
Aktivistler daha önce de müzelerde sergilenen eserlere ellerini yapıştırmış, tablolara domates çorbası ve patates püresi fırlatmakla gündeme gelmişti.
İki gün yapılan açılışta uzun bir selamlama konuşması yapan genel başkan İhsan Öner, hem yaşadığımız ülke olan Almanya’ya hemde Anavatan Türkiye’ye sitem etti. Müslüman Türk toplumunun, kısa ve orta vadede çözüme kavuşturulması gereken sorunlarını dile getiren İhsan Öner, „Bunlar; 1) İslam Dini tanınmalı cemaat statüsü tanınmalı, 2)Bir medeniyet ve kültür dili olarak Türkçe’nin yaşatılması, 3) Din dersinin okullarda yaygın-laştırılması, 4) Başörtülü müslüman kadınların kamuda mesleğini icra edebilmesi, 5) İslamafobi, 6) Bütün Türklere Çifte Vatandaşlık hakkının tanınması“ dedi.
TÜRKİYE YANDAŞ ARAYIŞINDA OLMAMALI
Türkiye’ye de sitem eden genel başkan Öner, „Meselenin bir de Türkiye boyutu var. Her fırsatta söylüyorum; Türkiye bizim anavatanımız, köklerimiz orada. Göç tarihinin üzerinden 50 yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen yüzümüz hala oraya çevrili. Biz Türkiye’yi görüyoruz, ama Türkiye bizi görmüyor. Hükümet-ler buraları maalesef gündem- lerine almıyor. Her siyasi yapı kendine bir muhatap seçiyor ve işini o muhatapla çözmeye çalışıyor. Konu; buradaki sorunları çözmek değil, kendi propagandasını; kendi politikasını burada yaygınlaştırmak, taraftar toplamak ve zaman zaman şov yapmak.
Bu anlayış ve bakış açısı devam ettiği müddetçe, buradaki sorunlara Türkiye’nin çözüm bulması mümkün değil. Türkiye hükümetleri, buradaki sivil kitle kuruluşlarıyla, ayrım yapmadan, yandaş arayışına girmeden, iyi iş birliktelikleri kurarak projeler geliştirebilir ve problemleri çözümüne kavuşturabilir“ diyerek konuşmasını noktaladı.
SERDAR ÇELEBİ: GÜÇLÜ TOPLUM OLMALIYIZ
ATİB kurucu genel başkanı Musa Serdar Çelebi açılış ve kutlamada bir konuşma yaptı. Konuşmasında örgütlü ve güçlü tolumdan bahseden Çelebi, „Örgütlü ve güçlü toplum; 2. Sınıf vatandaş olmayı reddeden, kanunların tanıdığı hakları kullanabilen, ama kullanılmamış hakları veya söz konusu edilmeyen hakları almayı becerebilen güçlü bir toplumdur. Güçlü toplum, İsmail Gaspıralı’nın „Dilde, Fikirde, İşte Birlik“prensibidir. Bunun için mutlaka örgütlü toplum olmamız gerekiyor. Yoksa güçsüz oluruz. Atalarımız ne güzel ifade etmiş; İşsiz güçsüz, İşli Güçlü“ diyerek konuşmasını noktaladı.
BAKAN KILIÇ: DEVLETİMİZ HER ZAMAN SİZİNLE
T.C. başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını getirdiğini söyleyerek konuşmasına başlayan T.C. Gençlik ve Spor Bakanı A.Çağatay Kılıç, kendisininde 1976 yılında Siegen doğumlu olduğunu belirtti. Türkiye’nin her zaman Yurtdışında yaşayan soydaşları ile beraber olduğunu sözlerine ekleyen Çağatay Kılıç, „Hüküme-timizin devamlı bir ayağı buradadır. Başbakanımız R. Tayyip Erdoğan’ın Özel kalemi olduğum 2004 yılından beri, değişik vesilelerle burada oldum. NSU davasını takip ettik, mağdur vatandaşlarımızla konuştuk, hatta Türk diye öldürülen Yunan ailesiyle de görüştük. Güçlü bir Türkiye her zaman, her yerde sizinle“ diyerek mesajını verdi.
KOSOVA’YA DAVET ETTİ
Açılışa katılan misafirlerden biride Kosova Mamuşa Belediye başkanı Arif Bütüç oldu. Başkan Arif Bütüç, Türkiye’nin kendileri için anavatan olduğunu ifade ederek şunları söyledi: „Avrupa Türk İslam Birliği’ni 1999 yılında tanımış oldum. Dünya’nın en genç ülkesi olan Kosova’dan geliyorum. Kosova benim vatanımdır, ama benim anavatanım Türkiye’dir. Anavatanı-mın baş- bakanı, anavatanımın meclisi, anavatanımın cumhurbaşkanı aradan 24 saat bile geçmeden bizi ilk tanıyan ülkelerden biri oldu. Biz anavata-nımızı güçlü bir ülke olarak görmek istiyoruz. Bir evlad-ı fatihan torunu olarak, Türkiye’de yaşayan 80 milyon,o ülkeyi benim gözümle görmüş olsa, o ülke cennet gibi olur. O ülkenin kıymetini bilmemiz lazım.
Bizimde atalarımız İç Anadolu’dan Kosova’ya gelmişler. Oraya sevgiyi, barışı, adaleti ve hoşgörüyü getirmişler. Biz nerde olursak olalım; dilimiz bir, kültürümüz bir, dinimiz bir, kıblemiz birdir. Nerede olursak olalım; O görkemli çınar ağacının altında buluşuyoruz. Merak etmeyin biz Kosova’da varız, var olmayada devam edeceğiz. Bizim dilimiz Türki-ye Türkçe’si gibidir. Kimliklerimiz de Türkçe’dir. Siz soydaşlarımızı Koso- va’ya davet ediyorum. Orası küçücük bir ülkedir, bizim belediyemizde küçüçüktür. Ama bizim çok büyük bir kalbimiz vardır.“
Zum 175. Mal jährt sich 2023/24 die Revolution von 1848/49. Im Zentrum des Revolutionsgeschehens stand und stehen noch immer Frankfurt und die Paulskirche, in der die Nationalversammlung tagte. Jedoch gab es auch Auswirkungen auf den Würzburger Raum. Nicht zuletzt ist in diesem Zusammenhang der ehemalige Würzburger Bürgermeister und Gründer der Sparkasse Würzburg, Wilhelm Behr, zu nennen, der in die Nationalversammlung gewählt wurde.
Die Geschichte dieser Revolution stand zuletzt zwar nicht mehr im Fokus der Öffentlichkeit und Wissenschaft, ist aber für das Verständnis der deutschen und mitteleuropäischen Geschichte und Demokratieentwicklung von großer Wichtigkeit.
Um sich diesem Thema zu nähern, lädt Oberbürgermeister Christian Schuchardt am Montag, 18. September 2023, um 19 Uhr in den Ratssaal des Rathauses ein.
Prof. Dr. Sabine Freitag (Universität Bamberg) wird zu den Ereignissen von 1848 und der Bedeutung für den Raum Würzburg referieren.
Der Eintritt ist frei, eine Anmeldung ist nicht erforderlich.
Liebe Gäste des Stadtfestes,
zum 33. Mal richten wir, das Stadtmarketing „Würzburg macht Spaß“ e.V., das Stadtfest aus – und auch im 35. Jubiläumsjahr lädt die gute Stimmung und herzliche Atmosphäre wieder die Bürgerschaft aus Stadt und Land zum Feiern in die Domstadt ein! Die Würzburger Geschäftsleute haben sich für Sie eine Menge au- ßergewöhnliche große und kleine Events einfallen lassen, unsere Bühnen unter- halten Sie mit einem abwechslungsreichen Programm und neben all dem warten herzhafte Speisen sowie warme und kalte Getränke von unseren Gastronomiepartnern auf Sie.
Mit dem Stadtfest wollen wir uns, im Namen der Händler:innen, Gastronom:innen und Dienstleister:innen, bei Ihnen für IHRE Treue bedanken. SIE sind der Gradmes- ser dafür, ob Sortimente, Qualität, Service und Aufenthaltsqualität in der Einkaufsstadt Würzburg stimmen – Ihre Wünsche liegen uns am Herzen!
Am Freitagnachmittag starten wir mit Live-Musik auf verschiedenen Bühnen. Am Samstag geht es dann so richtig los: Mit zahllosen Informations-, Promotion- und Aktionsständen in der Innenstadt und Live-Musik bis in die Nacht ist beim Stadtfest rund um die Uhr für die ganze Familie etwas geboten.
An dieser Stelle möchten wir uns ganz herzlich für das hervorragende Teamwork bedanken: bei unseren Straßen- und Bühnenbeauftragten, bei unserem Team aus der Geschäftsstelle und bei allen Teilnehmer:innen: Gemeinsam arbeiten wir für Würzburg und möchten Sie von unseren Ideen und dem besonderen Flair unserer schönen Stadt begeistern!
Unser ganz besonderer Dank gilt auch der großen Unterstützung durch die Stadt- verwaltung, insbesondere durch den Fachbereich Allgemeine Bürgerdienste, Polizei, Feuerwehr, Rettungsdienste und WVV. Hier haben wir gemeinsam an einem Strang gezogen, um Würzburg zu einem Erlebnis zu machen. Besonderes Au- genmerk legen wir wie immer auf das Thema Sicherheit: Im gesamten Stadtfestgebiet sind gut gekennzeichnete Mitarbeiter:innen unterwegs und bei Problemen für Sie jederzeit ansprechbar.
Natürlich sind auch wir mit einem Service-Stand am Stadtfest-Samstag für Sie da. Besuchen Sie uns am Oberen Marktplatz vor TK Maxx und informieren Sie sich über weitere Events und die starken Seiten des Stadtmarketing „Würzburg macht Spaß“. Wir freuen uns auf Sie!
Herzlichst, Ihr
Joachim Beck Wolfgang Weier 1. Vorsitzender Geschäftsführer
Am Samstag, 16. September 2023, findet bereits zum 33. Mal das Würzburger Stadtfest statt. Hierzu veranstaltet das Stadtmarketing „Würzburg macht Spaß“ e.V. (WümS) wieder einen Kinderflohmarkt – in diesem Jahr im Rathaus-Innenhof. Kinder und Jugendliche bis 14 Jahre können sich ab sofort für einen Standplatz anmelden. Von Kleidung bis Spielsachen darf alles angeboten werden und auch diesmal können sich die "Jungkaufleute" darauf freuen, selbst zu verkaufen und zu feilschen.
Anmeldungen bitte über das Anmeldeformular auf der Seite www.stadtfest-wuerzburg.de. Flohmarkt-Betreuer ist: Herr Thomas Bäumler, Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!. Die Teilnahme ist kostenfrei. Bei der Anmeldung müssen lediglich die Kontaktdaten, sowie eine Einverständniserklärung der Erziehungsberechtigten angegeben werden. Ebenso muss eine zeitliche Festlegung der Teilnahme erfolgen. Kinder und Jugendliche können im Zeitraum von 10 - 14 Uhr, von 14 - 18 Uhr oder von 10 - 18 Uhr (also einen halben oder ganzen Tag) mitmachen.
Anmeldeschluss ist der 4. September 2023. Die Standplätze werden durch den Flohmarkt-Betreuer vergeben. Das Würzburger Stadtfest und der Kinderflohmarkt beginnen am Samstag, 16. September um 10 Uhr. Der Kinderflohmarkt endet gegen 18 Uhr. Die Veranstaltung findet bei jedem Wetter statt.
BERLİN (AA) - Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, yıl sonuna kadar ülkede toplam 10 bin Ukraynalı askerin eğitilmiş olacağını söyledi.
Pistorius, Federal Meclis’te bütçe görüşmeleri çerçevesinde yaptığı konuşmada, ülke savunmasının iyileştirilmesi için Alman ordusuna, modern silahlara ve askerlere yatırım yaptıklarını belirtti.
Almanya'nın kapısının önünde bir savaş devam ettiğinde ülkenin güvenliği konusunda kesinti yapılamayacağını söyleyen Pistorius, bütçede Savunma Bakanlığı için 71 milyar avro ayrıldığını, bunun yanında özel fon oluşturulduğunu anımsattı.
Pistorius, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının sadece Ukrayna'nın egemenliğine ve özgürlüğüne değil, uluslararası düzene ve uluslararası hukuka da saldırı olduğunu belirterek, bu yüzden Ukrayna'yı her düzeyde desteklemeye devam edeceklerini aktardı.
Savunma Bakanı Pistorius, Almanya'nın, Ukrayna'yı silah ve eğitim vererek de desteklediğine işaret ederek, "Yıl sonuna kadar Almanya'da toplam 10 bin Ukraynalı askeri eğitmiş olacağız." dedi.
Ülkesinin uluslararası alanda sorumluluk üstlendiğini ve NATO'nun doğu kanadında ittifakın caydırıcılık kabiliyetine katkı sağladığını vurgulayan Pistorius, "Almanya öncülük etmeli. Bu yüzden Litvanya'da ilk kez kalıcı olarak bir tugay konuşlandırmak istiyoruz. Müttefiklerimize, onların yanında olduğumuzu ve bize güvenebileceklerini gösteriyoruz." şeklinde konuştu.
Pistorius, bu konuda ilk planlama adımlarının atıldığını, şimdi gerekli altyapının oluşturulması gerektiğini dile getirdi.
Bakan Pistorius, Almanya'nın gelecekte gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 2'sini savunma alanına yatırım yapacağını, böylelikle müttefiklere verilen sözün tutulacağını ve NATO'daki yükümlülükleri yerine getireceklerini ifade etti.
BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB), Nijer'in başkenti Niamey'deki büyükelçisinin hareket özgürlüğünün engellenmesini kınadı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in ofisinden Büyükelçi Salvador Pinto Da França'nın maruz kaldığı muameleye ilişkin açıklamada "AB, Niamey'de görevlendirilen AB Büyükelçisi'nin 5 Eylül Salı günü Fransız Büyükelçiliği'ne giderken hareket özgürlüğünün engellenmesine maruz bırakılmasını kınıyor ve üzüntü duyuyor." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada AB Büyükelçisi'nin 1961 Viyana Konvansiyonu çerçevesinde usulüne uygun akredite edildiği ve görevini Konvansiyon'a uygun şekilde yerine getirebilmesinin gerektiği vurgulandı.
Olaya ilişkin detaylı bilgi verilmedi.
AB, 26 Temmuz'da Nijer'de Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum'un askeri yönetimce görevden uzaklaştırılmasıyla başlayan olayların başından itibaren "gayrimeşru yetkililerle" çalışmayacağını bildirmiş, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) yana tavır almıştı.
Öte yandan AB, askeri yönetimin Fransa'nın Niamey Büyükelçisi Sylvain Itte'yi sınır dışı etme kararına da tepki göstermiş ve ülkede kalmayı sürdüren Itte'yi desteklediğini duyurmuştu.
- Nijer'deki olaylar
Nijer'de Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum, 26 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı unsurlarınca alıkonulmuş ve o akşam asker, yönetime el koyduğunu duyurmuştu.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı General Abdurrahmane Tchiani, 28 Temmuz'da CNSP isimli geçiş hükümetinin başına geçmişti.
CNSP, 7 Ağustos'ta Lamine Zeine'yi başbakan olarak atamış, 10 Ağustos'ta asker ve sivillerden oluşan 21 üyeli kabineyi açıklamıştı.
BRÜKSEL (AA) - NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İsveç'in üyelik başvurusu hakkında "TBMM bu sonbaharda yeniden açıldığında İsveç'in üyeliğinin en kısa sürede onaylanmasını bekliyorum." dedi.
Stoltenberg, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesinin toplantısına katılarak milletvekillerine konuşma yaptı ve soruları yanıtladı.
İsveç'in NATO üyeliği başvurusuna değinen Stoltenberg, bunun arka planına bakmak gerektiğini belirtti.
Stoltenberg, şunları ifade etti:
"Rusya Devlet Başkanı (Vladimir) Putin, 2021 sonbaharında NATO'nun imzalaması ve daha fazla NATO genişlemesi olmayacağını taahhüt etmemiz için bir taslak anlaşma gönderdi. Bu Ukrayna'yı işgal etmemesi için bir ön şarttı. Biz tabii ki bunu imzalamadık. Tam tersi oldu. Bizden NATO'nun asla genişlememesini istedi, 1997'den beri NATO'ya girmiş tüm üyelerden ki bu Orta ve Doğu Avrupa ile neredeyse NATO'nun yarısı ediyor, altyapılarımızı çekmemizi istedi, A veya B sınıfı gibi üyelikler oluşturmamızı istedi ama bunları reddettik. Sonuçta sınırlarında daha fazla NATO olmasını engellemek için savaşa girdi ama tersini elde etti. İttifakın doğusunda daha fazla NATO varlığı bulunuyor. Finlandiya, İttifaka üye oldu. İsveç de yakında tam üye olacak."
Stoltenberg, temmuzda Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta yapılan NATO Zirvesi'nde İsveç'in terörle mücadelede daha fazlasını nasıl yapacağına ilişkin anlaşmaya vardıklarını hatırlatarak şöyle devam etti:
"TBMM'nin bu sonbaharda yeniden açıldığında İsveç'in üyeliğinin en kısa sürede onaylanmasını bekliyorum. Bu daha önce defalarca ifade edildi. Böylece Finlandiya'dan sonra İsveç ile 32 üyemiz olacak. Bu kuzey ülkeleri için, İsveç ve Finlandiya için ayrıca NATO için iyi. Bu, aynı zamanda Başkan Putin'in NATO'nun büyümesini engellemek için bir Avrupa ülkesini işgal ettiğinde tersini elde ettiğinin göstermektedir."
- "Tarihte hiç bu kadar çok mayın görmedik"
Ukrayna'nın Rusya'ya yönelik karşı taarruzuyla ilgili soruyu yanıtlayan Stoltenberg, bunun kanlı ve zor bir süreç olmasını beklediklerini söyledi.
Stoltenberg, Rusya'nın katmanlar halinde savunma hatları oluşturduğunu aktararak şunları dile getirdi:
"Rusya'nın savunma hatlarında hendekler, muharebe tankları, ejderha dişi gibi engeller ve muazzam sayıda mayın bulunuyor. Tarihte hiçbir zaman bir muharebe alanında bugün Ukrayna'da olduğu kadar mayın görmedik. O nedenle Ukrayna'nın karşı taarruzunun çok zor olacağı belliydi. Ancak Ukraynalılar yine de taarruz yapmaya karar verdiler ve ilerleme kaydediyorlar. Belki umduğumuz kadar değil ama kademeli olarak zemin kazanıyorlar. Günde belki birkaç metre. Ukraynalıların zemin kazanması demek, Rusların kaybetmesi demek. Başlangıcı hatırlayalım. Rus ordusu, dünyanın en güçlü ikinci ordusuydu. Şimdi Rus ordusu, Ukrayna'daki ikinci en güçlü ordu."
Stoltenberg, Ukrayna'ya desteğin önemine işaret ederek "Sadece iyi günlerinde değil, kötü günlerinde de yanlarında olmalıyız. Kazandıklarında da kaybetseler de desteklemeye devam edeceğiz. Çünkü Ukrayna'yı desteklemek kendi ülkelerimiz için barışın sürmesini sağlamak bakımından ve otoriter rejimlerin istediklerini güç kullanarak elde edemeyeceklerini göstermek açısından bir seçenek değil gerekliliktir." diye konuştu.
- "Türkiye'nin çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz"
Bir AP milletvekilinin, Karadeniz Tahıl Girişimi'yle ilgili sorusunu cevaplayan Stoltenberg, Rusya'nın anlaşmadan çekilmesini kınadıklarını ifade etti.
"Türkiye'nin anlaşmanın yeniden hayata geçirilmesine yönelik çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz." diyen Stoltenberg, Ukrayna tahılının dünyaya gönderilmesinin en iyi yolunun savaşın bitirilmesi olduğunu, tahıl anlaşmasının savaşın sonuçlarını azaltmaya yönelik olduğunu dile getirdi.
- Romanya'daki İHA olayı kasti bir Rus saldırısı değil
Stoltenberg, Romanya'da Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmak için kullandığı insansız hava aracına (İHA) ait olduğundan şüphelenilen parçaların bulunmasıyla ilgili soruya karşılık verdi.
Romanya ile yakın temasta olduklarını, bunun ortaya çıkabilecek kazalara ve olaylara örnek teşkil ettiğini belirten Stoltenberg, "Rusya tarafından kasti olarak düzenlenmiş saldırı olduğuna dair bir bilgimiz yok. Soruşturmanın sonuçlarını bekliyoruz." dedi.