Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz.
Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
+(49) 931 3598385
info@alp-media.org
Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...
Almanya Başbakanı Olaf Scholz başkanlığında kabine toplantısı gerçekleştirildi. Federal Şansölyelik Binası'nda gerçekleştirilen toplantıya Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Hurbertus Heil (solda) Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Bakanı Svenja Schulze (sol 2) Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanı Anne Spiegel (sağ 2) Eğitim ve Araştırma Bakanı Bettina Stark-Watzinger (sağda) katıldı.
Avrupalı Türklerin Avusturya‘daki en önemli pastırma imalathanelerinden biri olan Has Kayseri pastırma firması sahibi Dursun Akkaya fabrikanın üretim ünitelerini Aytürk Haber Sitesi’ne açtı.
İmalat, üretim ve satış bölümlerindeki temizlik, sağlık koşulları ve genel durum hakkında bilgiler veren Akkaya, etlerin ilk girdiği andan itibaren sıra ile hangi işlemlerden geçerek sucuk ve pastırma haline geldiğini tek tek anlattı. Pastırma ve sucuğun Avrupalı Türklerin vazgeçemedikleri damak tatlarından biri olduğunu belirten Akkaya, “Hepimiz Türkiye’den gelen ve Anadolu’nun yemek kültürünü çok iyi bilen insanlarız. Dolayısı ile sofralarımızda ve özellikle kahvaltılarımızda pastırma ve sucuk olmaması en önemli eksikliktir. Yaklaşık 20 yıl önce Avusturya Türklerini hedef alarak girdiğimiz sucuk ve pastırma imalathanesi kısa zamanda tahminlerimizin çok ilerisinde büyüyünce Viyana dışına taşınmak zorunda kaldık. Kendi tesislerimizde ve sıkı sağlık koşulları altında artık Avusturya, Almanya ve İsviçre başta olmak üzere bir çok Avrupa ülkesindeki müşterilerimize ulaştırıyoruz” dedi.
Bilindiği gibi Has Kayseri ürünleri kendine özgü lezzeti ile Almanya Türkleri arasında büyük ilgi görüyor.
Robert Koch Enstitüsünden (RKI) yapılan açıklamaya göre, ülkedeki toplam Kovid-19 vaka sayısı 8 milyon 460 bin 546’ya yükseldi.
Son günlerde yeni vaka sayılarının rekor seviyelere ulaştığı Almanya’da dün 133 bin 536, 19 Ocak’ta da 112 bin 323 vaka tespit edildi.
Aktif vaka sayısının 1 milyon 166 bin 100 olduğu ülkede, haftalık 100 bin kişide görülen yeni vaka sayısı 706,3 olarak belirlendi.
Son 24 saatte 170 kişinin Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetmesiyle toplam can kaybı 116 bin 485’e çıktı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 24 Ocak Pazartesi eyalet başbakanlarıyla bir araya gelerek salgındaki durumu ve vaka sayılarının artması sebebiyle yeni önlemlerin alınıp alınmayacağını görüşecek.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) gençleri liderlik eğitimi kapsamında bir araya getiriyor. 5 Eylül 2021 tarihine kadar sürecek olan “KKTC Genç Liderler Programı” kapsamında Kıbrıslı soydaşlar alanında uzman eğitmenlerden; liderlik, uluslararası ilişkiler, tarih ve kültür seminerleri alacak. Program kapsamında KKTC’li gençler ortak tarihi ve kültürel miraslar ile ülkemizin doğal güzelliklerini de düzenlenen gezi program ile yerinde keşfedecek. Program 16 genç katılımcıyla birlikte Ankara gezisi ile başladı. Gençler ilk gün Ankara gezisi kapsamında Ulus'taki birinci ve ikinci meclis binalarını, Etnoğrafya Müzesi’ni ve Anıtkabir’i ziyaret etti. Program sonunda ise katılımcılara sertifikaları verilecek.
Komediseverleri sinema salonlarına çekmeyi hedefleyen "Nalan" filmi, 7 Ocak'ta izleyiciyle buluşacak. Filmin yapımcısı Ertuğrul Fındık (fotoğrafta) AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
- Filmin başrollerini Açelya Topaloğlu, Sergen Deveci, Bülent Alkış, Bahtiyar Engin, Berna Koraltürk, Birsen Dürülü, Taha Ünal ile Hünkar Nihal Konar paylaşıyor
İSTANBUL (AA) - HİLAL UŞTUK - Komediseverleri sinema salonlarına çekmeyi hedefleyen "Nalan" filmi, 7 Ocak'ta izleyiciyle buluşacak.
Yönetmen ve senarist Fatih Mutlu, yapımcı Ertuğrul Fındık ve başrol oyuncuları Açelya Topaloğlu ile Sergen Deveci, filmin hikayesini ve çekim aşamalarını AA muhabirine anlattı.
Televizyonda gündüz kuşağında yayınlanan kadın programlarını çok uzun süre takip ettiğini dile getiren Fatih Mutlu, ardından bu filmin ortaya çıktığını söyleyerek, şöyle devam etti:
" 'İçimde biriktirdiğim bir şeyler var bununla ilgili, henüz farkında değilim. Bu karakterin üstüne gidersem, bir şeyler olacak galiba' dedim. Ortaya bu film hacminde bir şey çıktı. Demek ki gerçekten önemsediğim, üstünde durduğum, burada altını çizmem gereken şeyler var dediğim bir konuymuş. Böylece gündüz kuşağında bir karakterin hikayesini anlattığımız bir film çıktı ortaya."
Mutlu, çekimlerin İstanbul'un farklı mekanlarında gerçekleştiğini dile getirerek, "İstanbul'un bir ucundan bir ucuna, çok farklı mekanlarda çektik. Nalan'ın İstanbul filmi olduğunu ifade edebilirim. Sadece bunu görsel olarak söylemiyorum. Hikayenin olduğu mekanlar ve karakterlerle kurduğumuz bağ anlamında da söylüyorum." dedi.
Çekimlerin 3 hafta sürdüğünü sözlerine ekleyen Mutlu, "Normalde, filmin hacmine göre çok yoğun bir tempo aslında 3 hafta. Fakat çok yoğun provalar yaptık, sete çıkmadan önce. Oyuncu arkadaşlarımız sağ olsun, hepsi provalara çok yoğun katılım gösterdi. Hepsi çok ilgiliydiler. İlk filmini çeken bir yönetmenin kendini tedirgin hissedeceği alanların hepsini bu sayede aştım." ifadelerini kullandı.
- "İçerik eksikliği var"
Yapımcı Ertuğrul Fındık, Nalan'ın salgın sürecinden sonra ortaya çıkan 3-4 komedi filminden biri olduğunu aktararak, "Diğer arkadaşların filmleri de çok değerli. Nalan'ın farkı, biz farklı bir film çektik. Hem yapım hem içerik tarafında farklı özellikleri olan bir film. 7 Ocak'ta seyircimizle buluşacağız. Klasik, alışılagelmiş komedi türünden biraz daha farklı. Daha ziyade Kore usulü romantik komedi dediğimiz, yani komedi başlayıp, dram olarak devam eden bir film. Bu anlamda da özellikle çok geniş bir kitle tarafından ilgiyle izleneceğinden eminiz." değerlendirmesini yaptı.
Alışılmış kalıpların dışında bir iş yaptıklarının altını çizen Fındık, "Başı ve sonunu bir kitap gibi kapattığınızı düşünürseniz, film bir simetri arz eder. Bütün planlar simetri içinde çekildi. Nalan 'ters konuşma' hikayesi. Biz de seyirciye bunu göstermek için bilmeceler bulmacalar koyduk içerikte." dedi.
Fındık, sinema seyircisinin yeniden sinema salonlarına gittiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"İçerik eksikliği var. Dolayısıyla bu içeriği hızla yapımcıların oluşturması lazım. Biz de bir filmimizle buna katkıda bulunuyoruz ama yeni içerikler de oluşturacak filmler çekeceğiz. Bu yıl yeni filmlere de imza atacağız. Zaten bu filmin gösteriminin hemen ardından diğer filmin ön hazırlığı başlıyor. Sürekli içerik üretmek gerekiyor. Seyirci, dijital platformların çok çeşitliliği illüzyonu içerisinde, kendisini sinema disiplini içinde bulmayı çok özledi diye düşünüyoruz. Çok fazla seçenek olduğu için, 'Sinemaya gidilir mi?' gibi bir düşünce yok. Bilakis o disiplin, seyircinin aradığı bir şey."
- "Farklı bir matematiği olan bir senaryoydu"
Oyuncu Açelya Topaloğlu da Nalan'ın sabah programı sunucusu olduğunu belirterek, "2 yıl aradan sonra ilk canlı yayınında, bir travmasının tetiklenmesiyle, afazi rahatsızlığına yakalanıyor. Bu, soru sorulduğunda, düşündüğünün tersini söyleme rahatsızlığı. İşin kötü yanı, bunu yapan kişi kendini duymadığı için, durumun böyle olduğunu bilmiyor. Film bunun üstüne başlıyor." ifadelerini kullandı.
Senaryoyu ilk okuduğunda çok heyecanlandığını dile getiren Topaloğlu, "Çünkü değişik bir hikayesi, farklı bir matematiği olan bir senaryoydu. O heyecanın üstüne tanışmaya gittik ve onların da çok heyecanlı olduğunu gördüm. Aslında bir yerden sonra kolektif bir iş olmaya başladı." diye konuştu.
Genç oyuncu, çekimlerde çok keyifli ve zaman zaman zorlandığı sahneler olduğunun altını çizerek, "3 Haftada çektik bitirdik ama öncesinde bir buçuk aylık ön çalışma süreci vardı. O süreçte tabii hem sahnelere daha rahat adapte olduk, hem partnerim sevgili Sergen Deveci ve diğer sahne arkadaşlarımızla biraz daha çabuk kaynaştığımız için set daha güzel aktı, daha keyifli geçti." dedi.
Nalan karakterinin, filmdeki diğer rol arkadaşlarıyla güçlendiğini sözlerine ekleyen Topaloğlu, "Çünkü ben bu işte gerçekten çok alışılan bir komedi tarzında, Açelya'dan beklenen bir tarzda oynamadım. Bunun için de gayret gösterdim sevgili yönetmeniz sayesinde ama asıl mevzu, asıl komedi, diğer sahne arkadaşlarımla oldu." ifadelerini kullandı.
Topaloğlu, güldürmenin zorluğuna da değinerek, "Sanırım o bir kas gibi oluyor. O kası çalıştırıp, seyirciyi de anlamaya başladığınızda işler biraz daha rahat oluyor ama evet güldürmek bence de zor. Biz eğer bunu başarabiliyorsak ne mutlu bize." dedi.
- "Güzel bir kadın hikayesi"
Sergen Deveci ise yapıma ilişkin şunları aktardı:
"Voleybol takımı gibi düşünürsek, ben buradaki pasörüm. Çok güzel bir kadın hikayesi. Bir kadının yaşadığı travmatik durum diye özetliyorum. Yani hastalık veya yaşadığı bir sorun gibi düşünülebilir ama bir kadının bir yolculuğu var ve ben ona eşlik edip, onun olayını seyirciye anlattığı tarafım belki de. O yüzden, hikaye gereği, benim sorumluluğum biraz daha rahattı. Açelya'nın bir yükü vardı ve o yükü taşırken, elimden geldiğince, partner diyemem belki ama yardımcı olarak ona eşlik etmem gerekiyordu. Bence güzel bir arkadaşlık, güzel bir süreç, güzel bir çalışma ortamı ve set oldu. Günün sonunda güzel bir şey ortaya çıktı. Ben de merak ediyor, izlemek istiyorum."
Çekim süreciyle ilgili olarak da Deveci, "Herkes söylüyor ya; 'Çok eğlenceliydi, çok güldük. Umarım siz de gülersiniz.' diye. Tabii ki herkesin neye güldüğünü tam olarak bilemiyoruz. Herkesin çok güldüğü şey, belki bizim çok gülmediğimiz bir şey olabilir. Ama bizim arkadaşlık ortamımızda güzel, üst düzey bir şaka seviyesi vardı. Birbirimizi anladığımız bir set ortamıydı. Hiç sorun yaşamadık. Bu çok önemliydi bence." diye konuştu.
Deveci, oyuncuların set dışında birlikte zaman geçirmesinin zor olduğunu ancak Nalan'ın ekibinin bunu sağladığını vurgulayarak, "Gerçekten hiçbir şey olmasa bile güzel bir arkadaşlık kaldı elimizde. Umarım güzel de bir iş olur. Hatırası kalır. Bu arkadaşlık, güzel bir işle taçlanır diye umut ediyoruz." dedi.
Güldürmenin zor olmadığını savunan Deveci, sözlenini şöyle tamamladı:
"O matematiği bilmek gerekiyor. Komedi aslında repliklerle de mümkün ama bazı sahnelerde replikler ya da insan performansı, oyuncu performansıyla olmadığını bilirsek, durumları komik tasarlarsak oyuncunun işi daha kolay olur. Hani bazı doğrular vardır. Bu komik değil, bu komik, dediğimiz durumlar var. Komik değil dediğimiz yere tutunmaktan ziyade, komik olan yeri biraz daha geliştirirsek, bence çok zor değil komedi. Çok iyi komedi yaptığımı söylemiyorum ama bence komedi o kadar da zor değil. Eğer durumu komik yaratırsak zaten geri kalan her şey komik oluyor bence."
Filmde, Bülent Alkış, Bahtiyar Engin, Berna Koraltürk, Birsen Dürülü, Taha Ünal ile Hünkar Nihal Konar da rol aldı.